İŞ VE YAŞAMDA MOTİVASYON Dersi MOTİVASYONDA DUYGULAR soru cevapları:

Toplam 26 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Duygu kavramı nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

Duygu kavramı, içinde bulunulan durumun algılanmasıyla ortaya çıkan, iç organları harekete geçiren, bedende, davranışta ve bilinçte kendini belirten heyecansal süreç olarak tanımlanmaktadır. 


#2

SORU:

Duyguların oluşumuna etki eden süreçler nelerdir?


CEVAP:

Duyguların oluşumuna etki eden süreçler; uyarıcı, algılama, duygu, davranış ve etkidir.


#3

SORU:

Duyguların incelenmesi süreci hangi düzeylerden oluşmaktadır?


CEVAP:

Duyguların incelenmesi üç farklı düzeyde yapılabilir. Bunlar; öznel düzey, duygusal davranış düzeyi ve fizyolojik değişmelerdir.


#4

SORU:

Duyguların incelenmesinde öznel düzey nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP:

Öznel düzey kişiye özgü-kişinin deneyimlerine bağlı düzeydir. Biz herhangi bir durumda bir duygu yaşarız. Bize o duyguyu yaşatan durum bütünüyle bize özgüdür ve bir başkası tarafından bilinmesi mümkün değildir. Örneğin askere giden bir genç otobüse binip geride kalanlara el sallarken yaşadığı duyguları, onun yaşadığı gibi bir başkasının yaşaması olanaksızdır.


#5

SORU:

Duyguların incelenmesi sürecinde duygusal davranış düzeyindeki ipuçları nelerdir?


CEVAP:

Otobüsteki gencin yüz ifadesi, gözünden akan yaşı göstermemek için başını aşağıya eğişi ya da akan burnunu silmesi; onun içini dolduran duyguların ipuçlarıdırlar. Genç adamın hangi duygular içinde olduğunu söyler. Günlük yaşamda da bir kimsenin duygularını anlatırken; yaptığımız, böylesi “ipucu” davranışlara bakarak yorumda bulunmaktır.


#6

SORU:

Duygular ile mantık arasında nasıl bir ilişki bulunmaktadır?


CEVAP:

Duygular aklımızı, aklımız da duygularımızı etkilemektedir. Sevdiğimiz insanların hiç de hoş olmayan davranışlarına ses çıkarmayıp hoş görürken, sevmediklerimizin normal hareketlerine gösterdiğimiz tahammülsüzlüğü ancak duygularla açıklayabiliriz. Sonuç olarak mantık ve duyguların birbirinden bağımsız çalışmadığını, karşılıklı etkileştiklerini söylemek gerçeğin ifadesi olacaktır.


#7

SORU:

Organizmada sempatik sinir sisteminin etkisine giren değişiklikler nelerdir?


CEVAP:

Sempatik sistemin etkisine giren organizmada olan kimi değişiklikler aşağıda sayılmıştır;

  • Kan basıncı artar, kalp atışı hızlanır.
  • Nefes alış-verişi hızlanır.
  • Gözbebeği büyür.
  • Terleme artarken tükürük salgısında azalma olur.
  • Kandaki şeker düzeyi yükselir, böylece daha çok enerji verir.
  • Kandaki pıhtılaşma etkeni artar, böylece yaralanmalarda kan daha çabuk pıhtılaşır.
  • Kan, sindirim organlarından beyne ve çizgili kaslara yöneltilir.
  • Derideki kıllar diken diken olur.

#8

SORU:

Charles Darwin yaptığı incelemelerde duygularla ilgili hangi sonuçlara ulaşmıştır?


CEVAP:

Darwin yaptığı çözümlemelerde; duyguları yansıtan yüz ifadelerinin hem evrensel, hem de hayvan ve insanların her ikisinde de benzer olduğunu göstermiştir. Darwin her ne kadar duygunun geleneksel varsayımlarına dayansa da duyguların tanrı vergisi değil, doğal ayıklanma sonucu olduğunu ileri sürmüştür. Dahası bu savını kanıtlamak için, duygusal ifadelerin türler-arası ve kültürlerarası benzerliklerini inceleyen önemli gözlemlerde bulunmuştur. Bu gözlem çalışmaları sonucunda; yukarıda değinildiği gibi duyguların doğal ayıklanma sonucu olduğu sonucuna ulaşmıştır. Ek olarak; yaptığı çözümlemelerde, yüz ifadelerinin insan ve hayvanlarda ortak ve evrensel olduğunu göstermiştir


#9

SORU:

Plutchik, duyguları nasıl sınıflandırmıştır?


