İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU Dersi SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU HAKKINDA GENEL BİLGİLER VE ÜLKEMİZDE SOSYAL GÜVENLİK HİZMETLERİNİN KURUMSAL YAPISI soru cevapları:

Toplam 61 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: ILO’nun 102 sayılı Sosyal Güvenliğin Asgari Şartlarına İlişkin Sözleşmesinde hangi riskler sosyal risk olarak tanımlanmıştır?


CEVAP: ILO’nun 102 sayılı Sosyal Güvenliğin Asgari Şartlarına İlişkin Sözleşmesi’nde tanımlanan sosyal riskler; • İş kazaları ve meslek hastalıkları, • Hastalık, • Analık, • Malullük, • Yaşlılık ve ölüm, • İşsizlik ve • Ailevi yüklerdir.

#2

SORU: Sosyal güvenlik fikri nasıl oluşmuştur?


CEVAP: İnsanlar, hayatları boyunca bazen gelirlerinde azalmaya bazen giderlerinde artışa bazen de her ikisine de yol açan çeşitli risklerle karşılaşmaktadırlar. İnsanlar, hem kendilerini hem de ailelerini hayat içinde karşılaşacakları bu risklere karşı koruyabilmek, geleceklerini güvence altına alabilmek için çeşitli yöntemlere başvurma ihtiyacı hissetmişlerdir.

#3

SORU: Sosyal güvenlik kavramı ilk kez ne zaman hangi şartların etkisiyle kullanılmıştır?


CEVAP: Amerika Birleşik Devletleri’nde 1935 tarihli Sosyal Güvenlik Kanunu’nda (Social Security Act), sosyal güvenlik kavramı ilk kez kullanılmıştır. Çünkü 1929 yılında, hem Amerikan ekonomisi hem de diğer ülkelerin ekonomileri üzerinde ciddi etkiler yaratan 1929 Dünya Ekonomik Krizi sosyal açıdan büyük sarsıntı ve güvensizlikler yaratmıştı. Bu Kanunla, hem mevcut sosyal yaralar sarılmak hem de gelecekte benzer ekonomik kriz ve buna bağlı olarak ortaya çıkabilecek sosyal risklere karşı halk korunmak istenmiştir.

#4

SORU: ILO’nun tanımına göre, sosyal güvenlik nedir?


CEVAP: ILO’nun 1944 yılında Philadelphia Konferansı’nda yaptığı tanıma göre sosyal güvenlik, halkın hastalık, işsizlik, yaşlılık, ölüm sebebiyle geçici veya sürekli olarak kazançtan yoksun kalması durumunda düşeceği yoksulluğa karşı, çocuk sayısının artması ve analık halinde korunmasına ilişkin alınması gereken önlemler sistemidir.

#5

SORU: Geniş anlamda sosyal güvenliğin kapsamına dar anlamda sosyal güvenliğin kapsamına ek olarak hangi unsurlar eklenmiştir?


CEVAP: Zaman içinde yaşanan ekonomik ve sosyal gelişmelere bağlı olarak sosyal güvenliğin amaç ve kapsamına bireye ekonomik güvence sağlama, risklerin ortaya çıkmadan önce önlenmesi ve kişiliğin geliştirilmesi unsurları eklenmiştir.

#6

SORU: Sosyal güvenliğin kapsamındaki daralma ne şekilde gerçekleşmektedir?


CEVAP: Sosyal güvenliğin amacı, bireyleri sosyal risklere karşı korumaktır. Ancak, bireylerin hangi sosyal risklere karşı korunacakları ülkelerin ekonomik ve siyasal yapısına bağlı olarak değişmektedir. Çağdaş sosyal güvenlik sistemleri bireylere, en çok rastlanan ve en çok zarar veren hastalık, sakatlık, iş kazası ve meslek hastalığı, yaşlılık, ölüm ve işsizlik risklerine karşı bir koruma sağlamaktadır. Bu şekilde, sosyal güvenliğin kapsamında bir daralma olmaktadır.

#7

SORU: Sosyal risk nedir?


CEVAP: Sosyal risk, ne zaman gerçekleşeceği bilinmemekle beraber ileride gerçekleşmesi muhtemel veya muhakkak olan ve buna maruz kalan kişinin mal varlığında eksilmeye neden olan tehlike şeklinde tanımlanmaktadır.

