İKTİSADİ KALKINMA Dersi Teknolojik Gelişme ve Kurumsal Yapının Önemi soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Teknolojik gelişmenin aşamaları nelerdir?


CEVAP:

Teknolojik gelişme incelenirken içerisinde üç aşamayı barındırdığı görülebilir. Bu aşamalar yeni bir fikrin yaratıldığı buluş, bu buluşun ticarileştiği ya da kullanıma geçtiği yenilik ve yeniliğin kullanıcılar arasında geçmesinin ve benimsenmesinin tamamlandığı yayılma aşamalarıdır.


#2

SORU:

Teknolojik yenilikler önemlerine göre nasıl kategorize edilebilir?


CEVAP:

Küçük Artımsal Yenilikler: Çeşitli sektörlerde farklı oranlarda ve sürekli olarak ortaya çıkan yeniliklerdir. Bu yeniliklerin etkileri uzun dönemde verimlilik ve kalite artışı biçiminde görülebilir. Ekonomide önemli bir değişime neden olmayan bu yenilikler, kaynakların daha etkin kullanımını sağlar. • Radikal / Köklü Yenilikler: Var olan ürün ya da üretim süreçlerinden bağımsız olarak ortaya çıkan ve süreklilik göstermeyen gelişmelerdir. Bu yenilikler üretim araçlarını değiştirdikleri, yeni bir ürünün üretilmesi ya da hizmetin sunulması için yeni becerileri gerektirdikleri için yapısal değişim yaratırlar. • Yenilik Grupları: Ekonomik, bilimsel ve teknik açılardan birbiriyle ilişkili, bir dizi köklü ve zaman içerisinde ortaya çıkan yeniliklerdir. Ekonomideki eski faaliyet alanlarının ortadan kalkmasına neden olurlar. • Tekno-Ekonomik Paradigmayı Değiştiren Yenilikler (Teknolojik Devrim): Ekonomi üzerinde uzun süreli etkileri olan büyük teknolojik değişmelerdir. Ekonominin bütün alanlarını etkiler. Sadece yurtiçi ekonomik ilişkileri değil, aynı zamanda uluslararası ticareti de etkiler.


#3

SORU:

Teknolojik bilginin dışlanamazlığı ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Teknolojik bilginin dışlanamazlığı şöyle açıklanabilir. Bilginin sahibi veya işletme bu bilginin başka kişi veya işletmeler tarafından kullanılmasını kolayca engelleyememektedir. Fikri mülkiyet hakları yoluyla bilginin sahibi dışındakiler tarafından kullanılması üzerine sınırlamalar getirilebilse de bu sınırlamaların kısıtlı olduğu ve birçok durumda etkin bir şekilde uygulanamadığı bilinmektedir.


#4

SORU:

Teknolojinin uluslararası yayılmasının aşamalarından birisi olan özümseme/uyarlama aşamasını açıklayınız. 


CEVAP:

Özümseme/uyarlama aşamasında, teknolojinin ulusal ihtiyaçlara ve koşullara uygun hâle dönüştürülmesi, yeni özelliklerin eklenmesi ve teknolojide gerekli mühendislik ve uygulama ayarlamalarının yapılması yer alır. Böylece üretimin sağlanabilmesi ve teknolojinin kullanılabilmesi mümkün hâle gelir. Diğer bir ifadeyle ülke, seçilmiş olan teknolojiyi kendi koşullarına uygulayabilmeye çalışır. Gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere teknoloji transferi incelendiğinde elde edilen teknolojinin çoğu zaman uyarlanması gerekmektedir. Bu uyarlama sırasında ülkenin ekonomik yapısı, sosyal yapısı, istihdam, hammadde, enerji, iklim, coğrafi yapı gibi unsurları göz önünde bulundurmalıdır.


#5

SORU:

Teknolojinin dolaylı transfer yöntemleri nelerdir?


