MALİYE POLİTİKASI Dersi EKONOMİK BÜYÜME VE KALKINMAYA YÖNELİK MALİYE POLİTİKASI soru cevapları:

Toplam 83 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Ekonomik büyüme nasıl tanımlanır?


CEVAP:

Ekonomik büyüme, bir ülkede mal ve hizmet
üretim kapasitesindeki genişleme olarak tanımlanabilir.


#2

SORU:

Toplumsal istikrar açısından ekonomik büyüme niçin
önemlidir?


CEVAP:

Toplumsal istikrar açısından önemli olan
istihdamın arttırılması ekonomik büyüme ile mümkündür.
Benzer şekilde dünya ekonomik iş bölümü içerisinde iyi
bir yere sahip olmak, uluslararası ekonomik yapıya ayak
uydurabilmek, bireylerin refah düzeyini arttırarak gelir
bölüşümünü daha adil hâle getirmek, çevre sorunlarına
çözüm bulmak üzere yatırımlar yapabilmek, teknolojik
gelişmeyi hızlandırarak kaynak tasarrufu yapmak ve
sosyal güvenlik sistemini işler hale getirmek için büyüme
ön koşullardan biridir.


#3

SORU:

Ekonomik büyüme nasıl ölçülür?


CEVAP:

Ekonomik büyüme, gayrisafi millî hasıladaki
artışın reel değeri ile ölçülür.


#4

SORU:

Üretim potansiyeli nedir?


CEVAP:

Üretim potansiyeli; bir ülkede üretim
imkânlarının tam anlamıyla kullanılması hâlinde elde
edilecek olan üretim düzeyidir.


#5

SORU:

Nitel büyüme nedir?


CEVAP:

Nitel büyüme; bireylerin refah düzeyini ve yaşam
kalitesini olumlu etkileyen büyümedir.


#6

SORU:

Yirminci yüzyılın ilk yarısında ekonomi teorisi hangi
iki temel yaklaşım üzerinden tartışılmıştır?


CEVAP:

Yirminci yüzyılın ilk yarısında ekonomi teorisi
iki temel yaklaşım üzerinden tartışılmıştır:
• Klasik yaklaşım, yatırımların kapasite etkisine
dikkat çekerken,
• Keynesyen yaklaşım yatırımların gelir etkisine
önem vermiştir.


#7

SORU:

Yatırımların kapasite etkisi nedir?


CEVAP:

Yatırımların kapasite etkisi; yatırımların üretim
kapasitesi üzerinde yarattığı etkidir.


#8

SORU:

Yatırımların gelir etkisi nedir?


CEVAP:

Yatırımların gelir etkisi; yatırımların millî gelir
üzerinde yarattığı etkidir.


#9

SORU:

Harrod-Domar büyüme modelinde büyüne süreci nasıl
açıklanmıştır?


CEVAP:

Harrod-Domar büyüme modelinde, yatırımların
hem kapasite hem de gelir etkisine dikkat çekilerek
büyüme süreci sermaye birikimi ile açıklanmıştır.


#10

SORU:

Neo-klasik büyüme modelinde büyüme süreci nasıl
tanımlanmıştır?


CEVAP:

Neo-klasik büyüme modeli, üretim faktörlerinden
emek ve sermaye arasında ikame imkânlarını dikkate alan
bir üretim fonksiyonu aracılığıyla geliştirilmiştir. Buna
göre büyüme, teknolojik gelişme ve nüfus artışı ile
açıklanabilir. Otonom teknolojik gelişmeler, emek ve
sermayenin verimliliğini etkiler. Tüketimi maksimize eden
bir yatırım düzeyi vardır ve bu düzeyin aşılması hâlinde
tüketim azalır. Otonom teknolojik gelişme varsayımı,
eğitim, araştırma-geliştirme ve yatırım faaliyetlerinin
etkisini dikkate almamaktadır. Buna karşın içsel büyüme
modelleri çerçevesinde, uyarılmış teknolojik gelişmelere
dikkat çekilerek, devletin verimli harcamalar yaparak
teknolojik gelişmeleri ve verimliliği olumlu yönde
etkileyebileceği savunulmuştur.


#11

SORU:

Otonom teknolojik gelişme nedir?


CEVAP:

Otonom teknolojik gelişme; insanın hiçbir katkısı
olmaksızın var olan teknolojik gelişmedir.


#12

SORU:

Uyarılmış teknolojik gelişme nedir?


CEVAP:

Uyarılmış teknolojik gelişme; eğitim ve
araştırma-geliştirme harcamaları ile hızlandırılan
teknolojik gelişmedir.


#13

SORU:

Ekonomik büyümeyi belirleyen temel faktörler
nelerdir?


