MODERN ORTADOĞU TARİHİ Dersi Körfez Ülkeleri: Kuveyt, Katar, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman Sultanlığı soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Basra Körfezi neresidir?


CEVAP:

Literatürde Fars/İran Körfezi (Persian Gulf), Basra Körfezi ya da Arap Körfezi diye geçmektedir. Arap Yarımadası ile İran’ın güneybatısında yer alan ve Arap Denizi ile Hürmüz boğazını bağlayan 600 mil/965 km. uzunluğundaki suyoludur. Antik çağlardan itibaren Doğu ile Mezopotamya, buradan da Avrupa’ya uzanan “baharat ve ipek yolu” üzerindeki en önemli ve ünlü ticaret yollarından bir tanesidir. Farklı isimler ile anılmasının sebebi tarih boyunca farklı egemenliklerde kalmasından kaynaklanmaktadır.


#2

SORU:

17. yüzyılın başlarından itibaren Basra Körfezi'nde Portekizlilerin yerini alan iki ülke hangileridir?


CEVAP:

Hollanda ve İngilizlerin ilgisi zamanlama bakımından aynı dönemlere rastlamaktadır. Her ikisi de 17. Yüzyılda Körfez’in önemini kavramışlardı. Daha çok uzakdoğu baharat ticaretinde söz sahibi olmak için kurulan İngiliz Doğu Hindistan Şirketi (EIC: 1600) ile Hollanda Doğu Hindistan Şirketi (V.O.C: 1602) zaman içinde Körfez’i de faaliyet alanlarına alarak Portekizlilerin yerine geçtiler. Körfezi ticari ilgilerine ilk alanlar Hollandalılar olsa da 18. yüzyılın son çeyreğinde geri çekilmeye başlayınca, İngilizler rakipsiz kaldılar.


#3

SORU:

1970'li yıllardan sonra İngilizlerin Basra Körfezi bölgesinden çekilmesi neye yol açmıştır?


CEVAP:

1970li yıllardan itibaren İngilizlerin bölgeden çekilmesi ile de buralarda yüz ölçümü ve nüfus bakımından “micro state/küçük devlet” denilen ama kaynakları ve bulundukları coğrafya açısından jeopolitiği yüksek devletler ortaya çıktı. Suudi Arabistan hariç bu devletlerin birçoğu her ne kadar batılıların dizayni ile meydana gelmiş ise de zaman içinde kendi siyasetlerini de belirleme yoluna gitmişlerdir. Bu maksatla çoğu konuda müşterek hareket etme becerisi gösteren bu devletlerin en önemli birleştirici kurumları 1981 yılında kurulan Körfez İşbirliği Teşkilatı’dır (The Gulf Cooperation Council). Küçük devletlerin bağımsızlıklarını kazanması akabinde Suudi Arabistan’ın önerisi ile hayata geçirilen teşkilat, üyeleri arasında özellikle ekonomik entegrasyonu sağlama yolunda büyük adımlar atmıştır.


#4

SORU:

Kuveyt'in coğrafi özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Basra Körfezi’nin kuzeybatısında yer alan ülkenin resmi adı “Devletü’l-Kuveyt”tir. Arap Yarımadası’nın kuzeydoğusunda, Suudi Arabistan ile Irak arasında yüzölçümü 17.818 km2 olan küçük bir ülkedir. Ülke, Şattülarap deltasının güneyinde, büyük gemilerin girmesine elverişli derin bir körfezin çevresinde yer alır. Kuveyt Körfezi denilen ve doğu-batı doğrultusunda uzunluğu 80, kuzey-güney doğrultusunda genişliği 20 kilometreyi bulan büyük bir girintiden oluşmaktadır. Kuveyt Körfezi’nin hemen karşısında oldukça stratejik bir mevkisi olan Feyleke ve Mesken adında iki adası bulunmaktadır. Bu doğal liman yapısı ile büyük tonajlı
gemilerin girebildiği bir yer olması 17. yüzyıldan itibaren ilgi odağı olmasını sağlamıştır.

