Medya ve İletişim Dersi Medya ve Kamuoyu soru cevapları:

Toplam 45 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Sağlıklı bir kamuoyu oluşmasında medyanın rolü nedir?


CEVAP:

Günümüzde toplumu oluşturan bireyler, büyük ölçüde medya sayesinde toplumsal yaşamdaki sorunları, bunlar hakkındaki tartışmaları ve ortaya çıkan farklı düşünceleri öğrenirler. Dolayısıyla, kamuoyunun sağlıklı bir biçimde oluşabilmesi için medya kuruluşlarının özgürce çalışabilecekleri bir ortamın varlığı son derece önemlidir. Bu sayede, doğru bir biçimde bilgilendirilen kamuoyu, yaptığı tercihlerde daha isabetli kararlar verebilir ve toplum için en yararlı düşünceleri desteklemiş olur.


#2

SORU:

Bir kanaatin kamuoyu görüşü olarak ifade edilebilmesi için hangi koşulların bulunması gerekir?


CEVAP:
  1. Grubu ilgilendiren bir sorunun var olması.
  2. Bu gruptaki kişilerin iletişim içinde olması, sorun hakkında düşünüp tartışmaları.
  3. Tek tek kişilerin değil grubun ortaklaşa sahip olduğu düşüncenin ifade edilmesi.
  4. Dile getirilen düşüncenin bir karar mekanizmasını, bir kuruluşu veya değişik toplumsal kesimleri harekete geçirme arzusu olmalıdır.

#3

SORU:

Kamuoyunun sağlıklı bir biçimde oluşabilmesi için gerekli toplumsal ortamın hangi unsurları içermesi gerekir?


CEVAP:

Fikirlerin özgürce tartışılabildiği, ifade edilebildiği bir ortam olmalıdır. Bu ancak demokratik yönetimlerde mümkündür. 2. İnsanlar asgari müşterekler etrafında birleşmiş olmalıdır. Birbirlerine taban tabana zıt ve çatışan gruplar arasında kamuoyunun oluşmasını beklemek imkansızdır. 3. İnsanların belli bir sosyal, kültürel ve ekonomik seviyeye ulaşmış olmaları gerekmektedir. Temel gereksinimlerini karşılamakta zorlanan insanlar, sorunlar hakkında bağımsız fikirlere sahip olamazlar. 4. İletişim araçlarına erişim ve onları kullanım yaygın ve sınırsız olmalıdır. Kısaca haberleşme özgürlüğü mevcut olmalıdır. 5. Dışarıdan gelen etkilere açık olmakla beraber, rasyonel fikirler etrafında toplanacak bir insan topluluğu olmalıdır. 6. İnsanların yaşayış biçimleri ve örgütlenme yapıları serbest etkileşime müsait olmalıdır. Aşiret,dini cemaatler gibi kapalı grupların güçlü olması, buna karşılık sosyal gruplaşmaların ve sivil örgütlenmelerin zayıf olması, kamuoyunun serbestçe oluşmasını engeller.


#4

SORU:

Baskı grubu ve çıkar grubu arasındaki temel fark nedir?


CEVAP:

Çıkar grubu kavramı, bir araya gelen insanların ortak maddi ve manevi çıkarlarını korumak için oluşturdukları birliktelik için kullanılır. Baskı grubu kavramı ise ortak çıkarlar etrafında birleşen ve bunları gerçekleştirmek için siyasal otoriteler üzerinde etki yapmaya çalışan örgütlenmiş gruplar için kullanılır.


#5

SORU:

Bir toplumsal örgütlemede kamuoyu güçlü değilse bunun sebepleri neler olabilir?


CEVAP:
  1. Kamuoyunu oluşturan gruplar içinde yer alan bireylerin siyasal olaylara ilişkin ilgi noksanlığı.
  2. Sosyal ve siyasal gelişmelere ilişkin bilgilerin doğru, güncel ve tam olarak hazır olmaması ya da kolayca elde edilememesi.
  3. İletişim ve haberleşme olanaklarının coğrafi, teknolojik ve ekonomik nedenlerden dolayı toplumun tüm kesimlerine aynı ölçüde ulaşamaması.
  4. Kamuoyunu oluşturan bireylerin toplumsal olayları ve sorunları genellikle birinci elden değil de daha çok medya aracılığıyla öğreniyor olması.

#6

SORU:

Demokratik rejimlerde medyanın işlevleri nelerdir, açıklayınız.