CEVAP:

• Eğitim: Çeşitli düzeylerde uygulanan eğitim programları ve mesleki bilginin paylaşıldığı eğitim uygulamalarını kapsamaktadır. Örneğin, işletmelerin hizmet içi eğitim programları, derneklerin ya da örgütlerin ticari ve ücretsiz eğitim programları bu kapsamda değerlendirilebilir. • Açık Bilgi Kaynakları: Bilimsel dergi ve kitaplar, mesleki yayınlar, teknik yayınlar ve broşürler bu kapsama girmektedir. Ayrıca bilimsel toplantılar, kongreler ve konferanslar gibi etkinlikler de dolaylı teknoloji transferi kapsamında yer almaktadır. • İşgücünün Dolaşımı: İşgücünün dolaşımı kapsamında yabancı çalışanların ve uzman yöneticilerin istihdam edilmesi dolaylı teknoloji transferi kapsamında değerlendirilmektedir. Ayrıca, yabancı danışmanların çalıştırılması, uluslararası sergi ve fuarların izlenmesi, diğer ülkelere yapılan iş ziyaretleri, araştırma ve inceleme gezileri de bu kapsamda yer almaktadır.


#6

SORU:

İki ülke arasında teknolojik açık yaratan faktörler nelerdir?


CEVAP:

İki ülke arasında teknolojik açık yaratan çok çeşitli faktörler bulunabilir. Teknolojik açığı yaratan temel unsurlar arasında teknoloji transferini zorlaştıran uygulamalar yer almaktadır. Bu uygulamalar patent hakları gibi birtakım hukuksal yaptırımlardan kaynaklanabildiği gibi genel bilgi düzeyinin düşüklüğü de etkilidir. Bir yatırım malının öncelikli olarak satın alınması, sonra da gereken bilgi düzeyinesahip olarak kullanılabilmesi gerekmektedir. Bu uygulamanın yapılamaması teknolojik açığı yaratmaktadır. Ayrıca gelir düzeyleri arasındaki fark da teknolojik açık yaratmaktadır. Gelir düzeyi yükseldikçe AR-GE harcamalarına daha yüksek pay ayrılabilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde AR-GE harcamalarının oldukça düşük olduğu bilinmektedir. Ayrıca zaman boyutu ülkeler arasındaki teknolojik açığı yaratan bir diğer etkendir. Kalkınma sürecine daha önce başlamış olan ülkeler teknolojik gelişmenin ileri aşamalarında yer aldıklarından aradaki zaman farkını kapatmak da güçleşmektedir. Teknolojik açığı yaratan diğer unsurlar ise sosyal kurumlar, geleneksel davranışlar, rasyonel olmayan tutumlar ve siyasal istikrarsızlıklardır.


#7

SORU:

Teknolojik açığın kapatılabilmesi için hangi yöntemlere başvurulabilir?


CEVAP:

Teknolojik açığın kapatılabilmesi için hâlihazırda kullanılan makine ve benzeri donanımın yenilenmesi gerekir. Buradaki koşul, yeni makine ve benzeri donanımın eskilerine oranla daha üstün olmasıdır. Teknolojik yönden üstünlük, ortalama üretim maliyetlerinin azalmasıyla kendini belli eder. Böylelikle belli üretim faktörleriyle daha çok üretimde bulunmak mümkün olur. Burada öncelikli olarak yapılması gereken iş en eski makinelerin yenilenmesidir. Böylece değiştirilen makine sayısı giderek artar ve teknolojik açık zamanla azalır. Ülkenin modern makineleri benimseme hızı önemli bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır.


#8

SORU:

Bir ülkenin modern makinaları benimseme hızı hangi faktörlere bağlıdır?