Başkenti Kuveyt şehridir. Resmî dili Arapça olmakla birlikte İngilizce de yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. 2013 verilerine göre nüfusu 2.695.316 olarak tespit edilmiştir. Ancak bu nüfusun yarısına yakını Kuveytli iken yaklaşık % 35’i diğer Arap ülkelerinden, geri kalanları ise özellikle Hindistan ve diğer Asya ülkelerinden çalışmak amacıyla burada bulunanlardan oluşmaktadır. Yerli ahali ise Necid ve İran tara?arından gelip buraya yerleşen kabilelerden oluşmaktadır. Müslüman nüfus Sünni ve Şii olmak üzere iki ana gruptan meydana gelmektedir. Oranlar çoğu kere karşılıklı olarak abartılı verilmekle birlikte, % 60-70 Sünni; % 30-40 Şii’dir. Göçmen nüfusun içinde Hıristiyan, Hindu ve Parsi’ler bulunmaktadır. Nüfusun çoğu Kuveyt şehri etrafında gelişen ve onunla bitişen şehirlerde yaşamaktadır. Ülke, El-Asıme, Ahmedî, Fervâniye, Cehrâ, Havallî ve Mubarek el Kebir isimleriyle altı valilik bölgesine ayrılmıştır. 


#5

SORU:

1899'da Mübarek el-Sabah'ın İngilizlerle yaptığı gizli anlaşmanın içeriği neydi?


CEVAP:

1899 yılında şeyh ve vârislerinin İngiltere’nin izni olmadan başka bir devletin temsilcisini kabul etmeyeceklerini şart koşan gizli bir anlaşma yaptılar. Buna karşılık İngilizler, Şeyh Mübarek’e 1000 sterlinlik bir tahsisat bağladı. Şeyh Mübarek siyasi davranarak İngilizlere istedikleri yazılı garantiyi vermedi ise de topraklarının bir kısmını kiraladığına dair bir belgeyi imzaladı. Aslında bu belge de İngilizlere gerektiğinde müdahale hakkı veriyordu. Gelişmelerden şüphelenen Osmanlı Devleti, Basra liman memurunu Kuveyt’e gönderdi. Memurun şeyh tarafından kabul edilmemesi şüpheleri arttırdı. Ardından meseleyi tetkik etmek için bölgeye yeni bir heyet gönderildi ise de Mübarek anlaşmayı inkâr etti. Hatta Mübarek, II. Abdülhamid’e, devlete olan bağlılığını bildiren bir mektubu yazdı. Artık iki taraf da siyasi davranıyordu. II. Abdülhamid bir dış müdahaleden endişe ederek Mübarek’i, O da devleti idare ediyordu. Nitekim Şeyh Mübarek’e ikinci dereceden Mecîdî nişanı verildi ve mîr-i mîrânlik rütbesiyle paşa yapıldı (20 Mayıs 1900). O da bu ilgiye karşılıksız kalmadı ve Kuveyt’te kendi parasıyla tamir ettirdiği camiye Padişah’ın adını verdi. Basra vilâyetini ziyaret eden Mübarek (17-24 Kasım 1900) Kuveyt’e  hiçbir yabancı devleti sokmayacağına ve Osmanlı Devleti’ne bağlı kalacağına dair Vali Muhsin Paşa’ya söz vermesine rağmen İngiltere ile imzaladığı gizli antlaşmaya da sadık kaldı.


#6

SORU:

Kuveyt bağımsızlığına hangi yıl kavuşmuştur?


CEVAP:

1961 yılında bağımsızlığına kavuşan Kuveyt hemen Arap Birliği üyeliğine de alındı. Fakat bu bağımsızlığı Irak, toprakların aslında kendi parçası olduğu gerekçesiyle tanımadı ve Arap Birliği’ne de karşı çıktı.