CEVAP:

Demokratik rejimlerde medyanın iki temel işlevinden söz edilmektedir. Birincisi, medyaya kamu adına gözetim rolü yüklemektedir. Daha çok siyasal iktidarların gözetimi biçiminde algılanan bu işlev medyanın dördüncü güç olarak nitelendirilmesini de beraberinde getirmektedir. Dördüncü güç kavramıyla medyaya, demokratik siyasal sistem içinde kendi başına halkın gözü ve kulağı olan, doğruyu ve haklıyı temsil eden, siyasal iktidarı denetleyen ve gözetleyen, toplumun üretim ilişkilerinin belirleyiciliğinden bağımsız ideal bir görev atfedilir. Medyanın yerine getirmesi beklenen ikinci işlev ise, farklı görüş ve düşüncelere yayınlarında yer vererek toplumun bilgilenmesine ve dolayısıyla kamuoyunun serbestçe oluşmasına katkıda bulunmaktır. Medya bu işlevini ancak serbest rekabet koşullarında, kamusal yayıncılığa da olanak sağlandığı durumlarda ve medya sektöründe tekelleşmenin engellendiği ortamlarda gerçekleştirebilir.


#7

SORU:

Basın özgürlüğünün sağlıklı kamuoyu oluşmasında nasıl bir etkisi vardır?


CEVAP:

Demokratik ülkelerde başta hükümetler ve siyasi partiler olmak üzere tüm siyasal, toplumsal ve ekonomik örgütlenmeler kamuoyuna karşı duyarlıdır. Bu örgütlenmeler tutumlarını ve politikalarını belirlerken kamuoyunun düşüncesine, tepkisine büyük önem verirler. Bu nedenle de başta siyasi iktidarlar olmak üzere tüm örgütler ve kuruluşlar, kamuoyuna kendilerini ve uygulayacakları politikaları anlatmak için medyadan yararlanmak isterler ve bunun için büyük çaba gösterirler. Tüm bu örgütlerin ve kurumların liderleri veya basın sözcüleri kameralar karşısına geçerek veya basın bültenleri dağıtarak kendi görüşlerini, politikalarını, tutumlarını ve uygulamalarını medya aracılığıyla izleyicilere aktarmak için adeta yarışırlar. Demokratik toplumlar, tüm toplumsal kesimlere kendi düşüncelerini kamuoyu ile paylaşma olanağı sağlar. Medya, basın özgürlüğü sayesinde tüm toplumsal kesimlerin sesini duyurarak kamuoyunun sağlıklı bir şekilde oluşmasında çok önemli bir işlevi yerine getirir.


#8

SORU:

Medya ve kamuoyu arasındaki çift yönlü ilişkiyi açıklayınız?


CEVAP:

Medya kamuoyunun oluşabilmesi için toplumu ilgilendiren ekonomik, sosyal ve siyasal konularda gerekli haber ve bilginin akışını sağlar. Diğer taraftan, oluşan kamuoyunu siyasal iktidara ve ilgili birimlere duyurarak kamuoyunun yansıtılması işlevini yerine getirir. Böylece medya, kamuoyunu ilgilendiren konunun geniş kitleler tarafından tartışılmasını, oluşan kamuoyunun kamusal alanda ifade edilmesini, kamuoyu düşüncesinin ilgili birimlere iletilmesini ve tüm bu süreçte ortaya çıkan sonuçların topluma duyurulmasını sağlayarak önemli bir işlevi yerine getirir.


#9

SORU:

Kamuoyunun ne olduğu ve nasıl öğrenilebileceğine dair mevcut görüşleri özetleyiniz?


CEVAP:

Günümüzde kamuoyunun ne olduğu ve nasıl öğrenilebileceği hakkında iki hakim görüş bulunmaktadır: Sosyolojik model: Kamuoyu akışkan ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Kamuoyu bir sorun etrafında ve zaman içinde oluşur. Bu görüşe göre, tartışma ile birlikte sorun değişik boyutlar kazandıkça, sorunla ilgilenen kamuoyunu oluşturan kişilerin sayısında da değişiklikler olur. Yığın modeli: Kamuoyu daha çok “bireysel düşüncelerin bir yığını” veya “kamuoyu araştırmacılarının ölçmeye çalıştığı şey” olarak algılanmaktadır. Bu modele göre “bir kişi bir oy” demektir ve bu yaklaşımı temel alan kamuoyu araştırmaları sayesinde toplumda çeşitli sorunlara ilişkin kamuoyu görüşleri ortaya çıkarılabilir.


#10

SORU:

Yığın modeli, neden tutarlıdır?


CEVAP:

Kamuoyunun çoğunluk görüşü olduğu şeklindeki görüşle ve popülist demokratik ideallerle tutarlıdır. Kamuoyu araştırmalarında yığın modeline dayanmak büyük kolaylıklar sağlar. Bu model sayesinde araştırmacılar örneklem üzerinde çalışarak çeşitli konularda kamuoyu araştırmaları yapabilmişlerdir. Başka bir deyişle, bu görüşü paylaşan araştırmacılar için anket yöntemi kullanarak örneklemde yer alan bireylerden bireysel düzeyde veriler toplayarak çeşitli sorunlar hakkındaki kamuoyu görüşünün öğrenilmesi mümkündür. Günümüzde pek çok kişi kamuoyunu anket çalışmalarıyla anlaşılabilecek, birey düşüncelerinin basit bir yığını olarak görmektedir.