CEVAP:

Ekonomik büyümeyi belirleyen üç temel faktör;
• Emek,
• Sermaye ve
• Teknolojik gelişmedir.Emek, nüfus artışıyla büyüme süreci izlemekle beraber,
eğitim harcamaları yoluyla verimliliği değişebilen stratejik
bir faktördür. Sermaye, kamu yatırımları yoluyla devlet
tarafından doğrudan kullanılabilen bir araç olabileceği gibi
dolaylı yollarla özel yatırımların özendirilmesi biçiminde
de ortaya çıkabilir. Teknolojik gelişmenin otonom
unsurları mevcut olduğu gibi, araştırma geliştirme
harcamaları ile özendirilmesi de mümkündür. Teknolojik
gelişmeler, emek ve sermayenin verimliliğini arttırır.


#14

SORU:

Sermaye birikimi nasıl sağlanır?


CEVAP:

Büyümenin temel belirleyicilerinden biri olan
sermaye birikimi;
• Temelde kamu yatırımları ve
• Özel yatırımların katkısı ile sağlanır.


#15

SORU:

Altyapı nedir?


CEVAP:

Altyapı; mal ve hizmet üretiminin
gerçekleştirilmesinde gerekli olan enerji, ulaştırma,
haberleşme ve doğal kaynakların korunmasına ilişkin her
türlü tesis ve işletmedir.


#16

SORU:

Altyapı yatırımları nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Altyapı yatırımları kamu hizmetleri ve özel mal
ve hizmetlerin sunumu için vazgeçilmezdir. Ulaştırma ve
haberleşme gibi maddi alt yapı hizmetleri kamu sektörü
tarafından gerçekleştirilir. Eğitim ve sağlık hizmetleri ise
gayri maddi alt yapı hizmetleri olup gelişmiş ve
gelişmekte olan ülkelerde büyük ölçüde devlet tarafından
karşılanır. Devlet, eğitim ve sağlık hizmetlerine yaptığı
harcamalarla bir yandan toplum refahını yükseltirken
diğer yandan da özel sektör üretim faaliyetleri için girdi üretmektedir. Altyapı yatırımlarının önemli bir bölümü
devlet tarafından doğrudan veya devletin denetiminde özel
sektör tarafından sunulur. 


#17

SORU:

Beşerî sermaye nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Diğer önemli bir altyapı unsuru ise gayri maddi
altyapı olarak adlandırılan ve emeğin miktar ve kalitesini
doğrudan etkileyen eğitim ve sağlık hizmetlerinden oluşur.
Beşerî sermaye olarak adlandırılan altyapı bireylerin
yaşam kalitesini doğrudan etkilemesi yanında, büyümenin
önemli araçlarından birisi olan emeğin sağlıklı ve eğitimli
olması anlamına gelir.


#18

SORU:

Beşerî sermaye nedir?


CEVAP:

Beşerî sermaye; eğitim ve sağlık hizmetleri
yoluyla sağlanan teknik bilgi birikimi ve organizasyon
yeteneğidir.


#19

SORU:

Hızlandıran etkisi nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Diğer taraftan mal ve hizmet üreten özel sektör
için girdi niteliğinde olduklarından, dolaylı bir büyüme
etkisi de yaratırlar. Bu anlamda kamu yatırımları ve özel
yatırımlar tamamlayıcı niteliktedirler. Kamu
yatırımlarındaki artış, özel yatırımları teşvik eder
(hızlandıran etkisi).


#20

SORU:

Hızlandıran etkisi nedir?


CEVAP:

Hızlandıran etkisi; kamu yatırımlarının özel
sektör yatırımlarını özendirmesidir.


#21

SORU:

Özel sektör yatırımları neye bağlıdır


CEVAP:

Özel sektör yatırımları finansman imkânlarına
bağlıdır. İşletmeler yatırımlarının bir bölümünü
otofinansman ile karşılarken kaynaklarının yetersiz olması
hâlinde para ve sermaye piyasalarından elde ettikleri dış
finansman ile de yatırım yapabilirler.


#22

SORU:

Otofinansman nedir?


CEVAP:

Otofinansman; işletmelerin kârlarından
oluşturdukları yatırılabilir fonlardır


#23

SORU:

Halka arz ile sermaye piyasalarından kaynak
bulunabilir mi?


CEVAP:

Halka arz gibi yollarla sermaye piyasalarından
kaynak bulmak da mümkündür. Vergi araçları yoluyla da
halka arzlar özendirilebilir. Benzer şekilde kurumsal
altyapının oluşturulması da bu tür araçların kullanılmasını
özendirecektir.


#24

SORU:

Amortisman uygulamaları özel sektör yatırımlarını
etkiler mi?


CEVAP:

Amortisman uygulamaları da özel sektör
yatırımlarını etkiler. Hızlandırılmış amortisman, ani
amortisman ve yatırım indirimi gibi uygulamalar
yatırımların geri dönüşünü hızlandıracağından özel sektör
için teşvik edici olacaktır. Kâr elde edemeyen girişimciler
için ise yatırım primi gibi uygulamalar devreye girebilir.


#25

SORU:

Yatırım indirimi nedir?


CEVAP:

 Yatırım indirimi; yatırım harcamalarının vergi
borcundan indirilmesidir.


