MODERN FELSEFE II Dersi ALMAN İDEALİSTLERİ: FİCHTE,SCHELLİNG,SCHLEİERMACHER soru cevapları:

Toplam 100 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Alman idealizmi olarak bilinen felsefi devinim hangi görüşten geliştirilmiştir?


CEVAP: Bu devinim Kant’ın kuramsal ve pratik felsefe alanındaki görüşlerinden geliştirilmiştir.

#2

SORU: Fichte’nin Alman idealizminin gelişimindeki rolü nedir?


CEVAP: Fichte Kant’ın pratik felsefe-ahlak felsefesine ilişkin görüşlerini çıkış noktası yaparak idealist felsefesini oluşturma yoluna gitmiştir ve Alman İdealizmi olarak bilinen felsefi devinimin kurucularındandır.

#3

SORU: Shulpforta nedir?


CEVAP: Shulpforta, Novalis, August Wilhelm Schlegel, Friedrich Schelegel gibi dönemin ünlü romantik şairlerinin yetiştiği ve daha sonra Nietzsche’nin de eğitim göreceği ünlü bir okuldur.

#4

SORU: Fichte’nin yaşamında devrimsel bir değişime neden olan olay nedir?


CEVAP: 1790’da bazı öğrencilerinin isteği üzerine Kant’ın eleştirel felsefesi üzerine çalışmaya başlamasıdır.

#5

SORU: Fichte’nin eserleri nelerdir?


CEVAP: ? Tüm Tanrısal Bildirişin Eleştirisi (1792) ? Fransız Devrimi Üzerine Kamunun Yargısını Düzeltmek için Tasarlanmış Katkılar (1793) ? Tüm Bilim Kuramının Temeli (1794) ? Doğal Hakkın Temeli (1796) ? Törebilim Sistemi (1798) ? İnsanın Belirlenimi (1800) ? Kapalı Ticaret Devleti (1800) ? Bilge İnsanın Özü Üzerine (1805) ? Kutlu Yaşamın Yolu ya da Din Öğretisi (1805) ? Alman Ulusuna Söylevler (1807)

#6

SORU: Felsefi bilgide sistem bütünlüğü yakalama amacını ilk deneyen düşünür kimdir?


CEVAP: Kant’ın çalışmaları bilgi sistemi için ön çalışmalar olarak kabul edilmekle birlikte; bu işi ilk denemeye girişen Reinhold adlı düşünür olmuş fakat bu ideali gerçekleştirmede başarısız olmuştur.

#7

SORU: Alman idealizmi düşünürlerinin ilk ve temel düşünceleri ne olmuştur?


CEVAP: Felsefede bir sistem bütünlüğü yaratmak.

#8

SORU: Fichte, felsefede sistem bütünlüğünün yaratılmasında nasıl bir yol izlemiştir?


CEVAP: Fichte’ye göre her bilimin bir temel ilkesi olmalıdır ve bu nedenle felsefenin de bir temel ilkesi ya da önermesi olmalıdır.

#9

SORU: Fichte’ye göre felsefenin temel ilkeleri nelerdir?


CEVAP: Fichte’ye göre felsefenin temel ilkesi bilinçli varlık, düşünen ben olmalıdır.

#10

SORU: Deneyim kavramı neyi ifade etmektedir?


CEVAP: Deneyim, deneyleyen birisinin daima bir şeyi deneyimlemesidir.

#11

SORU: Bilinç kavramı neyi ifade etmektedir?


CEVAP: Bilinç, her zaman bir nesnenin bir özne tarafından biliniyor olmasıdır.

#12

SORU: Bilincin edimsel içeriğinde soyutlama yoluyla oluşturulmuş kavramlar nelerdir?


CEVAP: Kendinde-anlık ve kendinde-şey kavramlarıdır.

#13

SORU: İdealizm deneyimi nasıl açıklar?


CEVAP: İdealizme göre deneyim, kendinde-anlığın ürünüdür.

#14

SORU: Dogmatizm yani maddecilik ve determinizm deneyimi nasıl açıklar?


CEVAP: Dogmatizme göre deneyim, kendinde-şeyin etkisi olarak açıklanmaktadır.

#15

SORU: Dogmatizm bilinci nasıl açıklar?


CEVAP: Dogmatizmde bilinç/zihinsellik, salt bir epifenomenden (yan ürün) başka bir şey değildir.

#16

SORU: Fichte’nin kendinde-anlama yetisi terimi yerine kullandığı terim nedir?


CEVAP: Fichte, kendinde-anlama yetisi yerine ben terimini kullanmayı tercih etmektedir.

#17

SORU: Kant’ın, idealizm ve determinizm yollarına bakışı nasıldır?