CEVAP:

• Yeni makinenin eskisine göre üstünlük derecesi • Eski makinelerin amortisman süresi • Yeni makine fiyatının yüksekliği • Makinenin yenileneceği ülkedeki faiz oranının yüksekliği • Makinenin yenileceği ülkedeki ücret düzeyinin yüksekliği • Değiştirilecek makinenin hurda değeri • Makinenin yenileneceği sektörde rekabetin yoğunluğu.


#9

SORU:

Kalkınma literatüründe "Horndal Etkisi" ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Kalkınma literatürüne Horndal Etkisi olarak geçen bir olay yaparak öğrenme modeline iyi bir örnektir. İsveç’te Horndal demir işletmelerinde 15 yıllık bir süreçte hiçbir yatırım yapılmadığı, üretim yönteminde de önemli hiçbir değişiklik meydana gelmediği hâlde üretimin %30 oranında artığı tespit edilmiştir. Köklü sanayi kuruluşlarının hepsinde gözlenebilecek olan bu durum deneyimin, dolayısıyla yaparak öğrenmenin etkisini göstermektedir.


#10

SORU:

Kurumsal yapının kalkınma üzerindeki etkilerini özetleyiniz. 


CEVAP:

Kurumsal yapının kalkınma üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. Kurumsal yapı, üretim sürecinde maliyetleri etkileyerek yapılacak harcama miktarını etkilemesi nedeniyle kalkınma sürecini etkilemektedir. Örneğin bir ekonomide yapılan işlemlerin maliyeti, hukuk kurallarına uyulmadığı ve mülkiyet haklarına güvenilmediği durumda çok yükselebilecektir. Böyle bir kurumsal yapının varlığı, işletmelerin küçük ölçekli üretime yönelmelerine ve kayıtdışı olmalarına neden olabilecektir. Kalkınma yazınında özellikle gelişmiş ülkeler açısından kurumsal yapının kalkınmanın lokomotif gücü olduğu ve kurumların kalitesindeki artışın kişi başına gelirde büyük artışlar yaratabileceği kabul edilmektedir. Bu nedenle etkin kurumlar ve kurumsal yapı, kaynak israfını önleyerek, piyasa aksaklıklarını ortadan kaldırarak, pozitif dışsallıklar yaratarak, belirsizliği azaltıp işlem maliyetleri üzerinde etkili olmaktadır. Bu durum da finansal kaynakları bir araya getirerek, teknolojik bilgi akımlarını kolaylaştırarak ve girişimcileri teşvik ederek uzun dönemli ekonomik büyümeyi etkilemektedir. Bu nedenle birçok kalkınma iktisatçısı, kurumların farklı boyutlarını ele alarak, kurumsal yapının ekonomik performans üzerindeki etkilerini incelemişlerdir.


#11

SORU:

Bir iktisadi terim olarak "kurum" kavramını açıklayınız. 


CEVAP:

Kurumlar, insan ilişkilerinde beklentiler oluşturmalarında yardımcı olan ve bireylerin etkileşimleri sırasında aralarında eşgüdüm kurmalarını sağlayan, toplumun ya da organizasyonların kurallarıdır. Kurumlar ve kurumsal yapı konusunda önemli çalışmaları bulunan Douglas North’a göre kurumlar politik, ekonomik ve sosyal etkileşimi meydana getiren, tasarlanmış kısıtlar olarak tanımlanmıştır. Diğer bir ifadeyle, kurumlar bir toplumda oynanan oyunun kurallarıdır. İnsanlar arasındaki etkileşimi mutlaka etkin olması gerekmeyen bir şekilde biçimlendiren kısıtlamalardır. Bu anlamda kurumlar, bireylerin tercih kümesini belirler ve sınırlar. Bu noktada, kurumlar değişim ve üretim maliyetleri aracılığıyla ekonomik performansı etkiler. North’a göre kurumların göreceli etkinliği, üretim etkinliklerine ve ekonomik büyümeye yaptıkları marjinal katkıyla doğrudan bağlantılıdır.


