İKTİSADİ KALKINMA Dersi Kalkınma ve Az Gelişmişlik soru cevapları:

Toplam 21 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

İktisadi büyüme nedir?


CEVAP:

İktisadi büyüme, bir ülkenin reel Gayrisafi Yurtiçi Hâsıla (GSYH) düzeyinde görülen sürekli artış olarak tanımlanabilir. İktisadi büyüme kişi başına düşen reel gelir artışı olarak da ifade edilebilmektedir.


#2

SORU:

İktisadi kalkınma nedir?


CEVAP:

İktisadi kalkınma, az gelişmiş bir ülkede kişi başına düşen reel gelirin arttırılmasıyla birlikte, iktisadi ve sosyo-kültürel yapının da değiştirilmesi, yenileştirilmesidir. İktisadi kalkınma, iktisadi büyümeyi de içerdiğinden daha geniş kapsamlı bir olgudur.


#3

SORU:

İktisadi büyüme ile kalkınma arasındaki temel farklar nelerdir?


CEVAP:

Ülke ekonomisinin zamanla gövdesi ile gelişmesi iktisadi büyümedir. Örneğin; üretim faktörlerinin miktarının artması büyümedir. Öte yandan ekonominin bünye ve çatısıyla değişmesi ise kalkınmadır. Altyapıdaki değişiklikler, istihdamın sektörler arasındaki farklılaşması iktisadi kalkınma olarak adlandırılır.

İktisadi büyüme gelişmiş ülkelerin, kalkınma ise az gelişmiş ülkelerin gerçekleştirmeye çalıştıkları bir hedeftir.

İktisadi büyüme ile kalkınma arasındaki temel farklardan biri de büyümenin niceliksel, kalkınmanın ise daha çok niteliksel unsurları içermesidir.

Kalkınma tanımındaki temel vurgu kalkınmanın iktisadi büyümeden farklı olarak yapısal bir değişim sürecini içermesidir. Yapısal değişim ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel alanlarda yaşanan, bazen sayılarla ölçülebilen, bazen de ölçülemeyen ancak gözlenebilen veya hissedilebilen sosyo-ekonomik gelişmeleri ifade eder.


#4

SORU:

Birleşmiş Milletler 1971 yılında “En Az Gelişmiş Ülkeler” olarak adlandırılan ayrı bir gruplandırma kullanmaya başlamıştır. Bir ülkenin en az gelişmiş ülke olarak sınıflandırılmasında hangi kriterlere uygunluk aranmaktadır?


CEVAP:

Bir ülkenin en az gelişmiş ülke olarak sınıflandırılmasında aşağıdaki kriterlere uygunluk aranmaktadır:

  • Düşük gelir
  • İnsan kaynaklarında zayıflık
  • Ekonomide kırılganlıkların varlığı
  • Ülke nüfusunun 75 milyonu aşmamış olması

#5

SORU:

Birinci Dünya, İkinci Dünya ve Üçüncü Dünya ülkeleri olarak adlandırılan ülkeler hangileridir?


CEVAP:

Birinci Dünya, genellikle Batı Avrupa, Kuzey Amerika ve Pasifik’teki zengin ülkeleri içine almaktadır. İkinci Dünya kavramı ise, 80’li yılların öncesinde merkezi planlı ekonomiler olan Doğu Avrupa ülkeleri için kullanılmaktadır. Bu ülkelerin dışında kalan ülkeler ise Üçüncü Dünya ülkelerini oluşturmaktadır.


#6

SORU:

Geleneksel kalkınma iktisadı yaklaşımında hangi kalkınmanın nasıl sağlanacağı ileri sürülmüştür?


CEVAP:

Kalkınma iktisadının ilk aşamasını oluşturan bu yaklaşım, iktisadi gelişmenin gerçekleşebilmesi için ithal ikamesine dayalı sanayileşme stratejisi yoluyla hızlı sermaye birikimi ve yüksek oranlı hâsıla artışının sağlanması gerektiğini öne sürmüş ve bu doğrultuda çeşitli politikalar ortaya koymuştur.


#7

SORU:

Temel ihtiyaçlar yaklaşımının amacı nedir?


CEVAP:

Temel ihtiyaçlar yaklaşımı, iktisadi kalkınmanın yoksulluğu ortadan kaldırmasını amaçlamaktadır. Bu yaklaşım, yoksulluk sorununu çözemeyen bir büyümenin, kalkınma ile özdeş sayılamayacağını ifade etmekte, ayrıca, gelir dağılımı, beslenme, barınma, giyinme, sağlık, temiz içme suyu ve eğitim gibi temel problemlerin üstesinden gelmeden kalkınmanın gerçekleşemeyeceğini ileri sürmektedir.


