MEDYA SİYASET KÜLTÜR Dersi Kamusal Alan ve Medya soru cevapları:
Toplam 20 Soru & Cevap#1
SORU:
Kamusal alan kavramını açıklayınız.
CEVAP:
“Kamusal alan”, bireylerin, kendilerini ilgilendiren ortak bir sorun çevresinde akıl yürütmeleri ve rasyonel bir tartışma içine girdikleri yaşam alanıdır. Ayrıca, tartışmanın sonucunda, o sorun hakkında ortak kanıların, kamuoyunu oluşturan araç, süreç ve mekânların tanımlanmasını içerir. Bu bağlamda, kamusal alanın, kamuoyunu oluşturan bir alan olduğu söylenebilir.
#2
SORU:
Burjuva kamusal alanı ne anlama gelmektedir?
CEVAP:
“Burjuva kamusal alanı” tanımlaması, Alman düşünür Jürgen Habermas tarafından geliştirilmiştir. Habermas, bu tanımlamayı Batı Avrupa coğrafyasının17. ve 18. yüzyıllardaki tarihsel ve toplumsal dinamiklerini merkeze çekerek tanımlamıştır.
#3
SORU:
Angien regime kavramını açıklayınız.
CEVAP:
“Angien regime” kavramı, genellikle “feodalizm” ile aynı anlamda kullanılmaktadır. M.Ö. 800 ile M.S. 1800 yılları arasındaki tarihsel dönemi ifade etmektedir. “Angien regime” kavramı, ulusal düzeydeki ticaretle uğraşan sınıfın ve yönetimdeki bürokratların, feodal ayrıcalık sahipleriyle yan yana gelişmekte oldukları 18. yüzyılı tanımlar. Özellikle dönemin İngiltere ve Fransa’sını anlatır.“Feodalizm”ise siyasal gücün merkezi olmayan, yerel derebeylerinde odaklanması durumunda ortaya çıkan yönetim biçimidir.
#4
SORU:
Skolastik dogma kavramı nedir?
CEVAP:
Skolastik dogma kavramıyla anlatılmak istenen şudur: Kilise’nin toplumsal yaşama ilişkin öne sürdüğü düşüncelerin doğruluğunun, sorgulanmadan ve tartışılmadan gerçek olarak benimsenmesidir.
#5
SORU:
Rönesans hareketleri neyi ifade etmektedir?
CEVAP:
“Rönesans” hareketleri, 14. yüzyıldan başlayarak İtalya’da ortaya çıkan ve zamanla tüm Avrupa’ya yayılan bir tarihsel dönemi anlatmaktadır. Ortaçağ’ın kapanıp, Yeniçağ’ın açılmasına neden olan tüm tarihsel ve düşünsel gelişmeleri ifade eder. Rönesans; laiklik, birey olma, insan merkezli toplum anlayışı gibi gelişmelere önemli katkılar sunmuştur.
#6
SORU:
Aydınlanma döneminin toplumsal koşullarını birkaç yüzyıl öncesinden hazırlayan gelişmeler nelerdir?
CEVAP:
Aydınlanma Dönemi’nin toplumsal koşullarını birkaç yüzyıl öncesinden hazırlayan ögeler şunlar olmuştur: Nüfus artışı ve kentlerin gelişmesi, matbaanın icadı ve gazetelerin yaygınlaşmaya başlaması, eğitimin yaygınlaşması, ticaret ve sanayinin gelişmesi, üretim ilişkilerinin değişmeye başlaması, ücretli emeğin ve para ekonomisinin ortaya çıkması.
#7
SORU:
18. yüzyıl Avrupa'sında burjuva sınıfının mücadelesini verdiği temel hak ve özgürlükler nelerdir?
CEVAP:
Burjuva sınıfının, mücadelesini verdiği temel hak ve özgürlükler şunlardır: 1. Mülk edinme ve onu koruyabilme, 2. Ticaret yapabilme, 3. Yerleşme ve seyahat edebilme, 4. Ticari ayrıcalıklardan yararlanabilme. Bununla birlikte,“oy kullanabilme” ve “basın özgürlüğü” ise yürütülen özgürlük mücadelesinin en önemli dinamiklerini oluşturmuştur.
#8
SORU:
Burjuva kamusallığı kavramını açıklayınız.
CEVAP:
Jürgen Habermas, “Kamusallığın Yapısal Dönüşümü” isimli eseriyle, “kamusal alan” kavramına dikkat çekmiştir. Bu kavramı, “burjuva kamusallığı” üzerinden tanımlamıştır. “Burjuva kamusallığı”, toplumun “genel yararını” belirlemeye ve gerçekleştirmeye yönelik düşünce, söylem ve eylemlerin üretildiği ve geliştirildiği ortak toplumsal etkinlik alanıdır. Her türlü özel çıkardan arınmış, devlet otoritesinin baskısı ve buyruklarından ve sermaye egemenliğinden bağımsız bir alan “burjuva kamusallığı”nı tanımlar. Habermas, klasikleşmiş eserinde, Avrupa’daki “burjuva kamusal alanı”nın 18. yüzyıldaki yükselişini ve 19. yüzyıldan sonraki çöküşünü tarihsel ve sosyolojik anlamda çözümlemiştir.