#12

SORU:

Ekonomik faaliyetlerde işlem maliyetleri ne zaman ortaya çıkmaktadır?


CEVAP:

İşlem maliyetleri; • sözleşmelerin yapılması sırasında, • sözleşme kurallarına sadık kalıp kalmadıklarını görmek için sözleşmeye taraf olanların izlenmesi gerektiği durumlarda, • sözleşmenin uygulanması ve tarafların sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmede başarısız oldukları zaman, ortaya çıkan zararın tazmin edilmesi gerektiğinde, • üçüncü bir kişinin saldırısına karşı, mülkiyet haklarının korunması gerektiği zaman ortaya çıkmaktadır.


#13

SORU:

Ünlü kurumsal iktisatçı Douglass North'a göre kurumların temel özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Kurumların temel özellikleri North’un görüşleri çerçevesinde şöyle sıralanabilir: Kurumların en önemli özelliği belirsizliği azaltmalarıdır. Kural ve kurumların temel amacı, oyunun nasıl oynanacağını tanımlamak ve belirlemektir. Kural ve kurumlar ekonomik aktörleri karar verme aşamasında belirsizliği azaltarak daha rasyonel kararlar almaları yönünde etkilemektedirler. İkinci olarak kurumsal kısıtlamalar bireylerin yapmalarının yasak olduğu faaliyetleri tanımlar. Bunun doğal sonucu olarak kurumlar sayesinde bireyler ne tür davranışları hangi sınırlar çerçevesinde gerçekleştireceklerini bilmektedirler. Yani kurumlar, ekonomik aktörler arasındaki etkileşimin sınırlarını oluşturmaktadırlar. North, bu çerçevede kurumları rekabete dayalı birtakım oyununun kurallarına benzetmektedir. Kurumları tanımlayan birçok araştırmacı, bu olgunun çok geniş olması sebebiyle sadece belli bir yönünü vurgulayabilmiştir. Bu da çok farklı kurum tanımlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Kurum kavramının tanımlanmasının güç olmasının en önemli nedeni kavramın nitelediği şeyin somut insanın dışında olan şeylerin ötesine taşımasıdır.


#14

SORU:

Kurumsal iktisat hangi konularla ilgilenir?


CEVAP:

Kurumsal iktisadın temel ilgi alanları aşağıdaki biçimde özetlenebilir: • İktisadi başarı ve kurumsal değişim süreçleri üzerinde kurumların etkisi üzerine odaklanır. Özellikle kurumların insanlar tarafından oluşturulduğu ve istemli ya da istemsiz olarak değişime uğradıkları görüşünü savunur. • Kurumların oluşumunu ve işleyişini bireylerin ve insan topluluklarının toplumsallaşmış davranış biçimleri açısından ele alırken, kurumları iktidar yapısının nedeni ve sonucu olarak inceler. İktisadi etkinlikleri belirleyici konuma sahip olan kurumların ve devletin oluşumunu ve değişimini temel sosyal süreç olarak değerlendirir. Yasal sistemi ve devleti bağımlı ve bağımsız değişkenler olarak iktisadi analiz içerisinde değerlendirir. Özellikle devletin iktisadi yaşamdaki rolü üzerine odaklanır. • Teknolojiyi iktisadi yapının başarısına ve gelişimine neden olan temel etken olarak ele alır. Teknolojinin önemi üzerinde durarak kaynakların göreli kıtlığını belirleyen etken olarak görür. • Toplumun kurumsal yapısının kaynak dağılımının temel mekanizması olduğunu savunur. Kurumsal yapının kurumlar, iktidar yapısı ve bunların etkileşimi sonucunda oluşarak zaman içerisinde değişime uğradığını öne sürer. • Değer kavramının bireysel ve toplumsal yaşam sürecinde ortaya çıkan davranış kalıpları, alışkanlıklar ve geleneklerden etkilendiğini belirtir. Değer kavramını yasal süreçleri etkileyen, toplumdaki iktidar yapısının bir ürünü olarak görür. Değeri veri kabul eden geleneksel varsayımın tersine, toplumsal yaşam içerisinde değerin nasıl oluştuğu ve değiştiğini odak noktası olarak ele alır.