#8

SORU: Sosyal riskler hangi şekillerde ortaya çıkabilirler?


CEVAP: Kişilerin hayat içinde bazı risklerle karşılaşması kesin iken (yaşlılık ve ölüm gibi) bazılarıyla hayat boyu karşılaşmayabilirler (hastalık, iş kazası veya meslek hastalığı, maluliyet, işsizlik gibi). Ayrıca bazı sosyal riskler, kişilerin iradelerine göre ortaya çıkar iken (evlenme, çocuk sahibi olma gibi) bazıları kişilerin iradeleri dışında meydana gelmektedir (iş kazası, ölüm gibi).

#9

SORU: Geleneksel sosyal güvenlik teknikleri hangileridir?


CEVAP: Geleneksel sosyal güvenlik teknikleri; • Tasarruf, • Yardımlar, • Hukuki sorumluluk, • Yardımlaşma sandıkları ve • Özel sigortalardır.

#10

SORU: Modern sosyal güvenlik teknikleri hangileridir?


CEVAP: Modern sosyal güvenlik teknikleri; • Sosyal sigorta, • Sosyal yardımlar ve sosyal hizmetler ile • Devletçe bakılmadır.

#11

SORU: Sosyal sigortanın esasları nelerdir?


CEVAP: Sosyal sigorta, sosyal güvenlik tekniklerinin en yaygın ve en gelişmiş olanıdır. Sosyal sigorta da, esas olarak sigortacılık ilke ve tekniklerinden yararlanır. Bununla birlikte, özel sigortalar bireysel eşitlik ilkesine bağlı olarak çalışırken sosyal sigortalar da karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma esasları hakimdir. Dolayısıyla sosyal sigorta, sosyal adaleti sağlamaya yönelik çalışma ilkelerine sahiptir. Sosyal sigortalarda, koruma altına alınan kişilerin sosyal risklerle karşılaşmaları halinde önceden tutarı ve niteliği belirlenmiş olan bir sosyal gelir sağlanır. Finansmanı, sigortalıların ve bunların işverenlerinin ödedikleri primler ile bazen de devlet katkılarından oluşur. Ayrıca sosyal sigortalarda sigortalılık, isteğe bağlı olmayıp zorunludur.

#12

SORU: Sanayi devrimi, sosyal güvenlik sistemleri oluşturulması konusunda nasıl bir etkide bulunmuştur?


CEVAP: Toplumdaki ekonomik ve sosyal gelişmelerin sosyal güvenlik sistemiyle yakın ilişkisi vardır ve yaşanan ekonomik ve sosyal koşullardaki gelişmeler sosyal güvenlik sistemlerine şekil vermiştir. Sanayi Devrimi’nden önceki dönemde geleneksel sosyal güvenlik teknikleriyle kişiler kendilerini ve ailelerini sosyal risklere karşı korumaya çalışmışlardır. Sanayi Devrimi’yle birlikte sosyal güvenliğin sağlanması konusunda değişiklikler söz konusu olmuştur. Çünkü Sanayi Devrimi’nden sonraki dönemde üretim yapısındaki değişikliğe bağlı olarak elle yapılan üretimden seri üretim, yığın üretim adını verdiğimiz üretim şekline geçiş olmuştur. Bu dönemde işçiler, çok uzun sürelerle çalışmalarına rağmen çok düşük ücretler elde etmektedirler ve çalışma koşulları son derece olumsuz hale gelmiştir. Ortaya çıkan olumsuz koşullar karşısında devletin çalışma hayatına müdahale etmesi gerektiği ifade edilmeye başlanmış ve çalışma hayatına yönelik düzenlemeler söz konusu olmuştur. Yaşanan bu gelişmelerle birlikte sosyal güvenlik sistemleri gündeme gelmiştir.

#13

SORU: Almanya’daki ilk sosyal güvenlik politikalarının önemi nedir?


