İKTİSADA GİRİŞ II Dersi BÜYÜME, İSTİHDAM VE VERİMLİLİK soru cevapları:
Toplam 55 Soru & Cevap#1
SORU: İktisadi büyüme nedir?
CEVAP: İktisadi büyüme, reel milli gelirde artış demektir.
#2
SORU: İktisadi büyüme hangi göstergeler ile ölçülür?
CEVAP: İktisadi büyüme; • Reel gayri safi milli hasıla (GSMH) veya • Reel gayri safi yurt içi hasıladaki (GSYH) büyüme ile ölçülür (Buna kısaca hasıla artışı/ azalışı da diyebiliriz). GSMH veya GSYH’deki büyüme pozitif olabileceği gibi negatif de olabilir. O hâlde iktisadi büyümeden bahsedebilmek için birbirini izleyen dönemlere (dönemler ay, üçer ay ya da yıl olabilir) ait verilere gerek duyarız. Bu iki ölçüye ek olarak kişi başına reel milli gelir ölçütü de kullanılır.
#3
SORU: İktisadi büyümenin vatandaşlar üzerine etkileri nelerdir?
CEVAP: İktisadi büyüme ile reel ulusal gelirdeki büyüme olarak düşünüldüğünde daha fazla mal ve hizmetin üretildiği, böylece hasılanın arttığı ve ülke halkının daha fazla mal ve hizmet tüketebildiği anlaşılır. Toplam hasıladaki artış hızının nüfus artış hızından daha hızlı büyümesi, reel ücret ve gelirin artmasına ve böylece yaşam standartının yükselmesine yol açar. İktisaden büyüyen bir ekonomi, ülke yurttaşlarının isteklerini karşılamaya ve çeşitli sosyoekonomik sorunları çözmeye yardım eder. Artan reel gelir, bireylere ve hane halkına daha iyi yaşam koşulları (daha iyi beslenme, daha iyi konutlarda yaşama, dahi iyi eğitim ve sağlık, tatil gibi) sağlar. Sosyoekonomik olarak da mevcut tüketim, yatırım ve kamusal hizmetleri etkilemeksizin yoksulluğun azaltılması, çevreyi daha iyi koruma gibi fırsatlar da yaratır. Böylece, iktisadi büyüme, iktisadın temel tanımında yer alan kıtlık kavramının etkilerini hafifletir. Bu günkü tüketim olanaklarının artması yanında, gelecekteki üretim kapasitesinin ve böylece gelecekte de daha fazla tüketim yapabilmeye fırsat yaratır.
#4
SORU: Rakamlarla ifade edilmeyen ancak iktisadi büyümenin vatandaşlar üzerinde oluşturduğu olumlu etkiler nelerdir?
CEVAP: İktisaden büyüyen ülkelerde daha kaliteli mal ve hizmet tüketimi ve daha fazla boş zaman yaratılabilmekte ve bunlar da iktisadi büyümenin sağladığı olanaklar arasında yer almaktadır. Aynı şekilde iktisadi büyüme, daha az çalışma ve daha fazla boş zaman yaratma kapasitesine de sahiptir. İktisaden gelişmiş ülkelerde haftalık çalışma saatleri zaman içinde düşmektedir: 100 sene önce nerede ise hiç tatil yapmaksızın haftada 70-80 saat olan çalışma süreleri 50 yıl önce haftada 50 saate ve bugün haftada 40 saatin altına inmiştir. Böylece bu ülkelerin yurttaşları daha fazla boş zamana, yani kendilerine ayırabilecekleri zamana sahip olmaktadırlar.
#5
SORU: Gayri Safi Milli Hasıla(GSMH) ya da Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) hangi fiyatlar ile ölçülür?
CEVAP: GSMH ya da GSYH; cari fiyatlarla, sabit fiyatlarla ve uluslararası karşılaştırmalar yapabilmek için de yaygın bir yabancı para (genellikle ABD doları) ile hesaplanır.
#6
SORU: Cari fiyatlar ile GSMH ve GSYH hesaplanmasının sebebi nedir?