#7

SORU:

Katar'ın coğrafi özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Arap yarımadasının kuzeydoğu sahilinde, Basra Körfezi’nin güneybatısındaki Bahreyn ve Bahrülbenât körfezleri arasında kuzeye doğru uzanan yarımada üzerinde yer alan küçük bir ülkedir. Başşehri Devha/Doha ‘dır. Yüzölçümü 11.586 km2 olup yabancılar ile birlikte nüfusu iki milyon civarındadır. Resmi dili Arapça olmakla birlikte İngilizce de yaygın bir şekilde kullanılır. Güneyden Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin çevirdiği; genelde çöl ve alçak kumlu tepelerden ibaret olan arazisi tarıma uygun değildir; iklimi sıcak ve kuraktır. Çok büyük petrol ve doğalgaz yataklarına sahip olan Katar son yıllarda ayrıca sanayileşmeye
de önem vermiştir. Nüfusun çoğunluğu yerli halktan çok petrol sektöründe çalışan İran ve Pakistan kökenli göçmenlerle, başka
yerlerden gelen işçilerden meydana gelmektedir.

Coğrafyanın küçük olması, günümüzde bir paylaşım problemlerinin olmaması ve refah düzeyinin yüksekliği sayesinde kabileler arasında uyum olmasına rağmen “Katarlı” olmak bir kimlik anlamına gelmemektedir. Yine hemen herkes kendisini diğer Körfez Arapları gibi mensup oldukları aile ve kabileleri ile tanımlamaktadırlar.


#8

SORU:

İngilizler ile Katar Emiri Abdullah arasında imzalanan himaye antlaşmasının tarihi nedir?


CEVAP:

Birinci Dünya Savaşı ile birlikte bölgedeki Osmanlı varlığı tamamen sona erdi. Savaş sırasında Basra Körfezi’nde büyük etkinlik gösteren İngilizler, 3 Kasım 1916’da Katar Emiri Abdullah ile diğer Körfez şeyhleriyle yaptıklarına benzer bir himaye antlaşması imzaladılar.


#9

SORU:

Katar bağımsızlığına hangi tarihte kavuşmuştur?


CEVAP:

İngilizlerin bölgeyi terk etmesinden sonra bağımsızlığına kavuşan Katar (3 Eylül 1971) hemen arkasından Arap Birliği’ne ve Birleşmiş Milletler’e üye oldu.


#10

SORU:

Bahreyn'in coğrafi özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Basra Körfezi’nde Suudi Arabistan’ın Doğu sahilleri ile Katar’ın batısında yer alan iki büyük ve otuzdan fazla küçük adacıktan oluşan küçük bir ada devletidir. Adaların toplamı 760 km2 meydana gelmektedir. Bahreyn, Mename (başkent) ve Muharrak adıyla birbirine deniz doldurularak bağlanan iki ana adadan oluşurken etrafında daha birçok küçük ada ve adacıklar (Sidre, Nebi Salih, Cidde, Ummu Nassan, Ummu Suban gibi.) bulunmaktadır. Denizciler için uygun olması hasebiyle Körfez’de deniz faaliyetlerinin başlamasından itibaren iskân aldığı kabul edilmektedir.  2013 tahminlerine göre nüfusu 1.281,332’dir. Ancak bu nüfusun %46si yerli %54’ü ise yabancılardan oluşmaktadır. Tarih boyunca çeşitli yerlerden göç alan Bahreyn halkı heterojen bir yapı göstermektedir. Yerli halk merkezi Arabistan ve İran’dan gelen Arap ve Fars kökenli kabilelerden oluşmaktadır. Ülkenin %81’i Müslüman, geri kalanı ise çoğunluğu Hıristiyan olmak üzere diğer dinlere mensup göçmenlerdir. Müslüman nüfusun yarısı Sünni diğer yarısı da Şii’dir (bazı kaynaklara göre ise Şiiler daha fazladır). 