CEVAP: Sanayi Devrimi’nin İngiltere’de yaşanmasına rağmen Almanya’da Bismarck tarafından oluşturulan sosyal güvenlikle ilgili ilke ve uygulamaların modern sosyal güvenlik uygulamaları içinde ilk ve önemli bir yeri vardır. Bismarck, sosyal sigorta sisteminin öncüsü olarak kabul edilmektedir. Bu sistem, özel sigorta tekniğinin uygulanmasına dayanmaktadır. Sistem zorunluluk esasını temel almakta, finansmanı işçi, işveren primleri ile Devletin genel bütçeden yaptığı katkı ile sağlanmakta ve kişiler prim ödemek suretiyle yararlanmaktadırlar. Almanya’nın sistemi daha sonra diğer Avrupa ülkeleri tarafından da uygulanmıştır.

#14

SORU: Yeni Zelanda’nın sosyal güvenlik sistemi nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Yeni Zelanda sosyal güvenlik sistemi, tamamen vergilerle finanse edilen devlet yardımlarına dayanan, katılımsız sistemdir. Yoksulluk sorununu bir bütün olarak ele alıp tümüyle ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Sistem, toplumda yaşayan herkesin sosyal güvenlik hakkını talep edebilme düşüncesi temeline dayanmaktadır. Geliri belirli bir seviyenin altına düşen her vatandaş devletten yardım isteme hakkında sahiptir. Ayrıca yardımlara hak kazanmanın tek koşulu, yoksul durumda olmaktır. Kişilere asgari bir hayat seviyesi sağlamayı amaçlayan sistemde, yardımın miktarı kişinin önceki kazancına göre değişmektedir.

#15

SORU: Şili sosyal güvenlik sistemi nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Sosyal güvenlik sistemini bireysel-özel fonlama esasına dayandırması nedeniyle Şili’nin bu açıdan özel bir yeri vardır. Şili, sosyal güvenlik sistemini 1982 yılından itibaren tamamen özelleştirmiştir. Bireylere sosyal güvenlik primlerini, özel sigorta şirketlerinin veya bankaların kurdukları özel fon yönetimi kuruluşlarına ödeme zorunluluğu getirilmiştir. Bu sistemde, bireysel tasarruf (fon) yönetimi esası benimsenmiştir. Sigortalılar, emeklilik fonlarını seçme ve bir fondan diğerine geçme hakkına sahiptirler.

#16

SORU: Sosyal güvenliğin finansmanı hangi yollarla sağlanır?


CEVAP: Sosyal güvenliğin finansmanı; • Primler, • Devlet katkısı ve • Vergilerle sağlanmaktadır.

#17

SORU: Türkiye’de sosyal güvenlik tekniklerinin uygulanmasına ne zaman başlanmıştır?


CEVAP: Avrupa’da yaşanan Sanayi Devrimi eş zamanlı olarak Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanmamıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde bazı sanayileşme çabaları olmakla birlikte gerçek anlamda sanayileşme ancak Cumhuriyet’ten sonra gerçekleşmiştir. Buna bağlı olarak modern sosyal güvenlik tekniklerinin uygulanmasına da ancak bu dönemde başlanabilmiştir.

#18

SORU: Osmanlı İmparatorluğu loncalarında bulunan orta sandığı nedir?


CEVAP: Orta sandığı (teavün sandığı), gelir kaynağını esnaftan alınan aidatlar, loncaya yapılan bağışlar, çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa geçişlerde yapılan törenler için alınan para ve harçların oluşturduğu, üyelerine ekonomik ve sosyal yardım sağlamak üzere kurulmuş olan yardımlaşma ve dayanışma sandıklarıdır.

#19

SORU: Sosyal güvenlik kurulunun organları nelerdir?


CEVAP: Sosyal Güvenlik Kurumu’nun organları; • Genel kurul, • Yönetim kurulu ve • Başkanlıktır. Ayrıca, 5502 sayılı Kanunla sosyal güvenlik danışma kurulu da oluşturulmuştur.

#20

SORU: Genel kurulun bir sosyal güvenlik kurumunun bir organı olarak niteliği ve toplantı usulleri nedir?


CEVAP: Genel kurul, bir karar organı olmayıp danışma organı niteliği taşımaktadır. Genel kurul, üç yılda bir toplanır. Ancak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı veya üye tamsayısının 1/3’i tarafından da olağanüstü toplantıya çağrılabilir.

#21

SORU: Genel kurulun bir sosyal güvenlik kurumunun bir organı olarak niteliği ve toplantı usulleri nedir?


