İDARİ YARGI Dersi Davaların İncelenmesi soru cevapları:

Toplam 46 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

İdari davalarda dilekçe aşaması kısaca nasıl anlatılabilir?


CEVAP:

İdari davalar dilekçe ile açılır. İdari yargıda yazılı
yargılama usulü uygulanır ve inceleme evrak üzerinde
yapılır. Mahkemelerce alınan dava dilekçeleri ilk
incelemeye tabi tutulur ve bu ilk inceleme sırasında
İYUK’da öngörülen sıralama esas alınarak yapılan
inceleme sonucunda dilekçelerde bir eksiklik veya kanuna
aykırılık varsa buna göre farklı kararlar verilir. Eksiklik ya
da kanuna aykırılık bulunmayan dilekçeler, savunması
alınmak üzere karşı tarafa tebliğ edilir.


#2

SORU:

Yazılı yargılama usulü nedir ve hangi mahkemelerde uygulanır?


CEVAP:

Dava inceleme ve yargılamasının evrak
üzerinden yapılması anlamına gelir. Danıştay, bölge idare
mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi
mahkemelerinde yazılı yargılama usulü uygulanır ve
inceleme evrak üzerinde yapılır.


#3

SORU:

İdari davalar nerede ve nasıl açılır?


CEVAP:

İdari davalar, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi
mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı
dilekçelerle açılır.


#4

SORU:

İYUK’un 3. maddesine göre dava dilekçesinde bulunması gerekenler nelerdir?


CEVAP:

İYUK’un 3. maddesine göre dilekçelerde:
• Tarafların ve varsa vekillerinin veya
temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ile
adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye
Cumhuriyeti kimlik numarası;
• Davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı
deliller;
• Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim
tarihi;
• Uyuşmazlık konusu miktar gösterilmelidir.
Ayrıca dava konusu işlemin ve belgelerin asılları veya
örnekleri dava dilekçesine eklenir.


#5

SORU:

Dava dilekçeleri ve davaya ilişkin her türlü evrak nereye teslim edilir?


CEVAP:

Dava dilekçeleri ve davaya ilişkin her türlü
evrak, ilgili mahkemeye ya da bu mahkemelere
gönderilmek üzere idare ve vergi mahkemesi
başkanlıklarına verilmelidir. İdare ve vergi mahkemesi
bulunmayan yerlerde asliye hukuk hâkimliklerine veya
yabancı ülkelerdeki Türk konsolosluklarına verilebilir.


#6

SORU:

Dilekçelerde uyuşmazlık konusu miktar gösterilmek zorunda mıdır? Bunun istisnaları var mıdır?


CEVAP:

Uygulamada kamu görevlilerinin açtıkları
davalarda, zararın belli olmaması sebebiyle, uyuşmazlık
konusu miktar göstermeleri zorunluluğu aranmamaktadır.
Danıştay İçtihadı Birleştirme kararıyla, kamu
görevlilerinin açtıkları tam yargı davalarında miktar
belirtmemelerine imkân tanınmıştır.
Kararda, bazı idari işlemler nedeniyle doğan zararın işlem
yapıldığı anda kesinlikle tespit edilebileceği; bazı idari
işlemlerden doğan zararın ise işlemin yürürlükte kaldığı
süreyle bağlantılı olması sebebiyle, zararın miktarının
belirlenmesinin mümkün olmadığı söylenmektedir.


#7

SORU:

Her idari işlem aleyhine açılacak dava ayrı ayrı mı
açılmalıdır? İstisnaları var mıdır?


CEVAP:

Esas olarak her idari işlem aleyhine ayrı ayrı
dava açılması gereklidir. Ancak, İYUK’un 5.maddesine
göre, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da
sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir
dilekçe ile de dava açmak mümkündür. Birden fazla
işleme karşı bir dilekçeyle dava açılabilmesi için,
işlemlerin davacıyı ilgilendirmesi yeterli değildir. İşlemler
arasında maddi olay ve unsurlar bakımından birlik ya da
sebep-sonuç ilişkisi olmalıdır.


#8

SORU:

Maddi yönden bağlılık nedir?