#15

SORU:

Yolsuzluğun oluşmasında hangi faktörler etkilidir?


CEVAP:

Yolsuzluklara neden olarak, devletin ekonomideki büyüklüğü, enflasyon, bürokrasinin kalitesi, regülasyonlar, sivil ve siyasal özgürlükler, hukuk kuralları, mülkiyet haklarının korunamaması, kamu sektörü ücret düzeyi, iktisadi politikalar, rekabet eksikliği, kişi başına düşen düşük gelir, gelir dağılımındaki eşitsizlikler, doğal kaynak zenginliği (petrol ve maden), etnik farklılık, dinsel ve kültürel faktörler gösterilmektedir.


#16

SORU:

Yolsuzluğun ekonomi üzerindeki etkileri nelerdir?


CEVAP:

Yolsuzluğun etkileri incelenecek olursa öncelikle işgücünün dağılımını bozduğu görülmektedir. Yolsuzluğunun yüksek olduğu bir ortamda yetişenler güçlerini rant kollama ve yolsuz davranışlara harcayarak üretime katkıda bulunamazlar. Birçok durumda bu faaliyetlerin sonuçları negatif katma değere dönüşür. Bu durum da ekonominin büyüme hızını düşürmektedir. Ayrıca yolsuzluğun devlet müdahalesine bağlı olmasından kaynaklanan bir etki de ortaya çıkar. Yolsuzluğun daha kolay yapılabileceği alanlarda kamu yatırımlarının düştüğü görülebilmektedir. Baskı grupları aracılığıyla yatırımların yönlendirilmesi yolsuzluğun önemli bir sonucudur. Diğer önemli bir etki de yabancı yatırımlar üzerinde gerçekleşmektedir. Doğrudan yabancı yatırımlara önemli ölçüde ihtiyaç duyan gelişmekte olan ülkeler, yolsuzluk nedeniyle bu yatırımları yeterince çekememektedirler.


#17

SORU:

Bürokrasi ile ekonomik performans arasında nasıl bir ilişki vardır?


CEVAP:

Bürokrasi toplumlar için bir yük, bir maliyettir. İşlem maliyeti kuramına göre karmaşıklaşan toplumsal yapıda işlerin yürümesi için işlemler açısından bir maliyet ortaya çıkmaktadır. Bu maliyet bürokrasidir. Bu maliyetin tahammül edilemez hâle gelmesi kalkınma sürecinde olumsuz etki yaratmaktadır. Bürokratik yapının etkili olmaması iktisadi birimlerin işlem maliyetlerini artırmakta, bu durum da ekonomik sistem üzerinde olumsuz etki yaratmaktadır. Bürokratik verimliliğin yüksek olduğu durumlarda ekonomik gelişmenin olumlu etkilendiği bilinmektedir. Bürokratik yapının etkili olmaması yolsuzluklara da uygun ortam hazırlamaktadır.


#18

SORU:

Finansal gelişme ile iktisadi büyüme arasında nasıl bir ilişkiden söz edilebilir?


CEVAP:

Finansal gelişme ve ekonomik büyüme arasındaki teorik ilişkiler, finansal aracılar tarafından sağlanan hizmetleri vurgulamış ve bunların yenilik ve büyüme için gerekliliğini savunmuş olan Joseph Schumpeter’in çalışmalarında yer almaktadır. Schumpeter, finansal aracı rollerindeki bankaların, teknolojik yeniliği kolaylaştırdığını belirtmektedir. Bankalar tasarrufları bir araya getirmekte, yatırım projelerini değerlendirmekte, yöneticileri denetlemekte ve firmalar hakkındaki detaylı bilgileri daha düşük maliyetle elde edebilmektedir. Finansal aracılar kaynakları daha verimli alanlara yönlendirerek, ekonomik sistem içerisinde çok önemli bir rol üstlenmektedirler. Schumpeterci görüşe göre, finansal aracıların gelişimi, büyümeyi doğrudan etkileyen, teknik değişimi ve verimlilik artışlarını olumlu yönde etkilemektedir.


