İCRA İFLAS HUKUKU Dersi İlamlı İcra ve Rehnin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takip soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

İlamlı icranın genel esaslarını açıklayınız.


CEVAP:

Para ve teminat alacağı dışında bir alacak için (örneğin, taşınır ve taşınmaz teslimi, bir işin yapılması), takip
yapılmadan önce mutlaka mahkemede dava açılıp ilâm alınması gerekir. Ayrıca, konusu para veya
teminat alacağı olan alacaklar için de ilâmsız icra yoluna başvurmak istemeyen alacaklı, önce
mahkemeden ilâm alıp daha sonra takip yapabilir. Ancak, bu alacaklar için ilâmlı icra takibi yapmak bir
zorunluluk değildir; alacaklının tercihine bağlıdır.

İlâmlı icra takibinde, ilâmsız icradan farklı olarak temel iki aşama söz konusudur. İlâmsız icrada
alacaklı doğrudan icra dairesine başvurarak takibi başlatır. Oysa ilâmlı icrada takip yapmak isteyenalacaklının önce mahkemeye müracaat etmesi, bu konuda bir yargılamanın yapılması ve bunun
sonucunda lehine bir ilâm elde etmesi, daha sonra icra dairesine başvurarak ilâmın icrasının talep etmesi
gerekir. Yani, ilâmlı icrada önce mahkemeye, daha sonra icra dairesine başvurulmalı; önce yargılama,
sonra takip söz konusu olmalıdır. 


#2

SORU:

İlam ve ilam niteliğindeki belgeler nelerdir?


CEVAP:

Mahkeme huzurunda yapılan sulhler (HMK m. 313-315),
• Mahkeme huzurunda yapılan kabuller ve icraî nitelikteki feragatler (HMK m. 307 vd.),
• Kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içeren düzenleme şeklindeki noter senetleri,
• İstinaf ve temyiz kefaletnameleri (İİK m. 33, 36; HMK m. 350, m. 367),
• İcra dairesindeki kefaletnameler.
• Özel kanunlarına göre ilâm niteliğinde sayılan belgeler. Örneğin, baroların para cezaları veya
giderlerin ödenmesi hakkındaki kararları (AvK m. 162, 64, 86), Noterler Birliği Disiplin
Kurulunun para cezasına veya giderlere ilişkin kararları (NK m. 145/II, III; m. 117/I; m. 20/V).
Ayrıca özellikle bazı meslek kuruluşlarının tahsil edecekleri ücretlerle, bazı idarî kararlar ve
kanunlarda ayrıca bir mahkeme hükmüne gerek olmadan tahsil olunacağı öngörülmüş olan
alacaklar (İİK m. 15/I, 24/IV, 25/II, 30/II, 40/II, 94/V, 118/II, 133/II gibi).


#3

SORU:

Alacaklının, elindeki ilâma dayanarak ilâmlı icra takibi yapabilmesi için hükmün kesinleşmiş olması şart mıdır?


CEVAP:

Alacaklının, elindeki ilâma dayanarak ilâmlı icra takibi yapabilmesi için hükmün kesinleşmiş olması
kural olarak şart değildir; hüküm kesinleşmeden de alacaklı ilâmı icraya koyabilir. Karara karşı kanun
yoluna başvurulmuş olması, kural olarak ilâmın icrasını durdurmayacaktır (HMK m. 367/1; m. 350/1).
Ancak, bazı istisnaî durumlarda ilâm kesinleşmedikçe icraya konulamayacaktır.


#4

SORU:

Kesinleşmeden icraya konulamayacak ilamlar nelerdir?


CEVAP:

Taşınmaz ve buna ilişkin aynî haklarla ilgili hükümler kesinleşmeden icra edilemez (HMK m.
367/2, m. 350/2).
• Aile ve şahsın hukukuna ilişkin hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez (HMK m. 367/2, m.
350/2). Ancak nafaka hükümlerinin icrası için kesinleşmesi gerekmez (HMK m. 350, 1, c. 3; m.
367, 1, c. 3).
• Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi hakkındaki kararlar temyiz edilirse, temyiz icrayı
durdurur (MÖHUK m. 57/II).
• Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 33 ve 34. maddelerinde düzenlenen tescil ve tescile itiraza ilişkin
kararlar kural olarak, kesinleşmeden icra edilmeyecektir.
• Ceza mahkemesi ilâmlarının yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkrasının icra olunabilmesi
için kesinleşmesi beklenmelidir (CMK m. 324/IV; 5275 s. K m. 4).
• Sayıştay ilâmları kesinleşmeden icra olunamaz (SayK. m. 64).
• Ayrıca, menfi tespit davasını kazanan ve lehine tazminata hükmedilen borçlu menfi tespit ilâmı
kesinleşmedikçe tazminat ve yargılama giderleri için ilâmlı icra takibi yapamaz


#5

SORU:

İcranın durdurulması hangi durumlarda söz konusu olur?


