İNSAN BEDEN YAPISI VE FİZYOLOJİSİ Dersi Hormonal ve Üreme Sistemi Fizyolojisi soru cevapları:

Toplam 45 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Reseptör nedir?


CEVAP:

Sinyal moleküllerinin hedef hücrelerde et­kisini ortaya koyabilmesi için bağlanmala­rı gereken protein yapısındaki moleküllere reseptör denir.


#2

SORU:

Kaç çeşit hormonal etkileşim bulunmaktadır? Bunlar nelerdir?


CEVAP:

Temel olarak hormonal etkileşim 4 ana başlıkta toplanabilir.

  1. Otokrin iletişim
  2. Parakrin iletişim
  3. Nöroendokrin iletişim
  4. Endokrin iletişim

#3

SORU:

Otokrin iletişim nedir?


CEVAP:

Otokrin iletişim: Hücrenin salgılamış olduğu hormon aynı hücredeki reseptörüne bağlanmasıyla ortaya çıkan yanıttır.


#4

SORU:

Kimyasal yapısı bakımından hormonlar kaç kategoriye ayrılmaktadır?


CEVAP:

Hormonlar kimyasal olarak üç kategoride sınıflandırılmaktadır.

a.Amino asit ve türevi hormonlar: Tirozin amino asitinden köken alan hormonları içerir. Bu hormonlar tiroid bezi hormonları (tiroksin ve tiriiyodotronin) ve adrenal medulla hormonları (epinefrin ve nörepinefrin)dır. Trozin amino asit türevi hormonlardan tiroksin ve tiriiyodotronin gerek hücre zarını gerekse çekirdek zarını kolaylıkla geçebilecek kimyasal yapıya sahiptir. Bu hormonların reseptörleri çekirdekte bulunur.

b.Peptid yapılı hormonlar: Protein, peptid ya da polipeptid yapıda olan hormonlardır. Ön hipofiz ve pankreas hormonları protein veya polipeptid yapıya örnek olarak verilebilir. Arka hipofiz hormonları (antidiüretik hormon ve oksitosin) ise dokuz amino asit içeren peptid yapısındadır.

c.Steroid hormonlar: Kolesterol türevi hormonlardır. Böbrek üstü bezi (adrenal) korteksinden salınan kortizol ve aldosteron; ovaryumdan (yumurtalık) ile plasentadan salınan östrojen ile progesteron ve testislerden salınan testesteron steroid hormonlardır. Streroid hormonlar kolesterolden yapıldıkları için hücre zarını kolaylıkla geçerler. Steroid hormonların reseptörleri hücrelerin stoplazmasında veya çekirdekte bulunur.


#5

SORU:

Transkripsiyon nedir?


CEVAP:

Transkripsiyon DNA’nın RNA olarak kopyalanma sürecidir.


#6

SORU:

Hipotalamus nedir?


CEVAP:

Hipotalamus, diensefalonun ön ucunun bir parçası olup beyinde çok küçük bir alan kaplar. Hipotalamus çekirdek denen çok çeşitli bölgelere ayrılır. Hipotalamus önemli beden fonksiyonlarının (yeme, içme, cinsel fonksiyonlar ve davranışlar, kan basıncı, kalp hızı, beden ısısı, uyku-uyanıklık döngüsü, öfke, korku, mutluluk gibi duygusal durumlar…) kontrolünde görev alır. Hipotalamus sinir sistemindeki hemen hemen bütün kaynaklardan bilgi alır. Bu nedenle hipotalamus endokrin sistem ile sinir sistemi arasındaki bağlantıyı kuran köprü gibidir. Hipotalamustan salgılanan hormonlar hipofiz bezinin çalışmasını düzenlerler.


#7

SORU:

Hipofiz bezi fizyolojik olarak kaç bölüme ayrılmaktadır?


CEVAP:

Hipofiz bezi fizyolojik olarak iki farklı bölüme ayrılır: Nörohipofiz ve adenohipofiz.

