MODERN SOSYOLOJİ TARİHİ Dersi İşlevselciliğe Karşı Eleştirel Gelişmeler: Çatışma Teorisi ve Sosyolojik İmgelem soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

İşlevselciliğe yönelik en temel eleştiri nedir?


CEVAP:

Bu eleştiriler arasında işlevselciliğin siyasal olarak muhafazakâr olduğu ve statik yapılar üzerinde odaklandığı, toplumsal değişme ile başa çıkamadığı ve toplumsal çatışmayı yeterince analiz etmediği yönündeki eleştiriler başta gelmektedir.


#2

SORU:

İşlevselciliğe yönelik en önemli eleştiriler düşünüldüğünde ilk akla gelen eleştiriler kim tarafından ve ne zaman yapılmıştır?


CEVAP:

İşlevselciliğe yöneltilen en önemli eleştirilerden bazıları yine Amerikalı bir sosyolog olan C. Wright Mills cephesinden gelmiştir. Mills, işlevselciliğe yönelik özellikle 1950’li ve 1960’lı yıllarda daha da artan eleştirilerin başını çekenlerden biri olarak bilinmektedir.


#3

SORU:

Çatışma teorisi ve işlevselcilik arasındaki en önemli farklar nelerdir?


CEVAP:

Çatışma teorisi ile işlevselcilik arasındaki en önemli farklıkların bazıları ise kısaca şu şekilde sıralanmaktadır. İşlevselciler için toplum statik veya hareket halinde bir denge iken çatışmacı kuramcılar için her toplum, her zaman ve her aşamada bir değişim sürecine tabidir. İşlevselciler toplumsal düzen ve düzenliliklere vurgu yaparken çatışmacı kuramcılar toplumsal yaşamın her alanında mevcut olan çatışmalara, anlaşmazlıklara ve uzlaşmazlıklara dikkat çekerler. İşlevselciler toplumun ortak olarak paylaşılan normlar, değerler ve genel bir ahlak tarafından bir arada tutulduğunu savunurken çatışmacı kuramcılar toplumsal düzenin (veya toplumun bir arada tutulmasının) toplumsal hiyerarşinin en üst mertebesinde bulunanların sahip oldukları otoritenin zorlayıcı gücüyle sağlandığını savunurlar. İşlevselciler paylaşılan toplumsal değerler tarafından üretilen birlik ve beraberlik üzerinde yoğunlaşırken, çatışmacı kuramcılar toplumsal düzenin korunmasında gücün önemini vurgular.


#4

SORU:

İşlevselciliğe getirilen en önemli eleştirilerden bazıları Amerikan sosyolojisi içinde radikal bir yere sahip olan C. Wright Mills neden dışlanmıştır?


CEVAP:

Özellikle Mills’in yaşadığı dönemde Amerikan sosyolojisinde Marksist düşünce geleneğini takip eden sosyologların sayısı oldukça azdır. Mills, bu yapı içinde hem Marksist geleneği sürdürmeye çalışması hem de Amerikan sosyolojisinde o dönemin en baskın teorisi olan Parsons’ın yapısal işlevselciliğine yönelttiği eleştiriler nedeniyle Amerikan sosyolojisi içinde radikal bir pozisyonda kalmış ve dışlanmıştır.


#5

SORU:

Mills, Hans Gerth ile birlikte kaleme aldığı “Karakter ve Toplumsal Yapı” adlı eserlerinde hangi konudan bahsetmektedir?


CEVAP:

Mills, Hans Gerth ile birlikte kaleme aldığı “Karakter ve Toplumsal Yapı” (1953) adlı eserinde özel ve kamusal arasında, bireyin tamamen kişisel davranışları ile son derece genel birtakım sosyal-tarihsel olgular arasındaki ilişkiyi ele alır.


#6

SORU:

Sosyolojik imgelem nedir?


CEVAP:

Basit bir ifadeyle, sosyolojik imgelem bireylerin kişisel yaşamlarındaki sorunlarla toplumsal düzeydeki sorunlar arasındaki ilişkiyi görebilecek bir bakış açısına veya yeteneğe sahip olmaları olarak tanımlanabilir.


#7

SORU:

Mills’in eleştirdiği soyutlanmış ampirizm/deneyimcilik kavramı nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP:

Soyutlanmış ampirizm/deneyimcilik genel olarak örnekleme süreciyle seçilmiş bireylerle yapılan mülakatlardan elde edilen dataların işlenmesi ve bulunan sonuçların istatistiksel bildirimler şeklinde ifade edilmesi şeklinde bir yönteme dayanmaktadır.


#8

SORU:

Mills'in en önemli eserleri hangileridir ve kaç yılında kaleme alınmıştır?


CEVAP:

Mills’in eserleri içinde radikal bakış açısını yansıtan iki eseri özellikle öne çıkar. Bunlardan birincisi Amerikan toplumunda yeni orta sınıf üzerine yapılan “Beyaz Yakalılar” (1951) adlı eseri, diğeri de Amerikan toplumunda yönetici seçkinler üzerine yapılan “İktidar Seçkinleri” (1956) adlı eseridir.


#9

SORU:

Mills'in iktidar seçkinleri eserinin konusu nedir?


CEVAP:

İşlevselciliğin aksine sosyolojik çalışmalarında çatışma ile güç çözümlemesine ağırlık veren Mills, “İktidar Seçkinleri” (1956) adlı ünlü çalışmasında özellikle Amerikan toplumunda güç/iktidar analizi üzerinde odaklanır ve Amerikan toplumunun, belirli kesimlerden gelen küçük bir seçkin grup tarafından nasıl yönetildiğini analiz etmeye çalışır. Mills’in “İktidar Seçkinleri”, aynı zamanda ulusu şekillendirecek siyasal güçten yoksun olan orta sını?a tezat oluşturarak önemli kararlar verebilecek pozisyonları ellerinde bulunduran ve yönetici statüsünde olan kişileri kapsar.