CEVAP: Kant’ın idealizm ve determinizm arasında bir orta yol bulmaya çalıştığı belirtilmektedir.

#18

SORU: Fichte’nin idealizm ve determinizm yollarına bakışı nasıldır?


CEVAP: Fichte, idealizm ve determinizm gibi iki ayrı yol var ise, salt bunlardan birinin izlenmesi gerektiğini, orta yol diye bir şey olmayacağını belirtir ve seçimini idealizmden yana yapar.

#19

SORU: İdealizmin tanımladığın ben neyi temsil etmektedir?


CEVAP: Ben’i anlayabilmek için, ben’in arkasında yer alan mutlak bene gitmek gerekmektedir. Ben’i ne denli bilinç nesnesi yapmaya çalışırsak çalışalım her zaman nesneleşmeyi aşan bir ben kalır. Buna salt ya da aşkınsal ben denir ve felsefenin ilk ilkesi bu salt bendir.

#20

SORU: Fichte’nin felsefi sisteminin üç temel önermesi nedir?


CEVAP: ? Ben sadece kökensel bir yolda kendi varlığını koyar. ? Ben’in karşısında genel olarak bir ben-olmayan vardır. ? Ben’de bölünebilir bir Ben’e karşıt olarak bölünebilir bir ben-olmayan bulunur.

#21

SORU: Fichte ile Hegel’in açıklamaları arasında nasıl bir ilişki bulunmaktadır?


CEVAP: Fichte’nin üç temel önermesi, tez, antitez, sentez şeklindeki Hegelci diyalektik yöntemin bir açımlanışı gibi kabul edilmektedir.

#22

SORU: Mutlak ben kavramı nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP: Mutlak ben salt bir etkinlik, sonsuz bir çabadır. Bu çaba ben-olmayanı, yani doğayı bir karşı tez olarak gerektirir.

#23

SORU: Fichte, doğa kavramını nasıl açıklamaktadır?


CEVAP: Fichte’ye göre doğa, ben’in ahlaksal özünü olgusallaştıracağı zorunlu bir ortamdır.

#24

SORU: Fichte, dürtüyü nasıl açıklar?


CEVAP: Fichte güç olarak dürtü duygusunun, henüz tam gelişmemiş bir düşünme aşamasını ortaya koyduğunu kabul etmektedir.

#25

SORU: Ben’in kuramsal etkinliğinin arkasında ne yatmaktadır?


CEVAP: Ben’in dürtü ya da itki şeklindeki doğası yatmaktadır.

#26

SORU: Fichte, insan doğasının ikili görünümünün temelinde neler olduğunu açıklamaktadır?


CEVAP: Fichte’ye göre insan, dürtüleriyle zorunluluğun hüküm sürdüğü doğanın, anlama yetisi ya da kendini kendisi aracılığıyla belirleme eğilimiyle de özgürlüğün alanına aittir. İnsan doğası böylece ikili bir görünüm sergilemektedir.

#27

SORU: Fichte’ye göre insanın ahlaksal doğasını olgusallaştırmasının yolu nedir?


CEVAP: İnsanın eylemlerini salt dolaysız bir doyum, haz uğruna yerine getirilmemesi ama bunların tinsel bir özne olarak insanın önüne koyduğu ideal ereğe doğru yaklaşan bir dizinin üyeleri olmasıdır.

#28

SORU: Fichte, özgürlük ve yasa kavramlarını nasıl açıklamaktadır?


CEVAP: Fichte’ye göre Özgürlük yasadan doğmaz, tıpkı yasanın özgürlükten doğmaması gibi. Bunlar biri öteki üzerine bağımlı olarak düşünülebilecek iki düşünce değil ama bir ve aynı düşüncedirler; bu tam bir bireşimdir.

#29

SORU: Tikel eylem ve ahlaksal eylem arasında nasıl bir ilişki bulunmaktadır?


CEVAP: Tikel eylemlerin her biri ahlaksal eylem olabilmeleri için belli bir biçimsel etik koşulu yerine getirmelidir.

#30

SORU: Fichte’nin yaklaşımında vicdan nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP: Vicdan, belirli bir ödevimizin dolaysız bilincidir, yanılmaz ve yanılamazdır. Fichte, vicdanı dolaysız bir duygu olarak kabul eder.

#31

SORU: Fichte eylemlerin doğruluğunun belirlenmesinde nasıl bir yol izlemektedir?


CEVAP: Fichte, eylemlerin doğruluğu için bir ölçüt aramaktadır ve hiçbir dışsal yetkenin ölçüt olamayacağını belirtir. Aynı zamanda bu ölçüt eğitimli, eğitimsiz tüm insanlar için geçerli olmalıdır.