  1. Nörohipofiz: Hipofiz bezinin arka bölümü hipotalamusla sinirsel bağlantılar kurar.
  2. Adenohipofiz: Hipofizin nöroendokrin bölümüne göre, gerçek endokrin bölümüdür. Nörohipofizden salgılanan tüm hormonlar protein yapısındadır.

#8

SORU:

Adenohipofizde üretilen hormonlar ve görevleri nelerdir?


CEVAP:

Ön hipofiz olarak da adlandırılan adenohipofizden 7 tane önemli hormon üretilir. Bu hormon­lar;

  • Büyüme hormonu: Tüm bedende pro­tein yapımı, hücre çoğalması ve farkılaş­masını sağlayarak büyümeyi sağlar.
  • Adrenokortikotropin (ACTH): Hüc­relerde glikoz, protein ve yağ meta­bolizmasını düzenleyen böbrek üstü bezinden adrenokortikal hormonların salgılanmasını sağlar.
  • Tiroid uyarıcı hormon (Tirotropin, TSH): Tiroid bezinden tiroksin ve trii­yodotironin hormonlarının salgılanmasını sağlar.
  • Prolaktin: Süt yapımını ve meme bezlerinin gelişmesini sağlar.
  • Folikül uyarıcı hormon (FSH): Yumurtalık ve tistislerin hormonal ve üreme fonksiyonlarını kontrol eder.
  • Lüteinleştirici hormon: Yumurtalık ve testislerin hormonal ve üreme fonksiyonlarını kontrol eder.
  • Melanosit uyarıcı hormon (MSH): Deride bulunan melanosit hücrelerinin melanin üretmesini uyararak deri renginin koyulaşmasını sağlar.

#9

SORU:

Hipotalamustan salgılanan uyarıcı ve baskılayıcı hormonlar nelerdir?


CEVAP:
  • Büyüme hormonunun salgılanmasını sağ­layan büyüme hormonu salgılatıcı hormon (Growth hormone releasing hormone = GHRH),
  • Büyüme hormonunun salgılanmasını bas­kılayan somatostatin (Growth hormone in­hibiting hormone= GHIH),
  • TSH ‘ın serbestleşmesini sağlayan tirotro­pin salgılatıcı hormon (Thyrotropin relea­sing hormone = TRH),
  • ACTH’ın serbestleşmesini sağlayan korti­kotropin salgılatıcı hormon (Corticotropin releasing hormone = CRH),
  • LH ve FSH salgılanmasını sağlayan gona­dotropin salgılatıcı hormon (Gonadotropin releasing hormone = GnRH),
  • Prolaktin salgısını baskılayan prolaktin bas­kılayıcı hormon (Prolactin inhibiting hor­mone = PIH) dur.

#10

SORU:

Büyüme hormonunun aşırı salgılanmasının etkileri nelerdir?


CEVAP:

Büyüme hormonunun çok fazlalığında aşırı miktarda yağ dokusundan kana yağ geçişi kanda ketozise ve karaciğerde yağlanmaya yol açabilir. Yine, büyüme hormonunun etkisiyle glikozun dokulara geçişi azalacağından kanda glikoz oranı artar. Buna da hipofizier diabet adı verilir. Aynı zamanda kandaki şeker artışı pankreastan aşırı miktarda insülin salınımını uyarır. Bu aşırı uyarı da pankreasta insülin salgılayan hücreleri hasarlayıp kişinin şeker hastası olmasına yol açabilir.


#11

SORU:

Folikül içerisinde tiroid hormonlarının depolanma biçimleri nelerdir?


CEVAP:

Depolanma aşağıdaki biçimlerde oluşur.

• Monoiyodotirozin (MİT): Tiroglobuline bir iyot bağlanması ile oluşan molekül.

• Diiyodotirozin (DİT): Tiroglobuline iki iyot bağlanması ile oluşan molekül.