CEVAP: Yönetim kurulu, bir karar organı olup Kurumun en yüksek karar, yetki ve sorumluluğunu taşımaktadır. Yönetim kurulu, 5502 sayılı Kanunda düzenlendiği şekilde devlet kesimini temsil eden 6 kişi, sosyal tarafları temsil eden 6 kişi olmak üzere 12 üyeden oluşur ve en az haftada bir kere asgari 7 üye ile toplanır. Sosyal Güvenlik Kurumu başkanının veya 7 üyenin talebi ile yönetim kurulu olağanüstü toplantıya çağrılabilir.

#22

SORU: Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma Kurulu’nun işlevi nedir?


CEVAP: 5502 sayılı Kanunla Kurum çatısı dışında oluşturulan Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma Kurulu, sosyal güvenlik politikaları ve uygulamaları konularında görüş bildirir. Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma Kurulu’nun bağlayıcı olmayan tavsiye kararları alan, üst düzey bir danışma organı olduğu söylenebilir.

#23

SORU: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun kişiler açısından uygulama alanı nedir?


CEVAP: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu yürürlüğe girmeden önce iş ilişkilerinin hukuki niteliğine bağlı olarak kişiler farklı sosyal güvenlik kanunlarına tabi oluyorlardı. 5510 sayılı Kanunla bazı istisnalar dışında tüm çalışanların sosyal güvenliği aynı Kanun içerisinde düzenlenmiştir. İş sözleşmesi ilişkisiyle bağımlı olarak çalışan ve eskiden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’na tabi olanlar 5510 sayılı Kanunda 4. maddenin 1. fıkrası (a) bendi kapsamında sigortalı olarak, bağımsız çalışanlar ve eskiden 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu’na tabi olanlar 5510 sayılı Kanunda 4. maddenin 1. fıkrası (b) bendi kapsamında sigortalı olarak ve devlet memuru olarak çalışanlar ve eskiden 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu’na tabi olarak çalışanlar ise 5510 sayılı Kanunda 4. maddenin 1. fıkrası (c) bendi kapsamında sigortalı olarak sayılmışlardır. 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce devlet memuru olarak çalışmaya başlamış olanlar 5510 sayılı Kanunun kapsamı dışında tutulmuşlardır. Tarım kesiminde çalışanlar, 2925 Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu’nun bazı hükümleri yürürlükte bırakılarak 5510 sayılı Kanunun kapsamına alınmışlardır.

#24

SORU: Sigortalının kendisini kuruma bildirmesi hususundaki esaslar nedir?


CEVAP: Kanunda sigortalılara, sigortalı olarak çalışmaya başladıklarını Kuruma bildirmelerine ilişkin hükme yer verilmiştir. Buna göre sigortalılar, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç 1 ay içinde sigortalı olarak çalışmaya başladıklarını Kuruma bildirirler. Ancak, sigortalının kendini bildirmemesi, sigortalı aleyhine delil teşkil etmez.

#25

SORU: İsteğe bağlı sigorta nedir?


CEVAP: Sosyal sigortalar anlamında sigortalılık, kişilerin isteğine bırakılmamıştır. Sigortalılık, zorunluluk esasına dayanmaktadır. Bununla birlikte mevzuatımızda, isteğe bağlı sigortalılık da düzenlenmiştir. İsteğe bağlı sigorta, kişilerin isteğe bağlı olarak prim ödemek suretiyle uzun vadeli sigorta kollarına ve genel sağlık sigortasına tabi olmalarını sağlayan sigortadır.

#26

SORU: İsteğe bağlı sigortalılığın şartları nelerdir?


CEVAP: İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için Türkiye’de ikamet edenler ile Türkiye’de ikamet etmekte iken sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerdeki Türk vatandaşlarından 5510 sayılı Kanununa tabi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmamak veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte ay içerisinde 30 günden az çalışmak ya da tam gün çalışmamak, kendi sigortalılığı nedeniyle aylık bağlanmamış olmak, 18 yaşını doldurmuş bulunmak ve isteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kuruma başvuruda bulunmak gereklidir.

#27

SORU: Sosyal Sigortalar Kanunu uyarınca işveren kimdir?


