LABORATUVAR HAYVANLARINI YETİŞTİRME VE SAĞLIĞI Dersi Deney Hayvanları Refahı soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Hayvan refahı kavramı nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

İnsanlar için hem fiziksel hem de zihinsel sağlık olarak anlam kazanmış olan refah terimi, hayvanlar açısından da benzer anlamları ifade etmektedir. Hayvan refahı konusunda çeşitli tanımlamalar yapılmıştır. Bu tanımların tümü birleştirildiğinde “hayvanların doğal davranışlarını hiçbir kısıtlama olmaksızın özgür biçimde sergilemelerine imkan verecek şartların sağlanması” anlamı ortaya çıkmaktadır. Bu durumda, yaban ortamında hayatını sürdüren yani doğal ortamlarında yaşayan hayvanların refah içinde olduklarını düşünmek mümkündür. Ancak, doğada yaşamanın bu hayvanlar için oldukça güç olduğunu unutmamak gerekir. Bu durumda düşünülmesi gereken ise bu hayvanların olması gereken doğal davranışlarının engellenmemesidir. Bu durum, insanların doğaya zarar vererek vahşi yaşamı tehdit edebilecek nitelikteki uygulamalardan uzak durmasını gerektirmektedir.


#2

SORU:

15 Ekim 1978’de Paris UNESCO tarafından ilan edilen ve Hayvan Hakları Evrensel Bildirisi'nin temel maddeleri nelerdir?


CEVAP:

• Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğarlar ve aynı var olma hakkına sahiptirler.
• Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. Bir hayvan türü olan insan, öbür hayvanları yok edemez. Bu hakkı çiğneyerek onları sömüremez. Bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevlidir. Bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma ve korunma hakları vardır.
• Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, acımasız ve zalimce eylem yapılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu olursa bu bir anda, acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır.
• Yabani türden olan bütün hayvanlar, kendi özel doğal çevrelerinde karada, havada ve suda yaşama ve üreme hakkına sahiptir. Eğitim amaçlı olsa bile özgürlükten yoksun kılmanın her çeşidi bu hakka aykırıdır.
• Geleneksel olarak insanların çevresinde yaşayan bir türden olan bütün hayvanlar uyumlu bir biçimde türüne özgü yaşam koşulları ve özgürlük içinde yaşama ve üreme hakkına sahiptir.
• İnsanların yanlarına aldıkları bütün hayvanlar doğal ömür uzunluklarına uygun sürece yaşama hakkına sahiptir. Bir hayvanı terk etmek acımasız ve aşağılık bir davranıştır.
• Bütün çalışan hayvanlar iş süresi ve yoğunluğunun sınırlandırılması ve güçlerini artırıcı bir beslenme ve dinlenme hakkına sahiptir.
• Hayvanlara fiziki ya da psikolojik bir acı çektiren deneyler yapmak hayvan haklarına aykırıdır. Tıbbi, bilimsel, ticari ve başka
biçimlerdeki her türlü deneyler için de durum böyledir.
• Hayvan beslenmek için yetiştirilmişse de bakılmalı, barındırılmalı, taşınmalı, ölümü de acı çektirmeden ve korkutmadan olmalıdır.

• Hayvanlardan insanların eğlencesi olsun diye yararlanılamaz, hayvanların seyrettirilmesi ve hayvanlardan yararlanılan gösteriler hayvan onuruna aykırıdır.
• Zorunluluk olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi yaşama karşı suçtur.
• Çok sayıda yabani hayvanın öldürülmesi demek olan her davranış bir soykırım, yani bir suçtur.
• Hayvan ölümüne de saygı göstermek gerekir. Hayvanın öldürüldüğü şiddet sahneleri sinema ve televizyonda yasaklanmalıdır.
• Hayvanları koruma ve savunma kuralları, hükümet düzeyinde temsil olunmalıdır. Hayvan hakları da insan hakları gibi yasayla korunmalıdır.