#11

SORU:

Bir kamuoyu araştırmasının gerçekleşme sürecini özetleyiniz?


CEVAP:

Bir kamuoyu araştırmasına başlarken yapılacak ilk iş neyin öğrenilmek istendiğinin (araştırmanın konusunun) net bir şekilde belirlenmesidir. Daha sonra üzerinde araştırma yapılacak olan örneklem biriminin tespit edilmesi gerekir. Araştırmanın konusuna göre örneklemin alınacağı ana kütle, bir ülkedeki veya şehirdeki tüm seçmenler, gazete okurları, televizyon izleyicileri, ev kadınları vb. olabilir. Örneğin araştırma, ülke çapında yapılacak bir genel seçimin sonucunu tahmin etmeye yönelik olarak yapılıyorsa bu takdirde ana kütlemiz ülkedeki seçmenlerin tümüdür. Araştırmayı tüm seçmenleri kapsayacak şekilde yapmak zaman kısıtlılığı ve maliyet nedeniyle mümkün olmadığından ana kütleden belirli kurallara göre alınan bir örneklem üzerinde çalışılır.


#12

SORU:

Örneklem üzerine çalışmanın sağladığı faydalar nelerdir?


CEVAP:
  1. Zamandan tasarruf
  2. Maliyet azalması
  3. Koşullar değişmeden araştırılan bilgilerin elde edilmesi
  4. Eleman ve araç tasarrufu.

#13

SORU:

Bir kamuoyu araştırma şirketi, araştırmasına ait hangi bilgileri şeffaf bir şekilde paylaşmak zorundadır?


CEVAP:
  1. Anketi finansal olarak üstlenen kuruluşun ismi
  2. Soruların tam listesi
  3. Örneklem alınan kitlenin tanımı:
  4. Örneklem büyüklüğü
  5. Örneklem hatasının belirtilmesi
  6. Hangi sonuçların tüm örneklemden daha çok örneklemin bazı kesimlerine dayandığı
  7. Araştırma yöntemi
  8. İlgili olaylara ilişkin araştırmanın zamanlaması.

#14

SORU:

Bir kamuoyu araştırmasının içeriği ve ne zaman yapıldığı arasındaki ilişki neden önemlidir?


CEVAP:

Araştırma yapılan konu ile ilgili olarak araştırma henüz yapılmadan yakın zamanda gerçekleşmiş önemli olaylar varsa araştırmadan çıkacak sonuçları önemli ölçüde etkileyebilir. Okuyucu bu konularda da bilgilendirilmelidir. Örneğin, Avrupa Birliğine üyelik konusunda Türk halkının düşüncelerini ortaya çıkarmayı hedefleyen bir araştırma, Avrupa Birliği üyesi ülkelerde mali kriz söylentilerinin yoğun olarak ifade edildiği bir dönemde yapılıyorsa, bu durumun araştırma sonuçlarını etkilemeyeceği düşünülemez.


#15

SORU:

Medyada yayınlanan kamuoyu araştırması sonuçlarının seçmenin siyasal parti tercihlerini, dolayısıyla seçim sonuçlarını etkileyip etkilemediği üzerine olan görüşler nelerdir?


CEVAP:
  1. Kamuoyu araştırmalarının seçim sonuçlarını etkilediği yolundaki bütün deliller nesnellikten uzaktır.
  2. Seçimler sırasında seçmenler oylarını gizli olarak kullandıklarından, kamuoyu araştırmalarıyla seçim sonuçlarına müdahale edildiğine ilişkin kesin kanıtlar yoktur.
  3. Kamuoyu araştırması sonuçlarına göre siyasi partiler seçim kampanyası sırasında üzerinde durdukları konuları zaman zaman değiştirmelerine rağmen, kamuoyu araştırması sonuçlarının medya aracılığı ile objektif bir biçimde yayınlanmasının seçim sonuçları üzerine dikkate değer bir etkisi yoktur.

#16

SORU:

Kamuoyu araştırmalarının seçmenler üzerinde ne tür etkiler bıraktığını maddeler halinde anlatınız?