CEVAP:

Kesinleşmeden icra edilemeyecek ilâmlar dışında, bir hüküm için kanun yoluna başvurulmuş olması
(istinaf veya temyiz yoluna), icrayı durdurmayacaktır. Yani bir yandan kanun yolu prosedürü yürürken
diğer yandan da icra takibi devam edecektir. Borçlu, ilâmın icrasını durdurmak istiyorsa, teminat
karşılığında bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay'dan icranın durdurulması kararı almalıdır.


#6

SORU:

İcranın durdurulması prosedürü nasıldır?


CEVAP:

• Borçlu, önce karara karşı kanun yoluna (istinaf veya temyiz) başvurmalı ve istinafta bölge adliye
mahkemesi ya da temyizde Yargıtay’dan icranın durdurulmasını istemelidir.
• Borçlu, kanun yoluna başvurup icranın durdurulmasını talep ettikten sonra, icra dairesine
başvurup, bölge adliye mahkemesi ya da Yargıtay’dan icranın durdurulması hakkında karar
verilinceye kadar, kendisine uygun bir süre verilmesini istemelidir. İcra müdürü, alacağın
tamamı kadar teminat karşılığında uygun bir süre verir (İİK m. 36, I).
• İlâmda belirtilen şey dışında, başka bir şey teminat gösterilecekse, borçlunun ayrıca icra
mahkemesinden, teminatı kabulüne dair karar alması gerekir.
• İcra dairesinin verdiği süre içinde, bölge adliye mahkemesi ya da Yargıtay bu konuda bir karar
vermezse, icra müdürü yeniden bir süre verir. Bölge adliye mahkemesi ya da Yargıtay, dosya
üzerinden inceleme yaparak bu konuda bir karar verir (HMK m. 350, 367). Bölge adliye
mahkemesi ya da Yargıtay, talebi haksız bulursa reddeder; icranın durdurulmasına karar verirse,
icra dairesi ilâmın icrasını kanun yolu incelemesinin sonuna kadar erteler. Ücreti ilgililer
tarafından verilirse, bölge adliye mahkemesi ya da Yargıtay bu konudaki kararını icra dairesine
en çabuk en uygun yolla bildirir (İİK m. 36/III). İnceleme sonunda bölge adliye mahkemesi
istinaf başvurusunun esastan reddine karar verir ya da Yargıtay temyiz incelemesi sonunda
hükmü onarsa, durdurma kararı kalkar ve takibe devam edilir.


#7

SORU:

Hangi ilam için icranın durdurulması istenemez?


CEVAP:

Nafaka ilamları icranın durdurulmasının istisnasıdır. İcrası durdurulamaz.


#8

SORU:

İcranın iadesi ne demektir?


CEVAP:

İcraya konulmuş bir ilâm hakkında kanun yoluna başvurulmuş, ancak icranın durdurulmasına karar
verilmemiş veya bu talep reddedilmiş olabilir. Bu durumda, bir taraftan kanun yolu incelemesi devam
ederken, diğer taraftan da ilâmlı icra takibi devam edecektir. İlâmlı icra takibi devam ettiğinden, ilâm
konusu para dışında bir şey ise, ilâm yerine getirilmiş; eğer para ise, borçlunun malları haczedilip satılmış
ve para alacaklıya da ödenmiş olabilir. Böyle bir durumda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu
esastan reddeder veya temyiz incelemesi sonunda Yargıtay mahkeme kararını onarsa bir sorun
çıkmayacaktır. Ancak bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu kabul ederek ilk derece mahkemesi
kararını kaldırması ya da Yargıtay’ın kararı bozması sonucunda, icra takibinin dayanağı olan mahkeme
kararının (yani ilâmın) doğru olmadığı yönünde bir karar verilmiş olacağından, ilâmlı icraya eski hâliyle
devam edilememesi gerekir.


