İLETİŞİM VE ALTERNATİF İLETİŞİM SİSTEMLERİ Dersi Dil Edinim Kuramları soru cevapları:

Toplam 25 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Dil kavramını tanımlayınız


CEVAP:

Dil, düşünme ve iletişim amacıyla, çeşitli biçimlerde kullanılan, uzlaşılmış sembollerden oluşan, karmaşık ve dinamik bir sistemdir (ASHA, 1982).


#2

SORU:

Tanımlayıcı yöntemin bakış açısı nedir?


CEVAP:

Tanımlayıcı yöntem, çocukların hangi dil becerilerini hangi yaşta edindiklerini kronolojik olarak belirlemeye ve tanımlamaya çalışır. Örneğin, “6 aylıkken çoğu bebek ana dilindeki temel sesleri tanır” ya da “3 yaşında 2-3 sözcüklü ifadeler kullanır.” gibi.


#3

SORU:

Açıklayıcı yöntem dil öğrenimini nasıl açıklamaktadır?


CEVAP:

Açıklayıcı yöntemde ise, dil gelişiminin altında yatan asıl mekanizmalar, öğrenme ilkeleri, zihinsel yapılar, bilişsel süreçler, sosyal etkenler incelenir. Çocukların ne yaptığı değil niye ve nasıl yaptığı açıklanmaya çalışılır


#4

SORU:

Davranışçı yaklaşım neyin incelenmesi gerektiğini savunur?


CEVAP:

Davranışçılık, 1920 ve 30’larda özellikle J.B. Watson ve B.F. Skinner’in öncülüğünde ortaya çıkan, yalnızca gözlenebilir, ölçülebilir davranışları ve bunların nasıl öğrenildiğinin incelenmesi gerektiğini öne süren psikoloji okuludur (Değirmencioğlu, 2002). Davranışçılığın en önemli özelliği, insan zihnindeki gözlenemeyen duygu ve düşünceler gibi özelliklerin incelenmesine karşı çıkmasıdır


#5

SORU:

Öğrenme nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP:

Yaşantı ya da tekrarlar yoluyla davranışta veya potansiyel davranışta oldukça kalıcı değişikliklere yol açan süreçtir.


#6

SORU:

Uyaran kavramını açıklayınız


CEVAP:

Organizmayı harekete geçiren iç ve dış durum değişiklikleridir. Davranışçı yaklaşımın büyük bir kısmı için bu durum değişikliği daha çok dışsaldır (Şenyüz, 2002).


#7

SORU:

Klasik koşullanma kim tarafından keşfedilmiştir?


CEVAP:

Klasik koşullama, ilk kez sindirim sistemini inceleyen Rus fizyolog Ivan Pavlov tarafından kazayla sayılabilecek şekilde keşfedilmiştir.


#8

SORU:

Klasik koşullanmanın gerçekleşmesi için neler gereklidir?


CEVAP:

Klasik koşullanmanın gerçekleşmesi için:
• Doğal bir “uyaran-tepki” bağının olması (et-salya salgılama)
• Koşullu uyaran koşulsuz uyarandan hemen önce verilmesi, birleştirilmesi (zil sesi-et).
• Koşullu uyaran ile koşulsuz uyaran bağının tekrarlanması gerekir. Ancak, bazı korku yaratan durumlarda tek bir yaşantı da öğrenmeyi sağlayabilir.


#9

SORU:

Edimsel koşullanmanın klasik koşullanmadan farkı nedir?


CEVAP:

Klasik koşullamanın daha çok refleksif, fizyolojik tepkilerle yani, istemsiz davranışlarla ilişkili olduğundan bahsetmiştik. Ancak, insanların çoğu davranışı, istemli gerçekleşir. Kurama göre bu davranışlar ödüllendirildiği zaman tekrarlanır,
görmezden gelindiği ya da cezalandırıldığında söner.


#10

SORU:

Edimsel koşullanmanın temel kavramları nelerdir?


CEVAP:

Davranışsal yaklaşımın dil öğrenimini açıklarken de kullandığı bu temel kavramlar pekiştirme ve pekiştireç, ceza, sönme, ayırt etme ve genellemedir.


#11

SORU:

Doğuştancı yaklaşım dil edinimine nasıl bakmaktadır?


CEVAP:

Davranışçı görüş genetik-çevre tartışmasının çevre tarafındayken doğuştancılık genetik tarafındadır. Doğuştancı yaklaşımın en temel görüşü, çocukların dil edinimine rehberlik eden doğuştan gelen dilsel bilgiyle, yetiyle doğduğudur. Çocuğun bu yetisi anadil edinimini kolaylaştırmaktadır (Crain ve Lillo-Martin, 1999 akt. Aljoundi, 2016). Doğuştancılar, çocukların dil öğrenmeye yönelik bir kapasiteyle doğduklarına inanmaktadır; çünkü onlara göre çocukların dili edinmede gereksinim duyduğu temel bilgi, doğdukları anda onlarda mevcuttur ve dil, çevresel uyaranlar, pekiştireç ve öğretim aracılığıyla öğrenilmez (Roseberry-McKibbin ve Hegde, 2016). Bu bağlamda, doğuştancı kuramın davranışçı kurama karşıt olduğunu söylemek mümkündür.


