İNSAN VE TOPLUM Dersi DEMOGRAFİ VE NÜFUS soru cevapları:

Toplam 98 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Bir ülkedeki nüfusun yaşlı olması nasıl yorumlanmaktadır?


CEVAP: Bir ülkedeki nüfusun yaşlı olması, ülkenin gelişmiş olduğunu göstermektedir.

#2

SORU: Nüfus yapısını oluşturan temel özellikler nelerdir?


CEVAP: Nüfus yapısı; • Yaş ve cinsiyeti kapsayan biyolojik özellikler ile gelir, • Eğitim, medeni hal, etnik/ırk özellikleri gibi sosyo-ekonomik ve • Kültürel özelliklerle açıklanmaktadır

#3

SORU: Nüfus yapısını oluşturan sosyo-ekonomik özellikler nelerdir?


CEVAP: Bireylerin gelir, eğitim, medeni hal, etnik/ırk özellikleri, sosyo-ekonomik özellikleridir

#4

SORU: Nüfus hareketlerindeki değişimlerin anlaşılabilmesi için nelerin bilinmesi gerekir?


CEVAP: Nüfus hareketlerindeki değişimleri anlayabilmek için bireylerin; • Yaş ve cinsiyet bilgilerini içeren biyolojik özellikleri; • Gelir, eğitim durumu, medeni durum, etnik/ırk bilgilerini içeren sosyo-ekonomik özellikleri ve • Kültürel özellikleri gibi değişkenlerin etkisinin dikkate alınması gerekmektedir.

#5

SORU: Demografi nedir?


CEVAP: İnsan nüfusuyla ilgili üç temel süreç olan; • Doğum, • Ölüm ve • Göç süreciyle ilgili değişiklikleri çalışan bilim dalıdır.

#6

SORU: Bir toplumun nüfusuna dâhil olmanın yolları nelerdir?


CEVAP: Bir toplumun nüfusuna dâhil olmanın iki yolu vardır: • O toplumda doğmak, • Ya da göç yoluyla, o toplumda yaşamaya başlamak

#7

SORU: Doğum süreçlerinde kullanılan başlıca ölçümler nelerdir?


CEVAP: Kaba doğum hızı, genel doğurganlık hızı, yaş gruplarına göre doğurganlık hızı ve toplam doğurganlık hızı, doğum süreçlerinde kullanılan başlıca ölçümlerdir.

#8

SORU: Genel doğurganlık hızı nedir?


CEVAP: Genel doğurganlık hızı, doğurganlık yaşına bağlı bir ölçümdür ve bir yıl içinde meydana gelen doğum sayısının, yıl ortasında doğurganlık yaşında olan kadınların sayısına oranlamasıyla oluşur ve her 100 kadına düşen doğurganlık oranını gösterir. Türkiye’de 2001-2008 yılları arasında, Genel Doğurganlık Hızında düşüş olduğu gözlenmiştir.

#9

SORU: Bir toplumun nüfusundan ayrılmanın yolları nelerdir?


CEVAP: Bir toplumun nüfusundan ayrılmanın yolları; • Ölmek, • Ya da o toplumdan başka bir topluma göç etmektir

#10

SORU: Nüfusla ilgili değerlerin sunumunda cinsiyet nasıl ele alınmaktadır?


CEVAP: Nüfusla ilgili değerlerin sunumunda cinsiyet, doğumda belirlenen cinsiyete göre; • Kadın ve • Erkek olmak üzere iki kategoride ele alınmaktadır

#11

SORU: Nüfusla ilgili değerlerin sunumunda yaş nasıl ele alınmaktadır?


CEVAP: Nüfusla ilgili değerlerin sunumunda yaş, farklı gruplarla ele alınabilir; fakat yaş aralıkları genellikle beş aralıklı şekilde ele alınmaktadır (0-4, 5-9, 15-19 vb. gibi).

#12

SORU: Bir toplumdaki cinsiyet oranı nasıl hesaplanır?


CEVAP: Bir toplumdaki cinsiyet oranı, aşağıdaki formülle hesaplanır: Cinsiyet Oranı (Toplam Erkek Sayısı / Toplam Kadın Sayısı) × 100 Bu formülden elde edilen sonuç, her 100 kadına düşen erkek sayısı şeklinde yorumlanır

#13

SORU: Cinsiyet oranı nasıl yorumlanır?


CEVAP: Cinsiyet oranının yüksek çıkması, nüfusun genç bir nüfus olduğunun göstergesi olarak kabul edilir

#14

SORU: Bir nüfustaki yaş ve cinsiyet dağılımına ilişkin bilgiler nasıl yorumlanır?


CEVAP: Gelişmekte olan ülkelerde neredeyse simetrik olan yaş ve cinsiyet dağılımı, gelişmiş olan ülkelerde ise, belirli bir yaşın üzerine ulaşıldığında kadın nüfusunun lehine gelişmektedir

#15

SORU: Bağımlılık oranı nedir?


CEVAP: Bağımlı nüfusun (14 yaş ve altı nüfusla 65 yaş ve üzeri nüfusun toplamı) çalışabilir durumda olan nüfusa oranına Bağımlılık Oranı denilmektedir.

#16

SORU: Fetter, Gönüllük yaklaşımında neyi savunmaktadır?


CEVAP: Fetter, doğurganlık kalıplarındaki değişimin nüfus ilkeleri ile tek başına açıklanamayacağını savunduğu gönüllülük yaklaşımında insanın üreme davranışını incelemek için, toplumu sınıflara bölerek bu sınıflarda ailenin işlevini incelemektedir.

#17

SORU: Francesco S. Nitti’nin Artan Bireysellik Kuramı’nda savunduğu ilkeler nelerdir?


CEVAP: Francesco S. Nitti’nin Artan Bireysellik Kuramı’nda, bireyselliğin güçlü biçimde geliştiği, toplumsallaşmanın bireysel aktiviteyi ortadan kaldırmadığı, zenginliğin bölündüğü, eşitsizliğin sosyal nedeninin işbirliğinin daha üst bir formuyla ortadan kaldırıldığı toplumlarda, doğum hızı yiyecek hızına eşitlenir ve demografik evrim, geçmişte olduğu gibi, bir korku ve terör unsuru olmaktan çıkar.

#18

SORU: Nüfus hareketlerini etkileyen değişkenlerden biri olan göçle ilgili gerçekleştirilen ölçümler nelerdir?


CEVAP: Başlıca göç ölçümleri; • Gelen göç, • Giden göç, • Net göç, • Katkılı göç hesaplamalarıdır.

#19

SORU: Giden göç hızı nasıl hesaplanır?


CEVAP: Giden göç hızı, aşağıdaki formülle hesaplanır: Giden Göç Hızı (Belli bir zaman diliminde, belli bir bölgeden yerleşmek için başka bir bölgeye yeni gidenlerin sayısı / Yerleşim yerindeki nüfus) × 1000

#20

SORU: Bağımlılık oranı nasıl hesaplanır?