• Triiyodotironin (T3): DİT ve MİT molekül­lerinin bir araya gelmesiyle oluşan molekül.

• Tetraiyodotironin (T4): İki adet DİT mo­lekülü bir araya geldiğinde oluşan molekül, tiroksin.


#12

SORU:

Tiroid hormonunun etkileri nelerdir?


CEVAP:

a.Tiroid hormonlarına metabolik hormonlar da denmektedir. Tiroid hormonları etki gösterdiği bütün hücrelerde oksijen kullanımını yani besinlerden enerji üretimini arttırarak metabolizma hızını normale göre %60-100 oranında artırır.

b. Tiroid hormonları özellikle büyüme dönemindeki çocuklarda beynin büyümesini ve gelişmesini uyarır.

c. Tiroid hormonları kemik dokusunun büyümesi ve gelişmesi için de gereklidir.

d. Tiroid hormonları sindirim sisteminde glikozun emiliminde artışa, glikozun hücrelere alınımının artışına ve hücrelerce glikozun yıkımının (glikoliz) artışına neden olur.

e. Tiroid hormonları yağların enerji olarak kullanılmasını uyarır.

f. Tiroid hormonlarının etkisiyle kalp hızı ve debisi artar.

g. Tiroid hormonlarının etkisiyle solunumun derinliği ve hızı artar.

h. Tiroid hormonları sindirim sistemindeki sıvıların salgılanmasını ve kasların hareketlerini arttırır. İştahı ve besin alınımını artırır.


#13

SORU:

Hipotiroidizmde ortaya çıkan belirtiler nelerdir?


CEVAP:

• Metabolik hızda azalma

• Gelişme ve büyüme geriliği

• Soğuğa hassasiyet

• Beden ısısı düşüklüğü

• Miksödem

• Arteriyoskleroz

• Uyku ve uyuşukluk hâli

• İleri derecede kas güçsüzlüğü

• Kalp atım hızının ve debisinin yavaşlaması

• İştah azalması

• Kilo artışı

• Kabızlık

• Uyarılabilirliğin azalması, reflekslerin yavaşlaması


#14

SORU:

Kalsitoninin temel görevi nedir?


CEVAP:

Tiroid bezindeki parafolikül hücrelerinden sentezlenen kalsitoninin ana görevi kan kalsiyum düzeyini düzenlemektir. Kanda kalsiyum iyonu artışı olduğunda kan kalsiyumunu düşürmek için tiroid bezinden kalsitonin salgılanır. Salgılanan kalsitonin kemiklerin yıkımını baskılayarak kemikten kana kalsiyum çıkışını azaltır. Ayrıca böbreklerden de kalsiyum geri emilimini azaltarak fazla kalsiyumun sidikle dışarı atılmasını artırır.


#15

SORU:

Erkeklerde ikincil üreme organları nelerdir?


CEVAP:

Birincil üreme organı erbezleri (testisler), ikincil üreme organları epididim, vaz deferens, seminal vesikül, fırlatma (ejekülatör) kanalları, prostat bezi, bulboüretral bezler ve penisten oluşur.


#16

SORU:

Haploid hücre nedir?


CEVAP:

Haploid hücre normal bir beden hücresinin taşıdığı 23 çift (46 adet) kromozomun yarısını (23 tanesini) bulunduran hücredir. Bedenimizde sadece erkek eşey hücreleri (spermler) ve dişi eşey (yumurta) hücresi haploittir. Döllenme olup spermle yumurta hücresi birleşip zigot oluştuğunda kromozom sayısı tekrar normale (46 taneye) dönmüş olur. Eğer mayoz bölünmeyle kromozom sayısı yarıya inmeseydi, spermden 46 ve yumurta hücresinden 46 kromozom gelir ve toplamda 92 kromozomlu bir yavru olurdu. 92 kromozom taşıyan biri insan değil, belki başka bir varlık olurdu.


#17

SORU:

Testosteron hormonunun etkileri nelerdir?