#26

SORU:

Yatırım primi nedir?


CEVAP:

Yatırım primi; yatırım yapılması için verilen
sübvansiyonlardır.


#27

SORU:

Yabancı sermaye, özel yatırımlar üzerinde etkili midir?


CEVAP:

Özel yatırımlar üzerinde etkili olan diğer bir araç
yabancı sermayedir. Bir ülkede yapılan yatırımlar ya kamu
tasarruflarından ya da özel tasarruflardan
karşılanmaktadır. Ancak, yurt içi tasarrufların yatırımları
finanse etmede yeterli olmaması hâlinde yabancı
tasarruflar da kullanılabilir. Bir ülkede uygulanan maliye
politikaları, yabancı tasarrufların ülkeye girişini veya
yerleşiklerin uluslararası piyasalardan borçlanmasını
doğrudan ve dolaylı olarak etkiler.


#28

SORU:

Yatırılabilir fonların kaynağı nedir?


CEVAP:

Yatırılabilir fonların kaynağı şüphesiz tasarruftur.
Büyüme açısından yaşamsal öneme sahip iki temel
kavram;
• Tasarruf gücü ve
• Tasarruf eğilimidir.


#29

SORU:

Tasarruf gücü nedir?


CEVAP:

Tasarruf gücü; harcanabilir gelirin zorunlu
ihtiyaçlar için gerekli olan düzeyin üstünde olmasıdır.


#30

SORU:

Tasarruf eğilimi nedir?


CEVAP:

Tasarruf eğilimi; harcanabilir gelire ve biriktirme
davranışlarına bağlı tasarruf isteğidir.


#31

SORU:

Kamu yatırımlarının çoğaltan ya da çarpan etkisi ne
demektir?


CEVAP:

Kamu yatırımları yapıldıkları anda mal ve
hizmetlere ek talep yarattıklarından ekonomik büyümeye
doğrudan katkı sağlarlar buna kamu yatırımlarının
çoğaltan ya da çarpan etkisi denir.


#32

SORU:

Kamu yatırımlarının hızlandıran etkisi ne demektir?


CEVAP:

Kamu yatırımlarındaki artış, özel yatırımları
teşvik eder buna kamu yatırımlarının hızlandıran etkisi
denir.


#33

SORU:

Maliye Politikası araçlarının emek arzı üzerindeki
etkileri nelerdir?


CEVAP:

Üretim sürecinde istihdam edilen emeğin miktar
ve kalitesi maliye politikalarından etkilenir. Yüksek
oranda kişisel gelir vergisinin uygulanması ve işsizlere
yapılan sosyal yardımların yüksek olması hâlinde de
bireyler çalışmak yerine devletten yardım almayı tercih
edebilirler. Eğitim ve sağlık harcamaları, diğer etkileri
yanında, eğitimli ve sağlıklı iş gücü üretmek açısından
dikkate değer etkiler yaratır. Eğitim harcamaları ile iş
gücünün niteliği arttırılmalıdır. Diğer taraftan mevcut iş
gücünün verimliliği sağlık harcamaları ve sosyal
harcamalardan etkilenebildiği gibi yüksek vergiler
dolayısıyla vergi sonrası geliri büyük ölçüde azalan iş
gücü, nitelikli bile olsa verimli çalışmayabilir. İş gücünün
niteliği yanında çalışma koşulları da iş gücüne katılımı ve
istihdam imkânlarını etkilemektedir. Ayrıca, sağlıksız
çalışma koşulları bireylerin verimliliğini olumsuz etkilemekte, vergilerin yüksek olması iş gücünün
verimliliği olumsuz etkilenmektedir. Düşük ücretli çok
sayıda verimsiz insan çalıştırmak yerine, yüksek ücretle az
sayıda verimli insan çalıştırmak büyüme üzerinde daha
olumlu etki yaratır.


#34

SORU:

Maliye Politikası araçlarının teknolojik gelişme
üzerindeki etkileri nelerdir?


CEVAP:

Bilimsel çalışmalar ve araştırma-geliştirme
faaliyetleri ile gelişen teknoloji, devletin, mali teşvikler
gibi dolaylı araçları ve somut projelerin desteklenmesi gibi
doğrudan araçları ile hız kazanabilir. Bilimsel araştırma ve
Ar-Ge faaliyetleri harcama gerektirir. Özel sektör
genellikle risk almaktan kaçındığından kamu sektörü
genellikle üniversiteler üzerinden bu maliyeti yüklenir.
Günümüzde hakim olan ekonomik yapı uluslararası
rekabete dayanmaktadır ve düşük maliyetli ve kaliteli mal
üreterek ihraç edebilen ülkeler yüksek büyüme oranları
gerçekleştirebilmektedirler. Bunun yolu teknolojik
gelişmedir. Hem daha ucuz hem de daha kaliteli mal
üretmenin tek yolu ise yüksek teknolojiyle üretilen katma
değeri yüksek mallardır. Bu nedenle, devletin hem kamu
harcamaları yoluyla sağlanan kamusal bilgi ve teknoloji
üretimi hem de vergi ve sübvansiyon gibi araçlarla özel
sektör Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesi yoluna giderek
teknolojik gelişmeyi desteklemesi gerekmektedir.