#3

SORU:

1999'da yürürlüğe giren Amsterdam Antlaşması hayvanların korunması ve refahı açısından neden önemlidir?


CEVAP:

1997’ de imzalanarak 1999’ da yürürlüğe giren “Hayvanların Korunması ve Refahı Protokolü” nde yani Amsterdam Antlaşması’ nda yer alan ifadeler, hayvanların refahı için gereken tüm ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik açık yasal zorunluluk içermesi bakımından önemlidir. Konuya ilişkin protokol metni şu şekildedir;
“Hayvanların duygulu varlıklar olarak benimsenmesi yoluyla, hayvanların korunması ve hayvan refahı alanlarında iyileşme temin etmeyi amaçlayan Yüksek Âkit Taraflar, Avrupa Topluluğu’nu kuran antlaşmaya ek olacak şu madde üzerinde antlaşmaya varmışlardır ki, topluluk tarım, taşımacılık, iç pazar ve araştırma politikaları geliştirilirken ve uygulanırken, üye devletlerin özellikle dinsel törenler, töreler ve bölgesel mirasa ilişkin mevzuatına ve idari hükümleri ile geleneklerine saygı göstermek koşuluyla, topluluk ve üye devletler hayvan refahının tüm gereklerini dikkate alacaklardır.”


#4

SORU:

Türkiye’de de hayvan hakları ve refahı konusunda yayımlanan yönetmeliğe göre deney hayvanlarının kullanım amaçları nelerdir?


CEVAP:

Laboratuvar hayvanlarının kullanımına ilişkin olarak Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından “Hayvan Deneyleri Etik Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik yayımlanmıştır. Bu yönetmeliğin 5. Maddesi’nde deney hayvanlarının kullanım amaçları şu şekilde belirtilmiştir;

• Temel araştırmalar,
• İnsan, bitki ve hayvanlardaki hastalık, sağlık bozuklukları ve diğer anormalliklerin önlenmesi, tanı, tedavi veya bunlardan kaçınma, insan, hayvan veya bitkilerdeki fizyolojik bozuklukların incelenmesi, düzeltilmesi veya modifikasyonu, hayvanların refahı ve tarımsal amaçlarla yetiştirilen hayvanların üretim şartlarının iyileştirilmesi amacıyla uygulamalı araştırmalar ve bu amaçlardan
herhangi biri için, ilaçlar, gıda ve yem hammaddeleri, başka maddeler ve ürünlerin kalite, etkinlik ve güvenilirliklerinin test edilmesi,
• İnsan ile hayvan sağlığı ve refahı için doğal çevrenin korunması,
• Türlerin korunmasını amaçlayan araştırmalar,
• Mesleki beceri kazanma, sürdürülmesi veya geliştirilmesi amacıyla yüksek öğrenim veya eğitimi,
• Adli tıp soruşturmaları.


#5

SORU:

Türkiye'de deney hayvanı kullanımı içeren bilimsel araştırmaların etik kurallara uygunluğu nasıl denetlenmektedir?


CEVAP:

Önerilen bilimsel araştırmanın belirtilen amaçlara ve sözü edilen yönetmeliklere uygunluğunun tespit edilmesi konusunda uzman kişilerden meydana getirilmiş kurullar oluşturulmuştur. Kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşlarda yapılması planlanan hayvan deneyleri için hayvan deneyleri merkezi etik kurulu (HADMEK) ile buna bağlı hayvan deneyleri yerel etik kurullarından (HADYEK) resmi olarak izin ve yetkinlik alınması zorunluluk olmuştur. “Deney hayvanları yetiştiriciliğinde etik düzenlemeler ve kurullar” başlıklı Bölüm 2’ de bu konuya ilişkin geniş ve kapsamlı bilgilere yer verilmişti. Bu bilgilerden de anlaşılacağı üzere ülkemizde laboratuvar hayvanlarının refahına büyük önem verilmekte ve yasal süreçte bakanlığa bağlı kurullar tarafından ilgili kurum ve kuruluşlarda denetlemeler yapılmakta, deney hayvanlarıyla yapılan çalışmalar kayıt altında alınmaktadır.