CEVAP:

Maddi yönden bağlılık, dava konusu edilecek
işlemlerin aynı maddi sebeplere dayanılarak tesis edilmesi
halinde söz konusudur.
Örneğin aynı eylem sebebiyle kamu görevlisine hem
disiplin cezası verilmesi hem de görev yerinin
değiştirilmesi işlemleri arasında maddi yönden bağlılık
vardır. Davacı tarafından yapılan tek inşaatın cezasını
içeren iki ödeme emri tek dilekçeyle dava edilen işlemlere
bir başka örnektir.


#9

SORU:

Hukuki yönden bağlılık nedir?


CEVAP:

Hukuki yönden bağlılık ise işlemlerin hukuki
dayanaklarının aynı olmasıdır. Ayrıca “idari işlemlerden
biri ile ilgili hukuki sorunun çözümünün diğeri veya
diğerleri ile ilgili hukuki sorunların çözümünü de
etkileyecek olması ” halinde de hukuki yönden bağlılıktan
söz edilmektedir. Hukuki bağlılık işlemlerin yargısal
denetiminin aynı yargı yerinin görev alanına girmesini de
gerektirmektedir.


#10

SORU:

İYUK’a göre birden fazla kişi tek dilekçeyle dava açabilir mi?


CEVAP:

İYUK’a göre birden fazla kişi tek dilekçeyle dava
açabilir. İYUK birden fazla işleme karşı tek dilekçeyle
dava açılmasına imkân tanıdığı gibi; hak ve
menfaatlerinde iştirak olması ve davaya yol açan maddi
olay veya hukuki sebeplerin aynı olması koşuluyla birden
fazla kişinin ortak dilekçeyle dava açabilmesine de imkân
sağlamaktadır. Bir idari işlemin birden fazla kişinin ortak
hakkını ihlal etmesi mümkündür.
Örneğin, aynı kararla ve aynı amaca uygun olarak
kamulaştırılan taşınmazlarda iştirak halinde mülkiyet
nedeniyle hissedar olan davacılar arasında hak ve
menfaatte iştirak ile maddi ve hukuki sebeplerde birlik
bulunmaktadır.


#11

SORU:

İYUK’a göre idari yargıda dava ne zaman açılmış sayılır?


CEVAP:

Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi
başkanlıklarına veya buralara gönderilmek üzere ilgili
mercilere verilen dilekçelerin harç ve posta ücretleri
alındıktan sonra deftere derhal kayıtları yapılarak kayıt
tarih ve sayısı dilekçenin üzerine yazılır. Dava bu kaydın
yapıldığı tarihte açılmış sayılır.


#12

SORU:

Herhangi bir sebeple harcı veya posta ücreti
verilmeden veya eksik harç veya posta ücreti ile dava
açılırsa ne olur?


CEVAP:

Herhangi bir sebeple harcı veya posta ücreti
verilmeden veya eksik harç veya posta ücreti ile dava
açılmış olması halinde, otuz gün içinde harcın ve posta
ücretinin verilmesi ve tamamlanması hususu daire başkanı
veya görevlendireceği tetkik hâkimi, mahkeme başkanı
veya hâkim tarafından ilgiliye tebliğ olunur. Tebligata
rağmen gereği yerine getirilmediği takdirde bildirim aynı
şekilde bir daha tekrarlanır. Harç veya posta ücreti süresi
içinde verilmez veya tamamlanmazsa davanın açılmamış
sayılmasına karar verilir ve davacıya tebliğ olunur.


#13

SORU:

Dava açıldıktan sonra posta ücretinde tebliğ
işlemlerinin yapılmasını engelleyecek şekilde azalma
olması halinde ne yapılır?


CEVAP:

Dava açıldıktan sonra posta ücretinde tebliğ
işlemlerinin yapılmasını engelleyecek şekilde azalma
olması halinde, otuz gün içinde posta ücretinin
tamamlanması daire başkanı veya görevlendireceği tetkik
hâkimi, mahkeme başkanı veya hâkim tarafından ilgiliye
tebliğ olunur. Tebligata rağmen gereği yerine getirilmediği
takdirde bildirim aynı şekilde bir daha tekrarlanır. Posta
ücreti süresi içinde tamamlanmazsa dosyanın işlemden
kaldırılmasına karar verilir. Bu kararın tebliği tarihinden
başlayarak üç ay içinde, noksanı tamamlanmak suretiyle
yeniden işleme konulması istenmediği takdirde davanın
açılmamış sayılmasına karar verilir ve davacıya tebliğ
olunur.