#9

SORU:

İlamlı icrada takip talebi nasıl hazırlanır?


CEVAP:

Alacaklı, elindeki ilâmı icra dairesine vererek takip talebinde bulunur (İİK m. 35). Takip talebi
bakımından İİK’nun 58. maddesi, buraya da kıyasen uygulanacaktır (İİK m. 35, 41). Takip talebi icra
dairesine yazılı veya sözlü olarak ya da elektronik ortamda yapılır (İİK m. 58).Takip talebinde,
alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı; alacaklı veya vekili adına ödemenin
yapılacağı banka adı ile hesap bilgileri; varsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik
numarası; şöhret ve yerleşim yeri; alacaklı yabancı memlekette oturuyorsa Türkiye’de göstereceği
yerleşim yeri; borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, alacaklı tarafından biliniyorsa Türkiye
Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yeri yazılır (İİK m. 58). Bu
takipte alacaklı ve borçlu, ilâmda alacaklı ve borçlu olarak belirtilen kimselerdir; takibin konusu olarak da
ilâmda yazılan şey yazılır.


#10

SORU:

Para alacağına ilişkin bir ilamın icrası için takip talebi nasıl hazırlanır?


CEVAP:

Para alacağına ilişkin bir ilâmın icrası söz konusu ise, alacaklının burada diğer takiplerden farklı
olarak takip talebinde hangi yolu seçtiğini bildirmesi gerekmez. Zira, alacaklı icra emrinde belirtilen
ödeme süresi geçtikten sonra haciz veya borçlu iflâsa tâbi ise iflâs yollarından birini seçebilir.


#11

SORU:

İlamlı icrada ödeme emrinin yerini hangi kavram alır?


CEVAP:

İcra emri.


#12

SORU:

İcranın geri bırakılması kavramını açıklayınız.


CEVAP:

İcra emrini alan borçlunun ilâmsız icra takiplerinde olduğu gibi takibe itiraz ederek karşı koyması
mümkün değildir. Daha önce bu konuda bir ilâm ya da ilâm niteliğinde olan alacağı ispat bakımından çok
güçlü belge elde edilmiş olduğundan, kural olarak ilâmlı icra takibine engel olunamaz. Ancak, belirli
sebeplerin bulunması durumunda kanunun icranın geri bırakılması olarak adlandırdığı prosedür yerine
getirilerek takibin ilerlemesine ve sonuçlanmasına engel olunabilir.


#13

SORU:

Taşınır mallar bakımından ilamın gereğinin icrasının nasıl olacağını açıklayınız.


CEVAP:

ilâmda belirtilen taşınır borçlunun elinde bulunursa, zorla alınıp
alacaklıya verilir. İlâm konusu mal, borçlunun elinde bulunamazsa değeri tahsil edilerek
alacaklıya verilir. Değer bakımından da ilâmda yazılı olan değer esas alınır. İlâmda malın değeri
belirli değilse ya da tereddüt ortaya çıkarsa, icra müdürü tarafından haczin yapıldığı tarihteki
değeri esas alınır. Değer belirlenirken, borsa ve ticaret odası bulunan yerlerde buralardan,
olmayan yerlerde bilirkişiden sorulur.


#14

SORU:

Bir şeyin yapılmasına ilişkin ilamların gereğinin icrasının nasıl yapılacağını anlatınız.


CEVAP:

Borçlu ilâmda belirtilen sürede belirtilen işe başlamaz veya bitirmezse bu takdirde bir ayrım yapmak gerekir. Şayet iş başkası tarafından da yapılabilecek bir işse ve alacaklı da isterse, icra müdürü bu işin masrafını bilirkişiye takdir ettirir. Bu masrafı alacaklı öderse, borçludan tahsil edilmek üzere alacaklıdan alınır ve iş yaptırılır; alacaklı masrafı ödemek istemezse, bu durumda borçlunun malları haczedilip satılarak paraya çevrilir ve o iş yaptırılır. Yalnız borçlu tarafından yapılabilecek bir iş söz konusu ise, bu durumda alacaklı İİK’nun 343. maddesine göre şikâyet yoluyla borçlunun cezalandırılmasını talep edebileceği gibi, genel hükümlere göre de zararlarının tazmini için dava hakkını da kullanabilir.