Sünni ve Şii toplum arasında ciddi bir ayrışma olup, Sünniler “Bahreynî” (Bahreynli); Şiiler de aynı anlama gelen “Bahranî” şeklinde kendilerini ifade etmektedirler. Sünni kabileler Necid (merkezi Arabistan) veya Havale (İran tarafından gelen Araplar) gurubuna mensupturlar. Ayrıca, el Rumeyhi, el Musallem, Devasir ve Sudan isimli kabileler de bulunmaktadır. Basra Körfezi’ndeki stratejik mevkisi ve Körfez petrolünü açık denizlere ulaştıran bir noktada olması Bahreyn’e özel bir jeopolitik önem kazandırmaktadır. 1986 yılında, Bahreyn ile Suudi Arabistan’ın Dammam kenti arasında yaklaşık 25 kilometrelik bir köprü yapılarak iki ülke fiziki olarak birbirine bağlanmıştır.


#11

SORU:

İngiliz nüfuzunun Bahreyn'de yerleşmesine imkân sağlayan olayların başında ne gelir?


CEVAP:

1921-1926 yıllarında Major Clive Daly İngiliz siyasi memuru olarak burada görev yapmıştır. 1926 yılında Sir Charles Belgrave Bahreyn Şeyhi’nin danışmanı sıfatı ile bölgeye yerleştirmiş ve bu görevi 1957 yılına kadar sürmüştür. Bu iki kişinin Modern Bahreyn Devleti’nin kurumlarının oluşmasında önemli katkıları bulunmaktadır. Özellikle 1923 yılında Şeyh İsa el Halife İngiliz subaylarınca emirlikten alınarak oğlu Şeyh Hamed b. İsa’nın göreve getirilmesi ile başlayan uzun süreç İngiliz nüfuzunun iyice bölgeye yerleşmesine imkân tanımıştır. Bu süreçte Bahreyn halkı gerek İngiliz tarzı kurumlar ve gerekse belediye ve seçimleri ile tanışmışlardır.


#12

SORU:

Bahreyn bağımsızlığını hangi tarihta ilan etmiştir?


CEVAP:

15 Ağustos 1971 yılında Bahreyn bağımsızlığını ilan etti ve el Halife ailesinden Şeyh İsa Emir unvanı ile yeni devletin başı oldu.


#13

SORU:

Birleşik Arap Emirlikleri'nin coğrafi özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Birleşik Arap Emirlikleri (Resmi adı: El-İmâratü’l-Arabiyyetü’l-Muttehide) Körfez’in ortasında yer alır. Kuzey ve kuzeybatıdan Körfez’in suları, batıda Katar ve Suudi Arabistan güneyde ise Umman ve ayrıca Suudi Arabistan toprakları ile çevrilidir. Katar’dan Re’s Musandam’a kadar doğu batı istikametinde Körfez’de 644 km uzunluğunda sahili bulunmakta ve ülkeyi meydana getiren yedi emirliğin altısı (Abu Dabi, Debi (Dubai), Şarıka, Acman, Ummu’l-Kayveyn, Re’su’l-Hayme) bu sahilde yer alırken; yedinci emirlik olan Fucayre ise Umman tarafında 90 km boyunca uzanan sahil kesiminde yer almaktadır. Ülkenin yüz ölçümü 83.600 kilometrekaredir. Bu büyüklüğü ile Körfez İşbirliği Ülkeleri arasında Suudi Arabistan ve Umman’dan sonra üçüncü sırada yer almaktadır. Ülke topraklarının çoğunluğu sahralardan oluşmaktadır. Ancak bu sahralarda ziraat ve hurma yetiştiriciliğine uygun önemli birkaç vaha yer almaktadır. Su kaynakları olan, Ayn, E?âc ve Liva isimli bu vahalar bölgenin de ilk iskân alanları olarak bilinmektedir. Hürmüz Boğazı’na açılan stratejik mevkisi geçmişte ticaret gemilerinin bugün ise petrol tankerlerinin geçiş yolu üzerinde olması bölgenin jeopolitiğini oluşturmaktadır. Geçmişte balık ve inci avcılığı ve ticaret için makul bir göç alan BAE, petrolün keşfinden sonra hızla yabancı göçüne açılmıştır.