#14

SORU:

Mahkemelere sunulan dava dilekçelerinin ilk incelemelerini kim yapar?


CEVAP:

Danıştay, idare mahkemesi veya vergi
mahkemelerine sunulan dava dilekçeleri, Danıştay’da
daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hâkimi, idare
ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme baş kanı veya
görevlendireceği bir üye tarafından ilk incelemeye tabi
tutulur.


#15

SORU:

Dilekçeler üzerinde yapılan ilk incelemede aranan
unsurlar nelerdir?


CEVAP:

İlgili unsurlar şunlardır:
• Görev ve yetki,
• İdari merci tecavüzü,
• Ehliyet,
• İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı,
• Süre aşımı,
• Husumet,
• Dilekçede eksiklik olup olmadığı,
• Tek dilekçeyle birden fazla işleme karşı dava açılıp açılamayacağı birden fazla kişinin aynı dilekçeyle dava açıp açamayacağı.


#16

SORU:

Yargılama aşamasındaki dilekçe hakkı ve cevap süreci nasıldır?


CEVAP:

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun
16.maddesine göre; dava dilekçelerinin ve eklerinin birer
örneği davalıya tebliğ edilir. Davalı idarenin dava
dilekçesine karşı vereceği savunma da davacıya tebliğ
olunur. Dava konusu işleme ilişkin işlem dosyalarının aslı
veya onaylı örneği de idarenin savunması ile birlikte,
Danıştay veya ilgili mahkeme başkanlığına gönderilir.
Davacının, idarenin cevabına karşı ikinci bir dilekçe
sunma hakkı daha mevcuttur.
Davacının ikinci dilekçesi davalıya, davalının vereceği
ikinci savunma da davacıya tebliğ edilir. Buna karşı
davacı cevap veremez. Ancak, davalının ikinci
savunmasında, davacının cevaplandırmasını gerektiren
hususlar bulunduğu, davanın görülmesi sırasında
anlaşılırsa, davacıya cevap vermesi için bir süre verilir.


#17

SORU:

Tebliğlere karşı cevap süresi ne kadardır?


CEVAP:

Kanun, tarafların yapılacak tebliğlere karşı cevap
süresini, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün olarak
düzenlemiştir. Bu süre, ancak haklı sebeplerin bulunması
halinde, taraflardan birinin isteği üzerine görevli mahkeme
kararı ile otuz günü geçmemek ve bir defaya mahsus
olmak üzere uzatılabilir. Sürenin geçmesinden sonra
yapılan uzatma talepleri kabul edilmemektedir.


#18

SORU:

İdari yargıda duruşma var mıdır?


CEVAP:

Yukarıda görüldüğü üzere, idari yargıda, esas
olarak yazılı yargılama usulü geçerli olmakla birlikte,
Kanun duruşma yapılmasına da imkân tanımıştır.
İYUK’un 17.maddesine göre: Danış tay ile idare ve vergi
mahkemelerinde açılan iptal ve bir milyar lirayı aşan tam
yargı davaları ile tarh edilen vergi, resim ve harçlarla
benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları
toplamı bir milyar lirayı aşan vergi davalarında,
taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılır. Duruşma
talebinin dava dilekçesinde veya cevap ve savunma
dilekçelerinde yapılması gerekmektedir. Ayrıca, davayı
gören mahkeme de kendiliğinden duruşma yapılmasına
karar verebilmektedir.


#19

SORU:

İdari Yargıda duruşmalar nasıl yapılır?