CEVAP: Cari fiyatlarla yapılan hesaplamalar, yıldan yıla fiyatlardaki değişmeyi de içerir. Böylece, GSMH ya da GSYH artmış görünse bile, bu artış, mal ve hizmet üretimi artmadan, sadece fiyatlardaki artıştan kaynaklanabilir ya da mal ve hizmet üretimindeki artış hızı, fiyatlardaki artış hızından düşük olsa bile GSMH, ya da GSYH artmış görünebilir. Böylece GSMH ya da GSYH artışı yanıltıcı olabilir, GSMH ya da GSYH artmış görünmesine rağmen, mal ve hizmet artışını yansıtmamış olabilir.
#7
SORU: Sabit fiyatlar ile yapılan GSMH ve GSYH hesapları hangi sorulara cevap verir?
CEVAP: Fiyatlar artmasaydı ne kadar mal ve hizmet üretmiş olurduk? Örneğin baz yıl, Türkiye ekonomisi için 1988 yılı olarak kabul edilirse diğer yıllar için GSMH ya da GSYH şöyle de yorumlanabilir: 1988 yılı fiyatları her yıl için geçerli olsa idi, yani fiyatlar hiç artmasa idi, GSMH ya da GSYH ne kadar olurdu?
#8
SORU: Fiyat endeksi nedir?
CEVAP: Fiyat endeksi, belirli mal ve hizmetlerin içinde toplandığı bir sepeti satın alabilmek için herhangi bir yılda (örneğin 2010 yılında) yapılacak harcamanın, aynı sepeti baz yılda (Türkiye için 1988) almak için yapılan harcamaya oranıdır.
#9
SORU: Fiyat endeksinin birimi nedir?
CEVAP: Lirayı liraya böldüğümüz için endeksin bir birimi yoktur. Sadece bir sayıdır.
#10
SORU: Reel GSMH hesaplanmasında izlenen yollar nelerdir?
CEVAP: Reel GSMH hesaplanmasında izlenen iki yol kısaca şöyle açıklanabilir: • Her yılın cari GSMH ya da GSYH değerleri alınır. GSMH ya da GSYH fiyat endeksi hesaplanır. Her yılın cari GSMH ya da GSYH değeri aynı yılın fiyat endeksine bölünerek reel GSMH ya da reel GSYH hesaplanmış olur. • Her yılın cari GSMH ya da GSYH değerini oluşturan mal ve hizmet miktarları ile bunların fiyatları birbirinden ayrıştırılır. (Yani, her yıl için üretilen mal ve hizmet miktarları ve fiyatları bir liste haline getirilir). Daha sonra, bu miktarlar, baz yılındaki aynı mal ve hizmetlerin fiyatları ile çarpılarak reel GSMH ya da GSYH hesaplanır. Bir sonraki işlem olarak, her yılın cari GSMH ya da GSYH değerleri, aynı yılın reel GSMH ya da GSYH değerlerine bölünerek fiyat endeksi de hesaplanabilir.
#11
SORU: Fiyat endeksi Türkiye’de hangi kurum tarafından hesaplanmaktadır?
CEVAP: Türkiye fiyat endeksi, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından hesaplanır.
#12
SORU: İktisadi büyümenin yıllar içinde nasıl değişmesi beklenmektedir?
CEVAP: İktisadi büyümenin uzun yıllar boyunca istikrarlı kalması ve fazla dalgalanma göstermemesi esastır. İstikrarlı bir iktisadi büyüme iktisadi ajanlara (yani hane halkı, iş dünyası, kamu sektörü ve o ülke ile iktisadi ilişkide olan yabancılar) gelecekle ilgili planlarını (fiyatlama, yatırım, üretim ve istihdam gibi) yaparken güven verecek ve gelecekle ilgili beklentilerinin gerçekleşmesini sağlayacaktır. Buna karşılık istikrarsız bir büyüme iktisadi ajanlarca güvensizlik olarak algılanacak ve beklentilerinin gerçekleşmemesini sağlayacaktır.
#13
SORU: Kişi başına reel ulusal gelir nedir ve nasıl hesaplanır?
CEVAP: Bu oran reel hasılanın nüfusa bölünmesi ile elde edilir. Bu oranın hesaplanması şu konuda açık bir bilgi verir: Bir ülkenin hasılası büyüyor olabilir, ancak nüfus artış oranı, gelirdeki büyümeden hızlı ise kişi başına düşen gelirdeki büyüme geriliyor demektir. İktisadi büyümeden beklenen ise hasıladaki artış oranının nüfustaki artış oranından fazla olmasıdır ki böylece, kişi başına düşen mal ve hizmet tüketimi artıyor olsun.