CEVAP:

Plutchik, insan ve hayvanlardaki uyum sağlayıcı davranışları motive eden duyguları sekiz türe ayırmıştır. Bunlar korku, hayret, üzüntü, tiksinti, öfke, umut, sevinç ve yakınlık duygularıdır.


#10

SORU:

James-Lange kuramına göre duygular nasıl ortaya çıkmaktadır?


CEVAP:

Kurama göre, bedenimizin çevreden gelen uyaranlara gösterdiği tepkinin bilincine vardığımızda duygular ortaya çıkar.


#11

SORU:

Cannon-Bard kuramı duyguların oluşumunu nasıl açıklamaktadır?


CEVAP:

Cannon-Bard Kuramı, bedensel değişmeler ve duygunun peş peşe değil aynı anda ortaya çıktığını ileri sürmüştür. Dolayısıyla duygusal yaşantıyı belirlemede esas olan gördüğümüz ve yaşadıklarımızdır.


#12

SORU:

Bilişsel kuram duyguları nasıl ele almaktadır?


CEVAP:

Bilişsel psikologlar Cannon-Bard Kuramını daha da geliştirmişler ve karşılaşılan durumlara ilişkin algılarımızın ya da o durumları anlamlandırma şeklimizin duygularımızın temelini oluşturduğunu söylemişlerdir. Dolayışıyla duygularımızın ne olduğunu söyleyen bizdeki bilişsel süreçlerdir. Bilişsel kurama göre insanların uyarılması durumunda, uyarana verilecek tepkinin ipuçları, içinde bulunulan durumdan yani çevreden sağlanmaktadır. İpuçlarını değerlendiren zihin; bedenimizdeki fiziksel uyarılmayı hangi tür duyguyla isimlendireceğimizi belirler. Ortaya çıkan duygu, genellikle karşı karşıya olduğumuz duruma ilişkin düşüncelerimizle tutarlı olmaktadır.


#13

SORU:

Duygularımızı hangi yollarla ifade ederiz?


CEVAP:

Duygularımızı sözel ve sözel olmayan iletişim yoluyla ifade ederiz. Birisinin ne hissettiğini anlamanın en kestirme yolu ona soru sormaktır. Ancak insanlar çeşitli nedenlerle duygularını paylaşmayabilir ya da hissettiklerini ifade edemeyebilir. “Davranışlar kelimelerden daha yüksek sesle konuşur” ya da “ne söylediğin değil, nasıl söylediğin önemlidir” deyişleri, duyguların beden diliyle daha iyi ifade edildiğine vurgu yapmaktadır. İnsanlarla iletişimde takınılan yüz ifadesi, beden duruşu ve araya konulan fiziksel mesafe; çok fazla mesaj içerir.


#14

SORU:

Üzüntünün sonucu olarak yüzde ortaya temel göstergeler nelerdir?


CEVAP:

Üzüntüye eşlik eden ya da üzüntünün sonucu olarak yüzde ortaya çıkan dört temel gösterge vardır. Bunlar; göz kapaklarını düşürme, yanak ve dudakların salınması, gözyaşı dökme ve ağız köşelerinin aşağıya doğru düşmesidir. 


#15

SORU:

Mutluluk duygusunun temel kaynakları nelerdir?


CEVAP:

Mutluluk duygusu en çok; toplumsal ağlar, akıl ve beden sağlığı, parasal denge gibi çevredeki olumlu uyaranlarla etkileşimden kaynaklanmaktadır.


#16

SORU:

Mutluluğu yansıtan temel yüz ifadeleri nelerdir?


CEVAP:

Mutluluğu yansıtan temel yüz ifadeleri; gülümseme, açılmış gözler, kalkık kaş ve yanaktır. 


#17

SORU:

Kızgınlık anında yüzde oluşan temel değişiklikler nelerdir?


CEVAP:

Kızgınlık anında yüzde oluşan temel değişiklikler; kaşların düşürülmesi, alında kırışıklık, ağzın abartılı açılması ve gergin çenedir. 


#18

SORU:

Korku duygusunun ortaya çıkardığı yüz ifadeleri nelerdir?


CEVAP:

Kalp atışlarının hızlanması, kan basıncının artması, büyümüş göz bebekleri ve çok fazla terleme gibi fiziksel tepkilerle birlikte görülen korkunun aşağıda betimlenen belli yüz ifadeleri vardır. Bunlar; üst dudağın kalkması ve ağzın iyice açılması, yuvasından fırlayacak gibi açılmış gözler, kırışmış ve merkeze doğru çekilmiş alın ve kaşlar ile gergin dudaklardır.


#19

SORU:

Erkeklerin duygularını kadınlara oranla daha fazla bastırmalarının nedeni nedir?