CEVAP: Bağımlılık oranı, aşağıdaki formülle hesaplanır: Bağımlılık Oranı (14 yaş ve altı nüfus + 65 yaş ve üzeri nüfus / 15-64 yaş arası nüfus) × 100 Elde edilen sonuç, her 100 çalışabilir durumda olan kişiye düşen bağımlı sayısı şeklinde yorumlanır.

#21

SORU: Gelen göç nedir?


CEVAP: Bir grup insanın, bir nüfusun ya da alt nüfusun yerleştiği bölgeye, yerleşmek amacıyla gelmesi, gelen göç olarak tanımlanır.

#22

SORU: Katkılı (Gross) göç nedir?


CEVAP: Katkılı (Gross) göç; belli bir zaman aralığında, gelen ve giden göçün toplamıdır.

#23

SORU: Fetter’in yaklaşımında çocuğun ailedeki değeri nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP: Fetter’e göre çocuğun ailedeki ekonomik değeri farklı görülmektedir. Zengin ailelerde çocuk aile harcamalarını artırırken, yoksul sınıfta ise aile bütçesine katkıda bulunur. Devredilecek miras da, çocuk sayısını belirlemektedir ve zengin aileler, miras çok sayıda çocuk arasında bölündüğünde çocukların sosyal konumlarını sürdüremeyeceği kaygısını taşırlar.

#24

SORU: Bağımlılık oranı nasıl yorumlanır?


CEVAP: Bağımlılık oranının yüksek çıkması, o ülkenin gelişmekte olan bir ülke olduğunu gösterir.

#25

SORU: Nitti’nin İdeal Toplum’u nasıldır?


CEVAP: Nitti’nin ideal toplumunda, ne toplumsal dayanışmayı yok edecek derecede yarışmacılık ve egoizm vardır ne de bireyselliği ortadan kaldıracak kadar topluluk merkezli bir yapı vardır. Nitti’nin ideal toplumunda, zenginlik dağıtılır ve sosyal damarlar artar.

#26

SORU: L. Brentano’nun Artan Zenginlik Kuramında insanlara dair nasıl bir açıklama yapılır?


CEVAP: L. Brentano’nun Artan Zenginlik Kuramı’na göre, insanoğlu zevk düşkünü bir yaratıktır ve zenginler evin dışında pek çok zevk kaynağı bulabilirken yoksulların ise kitap, seyahat, entelektüel merak ve estetik gibi tatmin kaynakları ya da alternatif zevkleri oldukça sınırlıdır. Bu da onları aşırı cinselliğe sürükler.

#27

SORU: Giden göç nedir?


CEVAP: Giden göç; bir grup insanın, başka bir yere yerleşmek için, belirli bir bölgeden gitmesidir.

#28

SORU: Ülkelerin doğurganlık düzeyleri ile gelişmişlik düzeyleri arasında nasıl bir ilişki vardır?


CEVAP: Doğurganlık düzeyi açısından, geçiş öncesi ülkelerde düşüş gözlenmezken; geçiş ülkelerinde orta düzeyde, geçiş sonrası ülkelerinde ise büyük düzeyde düşüş gözlenmektedir.

#29

SORU: Roderich von Ungern-Sternberg’in Doğurganlıkta Azalma ve Akılcılık yaklaşımında doğurganlık nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP: Roderich von Ungern-Sternberg’in Doğurganlıkta Azalma ve Akılcılık yaklaşımına göre, üst sınıflarda ve proleteryada doğurganlıktaki düşüşün nedeni biyolojik değil, zihinseldir. Burjuvazi arasında kapitalist mentalitenin gelişmesi, dürtülere uyan, anlık davranışlarda bulunan, zevk eğilimli mentaliteyi yok etmeye başlayarak, akılcı bir mentalitenin gelişmesini sağlamış; böylece bireyler ebeveynlik de dâhil olmak üzere, tüm davranışlarını dikkatle değerlendirmeye başlamışlardır. Tarım toplumundan çıkarak kentlere göç eden proleterya da sosyal durumlarını yükseltmek peşindedir ve geçmişleriyle bağlantılarını koparmış, zihinleri uyanmış, kent yaşamına uyum sağlayan insanlardır.

#30

SORU: Net göç nedir?


CEVAP: Net göç; belli bir zaman diliminde, bir coğrafi bölge için, gelen ve giden göç arasındaki farkı verir.

#31

SORU: Gelen göç hızı nasıl hesaplanır?


CEVAP: Gelen göç hızı, aşağıdaki formülle hesaplanır: Gelen Göç Hızı (Belli bir zaman diliminde, belli bir bölgeye yerleşmek için yeni gelenlerin sayısı / Yerleşim yerindeki nüfus) × 1000

#32

SORU: Hane yapısı ve evliliğin incelenmesinde hangi değişkenler dikkate alınır?


CEVAP: Hane yapısı ve evliliğin incelenmesinde, evlilik ve boşanma istatistikleri, hanede yaşayan bireyler (yalnız, çekirdek aile, geniş aile, öğrenci/işçi evi), bireylerin evlilik sayısı, ilk evlilik yaşları, evlilikte tercih edilen nikâh türü değişkenlerine bakılmaktadır.

#33

SORU: Nüfus açıklamalarında ölüm nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP: Ölüm, bireyin fiziksel yok oluşu şeklinde tanımlanır ve demografide ölüm, genel anlamda kullanıldığında, nedene bağlı ölümleri ve yaşa bağlı ölümleri dikkate almaz.

#34

SORU: Göç hareketlerinde yaş aralığı nasıldır?


CEVAP: Onlu yaşların sonlarına doğru artan göç hareketleri, otuzlu yaşların ortalarına doğru devam eder.

#35

SORU: Katkılı göç hızı nasıl hesaplanır?


CEVAP: Katkılı göç hızı, aşağıdaki formülle hesaplanır: Katkılı Göç Hızı (Gelen göç sayısı + Giden göç sayısı) / Toplam nüfus × 1000

#36

SORU: Göç hareketlerinde cinsiyete göre nasıl bir farklılık gözlenir?


CEVAP: Göçler, cinsiyete göre farklılık göstermektedir. Erkekler, daha uzak mesafelere göç etmeyi tercih ederken; kadınlar, illeri ya da doğdukları yere yakın ülkeleri tercih etmektedirler.

#37

SORU: Toplumsal tabakalaşmayı ölçen değişkenler kısaca nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Toplumsal eşitsizliklerin oluşmasında, doğuştan gelen statü ile başarılmış statü etkili olmaktadır ve meslek ve gelir başarılmış statüde yer almaktadır. Dezavantajlı grupların başarılmış statü ile yukarı doğru hareketleri kısıtlı olduğundan, eşitsizlik, eğitimde gözlenen eşitsizliklere eşlik etmektedir.

#38

SORU: Doğum nedir?


CEVAP: Doğum, insan yaşamında bir kere ve bir yerde meydana gelen olaydır. Yeni doğan kişinin bakışından, dünyaya geldiği zamanı ve yeri tanımlar.

#39

SORU: Net göç nasıl hesaplanır?