#35

SORU:

Teknolojik gelişme nedir?


CEVAP:

Teknolojik gelişme; üretim süreçlerinin
verimliliğini arttıran buluş ve yeniliklerdir.


#36

SORU:

Dünya bankasının tanımlamasına göre, ülkelerin
gelişmişlik düzeylerinin niceliksel tanımlaması nasıldır?


CEVAP:

Dünya Bankasının göre ülkelerin gelişmişlik
düzeyleri dört grupta tanımlanmıştır. Buna göre kişi
başına gelir düzeyi (yuvarlanmış rakamlar olarak);
• 1000 doların altında olan ülkeler düşük gelir
grubu,
• 1000-3700 dolar arası orta altı gelir grubu,
• 3700-11500 arası orta üstü gelir grubu,
• 11500 dolar üstü ise yüksek gelir grubu ülkeleri
olarak tanımlanır.


#37

SORU:

Ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin niceliksel
tanımlanmasındaki sorun nedir?


CEVAP:

Satın alma gücü paritesine göre doların her
ülkedeki mal karşılığının farklı olmasıdır. Örneğin, 1$ ile
Türkiye’de alınabilecek mal miktarı ile ABD’de
alınabilecek mal miktarı farklı olabilir. Bu nedenle de
satın alma gücü paritesi dikkate alınarak kişi başına gelir
yeniden hesaplanmaktadır.


#38

SORU:

Ülkelerde büyümenin ve kalkınmanın birbirinden ayrı
değerlendirilmesinin sebebi nedir?


CEVAP:

Büyüme niceliksel, kalkınma ise niteliksel
özellikler ile tanımlanır. Geliri yüksek her ülke gelişmiş
sayılamayacağı gibi, geliri düşük her ülkenin de az gelişmiş
sayılamaz. Ekonomik kalkınma, bir ülkenin zenginleşmesi
ile beraber, o ülkede yaşayan insanların yaşam standardının
da artmasıdır. Gelir düzeyi çok yüksek olduğu hâlde, bu
gelirin toplumdaki değişik kesimler tarafından bölüşümü
adil değilse ve yaşam koşullarını iyileştirmiyorsa,
kalkınmadan söz etmek mümkün değildir.


#39

SORU:

Gelişmekte olan ülkelerin temel özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Gelişmekte olan ülkelerin temel özellikleri şöyle
sıralanabilir:
• Kişi başına gelir düzeyi düşüktür.
• Ekonomide parasallaşma düşük olduğundan,
gelirin olduğundan düşük görünmesidir.
• Tasarrufların düşük ve dolayısıyla sermaye
birikiminin yavaş olmasıdır.
• Nüfus artış hızı yüksektir ve bu nüfusun önemli
bir bölümü kırsal bölgelerde yaşamaktadır.
• Üretim yapısı tarım ağırlıklıdır ve tarımsal üretim
büyük ölçüde geleneksel yöntemlerle
yapılmaktadır. Verimlilik düşük ve gizli işsizlik
yaygındır. Kente göçle beraber, sermaye birikimi
yetersiz ve beşeri sermaye düşük olduğundan,
işsizlik artmaktadır.
• Gelir dağılımı adaletsiz bir yapı arz etmektedir.
• Eğitim düzeyi düşüktür.
• Sağlık hizmetlerinin miktarı ve kalitesi düşüktür.
Bunun bir nedeni düşük eğitim düzeyinden
kaynaklanan bilinçsizlik iken diğer bir nedeni
sağlığa ayrılan kaynakların yetersizliğidir. Bu
yüzden de bireylerin yaşam süresi kısa, çocuk
ölümleri yüksektir.
• Otoriter siyasal rejimlerle yönetilmektedirler.


#40

SORU:

1950’li yıllarda A. Lewis kalkınma süreci ayrımını
nasıl yapmıştır?


CEVAP:

A. Lewis ekonomik gelişme sürecini genel olarak
geleneksel tarım toplumu ile modern sanayi toplumu
ayrımı yaparak anlamaya çalışmıştır.


#41

SORU:

Ekonomik kalkınmada 1950’lerden 1970’li yılların
ortalarına kadar hâkim olan görüş hangi nitelikte
olmuştur?


CEVAP:

1950’lerden 1970’li yılların ortalarına kadar
hâkim olan görüş, planlamacı, kamu müdahalesi ağırlıklı
ve ithal ikameci nitelikte olmuştur. Bugün tartışmasız
kabul edilen fiyat mekanizması ise geri planda kalmıştır.


#42

SORU:

1950-1970 yılları arasında ekonomik kalkınma
yaklaşımı neyi ön plana çıkarmıştır?


