İSTİHDAM VE İŞSİZLİK Dersi Emek Piyasası İle İlgili Temel Kavramların Tanımlanması soru cevapları:

Toplam 29 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Literatürde emek piyasasına ilişkin üç yaklaşım nedir?


CEVAP:

Lite­ratürde emek piyasasına ilişkin üç yaklaşım vardır. Yaklaşımlardan ilki, emek piya­sasını bir mal piyasası olarak kabul ederken; ikinci yaklaşım, emeği farklı özellikler taşıyan, kendine özgü işleyişe sahip olan bir piyasa olarak kabul etmektedir. Üçüncü yaklaşım ise, emek piyasasının bir mal piyasası olmadığını yapısal özellikleri bakı­mından mal ve hizmet piyasalarından ayrıldığını savunmaktadır.


#2

SORU:

Emek piyasasının en genel anlamı nedir?


CEVAP:

Emek piyasası, en genel anlamıyla, emek arz ve talebinin karşı karşıya gelme­siyle ücretlerin ve çalışma koşullarının belirlendiği piyasadır. Bu tanımlamaya göre, emek piyasasına ilişkin olarak bilinmesi gereken iki kavram vardır. Bunlar, emek arz ve talebidir.


#3

SORU:

Emek talebi nedir?


CEVAP:

Emek talebi, bir firmanın mal ya da hizmet üretebilmek için ihtiyaç duyduğu emek miktarıdır. Bir başka ifadeyle emek talebi, işverenlerin talep ettiği emek mik­tarı olarak da ifade edilebilir. Bir ekonominin toplam emek talebini, ayrı ayrı tüm işletmelerin emek talep miktarının toplamı oluşturmaktadır. Ekonomik yapılanma içerisinde bir işletmenin ürettiği mal ya da hizmete olan talepteki artış, üretimin de artmasını gerektireceğinden işletmelerin de emek talepleri artacaktır.


#4

SORU:

Emek arzı nedir?


CEVAP:

Emek arzı ise, emek piyasasında arz edilen (sunulan) emek miktarıdır. Bir baş­ka ifadeyle emek arzını emek piyasası içerisinde çeşitli ücret düzeylerinde, emekçi­lerin çalışmayı kabul ettikleri süre veya miktar olarak da tanımlamak mümkündür.


#5

SORU:

Emek piyasasında eşitsizliği vurgulayan özellikler nelerdir?


CEVAP:

Emek piyasasında eşitsizliği vurgulayan ilk özellik emeğin insan hayatının içinde yer alan bir etkinlik olması ve mal gibi piyasaya sunulmak için üretilemez olmasıdır.Emek piyasasında eşitsizliği vurgulayan bir başka özellik ise, emeğin biriktiri­lemez oluşudur. Mal piyasası içerisinde malların birikiminin mümkün iken, eme­ğin bir kısmının biriktirilip saklanması mümkün değildir. Eşitsizlikle ifade edilen bir başka özellik ise, emeğin akıcılığına ilişkin engeller­ dir. Akıcılıkla ifade edilmek istenen emeğin çalışma ve yaşam yerlerinin birbiriyle yakından ilgili olmasıdır. Emek, işyerine gitmek ve işyerinden ayrıldıktan sonra yaşamını sürdürdüğü çevreye dönmek zorundadır.


#6

SORU:

Emek piyasasında "bağımlılık" unsuru nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Emek piyasasını diğer piyasalardan ayıran bir diğer unsur ise “bağımlılık” tır. Emek piyasasında, sermaye sahibi ile emek arasında kurulan ilişki “çalışma (hiz­met) sözleşmesi” ne bağlıdır ve bu anlamda emeğin mal gibi mübadelesi mümkün değildir.

Bağımlılık hem yönetsel hem de teknik bir nitelik taşımaktadır. Yönetsel an­lamda emeğini arz eden, işveren tarafından belirlenmiş bir işi işverenin emir ve is­teklerine uygun bir şekilde yapmakla yükümlüdür. Teknik bağımlılık ise, emeğin işini yaparken işletmenin sağladığı araç ve gereci kullanmak zorunda olmasıdır.