CEVAP: Net göç, aşağıdaki formülle hesaplanır: Net Göç (Gelen göç – Giden göç) / Toplam nüfus × 1000

#40

SORU: L. Brentano’nun Artan Zenginlik Kuramında doğurganlıkla ilgili nasıl bir açıklama yapılır?


CEVAP: Kurama göre toplumda, doğurganlıktaki genel azalma, teknik, bilimsel, endüstriyel ve ticari ilerlemenin getirdiği yeni zevk kaynaklarına, daha çok sayıda insanın ulaşabilmesinin sonucudur. Yüksek doğurganlığının nedenini de yoksulların korunma araçlarından habersiz olmaları olarak kabul eder.

#41

SORU: Nüfus açıklamalarında morbidite kavramı nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP: Morbidite kavramı, sonu ölümle bitecek hastalıkları ve salgınları açıklamak için kullanılmaktadır.

#42

SORU: Doğurganlık nedir?


CEVAP: Doğurganlık, bir ebeveynin, annenin statüsünü tanımlamaktadır.

#43

SORU: Dumont, yoksulluk ve cehalet ile doğurganlık arasındaki ilişkiyi nasıl açıklamaktadır?


CEVAP: Dumont, yoksulluğun ve cehaletin yüksek doğurganlık nedeni olmadığını, tam aksine, yüksek doğurganlığın, yoksulluk ve cehalet nedeni olduğunu iddia eder. Benzer biçimde, zenginliğin düşük doğurganlığa neden olmadığını, düşük doğurganlığın da, zenginliğin de ilerleme isteğinin genel sonucu olduğunu söyler.

#44

SORU: Kaba doğum hızı nedir?


CEVAP: Kaba doğum hızı (doğum ölçümü), bir yıl içinde tüm yaş grubundan annelerin yaptıkları doğum sayısının, genel nüfusa oranıdır. Hesaplamalarda bir ülkede yıl ortasına düşen genel nüfus dikkate alınır. Türkiye’de 2001 ve 2008 yıllarında yapılan ölçümler, kaba doğum hızında azalmanın olduğunu göstermektedir.

#45

SORU: Kaba doğum hızı nasıl hesaplanır?


CEVAP: Kaba doğum hızı, aşağıdaki formülle hesaplanır ve her 1000 kişiye düşen oranı gösterir: Kaba Doğum Hızı (Doğum sayısı / Genel nüfus sayısı) × 1000

#46

SORU: Genel doğurganlık hızı nasıl hesaplanır?


CEVAP: Genel doğurganlık hızı, aşağıdaki formülle hesaplanır: Genel Doğurganlık Hızı (Doğum sayısı / 15-44 yaş arasındaki kadın nüfusu) × 1000

#47

SORU: Sosyal damarların belirgin olması doğurganlığı nasıl etkilemektedir?


CEVAP: Sosyal damarların etkili olduğu toplumlarda sosyal hareketlilik yüksektir, kişisel gelişime izin verilir ve çocuklar kişisel gelişimi etkilediğinden doğurganlık oranı düşüktür.

#48

SORU: Yaş gruplarına göre doğurganlık hızı nedir?


CEVAP: Yaş gruplarına göre doğurganlık hızı, bir yıl boyunca, bir yaş grubunda yer alan kadınlara düşen doğum sayısıdır. Yıl ortasındaki sayı dikkate alınır. Her 1000 kadına düşen doğum sayısı olarak hesaplanır.

#49

SORU: Yaş gruplarına göre doğurganlık hızı nasıl hesaplanır?


CEVAP: Yaş gruplarına göre doğurganlık hızı, aşağıdaki formülle hesaplanır: Yaş Gruplarına Göre Doğurganlık Hızı (Belli Bir Yaş Grubunun Yaptığı Doğum Sayısı / Belli Bir Yaş Grubunda Yer Alan Toplam Kadın Sayısı) × 1000

#50

SORU: Toplam doğurganlık hızı nedir?


CEVAP: Toplam doğurganlık hızı, yaş gruplarına göre doğurganlık hızı dikkate alınarak hesaplanır. Tüm yaş gruplarındaki doğurganlık hızının ağırlıklı toplamı (weighted sum) alınarak, yaş grubunun sınıf aralığını oluşturan beş ile çarpılır.

#51

SORU: Yaş gruplarına göre doğurganlık hızı ve toplam doğurganlık hızı hesaplamalarında kabul edilen yaş grubu nedir?


CEVAP: Yaş gruplarına göre doğurganlık hızı ve toplam doğurganlık hızı hesaplamalarında, kadınların doğurganlık yaşı kabul edilen 15-49 yaş arasındaki gruplar dikkate alınmaktadır.

#52

SORU: Nüfus kuramlarının geliştirilme amaçları nelerdir?


CEVAP: Nüfus kuramları, nüfus artışını etkileyen faktörlerin açıklanması için geliştirilmiştir. Ölüm ve göç, nüfus büyümesini etkileyen faktörlerden olduğu halde, nüfus kuramlarında doğurganlıkla ilgili açıklamalar yer almaktadır. Bu kuramlar, doğurganlık kalıplarındaki değişimlere, toplumsal doğurganlık kalıplarına ve doğurganlığın tahminine ilişkin açıklamalarda bulunurlar

#53

SORU: Malthus, Nüfus Artışının Sınırları Kuramında neyi savunur?


CEVAP: Malthus kuramında, yiyeceğin insan için zorunlu olduğunu ve cinsler arasındaki çekimin (tutku) zorunlu olup hemen hemen şu andaki durumunda olduğu gibi devam edeceğini ve bu iki kanunun doğa kanunu olduğunu savunmaktadır. • Nüfus kontrolsüz olduğunda geometrik oranla (2, 4, 8, 16, 32 vs.), • Yiyecek üretimi ise aritmetik oranla (1, 2, 3, 4, 5, 6 vs.) artmaktadır. Bu nedenle, kontrol edilmediğinde nüfusun gücü, yeryüzünün insan için yiyecek üretebilme gücünden daha fazla olmaktadır. İnsan için yiyecek zorunlu olduğundan nüfus, sürekli ve güçlü bir şekilde kontrol altında tutulmalıdır.

#54

SORU: Malthus kuramında sefalet ve ahlak düşkünlüğünü nasıl açıklamaktadır?


CEVAP: Hayvan ve bitki yaşamında doğa tohumlarını saçmakta ve tohumların büyümesi için belirlenmiş bir alana yayılmaları ve beslenmeleri zorunludur. İnsanların da bu kanundan kaçmaları mümkün olmamaktadır. Bu kanunun bitkiler ve hayvanlar üzerindeki etkisi tohumların ziyan olması, hastalık ya da erken ölüm olmaktayken; insanlar üzerindeki etkisi ise sefalet ve ahlak düşkünlüğü olmaktadır.

#55

SORU: Malthus’un nüfus kontrolünün engellenmesi ile ilgili açıklamaları nelerdir?


CEVAP: Malthus, yiyeceğin bol olduğu, eşitliğin bulunduğu, davranışların basit ve saf olduğu, ahlaki düşkünlüğün olmadığı bir toplumun oluşması durumunda, nüfusun gücünün kontrolsüz kalacağını ve insan türünün tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar artacağını savunmaktadır. Malthus’a göre, nüfusun kontrol edilmediği toplumlarda, her 25 yılda bir nüfus ikiye katlanacak; fakat yiyecek üretiminde benzer bir artış meydana gelmeyecektir.