#32

SORU: Fichte’ye göre ben (ego), özgür bir varlık olduğunun bilincine nasıl varır?


CEVAP: Ben (ego) kendini ussal ve özgür olarak tanıdığı başka varlıklardan ayırt ederek kendisinin özgür bir varlık olarak bilincine varabilir.

#33

SORU: Fichte, hak kavramını nasıl belirlemektedir?


CEVAP: Hak kavramını Fichte şu şekilde belirlemektedir: Özgürlüğünü ilişkiye girdiğin tüm başka kişilerin özgürlüğü kavramı yoluyla sınırla.

#34

SORU: Fichte hakkaniyet kavramını nasıl açıklamaktadır?


CEVAP: Bir ussal varlıklar toplumunun her bir üyesinin özgürlüğünün anlatımını, topluluğun öteki üyelerinin de kendi özgürlüklerini anlatabilecekleri bir yolda sınırlıyor olması hakkaniyet kavramıdır.

#35

SORU: Fichte’nin devlet anlayışı nasıldır?


CEVAP: Fichte’nin devlet anlayışı, devletin özgür kişiler topluluğuna olanak veren hak ilişkilerinin sürdürülmesi için zorunlu koşul olmasına dayanır ayrıca özgür kişiler topluluğu/devlet sonsuz özgürlük olarak mutlak ben’in kendini olgusallaştırmasının da zorunlu bir koşulu olarak betimlenir.

#36

SORU: Fichte’nin devlet anlayışında hangi düşünürün etkisi gözlenmektedir?


CEVAP: Rousseau’nun etkisi hem genel istenç hem de toplumsal sözleşme kuramında açıkça görülmekle birlikte, bu görüşün kısmen doğru olduğu kabul edilmektedir.

#37

SORU: Fichte’nin devlet yönetimi ile ilgili görüşleri ne şekildedir?


CEVAP: Fichte, devlet yönetiminde despotizmi olduğu kadar demokrasiyi de kabul etmez.

#38

SORU: Fichte, ekonomi ile ilgili olarak hangi görüşü benimsemektedir?


CEVAP: Fichte’ye göre, Platon’un yüzyıllar önce düşündüğü gibi toplumda temel ekonomik sınışarı yaratan bir iş bölümü olmalıdır; ayrıca bunlar arasında bir uyum ya da denge durumu da sürdürülmelidir. Ona göre eğer bir ekonomik sınıf orantısız bir biçimde büyürse bütün ekonomi alt-üst olabilir.

#39

SORU: Fichte’nin Kapalı Ticaret Devleti açıklaması nasıldır?


CEVAP: Fichte’nin Kapalı Ticaret Devleti adlı yapıtının temel düşüncesi toplumun ortak yararıdır. Bunun için devlet bireyler arasındaki iş bölümünü denetleme ve düzenleme hakkına sahip olmalıdır.

#40

SORU: Fichte, diğer ülkelerle yürütülen ticaret ilişkileri hakkında nasıl bir görüşe sahiptir?


CEVAP: Öteki ülkeler ile yürütülen ticaret ilişkileri tümüyle devletin elinde olmalı ya da sıkı bir devlet denetimi altında tutulmalıdır. Fichte’nin öngördüğü şey bir tür ulusal sosyalizm olmaktadır.

#41

SORU: Fichte’nin uluslararası konfederasyon kurulması ile ilgili görüşü ne şekildedir?


CEVAP: Fichte, Haklar sisteminin uluslararası bir topluluğun kurulması yoluyla sürekli ve güçlü bir hâle getirilebileceğini umuyordu ve bunu yapacak olanın da Almanlar olduğu umudunu taşımaktaydı.

#42

SORU: Schelling’in eserleri nelerdir?


CEVAP: ? Mitler Üzerine (1793) ? Genel Olarak Bir Felsefe Biçiminin Olanağı Üzerine (1794) ? Felsefenin İlkesi Olarak Ben (1795) ? Dogmatizm ve Eleştiricilik Üzerine Felsefi Mektuplar (1795) ? Bir Doğa Felsefesine İlişkin İdeler (1797) ? Dünya Ruhu Üzerine (1798) ? Bir Doğa Felsefesi Üzerine İlk Taslak (1799) Bir Doğa Felsefesi Sisteminin Taslağına Giriş ya da Spekülatif Fizik Kavramı Üzerine (1799)

#43

SORU: Schelling’in Hegel ile birlikte çıkardıkları derginin adı nedir?


CEVAP: Eleştirel Felsefe Dergisi’dir.

#44

SORU: Schelling’in Alman Romantik Felsefesine katkıları nasıl oluşmuştur?