#7

SORU:

Emek piyasasında "güvencesizlik" unsuru hangi durumlarda ortaya çıkmaktadır?


CEVAP:

Emek piyasası güvencesizliği, piyasada bulunan işlerin sayısının çalışmak isteyen­lerin sayısına denk olmadığı durumlarda, yani çalışmak isteyen herkesin emek pi­yasasında kendisine uygun iş bulamaması durumunda ortaya çıkmaktadır. Emek piyasasında güvencesizlik yaratan bir başka unsur ise emeğin sermaye sahibi ya da işveren tarafından istenildiği zaman çıkarılabilme korkusudur. Güvencesizlik unsuru kapsamında ayrıca emeğin çalıştığı işyerinde mesleki anlamda kendisini yetiştirme ve yükselme olanağından yoksun bulunması ile sahip olunan beceri ve vasfın yapılacak işin niteliğine uygun olmaması da yer almaktadır.


#8

SORU:

Emek piyasalarında "düzenleme" nasıl gerçekleşmektedir?


CEVAP:

Emek piyasaları, düzenlenmiş piyasalardır. Emek piyasası düzenlemeleri, işlet­melerde (işyerlerinde) mal ve hizmetlerin üretimi için bir araya gelen emeğin, çalışmalarını denetim altına almak için gerekli kuralların belirlenmesinin ve bu kurallara uyulmasının sağlanmasıdır. Emek piyasasındaki düzenleme sadece işin yapılması kısmıyla sınırlı kalmamaktadır. Düzenleme, emeğin ve sermaye sahibi işverenin bağımlılık unsurunda ifade edi­len sözleşme uyarınca karşılıklı bazı yükümlülüklerin bulunmasıdır. Çalışma (hizmet) sözleşmesinin sonucu olarak nitelendirilen bu sorumlulukların da emek piyasası düzenlemesi içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir.


#9

SORU:

Emek piyasasının tek olmayışı nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Tek emek piyasası yoktur. Farklı özelliklere sahip işler için farklı özellikte piyasalardan söz edilebilir. Bu piyasalar kimi zaman yapılacak işin gerektirdiği beceriler bakımından farklılaşırken kimi zaman da coğrafi alan bakımından farklılaşmaktadır. Beceri bakımından piyasayı sınıf­landıracak olursak avukatlar piyasasını, sigortacılar piyasasını ya da çiçekçiler piyasasını örnek olarak verebiliriz. Emek piyasasının İç Anadolu Bölgesi Piyasası, Amerika Piyasası veya Türkiye Piyasası olarak sınıf­landırılmasını da coğrafi alan dikkate alınarak yapılan sınıf­landırma­ya örnek gösterebiliriz. Piyasaların birbirleriyle etkileşim içerisinde olmaları, pi­yasalar arasındaki hareketliliği mümkün kılmaktadır. Ancak her hareketlilik her zaman kolay gerçekleşmeyebilir.


#10

SORU:

İşçinin ve işverenin eksik bilgiye sahip olması ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Emek piyasasına ilişkin olarak hem işçi hem de işveren eksik bilgiye sahiptir. İşverenlerin, iş arayanların verimliliklerine ilişkin eksik bilgiye sahip olması, emek piyasasındaki en iyi işçilerin, emek piyasasının unsurlarında da ifade edildiği gi­bi, daha yüksek ücret veren iş yerlerini tercih etmelerine neden olacaktır. Benzer şekilde, emeğin piyasadaki açık işlerin nitelik ve özellikleri hakkında bilgi sahibi olmaması da kendilerine uygun iş bulmalarının önünde engel oluşturmaktadır. Ayrıca işletmelerin (işyerlerinin) emeğin ve çalışanların nitelikleri ve becerileri hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması etkin ücret uygulamasını da zorlaştırır. Burada “etkin ücret” kavramıyla ifade edilen, işçilerin işten ayrılmalarını azaltıcı ve onları çalışmaya yönlendirici olan ve nitelikli işçileri çeken ücret düzeyidir.