#9
SORU:
Bugünkü anlamıyla kamusal ve özel alanların birbirinden ayrılmasını sağlayan dinamikler nelerdir?
CEVAP:
Bugünkü anlamıyla, kamusal ve özel alanların birbirinden ayrılmasını sağlayan dinamikler şunlar olmuştur: 1. Kapitalist ekonominin güçlenmeye başlaması, 2. Ulusal ve bölgesel devletlerin ortaya çıkması, 3. Feodalizmin temellerinin sarsılması.
#10
SORU:
Habermas'ın burjuva kamusal alanı hangi bileşenlerden oluşmaktadır?
CEVAP:
Habermas’ın “burjuva kamusal alanı”nı; 1. Siyasal kamu, 2. Kulüpler ve fikir basınından oluşan edebi kamu, 3. Kültürel mal pazarı ve 4. Kent oluşturmaktadır.
#11
SORU:
Bağımsız yazılı basının gelişmesi burjuva kamusal alanının oluşuma nasıl bir etkide bulunmuştur?
CEVAP:
Kamusal alan, kitlesel iletişimin yönlendirdiği bir iletişim ve tartışma alanıydı. “Burjuva kamusal alanı” ise devlet otoritesinin eleştirilebildiği bir yerdi. Ayrıca, devletin de bilgilendirilmiş ve akıl yürütme gücüne sahip bir kamunun önünde kendisini savunabildiği bir forum oluşturmaktaydı. “Burjuva kamusal alanı”, 17. ve 18. yüzyıllarda Paris ve Londra’nın salon ve kahvehanelerinde başlangıçta edebiyatla ilgili tartışmaların yapıldığı bir alan olarak ortaya çıkmıştır. Daha sonra, bu mekânlar doğrudan siyasal sorunların tartışıldığı bir kamu alanı haline dönüşmüştür. Aynı dönemde, ortaya çıkan gazete ve dergiler, bu tartışmaları daha kolay yapılır hale getirmiştir. 18. yüzyıl boyunca, basın, toplumsal sorunları tartışmış ve siyasal görüşleri aktarmaya çalışmıştır. Basın, devlet kurumlarının etkinliklerinin yorumlandığı ve eleştirildiği bir kurum haline gelmiştir.
#12
SORU:
Habermas'ın kamusal alan-özel alan kavramsallaştırmasına feministlerin getirdiği eleştiriler nelerdir?
CEVAP:
Kadınlar, cins olarak toplumsal iktidarın ve mülkiyetin dışında tutuluyordu. Bu ikincilleştirmenin en önemli desteği ve meşrulaştırıcısı ise kadınların özel alandaki etkinlikleriydi. Cinsiyete dayalı iş bölümüne göre kadınlar, yeniden üretim işlevleriyle sınırlandırılmıştı. Bu yüzden, “kamusal” olanın uzağındaydılar. Çocukların bakımı, ev içi işlerin gerçekleştirilmesi gibi etkinliklere ayırdıkları zaman, kadınları politik etkinliğin dışına çıkarıyordu. Ayrıca, politikanın ve genel olarak “kamusal” olanın kadınları dışlayan yapısı ise onların özel alana hapsolmalarını kolaylaştırıyordu. Feminist hareket, temel mücadele alanını “kişisel olan politiktir” sloganıyla belirginleştirdi. Böylece, kamusal alandaki mücadelelerini eyleme aktardı. Ev içi emeğin görünür hale getirilmesi, cinsel şiddetin açığa çıkartılması, ailenin kadınlar açısından anlamının deşifre edilmesi vb. sorunlar “kişisel olan politiktir” noktasından hareketle gündeme getirildi. Böylece, kamusal ile özel alan arasındaki ilişki açığa çıkarıldı ve erkeklerin her iki alandaki iktidarları arasındaki bağlantılar kuruldu.
#13
SORU:
Fraser'a göre burjuva kamusal alanıyla eşdönemde şekillenen karşı kamular hangileridir?
CEVAP:
Fraser, burjuva kamusal alanıyla eşdönemde şekillenen “karşıt kamuları” şöyle sınıflandırmıştır:
1. Ulusalcı kamular,
2. Popüler köylü kamuları,
3. Seçkin kadınların kamuları,
4. İşçi kamuları.
#14
SORU:
Fraser'ın Habermas'ın kamusal alan kavramsallaştırmasına yönelik eleştirileri nelerdir?