CEVAP:

Duruşmalara ilişkin esaslar, Kanun’un 18.
maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre: duruşmaları Daire veya mahkeme başkanı yönetmektedir. Duruşmalar açık
olarak yapılır. Ancak genel ahlakın veya kamu
güvenliğinin gerekli kıldığı hallerde, görevli daire veya
mahkemenin kararı ile duruşmanın bir kısmı veya
tamamının gizli olarak yapılması mümkündür.
Duruşmalarda tutanak tutulmamakta; yargıçlar, duruşmada
tarafları dinlemektedirler. Duruşmalarda taraflara ikişer
defa söz verilir. Taraflardan yalnız biri gelirse onun
açıklamaları dinlenir; hiç biri gelmezse duruşma açılmaz,
inceleme evrak üzerinde yapılır. Danıştay’da görülen
davaların duruşmalarında savcının bulunması şarttır.
Taraflar dinlendikten sonra savcı yazılı düşüncesini
açıklar. Bundan sonra taraflara son olarak ne diyecekleri
sorulur ve duruşmaya son verilir.
Duruşmalı işlerde savcılar, keşif, bilirkişi incelemesi veya
delil tespiti yapılmasını yahut işlem dosyasının
getirtilmesini istedikleri takdirde, bu istekleri görevli daire
veya kurul tarafından kabul edilmezse, işin esası hakkında
ayrıca yazılı olarak düşünce bildirirler.


#20

SORU:

Resen araştırma ilkesi ne demektir?


CEVAP:

İdari yargılama usulünde, görülmekte olan
davanın çözümlenmesi için gereken bilgi ve belgeler, idari
yargı mercileri tarafından doğrudan araştırılır ve incelenir.
Davanın taraflarının sunmasına veya talebine bağlı
olmaksızın her çeşit incelemenin mahkeme tarafından
yapılması, resen araştırma ilkesi olarak adlandırılmıştır.


#21

SORU:

Resen araştırma ilkesi neden önemlidir?


CEVAP:

Resen araştırma ilkesi, bir taraftan yargılamada,
göz önüne alınması gereken kamu düzenine ilişkin
hususlarda mahkemenin sağlıklı bir sonuca ulaşabilmesi,
bir taraftan da idari yargı denetiminin bir hukuka
uygunluk denetimi olması ve herhangi bir işlem veya
eylemin hukuka uygun olup olmadığının bazen kapsamlı
bir araştırma ve incelemeyi gerektirebilmesi nedeniyle
önemli bir ilkedir.


#22

SORU:

İYUK’un 20. maddesine göre hakim kendisine sunulan
bilgi ve belgelerle yetinecek midir? Yoksa uyuşmazlığın
çözümü için gereken bilgi ve belgelere ulaşmak
maksadıyla başka işlem ve eylemler yapabilir mi?


CEVAP:

Resen araştırma ilkesinin yargıca, ilgili kişi ve
kuruluşlardan her türlü bilgi ve belgeyi isteme; keşif
yapma ve özel bilgi isteyen konuların açıklığa
kavuşturulması için bilirkişiye başvurma yetkisini tanıdığı
kabul edilmektedir.
Ancak, uyuşmazlığın çözümü için her türlü incelemeyi
yapma yetkisi sadece bilgi ve belge isteme, keşif yapma
ve bilirkişi incelemesi yaptırmayla sınırlı olmamalıdır.
Kanun’daki ifadeyle, “bakılan davalara ait her çeşit
incelemeyi yapma” yetkisi, gerektiğinde uyuşmazlıkla
ilgili olarak, ifade (veya beyan) alma, tanık dinleme
yetkisini de içerecek şekilde yorumlanmalıdır.


#23

SORU:

Davaya taraf olanların kişilik veya niteliğinde
değişiklik olması yargılama sürecini nasıl etkiler?


CEVAP:

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun
26.maddesine göre, dava görülürken ölüm veya herhangi
bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik
olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına
kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde,
idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar
dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar
verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise,
varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden
hükümsüz kalır. Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait
dilekçeler iptal edilmektedir.


#24

SORU:

İYUK’ta hüküm bulunmayan hallerde hangi kanuna başvurulur?


CEVAP:

İYUK’un 31.maddesine göre: Bu Kanun’da
hüküm bulunmayan hususlarda; hâkimin davaya
bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü
şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların
vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi,
keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım
hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin
sükûnunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı
yapılacak işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu
hükümleri uygulanır.
Ancak, davanın ihbarı ve bilirkişi seçimi Danıştay,
mahkeme veya hâkim tarafından re ‘sen yapılır. İYUK ve
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na atıfta bulunulan
haller saklı kalmak üzere, vergi uyuşmazlıklarının
çözümünde Vergi Usul Kanunu’nun ilgili hükümleri
uygulanır.