#8

SORU:

Sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının ne tür bir iktisadi kalkınmayı ileri sürmektedir?


CEVAP:

Sürdürülebilir kalkınma yaklaşımı mevcut ve gelecek kuşakların refahı için çevrenin korunmasına büyük önem vermekte, kalkınmanın ekolojik dengeyi bozmadan gerçekleştirilmesi gerektiği düşüncesi ön plana çıkmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma, gelecek kuşakların ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini tehlikeye sokmaksızın,
bugünkü kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılayabilen kalkınma olarak tanımlanmaktadır. Sürdürülebilir kalkınmanın iki temel unsuru bulunmaktadır. Bunlardan ilki, kalkınmada doğal kaynak ve çevrenin korunması, diğeri de gelişmekte olan ülke insanının temel ihtiyaçlarının karşılanmasıdır.


#9

SORU:

İnsani kalkınma nedir?


CEVAP:

İnsani kalkınma, geleneksel kalkınma tanımına ek olarak, yaşam kalitesini, iyi bir eğitimi, sağlıklı ve uzun bir yaşamı içine alan çok boyutlu bir kavramdır. Bu anlamda, ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin belirlenmesinde, iktisadi büyümeden çok insani kalkınma alanında kaydettikleri ilerlemeler daha belirleyici bir rol oynamaktadır. İnsani kalkınma; insanların yeteneklerini (capabilities) tam olarak kullanabilecekleri, ilgileri ve ihtiyaçlarıyla uyumlu, üretken ve yaratıcı yaşamlar sürebilecekleri bir ortamın oluşturulmasıyla ilgilidir.


#10

SORU:

Günümüzde kalkınma kavramının sahip olduğu boyutlar nelerdir?


CEVAP:
  • Üretim boyutu
  • İnsani boyut
  • İstihdam boyutu
  • Hâkimiyet boyutu
  • Çevre boyutu
  • Özgürlük boyutu

#11

SORU:

Kalkınmanın ölçülmesinde kullanılan yaklaşımlar nelerdir?


CEVAP:

Kalkınmayı ölçerken kullanılan yaklaşımlar; kişi başına düşen gelir yaklaşımı, satınalma gücü paritesi yaklaşımı ve insani gelişme endeksi yaklaşımıdır.


#12

SORU:

Satınalma gücü paritesi nedir?


CEVAP:

Satınalma Gücü Paritesi (SGP), ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılıklarını ortadan kaldırarak, farklı para birimlerinin satın alma gücünü eşitleyen bir değişim oranıdır. Ülkenin reel satınalma gücünü gösteren SGP, belirli bir mal ve hizmet sepetinin çeşitli ülkelerde satın alınması için gerekli olan ulusal para tutarlarının birbirine oranı olarak tanımlanmaktadır.


#13

SORU:

İnsani Gelişme Endeksi'nin (İGE) temel bileşenleri nelerdir?


CEVAP:

Çağdaş anlamda insani kalkınma kavramını ifade eden ülkelerin refah ve gelişmişlik düzeylerini sayısal değerlere dönüştürerek ölçüm yapılmasını sağlayan İnsani Gelişme Endeksi (İGE), hem ekonomik hem de sosyal kalkınmayı dikkate alan çok yönlü bir ölçüttür. İGE’nin üç bileşeni bulunmaktadır. Bunlar; eğitim, sağlık ve gelirdir.


#14

SORU:

Simon Kuznets'e göre az gelişmişlik hangi kriterlere göre tanımlanmakta ve ölçülmektedir?


CEVAP:

Nobel ekonomi ödülü sahibi Simon Kuznets, az gelişmişliği tanımlarken üç temel kritere göre bir ayırım yapmıştır. Bunlar az gelişmişliğin uluslararası gelişme farklılıklarına göre, ekonomik kaynakların kullanım durumuna göre, bireysel ve toplumsal temel ihtiyaçların karşılanmasına göre tanımlanması ve ölçülmesidir.


#15

SORU:

Uluslararası gelişme farklılıklarına göre az gelişmişliğin tanımlanmasının doğurabileceği sakıncalar nelerdir?