#11

SORU:

Emek piyasasında emek arzının heterojen olması ne demektir?


CEVAP:

Emek piyasası içerisinde kişiler yetenekleri, becerileri, motivasyonları ve iş yapma istekleri bakımından birbirlerinden farklıdır. Kişilerin tercihlerindeki farklılıklar, emek arzının heterojenliğini yaratmaktadır. Bunun nedeni kişilerin, yapılacak işin özelliklerine yönelik bakış açılarının farklı olmasıdır. Emek arzının heterojen olmasının bir başka nedeni ise kişilerin eğitim düzeyi ve kalitesi ile öğrenme ve uygulama yeteneklerinin birbirlerinden farklı olmasıdır.

Emek arzının heterojenliği, ücretlere, işçi seçimine, emek verimliliğine, beşerî sermayeye yatırım kararına yansımaktadır.


#12

SORU:

Emek piyasaları mal ve hizmet piyasalarından süreklilik bakımından nasıl bir farklılık göstermektedir?


CEVAP:

Mal ya da hizmet piyasalarında, malı ya da hizmeti arz eden ile talep eden arasındaki ilişki, mal ya da hizmetin alınıp satılmasıyla sona ermektedir. Oysa ki emek piyasasında işveren işçiyi uzun süreli sözleşmelerle istihdam etmektedir.

Emek piyasası içerisinde işverenin işçiyi uzun süreli istihdam etmesi hem işçi hem de işveren açısından yarar sağlar. İstihdam ilişkisinin sürekliliği, işçi devri­nin düşmesini ve beraberinde eğitim maliyetlerinin azalmasını sağlayacaktır. İşçi açısından ise aynı işyerinde, aynı iş arkadaşlarıyla bilinen bir işin yapılması iş­çinin verimliliğini olumlu yönde etkileyecektir. İşçiler bununla birlikte; kıdem, tatil, emeklilik hakları ve işten çıkarmalar karşısında da güvence altında olacaktır.


#13

SORU:

Emeğin işverene karşı pazarlık gü­cünün az olmasının en temel nedeni nedir?


CEVAP:

Emek piyasasındaki işlerin sayısının iş arayanların ya da çalışmak isteyenlerin sayısına denk olmaması, emeğin işverene karşı pazarlık gü­cünün az olmasının en temel nedenidir.


#14

SORU:

Emek piyasasında grup ilişkileri neyi ifade etmektedir?


CEVAP:

Emek piyasasında grup ilişkileri ile ifade edilmek istenilen, sendika birlikleri ya da sendikal örgütlenmelerdir. Emek piyasasında sendikaların varlığı; emeğin pa­zarlık gücünün artması, daha adil ücret yapısının sağlanması ve iş ile gelir gü­venliği sağlanması bakımından önemlidir. Ancak sosyal, siyasal ve ideolojik bazı etkenler emek piyasası içerisinde sendikal örgütlenmelerin gücü ve işlevleri üze­rinde etkili olmaktadır.


#15

SORU:

"Hanehalkı"nın tanımı nedir?


CEVAP:

Aralarında akrabalık bağı bulunsun ya da bulunmasın; aynı konutta veya aynı konutun bir kısmında yaşayan; gelir ve harcamalarını ayırmayan, hanehalkı hizmet ve yönetimine katılan bir veya birden fazla kişiden oluşan topluluk “hanehalkı” olarak tanımlanır.


#16

SORU:

Hanehalkı İşgücü Anket­lerinin amacı nedir?


CEVAP:

Hanehalkı İşgücü Anket­lerinin amacı; kullanıcıların, işgücü piyasası ile ilgili çalışmalar yaplamalarını sağ­layacak değişkenlerin elde edilebileceği bir soru formu oluşturarak emek piyasası ile ilgili çalışmalarda kavram birliği oluşturmak ve uluslararası karşılaştırmalara elverişli veri elde edilebilecek tanımları oluşturabilmektir.


#17

SORU:

Kurumsal ve kurumsal olmayan nüfus kimlerden oluşur?