#56

SORU: Malthus’un kuramını çürütmeyi amaçlayan Thomas Sadler’in geliştirdiği nüfus kanununun dayandığı ilkeler nelerdir?


CEVAP: Thomas Sadler’in geliştirdiği nüfus kanunu, iki ilkeye dayanmaktadır: • Doğurganlık, nüfus yoğunluğu ile ters orantılıdır. • Doğurganlık, ölüm hızı ile doğrudan değişir.

#57

SORU: Thomas A. Doubleday beslenme prensibi kuramında neyi savunmaktadır?


CEVAP: Thomas A. Doubleday, rahatlığın ve yiyecek bolluğunun olduğu yerde insanların üreme kapasitenin düştüğünü, zor şartlarda ve yiyeceğin az bulunduğu yerde ise üreme kapasitenin arttığını, bu kuralın hem bir ülkedeki hem de ülkeler arasındaki nüfus farklılıklarını açıkladığını savunur.

#58

SORU: Dumont, sosyal damarlar kavramında neyi açıklar?


CEVAP: Dumont, doğurganlıkla ilgili olarak, sosyal damarlar kavramını ortaya çıkarmıştır. Buna göre, tüm toplumlarda bazı insanlar diğerlerinden daha prestijlidir ve prestijin, toplumsal hiyerarşisi bulunmaktadır. Sosyal Damarlar, bir toplum üyesinin, o toplumun değerlerine göre saygınlık kazanabilmek için, ortaya çıkan bireysel dürtülerini anlatır.

#59

SORU: Sosyal damarların zayıf olması doğurganlığı nasıl etkilemektedir?


CEVAP: Sosyal damarların en zayıf olduğu toplumlarda statü ve kast, bireysel gelişimi engeller ve doğurganlık oranı yüksek olur.

#60

SORU: Morbidite ölçümleri kavramı nasıl tanımlanır?


CEVAP: Morbidite ölçümleri, bir nüfusta ölümcül hastalık oluşumunu tanımlamak için kullanılır.

#61

SORU: Morbidite hızında kullanılan yaklaşımlar nelerdir?


CEVAP: Morbidite hızında, bir hastalığın ne kadar sıklıkla meydana geldiğinin hesaplanmasında iki temel yaklaşım kullanılır: • Yaygınlık ve • Vaka ölçümü.

#62

SORU: Morbidite hızında kullanılan yaygınlık kavramı neyi ifade etmektedir?


CEVAP: Yaygınlık, belli bir zamanda ya da zaman aralığında, belli bir hastalığa sahip olan bireylerin, nüfus içindeki oranını gösteren ölçümüdür.

#63

SORU: Morbidite hızında kullanılan vaka kavramı neyi ifade etmektedir?


CEVAP: Belli bir zamanda, genellikle bir yıl içinde bir hastalıkla ilgili yeni teşhis edilmiş vakaların sayısını gösteren değer vaka ölçümüdür.

#64

SORU: Morbidite hızında dikkate alınan ilkeler nelerdir?


CEVAP: Ölçümlerin nüfusa oranlamasında, yıl ortasındaki nüfus büyüklüğü dikkate alınır. Cinsiyete bağlı hastalıklarda ise o cinsiyet kategorisinde yer alan toplam kişi sayısı dikkate alınır.

#65

SORU: Kaba ölümlüm hızı nedir?


CEVAP: Kaba ölüm hızı, bir yıllık süre içinde, bir nüfusta meydana gelen ölüm sayısının, her 1000 yaşayan kişiye düşen oranıdır.

#66

SORU: Kaba ölüm hızı nasıl hesaplanır?


CEVAP: Kaba ölüm hızı, aşağıdaki formülle hesaplanır: Kaba Ölüm Hızı (Ölüm sayısı / Toplam nüfus büyüklüğü) × 1000 Toplam nüfusun, yıl ortasındaki büyüklüğü alınır.

#67

SORU: Yaşa bağlı ölüm hızı nedir?


CEVAP: Yaşa bağlı ölüm hızı, bir yıl içinde, belli bir yaş aralığında meydana gelen ölüm sayısının, aynı yaş grubunda yer alan toplam nüfusa oranıdır. Her 1000 yaşayan kişiye düşen ölüm sayısı olarak yorumlanır.

#68

SORU: Yaşa bağlı ölüm hızı nasıl hesaplanır?


CEVAP: Yaşa bağlı ölüm hızı, aşağıdaki formülle hesaplanır: Yaşa Bağlı Ölüm Hızı (Belli bir yaş grubunda meydana gelen ölüm sayısı / Belli bir yaş grubuna düşen toplam kişi sayısı) × 1000 Toplam nüfus olarak yıl ortasındaki sayı alınır.

#69

SORU: Çocuk ölümlerinin incelenmesinde kullanılan yaş kategorileri nasıldır?


CEVAP: Çocuk ölümlerinin incelenmesinde, yaşa bağlı ölüm hızları hesaplanmaktadır. Çocuk ölümleri için üç temel kategori kullanılır: • Yeni doğan: Yaşamın ilk gününden yirmi sekizinci gününe kadar, • Bebek: Yaşamın ilk yılını, • Çocuk: Yaşamın ilk yılından beşinci yılına kadar olan zamanı kapsar.

#70

SORU: Yeni doğan ölüm hızı nedir?


CEVAP: Yeni doğan ölüm hızı, bir yıl içinde yaşamının birinci ve yirmi sekizinci günleri arasında ölenlerin sayısının, o yıl içinde meydana gelen doğum sayısına oranıdır.

#71

SORU: Yeni Doğan Ölüm Hızı formülü nedir?


CEVAP: Yeni doğan ölüm hızı, aşağıdaki formülle hesaplanır: Yeni Doğan Ölüm Hızı (Yeni doğan ölüm sayısı / Doğum sayısı) × 1000

#72

SORU: Nedene bağlı ölüm hızı nasıl hesaplanır?


CEVAP: Nedene bağlı ölüm hızı ölçümü, morbidite ölçümleriyle yakından bağlantılıdır. Morbidite hızında vaka ölçümü, Nedene bağlı ölüm hızı’nın hesaplanmasında kullanılır. Örneğin, bir yıl içinde, cinayet nedeniyle meydana gelen ölüm hızının hesaplanması için, aşağıdaki formül kullanılabilir: Nedene Bağlı Ölüm Hızı (Cinayet nedeniyle meydana gelen ölüm sayısı/Toplam nüfus büyüklüğü) × 100,000

#73

SORU:

Nufüs yapısını oluşturan özellikler nelerdir?


CEVAP:

Bir coğrafi bölgede ve bir zaman dilimi içinde, nüfus yapısını oluşturan temel özellikler, yaş ve cinsiyet gibi biyolojik özelliklerle gelir, eğitim durumu, medeni durum, etnik/ırk özellikleri gibi sosyo-ekonomik ve kültürel özelliklerden oluşur. Bu özellikler, tek başına nüfus hareketlerini açıklamak için yeterli değildir. Diğer özelliklerle birlikte, nüfus hareketlerindeki değişimlerin anlaşılmasını sağlarlar.