#12

SORU:

Edinç ve edim kavramları arasındaki farkı açıklayınız


CEVAP:

Chomsky’e göre (1957) evrensel dilbilgisi kurallarına ilişkin bilgi, dilsel edinçtir (competence) ve doğuştandır. Başka bir deyişle edinç, anadili konuşucusunun sonsuz sayıda tümce üretip anlamasını sağlayan düzenek veya kurallar dizgesi; bireyin anadiline ilişkin sezgisel-örtük bilgisidir. Dolayısıyla çocuk, çevresinden görece bağımsız olarak dili edinir. Edim (performance) ise, edinç denilen dilsel yeteneğin somut halidir; söz konusu yetinin konuşma veya yazma eyleminde gerçekleştirilmesi anlamına gelmektedir. Edim (performans) bireyseldir


#13

SORU:

Doğuştancılık yaklaşımının temel varsayımları nelerdir?


CEVAP:

Doğuştancılık yaklaşımının temel varsayımlarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:
• Çocuklar dile ilişkin bir kapasiteyle doğarlar.
• Dil özellikleri evrenseldir; yani tüm dillerde ortak olan bazı özellikler bulunmaktadır.
• Dil öğrenilmez, edinilir.
• Çocuklar dil edinimini kolaylaştıran bir mekanizmaya sahiptir.
• Dil ediniminde yetişkinlerin rolü sınırlıdır.
• Çocuklar daha önce hiç duymadıkları tümceleri üretip anlayabilir.


#14

SORU:

Biliş kavramını açıklayınız


CEVAP:

Biliş, insan zihninin dünyayı ve çevresindeki olay, durum veya insanları anlamaya yönelik yaptığı faaliyetlerin tümüdür (Hökelekli, 2008)


#15

SORU:

Çocukların nasıl düşündüğü, nasıl algıladığı, nasıl mantık yürüttüğü ile ilgilenen ilk kuramcı kimdir?


CEVAP:

Çocukların nasıl düşündüğü, nasıl algıladığı, nasıl mantık yürüttüğü ile ilgilenen ilk kuramcı, bir biyolog ve psikolog olan Jean Piaget’dir.


#16

SORU:

Piaget’e göre bilişsel gelişim dönemlerinin özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Piaget’e göre bilişsel gelişim dönemlerinin özellikleri şu şekilde sıralanmaktadır (Bacanlı, 2002; Doğan, 2013; Kol, 2011):
Dönemler evrenseldir, değişmezler ve belli bir sırayla ortaya çıkarlar.

Tüm çocuklar bu gelişim dönemlerinden sırasıyla geçerler, bir gelişim dönemini atlayıp diğerine geçemezler. Çünkü her bir dönem bir öncekinin üzerine yapılanmıştır.

Dönemler arasında hiyerarşik bir sıralama vardır. Her bir dönem kendisinden önceki evrelerin kazanımlarını da içermektedir.

Çocuk, bir dönemde kazanması gereken tüm şemalara sahip olup gerekli biliş yapılarını oluşturduğunda o dönemdeki gelişimini tamamlamaktadır.

Çocukların gelişim dönemlerine girme ve tamamlama yaşları birbirinden farklılık gösterebilir; yani bireysel ayrılıklar görülebilir.

Her dönem için tipik olan gelişim özellikleri vardır


#17

SORU:

Nesne devamlılığı kavramını açıklayınız


CEVAP:

Bebekler yaklaşık dördüncü aydan sonra nesne devamlılığını kazanmaya başlarlar. Nesne devamlılığı, nesnelerin görme, işitme gibi duyularımızdan bağımsız olarak var olmasıdır. Yani, nesneler biz onları görmesek de, işitmesek de var olmaya devam ederler.  Nesne devamlılığı, nesnenin kendisini duyularımızla algılamasak bile zihnimizde temsilinin oluşmuş olması ile ilgilidir. 


#18

SORU:

Ertelenmiş taklit nedir?


CEVAP:

Ertelenmiş taklit, bebeğin görmüş olduğu bir davranışı, olayı ya da duyduğu bir sözel ifadeyi, bunlar ortadan kalktıktan bir süre sonra tekrarlaması, taklit etmesidir.