#6

SORU:

Hayvan refahının genel belirteçleri nelerdir?


CEVAP:

İlgilenilen deney hayvanı türünün,
• Ortalama bir yaşam süresi vardır. Bu sürenin kısalmış olması,
• Zamana göre büyüme ve gelişim grafiği vardır. Bu grafiğin altına inilmiş olması,
• Bir üreme yaşı, zamanı ve meydana getirebileceği ortalama yavru sayısı vardır. Bu standartlarda sapmalar varsa ya da hiç sağlanamıyorsa,
Sayılan bu ihtimallere ek olarak deney hayvanlarında hastalık sıklığının artması ve hastalıklara karşı aşırı hassasiyet, anormal davranış özellikleri gibi unsurlar genel olarak hayvan refahının ve yaşam kalitesinin düşük olduğunu gösterir.


#7

SORU:

Hayvan refahının fizyolojik belirteçleri nelerdir?


CEVAP:

Hayvanların fiziksel olarak sağlıklı görünüyor olmaları tam bir refahın sağlandığını göstermez. Yaralanmalar ve hastalıklar fiziksel sağlıksızlığın önemli belirteçleridir. Nabız sayısı, vücut sıcaklığı, solunum hızı ile adrenalin salgılanmasında ve kan glikoz, laktat ve serbest yağ asidi seviyelerinde tespit edilebilecek artışlar fizyolojik belirteçler olarak nitelendirilir.


#8

SORU:

Hayvan refahının davranış belirteçleri nelerdir?


CEVAP:

Deney hayvanlarının neredeyse çoğu yaşama ilk adımlarını atıkları, bulundukları ve bakıldıkları laboratuvar koşulları nedeniyle, yabani ya da vahşi ortamda yaşamlarını sürdüren benzerleri ya da akrabaları gibi doğal davranışlar gösteremezler. Bu sebeple, giriş bölümünde “hayvanların doğal davranışlarını hiçbir kısıtlama olmaksızın özgür biçimde sergilemelerine imkân verecek şartların sağlanması” şeklinde yaptığımız “refah” teriminin tanımına uygun bir durum değildir. Deney hayvanlarında her davranışın bir anlamının olması beklenemez. Bu durum, bilim adamının hayvan refahını sağlama ya da iyileştirme konusunda işini daha da zorlaştırmaktadır. Yapılması gereken ise yönetmeliklere ve etik kurallara göre, hayvanın doğduğu, büyüdüğü, alıştığı ve refah ölçeği yüksek olan bir laboratuvarı, deney hayvanının doğal ortamı gibi düşünmek ve o hayvan türünün kendi laboratuvarınızdaki davranışlarını refah ölçütü olarak kullanmak yerinde olacaktır.


#9

SORU:

Hayvan refahını etkileyen özel belirteçler nelerdir?


CEVAP:

Ağrı, stres, eziyet ve acı çekme, kontrol kaybı gibi olgular hayvanların refahını olumsuz yönde etkileyen bireysel belirleyiciler olarak sayılabilir. Ağrı, sinir sistemine sahip tüm canlı türlerinde bulunan ve vücudun hasar boyutunun artmasına karşı korunma ya da önlem alma için geliştirilmiş uyarıcı bir mekanizmadır. Stres, bir hayvanın bir çevreyi düşmanca hissetmesi ve ona cevap vermesinin bir ürünüdür. Aynı zamanda geçmişte yaşanılmış deneyimlerden kaynaklanan çeşitli duyguların karmaşık bir biçimde toplanmasıdır. Hayvanın refahını etkileyebilen faktörlerden bir diğeri de çeşitli şekillerde gerçekleşebilen kontrol kaybıdır. Birçok refah problemi, bir bireyin çevresi ile ilgili bir ya da daha fazla koşulu kontrol edememesinden kaynaklanmaktadır. Korku hayvanı kaçmaya ya da saldırmaya yönlendiren ve bu amaçla vücuttaki önemli organların kanlanmasına ve fazla çalışmasına olanak tanıyan kısa süreli bir stres durumudur ve refahı negatif yönde etkiler. Eziyet ise istenmeyen bedensel, fizyolojik ve psikolojik koşullardan kaynaklanan ve ilgili türün kapasitesi ile ilişkili bir durum olarak tarif edilebilir. Eziyet ağrı, sıkıntı ve korku gibi bir canlının maruz kaldığında rahatsız olduğu tüm duyguları içine alan bir özellik olarak kabul edilmelidir.


