MEDENİ HUKUK II Dersi AYNİ HAKLAR soru cevapları:
Toplam 20 Soru & Cevap#1
SORU:
Maliklerin göreceli olarak bağımsız hak ve yükümlülükleri bulunan birlikte mülkiyet türüne ne denir?
CEVAP:
Maliklerin göreceli olarak bağımsız hak ve yükümlülükleri bulunan birlikte mülkiyet türüne paylı (müşterek) mülkiyet adı verilmektedir (MK 688 vd.).
#2
SORU:
Konusuna göre ayni haklar kaça ayrılır?
CEVAP:
Aynî haklar, temel olarak hakkın konusuna göre taşınmazlar ya da taşınırlar üzerindeki aynî haklar olmak üzere ikili bir ayrımla sınıflandırılmaktadır. Konu bakımından doğal güçler, alacaklar veya diğer haklar taşınır hükmünde sayılmaktadır. Bunlardan doğal güçler mülkiyete, diğerleri ise intifa ve rehin hakkına konu oluşturabilmektedir.
#3
SORU:
Malikler arasında ayırımsız her konuda bir işbirliği ya da karar (oy) birliği aranan birlikte mülkiyet türüne ne denir?
CEVAP:
Malikler arasında ayırımsız her konuda bir işbirliği ya da karar (oy) birliği aranan birlikte mülkiyet türüne ise elbirliğiyle (iştirak halinde) mülkiyet denilmektedir (MK 701 vd.).
#4
SORU:
Kat mülkiyeti nedir?
CEVAP:
Kat mülkiyeti, bağımsız olarak kullanılabilir birden çok bölümü bulunan bir yapı ya da yapıların bulunduğu bir arsa üzerinde, her bağımsız bölümün değerleriyle orantılı olarak belirlenmiş paylar ve her payın kendisine bağlandığı bağımsız bölümlerden oluşan bir bütünü kapsayan özel bir mülkiyet hakkıdır.
#5
SORU:
Hak sahibinin belirleniş tarzına göre aynî haklar kaça ayrılmaktadır?
CEVAP:
Hak sahibi diğer bir eşya üzerindeki aynî hakkı esas alınarak belirlenmekteyse eşyaya bağlı aynî haktan, buna karşılık bağımsız olarak belirlenmekteyse kişiye bağlı aynî haktan söz edilmektedir.
#6
SORU:
Bütünleyici parça nedir?
CEVAP:
Bir bütünü tamamlayan ve bütünün diğer parçalarından bağımsız olarak aynî haklara konu edilemeyen eşya parçalarına bütünleyici parça (mütemmim cüz) denir.
#7
SORU:
Eklenti nedir?
CEVAP:
Eklenti (teferruat), madden ve hukuken bağımsız olmakla birlikte, asıl şeyin malikinin arzusuna ya da yerel âdetlere göre o şeyin işletilmesi, korunması ya da ondan yararlanılması için ona sürekli olarak özgülenen ve kullanılmasında birleştirme, takma veya başka bir biçimde asıl şeye bağlı kılınan taşınır
eşyadır (MK 686).
#8
SORU:
Aslen kazanma nedir?
CEVAP:
Herhangi bir hak sahibinin iradesine dayanmayı gerektirmeyen kazanma tarzına aslen kazanma denmektedir. Aslen kazanma ya sahipsiz bir eşya üzerinde ya da sahibi olan, fakat onun iradesine dayanmayan yollarla aynî hak kazanmayı ifade etmektedir.
#9
SORU:
Küllî halefiyet nedir?
CEVAP:
Küllî halefiyet, bir malvarlığının hak ve borçlarıyla (aktif ve pasifleriyle) tüm olarak bir kişiden diğerine geçişini ifade etmektedir.
#10
SORU:
Cüz’î halefiyet nedir?
CEVAP:
Cüz’î halefiyet, malvarlığının aktifine dahil bir aynî hakkın bireysel olarak hem devren hem de tesisen kazanılması halini ifade eder.
#11
SORU:
Sınırlı aynî hak tesisen nasıl kazanılmaktadır?
CEVAP:
Tesisen kazanma, aynî hakkın kökü sahibinde kalırken onun üzerinde farklı türden bir aynî hak kurulması hali için kullanılan hukuksal bir deyiştir. Bu anlamda, malikin
mülkiyet hakkını devretmeksizin muhatabına mülkiyet konusu eşyada bir sınırlı aynî
hak tanıması halinde, anılan sınırlı aynî hak tesisen kazanılmış olur.
#12
SORU:
Devren kazanma nedir?