CEVAP:
  • Gözde Taraf Etkisi (Bandwagon Etkisi): İnsanların kazanan tarafta olmak istemeleri yaygın olarak görülen bir durumdur. Seçim kampanyası döneminde yayınlanan kamuoyu araştırmaları hangi parti veya adayın önde olduğunu gösterirse, özellikle kararsız seçmenlerin bu parti veya aday için oy kullanabileceği ileri sürülür. Bu yaklaşıma göre kamuoyu yoklamalarını izleyen seçmenler, seçimleri kazanması olası adayları veya partileri desteklemeye yönelirler.
  • Yenilmişlik (Kamçılanma) Etkisi: Bazı seçmenler, seçim öncesi açıklanan kamuoyu araştırmalarının sonuçlarına göre zayıf durumda gözüken adayı veya partiyi destekleme eğiliminde olabilirler. Seçmenler seçileceği anlaşılan adaya sırt çevirip, şansı az olan adaya destek verirler. Bunun nedeni, insanlar bazen sonucu açıkça belli olan seçimde bir tarafın ezici bir çoğunlukla kazanmasını istemezler.
  • Bumerang Etkisi: Kamuoyu araştırmalarından kendi desteklediği partinin veya adayın büyük bir üstünlükle kazanacağını gören seçmen, seçimi kaybetmekte olan tarafın durumuna üzülüp onu destekleyebilir, mücadeleyi bırakabilir veya seçimde oy kullanma zahmetine girmek istemeyebilir.
  • Toparlanma Etkisi: Kamuoyu araştırmaları seçime katılan küçük partilerden birinin oy oranının giderek arttığını gösteriyorsa, bu partinin seçim kazanamayacağı düşüncesiyle diğer partilere yönelen seçmenler tekrar eski partileri lehine oy kullanmaya karar verebilirler.
  • Tedbirli Oy Kullanma Etkisi: Bazı seçmenler oylarını tuttukları bir partiye göre değil, kamuoyu araştırması sonuçlarına bakarak bir değerlendirme yaptıktan sonra kullanırlar. Bu durumdaki seçmenler genellikle en çok istenir, en az karşı çıkılır şekilde oylarını kullanma eğilimindedirler. Başka bir deyişle, oylarını büyük partiler lehine kullanırlar. Bu tür davranışın temelinde toplumsal çevre tarafından eleştirilme ve dışlanma endişesi vardır.

#17

SORU:

Medya, kamuoyu ve siyasi yapı arasındaki ilişkiyi anlatınız?


CEVAP:

Kamuoyunun gücü, siyasal iktidara, sivil toplum örgütlerine, ekonomik ve siyasal çıkar çevrelerine ait karar alma süreçlerinde dikkate alınmasından ve bu süreçleri denetleyebilmesinden kaynaklanmaktadır. Ancak, kamuoyunun gücüne ilişkin olarak sadece böylesine bir dizi çıkarımlarda bulunmak bazı detayların gözden kaçırılmasına yol açmaktadır. Çünkü toplumsal yaşamda devamlı olarak çok değişik sorunlar ortaya çıkmakta ve bunlar etrafında çok farklı siyasal ve ekonomik çıkarlar sürekli bir mücadele içinde bulunmaktadır. Kamuoyu, toplumsal sorunlarla ilgili olarak iktidarlar ve çeşitli amaçlarını gerçekleştirme çabası içinde olan kuruluşlar üzerinde kendi çözüm yollarını uygulatabilmek için etkili olmaya çalışırken, onlar da inandıkları politikalarını kamuoyunun karşı çıkmasına rağmen uygulama yoluna gidebilirler. Bunu yaparken de kamuoyunu doğrudan karşılarına almak yerine medyanın sağladığı olanaklardan da yararlanarak kamuoyunu kendi görüşlerine ve çözüm önerilerine yaklaştırmayı tercih ederler. Kamuoyu ile siyasal iktidar ve çeşitli çıkar çevreleri arasındaki bu karşılıklı etkileme ve ikna sürecinin nasıl sonuçlanacağı daha çok karşılaşılan sorunun özelliklerine, toplumsal koşullara, iktidarın ve kamuoyunun söz konusu dönemdeki gücüne ve etkinliğine bağlıdır.


#18

SORU:

Seçmenlerin oy verme tercihlerini etkilemede kitle iletişim araçlarının gücünü ortaya çıkarmak için 1940 yılında ABD’de Paul Lazarsfeld tarafından yapılan araştırmayı ve sonuçlarını yazınız.


CEVAP:

Bu araştırmada Paul F. Lazarsfeld ve arkadaşları bireysel ilişkilerin oy verme kararını etkilemede kitle iletişim araçlarına göre daha etkili olduğu sonucuna vardılar. Erie araştırmasında İki Aşamalı Akış Kuramı geliştirildi. Bu kurama, kitle iletişim araçlarından yayılan iletilerin ilk önce kanaat önderlerine (muhtar, imam, öğretmen, gazeteci, akademisyen gibi toplumda saygı gören ve sözü dinlenen kişilere) ulaştığını; daha sonra da söz konusu iletilerin bu kişiler aracılığıyla yakın çevrelerinde bulunan insanlara ve takipçilerine geçtiğini ileri sürer. Bu süreçte kanaat önderlerinin kitle iletişim araçlarından aldıkları iletileri diğer insanlara aktarırken kendi yorumlarını katmaları kaçınılmazdır.