#10

SORU:

Deney hayvanlarında stereotipik davranışlar nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

Hayvanın davranış biçimleri içinde bulunmayan, sık olarak tekrarlayan, değişmez ve aynı şekilde kalan, bir amaca yönelik olmayan anormal davranışlar stereotipik davranışlar olarak nitelendirilir. Hızlı gezinmek, kafes çubuklarını çiğneme, kazma ve uzun süreli hareketsizlik bu tip davranışlara örnektir.


#11

SORU:

Deney öncesi hayvan refahının sağlanmasında temel unsurlar nelerdir?


CEVAP:

Deney hayvanları deneyler başlayıncaya kadar ya da deney öncesinde ve bazen deneyden sonra da belirli yerlerde barındırılmaktadır. Bu hayvanların üretildiği ve barındırıldığı belirli bu yerlerde onların doğal yaşam ortamlarına en yakın şartlar oluşturularak refahları sağlanmaya çalışılırken üç temel unsur öne çıkar ki bunlar konaklama, bakım ve beş temel özgürlükten ibarettir.


#12

SORU:

Deney öncesi hayvan refahının sağlanmasında hayvanların beş temel özgürlüğü nelerdir?


CEVAP:

Beş temel özgürlük çiftlik hayvanlarının refahı esasından köken alan ve tüm evcilleştirilmiş hayvanların refahını kapsayan bir kavramlar dizisidir. Bütün araştırmacılar normal olarak bütün hayvanlara yaşadıkları ortamda en azından beş temel gereksinimin sağlanması gerektiği konusunda görüş birliği içindedir. Bu beş temel gereksinim aynı zamanda hayvanların beş temel özgürlüğü olarak tanımlanmaktadır. Bunlar;

  1. Dengeli beslenme özgürlüğü
  2. Sıkıntılı olmama özgürlüğü
  3. Hastalıktan, yaralanmalardan ve ağrıdan muzdarip olmama özgürlüğü
  4. Normal davranış gösterme özgürlüğü
  5. Stres ve korkuya maruz kalmama özgürlüğü şeklindedir.

#13

SORU:

Deney hayvanına anestezi uygulanmasının amaçları nelerdir?


CEVAP:

Cerrahi çalışmalar hayvana acı verme olasılığı en yüksek deneysel modellerdir. Deney hayvanlarına cerrahi işlem yapılmadan önce mutlaka anestezi uygulanmalıdır. Anestezi uygulanmasının amaçları;

• Hayvanın korku, endişe ve huzursuzluğunu azaltmak,
• Hayvanın ağrı hissetmesini engellemek,
• Deneyin güvenli ve rahat yapılmasını sağlamak,
• Hayvanın kendi kendine zarar vermesini engellemek,
• Deneyi yapan personeli korumak şeklindedir.


#14

SORU:

Deney sırasında uygulanacak anestezi şekli hangi kriterlere bağlı olarak seçilmektedir?