#19

SORU:

Benmerkezcilik kavramını açıklayınız


CEVAP:

Sembolik dönemde çocuklar benmerkezcidirler. Benmerkezcilik (egosantrizm) Piaget’nin bilişsel kuramında önemli bir kavramdır. Benmerkezcilik, çocuğun kendi bakış açısı ile başkasının bakış açısı arasında ayrım yapamamasıdır. Çocuk
için merkezde kendi bakış açısı vardır ve herkes onun gördüğünü görür, bildiğini bilir, hissettiğini hisseder, duyduğunu duyar düşüncesi vardır. Kendisininkinden farklı bir görüş ya da durum olabilme ihtimali yoktur. Kendini bir anlamda dünyanın merkezine koyar ve kendisini başkasının yerine koyamaz. 


#20

SORU:

Benmerkezci konuşma türleri nelerdir?


CEVAP:

• Ekolali: Kendi ya da başkasının hece, sözcük veya cümlelerini tekrarlama.
• Monolog: Kendi kendine konuşma, düşüncelerini sesli söyleme.
• Toplu monolog: İki-üç çocuğun bir arada karşılıklı, sıra alıyormuş gibi görünerek konuşması, ama aslında sadece karşılıklı monolog.


#21

SORU:

Sosyal konuşmanın benmerkezci konuşmadan farkı nedir?


CEVAP:

Sosyal konuşma, benmerkezci konuşmanın aksine iletişim amaçlıdır. Benmerkezci konuşmada çocuk için karşıdaki kişi, ne düşündüğü, ne söylediği, kendisine cevap vermediği önemli değildir. Buna karşın sosyal konuşmada çocuk bilgisini karşıya aktarır, soru sorar, cevap bekler, isteklerini, duygu ve düşüncelerini paylaşmaya çalışır


#22

SORU:

Sosyal konuşmanın benmerkezci konuşmadan farkı nedir?


CEVAP:

Sosyal konuşma, benmerkezci konuşmanın aksine iletişim amaçlıdır. Benmerkezci konuşmada çocuk için karşıdaki kişi, ne düşündüğü, ne söylediği, kendisine cevap vermediği önemli değildir. Buna karşın sosyal konuşmada çocuk bilgisini karşıya aktarır, soru sorar, cevap bekler, isteklerini, duygu ve düşüncelerini paylaşmaya çalışır


#23

SORU:

Sosyo - kültürel yaklaşımı açıklayınız


CEVAP:

Sosyo-kültürel yaklaşımın öncüsü olan L. Vygotsky, Piaget ile aynı dönemlerde yaşamıştır. İki kuramcı birbirlerinin yaklaşımlarından hem etkilenmiş hem de birbirlerini eleştirmişlerdir. Sosyo-kültürel yaklaşım da bilişsel yaklaşım gibi etkileşimci bir yaklaşımdır. Başka bir deyişle, gelişimin biyolojik, bilişsel ve çevresel etkilerin etkileşimiyle mümkün olduğunu savunmaktadır. Kalıtım-çevre tartışmasında tek bir tarafı desteklemek yerine her iki taraftan da beslenmektedir. Vygotsky hem bilişsel gelişim hem de dil gelişiminin biyolojik ve
sosyal bir yönü olduğu görüşündedir.


#24

SORU:

Daha bilgili kişi (DBK) kavramını açıklayınız


CEVAP:

İşbirlikçi diyalog ya da öğrenme sürecinde belirli bir kavram, durum, görev, beceri ile ilgili karşısındakinden daha fazla bilgi, deneyim ve yetenek sahibi kişilere “daha bilgili kişi-DBK” (more knowledgeable other; MKO) denmektedir


#25

SORU:

Vygotsky'e göre dilin biçimleri nelerdir?


CEVAP:

Vygotsky (1987) dilin üç biçimi olduğunu belirtmektedir (akt., McLeod, 2014). Sosyal konuşma, dışsal iletişimdir, diğer insanlarla konuşmak için kullanılır (Tipik olarak 2 yaştan itibaren). Kendi kendine konuşma, kendimize yaptığımız sesli konuşmadır (tipik olarak 3 yaştan itibaren) ve zihinsel bir işlevi vardır. Kendi kendine konuşma gitgide silikleşir, duyulmaz hale gelir ve sessiz içsel konuşmaya dönüşür (tipik olarak 7 yaştan itibaren). Vygotsky kendi kendine konuşmanın önemini ilk ortaya koyan psikologtur. Kendi kendine konuşma sosyal ve içsel konuşma arasında bir geçiş noktasıdır ve dil ile düşüncenin birleşerek sözel düşünmeyi oluşturduğu aşamadır. İçsel konuşma çocuğun dikkatini toplamasını, duyularıyla algılamasını, belleğine kaydetmesini ve geri çağırmasını, problem çözerken plan yapıp yürütmesini, kısaca düşünmesini sağlayan bir süreçtir.