#25

SORU:

HMUK hükümleri idari yargıda nasıl uygulanmaktadır?


CEVAP:

HUMK hükümleri, idari yargı uygulamasında
farklı yorumlanmaktadır. Örneğin, davadan feragatin idari
yargı lama usulünün özelliklerine göre yorumlanması
gerektiği gerekçesiyle, feragat konusunda farklı kararlar
verilmekte; bazı davalarda, feragat kabul edilmemektedir.
HUMK kuralları, idari yargı uygulamasında, “idari
davaların nitelikleri dikkate alınarak ve idari dava
türleriyle bağdaştığı ölçüde” uygulanmaktadır. İdari yargı
mercilerinin yorumunun isabetli olup olmadığını
tartışmaksızın şu noktayı belirtmek gerekiyor: Yasa
hükmünün, idari davaların niteliğiyle bağdaşmadığı
gerekçesiyle uygulanmaması veya değişik şekilde
uygulanması, belirsizlik yaratmaktadır. Dilekçelerin
şekline kadar tüm ayrıntıların yasayla düzenlendiği
yargılama usulünde, HUMK’a yapılan atıflar konusundaki
bu belirsizlik kabul edilemez.


#26

SORU:

İYUK’a göre davalar ne kadar süre içerisinde sonuçlandırılır?


CEVAP:

İYUK’un 20. maddesinin 5. fıkrasına göre:
“Danıştay, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde
dosyalar, bu Kanun ve diğer kanunlarda belirtilen öncelik
veya ivedilik durumları ile Danıştay için Başkanlar
Kurulunca, diğer mahkemeler için Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulunca konu itibariyle tespit edilip Resmi
Gazete’ de ilan edilecek öncelikli işler göz önünde
bulundurulmak suretiyle geliş tarihlerine göre incelenir ve
tekemmül ettikleri sıra dahilinde bir karara bağlanır.
Bunların dışında kalan dosyalar ise tekemmül ettikleri
sıraya göre ve tekemmül tarihinden itibaren en geç altı ay
içinde sonuçlandırılır.”


#27

SORU:

İdari davalarda dilekçe aşaması nasıl gerçekleşmektedir?


CEVAP:

İdari davalar dilekçe ile açılır. İdari yargıda yazılı yargılama usulü uygulanır ve inceleme evrak üzerinden yapılır. Mahkemelerce alınan dava dilekçeleri ilk incelemeye tabi tutulur ve bu ilk inceleme sırasında İYUK’da öngörülen sıralama esas alınarak yapılan inceleme sonucunda dilekçelerde bir eksiklik veya kanuna aykırılık varsa buna göre farklı kararlar verilir. Eksiklik ya da kanuna aykırılık bulunmayan dilekçeler, savunması alınmak üzere karşı tarafa tebliğ edilir.


#28

SORU:

İdari dava dilekçelerinde hangi hususların gösterilmesi gereklidir?


CEVAP:

İYUK’un 3. maddesine göre dilekçelerde: Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ile adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası; davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı deliller; davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi ve uyuşmazlık konusu miktar gösterilmelidir.


#29

SORU:

Dilekçelerde uyuşmazlık konusu miktarın gösterilmesi zorunluluğuna istisna getiren Danıştay İçtihadı Birleştirme kararının içeriği ile ilgili neler söylenebilir?


CEVAP:

Dilekçelerde uyuşmazlık konusu miktarın gösterilmesi zorunluluğu konusunda şu noktayı hatırlatmak gerekmektedir: Uygulamada kamu görevlilerinin açtıkları davalarda, zararın belli olmaması sebebiyle, uyuşmazlık konusu miktar göstermeleri zorunluluğu aranmamaktadır. Danıştay İçtihadı Birleştirme kararıyla, kamu görevlilerinin açtıkları tam yargı davalarında miktar belirtmemelerine imkân tanınmıştır. Kararda, bazı idari işlemler nedeniyle doğan zararın işlem yapıldığı anda kesinlikle tespit edilebileceği; bazı idari işlemlerden doğan zararın ise işlemin yürürlükte kaldığı süreyle bağlantılı olması sebebiyle, zararın miktarının belirlenmesinin mümkün olmadığı söylenmektedir. Ayrıca belirtmek gerekir ki; 11.4.2013 tarih ve 6459 sayılı Kanun ile İYUK’un 16/4. maddesine eklenen bir cümle ile tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir.