CEVAP:

Testosteron hormonu erkeklerde dişilere oranla daha fazladır ve daha etkilidir. Bu etkiler aşağıda özetlenmiştir:

1.Doğumdan hemen önce testislerin karın boşluğundan skrotum içine inmesini sağlar.

2. Spermlerin en son gelişmelerini ve seminifer tüpçük lümeni içine çıkmalarını sağlar.

3. Kandaki düzeyi artınca hipotalamustan gonadotropin releasing hormon (GnRF) ve hipofiz bezinden LH ile FSH hormonlarının üretimini baskılar.


#18

SORU:

Dişide birincil ve ikincil üreme organları nelerdir?


CEVAP:

Dişide birincil üreme organı olarak iki tane yumurtalık (gonatlar=ovaryumlar) ve ikincil üreme organları vardır. İkincil üreme organları olarak iki tane yumurta (Fallop) tüpleri, bir rahim (uterus), bir vajina, bir vulva (dış genital) ve bir çift memedir.


#19

SORU:

Ovaryumun görevleri nelerdir?


CEVAP:

1. Fetus döneminde az gelişmiş yumurtalar üretmek,

2. Az gelişmiş yumurtaların ergenlikten sonra olgunlaşmalarını sağlamak,

3. Olgunlaşmış bir yumurtayı dışarı atmak (ovulasyon) ve

4. Hormon üretmek. Dişi cinsiyet hormonlarından önemli olanlar, steroidden

yapılan estrojenler ile progesteron ve protein kökenli inhibin hormonlarıdır.


#20

SORU:

Progesteronun etkileri nelerdir?

 


CEVAP:

1. Rahmin salgılarını artırır.

2. Fallop tüpleri ve rahmin kasılmalarını azaltır.

3. Memelerin büyümesini sağlar.

4. Doğuma kadar süt üretimini baskılar.

5. Beden ısısını artırır.


#21

SORU:

Beden fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde yerine getirilebilmesi için, hücrelerarası haberleşmede görevli olan sistemler hangileridir?


CEVAP:

Beden fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde yerine getirilebilmesi için bedeni oluşturan yapılar ve hücreler arasında haberleşme ve etkileşim olması gerekir. Bedende bu haberleşmeden ve iletişimden temel olarak sorumlu olan sinir sistemi ve hormonal sistem (endokrin sistem), değişen iç ve dış koşullara rağmen canlı iç ortamının sabit tutulmasını (homeostasiz) sağlamak için birlikte çalışırlar.


#22

SORU:

Hücreler arası haberleşme ne demektir?


CEVAP:

Beden içinde (tansiyon artışı, pH düşüklüğü, su kaybı vb.) veya dışında (hava koşullarının ani değişimi, zehirli gaz solunması, besin miktarı vb.) meydana gelen değişikliklerin algılanması ve bu sürece uyum gösterilmesi yaşamın devamlılığı için şarttır. Sürece uyum gösterebilmek için de bedendeki ilgili hücrelerin bu durumdan haberdar edilmesi gerekir. Bu olaya hücreler arası haberleşme denir.


#23

SORU:

Reseptör nedir?


CEVAP:

Bir hücre tarafından salgılanan hormonun başka bir hücreyi (hedef hücre) etkileyebilmesi için o hücrede reseptörünün bulunması ve hormonun molekülünün reseptöre bağlanması gerekir. Sinyal moleküllerinin hedef hücrelerde etkisini ortaya koyabilmesi için bağlanmaları gereken protein yapısındaki moleküllere reseptör denir. Reseptörler, hücrelerde hücre zarında, sitoplazmada ya da çekirdekte bulunur. 


#24

SORU:

Hücrelerden salınan hormonların hücreler üzerine etkileşimleri kaç tiptir?