Nüfus yapısını oluşturan özellikler ayrıca biyolojik, sosyo-ekonomik ve kültürel değişkenler olarak sınıf­landırılabilir. Temel biyolojik özellikler, yaş ve cinsiyettir. Biyolojik değişkenler doğum, ölüm ve göç süreçlerini etkileyen başlıca faktörlerdir. Ancak, tek başına nüfus hareketlerindeki değişimi açıklayamazlar. Nüfus hareketlerindeki değişimleri anlayabilmek için bireylerin gelirleri, eğitim durumları, medeni durumları, etnik/ırk özellikleri gibi değişkenlerin etkisinin de dikkate alınması gerekmektedir.


#74

SORU:

Nüfus içinde cinsiyet oranını hesaplamak için başvurulan formülü yazınız.


CEVAP:

Nüfus içinde cinsiyet oranını hesaplamak için, aşağıdaki formül kullanılır:
Cinsiyet Oranı = (Toplam Erkek Sayısı / Toplam Kadın Sayısı) × 100


#75

SORU:

Gelişmişlik düzeylerinin göstergelerinden biri olarak kabul edilen, Bağımlılık Oranı nedir?


CEVAP:

Yalnızca, cinsiyet ve yaş grupları tablolarına bakarak yapabileceğimiz diğer bir yorum ise ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin göstergelerinden biri olarak kabul edilen, Bağımlılık Oranı’nın hesaplanmasıdır. Bağımlı nüfusun (14 yaş ve altı nüfusla 65 yaş ve üzeri nüfusun toplamı) çalışabilir durumda olan nüfusa oranına ‘Bağımlılık Oranı’ denir.


#76

SORU:

Gelişmişlik düzeylerinin göstergelerinden biri olarak kabul edilen, Bağımlılık Oranı nasıl bir formülle bulunur ve nasıl yorumlanır?


CEVAP:

Bağımlılık Oranı = (14 yaş ve altı nüfus + 65 yaş ve üzeri nüfus / 15-64 yaş arası nüfus) × 100 formülü ile bulunur.
Bağımlılık Oranı “Her 100 Çalışabilir durumda olan kişiye düşen bağımlı sayısı” olarak yorumlanır. Bağımlılık oranının yüksek çıkması, o ülkenin gelişmekte olan ülkelerden biri olduğunun göstergesi olarak kabul edilir.


#77

SORU:

Ülkelerin gelişmişlik düzeyleriyle yaş yapıları arasındaki farklılıkları çözümleyebilmek için geliştirilen karşılaştırmalar nelerdir?


CEVAP:

Ülkelerin gelişmişlik düzeyleriyle yaş yapıları arasında da önemli farklılıklar gözlenmektedir. Farklılıkları çözümleyebilmek için geliştiren, üç temel karşılaştırmaya dayanmaktadır: Kıtalara göre yaş kategorileri, gelişmişlik düzeylerine göre yaş kategorileri ve doğurganlık hızlarına göre ülkelerin sınıf­landırılmaları. Üçüncü karşılaştırmada, geçiş öncesi ülkelerin doğurganlık düzeyinde önemli düşüşlerin gözlenmediği ülkeler, geçiş ülkelerini doğurganlıkta orta düzeyde düşüş gözlendiği ülkeler; geçiş sonrası ülkeleri ise doğurganlık düzeylerinde büyük düşüşlerin gözlendiği ülkeleri temsil etmektedir


#78

SORU:

Demograf­ların ve sosyal bilimcilerin, toplum yapısı ve nüfus analizinde kullandığı değişkenler, kaç grupta incelenebilir? Bunlar neler olabilir?


CEVAP:

Demograf­ların ve sosyal bilimcilerin, toplum yapısı ve nüfus analizinde kullandığı değişkenler, iki temel sınıf­landırma altında toplanabilir: Toplumsal farklılaşmayı ölçen değişkenler ve toplumsal tabakalaşmayı ölçen değişkenler. Toplumsal farklılaşmayı ölçen değişkenlerden, hane yapısı ve evlilik ile etnisite/ ırk, toplumsal tabakalaşmayı ölçen değişkenlerden de meslek ve gelir değişkenlerinin etkisi örnek gösterilebilir.


#79

SORU:

Doğum ve doğurganlık kavramlarını açıklayınız.


CEVAP:

Doğum, yeni doğan kişinin bakışından dünyaya geldiği zamanı ve yeri tanımlar. Doğurganlık ise ebeveynlik statüsünü açıklar. 


#80

SORU:

Doğum süreçlerinde kullanılan başlıca ölçümler nelerdir?


CEVAP:

Doğum süreçlerinde kullanılan başlıca ölçümler, Kaba Doğum Hızı, Genel Doğurganlık Hızı, Yaş Gruplarına Göre Doğurganlık Hızı, Toplam Doğurganlık Hızı’dır.


#81

SORU:

Kaba doğum hızı hakkında bilgi veriniz. Formülünü yazınız.


CEVAP:

Kaba Doğum Hızı, bir yıl içinde tüm yaş grubundan annelerin yaptıkları doğum sayısının, genel nüfusa oranlamasıdır. Hesaplamalarda bir ülkede yıl ortasına düşen genel nüfus dikkate alınır. Her 1000 kişiye düşen oranı gösterir.
Kaba Doğum Hızı = (Doğum sayısı / Genel nüfus sayısı) × 1000


#82

SORU:

Genel doğurganlık hızı hakkında bilgi veriniz. Formülünü yazınız.


CEVAP:

Genel Doğurganlık Hızı, doğurganlık yaşına bağlı bir ölçümdür. Bir yıl içinde meydana gelen doğum sayısının, yıl ortasında doğurganlık yaşında olan kadınların sayısına oranlanmasıyla oluşur. Her 1000 kadına düşen doğurganlık oranını gösterir. Kadınların doğurganlık yaşı olarak 15-49 değil, 15-44 yaş aralığı kullanılmaktadır. Nedeni, yaş ve cinsiyetle ilgili bölümde açıklandığı gibi, kadınlarda doğurganlığın 40’lı yaşların ortalarından itibaren göz ardı edilebilecek düzeyde düşük olarak gözlenmesidir.
Genel Doğurganlık Hızı = (Doğum sayısı / 15-44 yaş arasındaki kadın nüfusu) ×1000


#83

SORU:

Yaş gruplarına göre doğurganlık hızı hakkında bilgi veriniz. Formülünü yazınız.


CEVAP:

Yaş Gruplarına Göre Doğurganlık Hızı, bir yıl boyunca, bir yaş grubunda yer alan kadınlara düşen doğum sayısıdır. Yıl ortasındaki sayı dikkate alınır. Her 1000 kadına düşen doğum sayısı olarak hesaplanır.
Yaş Gruplarına Göre Doğurganlık Hızı = (Belli Bir Yaş Grubunun Yaptığı Doğum Sayısı / Belli Bir Yaş Grubunda Yer Alan Toplam Kadın Sayısı) × 1000


#84

SORU:

Toplam doğurganlık hızı hakkında bilgi veriniz. Formülünü yazınız.