CEVAP: Sanatın bireysel ve yüce değerinin önemini vurgulamada, anti-ussalcılık, organizma ve canlıcılık kavramlarının önemini vurgulamada Schelling’in aşkınsal idealizmi Alman romantik felsefesinin temel bir örneği hâline gelmiştir.

#45

SORU: Schelling’in felsefi gelişiminin dönemleri nelerdir?


CEVAP: Öznel idealizm, doğa felsefesi, özdeşlik felsefesi ve negatif ve pozitifin karşıtlığında felsefe olmak üzere 4 dönemdir.

#46

SORU: Schelling’in öznel idealizm dönemi nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP: Bu dönemin başlarında Schelling Fichte felsefesini yansıtan yazılar yazmış; fakat sonrasında yavaş yavaş Fichte’nin etkisinden kurtularak kendi bağımsız konumuna doğru yol almıştır. Dönemin sonlarında ise doğayı ben-olmayan olarak belirleyerek doğa ile tin, nesnel ile öznel arasında yapay bir ikilik yarattığına inandığı Fichte’nin görüşünden ayrılarak kendi doğa metafiziği ile bu ikiliği aşmaya yönelmiştir.

#47

SORU: Schelling, Öznel İdealizm döneminin sonlarına doğru doğayı nasıl tanımlamıştır?


CEVAP: Öznel idealizm döneminin sonlarına doğru Schelling doğayı mutlak varlığın nesnel belirişi olarak görmeye başlamıştır.

#48

SORU: Schelling’e göre Spinoza ve Leibniz’in sunduğu iki önemli girişim nelerdir?


CEVAP: Schelling, öznel ve nesnel, ideal ve reel arasındaki bağdaşma ya da uygunluk sorununu çözme yönünde iki önemli girişim olduğundan söz eder: Bu girişimleri yapanlar Spinoza ve Leibniz’dir. Schelling’e göre iki açıklamanın hiçbiri gerçek bir açıklama değildi; fakat ikisinin de üstünlüğü tinsel olanın ve nesnel olanın en sonunda bir oldukları gerçeğinin sezgisini taşımaları idi.

#49

SORU: Schelling’e göre filozofun doğa ile ilgili duruşu nasıl olmalıdır?


CEVAP: Schelling’e göre filozof doğanın görülür Tin olduğunu, tininse görülmez doğa olduğunu göstermelidir.

#50

SORU: Schelling’e göre mutlak kavramı ne anlama gelmektedir?


CEVAP: Schelling’e göre mutlak öznellik ve nesnelliğin salt özdeşliğidir ve tek bir bilgi edimidir, içinde hiçbir zamansal ardışıklık yoktur.

#51

SORU: Mutlak’ın temsil ettiği üç mantıksal evre nelerdir?


CEVAP: Mutlak, üç mantıksal evre sergiler. Bunlar: ? Kendini ideal doğa olarak nesneleştirir, ? Nesnelleşmiş mutlak, öznellik olarak mutlaklığa dönüşür, ? Mutlak nesnellik ve mutlak öznellik yine tek bir mutlak olarak belirir.

#52

SORU: Schelling, Doğanın İlk Potansiyelliği kavramını nasıl açıklar?


CEVAP: Sınırsız etkinlik ve durdurucu kuvvet arasındaki etkileşimle en alt doğa düzeyi, dünyanın genel yapısı, cisimler dizisi ortaya çıkar. Schelling bu düzeye doğanın ilk potansiyelliği adını verir.

#53

SORU: Schelling, Evrensel Mekanizm kavramını nasıl açıklar?


CEVAP: Sınırsız etkinliğin itkisi kendini yeniden ileri sürer ve doğanın kuruluşunda ikinci birlik ya da potansiyellik, evrensel mekanizm olarak karşımıza çıkar.

#54

SORU: Schelling, bilincin tarihini kaç evrede izler ve bunlar nelerdir?


CEVAP: Schelling, bilincin tarihini üç ana evrede izler: İlk evre ilkel duyumdan üretken sezgiye dek yayılır ve doğa felsefesinde maddenin kuruluşu ile bağlantılıdır. İkinci evre üretken sezgiden derin düşünmeye dek uzanır. Üçüncü evrede organizmanın oluşumu devreye girer.

#55

SORU: Schelling tarihi nasıl açıklar?


CEVAP: Schelling’e göre tarih, insan soyunun özgürleşme yolundaki gelişimidir. Tarih zorunluluk aracılığıyla özgürlüğün gerçekleşimidir.

#56

SORU: Schelling’in felsefesinde ben’in ulaşabileceği en yüksek basamak nedir?