CEVAP:

Hücrelerden salınan hormonlar salgılandıkları hücrenin hemen yanındaki bir hücreye etki edebileceği gibi kendisinden çok uzakta olan hücreleri de etkileyebilir. Temel olarak hormonal etkileşim 4 ana başlıkta toplanabilir.
a. Otokrin iletişim
b. Parakrin iletişim
c. Nöroendokrin iletişim
d. Endokrin iletişim 


#25

SORU:

Hormonlar kimyasal olarak kaç kategoride sınıflandırılmaktadır?


CEVAP:

Hormonlar kimyasal olarak üç kategoride sınıflandırılmaktadır;

a. Amino asit ve türevi hormonlar

b. Peptid yapılı hormonlar

c. Steroid hormonlar


#26

SORU:

Hormon nedir?


CEVAP:

Hormon, sentezlemiş olduğu molekülleri kana veren anlamında kullanılan bir terimdir.


#27

SORU:

Steroid hormonların özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Kolesterol türevi hormonlardır. Böbrek üstü bezi (adrenal) korteksinden salınan kortizol ve aldosteron; ovaryumdan (yumurtalık) ile plasentadan salınan östrojen ile progesteron ve testislerden salınan testesteron steroid hormonlardır. Streroid hormonlar kolesterolden yapıldıkları için hücre zarını kolaylıkla geçerler. Steroid hormonların reseptörleri hücrelerin sitoplazmasında veya çekirdekte bulunur.


#28

SORU:

Hipotalamusun vücuttaki görevleri nelerdir?


CEVAP:

Hipotalamus önemli beden fonksiyonlarının (yeme, içme, cinsel fonksiyonlar ve davranışlar, kan basıncı, kalp hızı, beden ısısı, uyku-uyanıklık döngüsü, öfke, korku, mutluluk gibi duygusal durumlar…) kontrolünde görev alır. Hipotalamus sinir sistemindeki hemen hemen bütün kaynaklardan bilgi alır. Bu nedenle hipotalamus endokrin sistem ile sinir sistemi arasındaki bağlantıyı kuran köprü gibidir. Hipotalamustan salgılanan hormonlar hipofiz bezinin çalışmasını düzenlerler.


#29

SORU:

Büyüme hormonunun bedendeki etkileri nelerdir?


CEVAP:

Büyüme hormonunun bedendeki genel etkisi büyüme potansiyeli olan tüm hücrelerde büyümeyi uyarmasıdır. Bu hormonunun bedendeki diğer etkileri ise şunlardır:
a. Beden hücrelerinde protein yapımını arttırır, proteinlerin yıkımını azaltır.
b. Enerji için yağ asitlerinin kullanılmasını
arttırır, yağ depolarını azaltır.
c. Enerji için glikozun kullanımını azaltır.
Glikozun enerji için kullanılmaması glikozun glikojen şeklinde depolanmasının artmasına yol açar.
d. Kıkırdak ve kemik dokuda büyümenin uyarılmasını sağlar.


#30

SORU:

Tiroid bezinin özellikleri ve yapısı nasıldır?


CEVAP:

Tiroid bezi, larinksin hemen altında soluk borusunun önünde iki tarafta yer alır. Ağırlığı yaklaşık olarak 15-40 gram arasındadır. Tiroid bezi çok sayıda kapalı folikül adı verilen kesecik içerir. Bu kesecikler tirod hormonlarını üreten folikül epitel hücreleri içerir. Triod bezi ayrıca C hücreleri adı verilen parafolikül hücreleri de içerir. Parafolikül hücreleri kalsitonin hormonunu salgılamaktadır. Tiroid hormonlarını sentezleyen hücreler folikül olarak isimlendirilir. Foliküllerin içi proteince zengin kolloid sıvısı ile doludur. Kolloidin içinde başlıca tiroid hormonlarının sentezinde görev alan tiroglobulin bulunur.


#31

SORU:

Hipertiroidizm yani tiroid hormonlarının fazlalığında hangi belirtiler ortaya çıkar?