#14
SORU: İktisadi büyüme ile ilgili sorunlar nelerdir?
CEVAP: İktisadi büyüme, yaşam standartlarının yükselmesini sağlıyor olsa da bu, toplumun her üyesinin hayat standartının arttığı anlamına gelmeyebilir. Bir başka söyleyişle, iktisadi büyümenin ortalama yurttaşın hayat standartını ne kadar değiştirdiğine bakmamız gerekir. Bu ise, gelir dağılımına bakmamız ve bu dağılımdaki değişmeleri izlememiz gerektiğini anlatır. İktisadi büyüme gerçekleşirken zenginlerin daha zengin, fakirlerin daha fakir kalması mümkündür. • Hasıladaki artıştan ülkenin her üyesinin ya da hane halkının aynı derecede faydalanamadığı sonucu çıkarılabilir. • Kişi başına gelirin hayat standartı konusunda yetersizliğinin bir diğer yönü de yaşam kalitesi hakkında bir fikir vermemesidir (Hayat standartı ve yaşam kalitesinin iki farklı kavram olduğuna dikkat ediniz). Toplumsal yaşamda tam olarak para ile ölçülemeyen bazı değerler de vardır ve insanlar para dışı değerlere de önem verirler: Bireysel özgürlüklerin sağlanması, kişilik haklarına saygı, boş zamanlarını güzel geçirebilme, temiz bir çevrede yaşayabilme, trafikte uzun saatler geçirmeme gibi. Bir ülkede iktisadi büyüme sağlanıyor olabilir, ancak, çevre kirliliğinin artması ya da özgürlükleri sınırlayacak politik gelişmeler de artıyor olabilir ya da çalışma koşulları daha uzun saatler çalışmayı gerektirebilir. Böyle durumlarda iktisadi büyümeye rağmen yaşam kalitesi geriliyor demektir.
#15
SORU: İktisadi büyümeyi neler belirler?
CEVAP: Uzun dönem toplam arz eğrisi, tam istihdam gelir seviyesinde (potansiyel ulusal gelir) dik bir doğrudur. İktisadi büyüme, tam istihdam gelir seviyesinin sağa doğru kaymasını gerektirir. Hızlı büyüme oranlarında, bu kayma daha hızlı olacaktır. Uzun dönem toplam arz eğrisinin sağa doru kaymasında dört önemli üretken faktörün büyümesinin etkisi vardır: • İşgücü (emek), • Sermaye, • Toprak ve doğal kaynaklar, • Teknoloji.
#16
SORU: İş gücü nedir?
CEVAP: İş gücü, nüfusun bir fonksiyonu olmakla birlikte, Uluslararası Çalışma Örgütü (UÇÖ; International Labour Organization, ILO) tarafından yapılan ve genel kabul gören tanıma göre, iş gücü, nüfusun 15 ile 60 yaş arasını kapsar ve bu yaş grubundaki nüfusun toplam nüfusa oranıdır. Hekimler tarafından belirlenen bu yaş grubu, bir gencin, fiziki ve zihinsel gelişimi ile çalışmaya başlayabileceği, 60 ise emekliye ayrılabileceği yaşı gösterir.
#17
SORU: Marjinal Ürün Hasılası (MÜH) nedir?
CEVAP: Bütün üretim faktörleri sabit iken bir tane ek işçi istihdam etsek, üretim miktarı ne kadar değişir? Değişen üretim miktarına marjinal ürün diyelim. Bu, fiziki anlamda bir ölçüdür. Örneğin; bir konfeksiyon fabrikasında, diğer üretim faktörleri sabit iken bir tane daha işçi istihdam edildiğinde, 10 adet fazla gömlek üretebiliyorsak, bu sayı marjinal ürün dür. Yani, diğer üretim faktörleri sabit iken, yeni bir işçinin üretime yaptığı katkının sayısal miktarıdır. (Azalan getiri yasasına göre, diğer üretim faktörleri sabit iken, sadece işçi sayısı artarsa, artan her ek işçinin üretime yaptığı miktar cinsinden katkının giderek azalacağını bilelim). Bu ürünün sayısının (yani 10 gömleğin) piyasa fiyatları ile çarpılması sonucu ortaya çıkan parasal büyüklüğe marjinal ürün hasılası diyeceğiz. O halde marjinal ürün hasılası, üretime katılan son iş gücünün firmanın toplam hasılasına yaptığı katkı, ya da toplam hasılada meydana getirdiği değişikliktir.