CEVAP:

Uluslararası gelişme farklılıklarına göre az gelişmişliğin tanımlanması bir takım sakıncalar yaratabilmektedir. Bu sakıncaları şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Sıralamanın ortalarında yer alan ülkelerin durumu belirsizlik göstermektedir.
  • Kullanılan ölçütler değiştikçe, kimi ülkelerin sıralamadaki yerlerini değerlemek de güçleşebilmektedir.
  • Bu yaklaşımda önemli olan, bir ülkenin ulaştığı mutlak gelişme düzeyi değil, uluslararası alanda elde ettiği sıradır.
  • Bu durumda dünyada her zaman gelişmiş ve az gelişmiş ülkeler bulunacaktır.

#16

SORU:

GSYH açığıyla ölçüm yöntemiyle gelişmişlik düzeyi nasıl hesplanır?


CEVAP:

GSYH açığıyla ölçüm, kaynak kullanımında fiili durum ile potansiyel durumun karşılaştırılmasına dayalı olarak yapılabilmektedir. Bir ülkede belli bir dönemde var olan üretim faktörlerinin (işgücü, sermaye ve doğal kaynakların) cari teknik bilgi çerçevesinde tam ve etkin bir biçimde kullanılmasıyla elde edilebilecek üretim düzeyine potansiyel GSYH denir. Potansiyel GSYH, üretim imkânları eğrisiyle gösterilmektedir. Ülkenin üretmiş olduğu mal bileşimlerinin düzeyi (fiili GSYH), bu
eğrinin altında kaldığı takdirde, bu ülke az gelişmiş bir ülke demektir.


#17

SORU:

Bireysel ve toplumsal temel ihtiyaçların karşılanmasına göre az gelişmişliğin tanımlanmasının doğurabileceği sakıncalar nelerdir?


CEVAP:
  • Bilindiği gibi özellikle bireysel ihtiyaçlar, sosyo-kültürel ortamlara ve zamana göre farklılık gösterir.
  • Bu tanımlama tek başına yeterli değildir; öteki ölçütlere göre yapılan tanımlamalarla beraber ele alınarak kullanılırsa daha yararlı olabilir.
  • İhtiyaçların giderilmesinde kalite unsurunun da dikkate alınması gereği, ölçümü güçleştiren bir noktadır.

#18

SORU:

Az gelişmiş ülkelerin sahip olduğu en önemli makroekonomik özellikler nelerdir?


CEVAP:
  • Kişi başına düşük gelir
  • Dengesiz gelir dağılımı
  • Büyük oranlı yoksulluk
  • Yetersiz sermaye birikimi
  • Yüksek ithalat bağımlılığı
  • Yüksek oranlı işsizlik

#19

SORU:

Kuznets'in Ters U Hipotezi hangi fikri öne sürmektedir?


CEVAP:

Gelir dağılımındaki adaletsizliğin boyutu, o ülkenin gelişmişlik düzeyi hakkında ipuçları vermektedir. S. Kuznets, kalkınmanın başlangıcında, milli gelirin bireyler ve hanehalkları arasında eşitsiz bir biçimde dağılacağını, bu şekilde düşük kişi başına gelir düzeyinde, gelir dağılımında adaletsizlik olacağını belirtmiştir. Kalkınma sürecinin daha sonraki aşamalarında kişi başına gelir düzeyinin belli bir eşiği aşmasıyla birlikte gelir dağılımında eşitsizliğin giderek azalacağını ileri sürmüştür. Bu durum Kuznets’in Ters U Hiİktisadi potezi olarak bilinmektedir. Ancak uzun dönemde bu ilişki tersine dönmekte ve iktisadi büyüme, gelir eşitsizliğinde azalmaya yol açarak kalkınma sürecinin gerçekleşmesine katkıda bulunmaktadır. Gelir düzeyi çok düşük ülkelerden orta gelirli ülkelere gidildikçe gelir dağılımında adaletsizlik artar. Orta gelirli ülkelerden yüksek gelirli ülkelere gidildikçe gelir dağılımındaki adaletsizlik azalır.


#20

SORU:

Az gelişmiş ülkelerin sahip olduğu en önemli demografik özellikler nelerdir?


CEVAP:
  • Hızlı nüfus artışı
  • Yüksek bağımlılık oranı
  • Kırsal yaşam

#21

SORU:

Az gelişmiş ülkelerin sahip olduğu en önemli beşeri özellikler nelerdir?


CEVAP:
  • Düşük eğitim düzeyi
  • Yetersiz sağlık koşulları
  • Yetersiz ve dengesiz beslenme