CEVAP:
Bir hakkın, önceki sahibinin iradesine dayanılarak kazanılmasına devren kazanma
denmektedir. Devren kazanma, bir iradeye dayanması açısından hakkın hukuksal
işlemle, çoğunlukla bir sözleşme ile kazanılmasını ifade etmektedir.
#13
SORU:
Taşınmaz mülkiyeti hangi yollarla kazanılabilir?
CEVAP:
Taşınmaz mülkiyetinin aslen kazanılması, cebri icra, mahkeme kararı, işgal (MK 707), olağan (MK 712) ve olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı (MK 713) ile yolsuz tapu siciline güvenen iyiniyetli üçüncü kişinin aynî hak kazanımı (MK 1023) hallerinde söz konusudur.
#14
SORU:
Taşınmazın olağanüstü zamanaşımı ile kazanılması kaç yıldır?
CEVAP:
Tapu kaydından malikinin kim olduğu anlaşılamayan veya hakkında yirmi yıl önce gaiplik kararı verilmiş kimse adına kayıtlı veya tapu kaydı bulunamayan bir taşınmazın mülkiyeti malik sıfatıyla zilyedi olan kişi tarafından davasız ve kesintisiz geçecek 20 yıllık olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılabilir.
#15
SORU:
Emin sıfatıyla zilyetten iyiniyetle aynî hak kazanmak için gereken koşullar nelerdir?
CEVAP:
Ayrıca emin sıfatıyla zilyetten iyiniyetle aynî hak kazanan üçüncü kişilerin bu kazanımı için de aslen kazanma denmektedir. Bunun için şu koşullar bulunmalıdır: (1) Eşya sahibinin elinden rızasıyla çıkmış, yani tevdi edilmiş olmalıdır, (2) aynî hak kazanılmış olmalıdır, diğer hakların bu yolla kazanılması mümkün olmaz, (3) kazanan iyiniyetli olmalı, devredende tasarruf yetkisi bulunmadığını bilmemeli ya da bilmesi gereken bir durumda bulunmamalıdır, (4) kazanan, üçüncü kişi olmalıdır ve (5) devren kazandırıcı işlem diğer noktalardan geçerli olmalıdır.
#16
SORU:
Ayni haklar hangi yollarla sona erebilir?
CEVAP:
Aynî hak, sahibinin iradesine dayanan bir işlem ya da eylem sonucunda son bulabilir. Bu gibi durumlarda iradî kayıptan söz edilmektedir. Bu, haktan feragat etme ya da tahrip etme veya tüketme şeklinde gerçekleşebilir. Örneğin, bir hukuksal işlemle diğer bir kişiye devretme veya bir taşınırı terk (çöpe bırakma) ya da taşınmazın mülkiyetini veya diğer bir aynî hakkı tapu sicilinden sildirmek
(terkin) gibi.
#17
SORU:
Sınırlı aynî haklarlar kaça ayrılır?
CEVAP:
Sınırlı aynî haklar, sahibine kazandırdığı yetkilere göre irtifak hakkı, taşınmaz yükü ve rehin olmak üzere üçe ayrılmaktadır.
#18
SORU:
İrtifak hakkı nedir?
CEVAP:
İrtifak hakkı, malike, eşyasının hak sahibi tarafından kullanılmasına katlanma veya kendisi eşyasını kullanırken irtifak hakkı sahibine tanıdığı yasaklama yetkisini ihlâlden kaçınma yükümlülüğü yükleyen haktır.
#19
SORU:
Oturma hakkı nedir?
CEVAP:
Oturma hakkı, konut olarak kullanılmaya elverişli bir yapıda ya da böyle bir yapının bir bölümünde kurulabilen, sahibine sadece kullanma yetkisi veren kişiye bağlı bir irtifak hakkıdır.
#20
SORU:
Teminat ilkesi nedir?
CEVAP:
Teminat ilkesi ya da teminatın bölünmezliği ilkesi ise, hem rehinli mal üzerindeki yükün kapsamının ve hem de rehnin güvence altına aldığı alacağın kapsamının ne kadar olacağını belirlemekte başvurulan ilkedir. Daha açıkçası, bu ilke, rehinli alacaklı satışı istediğinde satılacak olanın ne olduğunun, rehinli malın satışından elde edilen gelirden alacak için güvence oluşturacak olan değerin ne olacağının ve bu satıştan elde edilen gelirin borcun ne kadar tutarını kapatacağının (karşılığını
oluşturacağının), kısaca rehinli malın ve alacağın kapsamının bilinmesi demektir.