#18
SORU: Marjinal Faktör Maliyeti (MFM) nedir?
CEVAP: Bir firma, kârını en yüksek kılabilmek için ne kadar işçi istihdam etmelidir? Diğer üretim faktörleri sabit iken istihdam edilen her ek işçinin firmanın toplam hasılasına yaptığı katkı, toplam maliyetine yaptığı katkıdan yüksek olduğu sürece, firma işgücü istihdamına devam edebilir. Firmanın istihdamı durduracağı nokta, istihdam edilen son işçinin toplam hasılaya yaptığı katkının, maliyetine eşit olduğu noktadır. Buna marjinal faktör maliyeti denir.
#19
SORU: Diğer üretim faktörleri sabitken ne kadar işçi istihdamı firmanın kârını en fazla yapar?
CEVAP: MÜH MFM olduğunda firmanın kârı en fazla olur. Yani firma istihdamında şu kuralı gözetecektir: İstihdam ettiği her işçinin toplam hasılasına yaptığı katkıyı, bu işçi için katlanacağı maliyetle karşılaştıracak; toplam hasılaya yaptığı katkı (MÜH), toplam maliyette meydana gelen değişiklikten (MFM) büyük olduğu sürece işçi istihdamına devam edecek, her ikisi birbirine eşit olunca (MÜH MFM) istihdamı durduracaktır. Bu noktada çalışan işçi sayısı, fiyatlar ve ücretler o seviyede iken firmanın istihdam edeceği işçi sayısıdır. Ülkedeki bütün işletmeleri bu şekilde davrandığı da kabul edilecektir.
#20
SORU: İş gücü talebi nasıl belirlenir?
CEVAP: İş gücü talebi, firmalar ve kamu sektörü tarafından, üretim fonksiyonları, işgücü verimliliği bireysel beceri farkları ve geçerli ücretler göz önüne alınarak belirlenir.
#21
SORU: Gönüllü işsiz ve ümitsiz işçiler kavramları ne anlama gelmektedir?
CEVAP: Geçerli ücretlerden çalışma imkanı olduğu hâlde bu ücreti veya çalışma koşullarını beğenmeyip çalışmayan kişiler gönüllü işsiz olarak adlandırılır. Belirli bir süre iş aradıktan sonra iş bulamadıkları için iş aramaktan vazgeçen ve iş gücü piyasası dışında sınıflandırılan gruba da ümitsiz işçiler denir.
#22
SORU: GSYH açığı nedir?
CEVAP: İşsizlik nedeni ile kaybedilen toplam hasıla ne kadardır? Yani, geçerli ücretlerden çalışmak isteyen, fakat yeteri kadar iş olmadığı için çalışamayanlar nedeni ile ne kadar toplam hasıla kaybedilmektedir? Bir başka söyleyişle, geçerli ücretlerden çalışmak isteyen işsizlere de iş bulunabilse idi potansiyel üretim miktarını temsil eden ne kadar mal ve hizmet üretilmiş olurdu? Bu iki GSYH arasındaki farka (yani potansiyel ile cari arasındaki farka) GSYH açığı denir.
#23
SORU: Okun Yasası neyi açıklamaktadır?
CEVAP: Bu yasa, işsizlik oranı ile GSYH açığı arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Bunun için doğal işsizlik oranı denilen ve sadece geçici ve yapısal işsizliğin toplamından oluşan bir işsizlik türü tanımlanır, devrevi işsizlik yoktur. İşte bu doğal işsizlik oranının üzerindeki her 1 puanlık işsizlik yüzünden kaybedilen hasıla, Okun tarafından Amerika Birleşik Devletleri için 2 puan olarak hesaplanmıştır. Örneğin, doğal işsizlik oranı yüzde 5 olsun. Ülkedeki o andaki cari işsizlik ise yüzde 8 olsun. Cari işsizlik ile doğal işsizlik arasındaki fark, 3 puandır. Her bir puan için yüzde 2 hasıla kaybı olduğuna göre 3 puan nedeni ile yüzde 6 hasıla kaybı söz konusudur. O yılın potansiyel hasılası 5000 milyar dolar ise kayıp hasıla, 5000 milyar doların yüzde 6’sı olan 300 milyar dolardır. Bu rakam Amerika Birleşik Devletleri ekonomisi için geçerlidir, her ülke kendi hasıla açığını hesaplayabilir. Bu rakam, hükümetlerin hasıla kaybını düşürmek için uygulayacakları politikaları belirleme için önemli bir parametredir.