#19

SORU:

Melvin L. DeFleur’a göre, kitle iletişim araçlarının izleyiciler üzerindeki etkisi araştırılırken hangi kuramsal yaklaşımlar göz önünde tutulmalıdır?


CEVAP:
  1. Bireysel Farklılıklar Kuramı: Kitle iletişim araçlarından gelen aynı iletinin kişisel özelliklerinden dolayı izleyici bireylerde farklı etkiler yapacağını ileri sürer.
  2. Sosyal Kategoriler Kuramı: İzleyicilerin yaşı, eğitimi, dini inancı, gelir düzeyi vb. bakımdan farklı sosyal kategorilere ayrıldığını ve kitle iletişim araçlarından gelecek bir ileti karşısında bu kategorilerde yer alan izleyicilerin az çok benzer tepkiler göstereceğini savunur.
  3. Sosyal İlişkiler Kuramı: İzleyicilerin içinde bulundukları resmi olmayan ilişkilerin, kitle iletişim araçlarından gelen iletilerin etkisini (özellikle iki aşamalı akış kuramında sözü edilen kanaat önderlerinin de etkisiyle) farklılaştırabileceğini vurgular.
  4. Kültürel Normlar Kuramı: Kitle iletişim araçlarının bazı konuları seçerek ve vurgulayarak toplumda bir ölçüye kadar da olsa belirli düşüncelerin ve kanaatlerin yayılmasına katkı sağladığını ve bu etkinin ancak bireylerin sahip olduğu kültürel normlar çerçevesinde olabileceğini ileri sürer.

#20

SORU:

Sessizlik Sarmalı Kuramını özetleyiniz ve hangi unsurlar üzerinde şekillendiğini açıklayınız.


CEVAP:

1960’lı yılların ortasında Almanya’da yapılan seçimler sırasında geliştirilen Sessizlik Sarmalı kuramı, bireylerin toplumda çoğunluk tarafından benimsenmeyen kanaatleri benimsemekten kaçınarak dışlanmaya maruz kalmamaya çalıştıkları varsayımına dayanır. Sessizlik sarmalı kuramının dayandığı en önemli varsayım, bir toplumda egemen değerlere bağlılığın ve temel sorunlar karşısında sağlanan fikir birliğinin yaşamsal öneme sahip olduğu şeklindedir. Sessizlik sarmalı kuramı dört varsayım üzerine kuruludur (Noelle-Neuman, 1998):

  1. Toplum sapkın bireyleri dışlamakla tehdit eder.
  2. Bireyler sürekli olarak dışlanma korkusu duyarlar.
  3. Bu dışlanma korkusu, bireylerin her an fikir iklimini değerlendirmeye çabalamalarına neden olur.
  4. Bu değerlendirmelerin sonuçları, kamu önündeki davranışları ve özellikle de fikirlerin açıkça ifade edilmesini ya da gizlenmesini etkiler.

#21

SORU:

Sessizlik sarmalının oluşmasında medyanın etkisi nedir?


CEVAP:

Sessizlik sarmalı kuramı kamuoyunun, büyük ölçüde medyanın yarattığı fikir ikliminin etkisiyle biçimlendiğini dile getirmektedir. Başka bir deyişle, kamuoyunu oluşturan bireyler medyayı takip ederek düşüncelerinin azınlıkta kaldığı izlenimine sahip olduklarında dışlanma korkusu ile fikirlerini açıklamaktan geri durmakta ve giderek artan bir sessizliğe bürünmektedir. Oysa medya tarafından görüşleri desteklenen kesim, kendisi gibi düşünenlerin toplumda çok fazla olduğu izlenimi edinmekte, görüşlerini dışlanma korkusu yaşamadan rahat bir şekilde dile getirebilmekte ve bu görüşleri daha da yaygınlaştırarak kamuoyunu oluşturabilmektedir.


#22

SORU:

Medyanın kamuoyu üzerinde bıraktığı etkiler nelerdir?


CEVAP:

Kitle iletişim araçlarının izleyiciler ya da medyayı izleyen kamuoyu üzerinde sırasıyla şu etkilere yol açtığı bilinmektedir:

  1. Farkına varma
  2. Bilgi edinme
  3. Tutum belirleme
  4. Davranış değiştirme.

#23

SORU:

Gündem belirleme kuramının medyanın etkilerinden olan “davranış değiştirme”den nasıl bir farkı vardır?