CEVAP:

Toplam Doğurganlık Hızı, Yaş Gruplarına Göre Doğurganlık Hızı dikkate alınarak hesaplanır. Tüm yaş gruplarındaki doğurganlık hızının ağırlıklı toplamı (weighted sum) alınarak, yaş grubunun sınıf aralığını oluşturan beş ile çarpılır.

Toplam Doğurganlık Hızı= Doğurganlık hızının ağırlıklı toplamı x 5

Örneğin;A ülkesinde 2020 yılında Yaş Gruplarına Göre Doğurganlık Hızı toplamı, her 1000 kadına 414 çocuk olarak bulunduğunu varsayarsak, bu ülkede Toplam Doğurganlık Hızı (doğurganlık çağındaki kadın başına düşen çocuk sayısı) nedir?
A ülkesi Toplam Doğurganlık Hızı = 414 × 5 = 2070
"Her 1000 kadına 2070 çocuk düşmektedir" şeklinde yorumlarız.


#85

SORU:

Nüfus kuramları hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

Bir toplumdaki nüfus büyümesini etkileyen faktörleri açıklamak için, nüfus kuramları geliştirilmiştir. Nüfus kuramları genel olarak, doğurganlık kalıpları üzerinde yoğunlaşır. Ölüm ve göç de nüfus büyümesini etkileyen faktörler olmakla birlikte, nüfus kuramları temel olarak, doğurganlık kalıplarındaki değişimlere ve toplumsal sınıf­ların doğurganlık kalıplarındaki farklılıklarına odaklanır. Ayrıca, bir ülke ya da tanımlanmış bir grup için, doğurganlık kalıpları dikkate alınarak, doğurganlıkla ilgili belli bir doğrulukla tahminde bulunur.

Nüfus artışını etkileyen faktörleri açıklamak için, Malthus, nüfusun kontrol edilmediğinde geometrik oranla artarken; yiyecek üretiminin aritmetik oranla arttığını, bu nedenle, insan toplumlarında nüfus artışını kontrol edecek mekanizmalar geliştirildiğini; Sadler, doğurganlığın nüfus yoğunluğuyla ters orantılı olduğunu; Doubleday, beslenme türünün doğurganlığı etkilediğini; Dumont, sosyal damarların yoğun olduğu yerde doğurganlığın düşük olduğunu; Fetter, doğurganlıkta insan davranışlarındaki iradenin belirleyici olduğunu; Nitti, bireyselliğin yüksek olduğu toplumlarda doğurganlığın düşük olduğunu; Brettano, zevke düşkün insanoğlunun, artan zenginlikle daha farklı eğlencelere yöneldiği için doğurganlığın düştüğünü; Ungern-Sternberg ise akılcı zihniyetin toplumun tüm sınıf­larına hakim olmasıyla doğurganlığın düştüğünü savunur.


#86

SORU:

Nüfus kuramlarına göre nüfus artışı hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

Thomas R. Malthus, 1789 yılında yazdığı ‘Nüfus İlkesi Üzerine Bir Çalışma’ adlı kitabında, insanın mükemmelliği görüşünü reddederek, kuramına iki temel önermeyle başlar:
• Yiyecek insan için zorunludur.
• Cinsler arasındaki çekim (tutku) zorunludur ve hemen hemen şu andaki durumunda olduğu gibi devam edecektir.
İnsanlıkla ilgili bu iki kanun, aynı zamanda, doğa kanunudur. Bu konuda henüz bir değişime şahit olunmamıştır. Kontrol edilmediğinde nüfus, geometrik oranla artarken (2, 4, 8, 16, 32, 64 v.s.); yiyecek üretimi, aritmetik oranla (1, 2, 3, 4, 5, 6, 7 v.s.) artar. Buna göre, nüfusun gücü, yeryüzünün insan için yiyecek üretebilme gücünden daha fazladır.
İnsan için, yiyeceği zorunlu kılan doğa kanunu nedeniyle bu iki eşit olmayan güç, dengede tutulmalıdır. Yiyecek temin etme güçlüğü nedeniyle nüfus, sürekli ve güçlü bir şekilde kontrol edilmeyi gerektirir. Bu güçlüğün mutlaka bir yerlerde yaşanması ve insanlığın büyük bir kısmının bu durumdan katı biçimde mutlaka etkilenmesi gereklidir.
İnsan ve hayvan krallıklarında da doğa tohumlarını saçar ve bu tohumların büyümesi için, alana yayılmaları ve beslenmeleri zorunludur. Doğa kanunundaki zorunluluk, büyüme ve yayılmayı, belirlenmiş sınırlar içinde tutar. Bitkiler ve hayvanlar, bu büyük sınırlayıcı kanuna tabidir.


#87

SORU:

Malthus’a göre, nüfusun artışını kontrol etmek için, insan toplumunda uygulanan kontrol mekanizmaları nelerdir?


CEVAP:

Malthus’a göre, nüfusun artışını kontrol etmek için, insan toplumunda uygulanan başlıca iki kontrol mekanizması bulunmaktadır:
1. Ölüm hızını arttıran pozitif kontrol mekanizması
2. Doğum hızını düşüren önleyici kontrol mekanizması
Ölüm hızını arttıran pozitifi kontrol mekanizması açlık, hastalık ve savaştır. Örneğin alt sınıf­ların, çocuklara yeterli besin vermemesi ve dikkat etmemeleri, ölüm hızını artıran bir işlev görür (Malthus, 1926: 63). Doğum hızını düşüren önleyici kontrol mekanizması ise kürtaj, doğum kontrolü, evliliğin ertelenmesi gibi daha çok burjuvazinin uyguladığı kontrol mekanizmasıdır. Malthus, 1803’te çalışmasının ikinci basımında, üçüncü kontrol mekanizması
olarak ahlaki kısıtlamayı eklemiş ve detaylı olarak açıklamıştır. Önleyici kontrol mekanizmasında yer alan, evliliğin ileri yaşlara ertelenmesi, tek başına nüfusu sınırlayıcı olmayacaktır. Evliliğin, aynı zamanda tamamen ahlâki olması (gayrimeşru ilişkinin olmaması) gerekir; çünkü, evlilik gerçekleştikten sonra artık, hiçbir yapay önleyici mekanizma uygulanmamalıdır


#88

SORU:

Thomas Sadler’in geliştirdiği nüfus kanunu kaç temel ilkeye dayanmaktadır? Bunlar nelerdir?Açıklayınız.