#24
SORU: İşsizliğin ekonomi için oluşturduğu maliyetler nelerdir?
CEVAP: İşsizliğin en önemli maliyeti, üretebileceğimiz potansiyel bir üretim miktarının altında kalmamızdır. Ayrıca, iş gücünün okullarda aldığı eğitim-öğretim için yapılan harcamaların da bir üretime dönüşememesi nedeni ile oluşan beceri kayıplarının yaratacağı iktisadi kaybı da göz önünde bulundurmak gerekir. İşsizlere yapılan işsizlik tazminat ödemeleri de işsizliğin maliyetleri arasında sayılmalıdır. Nihayet, işsizliğin yarattığı psikolojik sorunlar, depresyon, suç oranlarının artması, sosyal sorunlar ve özgüven kaybı gibi olumsuzlukları da hatırlamak gerekir. İlk başta iktisadi gibi görünmeyen bu ikinci grup olumsuzluklar; suç oranlarının artmasına karşı kamunun daha çok harcama yapması, psikolojik sorun ve depresyon tedavi masrafları gibi harcamalarla son tahlilde iktisadi maliyete dönüşmektedir.
#25
SORU: Sayısal olarak bakıldığında dünyada en fazla iş gücüne sahip ülkeler hangileridir?
CEVAP: Çin, Hindistan, Endonezya, Filipinler, Brezilya gibi nüfusu kalabalık ülkelerde iş gücü çok yüksektir.
#26
SORU: Sermaye nedir?
CEVAP: İktisadi büyümenin en önemli faktörlerinden olan sermaye, günlük yaşamda sıkça kullanılan para ve benzeri kavramları değil; üretimde kullandığımız fabrika, makine, ekipman, ofis, işyeri, depo, baraj, enerji santralı, yollar, köprüler, limanlar, havaalanları, demiryolları, ulaştırma araçları, haberleşme uyduları ve her türlü ulaştırma araç ve ekipmanı kapsar.
#27
SORU: Üretim fonksiyonu nedir?
CEVAP: Üretim fonksiyonu: veri teknoloji altında, işgücü ve sermayenin bir araya gelerek hasılayı üretmesini gösteren matematiksel ilişkidir.
#28
SORU: Verimlilik nedir?
CEVAP: Verimlilik, üretimin (hasılanın) bunu yaratan üretim faktörlerine (iş gücü, sermaye ya da her ikisine) oranıdır. Verimliliği, işgücü (emek) verimliliği veya sermaye verimliliği olarak ölçeriz.
#29
SORU: İktisadi büyüme hangi iki büyüme oranına bağlıdır?
CEVAP: İktisadi büyüme; • Hem üretim faktörlerinin büyümesine, • Hem de teknolojik gelişmeye bağlıdır. Teknolojik gelişme üretim faktörlerinin daha verimli kullanılmasına yol açar. Eğer hem üretim faktörleri artıyorsa ve hem de her faktör daha verimli kullanılıyorsa hasıladaki artış, üretim faktörlerinin büyüme hızından daha fazla olur. Böylece iktisadi büyüme, toplam faktör büyümesi ve üretim faktörlerinin büyümesinin toplamı olacaktır. İktisadi Büyüme Oranı Toplam Faktör Büyüme Oranı + Üretim Faktörlerinin Büyüme Oranı
#30
SORU: Verimliliği etkileyen faktörler nelerdir?
CEVAP: Verimliliği etkileyen faktörler; işgücünün kalitesi, sermaye stokunun büyümesi, teknolojik gelişme ve diğer faktörler olarak sıralanabilir.
#31
SORU: İş gücünün sadece ucuz olması yeterli midir?
CEVAP: Firmaların ucuz işgücü talep ettiklerine dair yaygın bir kanı vardır. Günümüz ekonomilerinde, ucuz iş gücü tek başına önemli olmamaktadır. Aynı derecede önemli bir diğer konu da verimliliktir ve bu da işgücünün niteliklerine bağlıdır. Son yıllarda sıkça kullanılmakta olan beşeri sermaye, iş gücü verimliliğini açıklamakta önemli bir kavramdır. Beşeri sermaye, iş gücün aldığı eğitim, işbaşında yapılan pratik eğitimler ve deneyimle yakından ilgilidir. Eğitimin okullarda alınan kısmı, yani işçilerin okulda geçirdikleri süreler, beşerî sermayenin oluşmasına önemli katkılar sağlarlar. Bunun için, eğitime verilen önem de bütün dünyada artış göstermektedir.