CEVAP: 5510 sayılı Kanunun 12. maddesine göre, Kanunun 4. maddenin 1. fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işverendir.

#28

SORU: İşveren vekili kimdir ve Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamındaki sorumluluğu nedir?


CEVAP: İşveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse, işveren vekilidir. Kanunda geçen işveren deyimi, işveren vekilini de kapsar. İşveren vekili ve 4857 sayılı İş Kanunu’nda tanımlanan geçici iş ilişkisi kurulan işveren, bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.

#29

SORU: Alt işveren kimdir ve Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamındaki sorumluluğu nedir?


CEVAP: Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur.

#30

SORU: 5510 sayılı Kanun’un yer açısından uygulama alanı nedir?


CEVAP: 5510 sayılı Kanun’un yer açısından uygulama alanı işyeridir. 5510 sayılı Kanunun 11. maddesine göre işyeri, sigortalı sayılanların maddi olan ve olmayan unsurlar ile birlikte işlerini yaptıkları yerlerdir. İşyerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler, dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden veya meslek eğitimi yerleri, avlu ve büro gibi diğer eklentiler ile araçlar da işyerinden sayılır.

#31

SORU: Sosyal sigortaların finansmanı hangi yollarla yapılmaktadır?


CEVAP: Sosyal sigortaların finansman kaynağını esas olarak primler oluşturmaktadır ve genel olarak üçlü katkı sistemi benimsenmiştir. 5510 sayılı Kanunda, kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık sigortası için Kanunda öngörülen her türlü ödemeler ile yönetim giderlerini karşılamak üzere Kurumun prim almak ve ilgililerin de prim ödemek zorunda oldukları düzenlenmiştir. Sosyal sigortaların finansmanında, fon biriktirme (kapitalizasyon) ve dağıtım yöntemleri uygulanmaktadır. Uzun vadeli sigorta kollarında yani malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarında fon biriktirme (kapitalizasyon) yöntemi, iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından yapılan uzun süreli ödemelerde fon biriktirme (kapitalizasyon) yöntemi, iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından yapılan kısa süreli ödeme ve hizmetlerde ise dağıtım yöntemi uygulanmaktadır. Hastalık, analık ve genel sağlık sigortasında dağıtım yöntemi uygulanmaktadır. İşsizlik Sigortası Kanunu ise fon oluşturulmasını zorunlu kılmaktadır.

#32

SORU: 5510 sayılı Kanun’da, prim oranları uzun ve kısa vadeli sigorta kollarında hangi miktarda belirlenir ve kim tarafından ödenir?


CEVAP: 5510 sayılı Kanunda, bütün sigorta kolları için tek bir sosyal sigorta primi alınması yerine sigorta kolları için ayrı ayrı sigorta priminin belirlenmesi yolu izlenmiştir. Kanuna göre kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının %2’sidir. Bu primin tamamını işveren öder. Ayrıca bu oranı, %1,5 oranına düşürmeye ya da %2,5 oranına arttırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Uzun vadeli sigorta kolları yani malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının *’sidir. Bunun %9’u sigortalı hissesi, %11’i ise işveren hissesidir. 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrası (b) bendi uyarınca sigortalı olanlar bu primin tamamını kendileri öderler.

#33

SORU: Genel sağlık sigortası primi ne kadardır?


CEVAP: Genel sağlık sigortası primi, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olanlar için 82. maddenin 1. fıkrasına göre hesaplanan prime esas kazancın %12,5’udur. Bu primin %5’i sigortalı, %7,5’u ise işveren hissesidir. Sadece genel sağlık sigortasına tabi olanların genel sağlık sigortası primi, prime esas kazancın %12sidir.

#34

SORU: İşsizlik sigortası ne zamandan beri uygulanmaktadır ve prim miktarı nedir?