CEVAP: Fichte’nin felsefesinde ağırlık noktasını pratik felsefe oluşturuyordu. Ben’in temel niteliği eylemdi. Schelling’in felsefesinde ise ben’in ulaşabileceği en yüksek basamak etik değil, estetiktir.

#57

SORU: Estetik sezgi kavramı nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP: Schelling, ben’in bilen ve eyleyen bilinçliliğine estetik bilinci eklemiştir. O, bu bilinçliliğe estetik sezgi der. Estetik sezgi kendisini sanatsal yaratmada dışlaştırır.

#58

SORU: Schelling’in özdeşlik felsefesi nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP: Schelling’in özdeşlik felsefesi panteizmin bir türüdür ama Spinoza’nın ölü, maddesel ve determinist panteizmine karşıt olarak, doğanın canlılığını vurgulamaktadır. Spinoza’nın etkisi açık olmasına karşın, Herder ve Goethe’nin vitalistik yorumlamaları aracılığıyla filtrelenmiştir. Aynı şey Schelling’in Bruno’sundaki vitalistik panteizmin benzer etkisiyle gerçekleşmiştir.

#59

SORU: Schelling’in negatif felsefesi nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP: Negatif felsefe deyince evreni açıklama amacında olan sistemin tümüyle kavramlara ya da özlere sınırlı olduğunu ve bu sistemlerin mantıksal çıkarım düzeyinde kaldığını öne sürer.

#60

SORU: Schelling’in pozitif felsefesi nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP: Bu felsefe varoluşsal anlamda bir salt edim ya da varlık olarak tanrı ile başlar ve bu en yüksek edimden başlayarak tanrının kavramına ya da doğasına geçer. Buna göre tanrı kişisel olmayan bir kavram ya da öz değil, yaratıcı bir varlıktır; Varlığın efendisidir. Burada varlık, dünyadır. Schelling bu şekilde pozitif felsefeyi kişisel bir varlık olarak tanrı kavramına dayandırmış oluyor.

#61

SORU: Schelling’in pozitif felsefe yapma dönemi hangi yıllarda gerçekleşmiştir?


CEVAP: Schelling’in pozitif felsefe yapma dönemi 1809’dan ölüm yılı olan 1854 yılına dek süren uzun bir zaman aralığını kapsamıştır.

#62

SORU: Schelling’in negatif ve pozitif felsefe arasındaki ayrıma ilişkin görüşü nasıldır?


CEVAP: Schelling’e göre, olumsuz felsefenin sonunda sadece olanaklı dini bulabiliriz, olgusal dini değil. Ancak salt akıl sınırları içindeki dinsel koşuldan pozitif felsefeye geçişledir ki ilk olarak din alanına girmiş oluruz.

#63

SORU: Schleiermacher’in eserleri nelerdir?


CEVAP: ? Din Üzerine Söylem (1799) ? Monologlar (1800) ? Günümüze Dek Ahlak Öğretisinin Bir Eleştirisinin Ana Çizgileri (1803)

#64

SORU: Hermeneutik kavramı ne anlama gelmektedir?


CEVAP: Hermeneutik, dinsel yorum bilim anlamına gelmektedir.

#65

SORU: Schleiermacher’in felsefi önemi nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP: Schleiermacher’in felsefi önemi dinsel yaşamı çözümleme eylemine girişince ortaya çıkan yorumlama denemesi ile dinsel bir yorum bilim (hermeneutik) alanından hareketle modern hermeneutiğin de kurucularından biri durumuna gelmiş olmasıdır.

#66

SORU: Schleiermacher’in düşünce ve varlığa dair görüşleri nasıldır?


CEVAP: Schleiermacher’e göre düşünce ve varlık birbirleriyle ilişkilidir. Bu da iki yolla olur: ya düşünce kendisini doğaya uydurur ya da doğayı kendisine uydurur. Bu iki yol insanda başlar ve tanrıda birleşir, özdeşleşir.

#67

SORU: Schleiermacher’e göre en son olgusallık nedir?


CEVAP: En son olgusallık tin ve doğanın evrende ya da tanrıda özdeşlikleridir. Kavramsal düşünce bu özdeşliği anlayamaz ama özdeşlik duyumsanabilir.

#68

SORU: Schleiermacher dinin özünü nasıl görmektedir?


CEVAP: Schleiermacher’e göre dinin özü ne düşünce, ne de eylemdir; sadece duygu ya da sezgidir. Bu edim evreni sezmeye çalışır ve evren Schleiermacher’e göre, sonsuz tanrısal olgusallıktır. Bu yüzden din özsel olarak sonsuza bağımlılık duygusudur.

#69

SORU: Schleiermacher’in din ve ahlak görüşünün diğer filozofların yaklaşımına benzer ve farklı yanları nelerdir?