CEVAP:

20. yüzyılın başında ilk kitle iletişim araştırmalarında bilim adamları bu etki zincirinin en son aşamaları üzerine eğilmişlerdir. Fakat elde edilen bulguların da gösterdiği gibi kitle iletişim araçlarının tutum ve davranışlar üzerine doğrudan etkisi çok sınırlıdır. Gündem Belirleme Kuramı ise farkına varma ve bilgi edinme gibi kitle iletişim sürecinin ilk aşamalarında meydana gelen etkiler üzerine eğilmiştir. Bu kurama göre kitle iletişim araçları, izleyiciler olarak “ne düşüneceğimizi değil ne hakkında düşüneceğimizi” söylemede başarılıdır. Daha önce kitle iletişim araçlarının “düşünce, tutum ve davranış” değiştirme gücü bakımından etkilerini inceleyen ve bu araçların sınırlı etkisi olduğu sonucuna ulaşan bilim adamları Gündem Belirleme araştırmalarıyla birlikte ilgilerini bu araçların “bildirme ve farkına vardırma” gücü üzerine çevirmişlerdir.


#24

SORU:

Gündem belirleme kuramına göre medya nasıl araçsallaşır? Bu süreci özetleyiniz.


CEVAP:

Gündem Belirleme Kuramı, medyanın gündem belirleme etkisini bir süreç olarak ele alır ve bu süreç üç ayrı gündem ile ilgilidir:

  1. Medya Gündemi: Medyada yer alan haberlerle ilgilidir. Haber değeriyle veya izleyici tercihleri ile fark edilir.
  2. Kamu Gündemi: Medya tarafından etkilendiği varsayılan ve medya dolayısıyla insanların gündemlerine giren konulardır. Bir kişiye, “Bugün ülkenin karşı karşıya olduğu en önemli sorun nedir?” diye sorduğumuzda, alacağımız cevap genellikle gazete manşetlerinde veya televizyon haber bültenlerinde ilk sıralarda yer verilen bir konu olacaktır.
  3. Politika Gündemi: Siyasal iktidarın, siyasetçilerin, siyasal çıkar gruplarının belirlediği gündemdir. Politika gündeminde yer alan konular önce medya gündemine iner, medyada haber olarak yer alır. Buradan da medya aracılığıyla kamunun gündemini etkiler.

#25

SORU:

Günden belirleme kuramına göre medyanın en önemli etkisi nedir, nasıl çalışır?


CEVAP:

Gündem Belirleme Kuramına göre medyanın belki de en önemli etkisi, dünyamızı bizim için düşünsel olarak düzenlemesi ve organize etmesidir. Çünkü bu kurama göre, medyanın kendi önem sırasına göre verdiği haberler zaman içinde izleyiciler tarafından da benzer bir şekilde önemli olarak algılanmaktadır. Medyanın çeşitli toplumsal ve siyasal konulara/tartışmalara gündeminde yer vermesi ve bunları çoğu zaman kaçınılmaz olarak belirli bakış açılarıyla sunması, kamuoyunun uzun dönemde de olsa ne yönde oluşacağını çoğu zaman etkilemektedir.


#26

SORU:

Günümüzde kamuoyuna ilişkin olarak her birey hangi sorular hakkında fikir sahibi olmalıdır?
Kamuoyu nasıl oluşur?
Kamuoyunun gücü nedir?
Kamuoyu ve demokrasi arasında nasıl bir ilişki vardır?
Kamuoyunun oluşumunda medyanın rolü nedir?


CEVAP:

Günümüzde kamuoyuna ilişkin olarak her birey Kamuoyu nasıl oluşur Kamuoyunun gücü nedir? Kamuoyu ve demokrasi arasında nasıl bir ilişki vardır? ve  Kamuoyunun oluşumunda medyanın rolü nedir? gibi sorular hakkında fikir sahibi olmalıdır.


#27

SORU:

Kamuoyu sözcüğünün kökeni hangi dilden gelmektedir?


CEVAP:

Kamuoyu kavramı Latince’deki publicus ve opinion sözcüklerinden türetilerek batı dillerine girmiş bir kavramdır ve İngilizcede public opinion sözcükleri ile ifade edilmektedir.


#28

SORU:

Kamuoyu kavramının karşılığı olarak dilimizde hangi sözcükler kullanılmıştır? 


CEVAP:

Batılı ülkelerden dilimize geçen kamuoyu kavramının karşılığı olarak ilk zamanlar efkarı umumiye, halk efkarı, amme efkarı, kamu efkarı gibi kavramlar kullanılmıştır. Günümüzde ise kamu ve oy sözcüklerinin bileşimiyle kamuoyu olarak tek bir sözcük halinde dilimize yerleşmiştir.


#29

SORU:

Kamu kavramı ne anlama gelir?