#32
SORU: Gelişmiş ülkelerin iş gücü yetiştirmede avantajları ve dezavantajları nelerdir?
CEVAP: Gelişmiş ülkeler eğitim için ulusal gelirden büyük paylar ayırabilirler. Gelişmiş ülkelerin bu yönde avantajlı olduklarını vurgulamak gerekmektedir. Ulusal gelirleri yüksek ülkeler, eğitim için daha yüksek paylar ayırabilmektedirler. Bu ülkeler, ekonomi için gerekli olan işgücünü yetiştirmek için mesleki eğitim ya da üniversiteler için daha fazla kaynak ayırabilirler ve yüksek kaliteli mühendis, iktisatçı, işletmeci, hukukçular yanında ara eleman denilen elemanları da yetiştirebilirler. Gelişmiş ülkelerin yetişmiş işgücünde karşılaştıkları sorun ise işgücü ücretlerinin yüksek ve böylece maliyetlerin yüksek olmasıdır.
#33
SORU: Gelişmekte olan ülkelerin iş gücü yetiştirmekte karşılaştıkları sorunlar nelerdir?
CEVAP: Bu ülkelerin ulusal gelirleri düşük olduğu için eğitime de yüksek kaynaklar ayırmakta zorlanmaktadırlar. Yine de bir grup gelişmekte olan ülke, teknolojinin önemi gibi eğitimin de önemini anlamışlardır ve buraya daha fazla kaynak ayırmaktadırlar. Yetişmiş iş gücüne sahip olundukça bu ülkeler, düşük ücret avantajlarını kullanarak doğrudan yabancı sermaye yatırımları için cazip yerler olmaktadırlar. Özellikle Uzak Doğu ülkeleri bu yönde ilk adımları atmanın avantajı ile yabancı sermaye yatırımları çekebilmekte, üretim ve istihdam artışları sağlayabilmektedir.
#34
SORU: İktisadi büyüme ve kalkınma ilişkisi nasıldır?
CEVAP: İktisadi büyüme ve kalkınma birbirine yakın olsalar da aralarında farklar olan iki konudur. Gelişmekte olan ülkelerin; düşük sermaye yoğunluğu ve yüksek nüfus artış hızları ile yaşam standartlarını nasıl yükseltebilecekleri, iktisat ilminin yeni ve önemli konuları arasındadır. İktisadi büyüme, verimlilik ve üretim faktörlerinin artmasına bağlıdır. Verimlilik artışları düzenli ve istikrarlı olmayabilir, fakat büyümeyi doğrudan etkiler. Gelişmekte olan ülkelerdeki işgücü artışları, gelişmiş ülkelerdekinden daha fazladır. Buna karşılık gelişmekte olan ülkelerdeki tasarruf oranlarının düşüklüğü, sermaye birikiminin de yavaş artışına neden olur. Sermaye olmaksızın da işgücünün verimli olma yeteneği sınırlanmış olur. Böylece, işgücü hızlı artarken büyüme oranları göreli olarak düşük kalır. Böylece gelişmekte olan ülkelerin hasıla artışı ve yaşam standartlarını yükseltmek için kullanmaları gereken iktisadi yöntemler incelenmek durumundadır.
#35
SORU: Kalifiye iş gücüne olan talep göçü nasıl etkiler?
CEVAP: Kalifiye işgücüne olan talebin aynı ülkenin içinde başka bölgelerde (hatta başka ülkelerde) olması, bu tür işgücünün kolaylıkla göç etmelerini de sağlamaktadır. Hem yüksek ücretler kazanabilmeleri hem de kolay iş bulabilmeleri, bu göçleri kolaylaştırmaktadır.
#36
SORU:
İktisadi büyüme nedir?
CEVAP:
Gayri Safi Milli Hasıla ya da Gayri Safi Yurt İçi Hasıla ile ölçülen reel milli gelirdeki artış demektir.
#37
SORU:
Fiyat endeksi nedir?