CEVAP: Schleiermacher, Kant ve Fichte’nin dini ahlaka indirgeme projelerine itibar etmemiş, görüşleriyle tıpkı Schelling’in yaptığı gibi Ortaçağın büyük mistik düşünürü Jakobi’yi izlemiş olmaktadır.

#70

SORU: Schleiermacher’in metafiziğe ilişkin görüşü nasıldır?


CEVAP: Schleiermacher’e göre hem metafizik hem de ahlak, din ile bütünlenmeye gereksinim duyarlar. Sonsuz bütünlüğün temel dinsel sezgisi olmaksızın metafiziğin kavramsal yapısı boşlukta asılı kalacaktır ve yine din olmaksızın ahlak felsefesi insanın oldukça yetersiz bir kavramını verecektir.

#71

SORU: Spinoza tanrıyı nasıl açıklamaktadır?


CEVAP: Spinoza’ya göre tanrı insana ilişkin tüm kategorileri aşar. Tanrı ayrımlaşma ve karşıtlık içermeyen bir birliktir bu nedenle insan düşüncesinin kategorilerinden hiçbiri ona uygulanamaz. Örneğin tanrıya kişilik yüklenemez. Çünkü tüm bu kategoriler sonludur ve birbirine bağımlıdırlar.

#72

SORU: Schleiermacher tanrıyı nasıl açıklamaktadır?


CEVAP: Schleiermacher için tanrı aynı zamanda sonsuz bir yaşam ilkesidir ve bu yönüyle Spinoza’dan az çok uzaklaşarak Fichte’nin geç dönem felsefesine yaklaşmış olur.

#73

SORU: Schleiermacher dini nasıl açıklamaktadır?


CEVAP: Schleiermacher için din sonsuza yönelen temel bağımlılık duygusunun kazanılmasından oluşur ve zihinden çok yüreğin, bilgiden çok inancın konusudur.

#74

SORU: Schleiermacher bireysel kişiliğin önemini nasıl açıklamaktadır?


CEVAP: İnsan-olma tümeli tüm sonlu bireylere içkindir, bu açıdan her birey aynı zamanda tanrısalın tikel bir belirişidir denebilir. Ama aynı zamanda düşünme/bilme etkinliklerinin ve isteme/eyleme etkinliklerinin konusu olarak insan bireyi tin ve doğayı birleştirir, bir başka deyişle zihin ve bedenden oluşur ve bu şekilde yer ve zaman açısından bireyselleşir. Bunun anlamı her birinin kendine özgü yetenekleri ve bir özgünlüğü (orijinalitesi) bulunduğudur.

#75

SORU: Schleiermacher bireyselliği nasıl görmektedir?


CEVAP: Schleiermacher’e göre bireysellik ancak başkaları ile ilişki içinde gerçeklik kazanır. Toplum da insan bireylerinin bir topluluğu olarak bireysel ayrımları gerektirir. Böylece toplum ve birey birbirlerine göndermede bulunan olgulardır.

#76

SORU:

Fichte, Kant’ın eleştirel felsefe üzerine hangi devrimsel çalışmaları yayımlamıştır?


CEVAP:

1790’da bazı öğrencilerinin isteği üzerine Kant’ın eleştirel felsefesi üzerine çalışmaya başladı. Bu çalışma yaşamında devrimsel değişimlere yol açtı. 1792’de, Tüm Tanrısal Bildirişin Eleştirisi, 1793’te Fransız Devrimi Üzerine Kamunun Yargısını Düzeltmek İçin Tasarlanmış Katkılar adlı çalışmaları yayımlandı.


#77

SORU:

Fichte’nin felsefesinin bir etik idealizm olma niteliğini gözler önüne seren yapıtlar hangileridir?


CEVAP:

Fichte 1796’da Doğal Hakkın Temeli adlı yapıtını, 1798’de Törebilim Sistemi başlıklı çalışmasını yayımladı. Her iki yapıt da bilim kuramının ilkelerine göre işlenmiş olmakla birlikte, Fichte’nin felsefesinin bir etik idealizm olma niteliğini açık bir biçimde gözler önüne sermektedir.


#78

SORU:

Fichte, her bilimin temel ilkesini neye dayandırır?


CEVAP:

Fichte’ye göre her bilimin temel bir ilkesi vardır ve felsefe için bu ilke bilinçli varlık, düşünen ben olmalıdır.


#79

SORU:

Fichte, deneyim kavramını nasıl açıklamıştır?