CEVAP:

Anestezi uygulamasına geçilmeden önce doğru anestezi tipinin seçilmesi gerekir. Uygun anestezi tipi belirlenirken dikkat edilmesi gereken kriterler vardır. Deney hayvanının hem iyi olma halini ve refahını korumak hem de yapılan hayvan deneyi verilerinin güvenilirliğini sağlamak açısından önemli olan bu kriterler;
• Deney hayvanın türü ve yaşı,
• Planlanan işlemin travmaya neden olup olmayacağı,
• Yapılan uygulamanın fizyolojik etkileri,
• Cerrahi işlemin süresi ve işlemin tekrarlanacak olması,
• Farklı cerrahi girişimler için anestezi tekrarının olup olmayacağı,
• Kullanılması planlanan anestezik maddenin deney sonuçlarını etkileme olasılığı olarak sıralanabilir.


#15

SORU:

Deney sonrası hayvan refahı nasıl sağlanmaktadır?


CEVAP:

Deneyin sonunda hayvan canlı kalmayacaksa ve deney için özel bir durum yoksa sterilite gerekli değildir. Uygulama sonrası hayvan insanca ve eziyetsiz bir yöntemle öldürülmelidir. Şiddetli veya devamlı ağrı ve sıkıntı verici işlemde kullanılan hayvan, sağlığına kavuşmadıkça ileride yapılacak deneylerde kullanılmamalı, deneysel plan hazırlanırken bu nokta göz önünde bulundurulmalıdır. Deney sonrasında canlı kalacak hayvana bilimsel bir gerekçe dışında birden fazla cerrahi girişim uygulanmamalıdır. Deneyden sonra hayvan yaşatılacaksa rahatının tekrar sağlanması yanında ağrı ve acı hissetme gibi rahatsızlıkları ortadan kaldırma ve yaraların tedavisi önem kazanır.  Deneyin sonunda eğer gerekirse ötanazi uygulanabilir; bu işlemin yapılabilmesi için hayvanın deneye bağlı olarak duyularını veya organlarından birini kaybetmiş olması, yaşamsal fonksiyonlarını yapamaz hale gelmesi gerekir. Ayrıca hayvan bir şekilde protokolde öngörülen durumlardan ayrı olarak şiddetli ağrı, huzursuzluk veya kısıtlılık çekmeye başlarsa hemen ötenazi uygulanmalıdır. Bu işlem için ilgili türe en uygun olan yöntem seçilerek hayvanın maruz kalacağı stres ve acının seviyesi en aza indirilmelidir.


#16

SORU:

Deney hayvanlarında hareket kısıtlamasının amacı nedir ve nasıl yapılmaktadır?


CEVAP:

Deneyin amacı kapsamında hayvanın normal hareketinin kısmen ya da tamamen engellenmesi gerekebilir. Hareketin engellenmesini gerektiren durumlar; hayvana çeşitli şekillerde örneğin deri altı, kas veya damar içi, gavaj gibi yollardan madde ya da ilaç verilmesi, hayvandan kan ya da başka vücut sıvılarının alınmasında olduğu gibi numune toplanması şeklinde genel örnekler sıralanabilir. Deney hayvanında hareket engellemesi el ile tutma veya mekanik basit bir sistem kullanımıyla sağlanır. Fiziksel hareketin kısıtlanması sırasında hayvanın korkutulmaması önemlidir. Aksi halde hayvan saldırgan tutum sergileyip araştırıcıya ve kaçma eğiliminde bulunacağı için kendisine zarar verebilir. Hareket kısıtlılığının süresi uzadıkça hayvanda neden olduğu stres de giderek artar. Bu sebeple deney hayvanında fiziksel hareket engellenmesini gerektiren her tür uygulama dikkatli ve çabuk yapılmak zorundadır. Hayvanın refahı için kısa süreliğine iyi olma halinin bozulduğu bu türden hareket kısıtlamaları travmatik cerrahi girişimler haricinde anestezi uygulamasını gerektirmez. Çünkü fiziksel hareketlerin kısa süre engellenmesi ağrı ya da acı hislerinin oluşmasına veya artmasına sebep oluşturmaz.