CEVAP:

Bu dönemde hâkim olan ekonomik kalkınma
yaklaşımı, pozitif analizlerde piyasanın etkin olmadığını,
normatif analizlerde ise kamu müdahalesini öne
çıkarmıştır.


#43

SORU:

A. Lewis ekonomik kalkınma sürecinde tarımdan
sanayiye nüfus transferini nasıl açıklamıştır?


CEVAP:

Tarım sektöründe fazla nüfus olduğundan, iş
gücünün üretime marjinal katkısı sıfıra yakındır. Diğer taraftan sanayi sektöründe yeterli istihdam olmadığı için iş
gücünün marjinal katkısı yüksektir. Böylece tarımdan
sanayiye iş gücü transfer edildiğinde, tarımsal üretimde bir
azalma olmamakta ancak sanayi sektöründe üretim
artacağından, toplam üretim artmaktadır. Artan gelirin bir
bölümü sanayi yatırımlarına yönlendirildiğinde ise ek
istihdam yaratılmakta ve tarımdan sanayiye nüfus transferi
hızlanmaktadır.


#44

SORU:

Gelişmekte olan ülkelerin kalkınma seyrinde tarımdan
sanayi sektörüne geçişte niçin hizmet sektörüne gerek
duyulmuştur?


CEVAP:

Gelişmekte olan ülkelerde tarımdan kaçış ve
şehirlere göç ile beraber, kaynak ve bilgi birikimindeki
yetersizlikler nedeniyle yeterince yatırım yapılamaması
sonucu, bir üçüncü sektör ortaya çıkmıştır. Bu sektör
tarımdan sanayiye doğrudan bir sıçrama mümkün
olmadığından kentsel/enformel olarak tanımlanabilecek
hizmet ağırlıklı bir yapıdır.


#45

SORU:

1970’li yıllara kadar tarımdan sanayiye yapısal
dönüşümün hızla sağlanamamasının nedenleri nelerdir?


CEVAP:

1970’li yıllara kadar ağırlıklı olarak izlenen ithal
ikameci kalkınma stratejisi, döviz sıkıntısı, üretim
kalitesindeki düşüklük ve dış rekabete açık olmamasından
dolayı ortaya çıkan verimlilik sorunları nedeniyle tıkanma
noktasına gelmiştir.


#46

SORU:

Gelişmiş ülkelere yapısal uyumu sağlayabilmek için
1980’li yıllardan itibaren aralarında Türkiye’ninde
bulunduğu gelişmekte olan ülkeler nasıl bir ekonomik
politika izlemişlerdir?


CEVAP:

Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bu ülkeler
1980’li yıllardan itibaren liberalizasyona gitmişler ve ithal
ikamesi yerine ihracata yönelik büyüme politikalarını
tercih etmişlerdir..


#47

SORU:

Ekonomilerin dışa açılmasıyla kalkınma politikası
nasıl açıklanır?


CEVAP:

Ekonomilerin dışa açılması, bir taraftan bilgi ve
teknoloji transferi ve uluslararası piyasalara üretim
yapılarak gelir artışı sağlama imkânı verirken, diğer
taraftan ileri teknoloji ile üretim yapan ülkelerle rekabeti
zorunlu hâle getirmektedir. Bu dönemde kalkınma
politikası;
• Uzun dönem ve
• Kısa dönem olmak üzere iki boyutta ele
alınmıştır.


#48

SORU:

Kısa dönemde politika alternatifleri nasıl
incelenmelidir, bunların amaçları nelerdir?


CEVAP:

Kısa dönemde politika alternatifleri arz-yönlü ve
talep-yönlü olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Arz-yönlü
bakış yapısal uyum amacıyla öngörülürken talep-yönlü
politikalar ise istikrar amaçlıdır.


#49

SORU:

Gelişmekte olan ülkelerin işgücü maliyetlerinin düşük
olması neyi ortaya çıkarmıştır?


CEVAP:

Özellikle iş gücü maliyetlerinin düşük olduğu bu
ülkeler, uluslararası sermaye için de cazip hâle
gelmektedir. Bu nedenle, gelişmekte olan ülkelerin
izlediği gelişme seyri, kaçınılmaz olarak gelişmiş ülkelere
fason üretim yapma biçiminde ortaya çıkmaktadır.


#50

SORU:

Bir ülkede ekonomik yapıdaki gelişmişlikler ile hangi
yapılar arasında doğrudan bağlantı vardır?


CEVAP:

Bir ülkede ekonomik yapıdaki gelişmişlik ile
siyasal yapı, hukuk sistemi ve kurumsal yapı arasında
doğrudan bağlantılar vardır.


#51

SORU:

Gelişmekte olan ülkelerde kamu harcamaları
bileşiminde hangi harcamalar ön plandadır?