CEVAP: İşsizlik sigortası, ülkemizde en geç uygulanmaya başlayan sigorta koludur. İşsizliğin kişiler üzerinde yarattığı olumsuz sonuçların azaltılmasına yönelik olarak 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu 25.08.1999 tarihinde (RG, T.08.09.1999, S.23810) kabul edilmekle birlikte Kanunun yürürlüğe girme tarihi 01.06.2000 tarihine bırakılmıştır. İşsizlik sigortası, 5510 sayılı Kanun kapsamında değil bağımsız bir kanun olarak düzenlenmiştir. İşsizlik sigortasının primleri sigortalı, işveren ve devlet payı olarak Kanunda düzenlenmiştir. Buna göre işsizlik sigortası primi, sigortalının 5510 sayılı Kanunun 80. ve 82. maddelerinde belirtilen prime esas aylık brüt kazançlarından %1 sigortalı, %2 işveren ve %1 devlet payı olarak alınacaktır. İsteğe bağlı sigortalılardan ise %1 sigortalı ve %2 işveren payı alınır.

#35

SORU: İsteğe bağlı sigortalılar için prim oranı nedir?


CEVAP: İsteğe bağlı sigortalılar için prim oranı, prime esas kazancın alt ve üst sınırı arasında sigortalı tarafından belirlenen prime esas aylık kazancın %32’sidir. Bunun *’si uzun vadeli, %12’si ise genel sağlık sigortası prim oranıdır.

#36

SORU: Devletin sosyal güvenlik kurumuna aylık olarak hangi sigortalar için, ne oranda katkı yapar?


CEVAP: Devlet, Kurumun ay itibarıyla tahsil ettiği malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası priminin 1/4’i oranında Kuruma katkı yapar. Devlet katkısı olarak hesaplanacak tutar, talep edilen tarihi takip eden 15 gün içinde Hazine tarafından Kuruma ödenir.

#37

SORU: Sigortalıların prime esas alınan kazançları nelerdir?


CEVAP: 5510 sayılı Kanunun 80. maddesinde, hangi tür kazançların prim hesabında dikkate alınacağı hangilerinin ise dikkate alınmayacağı düzenlenmiştir. Buna göre, Kanunda 4. maddenin 1. fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançlarının hesabında hak edilen ücretler, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarlar ile idare veya yargı mercileri tarafından verilen karar gereğince ücret, fazla mesai, prim, ikramiye niteliğinde ödemelerden sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin brüt toplamı esas alınır.

#38

SORU: Hangi kazançlar prime esas kazanç kapsamına alınmaz?


CEVAP: Kanuna göre ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurum tarafından tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin %30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları prime esas kazanca tabi tutulmaz.

#39

SORU: Çalıştıkları Kuruma bildirilmeyen kişilerin primlerinin ödenmesi konusunda Kurum nasıl bir yol izler?


CEVAP: Çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen 1 ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde bu belgeler Kurum tarafından re’sen düzenlenir. Kurum tarafından sigorta primleri tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşverenin, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde ilgili Kurum ünitesine itiraz etme hakkı vardır ve itiraz takibi durdurur. Ayrıca, itirazın reddi halinde işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin, Kurum lehine karar vermesi halinde 88. ve 89. maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır.

#40

SORU: Kuruma prim borcu olan işyerinin devredilmesi sonucunda, prim borçlarından olan sorumluluk kime aittir?


CEVAP: Sigortalının çalıştırıldığı işyeri aktif veya pasifi ile birlikte devralınır veya intikal ederse ya da başka bir işyerine katılır veya birleşirse eski işverenin Kuruma olan prim ile gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer ferilerinden oluşan borçlarından aynı zamanda yeni işveren de müştereken ve müteselsilen sorumludur. Bu hükme aykırı sözleşme hükümleri Kuruma karşı geçersizdir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Kurum yetkilidir.

#41

SORU: Kurumun prim, tazminat, rücu vb. alacaklarında zaman aşımı nedir?


CEVAP: Kurumun prim ve diğer alacakları, ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Kurum tarafından açılacak olan tazminat ve rücu davaları da 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Zamanaşımı tarihi, rücu konusu gelir ve aylıklar açısından Kurumun onay tarihinden, masraf ve ödemeler için ise masraf veya ödeme tarihinden itibaren başlar. Kurum, zamanaşımından sonra yapılan ödemeleri kabul eder.

#42

SORU:

ILO’nun 1944 yılında Philadelphia Konferansı’nda yaptığı “sosyal güvenlik” tanımı nedir?


CEVAP:

-“Halkın hastalık, işsizlik, yaşlılık, ölüm sebebiyle geçici veya sürekli olarak kazançtan yoksun kalması durumunda düşeceği yoksulluğa karşı, çocuk sayısının artması ve analık halinde korunmasına ilişkin alınması gereken önlemler sistemidir”. 