#17

SORU:

Deney sırasında hayvanları tutma ve taşımada nelere dikkat edilmelidir?


CEVAP:

Deney hayvanlarında uygun olmayan tutma teknikleri hayvanlarda stres oluşturarak hayvan refahını olumsuz etkiler. Hayvanın bu durumu araştırmacı ya da bakıcıyı da strese sokarak hayvanlarda daha fazla huzursuzluğa neden olabilir. Hayvanlarda tutma ve taşıma stresi araştırma sonuçlarını da olumsuz yönde etkileyebilir.
Deney hayvanlarını tutma ve taşıma için gerektiğinde bu amaç için geliştirilmiş özel aletler kullanılmalıdır. Özellikle uzun süreli ve ağrılı bir tutma ve uygulama söz konu ise özel kimyasal sabitleyiciler kullanılmalıdır. İlk fırsatta bu rahatsızlık verici durumdan kurtulmak için kaçma girişiminde bulunabilecek deney hayvanı incitilmemek koşuluyla sağlam ve sıkı bir şekilde tutulmalıdır. Tutma ve uygulamalar esnasında hayvanı korkutacak ani hareket ve gürültü yapmaktan kaçınmalı, hayvanlara karşı nazik olunmalıdır. Yoğun ve uzun süreli tutma ve uygulama yapılacaksa hayvanları alıştırma amacıyla uygulama öncesinde elimizi yaklaştırma, okşama, besin verme gibi hayvana güven veren küçük işlemler yapılabilir.


#18

SORU:

Deney sırasında fareler ve sıçanlar nasıl tutulmalıdır?


CEVAP:

Fareler ürkütülmeden kuyruğun tam ucundan olmamak koşuluyla tutulur ve kaldırılır. Enjeksiyon uygulaması yapılacaksa da farenin ensesinden ve diğer elle kuyruktan tutulup tespit edilebilir. Sıçanlar farelere göre hırçın hayvanlardır. Hayvan huzursuz ve hırçın ise bir elin işaret ve baş parmağı ile kuyruğun dibinden, diğer el ile ensesinden tutularak hareketi kısıtlanır. Sakin davranışlar sergileyen bir sıçan ise bir el yavaşça sırtının üzerine konur, diğer el ile boyun bölgesi hafifçe kavranarak ön bacakları hareketsizleştirilir. Sıçanlara bir enjeksiyon uygulaması yapılacaksa ısırma ihtimaline karşı tutma işleminde kalın eldiven kullanılmalıdır.


#19

SORU:

Deney sırasında tavşanlar nasıl tutulmalıdır?


CEVAP:

Tavşanlar tutulurken bir el ile ense veya boyun derisinden, diğer el ile bel veya arka bacakları bölgesinden kaldırılır. Tavşanları zemin üzerinde sabitlemek için bir el ile omuz ve boyun bölgesinden, diğer el ile de göğüs altından tutulabilir ya da arka bacakları üzerinden baskı uygulanır. Bir tavşan sadece kulaklarından tutularak tek el ile asla bir yerden bir yere taşınmamalıdır. Taşınırken kol üstüne yatırılmalı ve diğer el ile destek verilmelidir. Yavru tavşanlar ise bel bölgesinin bir tarafında başparmak karşı tarafında diğer parmaklar olacak şekilde bel bölgesi sıkılarak tutma gerçekleştirilir.


#20

SORU:

Nakledilen hayvanların tutulmasında nelere dikkat edilmelidir?


CEVAP:

Nakliye edilerek tesis dışı başka yerden laboratuvara getirilen hayvanlara tutma ve uygulama işlemleri hemen yapılmamalıdır. Bunun için en azından üç gün beklenilmeli ve yorgunluk giderilmelidir. Nakil sonrası yapılmak istenilen işlemlerin bir haftaya kadar geciktirilmesi ise hayvan refahı açısından çok daha olumlu olur. Geçen bu süreç yeni ortama adaptasyon ve stresin aşılması açısından önemlidir.