CEVAP:

Hipertiroidizm yani tiroid hormonlarının fazlalığında tirotoksikoz, graves ve toksik guatr hastalıkları ortaya çıkar. Bu hastalarda tiroid bezi
normalden iki üç kat büyüktür. Nedeni ne olursa olsun bedende tiroid hormonu fazlalığında genellikle aşağıdaki belirtiler gözlenir:

• Uyarılara karşı uyarılabilirlik ile hassasiyetin artması ve sinirlilik hali
• Psikolojik bozukluklar
• Ellerde titreme
• Ekzoftalmus
• Kas zayıflığı
• Aşırı yorgunluk olmasına rağmen uykusuzluk
• Kilo kaybı, aşırı terleme, şiddetli ishal
• Isıya karşı dayanıksızlık
• İştah artışı


#32

SORU:

Miksödem kavramı nasıl tanımlanır?


CEVAP:

Miksödem, hücreler arası sıvının toplam miktarının artışı sonucunda göz altında torbaların oluşması, yüzün şişmesini tarif eden kavramdır.


#33

SORU:

Adrenal medulladan salgılanan hormonların etkileri nelerdir?


CEVAP:

Adrenal medullası sinir dokusundan gelişmiştir ve salgıları epinefrin (adrenalin) ile norepinefrin (noradrenalin)’dir. Adrenal medulladan salgılanan hormonların etkileri sempatik sinir sistemi uyarısı sonucu bedende oluşan etkilere benzerlik gösterir. Bedende ortaya çıkan strese yanıt olarak uyarılan hipotalamustan çıkan uyarılar böbrek üstü bezin medullasına sempatik sinirler aracılığıyla ulaşarak epinefrin ve nörepinefrin salgılanmasına yol açar. Bu hormonlar bedende metabolizmayı, kan basıncını, kalp hızını, kalbin kasılma gücünü ve kan şekerinin arttırır.


#34

SORU:

Adrenal korteksten salgılanan hormonlar hangileridir?


CEVAP:

Adrenal korteksten salgılanan hormonlar;

a. Glikokortikoidler: Bedende şeker ve protein metabolizmasına etki eden steroidlerdir.

b. Mineralokortikoidler: Hücre dışı sıvı hacmi ve iyon dengesinin sürdürülmesinde etkili olan steroidlerdir.

c. Cinsiyet steroidleri: Üreme fonksiyonlarının düzenlenmesinde görev alan steroidlerdir.


#35

SORU:

İnsülinin bedendeki etkileri nelerdir?


CEVAP:

İnsülinin bedendeki etkileri;

* İskelet kasında ve karaciğerde glikozun glikojen şeklinde depolanmasını arttırır. İnsülin kanda yükselen şeker moleküllerinin kaslara girişini arttırır. Kaslara giren glikozun bir kısmı yağ asitlerine dönüştürülerek enerji olarak kullanılır. Glikozun diğer bir kısmı ise glikojen şeklinde depolanır. İnsülin karaciğerde de yemekten sonra kanda artan glikozun glikojen şeklinde depolanmasını uyarır. Glikozun glikojene dönüşümünü sağlayan glikojen sentaz enziminin aktivitesini insülin arttırır

* Glikozun enerji olarak kullanılmasını ve protein yapımını artırır.

* İnsülin yağ dokuda ve karaciğerde yağların depolanmasına yol açar. Bedende insülin etkisiyle temel enerji kaynağı olarak glikoz
kullanılacağı için yağların tüketimi kendiliğinden azalır. İnsülin azlığında ya da yokluğunda yağların yıkımı ve enerji kaynağı olarak kullanılmalarında şiddetli artış gözlenir. Yağların enerji kaynağı olarak kullanılması da hücrelerde asetoasetik asit oluşumuna yol açar. Dolaşıma geçen asetoasetik asitin bir kısmı asetona ve beta hidroksibütirik asite dönüşür. Bu moleküller de bedende asidoza hatta komaya yol açabilir. 


#36

SORU:

Şeker Hastalığı (Diyabetes Mellitus) nasıl oluşur?