#43

SORU:

Zaman içinde yaşanan ekonomik ve sosyal gelişmelere bağlı olarak sosyal güvenliğin amaç ve kapsamında hangi genişlemeler olmuştur?


CEVAP:

Bireye ekonomik güvence sağlama, risklerin ortaya çıkmadan önce önlenmesi ve kişiliğin geliştirilmesi şeklinde genişleme olmuştur.


#44

SORU:

Modern sosyal güvenlik teknikleri ortaya çıkıncaya kadar kişilerin kendilerini ve aile üyelerini hayat içinde karşılaştıkları sosyal risklere karşı koruyabilmek için yararlandığı geleneksel teknikler nelerdir?


CEVAP:

-Geleneksel sosyal güvenlik teknikleri tasarruf, yardımlar, hukuki sorumluluk, yardımlaşma sandıkları ve özel sigortalardır.


#45

SORU:

Sosyal yardımları, sosyal sigortalardan ayıran özellikler nelerdir?


CEVAP:

Sosyal yardımlar, herhangi bir karşılık gözetilmeksizin fakir, bakıma muhtaç, yaşlı, engelli veya özel nedenleri olan kişilere uygulanması ve sadece devlet bütçesinden sağlanması yönüyle sosyal sigortalardan ayrılmaktadır.


#46

SORU:

Sanayi Devrimi’yle birlikte sosyal güvenliğin sağlanması konusunda değişikliklerin söz konusu olmasının sebebi nedir?


CEVAP:

Bu dönemde işçiler, çok uzun sürelerle çalışmalarına rağmen çok düşük ücretler elde etmektedirler ve çalışma koşulları son derece olumsuz hale gelmiştir. Ortaya çıkan olumsuz koşullar karşısında devletin çalışma hayatına müdahale etmesi gerektiği ifade edilmeye başlanmış ve çalışma hayatına yönelik düzenlemeler söz konusu olmuştur. Yaşanan bu gelişmelerle birlikte sosyal güvenlik sistemleri gündeme gelmiştir.


#47

SORU:

Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan 1929 ekonomik krizinin ortaya çıkardığı olumsuz sonuçları ortadan kaldırmak amacıyla New Deal olarak adlandırılan politika çerçevesinde kabul edilen  1935 tarihli Sosyal Güvenlik Kanunu’nun özellikleri nelerdir?


CEVAP:

-Bu Kanun, çağdaş sosyal güvenlik sisteminin öncülüğünü yapmaktadır. Yoksulluk sorununa bir bütün olarak bakmakta ve tutarlı ve uyumlu çözümler getirmektedir. New Deal politikasının amacı, kişileri ekonomik krizden kurtarmaktır.Ayrıca, sosyal risklerin sonuçlarını giderme yani tazmin etme fonksiyonunun yanı sıra sosyal riskleri önleme fonksiyonu da vardır.


#48

SORU:

Sosyal güvenlik sisteminin finansmanındaki iki temel yaklaşım nedir?


CEVAP:

Birincisi, sosyal güvenliğin sağlanması devletin bir sorumluluğu olarak görülmekte ve sigortalılar ya hiç katkıda bulunmamakta ya da çok küçük bir oranda katkıda bulunmaktadırlar. Sosyal güvenlik sisteminin finansmanı tamamen devlet tarafından karşılanmaktadır.

İkinci yaklaşımda ise sosyal güvenliğin önce kişiye ve kişisel sorumluluk bilincine dayandırılması sonucunda sosyal güvenlik sisteminin finansmanı işçi ve işverenlerden alınan primlerle karşılanmaktadır.


#49

SORU:

Sosyal güvenlikte reform çerçevesinde 16.05.2006 tarihinde kabul edilen ve 20.05.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5502 sayılı “Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu” ile kurulan Sosyal Güvenlik Kurumunun özelliği nedir?


CEVAP:

Bu Kanunla Sosyal Sigortalar Kurumu, T.C. Emekli Sandığı ve BağKur’un tüzel kişilikleri sona erdirilmiş ve Sosyal Güvenlik Kurumu altında toplanılmışlardır.