CEVAP:
Belirli mal ve hizmetlerin içinde tanımlanmış bir mal demeti bulunan “sepeti” satın alabilmek için cari yılda yapılacak harcama ile aynı sepeti baz yılda satın almak için yapılacak ödemenin birbirlerine oranıdır.
#38
SORU:
Gelir dağılımı nedir?
CEVAP:
Nüfusun ayrıldığı beş dilimin (her birisi nüfusun yüzde 20’sini kapsar) her birisinin gayri safi yurt içi hasılanın yüzde kaçını aldığının hesaplanmasıdır.
#39
SORU:
İşgücü nedir?
CEVAP:
Bir gencin fiziksel ve zihinsel olarak çalışmaya başlayacağı yaş olarak kabul edilen 15 ile emekliye ayrılma yaşı olarak kabul edilen 60 yaş arasındaki nüfusun, toplam nüfusa oranıdır, bir yüzde orandır ve sayı kadar, işgücünün kalitesi de önemlidir.
#40
SORU:
70/büyüme oranı neyi ifade etmektedir?
CEVAP:
Hasılanın ya da kişi başına gelirin ne kadar zamanda iki katına çıkacağını hesaplama için pratik bir yöntemdir.
#41
SORU:
İktisadi büyümeyi uzun dönemde neler etkiler?
CEVAP:
İktisadi büyüme, tam istihdam gelir seviyesinin sağa doğru kaymasını gerektirir. Hızlı büyüme oranlarında, bu kayma daha hızlı olacaktır. Uzun dönem toplam arz eğrisinin
sağa doğru kaymasında dört önemli üretken faktörün büyümesinin etkisi vardır: İşgücü (emek), sermaye, toprak ve doğal kaynaklar, teknoloji.
#42
SORU:
İşgücü kavramı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından nasıl tanımlanmıştır?
CEVAP:
İşgücü: bir gencin fiziksel ve zihinsel olarak çalışmaya başlayacağı yaş olarak kabul edilen 15 ile emekliye ayrılma yaşı olarak kabul edilen 60 yaş arasındaki nüfusun, toplam nüfusa oranıdır, bir yüzde orandır ve sayı kadar, işgücünün kalitesi de önemlidir.
#43
SORU:
Marjinal ürün nedir?
CEVAP:
Marjinal ürün hasılasını şu şekilde tanımlayabiliriz: Bütün üretim faktörleri sabit iken bir tane ek işçi istihdam etsek, üretim miktarı ne kadar değişir? Değişen üretim miktarına “marjinal ürün” diyelim. Bu, fiziki anlamda bir ölçüdür. Örneğin; bir konfeksiyon fabrikasında, diğer üretim faktörleri sabit iken bir tane daha işçi istihdam edildiğinde, 10 adet fazla gömlek üretebiliyorsak, bu sayı “marjinal ürün”dür. Yani, diğer üretim faktörleri sabit iken, yeni bir işçinin üretime yaptığı katkının sayısal miktarıdır.
#44
SORU:
Marjinal ürün hasılası nedir?
CEVAP:
Marjinal ürün hasılası: üretime katılan son işçinin işletmenin toplam hasılasına yaptığı katkı, ya da, toplam hasılada meydana getirdiği değişikliktir.
#45
SORU:
Marjinal ürün hasılası nasıl hesaplanır?
CEVAP:
Formül ile gösterirsek:
Marjinal Ürün Hasılası= Toplam Hasılada Meydana Gelen Değişiklik / İşçi Sayısında Meydana Gelen Değişiklik
#46
SORU:
Marjinal faktör maliyeti nedir?
CEVAP:
Marjinal faktör maliyeti: firmanın istihdam ettiği son işçinin, firmanın toplam maliyetinde yaptığı değişikliktir.
#47
SORU:
Marjinal faktör maliyeti nasıl hesaplanır?
CEVAP:
Formül ile gösterirsek:
Marjinal faktör maliyeti = Toplam işçilik maliyetinde değişme / İşçi sayısında meydana gelen değişme
#48
SORU:
Diğer üretim faktörleri sabit iken ne kadar işçi istihdamı firmanın kârını maksimum kılar?