CEVAP:
Fraser, Habermas’ı “dört temel” noktada eleştirir:
1. Kamusal alandaki katılımcıların statü farklılıklarını dışarıda tutmasına ilişkindir.
2. Birbiriyle çatışan farklı kamuların çoğalmasının, demokrasiyi geriye götüreceği tezi üzerinedir.
3. Kamusal alanda oluşacak söylemin, “genel yarar” üzerindeki bir fikir alışverişiyle sınırlandırılması gerektiği düşüncesine yöneliktir.
4. Demokratik bir kamusal alanın işlerlik kazanması noktasında, sivil toplum ile devlet arasında keskin bir ayrılık çizgisi çekilmesi gerektiğine dair varsayımına ilişkindir.
#15
SORU:
Burjuvazi ve proletarya kavramlarını açıklayınız.
CEVAP:
“Burjuvazi”, toplumsal üretim araçlarının mülkiyetini elinde bulunduran ve ücretli emeğin artı birikiminden yararlanan modern kapitalist sınıfı ifade eder. “Proletarya” ise kendi mülkiyetinde üretim aracı bulunmadığından, yaşayabilmek için emek gücünü satmak zorunda olan modern ücretli işçiler sınıfını tanımlar.
#16
SORU:
Negt ve Kluge'nin burjuva kamusallığına yönelik eleştirileri nelerdir?
CEVAP:
Negt ve Kluge’nin, burjuva kamusallığına olan eleştirilerini şu şekilde tanımlamak mümkündür:
1. Kamusal alan, birbirinden farklı ekonomik, teknik ve politik örgütlenme aşamalarına karşılık gelen farklı tipte kamusallıkların değişken bir karışımıdır.
2. Çoklu, çeşitli ve eşitsiz katılımcılar arasındaki söylemsel çekişmenin alanıdır.
3. Farklı kamusallık tipleri ve çeşitli kamular arasındaki örtüşmeler ve dönemsellikler nedeniyle potansiyel olarak öngörülemeyen bir süreçtir.
4. Soyut evrensellik idealleri yerine, maddi yapılarda temellenen farklı, çeşitli kamular arasındaki açıklamayı mümkün kılan kapsayıcı bir boyut içeren bir kategoridir.
#17
SORU:
Negt ve Kluge'nin kamusal alan ütopyası Habermas'ın kavramsallaştırmasından nasıl farklılaşmaktadır?
CEVAP:
Negt ve Kluge’nin kamusal alan ütopyası, kamuoyu alanından dışlanmış katılımcıların güçlenmesini içermekle kalmaz. Aynı zamanda, farklı bir örgütlenme ilkesini ve bir kamusal yaşam kavrayışını da beraberinde getirir. Bu farkı ifadelendirmek için burjuvazinin ve üretimin kamusal alanları modellerine karşı olarak, proleter kamusal alan kavramını geliştirmişlerdir. Proleter kamusal alana ilişkin bu kavramsallaştırma, üretim olgusuyla ilişkilidir.
#18
SORU:
Püriten etik ve hazcı etik kavramlarını açıklayınız.
CEVAP:
Püriten etik çok çalışarak az tüketmek şeklinde tanımlanabilir. Hazcı etik ise çalışmadan tüketmeye dayanmaktadır. Çalışarak bir üst konuma geçmek yerine, çeşitli entrikalarla yükselmek hazcı etiği tanımlayan bir diğer özelliktir.
#19
SORU:
Sarı gazetecilik kavramını açıklayınız.
CEVAP:
“Sarı gazetecilik”, kitlesel, yüksek tirajlı ve ucuz bir fiyatla satışa sunulan gazeteleri tanımlamaktadır. Habermas, gazeteciliğin zaman içerisinde aldığı biçimi ve basınının durumunu eleştirmektedir. Örneğin gazetelerde, yolsuzluk olayları, kaza, afet vb. “acil haberler”; ekonomi, toplumsal sorunlar, eğitim ve sağlık vb. “süreli haberlere” tercih edilmeye başlanmıştır. Haberler, verildikleri gazetenin biçimini almış ve öyküleştirilmiştir. Böylece, olay ile kurgu arasındaki ayrım, kullandıkları üslup içerisinde kaybolur duruma gelmiştir. Tüm bu öğeler, beraberinde sarı gazeteciliğin özelliklerini de vurgulamaktadır.
#20
SORU:
Graham Murdock'ın kamu hizmeti yayıncılığına yüklediği roller nelerdir?
CEVAP:
Murdock “kamu hizmeti yayıncılığı”na şu rolleri yüklemektedir:
1. Yurttaşların gerekli enformasyon ve tartışmaya erişebilmeleri,
2. Yurttaşların medyadaki temsillerinde, kendilerini ayırt edebilmeleri ve bunları eleştirebilmeleri,
3. Yurttaşların medyadaki tartışmalara doğrudan katılabilmeleri,
4. Yurttaşların, medyada kendi temsillerini üretebilmeleri ve geliştirebilmeleri.