CEVAP:

Deneyim, deneyleyen birisinin daima bir şeyi deneyimlemesidir. Bilinç her zaman bir nesnenin bir özne tarafından biliniyor olmasıdır. Bu nedenle bilincin edimsel içeriğine baktığımız da, orada soyutlama yoluyla oluşturulmuş iki temel kavram buluruz, bunlar kendinde anlık ve kendinde şey kavramlarıdır. Bu durumda deneyim ya kendinde anlığın ürünüdür ya da kendinde şeyin etkisi olarak açıklanabilir.


#80

SORU:

Aşkınsal ben nedir?


CEVAP:

Ben’i ne denli bilinç nesnesi yapmaya çalışırsak çalışalım her zaman nesneleşmeyi aşan bir ben kalır. Buna salt ya da aşkınsal ben denir ve felsefenin ilk ilkesi bu salt bendir.


#81

SORU:

Fichte’nin felsefi sisteminin üç temel önermesi nedir?


CEVAP:

Fichte’nin felsefi sisteminin üç temel önermesi şöyledir: “Ben sadece kökensel bir yolda kendi varlığını koyar”, “Ben’in karşısında genel olarak bir ben-olmayan vardır”, “Ben’de bölünebilir bir Ben’e karşıt olarak bölünebilir bir ben olmayan bulunur.”


#82

SORU:

Fichte’nin üç temel önermesi Hegel ile nasıl ilişkilendirilir?


CEVAP:

Fichte’nin üç temel önermesi tez, antitez, sentez şeklindeki Hegelci diyalektik yöntemin bir açımlanışı gibidir.


#83

SORU:

Fichte, mutlak beni nasıl açıklamıştır?


CEVAP:

Mutlak ben salt bir etkinlik, sonsuz bir çabadır. Bu çaba ben-olmayanı, yani doğayı bir karşı tez olarak gerektirir. Doğa, ben’in ahlaksal özünü olgusallaştıracağı zorunlu bir ortamdır.


#84

SORU:

Fichte’ye göre insan doğası nasıl bir görünüm sergiler?


CEVAP:

İnsan, dürtüleriyle zorunluluğun hüküm sürdüğü doğanın, anlama yetisi ya da kendini kendisi aracılığıyla belirleme eğilimiyle de özgürlüğün alanına aittir. İnsan doğası böylece ikili bir görünüm sergiler.


#85

SORU:

Hak kavramını Fichte ne şekilde tanımlar?


CEVAP:

Hak, toplumsal bir kavramdır ve Fichte tarafından şu cümleyle belirlenir: “Özgürlüğünü ilişkiye girdiğin tüm başka kişilerin özgürlüğü kavramı yoluyla sınırla”. Bunu şu şekilde açıklamak olanaklıdır: Bir ussal varlıklar toplumunun her bir üyesinin özgürlüğünün anlatımını, topluluğun öteki üyelerinin de kendi özgürlüklerini anlatabilecekleri bir yolda sınırlıyor olması hakkaniyet kavramıdır.


#86

SORU:

Fichte’ye göre bireylerin istençleri neyi oluştururlar?


CEVAP:

Fichte’ye göre bireylerin istençleri tek bir istenç halinde birleşerek genel istenci temsil eden devleti oluştururlar.


#87

SORU:

Schelling, Fichte felsefesine ilişkin hangi yazıyı yayımlamıştır?


CEVAP:

Schelling’in 1795’te yayımlanan Felsefenin İlkesi Olarak Ben Üzerine başlıklı yazısı Fichte felsefesine ilişkindir.


#88

SORU:

Schelling’in felsefi gelişimi hangi aşamalarda ele alınmaktadır?


CEVAP:

Schelling’in felsefi gelişimini dört aşamada ele almak geleneksel hâle gelmiştir: Bunlar, öznel idealizm, doğa felsefesi, özdeşlik felsefesi ve negatif ve pozitifin karşıtlığında felsefe şeklinde nitelenebilecek dört aşama ya da dönem olarak birbirini izlemiştir.


#89

SORU:

Schelling, Öznel İdealizm döneminin sonlarına doğru doğayı nasıl görmüştür?


CEVAP:

Schelling Öznel İdealizm döneminin sonlarına doğru doğayı mutlak varlığın nesnel belirişi olarak görmeye başladı.


#90

SORU:

Schelling, doğa metafiziği ile hangi aşamaya yönelir?


CEVAP:

Schelling’e göre Fichte, doğayı ben-olmayan olarak belirleyerek doğa ile tin, nesnel ile öznel arasında yapay bir ikilik yaratmıştır. Kendi doğa metafiziği işte bu ikiliği aşmaya yönelir.


#91

SORU:

Schelling’e göre filozof, doğa ile tini nasıl açıklamalıdır?


CEVAP:

Schelling’e göre filozof, doğanın görülür tin olduğunu, tininse görülmez doğa olduğunu göstermelidir.