CEVAP:

Gelişmekte olan ülkelerde millî gelire oranla,
finansman kaynağındaki kısıt nedeniyle, kamu
harcamaları düşüktür. Kamu harcamaları bileşiminde
genel kamu hizmetleri ve savunma harcamaları önemli yer
tutmaktadır. Güvenlik sorunlarının yaşandığı bu ülkelerde
emniyet hizmetlerine daha fazla kaynak ayrılırken
istihdam alanları yetersiz olduğundan devlet, büyük bir
işveren niteliğindedir. Kamu kesiminde fazla sayıda insan
çalışırken kamu hizmetlerinin sunumunda genel bir
etkinsizlikten söz etmek mümkündür. Yaşam standardının
düşük olması ve genel bir adaletsizlik algılaması sosyal
huzursuzlukları arttırırken, bu huzursuzluğu asayiş
önlemleriyle bastırmaya çalışan devlet, güvenliğe daha
fazla kaynak ayırdığından, vatandaşın memnuniyetini
arttıracak eğitim, sağlık ve diğer sosyal hizmetleri daha az
gerçekleştirmektedir.


#52

SORU:

1980 sonrasında uluslararası ekonomik yapıdaki
değişim nasıl oluşturulmuştur?


CEVAP:

1980 sonrasında hem uluslararası ekonomik
yapıdaki dönüşüm hem de özel sektörün bir ölçüde
yatırılabilir sermayeye sahip olması, devletin doğrudan
yatırım yerine yatırım ortamını iyileştirici ve yatırımı
teşvik edecek mekanizmaları geliştirmesi daha rasyonel
görülmüştür. Organize sanayi bölgeleri, küçük sanayi
siteleri, bazı ara malların devlet tarafından üretilmesi ve
özellikle enerji alanındaki yatırımlar ya da teşvik
politikaları, kalkınmanın hızlandırılması açısından önem
arz etmektedir.


#53

SORU:

Gelişmekte olan ülkeler beşeri sermayelerini hangi
alanlara önem vererek güçlendirebilirler?


CEVAP:

Devletin kalkınma amaçlı doğrudan yer alması
gereken bir alan da beşerî sermayedir. Ekonomide
verimlilik artışının sağlanması ve insanların yaşam
standardının yükseltilmesi bakımından gelişmekte olan
ülkeler nitelikli işgücü yaratılması sağlık ve sosyal
hizmetlerin geliştirilmesi için kaynak ayırmalıdır.


#54

SORU:

Kamu gelirlerinin en önemli kaynağı nedir? Hangi
kıstaslara göre toplanmalıdır?


CEVAP:

Kamu gelirlerinin en sağlıklı ve kalıcı kaynağı
vergilerdir. Toplam vergi yükü önemli olduğu gibi,
kalkınma sürecini hızlandıracak vergi bileşiminin de
dikkate alınması gerekir. Vergi sistemine ilişkin temel
tartışma, kalkınmanın önemli bir boyutu olan ekonomik
büyümeyi hızlandıracak etkin vergileme ve sosyal
kalkınma için dikkate alınması gereken adil vergilemedir. Etkinlik ve eşitlik kavramları ile yapılan bu tartışma,
maliye politikasının önemli konularından biridir.


#55

SORU:

Gelişmekte olan ülkelerde daha yaygın olarak hangi
tip vergi toplanır? Niçin?


CEVAP:

Gelişmekte olan ülkelerde kamu gelirleri
açısından en önemli sorunlardan biri vergi kapasitesinin
düşük olması ve vergi gayretinin yetersiz olmasıdır. Bu
ülkelerde aynı zamanda gelir idaresinde de kurumsal
kapasite yetersizliği vardır. Kayıt sistemindeki
yetersizliklerin de etkisiyle bu ülkelerde devlet gelir
vergisi toplamakta zorlanır. Bu nedenle de daha kolay
toplanabilen ve toplumun geneline yayılan dolaylı
vergilerin toplam gelirler içerisindeki payı yüksektir.


#56

SORU:

Gelişmekte olan ülkelerde katma değer vergisine niçin
önem verilmektedir?


CEVAP:

Gelişmekte olan ülkelerdeki diğer bir sorun, artan
oranlı gelir vergisinin çalışma güdüsünü azaltmaktan çok
kayıt dışı ekonomik faaliyetleri arttırmasıdır. Bu nedenle,
bir yandan kaynak dağılımı etkinliği kaygısı, diğer yandan
gelir idaresinin kapasite yetersizliği nedeniyle tipik bir
dolaysız vergi olan gelir vergisi yerine katma değer vergisi
gibi dolaylı vergilere ağırlık verilmektedir.


#57

SORU:

Kuznets Hipotezi’ne göre, bir ülkenin gelişme
sürecinde ilk ve ileriki aşamalarında vergilerin
toplanması nasıl etkilenir?