CEVAP:

Kurumsal nüfus otel, hastane ve huzurevi gibi yerlerde ikamet edenlerden; kurumsal olmayan nüfus ise hanelerde yaşayan kişilerden oluşur.


#18

SORU:

Çalışma çağı nüfusu nasıl belirlenmektedir?


CEVAP:

Çalışma çağı nüfusu belirlenirken bireyin yaşı çoğu ülke açısından bir kriter olarak değerlendirilmektedir. Buna göre, ça­lışanların en az ilköğretim düzeyinde eğitime sahip olabilmesi amacıyla çalışma çağındaki nüfus yaşı alt limiti 15 olarak kabul edilir. İşgücü anketlerinde üst yaş limiti genellikle belirtilmemekle birlikte, ülkedeki geçerli emeklilik yaşı üst yaş limiti olarak kabul edilir.


#19

SORU:

Bir ülkeye ait işgücü belirlenirken hangi unsurlara dikkat edilmesi gerekir?


CEVAP:

Bir ülkeye ait işgücü belirlenirken çalışma çağındaki nüfusa ilişkin olarak iki unsura dikkat edilmesi gerekmektedir. Bunlardan ilki, 15 yaşın altında olmasına rağmen ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayı çalışmak zorunda olan nüfustur. Bu nüfus literatürde “çocuk işgücü” olarak sınıf­landırılır. Dikkat edilmesi gereken bir diğer grup ise emeklilik yaşının üzerinde olmasına rağmen çalışmak zorunda olan nüfustur.


#20

SORU:

Hanehalkı İşgücü Anketi uygulamasında, anketi cevaplayan kişilerin çalışıp çalışmadıklarına ilişkin sorular sorulurken dikkate alınan zaman dilimi nedir?


CEVAP:

Hanehalkı İşgücü Anketi uygulamasında, anketi cevaplayan kişilerin çalışıp çalışmadıklarına ilişkin sorular sorulurken dikkate alınan zaman dilimi “referans dönemi (haf­tası)”dır. Bu süre bir haf­tadır. Buna göre referans dönemi, her ayın Pa­zartesi ile başlayıp Pazar ile biten ilk haf­tası olarak belirlenmiştir.


#21

SORU:

TÜİK'in işgücüne dahil olmayanları ayırdığı gruplar hangileridir? 


CEVAP:

TÜİK, işgücüne dâhil olmayanla­rı gruplara ayırmıştır. Buna göre işgücüne dâhil olmayanlar; iş aramayıp çalışma­ya hazır olanlar, iş bulma ümidi olmayanlar ve bazı nedenlerle iş aramayan ancak işbaşı yapmaya hazır olan kişilerden oluşmaktadır.

İş aramayıp çalışmaya hazır olanlar grubu, çeşitli nedenlerle iş aramayan an­cak 2 haf­ta içinde işbaşı yapmaya hazır olduğunu belirten kişilerden oluşmak­tadır. İş bulma ümidi olmayanlar ise daha önce iş aradığı hâlde bulamayan veya kendi niteliklerine uygun bir iş bulabileceğine inanmadığı için iş aramayan ancak işbaşı yapmaya hazır olduğunu belirten kişilerden oluşmaktadır. Bu grubu oluştu­ranlar literatürde ve istatistiklerde “gücenmiş veya cesareti kırılmış işgücü” olarak nitelendirilmektedir.

Bazı nedenlerle iş aramayanlar grubunu ise mevsimlik çalışanlar, ev işleriyle meşgul olanlar, öğrenciler, emekliler ve bedensel özürlülük, hastalık ve yaşlılık nedeniyle işbaşı yapmaya hazır olmayan kişiler oluşturmaktadır.


#22

SORU:

İşgücüne katılma oranı ne demektir?


CEVAP:

İşgücüne katılma oranı, istihdam edilenlerle işsizlerin toplamının oluşturduğu işgücünün aktif nüfusa oranıdır. Bu oran, aktif nüfus içersinde işgücünün nispi ağırlığını gösterir. İktisadi faaliyet oranı olarak da adlandırılan işgücüne katılma oranı, ekono­mi politikalarının belirlenmesinde ve uygulanmasında önemli bir rol oynamaktadır.