CEVAP:
Şimdi, diğer üretim faktörleri sabit iken ne kadar işçi istihdamının firmanın kârını en fazla yapacağının kuralını yazabiliriz: MÜH= MFM. Yani firma istihdamında şu kuralı gözetecektir: İstihdam ettiği her işçinin toplam hasılasına yaptığı katkıyı, bu işçi için katlanacağı maliyetle karşılaştıracak; toplam hasılaya yaptığı katkı (MÜH), toplam maliyette meydana gelen değişiklikten (MFM) büyük olduğu sürece işçi istihdamına devam edecek, her ikisi birbirine eşit olunca (MÜH= MFM) istihdamı durduracaktır. Bu noktada çalışan işçi sayısı, fiyatlar ve ücretler o seviyede iken firmanın istihdam edeceği işçi sayısıdır. Ülkedeki bütün işletmeleri bu şekilde davrandığı da kabul edilecektir.
#49
SORU:
Okun Yasası nedir?
CEVAP:
Bu yasa, işsizlik oranı ile GSYH açığı arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Bunun için doğal işsizlik oranı denilen ve sadece geçici ve yapısal işsizliğin toplamından oluşan bir işsizlik türü tanımlanır, devrevi işsizlik yoktur. İşte bu doğal işsizlik oranının üzerindeki her 1 puanlık işsizlik yüzünden kaybedilen hasıla, Okun tarafından Amerika Birleşik Devletleri için 2 puan olarak hesaplanmıştır. Örneğin, doğal işsizlik oranı yüzde 5 olsun. Ülkedeki o andaki cari işsizlik ise yüzde 8 olsun. Cari işsizlik ile doğal işsizlik arasındaki fark, 3 puandır. Her bir puan için yüzde 2 hasıla kaybı olduğuna göre 3 puan nedeni ile yüzde 6 hasıla kaybı söz konusudur.
#50
SORU:
Bir üretim faktörü olan sermaye iktisat biliminde nasıl tanımlanır?
CEVAP:
İktisadi büyümenin en önemli faktörlerinden olan sermaye, günlük yaşamda sıkça kullanılan para ve benzeri kavramları değil; üretimde kullandığımız fabrika, makine, ekipman, ofis, işyeri, depo, baraj, enerji santralı, yollar, köprüler, limanlar, havaalanları, demiryolları, ulaştırma araçları, haberleşme uyduları ve her türlü ulaştırma araç ve ekipmanı kapsar.
#51
SORU:
Üretim fonksiyonu ekonomi açısından nasıl bir ilişkiyi ortaya koyar?
CEVAP:
Üretim fonksiyonu: veri teknoloji altında, işgücü ve sermayenin bir araya gelerek hasılayı üretmesini gösteren matematiksel ilişkidir.
#52
SORU:
İktisat biliminde teknoloji kavramı neyi ifade eder?
CEVAP:
Teknoloji, kısaca, mal ve hizmet üretiminde üretim faktörlerini nasıl bir araya getireceğimiz konusundaki bilgilerimizi kapsar. Araştırma ve geliştirme çalışmaları sonucunda yapılan yeni buluşlar, yeni yönetim teknikleri teknolojik ilerlemeyi sağlamaktadır. Teknolojinin bize sağladığı en önemli katkı, aynı miktar üretim faktörünü kullanarak daha fazla üretim yapabilmemizi sağlamasıdır. Yeni teknolojiler, mal ve hizmet üretiminde kullandığımız üretim faktörlerinin, yani işgücü, sermaye, toprak ve doğal kaynakların bir araya gelme (kombinasyon) oranlarını değiştirmektedir. Ancak, yeni teknoloji, üretim faktörlerinin niteliğini de değiştirmektedir.
#53
SORU:
İktisat biriminde verimlilik kavramı ne ifade eder?
CEVAP:
Verimlilik: üretimin (hasılanın) bunu yaratan üretim faktörlerine (iş gücü, sermaye ya da her ikisine) oranıdır. Üretim faktörlerindeki büyüme oranı ve verimlilik büyüme oranının toplamı, iktisadi büyüme oranını belirler.
#54
SORU:
İktisat biliminde kimler işsiz sayılır?
CEVAP:
Geçerli olan ücret seviyesinde çalışmak istedikleri halde yeterli iş olmadığı için iş bulamayanlara işsiz olarak değerlendirilir.
#55
SORU:
Tasarruf oranı yüksek olan ülkelerin, tasarruf oranı düşük olan ülkelerde fabrika, otel, enerji santralı şeklinde yaptıkları sabit sermaye yatırımlarına ne ad verilir?
CEVAP:
Doğrudan yabancı yatırım