#15

SORU:

Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibin istisnaları nelerdir?


CEVAP:
  • 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut
    finansmanından kaynaklanan rehinle temin edilmiş alacaklar ile Toplu Konut İdaresi
    Başkanlığı’nın rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde rehnin paraya çevrilmesi yoluyla
    takip yapılabilir veya haciz yoluna başvurulabilir (5582 s. Kanunla değişik m. 45/II).
    • Alacağı kambiyo senedine bağlı alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa dahi, rehnin paraya
    çevrilmesi yoluna başvurmadan, doğrudan kambiyo senetlerine özgü haciz veya iflâs yoluna
    başvurabilir (İİK m. 45/III; 167/I).
    • Ayrıca, ipotekle temin edilmiş olan faiz (TMK m. 875) ve yıllık taksit alacakları için de, rehin
    alacaklısı, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmadan, haciz ya da iflâs yoluyla takip
    yapabilir (İİK m. 45/IV).

#16

SORU:

Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibin şartlarını açıklayınız.


CEVAP:

Rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurabilmek için, öncelikle rehin söz konusu olmalıdır. İcra ve
İflâs Kanunu’nun uygulanması bakımından rehin kavramından ne anlaşılması gerektiği, taşınırlar ve
taşınmazlar için İİK’nun 23. maddesinde ayrı ayrı açıklanmış, aslında doğrudan dar ve teknik anlamda
rehin sayılmayan şeyler de, taşınır ya da taşınmaz rehni kapsamına alınmıştır.
Borç muaccel olduğunda ödenmezse, rehin sahibi alacaklı, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe
başvurarak, rehnin satılmasını ve bedelinden alacağının ödenmesini isteyebilir; ancak, ödenmeyen alacak
yerine rehinli malın aynen kendisine verilmesini isteyemez, bu yönde yapılan anlaşmalar da geçersizdir.


#17

SORU:

Taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibi anlatınız.


CEVAP:

Taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmsız takipte de, takip talebine İİK’nun 58. maddesi hükmü
uygulanır; ancak rehin hakkında kayıtlara da yer verilir. Ayrıca takip talebine, rehinli malın ne olduğu,
rehin üçüncü kişi tarafından verilmişse bu üçüncü kişi ile rehnedilen taşınır mal üzerinde sonradan gelen
rehin hakkı varsa bu rehin hakkı sahibinin isim ve adresleri yazılır (Yön. m. 21, b).
Takip talebini alan icra dairesi, borçluya ve varsa rehinli malın maliki üçüncü kişiye bir ödeme emri
gönderir (İİK m. 146, Yön. m. 30) (örnek no: 8). Ödeme emrinde, takip talebindeki kayıtlarla ödeme
süresinin on beş gün olduğu, yedi gün içinde itiraz edilmez ve onbeş gün içinde borç ödenmezse rehnin
satılacağı, borçlu yedi gün içinde rehin hakkına açıkça itiraz etmezse, artık bu takipte rehin hakkını kabul
etmiş sayılacağı, borçlu sadece rehin hakkına itiraz ederse, alacaklının, bu takipten vazgeçerek, haciz
yoluyla takibe devam edeceği bildirilir.
Ödeme emrine itiraz edilmesi konusunda genel haciz yolunda izlenen prosedür burada da geçerlidir.


#18

SORU:

Taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip nasıl gerçekleştirilir?


CEVAP:

Alacak veya taşınır bir mal üzerindeki rehin hakkı veya her ikisi bir ilâma veya ilâm niteliğindeki bir
belgeye (İİK m. 38) bağlanmışsa, taşınır rehni sahibi alacaklı, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı
takip yapabilir (İİK m. 150/h). Bu durumda, öncelikle yine İİK’nun 58. maddesine göre, ancak rehnin
özellikleri de dikkate alınarak bir takip talebi doldurulur.
Bu konudaki takip talebini alan icra müdürü, borçluya, varsa rehinli malın maliki üçüncü kişiye
İİK’nun 32. maddesine göre bir icra emri gönderir. Bu icra emri ile borçluya, yedi gün içinde borcu
ödemez ve icranın geri bırakılmasına ilişkin bir karar (İİK m. 33 ve 36) da getirmezse, rehnin satılacağı
ihtar edilir (Yön. m. 28).
İcra emrini alan borçlu, yedi gün içinde borcu ödemez ve icranın geri bırakılması kararı da getirmezse,
alacaklı rehnedilmiş olan taşınır malın satılmasını isteyebilir.