#23

SORU:

İstihdamın geniş ve dar anlamı nedir?


CEVAP:

Bir ekonomide belli bir dönemde emek, sermaye, toprak ve girişimcilikten oluşan üretim faktörlerinin mevcut teknolojik düzeye göre ne ölçüde kullanıldığı ile ilgili bir kavram olarak ele alındığında, bu istihdam tanımı bizi geniş anlamda istihdam kavramına götürür. Diğer bir ifade ile geniş anlamda istihdam, tüm üretim faktörlerinin üretim sürecinde kullanılması anlamına gelirken dar anlamda istihdam; emek faktörünün üretim sürecinde kullanılması anlamına gelmektedir. İstihdam, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus içinden oluşmaktadır. İstihdam, birey­lere ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için gerekli gelirin doğrudan veya dolaylı yollar­dan verilmesini sağlayan bir araç olarak da tanımlanmaktadır.


#24

SORU:

İstihdam düzeyi veya istihdam hacmi nedir?


CEVAP:

İstihdam düzeyi veya istihdam hacmi, bir ekonomide belirli bir zamanda fiilen doldurulan çalışma saatleri toplamıdır.


#25

SORU:

Tam istihdam olgusundan hangi durumlarda söz edilir?


CEVAP:

Bir ekonomide belirli bir zaman diliminde çalışma isteği ve yeteneği olanlar pi­yasada kendilerine uygun iş bulup çalışıyorsa tam istihdam olgusundan söz edilir. Diğer bir ifadeyle bir ekonomide istihdam düzeyi ile işgücü miktarının birbirlerine eşit olduğundan söz ediliyorsa emek piyasası tam istih­dam düzeyindedir.


#26

SORU:

Eksik istihdam ne demektir?


CEVAP:

ILO’nun 1984 yılında yaptığı tanımlamaya göre, bir kişinin sahip olduğu eğitim ve beceri düzeyine uygun bir işte çalışmaması durumu “eksik istihdam” olarak nite­lendirilmektedir.


#27

SORU:

İşsiz kime denir?


CEVAP:

TÜİK’in tanımına göre işsiz, “referans dönemi içinde istihdam halinde olmayan kişilerden iş aramak için son üç ay içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve 2 haf­ta içinde işba­şı yapabilecek durumda olan kurumsal olmayan çalışma çağındaki tüm kişilerdir. Ayrıca, üç ay içinde başlayabileceği bir iş bulmuş ya da kendi işini kurmuş ancak işe başlamak ya da işbaşı yapmak için çeşitli etkinliklerini tamamlamak amacıyla bekleyenler de işsiz kapsamında yer almaktadır”.


#28

SORU:

Bağımlılık oranı nedir?


CEVAP:

Bir ekonominin üretim ve tüketim dengesini sağlayabilmek için üretime katılan­ların sadece kendi ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek kadar değil, üretime katılma­yanların da ihtiyaçlarına yetecek miktarda üretimde bulunması gerekmektedir. Buna göre, bağımlılık oranı, çalışma çağındaki nüfusa yani üretime katılan nüfusa bağımlı olan 15 yaş altı çocuklar ile 65 yaş üstü yaşlıların kaba bir ölçüsü olarak tanımlanır.


#29

SORU:

Emek verimliliği nedir?


CEVAP:

Verimlilik, mal ve hizmet üretme gücü olarak nitelendirilmektedir. Bu yönüyle verimlilik, bir toplumun ekonomik refah düzeyinin belirleyicisi olarak kabul edil­mektedir. Genel olarak verimlilik, üretim miktarı ile kullanılan kaynak arasındaki ilişkiyi ifade etmektedir. Emek verimliliği ise “belirli bir firmanın, işkolunun veya ülkenin ürettiği toplam reel üretim miktarının, bu üretimin elde edilmesi için kul­ lanılan toplam emek­-saat miktarına bölünmesi ile elde edilir”.