CEVAP:

Kamu, belirli bir sorun ile karşılaşmış, bu sorun etrafında toplanmış bireylerden oluşan bir gruptur. Kamu, az sayıda katılımla ve özel konularda oluşabileceği gibi bazen de toplumun genelini ilgilendiren konularda geniş katılımla oluşabilir.


#30

SORU:

Bir kanaatin kamuoyu görüşü olarak ifade edilebilmesi için hangi koşulların bulunması gerekir?


CEVAP:

1. Grubu ilgilendiren bir sorunun var olması.
2. Bu gruptaki kişilerin iletişim içinde olması, sorun hakkında düşünüp tartışmaları.
3. Tek tek kişilerin değil grubun ortaklaşa sahip olduğu düşüncenin ifade edilmesi.

4. Dile getirilen düşüncenin bir karar mekanizmasını, bir kuruluşu veya değişik toplumsal kesimleri harekete geçirme arzusu olmalıdır.


#31

SORU:

Kamuoyu nedir?


CEVAP:

Kamuoyu, bir grup insanın ortaklaşa ilgisini çeken sorunlar hakkında belirli karar mekanizmalarını veya çeşitli toplumsal kesimleri harekete geçirmek
amacıyla ifade edilen görüşleridir.
Kamuoyu, belirli bir zamanda, belirli bir tartışmalı sorun karşısında, bu sorunla ilgilenen kişiler grubuna veya gruplarına hakim olan kanaattir.


#32

SORU:

Kamuoyu olgusu, toplumsal yaşam ve toplum içinde gerçekleşen iletişim süreçlerinden ayrı düşünülemez. Söz konusu iletişim süreçlerini izlendiğinde bahsi geçen üç aşama nelerdir?


CEVAP:

1. Küçük gruplar içindeki bireyler arasındaki iletişim aşamasıdır. 
2. Bireysel iletişimlerin zamanda ve mekanda birbirine eklendiği, gruplar ve örgütler arası iletişimin belirlendiği aşamadır. 
3. İkinci aşamadaki iletişimin toplumsal iletişim aracılığıyla, özellikle de kitle iletişim araçlarıyla, yenilenip yaygınlaştığı aşamadır. 


#33

SORU:

Kamuoyunun sağlıklı bir biçimde oluşabilmesi için gerekli toplumsal ortamın
içermesi gereken unsurlar nelerdir?


CEVAP:

1. Fikirlerin özgürce tartışılabildiği, ifade edilebildiği bir ortam olmalıdır. Bu ancak demokratik yönetimlerde mümkündür.
2. İnsanlar asgari müşterekler etrafında birleşmiş olmalıdır. Birbirlerine taban tabana zıt ve çatışan gruplar arasında kamuoyunun oluşmasını beklemek imkansızdır.
3. İnsanların belli bir sosyal, kültürel ve ekonomik seviyeye ulaşmış olmaları gerekmektedir. Temel gereksinimlerini karşılamakta zorlanan insanlar, sorunlar hakkında bağımsız fikirlere sahip olamazlar.
4. İletişim araçlarına erişim ve onları kullanım yaygın ve sınırsız olmalıdır. Kısaca haberleşme özgürlüğü mevcut olmalıdır.
5. Dışarıdan gelen etkilere açık olmakla beraber, rasyonel fikirler etrafında toplanacak bir insan topluluğu olmalıdır.
6. İnsanların yaşayış biçimleri ve örgütlenme yapıları serbest etkileşime müsait olmalıdır. Aşiret, dini cemaatler gibi kapalı grupların güçlü olması, buna karşılık sosyal gruplaşmaların ve sivil örgütlenmelerin zayıf olması, kamuoyunun serbestçe oluşmasını engeller.


#34

SORU:

Kamuoyunun yeterince güçlü olamamasının nedenleri nelerdir?


CEVAP:

1. Kamuoyunu oluşturan gruplar içinde yer alan bireylerin siyasal olaylara ilişkin ilgi noksanlığı.
2. Sosyal ve siyasal gelişmelere ilişkin bilgilerin doğru, güncel ve tam olarak hazır olmaması ya da kolayca elde edilememesi.
3. İletişim ve haberleşme olanaklarının coğrafi, teknolojik ve ekonomik nedenlerden dolayı toplumun tüm kesimlerine aynı ölçüde ulaşamaması.
4. Kamuoyunu oluşturan bireylerin toplumsal olayları ve sorunları genellikle birinci elden değil de daha çok medya aracılığıyla öğreniyor olması.


#35

SORU:

Günümüzde kamuoyunun ne olduğu ve nasıl öğrenilebileceği hakkındaki yaklaşımlar nelerdir? 


CEVAP:

1. Sosyolojik Model
2. Yığın Modeli


#36

SORU:

Kamuoyunun ne olduğuna dair Sosyolojik modelin temel görüşü nedir?