2013 ortalamalarına göre ülkede 5.472. 977 kişi yaşamaktadır. Resmi dili Arapça olmakla birlikte Farsça, İngilizce, Hintçe ve Urduca da yaygın şekilde konuşulmaktadır. Sadece toplam nüfusun %19’u (İmâratî) yerli iken geri kalanı yabancılardan oluşmaktadır. Bu demografik yapı Körfez ülkeleri arasında BAE’ni özellikli kılmaktadır. Ülkede diğer Arap ülkeleri ve İran kökenliler, güney ve doğu Asyalı ve hatta batılılar yaşamaktadır. Ülkenin yerli nüfusunun %20sinden azının yerli/İmâratî olması gelecek için ciddi kaygılar yaratmaktadır. Bu dağılıma rağmen ülkede yaşayanların büyük çoğunluğu (%96) Müslüman olup bunlardan % 16 kadarı Şii’dir. Nüfusun geri kalanı Hıristiyan ve Hindular’dan oluşmaktadır.

BAE’nin başkenti Abu Dabi şehridir ve burası ülkenin kurucusu sayılan el-Bu Falah ailesinin de merkezi olup ülke yüzölçümünün de büyük bir kısmını oluşturmaktadır. BAE esasında Mütareke Şeyhlikleri (Trucial States) olarak bilinen yedi ailenin oluşturduğu bir konfederasyondur.


#14

SORU:

Birleşik Arap Emirlikleri hangi yıl kurulmuştur?


CEVAP:

Başlangıçta dokuz emirliğin iştiraki ile kurulması düşünülen birlik, Katar ve Bahreyn’in tereddütleri ve bağımsız birer devlet olma arzuları yüzünden tamamlanamadı. Ancak Re’sul Hayme hariç altı emirlik yapılan bir sözleşme ve anayasa ile 1971 yılında BAE’ni kurmuşlardır. 1972 yılında yedinci emirlik de konfederasyona gireceğini açıkladı ve bugünkü BAE meydana geldi.


#15

SORU:

Bae'yi oluşturan emirlikler hangileridir?


CEVAP:

BAE’ni oluşturan Emirlikler:

1) Abu Dabı

2) Dubai

3) Şarıka

4) Acman

5) Ummu’l-Kayveyn

6) Fuceyra

7)Re’su’l-Hayme (1972’de birliğe katıldı)


#16

SORU:

Umman'ın coğrafi özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Basra Körfezi’nin sonunda Arap Denizi, Umman Körfezi Suudi Arabistan ve Yemen ile çevrili ve resmi adı Saltanatu Umman/Umman Sultanlığı’dır. Başkenti Maskat şehri olup, resmi dili Arapça’dır. Ancak İngilizce, Belucî, Urduca ve Hindistan dilleri de yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Sadece Re’s Musandam tarafı Körfez’e bakan ülkenin büyük bir bölümü Umman Körfezi’ndedir. Yüzölçümü 309.500 kilometrekare olan ülkenin 2013 yılı itibari ile nüfusu 3.154.134’tür. Halkı Arap, Beluci, Pakistanlı, Hint, Bengladeş, Sri Lanka ve Doğu Afrikalılar’dan oluşmaktadır. Ancak Doğu Afrikalılar’ın birçoğu 1960li yıllarda buraya göç etmiş olup Umman vatandaşı olmuşlardır. Yerli halkın % 75’i İbadî mezhebine mensup Müslümanlar’dır. Geri kalanları ise Sünni, Şii Müslüman ile Hindulardan oluşmaktadır. Ülke’de bir anayasa mevcut olmayıp, İslamî kurallar ve kısmen Anglosakson kanunları ile idare edilmektedir.


#17

SORU:

İbadilik nedir?