CEVAP:

Kuramını oluşturduğu çalışmasının büyük çoğunluğunu, Malthus’un kuramını çürütmeye ayıran, Thomas Sadler’in geliştirdiği nüfus kanunu iki ilkeye dayanır:
1. Doğurganlık nüfus yoğunluğu ile ters orantılıdır. Diğer durumlar sabit tutulduğunda, evliliklerin sayısı nüfus yoğunluğuna göre değişir. Burada kısıtlayıcı olan, yalnızca mekân değildir. Üzerinde yaşanan mekânın, nüfusu besleme kalitesi de önemlidir. Örneğin, dağlık yerlerle, buz altındaki yerler, daha verimli toprakların bulunduğu bölgelerle kıyaslanamaz.
2. Doğurganlık, ölüm hızı ile doğrudan değişir. Diğer bir deyişle, doğurganlığın yüksek olduğu yerde, ölüm hızı da yüksektir. Sadler, yoğunluk ilkesinin kır ile kent farklılığını ve üst sınıf­lardaki düşük doğurganlığı da açıkladığını savunur.


#89

SORU:

Thomas A. Doubleday'ın çalışmaları ile ortaya konulan nüfusla ilgili beslenme prensibini açıklayınız.


CEVAP:

Thomas A. Doubleday, bitkiler ve hayvanların üremesi üzerinde beslenmenin yarattığı etkileri inceleyerek, elde edilen sonuçların insan doğurganlığı için de geçerli olabileceğini savunur. Bitkilerin çok fazla beslendiği zaman, tohum vermediklerini, daha zor çevre şartlarında ise daha fazla çiçeklendiğini ve yenilendiğini gösteren deneylerin, hayvanlar dünyası için de geçerli olduğunu, ne zaman bir tür yok olma tehlikesiyle karşılaşsa, doğurganlığının arttığını söyleyerek söz konusu sonuçları, insan toplumuna uyarlar. Doubleday, rahatlığın ve yiyecek bolluğunun olduğu yerde insanların üreme kapasitenin düştüğünü, zor şartlarda ve yiyeceğin
az bulunduğu yerde ise üreme kapasitenin arttığını, bu kuralın hem bir ülkedeki hem de ülkeler arasındaki nüfus farklılıklarını açıkladığını savunur. Nüfus yoğunluğunun fazla olduğu ülkelerde, et ve şarabın daha az tüketildiğini; örneğin, İskoç Adaları’nda yaşayanların daha çok balıkla beslendiğini; Hindistan’da ve Çin’de pirinç ve patates tüketiminin fazla olduğunu söyleyerek, kuvvetli besinleri tüketen ülkelerin ve sınıf­ların, kendilerini üretebilme/yenileyebilme güçlerini zayıf­lattıklarını söyler.


#90

SORU:

Nüfus kuramlarından sosyal damarlar ilkesini açıklayınız.


CEVAP:

Dumont'un önerdiği Sosyal Damarlar ilkesi, tüm toplumlarda prestijin toplumsal hiyerarşisi olduğunu; değerler, toplumdan topluma farklılık gösterse de, her toplumda bazı insanların diğerlerinden daha prestijli olduğunu vurgular. Toplumsal moleküller, parlak ideallere doğru yükselmek için çekilirler. Dumont’a göre, sosyal statüyü yükseltmek için harekete geçirici dürtü, politik güç ya da zenginlik değildir. Bunlar, Sosyal Damarlar terimi altında toplanabilecek olan zevk, zarafet, lüks, gerçeğe ve adalete duyulan sevgi, hatta genelin iyiliği adına kendini feda edebilmek olan ideallerdir. Kısacası, Sosyal Damarlar, bir toplum üyesinin, o toplumun değerlerine göre saygınlık kazanabilmek için, ortaya çıkan bireysel dürtülerini anlatır.
Sosyal Damarlar, tüm medeni toplumlarda görülmekle birlikte, hepsinde eşit derecede işlemez. En zayıf olduğu toplumlar, statü ve kastın, bireysel gelişime katı engeller koyduğu toplumlardır. Böyle toplumlarda doğurganlık, daima yüksektir; çünkü, kişisel gelişim engellenmiştir. Kişisel gelişimi engellenen insan, doğasındaki hayvansı dürtülere boyun eğer. Diğer taraf­tan, Sosyal Damarlar’ın en etkili olduğu toplumlarda, sosyal hareketlilik yüksektir. Böyle toplumlarda çocuklar, kişisel gelişimi engelleyici ya da geciktirici etkide bulunduğu için, doğurganlık oranı da düşüktür. 


#91

SORU:

Fetter’in, Gönüllülük yaklaşımına göre nüfus ilkeleri hakkındaki açıklamaları nelerdir?


CEVAP:

Fetter’in (Coontz, 1957:61-64), Gönüllülük yaklaşımına göre, hiçbir nüfus ilkesi, tek başına, doğurganlık kalıplarındaki değişimi açıklamak için yeterli değildir. Demografik değişimlerde, yiyecek üretiminin sınırlarının, nüfus üzerindeki kısıtlayıcı etkisinin olduğunu, ama, insanların ilerleme vasıtasıyla, yalnızca fiziksel zorunluluklar nedeniyle, hareket etme durumundan belli bir özgürlüğe kavuştuklarını, böylece insan davranışlarında iradenin belirleyici olduğu görüşünü savunur.
Gönüllülük yaklaşımı, insanın üreme davranışını incelemek için, toplumu sınıflara bölerek bu sınıf­larda ailenin işlevini inceler. Fetter, tüketim birimi olarak ailenin tüm sınıf­larda aynı işlevi gördüğünü; aile gelirinin aile büyüklüğüne üst sınır koyduğunu; ancak, bu üst sınırın her zaman gerçek bir sınır olmadığını, aile üyelerinin her zaman için aile gelirini artırabileceğini söyler. Bu durumda, yoksul sınıf­ların aile büyüklüğüne sınır koymak için daha istekli görünmesi gerektiği halde, gerçek durumun tersi olduğunu, çünkü daha iyi durumdaki ailelerde açlık korkusunun daha fazla olduğunu, gönüllü olarak, geleceği düşünerek anlık zevklerini bastırmayı bildiklerini söyler. Bu sınıf­ların kendilerinin zengin olmalarını sağlayan basiret ve öngörü gibi özellikleri, aynı zamanda aile büyüklüklerini sınırlamalarını da sağlar.


#92

SORU:

Artan bireysellik kuramı hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

Francesco S. Nitti (Coontz, 1957:65-67), bireyselliğin nüfus büyüklüğü üzerindeki etkisini inceleyen, yeni bir nüfus kuramı ilkesi geliştirmiştir. Buna göre, bireyselliğin güçlü biçimde geliştiği, toplumsallaşmanın bireysel aktiviteyi ortadan kaldırmadığı, zenginliğin bölündüğü, eşitsizliğin sosyal nedeninin işbirliğinin daha üst bir formuyla ortadan kaldırıldığı toplumlarda, doğum hızı yiyecek hızına eşitlenir ve demografik evrim, geçmişte olduğu gibi, bir korku ve terör unsuru olmaktan çıkar. Toplumsal örgütlenme türü, bireyselliğin en üst düzeye ulaşmasında çok önemli bir yere sahiptir. Mevcut toplum, üst sınıf­ların bireyselliğini bastırır ya da üyelerinin artışına sınır koyar. Yüksek doğurganlığın olduğu alt sınıf­ların durumları ise mevcut toplumsal kurumlardan kaynaklanır. Yoksulluk, yüksek doğurganlığa neden olur. Proleterya, Dumont’ta görüldüğü gibi eylemden dışlanır.