CEVAP:

Kan şeker değerlerinin normal seviyelerinin üzerinde olması durumuna şeker hastalığı denir. Şeker hastalığında, insülin yokluğundan ya da insülinin etki gösterememesinden dolayı kandaki glikozun hücreler tarafından alınımında ve kullanımında azalma olmasına bağlı olarak açlık kan glikoz düzeyi 126 mg/dl’nin üzerine çıkar. İdrarda normalde şeker görünmezken idrarda şeker görülür. Şekere bağlı olarak da su kaybı artar. Şeker hastası olan kişilerde bu nedenle aşırı susuzluk hissi, bol su içme (polidipsi) ve bol işeme (poliüri) gözlenir. Şeker hastalarında aynı zamanda enerji olarak sürekli yağ asitleri kullanılacağı için kanda asidoz da gelişir. Yine yağ depolarının yıkılmasına bağlı
olarak kanda kolesterol ve diğer lipidlerin konsantrasyonu artar. Bu durumda arteriyoskleroza yol açar. Normalde kan şekeri yükseldiğinde pankreas beta hücrelerinden salgılanan insülin kan şekerini normal değerlerine düşürür. Tip 1 diyabetli kişilerde ise insülin salınımı olmadığı ya da yetersiz olduğu için kan şekeri değerleri normale döndürülemez ve yüksek kalır. Tip 2 diyabetli kişilerde ise insülin yeteri kadar sentezlenip kana verilmesine rağmen insülinin hücrelerde bağlanacağı reseptörlerde sorun olduğu için (insülin direnci) glikoz yine hücrelere giremez ve yine kan şekeri yüksek kalır.


#37

SORU:

Erkek üreme sistemi hangi yapılardan oluşur?


CEVAP:

Erkek üreme sisteminin varlık amacı sperm üretmek, beslemek ve onu dişiye aktarmaktır. Erkekte bu görevi yerine getiren yapılar birincil üreme organları ve ikincil üreme organları olarak ayrılırlar. Birincil üreme organı erbezleri (testisler), ikincil üreme organları epididim, vaz deferens, seminal vesikül, fırlatma (ejekülatör) kanalları, prostat bezi, bulboüretral bezler ve penisten oluşur.


#38

SORU:

Buluğ çağına girmiş erkeklerde görülen ikincil cinsiyet özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Buluğ çağına girmiş erkeklerde ikincil cinsiyet özellikleri;

a. İç üreme organları olan seminal vesiküller, bulboüretral bezler ve prostat büyüyüp salgı yapmaya başlarlar.
b. Dış üreme organları olan skrotum pigmentlenerek kıvrımlı hâle gelir ve penis büyür.
c. Gırtlak büyür ve ses telleri kalınlaşıp uzayarak erkeksi sesin oluşması başlar.
d. Kemikler ve kaslar gelişerek geniş bir omuz ama dar bir kalça ortaya çıkar.
e. Biraz saldırgan, hareketli davranış ve karşı cinse olan ilgi artar. Erkeksi kişilik başlar.
f. Bedenin kıllanması artar. Sakal çıkar, göğüs kıllanır ve erkeğe özel saç şekli oluşur.
g. Yağ bezlerinin çalışması artar ve sivilce (akne) oluşmasına yatkınlık gelişir.


#39

SORU:

Erkek üreme sisteminde görülebilecek genel aksaklıklar nelerdir?


CEVAP:

Erkek üreme sisteminde görülebilecek aksaklıklar genel olarak;

1. testis inmemesi,
2. fıtık,

3. enfeksiyon,

4. tümörler ve

5.
kısırlıktır


#40

SORU:

Dişi üreme sisteminde hangi yapılar bulunur?