CEVAP:

İslam Tarihinde ortaya çıkan ilk muhalif hareket olan Hariciliğin ılımlı bir kolu olup, Umman ve kısmen bazı Kuzey Afrika ülkelerinde yayılmıştır. Umman’da kabileler arası yakınlaşmayı ve bir nevi sosyal bütünlüğü sağlayan inanç sistemidir. 9. Asırdan itibaren Umman’da idare kuran İbadilere göre hem dini ve hem de siyasi lider İmam’dır. İmam ilimde ehil kimselerden seçilir ve işleri şura ile görür. Bu anlayış hanedanlıkların oluşmasını engellemesine rağmen çoğu kere Umman imamları elit ailelerden gelmişler ve bugün olduğu gibi ülke hanedanlıklar ile idare edilmiştir.


#18

SORU:

Sultan Said b. Teymur ve Sultan Kabus arasındaki görüş farklılıkları nelerdir?


CEVAP:

Uzun yıllar süren iktidar döneminde Sultan Said b. Teymur, adeta bilinçli bir şekilde ülkesinde hiçbir gelişmenin olmasını istemedi. Halkın eğitilmesi halinde tehlike yaratacağını düşünüyordu. Ülkedeki tek hastane Amerikalı misyonerler tarafından kurulmuştu. Yapılan tek yol Maskat ile Mitra arasındaydı. Üstelik petrol ile birlikte ülkenin gelirleri artmıştı ama o bunları kamu yararına harcamayı reddediyordu. Tabii olarak petrol imtiyazlarını ellerinde bulunduran İngilizler de bu durumdan etkilenmekte idiler. Sultanın danışmanları onlar idi ve bir şekilde tepkiler onlara da yönelebilirdi. Nitekim siyasi faaliyet gösteren guruplar İngilizleri de hedef almışlardı.

Aslında Kabûs da babasının idaresinden memnun değildi ve muhalefet ile işbirliğine girmişti. Bu şartlar altında Sultan Said, oğlu lehine tahtından feragat etmeye zorlandı ve 23 Temmuz 1970 yılında oğlu Kabûs Umman Sultanı oldu. Bu değişiklik muhalefetin yapması muhtemel diğer devrimlere tercih edildiği için Körfez şeyhlikleri ve İran tarafından da kabul gördü. Hatta bazı yazarlar, Said b. Teymur’un saltanat yıllarına Umman tarihinin “Karanlık Çağı”, buna mukabil oğ lunun dönemine de “Rönesans” (Nahda) adı verecektir.


#19

SORU:

Sultan Kabus'un 1996'da yayınladığı sultan iradesinin içeriği nedir?


CEVAP:

Sultan Kabûs 1996 yılında devletin temel yasası olarak bir irade daha yayımladı. Buna göre Umman bir Arap ve İslam devletidir. İslam, devletin resmi dini, Arapça ise resmi dilidir. Yasamanın kaynağı şeriattır. Hükümet şekli verasete dayalı saltanattır, adalet, şura ve eşitliği esas alır. Sultan Kabûs devletin her şeyini ellinde tutmakla birlikte bazı yetkilerini atadığı bakanları aracılığı ile kullanmaktadır. Yaptığı kalkınma hamleleri ve eğitim yatırımları ile kendisini halkına kabul ettirmiş, hatta ülkenin milli bayramı olarak O’nun doğum günü (18 Kasım) seçilmiştir. Kabûs bu haliyle gücünü kabilelerden ve geleneksel aile gücünden alan diğer Körfez idarecilerinden farklılaşarak bölgede modern gerçek bir kral olmuştur. Özellikle çevresindekilerin, hatta bakanların ticaret yapmalarına izin vererek kendisini destekleyecek güçlü yeni bir sınıf yaratmıştır.


#20

SORU:

Mübarek el-Sabah ne zaman ölmüştür?


CEVAP:

Modern Kuveyt’in kurucusu kabul edilen Mübarek el Sabah’ın vefatında (28 Kasım 1915) halk, İngiliz müdahalesi olmadan büyük oğlu Cabir’in şeyhliğinde birleşti (Aralık 1915).