#92

SORU:

Schelling’e göre mutlak, tin ve doğanın özdeşliğini temsil ederken hangi mantıksal evreleri sergiler?


CEVAP:

Tin ve doğanın özdeşliğini temsil eden Mutlak, üç mantıksal evre sergiler; 1. kendini ideal doğa olarak nesneleştirir, 2. nesnelleşmiş mutlak, öznellik olarak mutlaklığa dönüşür, 3. mutlak nesnellik ve mutlak öznellik yine tek bir Mutlak olarak belirir.


#93

SORU:

Schleiermacher’e göre tarih nedir?


CEVAP:

Schleiermacher’e göre tarih insan soyunun özgürleşme yolundaki gelişimidir. Tarih zorunluluk aracılığıyla özgürlüğün gerçekleşimidir.


#94

SORU:

Schleiermacher’e göre düşünce ve varlık arasındaki ilişki nasıldır?


CEVAP:

Schleiermacher’e göre düşünce ve varlık birbirleriyle ilişkilidir. Bu da iki yolla olur: ya düşünce kendisini doğaya uydurur ya da doğayı kendisine uydurur. Bu iki yol insanda başlar ve tanrıda birleşir, özdeşleşir.


#95

SORU:

Schleiermacher’e göre düşünce varlığa nasıl bağlanabilir?


CEVAP:

Schleiermacher’e göre düşünce ve varlık birbirleriyle bağlantı içindedirler. Ona göre düşüncenin varlığa bağlanabilmesi için iki yol vardır: Birincisi bilimsel ya da kuramsal bilgide olduğu gibi düşünce kendisini varlığa uydurabilir ve bilimsel kavram ve yargılarımızın bütününe karşılık gelen varlık doğa olarak adlandırılır. İkinci yol olarak düşünce varlığı kendisine uydurmaya çalışır. Bu yol ahlaksal etkinliğimizin yoludur.


#96

SORU:

Schleiermacher’e göre metafizik ve ahlakın din ile ilişkisi nasıldır?


CEVAP:

Schleiermacher’e göre hem metafizik hem de ahlak, din ile bütünlenmeye gereksinim duyarlar. Sonsuz bütünlüğün temel dinsel sezgisi olmaksızın metafiziğin kavramsal yapısı boşlukta asılı kalacaktır ve yine din olmaksızın ahlak felsefesi insanın oldukça yetersiz bir kavramını verecektir. Çünkü ahlak açısından insan kendi yaşamının özgür ve özerk yöneticisi gibi görünürken dinsel sezgi ona sonsuz bütünlük üzerine, tanrı üzerine bağımlılığı göstermiş olur.


#97

SORU:

Schleiermacher, din felsefesine nasıl yaklaşır?


CEVAP:

Schleiermacher, görüldüğü gibi din felsefesini dinsel deneyimin yorumlanışı olarak görmüş, bu konuda Spinoza’dan büyük ölçüde yararlanmıştır: Spinoza’ya göre tanrı insana ilişkin tüm kategorileri aşar. Tanrı ayrımlaşma ve karşıtlık içermeyen bir birliktir bu nedenle insan düşüncesinin kategorilerinden hiç biri ona uygulanamaz.


#98

SORU:

Schleiermacher, kavramsal düşünceye göre tanrı ve dünyayı nasıl değerlendirir?


CEVAP:

Kavramsal düşünce yarattığı ayrımlaştırmayı tümüyle ortadan kaldıramadığı için tanrı ve dünyayı birbiriyle özdeş değil de bağlantılı olarak düşünür. Yani biri ötekini imler. Ne dünyasız bir tanrı olabilir ne de tanrısız bir dünya. Şu hâl de bu iki düşünce ne tam özdeşleştirilebilir ne de tam birbirlerinden ayrılabilir. Kavramsal düşünce evreni zorunlu olarak bu iki düşünce yoluyla kavrarken, bunları birbirine karıştırmamalıdır.


#99

SORU:

Schleiermacher’e göre bireysellik nasıl gerçeklik kazanır?


CEVAP:

Schleiermacher’e göre bireysellik ancak başkaları ile ilişki içinde gerçeklik kazanır. Toplum da insan bireylerinin bir topluluğu olarak bireysel ayrımları gerektirir. Böylece toplum ve birey birbirlerine göndermede bulunan olgulardır.


#100

SORU:

Schleiermacher, kişileri birbirinden ayıran öz bilinçliliği nasıl açıklar?


CEVAP:

Schleiermacher, öz bilinç formu için duygu sözcüğünü uygun bulur. Duymak­duygulanmak, düşünmek ve yapmak bilincin üç formu olarak kişileri birbirinden ayıran öz bilinçliliği oluştururlar.