#19

SORU:

Bir ülkenin hukuki düzeni ile o ülkenin iktisadi kalkınması arasında nasıl bir ilişki vardır?


CEVAP:

Hukuk ve ekonomik kalkınma arasındaki ilişkiye yönelik yapılan çalışmalar, toplumsal refahın artırılmasında o ülkedeki hukuk sisteminin etkinliğinin büyük rol oynadığını göstermektedir. Bu alanda benimsenen hukuk kuralları ve bu kuralların uygulanmasında gösterilen performans o ülkenin gelişimi ile doğrudan ilgilidir. Kural ve uygulamaları çevreleyen kurumsal yapının iyiye götürülmesi hem ekonomik kalkınmayı hem de toplumun sosyo-ekonomik gelişimini etkileyecektir. Yeterli esnekliğe sahip, sosyal ve iktisadi ihtiyaçlara rasyonel çözümler üreten, uygulanabilirliği mümkün, uygulama maliyeti düşük hukuk kurallarına sahip olmak ve bunları aynı yaklaşımı kullanarak kararlılıkla uygulamak önemlidir. Bu gelişmelere paralel olarak, belirli bir olgunluğa ulaşan yeni kurumsal iktisat okulu, işleyen bir hukuk sistemine sahip olmayı iktisadi gelişmenin en önemli gereksinimlerinden biri olarak kabul etmektedir. Bu okulun önderlerinden North’un çabaları Dünya Bankası, BM gibi kuruluşların çalışmalarına etki etmiş ve gelişmekte olan ülkelerin aşama kaydetmelerine yönelik olarak iyi bir hukuki altyapının oluşturulması için birçok program başlatılmıştır.


#20

SORU:

Finansal altyapı kavramının unsurlarını belirtiniz ve iktisadi performans açısından önemini tartışınız. 


CEVAP:

Finansal sistemin kendisinden beklenen yararı üretmesi için başka bir ifade ile finansal gelişmenin ekonomik büyümeye katkıda bulunabilmesi için finansal altyapının sağlam olması gerekmektedir. Finansal altyapı, kredi kültürü, kurumlaşma, özel mülkiyet haklarının tanımlanması, alacak takibi ile ilgili yasal düzenlemeler, şeffaflık gibi birçok unsuru içine almaktadır. Şeffaflık ve sorumluluk iyi planlanmış ekonomik ve mali politikaların en önemli iki özelliğidir. Bu özellikler hem özel sektörde hem de kamu sektöründe doğru ve yerinde kararların alınmasını sağlamakta ve dolayısıyla kaynak dağılımında etkinliği, makroekonomik istikrara, ekonomik büyüme ve refah artışına katkıda bulunmaktadır. Şeffaflık ve sorumluluk, ekonomi politikası ve karar verme süreci ile ilgilidir. Her ikisi de gelecekteki krizlerin sıklığını ve şiddetini azaltmaya yaramaktadır. Düzenleme ve denetleme otoriteleri siyasi baskılardan bağımsız olmalıdır. Ayrıca güçleri ya da parasal kaynakları, amaçları gerçekleştirmek için elverişli olmalıdır. Yasalar, düzenlemenin sınırlarını kesin bir şekilde çizmeli ve düzenlemenin amaçları açıklıkla tanımlanmalıdır. Düzenlemenin amaçları piyasa eksikliklerini ve hatalarını düzeltmeye yönelik olmalıdır. Düzenleme rekabeti engellememeli, teşvik etmelidir.