#30

SORU:

Birden fazla işleme karşı bir dilekçeyle dava açılabilmesi için aranan şartlar nelerdir?


CEVAP:

Esas olarak her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılması gereklidir. Ancak, İYUK’un 5.maddesine göre, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açmak mümkündür. Birden fazla işleme karşı bir dilekçeyle dava açılabilmesi için, işlemlerin davacıyı ilgilendirmesi yeterli değildir. İşlemler arasında maddi olay ve unsurlar bakımından birlik ya da sebep-sonuç ilişkisi olmalıdır.


#31

SORU:

Birden fazla kişinin ortak dilekçeyle dava açabilmesinin ne gibi avantajları bulunmaktadır?


CEVAP:

Birden fazla işleme karşı tek dilekçeyle dava açılması ve birden fazla kişinin ortak dilekçeyle dava açması, aynı maddi olayın veya hukuk kuralının farklı mahkemeler tarafından farklı yorumlanmasını önleyeceği gibi, yargılama sürecini çabuklaştırması bakımından da önemlidir. Bilindiği gibi, Anayasa’nın 141. maddesi, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasını yargıya görev olarak vermiştir.


#32

SORU:

Harcı veya posta ücreti verilmeden ya da eksik harç veya posta ücreti ile dava açılmış olması halinde, ne gibi bir çözüm öngörülmektedir?


CEVAP:

Herhangi bir sebeple harcı veya posta ücreti verilmeden veya eksik harç veya posta ücreti ile dava açılmış olması halinde, otuz gün içinde harcın ve posta ücretinin verilmesi ve tamamlanması hususu daire başkanı veya görevlendireceği tetkik hâkimi, mahkeme başkanı veya hâkim tarafından ilgiliye tebliğ olunur. Tebligata rağmen gereği yerine getirilmediği takdirde bildirim aynı şekilde bir daha tekrarlanır. Harç veya posta ücreti süresi içinde verilmez veya tamamlanmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verilir ve davacıya tebliğ olunur.


#33

SORU:

Hangi durumlarda idari yargı mercilerinde açılan davalar hakkında görevsizlik kararı verilir?


CEVAP:

Açılan davanın adli yargı düzeni içinde bulunan mahkemelerde açılması gerektiği anlaşılırsa, mahkeme tarafından görevsizlik sebebiyle davanın reddine karar verilir.


#34

SORU:

İdari yargının görevli olduğu konularda, görevli veya yetkili olmayan mahkemede açılan dava hakkında nasıl bir karar tesis edilmektedir?


CEVAP:

İdari yargının görevli olduğu konularda ise görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmektedir. Kanun’un 15.maddesine göre bu kararlar kesindir. Dava dosyasının idari yargı düzeni içindeki bir mahkemeye gönderilmesi kararlarına karşı kanun yollarına başvurulamamaktadır.


#35

SORU:

İdari merci tecavüzü ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Dava açılmazdan önce idareye başvurmak zorunluluğu olan hallerde, bu başvuru yapılmaksızın dava açılması durumunda idari merci tecavüzünden söz edilir. Dava açmadan önce idareye başvurulması zorunlu ise mahkeme, dilekçenin başvurulması gereken idari birime iletilmesine karar verir. Dilekçelerin görevli mercie tevdii halinde, Danıştay’a veya ilgili mahkemeye başvurma tarihi, merciine başvurma tarihi olarak kabul edilir. Böylelikle uyuşmazlığın idari başvuru aşamasında çözümlenmesine imkân sağlanmış olmaktadır.


#36

SORU:

İdari yargı mercilerine sunulan dilekçeler, sırasıyla hangi hususlar açısından incelenmektedir?