CEVAP:

Dişi üreme sisteminde yumurtayı üretip besleyen, gebelik oluşturan ve süt yapan yapılar vardır. Dişide birincil üreme organı olarak iki tane yumurtalık (gonatlar =ovaryumlar) ve ikincil üreme organları vardır. İkincil üreme organları olarak iki tane yumurta (Fallop) tüpleri, bir rahim (uterus), bir vajina, bir vulva (dış genital) ve bir çift memedir.


#41

SORU:

Dişi üreme sistemi yapılarından biri olan ovaryumun görevleri nelerdir?


CEVAP:

Ovaryumun görevleri kısaca sıralanırsa;
1. fetus döneminde az gelişmiş yumurtalar üretmek,
2. az gelişmiş yumurtaların ergenlikten sonra olgunlaşmalarını sağlamak,
3. olgunlaşmış bir yumurtayı dışarı atmak (ovulasyon Şekil 8.15) ve
4. hormon üretmek.


#42

SORU:

Dişi üreme sistemi yapılarından biri olan uterusun yapısı nasıldır?


CEVAP:

Uterusun yapısı üç tabakadan oluşur:


1. İç boşluğu (lümeni) saran mukoz tabakaya endometriyum denir. Burası bazal ve fonksiyonel denen iki tabakadan oluşur.


2. Ortadaki kas tabakada çevresel, uzunlamasına ve çapraz düz kaslar vardır. Buraya miyometriyum denir ve en kalın olanıdır. Kaslar kasılarak doğuma yardım eder.

3. Rahmin dışını saran seroz tabaka rahmi karın boşluğuna ve diğer organlara bağlar. Rahimde çok yoğun bir damar ağı vardır. Uterus insan türünün devamlılığı için olmazsa olmaz bir organdır.


#43

SORU:

En önemli dişilik hormonu olan estrojenin (östrojen) dişideki etkileri nelerdir?


CEVAP:

Estrojenlerin dişideki etkileri özet olarak şunlardır:
1. Yumurtalığın ve yumurtaların büyümesini uyarır.
2. Fallop tüpleri, rahim ve vajinanın büyüyüp salgı yapmasını sağlar.
3. Buluğ çağında dış üreme organları ve memelerin gelişmesini sağlar.
4. Kemik ve kas büyümesini sağlar.
5. Hipotalamus ve hipofizden üreme hormonlarının üretimini baskılar.
6. Beden yağ oranını ayarlar ve ateroskleroza karşı korur.
7. Menopozdan sonra kandaki düzeyi düşer ve “sıcak basmasına” neden olur.


#44

SORU:

Kadınlarda görülen menopoz nasıl oluşur?


CEVAP:

Kadınlarda 40 - 50 yaş civarında âdet kanamaları düzensizleşmeye başlar. Bunun nedeni, bu yaşa gelene kadar yumurtlama sürdüğü için çok az sayıda yumurta kalmıştır ve bunlar hormonlara yeterince yanıt veremez. Kısa bir süre sonra mhemen hiç yumurta kalmaz, âdet görmeler kesilir. Dişilerde âdet kesilmesine menopoz denir. Menopoz doğal fizyolojik bir olaydır. Menopoza girmiş kadınların beden fizyolojilerinde birçok değişiklikler olabilir. Folikül kalmadığından yeterince estrojen üretilemez. Östrojen azlığı rahmin ve vajinanın küçülmesine, FSH ve LH gibi bazı hormonların artmasına neden olur. Hormonal değişiklikler, sıcak basması, gece terlemesi, uyku
bozukluğu, dolaşım sistemi değişiklikleri gibi bir dizi fizyolojik olayları başlatır. Fizyolojik kısırlık oluşur.


#45

SORU:

Gebeliği önlemede kullanılan yöntemler nelerdir?


CEVAP:

Gebeliği önleme yöntemleri şöyle sıralanabilir:
1. Gonadların çıkarılması
2. Rahmin çıkarılması
3. Tüp bağlama
4. Ritim yöntemi
5. Haplar

6. Kimyasal madde kullanımı. 
7. Alet kullanımı
8. Erkeğin prezervatif (kondom) kullanması