Bireyselliğin en üst düzeyde gerçekleşmesini sağlayacak olan toplumsal örgütlenme nasıl olmalıdır? Nitti’nin ideal toplumunda, ne toplumsal dayanışmayı yok edecek derecede yarışmacılık ve egoizm vardır ne de bireyselliği ortadan kaldıracak kadar topluluk merkezli bir yapı vardır. Nitti’nin ideal toplumunda, zenginlik dağıtılır ve sosyal damarlar artar.


#93

SORU:

Artan zenginlik kuramına göre nüfus yapılanmasını açıklayınız.


CEVAP:

L. Brentano’ya (Coontz, 1957:67-68) göre, insanoğlu zevk düşkünü bir yaratıktır. Zevklerin ise maddi bir temeli vardır. Yoksul sınıf­ların alternatif zevkleri, oldukça sınırlıdır. Zenginlerde ise durum tamamen farklıdır. Evin dışında, ulaşabilecekleri çok sayıda zevk kaynağı bulunmaktadır. Ayrıca, zenginler arasında, çocuklara ‘mükemmelleştirilecek yeni bir karakter’ olarak bakılmaktadır çünkü, miktar değil, kalite önemlidir. Eğitim ve kariyer için hazırlama gerekliliği, çocukların aile üzerindeki yükünü artırmaktadır.
Toplumda, doğurganlıktaki genel azalma, teknik, bilimsel, endüstriyel ve ticari ilerlemenin getirdiği yeni zevk kaynaklarına, daha çok sayıda insanın ulaşabilmesinin sonucudur. Zevk kaynaklarına ancak, maddi imkânı olanlar ulaşabileceğinden, erkekler bir seçimle karşı karşıya kalır. Medeniyetin yeni zevk fırsatlarından yararlanabilmek için, ailenin büyüklüğünü sınırlamak zorunluluğu ortaya çıkar. Zenginlikte artış, doğurganlıkta artışı getirmez. Aileye yeni bir üye gelmesi, toplam tatminde azalmaya neden olacaksa, erkekler aile sayılarını sınırlı tutarlar. Yapmak zorunda oldukları seçim, ebeveynlikle alternatif zevkler arasındadır.


#94

SORU:

Ölüm ve morbidite kavramlarını açıklayınız.


CEVAP:

Demografik açıdan ölüm, nüfusun azalmasını anlatan bir süreçtir. Ölüm istatistikleri kadar önemli olan diğer bir terim, morbiditedir. Sonu ölümle bitecek hastalıkları, salgınları açıklamak için kullanılır. Ölüm, bireyin fiziksel yok oluşunu tanımlar. Demografik açıdan ölüm, fiziksel yok oluş vasıtasıyla, bir nüfusun azalmasını anlatan bir süreçtir. Bireysel ölüm, hastalıklar, kazalar, cinayet vs. olayların sonucu gerçekleşir ve her yaş grubundan insanı hedef alabilir. Ölümle değişimli olarak kullanılmasına rağmen; morbidite, daha çok, patalojik ve anormal bir durumu anlatır. İyileşmesi mümkün olmayan ‘ölümcül’ hastalıklar, bu kategoride değerlendirilir. Bu anlamda morbidite ölçümleri, bir nüfusta ölümcül hastalık oluşumunu tanımlamak için kullanılır. Daha çok, tıp alanında kullanılan bu ölçümler, demografik açıdan da ölüme yol açmaları nedeniyle, toplumdaki ölüm kalıplarının tanımlanması ve açıklanmasında kullanılır. 


#95

SORU:

Başlıca ölüm istatistikleri nelerdir?


CEVAP:

Başlıca ölüm istatistikleri, Kaba Ölüm Hızı, Yaşa Bağlı Ölüm Hızı, Nedene Bağlı Ölüm Hızı hesaplamalarıdır.


#96

SORU:

Morbidite hızını açıklayınız ve formülünü yazınız.


CEVAP:

Bir hastalığın, ne kadar sıklıkla meydana geldiğinin hesaplanmasında iki temel yaklaşım kullanır. Belli bir zamanda ya da zaman aralığında, belli bir hastalığa sahip olan bireylerin, nüfus içindeki oranını gösteren yaygınlık ölçümü ve belli bir zamanda, genellikle bir yıl içinde bir hastalıkla ilgili yeni teşhis edilmiş vakaların sayısını gösteren vaka ölçümüdür. Ölçümlerin nüfusa oranlamasında, yıl ortasındaki nüfus büyüklüğü dikkate alınır.
Yaygınlık = (Belli bir hastalığı olan kişi sayısı / Toplam nüfus sayısı) × 100
Vaka Ölçümü = (Bir yıl içinde yeni teşhis edilmiş belli bir hastalık sayısı / Hastalığın görüldüğü nüfus sayısı) × 100,000


#97

SORU:

Kaba ölüm hızını açıklayınız.Formülünü yazınız.


CEVAP:

Kaba Ölüm Hızı, bir yıllık süre içinde, bir nüfusta meydana gelen ölüm sayısının, her 1000 yaşayan kişiye düşen oranıdır. Toplam nüfusun, yıl ortasındaki büyüklüğü alınır.
Kaba Ölüm Hızı = (Ölüm sayısı / Toplam nüfus büyüklüğü) × 1000
Kaba Ölüm Hızı, yaşa bağlı ve nedene bağlı ölümleri dikkate almadığından, bu konuda bilgi sahibi olabilmek için, Yaşa Bağlı Ölüm Hızı ve Nedene Bağlı Ölüm Hızı ayrı ayrı hesaplanır.


#98

SORU:

Göç ölçümleri nelerdir? Formüllerini belirtiniz.


CEVAP:

Göç ölçümleri;

Gelen Göç: Bir grup insanın, bir nüfusun ya da alt nüfusun yerleştiği bölgeye, yerleşmek amacıyla gelmesidir.
Gelen Göç Hızı = (Belli bir zaman diliminde, belli bir bölgeye yerleşmek için yeni gelenlerin sayısı / Yerleşim yerindeki nüfus) × 1000

Giden Göç: Bir grup insanın, başka bir yere yerleşmek için, belirli bir bölgeden gitmesidir.
Giden Göç Hızı = (Belli bir zaman diliminde, belli bir bölgeden yerleşmek için başka bir bölgeye yeni gidenlerin sayısı / Yerleşim yerindeki nüfus) × 1000

Net Göç: Belli bir zaman diliminde, bir coğrafi bölge için, gelen ve giden göç arasındaki farkı verir.
Net Göç = (Gelen göç - Giden göç)/ Toplam nüfus × 1000

Katkılı (Gross) Göç: Belli bir zaman aralığında, gelen ve giden göçün toplamıdır.
Katkılı Göç Hızı = (Gelen göç sayısı + Giden göç sayısı) / Toplam nüfus × 1000 Ölçümlerde, toplam nüfus için yıl ortasındaki sayı alınır.