CEVAP:

İnceleme sırası şöyledir: Görev ve yetki, İdari merci tecavüzü, Ehliyet, İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, Süre aşımı, Husumet, Dilekçede eksiklik olup olmadığı, Tek dilekçeyle birden fazla işleme karşı dava açılıp açılamayacağı/birden fazla kişinin ortak dilekçeyle dava açıp açamayacağı. 


#37

SORU:

İdari yargı mercilerine sunulan dilekçeler, ehliyet başlığı altında hangi açılardan incelenmektedir?


CEVAP:

İptal davalarında davacının ihlal edilen bir menfaatinin, tam yargı davalarında ise ihlal edilen bir hakkının olup olmadığı bu aşamada incelenir. Ayrıca, davacının medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olup olmadığına da bakılır. Eğer davacının dava açma ehliyeti olmadığı tespit edilirse dava reddedilir. Ancak ehliyetli olan kişinin avukat olmayan bir vekili aracılığıyla dava açması halinde, 30 gün içinde bizzat ya da avukat aracılığıyla dava açması için dilekçenin reddine karar verilmektedir.


#38

SORU:

Dilekçelerin taraflara tebliğini takiben kanun tarafından öngörülen cevap süresi kaç gündür?


CEVAP:

Kanun, tarafların yapılacak tebliğlere karşı cevap süresini, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün olarak düzenlemiştir. Bu süre, ancak haklı sebeplerin bulunması halinde, taraflardan birinin isteği üzerine görevli mahkeme kararı ile otuz günü geçmemek ve bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir. Sürenin geçmesinden sonra yapılan uzatma talepleri kabul edilmemektedir.


#39

SORU:

İdari yargılama usulünde resen araştırma ilkesi ile ne ifade edilmektedir?


CEVAP:

İdari yargılama usulünde, görülmekte olan davanın çözümlenmesi için gereken bilgi ve belgeler, idari yargı mercileri tarafından doğrudan araştırılır ve incelenir. Davanın taraflarının sunmasına veya talebine bağlı olmaksızın her çeşit incelemenin mahkeme tarafından yapılması, resen araştırma ilkesi olarak adlandırılmıştır.


#40

SORU:

Resen araştırma ilkesi, idari yargılama usulünde nasıl bir önem taşımaktadır?


CEVAP:

Resen araştırma ilkesi, bir taraftan yargılamada, göz önüne alınması gereken kamu düzenine ilişkin hususlarda mahkemenin sağlıklı bir sonuca ulaşabilmesi, bir taraftan da idari yargı denetiminin bir hukuka uygunluk denetimi olması ve herhangi bir işlem veya eylemin hukuka uygun olup olmadığının bazen kapsamlı bir araştırma ve incelemeyi gerektirebilmesi nedeniyle önemli bir ilkedir.


#41

SORU:

Uyuşmazlığın çözümü için idari yargı mercilerine geniş yetki tanınmasının sebebi nedir?


CEVAP:

İdari yargı merciine, uyuşmazlığın çözümü için böylesine geniş yetki tanımasının sebebi, idare ile kişiler arasındaki eşitsizliğin giderilmesidir. Üstün yetkiler kullanan ve çoğu kez uyuşmazlığın çözümü için gereken bilgi ve belgelere sahip olan idarenin, bu üstünlüğünün davacılar bakımından yaratacağı sakınca bu yolla giderilmektedir. Ayrıca idari yargıda görülen davalar özellikle iptal davaları, sadece kişilerin hak ve menfaatlerini korumaya yönelik olmayıp, idarenin hukuka uygun davranmasını sağlama amacını da taşımaktadırlar. Bu sebeple idari yargıda, uyuşmazlık konusu işlem ya da eylemin hukuka uygun olup olmadığını saptamak için yargıç, her türlü incelemeyi kendiliğinden yapma yetkisine sahip kılınmıştır.


#42

SORU:

Resen araştırma ilkesinin hakime tanıdığı yetkiler nelerdir?