#19

SORU:

İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibi anlatınız.


CEVAP:

Alacağı ipotekle teminat altına alınmış alacaklının elinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı takip
için gerekli belgeler yoksa başvurabileceği yol, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmsız takiptir. Ancak
alacaklı, ilâmlı takip için gerekli belgelere sahip olsa dahi yine de bu yola başvurabilir. Alacak üst sınır
ipoteği ile temin edilmişse (TMK m. 851/I, c. 2), alacaklı ilâmsız ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip
yapabilir.
Takip talebi, burada da İİK’nun 58. maddesi hükmüne göre düzenlenir. Ayrıca, ipotek edilen taşınmaz
mal, taşınmaz üçüncü kişiye aitse üçüncü kişinin de isim ve adresi de takip talebine yazılır. Alacaklı,
takip talebine ipotek akit tablosunun tapu idaresince verilmiş resmî örneğini (İİK m. 148; Yön. m. 21e),
bunun yanında ipotek, cari hesap veya kredi açma sözleşmesi gibi bir sözleşmenin teminatı olarak
verilmişse, bu sözleşme ve bununla ilgili diğer belge ve makbuzların aslı veya örneklerini eklemek
zorundadır (karş. İİK m. 150a/II, b. 1).
Yetkili icra dairesi bakımından İİK’nun 50. maddesi dikkate alınmakla birlikte, taşınmazın bulunduğu
yer icra dairesi de yetkilidir (İİK m. 148). İcra dairesi, takip talebi üzerine satış hazırlıklarına başlar. Bu
amaçla tapudan kayıt örneklerini ve belediyeden imar durumunu getirtir, takibin kesinleşmesini
beklemeden kıymet takdirini yaptırır (İİK m. 150d). Ayrıca icra dairesi bu durumu İİK’nun 150/b
maddesine göre kiracılara ve 150/c maddesine göre tapu idaresine bildirir ve tapu memuru bu durumu
sicile şerh verir; bu şerhten sonra taşınmazı iktisap edenlere ayrıca icra ya da ödeme emri gönderilmez.
Belirtilen bu işlemler (İİK m. 150/b, 150/c, 150/d) ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı takipte de
uygulanır.


#20

SORU:

Taşınır ve taşınmaz rehninin paraya çevrilmesinde ortak hükümlerden rehnin paraya çevrilmesi ve paranın paylaştırılmasını açıklayınız.


CEVAP:

Kendisine satış isteme yetkisi gelen rehinli alacaklı, taşınır rehninin satışını ödeme veya icra emrinin
tebliğinden itibaren altı ay içinde, taşınmaz rehninin şatışını da aynı tarihten itibaren bir yıl içinde
isteyebilir (İİK m. 150e/I). Bu süre içinde satış istenmezse, yapılan rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip
düşer. Burada genel hacizden farklı olarak takip düşer; ancak rehin baki kalır. Bu sebeple yeniden rehnin
paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmak mümkündür. Satış isteme süresine ilişkin genel haciz yolunda
öngörülen durumlar burada da geçerlidir (İİK m. 150e/III). Rehinli malın satılmasında da genel haciz
yoluyla takipteki satış prosedürü izlenir (İİK m. 150/g atfıyla m. 112-137).
Satış yapılırken burada da rüçhanlı alacakların öncelikle karşılanması gözetilecektir. Ancak burada,
satış isteyen rehinli alacaklıya göre rüçhanı olan alacaklıları dikkate almak gerekir. Satış isteyen rehinli
alacaklı, bu satış bakımından rüçhanlı alacaklı değildir.
Satıştan sonra paraların paylaştırılması da genel haciz yolundaki gibidir (İİK m. 151, 138, 141, 142,
144). Rehnin satış tutarı aynı derecedeki tüm rehinli alacakları ödemeye yetmezse, icra dairesi bir sıra ve
pay cetveli düzenler (İİK m. 151/II, 206/II-III). Aynı malla temin edilmiş birden fazla rehin alacaklısı
arasındaki sıra Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenecektir (taşınır rehni için TMK m. 948;
taşınmaz rehni için.