CEVAP:

Erkekler duygularını bastırırken, kadınlar daha özgür bırakmaktadırlar. Bunun nedeni şefkat, üzüntü, empati vb. duyguların kadınsı olarak nitelenmesi ve erkeklerin çocuklukta bu tür duygularını bastırmaları doğrultusunda eğitilmeleri olabilmektedir


#20

SORU:

Öfke duygusuna yönelik erkek ve kadınların tepkisi nasıl farklılaşmaktadır?


CEVAP:

Erkekler öfkelendiğinde; genellikle öfkelerini dışa-başka kişilere ve içinde bulundukları ortama yöneltirler. Kadınlar ise kural olarak sorunun kaynağını kendilerinde görüp, öfkelerini kendilerine yöneltmektedirler. Bu durum nedeniyle kadınların depresyona girme eğilimleri daha fazladır. Buna karşılık erkekler de bunalım dönemlerinde kadınlardan dört misli daha saldırgan olmaktadırlar.


#21

SORU:

Duygusal bastırma ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Duygusal bastırma, duyguları yönetebilmek için onların maksatlı olarak göz ardı edilmesi, yok sayılması ve zihinsel olarak “uzaklaştırılması” anlamına gelmektedir. Duygusal bastırma, duygu yönetimiyle ilgili pek çok strateji ve kuramda ele alınan ve kullanılan başlıca taktiklerden birisidir


#22

SORU:

Duygusal bastırmanın ortaya çıkardığı olumsuz sonuçlar nelerdir?


CEVAP:

Duygusal bastırmayı kullanmayla ilgili birçok olumsuz sonuç vardır. Bunlar her hangi bir mesleki sorun karşısında yaşanan fiziksel ve psikolojik olumsuz etkileri içermektedir. Daha çok örgütsel ortamlardaki duygusal yönetim stratejilerinde görülen sürekli duygusal bastırmaların sonucu olarak ortaya çıkan fiziksel etkiler yüksek tansiyon ve kalp-damar hastalıklarıdır. Duyguların dile getirilmesinden çok bastırılması durumunda ortaya çıkan bu tıbbi sorunlar; bireyin aşırı strese tepki veren sempatik sinir sistemindeki yükselmenin direkt bir sonucudur. 


#23

SORU:

Toplumsal ilişkiler hangi şekillerde ortaya çıkar?


CEVAP:

Toplumsal ilişkiler iki şekilde açığa vurulabilir. “Güç” ve “Statü”. İnsan duygularının önemli bir kısmı; güç ve/veya statülerin anlamı ile karşılaşılan durumların olası sonuçlarına tepki olarak anlaşılabilir.


#24

SORU:

Güç kavramı ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Güç, bir insanın bir başkasını; yapmak istemediği bir şeyi yapması için çeşitli şekillerde zorlamasıdır.
Bu ilişkideki gücün araçları korkutma, gücün gerçekten kullanımı ya da değerli bir mal, sembolik bir eşya ve yaşantıdan yoksun bırakmayı içerebilir. Zarar verecek davranış uyaranları yumrukları sıkma, surat asma, sesi yükseltme, konuşmayı kesme vb. güç kullanmanın herhangi bir işareti şeklinde olabilmektedir. Yalan söylemeler, aldatma ve manipülasyon da güç sınıfına girer.


#25

SORU:

Güç ve statünün toplumsal ilişkilerdeki sonuçları nelerdir?


CEVAP:

Güç ve statünün toplumsal ilişkilerdeki sonuçları; kendi gücü, başkalarının gücü, kendi statüsü, başkasının statüsü ve güç etkileşimidir. 


#26

SORU:

Duygular ve motivasyon arasındaki ilişkiler nasıl ele alınmaktadır?


CEVAP:

Duygular ve motivasyon arasındaki ilişki ezeli bir sorundur. İlişkinin tartışılması genellikle kavramsal bir bataklığa saplanmış gibidir. “Motivasyon” terimi de tıpkı “duygu” gibi çok anlamlı olmanın sıkıntısı
içerisindedir. Motivasyon, içten gelen bir durum olduğu kadar, bir belirtidir de. Bir kimse motivasyonu duygunun nedeni, bir başkası onu-motivasyonun başlıca sebebi ve bir diğeri de sonucu olarak görebilir. Motivasyon kavramının bu doğal geçişmeleri; kimi araştırmacıları duygu-motivasyon tartışmalarını ortadan kaldırmaya yöneltmiştir. Bununla beraber her iki kavram da oluş-içten gelen bir durum farkı nedeniyle ayrı tutulabilir. Birçok duygu motivasyonel durumları ortaya çıkarır; çünkü duygu, davranışı tahrik eden etkinin hazır olmasına katılır ve onu başlatır