CEVAP:

Resen araştırma ilkesinin yargıca, ilgili kişi ve kuruluşlardan her türlü bilgi ve belgeyi isteme; keşif yapma ve özel bilgi isteyen konuların açıklığa kavuşturulması için bilirkişiye başvurma yetkisini tanıdığı kabul edilmektedir. Ancak, uyuşmazlığın çözümü için her türlü incelemeyi yapma yetkisi sadece bilgi ve belge isteme, keşif yapma ve bilirkişi incelemesi yaptırmayla sınırlı olmamalıdır. Kanun’daki ifadeyle, “bakılan davalara ait her çeşit incelemeyi yapma” yetkisi, gerektiğinde uyuşmazlıkla ilgili olarak, ifade (veya beyan) alma, tanık dinleme yetkisini de içerecek şekilde yorumlanmalıdır.


#43

SORU:

İdari yargılama usulünde yargıcın ilgilileri dinlemesi mümkün müdür?


CEVAP:

İdari yargılama usulünde taraflara tanık dinletme yetkisinin tanınmamış olması, yargıcın ilgilileri dinlemesine engel olmamalıdır. Her çeşit inceleme yapma yetkisi, ilgililerin beyanlarına başvurmayı da içermektedir. Mahkeme en azından yazılı olarak ilgililerin bilgisine başvurabilir.


#44

SORU:

İdari yargı mercilerin isteme yetkisi kapsamındaki bilgi ve belgelerin, hangi durumlarda verilmemesi söz konusu olabilmektedir?


CEVAP:

Kanun, Devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlerine veya Devletin güvenliği ve yüksek menfaatleriyle birlikte yabancı devletlere de ilişkin belgelerin verilmeyeceğini hükme bağlamıştır. Ancak bu bilgi ve belgelere dayanılarak ileri sürülen savunmaya göre karar verilememektedir. 20.maddenin 3. fıkrasına göre: İstenen bilgi ve belgeler Devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlerine veya Devletin güvenliği ve yüksek menfaatleriyle birlikte yabancı devletlere de ilişkin ise, Cumhurbaşkanı ya da ilgili Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan gerekçesini bildirmek suretiyle, söz konusu bilgi ve belgeleri vermeyebilir. Verilmeyen bilgi ve belgelere dayanılarak ileri sürülen savunmaya göre karar verilemez.


#45

SORU:

İdari yargı mercilerinde açılan davaların ne kadarlık bir süre içerisinde sonuçlandırılması gerekmektedir?


CEVAP:

Kanun, davaların dosyanın tekemmülünden yani dilekçelerin verilmesi, gerekli bilgi ve belgelerin toplanması aşamasından sonra en geç altı ay içinde sonuçlandırılmasını emretmektedir. Bazı davalar için ise belirlenen öncelik sırası gözetilmektedir. Dolayısıyla bu tür davaların, dosyanın tekemmülünden itibaren altı aydan daha kısa sürede sonuçlandırılması öngörülmüştür. İvedi yargılama usulüne tabi davaların dosyanın tekemmülünden itibaren en geç bir ay içinde, merkezi ve ortak sınavlara ilişkin davaların ise dosyanın tekemmülünden itibaren on beş gün içinde karara bağlanması gerekmektedir. Bu tür davalarda ara kararı verilmesi, keşif, bilirkişi incelemesi ya da duruşma yapılması gibi işlemler ivedilikle sonuçlandırılacağı düzenlenmiştir.


#46

SORU:

İdari yargı mercilerinde görülen davaların karara bağlanması nasıl gerçekleşmektedir?


CEVAP:

Kanun, davaların karara bağlanmasını şu şekilde düzenlemiştir: Konular aydınlandığında meseleler sırasıyla oya konulur ve karara bağlanır. 15'inci maddede sayılan sebeplerden biri ile veya yargılama usullerine ilişkin meselelerde azınlıkta kalanlar işin esası hakkında da oylarını kullanırlar. Azınlıkta kalanların görüşleri, kararların altına yazılır. Her dava dosyası için görüşmelere katılan başkan ve üyelerin, Danıştayda düşünce veren savcının, tetkik hâkiminin ve tarafların ad ve soyadlarını, incelenen dosya numarasını, kısaca dava konusunu ve verilen kararın neticesini, çoğunlukta ve azınlıkta bulunanları gösteren bir tutanak düzenlenmektedir. Bu tutanaklar görüşmelere katılanlar tarafından aynı toplantıda imzalanır ve dosyalarında saklanır.