CEVAP:

Kuznets Hipotezi’ne göre, gelişme sürecinde, ilk
aşamalarda hem yapısal nedenlerle hem de sermaye
birikimi ihtiyacı nedeniyle gelir dağılımı bozulurken
gelişmenin ileri aşamalarında gelir dağılımı düzelmeye
başlar. Bu gelişme, bir yönüyle vergi ödeme gücünün
artması nedeniyle ortaya çıkarken diğer yandan da artan
kişi başına gelir ile beraber tüketim gücünün artması
sonucunda, talep yönlü bir büyümenin
sürdürülebilmesinin mümkün olmasıyla ortaya çıkar.


#58

SORU:

Kalkınmacı devlet anlayışı neyi savunur?


CEVAP:

Kalkınmacı devlet anlayışı, devletin finansal
kaynakları stratejik sanayi sektörlerine tahsis etmesi ile
hızlı gelişmenin sağlanabileceğini savunmaktadır.


#59

SORU:

Küreselleşme gelişmekte olan ülkelerin finansal
yapısını nasıl etkiler?


CEVAP:

Yükselen piyasalar olarak tanımlanan gelişmekte
olan ülkelerin finansal piyasalarının doğru yönetilmesi
halinde, yabancı sermaye gelişmekte olan ülkelerin
sermaye ihtiyacını olumlu etkileyebilir. Burada
sermayenin iki ana bileşenine dikkat çekmek gerekir.
Parasal ya da portföy sermayesi biçimindeki sermaye,
fazla akışkan olması dolayısıyla gelişmekte olan ülkelerin
finansal istikrarını kötü etkileyebilmektedir.
Sıcak para da denilen bu sermaye türü, genişleme
döneminde ülkeye kolay girebilmekte ve büyümeyi
hızlandırmaktadır. Ancak daralma döneminde hızla kaçan
sermaye, bazen getirdiğinden daha fazlasını
götürebilmektedir.


#60

SORU:

1979-1983yılları için hazırlanan dördüncü beş yıllık
kalkınma planı hangi nedenlerle gerçekleştirilememiştir?


CEVAP:

Bunun temel nedeni, planlarda öngörülmüş olsa
bile, ekonomik yapıda sanayileşme yönünde beklenen
dönüşümün gerçekleştirilememiş olmasıdır. İhtiyaç
duyulan döviz, ihracata sağlanan teşvikler ve sürekli
devalüasyonlara karşın, ithalatı karşılayacak düzeyde
arttırılamamış, petrol fiyatlarındaki aşırı artışların da
etkisiyle ciddi dış ödeme zorluklarıyla karşı karşıya
gelinmiştir.


#61

SORU:

24 Ocak 1980 tarihinde alınan kararların temel
amaçları nelerdir?


CEVAP:

Alınan önlemlere rağmen aşılamayan sorunların
çözümü amacıyla 24 Ocak 1980 tarihinde alınan
kararlarla, ülkenin sanayi sektörü üretim yapısının dış
rekabete açılarak dönüştürülmesi amaçlanmıştır. 1980
istikrar paketinin temel amaçları şu şekilde özetlenebilir:
• Enflasyon artışını önlemek
• İhracat artışı yoluyla dış dengeyi sağlamak
• Ekonomide serbest piyasa koşullarını oluşturmak


#62

SORU:

Sosyal güvenlik harcamalarının ve hizmetlerinin kamu
kaynaklarına etkisi nasıldır?


CEVAP:

Sosyal güvenlik harcamaları ve sosyal hizmetler
büyük ölçüde kamu kaynaklarıyla sunulmaktadır. Sosyal
güvenlik sistemi çalışanların ödedikleri primlerle
çalışmakla birlikte, kaynakların yetersizliği hâlinde açığı
devlet tarafından kapatılmaktadır. Tipik olarak Türkiye’de
geçmişte uygulanan erken emeklilik politikaları ve kayıt
dışı çalışmanın yaygınlığı sosyal güvenlik sistemini zora
sokmuş ve gelecek nesillere yük transfer etmiştir. Diğer
taraftan, her toplumda çalışamayan ve bakıma muhtaç bir
kesim vardır. Sosyal güvenlik sistemine dahil olmayan bu
kesime de belirli ölçüde harcama yapılması ihtiyacı ortaya
çıkmaktadır.


#63

SORU:

Günümüzde geçmişten beri devam eden sorun olan dış
açığın nedenleri nelerdir, çözümü ne olmalıdır?


CEVAP:

Günümüz koşullarında da geçmişten beri devam
eden sorun, dış açıktır. Hâlen devam eden bu sorunun bir
nedeni, geçmişte de olduğu gibi yurt içi tasarruf
yetersizliği, diğer nedeni ise katma değeri düşük üretim
yapısı nedeniyle uluslararası rekabet gücünün beklenen
düzeyde olmamasıdır. Ar-Ge harcamaları özendirilmekte
ve ithalat bağımlılığını azaltacak üretim yapıları teşvik
edilmektedir. Yurt içi tasarruflar açısından ise bireysel
emeklilik sisteminde bazı değişiklikler yapılarak teşvikler
arttırılmıştır.


#64

SORU:

Ekonomik büyüme nedir?