#50

SORU:

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun organlarından olan Genel Kurulun diğer organlar olan Yönetim Kurulu ve Başkanlıktan farkı nedir?


CEVAP:

Genel kurul, bir karar organı olmayıp danışma organı niteliği taşımaktadır.


#51

SORU:

Kişilerin isteğe bağlı olarak prim ödemek suretiyle uzun vadeli sigorta kollarına ve genel sağlık sigortasına tabi olmalarını sağlayan İsteğe Bağlı Sigortalı olabilmek için şartlar nelerdir?


CEVAP:

İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için Türkiye’de ikamet edenler ile Türkiye’de ikamet etmekte iken sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerdeki Türk vatandaşlarından 5510 sayılı Kanununa tabi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmamak veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte ay içerisinde 30 günden az çalışmak ya da tam gün çalışmamak, kendi sigortalılığı nedeniyle aylık bağlanmamış olmak, 18 yaşını doldurmuş bulunmak ve isteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kuruma başvuruda bulunmak gereklidir.


#52

SORU:

İşveren, örneği Kurum tarafından hazırlanacak işyeri bildirgesini ne zaman teslim etmelidir?


CEVAP:

En geç sigortalı çalıştırmaya başladığı tarihte Kuruma vermekle yükümlüdür.


#53

SORU:

Tamamını işverenin ödediği kısa vadeli sigorta prim oranı kaçtır?


CEVAP:

Sigortalının prime esas kazancının %2’sidir.


#54

SORU:

Ülkemizde en geç uygulanmaya başlayan sigorta kolu hangisidir ve neden uygulanmaya başlanmıştır?


CEVAP:

İşsizlik sigortasıdır. İşsizliğin kişiler üzerinde yarattığı olumsuz sonuçların azaltılmasına yönelik olarak uygulanmaya başlanmıştır.


#55

SORU:

Engelli çalıştırmak zorunda olmadığı halde engelli çalıştıran ya da kanuni yükümlülüğünün üzerinde engelli çalıştıran işverenler hangi haktan yararlanır?


CEVAP:

Bu şekilde çalıştırdıkları her bir engellinin prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ilişkin işveren hisselerinin tamamı Hazine tarafından karşılanır.


#56

SORU:

Sigortalının çalıştığı işte, Kanunda yazılı şartları yerine getirmiş olmasına rağmen işveren tarafından sigortalı için verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin verilmediği veya eksik verildiği durumlarda ne yapılır?


CEVAP:

Kurum tarafından tespit edilirse hastalık ve analık sigortalarından gerekli ödemeler yapılır.


#57

SORU:

Sigortalının çalıştırıldığı işyeri aktif veya pasifi ile birlikte devralındığında veya intikal ettiğinde ya da başka bir işyerine katıldığında veya birleştiğinde eski işveren ve yeni işverenin sorumlulukları nelerdir?


CEVAP:

Eski işverenin Kuruma olan prim ile gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer ferilerinden oluşan borçlarından aynı zamanda yeni işveren de müştereken ve müteselsilen sorumludur.


#58

SORU:

Kamu alacaklarında zamanaşımı tarihi ne zaman başlar?


CEVAP:

Zamanaşımı tarihi, rücu konusu gelir ve aylıklar açısından Kurumun onay tarihinden, masraf ve ödemeler için ise masraf veya ödeme tarihinden itibaren başlar.


#59

SORU:

5510 sayılı Kanuna göre işyeri nedir?


CEVAP:

Sigortalı sayılanların maddi olan ve olmayan unsurlar ile birlikte işlerini yaptıkları yerlerdir.


#60

SORU:

Sosyal risk nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

Sosyal risk, ne zaman gerçekleşeceği bilinmemekle beraber ileride gerçekleşmesi muhtemel veya muhakkak olan ve buna maruz kalan kişinin mal varlığında eksilmeye neden olan tehlikedir.


#61

SORU:

Modern sosyal güvenlik tekniklerinden önce kişilerin kendilerini ve aile üyelerini korumak için başvurduğu geleneksel sosyal güvenlik teknikleri nelerdir?


CEVAP:

Tasarruf, Yardımlar, Hukuki Sorumluluk, Yardımlaşma Sandıkları ve Özel Sigortalar.