CEVAP:

Kamuoyu akışkan ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Kamuoyu bir sorun etrafında
ve zaman içinde oluşur. Bu görüşe göre, tartışma ile birlikte sorun değişik boyutlar kazandıkça, sorunla ilgilenen kamuoyunu oluşturan kişilerin sayısında da değişiklikler olur.


#37

SORU:

Kamuoyunun ne olduğuna dair yığın modelinin temel görüşü nedir?


CEVAP:

Yığın modeli: Kamuoyu daha çok “bireysel düşüncelerin bir yığını” veya “kamuoyu araştırmacılarının ölçmeye çalıştığı şey” olarak algılanmaktadır. Bu modele göre “bir kişi bir oy” demektir ve bu yaklaşımı temel alan kamuoyu araştırmaları sayesinde toplumda çeşitli sorunlara ilişkin kamuoyu görüşleri ortaya çıkarılabilir.


#38

SORU:

Kamuoyu araştırması ya da yoklaması nedir?


CEVAP:

Kamuoyu araştırması ya da yoklaması, kamuoyunu temsil etmek üzere seçilen bir örneklem grubunu oluşturan bireylerle görüşülerek belirli bir (ya da birkaç) konu hakkındaki eğilimlerini, kanaatlerini ya da kimi zaman tutum ve davranışlarını saptamak amacıyla yapılan araştırmadır.


#39

SORU:

Kamuoyu araştırmasında bir örneklem üzerinde çalışmanın getirdiği avantajlar nelerdir?


CEVAP:

1. Zamandan tasarruf
2. Maliyet azalması
3. Koşullar değişmeden araştırılan bilgilerin elde edilmesi
4. Eleman ve araç tasarrufu


#40

SORU:

Çeşitli ülkelerdeki pazarlama ve kamuoyu araştırma şirketlerinin üye olduğu uluslararası düzeyde çalışmalar yapan başlıca dernekler hangileridir?


CEVAP:

1. ESOMAR: Avrupa Kamuoyu ve Pazar Araştırmacıları Derneği
2. ICC: Uluslararası Ticaret Odası
3. WAPOR: Dünya Kamuoyu Araştırmacıları Derneği
4. Uluslararası Araştırma İstatistikçileri Derneği


#41

SORU:

Kamuoyu araştırmalarının toplum üzerinde etkisine ilişkin görüşler nelerdir? 


CEVAP:

1. Kamuoyu araştırmalarının halka hizmet ediyor görüntüsü altında aslında egemen görüşlere hizmet ettiğini düşünenler,
2. Araştırma sonuçlarının fazla etkili olmadığını, bu etki konusunun fazla abartıldığı görüşünde olanlar,
3. Kamuoyu araştırmalarının halkın taleplerini yansıttığını ve temsili demokrasiye hizmet ettiğini savunanlar.


#42

SORU:

Seçim öncesi yayınlanan kamuoyu araştırması sonuçlarının okuyucu üzerindeki etkileri nelerdir? 


CEVAP:

Gözde Taraf Etkisi (Bandwagon Etkisi), Yenilmişlik (Kamçılanma) Etkisi, Bumerang Etkisi, Toparlanma Etkisi ve Tedbirli Oy Kullanma Etkisidir.


#43

SORU:

Melvin L. DeFleur, Kitle İletişim Kuramları adlı kitabında kitle iletişim araçlarının izleyiciler üzerine etkilerini incelerken bahsettikleri kuramsal yaklaşımlar nelerdir?


CEVAP:

Bireysel Farklılıklar Kuramı, Sosyal Kategoriler Kuramı, Sosyal İlişkiler Kuramı ve Kültürel Normlar Kuramıdır.


#44

SORU:

Sessizlik sarmalı kuramının dayandığı varsayımlar nelerdir?


CEVAP:

1. Toplum sapkın bireyleri dışlamakla tehdit eder.
2. Bireyler sürekli olarak dışlanma korkusu duyarlar.
3. Bu dışlanma korkusu, bireylerin her an fikir iklimini değerlendirmeye çabalamalarına neden olur.
4. Bu değerlendirmelerin sonuçları, kamu önündeki davranışları ve özellikle de fikirlerin açıkça ifade edilmesini ya da gizlenmesini etkiler.


#45

SORU:

Gündem Belirleme Kuramına göre, medyanın gündem belirleme etkisinin bir süreç olarak ele alındığı ortamdaki gündemler nelerdir?


CEVAP:

1. Medya Gündemi: Medyada yer alan haberlerle ilgilidir. Haber değeriyle veya izleyici tercihleri ile fark edilir. 

2. Kamu Gündemi: Medya tarafından etkilendiği varsayılan ve medya dolayısıyla
insanların gündemlerine giren konulardır.
3. Politika Gündemi: Siyasal iktidarın, siyasetçilerin, siyasal çıkar gruplarının belirlediği gündemdir.