CEVAP:

Ekonomik büyüme; mal ve hizmet üretim kapasitesindeki genişleme veya millî gelirdeki reel artıştır.


#65

SORU:

Üretim potansiyeli nedir?


CEVAP:

Üretim potansiyeli; bir ülkede üretim imkânlarının tam anlamıyla kullanılması hâlinde elde edilecek olan üretim düzeyidir.


#66

SORU:

Nitel büyüme nedir?


CEVAP:

Nitel büyüme; bireylerin refah düzeyini ve yaşam kalitesini olumlu etkileyen büyümedir.


#67

SORU:

Otonom teknolojik gelişme nedir?


CEVAP:

 Otonom teknolojik gelişme; insanın hiçbir katkısı olmaksızın var olan teknolojik gelişmedir.


#68

SORU:

Uyarılmış teknolojik gelişme nedir?


CEVAP:

 Uyarılmış teknolojik gelişme; eğitim ve araştırma-geliştirme harcamaları ile hızlandırılan teknolojik gelişmedir.


#69

SORU:

Altyapı nedir?


CEVAP:

Altyapı; mal ve hizmet üretiminin gerçekleştirilmesinde gerekli olan enerji, ulaştırma, haberleşme ve doğal kaynakların korunmasına ilişkin her türlü tesis ve işletmedir.


#70

SORU:

Beşerî sermaye nedir?


CEVAP:

Beşerî sermaye; eğitim ve sağlık hizmetleri yoluyla sağlanan teknik bilgi birikimi ve organizasyon yeteneğidir.


#71

SORU:

Otofinansman nedir?


CEVAP:

 Otofinansman; işletmelerin kârlarından oluşturdukları yatırılabilir fonlardır.


#72

SORU:

Yatırım primi nedir?


CEVAP:

Yatırım primi; yatırım yapılması için verilen sübvansiyonlardır.


#73

SORU:

Ekonomik kalkınma nedir?


CEVAP:

Ekonomik kalkınma; ekonomideki yapısal dönüşüm sonucu verimlilikte ve üretim kapasitesinde meydana gelen artışın sosyal, siyasal ve kültürel gelişmeyi besleyerek insanların yaşam standardını arttırmasıdır.


#74

SORU:

Yoksulluk sınırı nedir?


CEVAP:

Yoksulluk sınırı; bireyin beslenme, giyim, barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için gerekli gelir miktarıdır.


#75

SORU:

İkili yapı modeli nedir?


CEVAP:

İkili yapı modeli; gelişmekte olan ülkelerde geleneksel tarım kesimi ile modern sanayi kesimi arasındaki ilişkiyi inceleyen ekonomik modeldir.


#76

SORU:

Yapısal uyum nedir?


CEVAP:

Yapısal uyum; 1980’lerde en etkin kalkınma politikası ile eş anlamlı olarak kullanılan, piyasa aksaklıklarını gidererek ekonominin arz tarafını güçlendirmeyi amaçlayan kalkınma stratejisidir.


#77

SORU:

Üçlü ekonomik yapı nedir?


CEVAP:

Üçlü ekonomik yapı; gelişmekte olan ülkelerde geleneksel tarım yapısından modern sanayi yapısına geçerken ortaya çıkan hizmet ağırlıklı kentsel/enformel sektörü içeren ekonomik yapıdır.


#78

SORU:

Vergi kapasitesi nedir?


CEVAP:

Vergi kapasitesi; bir ekonomide, veri üretim düzeyinde ve mevcut vergi sistemi ile toplanabilecek vergi miktarıdır.


#79

SORU:

Vergi gayreti nedir?


CEVAP:

Vergi gayreti; bir ekonomide vergi idaresinin vergi toplama ve vergi mükelleflerinin vergi ödeme çabaları sonucunda vergi kapasitesinin kullanılabilen bölümüdür.


#80

SORU:

Sermaye/Hasıla katsayısı nedir?


CEVAP:

Sermaye/Hasıla katsayısı; bir ekonomide mevcut sermaye ile gerçekleştirilebilecek üretim arasındaki ilişkiyi ifade eden sermaye verimliliği göstergesidir.


#81

SORU:

Arz yanlı ekonomi yaklaşımı nedir?


CEVAP:

Arz yanlı ekonomi yaklaşımı; üretim maliyetleri üzerindeki vergi ve benzeri yüklerin hafifletilmesi ile büyümenin hızlanacağı ve beklendiğinin aksine vergi gelirlerinin artacağını savunan görüştür.


#82

SORU:

Yükselen piyasalar nedir?


CEVAP:

Yükselen piyasalar; hızlı gelişmekte olan ülke ekonomilerinin yatırımcılar için çekici olan finansal piyasalarıdır.


#83

SORU:

Tobin vergisi nedir?


CEVAP:

Tobin vergisi; istikrarsızlık yaratan etkilerin hafifletilmesi amacıyla kısa süreli sermaye hareketleri veya sıcak para olarak adlandırılan finansal hareketler üzerinden alınacak düşük oranlı vergidir.