Piktogram ya da piktograf bir eşyayı, bir objeyi, bir yeri, bir işleyişi, bir kavramı resmetme yoluyla temsil eden sembollerdir.

İdeogram ise harfler olmadan fikirleri ifade eden işaretlerdir.

Yazının gelişiminin ilk aşamalarında, ikonik sunumdan sembolizme doğru bir geçiş olmuştur. Piktografik yazının daha ileri aşamasında resimli bilmeceler (rebus) geliştirilmiştir. Rebus, kelimelerinin alışılmış şekildeki yazılarla, sembollerle, resimlerle belirtilmesiyle ya da bu şekilde oluşturulmuş bulmacalardır. 

LoCoS, (Lovers Communication System) Yukio Ota tarafından 1960’larda tasarlanmış olan 18 işaretten ibaret, piktogram ve ikonların cümleler oluşturduğu bir görsel işaret dilidir. Biçim, okunuş ve anlamı bir araya getirir. Bir cümleye bakıldığında anlam ve okunuşu çıkarmak mümkündür.

Viyana metodu olarak da bilinen “izotip”, sosyal, teknolojik, biyolojik ve tarihsel ifadelerin piktografik formlarla gösterilmesidir. Aynı ölçüde çok sayıda piktogram üretme ve dile yardımcı olmayı amaçlayarak geliştirilen izotip, piktogramlarda tam ve açık bir temsil oluşturmadığı için, tam bir dil olarak geliştirilememiştir. Renk gibi diğer grafik unsurlar da değerlendirilemediği için, bir teknik olarak kalmaya mahkum olmuştur.

• Forma uygun yazmak anlamına gelmektedir.
• Yazı tipi, punto büyüklüğü, satır uzunluğu, satır arası boşluk ve benzer etkenlerin kombinasyonlarını kapsar.
• Harf ve yazınsal-görsel iletişime ilişkin diğer elemanların görsel, fonksiyonel ve sanatsal düzenlemesi ve aynı zamanda bu elemanlarla oluşturulan bir tasarım dili anlayışıdır.
• Reklam amaçlı her faaliyette; mesajı ikna edici kılan tipografi, vazgeçilmez bir unsur olarak öne çıkar.
• Tipografi görsel dilin, önemli bir parçasıdır.
• Sayfa tasarımındaki temel elemanların başında gelir.
• Yazılar hem içerik olarak hem de görsel olarak bir etkiye sahip olur.

“rotatif baskı” makinesinin çalışma prensibi; dairesel sarılan klişenin sürekli döndüğü, duraksız çalışan sistemdir. 

Roma’ya uzak Mısır’dan getirilen papirüs pahalı olduğundan karalamalar, notlar ve günlük hesaplamalar için bu balmumu yazı tahtaları kullanılıyordu.

• Baskı işlemlerinin en eskisidir.
• Yüksek baskı sistemidir.
• Bu tekniğin özelliği düz kalıp yüzeylerinde basmayacak yerlerin oyularak çukurlaşması, yüksekte kalan yerlere merdane ile boya verilmesidir.
• Tek tek harflerle baskı yapılmasını sağlayan tek yöntem, tipo baskıdır.
• Tipo yöntemi, sonradan düzeltme gerektiren baskılarda yaygın olarak kullanılmaktadır.

Türkiye’de ilk matbaayı kuranlar yahudi azınlıklarıdır.

Litografi, taş basımcılığıdır.

Entertipe, harfleri satır olarak dizen ve döken dizgi makinesidir. 

Tifdruk, çukur baskı tekniğidir. Basılacak metal kalıp üzerine kazınır ya da asitle oyulur, sonrasında kalıbın bütün yüzeyi mürekkeple kaplanır. Böylece sadece oyulmuş yerlere mürekkep bırakılmış olur. Kalıp üzerine kağıt konarak silindirik kazanlı bir presten geçirildiğinde çukurda kalan yüzeylerdeki mürekkep kağıda aktarılmış olur.

Tasarımcıların yeni yazılımlarla klavye arasında yeni bir ilişki kurmasıyla imaj temelli fontlar geliştirilmiştir. 

• Fresko, kilise ressamları tarafından din konulu imajlar için yapılır.
• Kök boyalar kullanılır.
• Doğrudan çıplak duvar yüzeyine ya da alçı sıva üzerine resmedilme tekniğidir.

Türlü renklerde küçük taŞ, cam, çömlek parçalarının yan yana getirilmesiyle yapılan duvar, döşeme, tavan kaplaması şeklinde resim bezemelerine mozaik adı verilmektedir.

Henry Fox Talbot bir takım kimyasal maddelere batırılmasıyla kağıtlar üzerinde görüntü elde etmeyi başardıysa da yavaş yavaş kararması ve görüntünün net olmaması nedeniyle kolayca unutuldu. Ancak Talbot’un bu buluşu için ilk defa “fotoğraf” tanımlaması kullanılmıştır.

Türkiye’de ilk gazeteyi Fransızlar yayımlamıştır. 

İlk Türkçe gazete, “Takvim-i Vekayi”dir. 

Türkiyede gazeteler 1995 yılında internet yayımına başlamıştır.