#10

SORU:

Mills'e göre iktidar seçkinleri hangi kurumlardan gelmektedir? 


CEVAP:

Mills’e göre iktidar seçkinleri üç önemli kurumun komuta yerlerinde yer alan seçkinlerden oluşmaktadır. Bunlar sırasıyla (i) büyük şirketlerin, özellikle savaş endüstrisini elinde bulunduran büyük şirketlerin yöneticileri, (ii) ordunun üst rütbeli subayları ve (iii) Federal hükümetin başındaki siyasal yöneticilerdir.


#11

SORU:

Coser yapısal işlevciliğe karşı olan düşüncelerini nasıl ifade etmiştir?


CEVAP:

Coser özellikle “Parsons’un ‘statik’ denge modelini eleştirmiş ve çatışmanın yıkıcı ve parçalayıcı olmaktan ziyade toplumun varlığını sonsuza kadar koruyacak bir denge sağlama aracı olabileceğini savunmuştur. Öte yandan, Coser çatışmanın çok önemli olmakla birlikte, uzlaşma/konsensüs kadar önemli olamayacağını vurgulamış, böylelikle bir anlamda yapısal işlevselciliğe bağlılığını ifade etmiştir.


#12

SORU:

Coser toplumsal çatışma çalışmalarında kimden, nasıl etkilenmiştir?


CEVAP:

Coser’in toplumsal çatışmayı analiz ederken özellikle George Simmel’in formel sosyoloji geleneğine bağlı kaldığı bilinmektedir. Coser özellikle George Simmel’in çatışmayı karşılıklı bir etkileşim sürecinde bir sosyalleşme biçimi olarak gören yaklaşımından etkilenir. Buna göre yapısal gereksinimleri gereği hiç bir grup tam bir uyum hâlinde olamaz, grup oluşumu (formation) konsensüsün olduğu kadar çatışmanın da ürünüdür ve bu açıdan çatışma, grup oluşumunda önemli bir toplumsal işleve sahiptir.


#13

SORU:

Coser'e göre gerçekçi çatışma nedir?


CEVAP:

Coser çatışmayı çözümlerken gerçekçi olan ve olmayan (realistic-nonrealistic) çatışmalardan da söz eder. Buna göre gerçekçi çatışmalarda kişilerin tepkisi belirli taleplerinin ve kazanımlarının engellenmesine yol açan nesnenin kendisine yöneliktir. Bir işletmede yapılması gereken ücret artışlarını bir türlü yapmayan işletme yönetimine karşı işletmede çalışan işçilerin greve gitmesi, belirli taleplerin engellenmesine yol açan nesneye yöneltilmiş gerçekçi çatışmalara bir örnek olarak verilebilir.


#14

SORU:

Coser'in gerçekçi olmayan çatışma kavramı nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP:

Gerçekçi olmayan çatışmalarda kişilerin tepkilerini gerilime yol açan gerçek kaynağa değil de onu ikame edecek başka bir kaynağa kaydırmaları söz konusudur. Bu çatışmalar kişilerin gerçek amaçlarından çok gerilimden kurtulma gereksinimlerinin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Örneğin, bir ülkede yaşayan yerli vatandaşların ekonomik kriz ve durgunluğa bağlı olarak ortaya çıkan işsizliğin nedenini veya yine krize bağlı olarak devletin sosyal güvenlik ve benzeri harcamalarda yaptığı kesintilerin nedenlerini ülkede yaşayan belirli bir göçmen grubun varlığına bağlamaları, gerçekçi olmayan çatışmalara bir örnek olarak verilebilir.


#15

SORU:

Ralf Dahrendorf'un toplum benzetmesi ve toplumsal gerçeklik anlayışı nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP:

Endüstriyel Toplumda Sınıf ve Sınıf Çatışması (1959: 157) adlı çalışmasında toplumu, bir yüzü çatışma bir yüzü konsensüs olan iki yüzlü bir madalyona benzetir. Ona göre toplumsal gerçeklik hem uyumlu hem de çatışmalı bir doğaya sahiptir ve bu nedenle çatışma ile uyum toplumsal yaşamda birbirini tamamlayan artı ve eksi kutuplar gibi bir arada görülür ve biri olmadan diğeri de olamaz.


#16

SORU:

Dahrendorf'un Marks eleştirileri hangi yönde olmuştur?


CEVAP:

Dahrendorf ’a göre Marx’ın çoğunu öngöremediği bu değişiklikler “postkapitalist” dediği yeni bir endüstriyel toplum tipinin oluşumuna yol açmıştır. Bu nedenle de Marx’ın kapitalist topluma özgü olarak yaptığı analizlerin, bu yeni toplum tipine (post-kapitalizme) uygun olarak değiştirilmesi gerektiğini düşünür.


#17

SORU:

Dahrendorf'a göre Mark'tan sonra toplumdaki değişiklikleri nasıl sınıflandırmaktadır?


CEVAP:

Dahrendorf Marx’tan beri endüstriyel kapitalist toplumda meydana gelen ve postkapitalist toplumsal formasyona dönüşümde rol oynayan önemli değişimlerden bazılarını şöyle sını?ar; Sermayenin ayrışması (decomposition of capital), Emeğin ayrışması (decomposition of labour), “Yeni orta sınıf ”ın gelişmesi, Toplumsal hareketliliğin artması ve Eşitliğin artması.


#18

SORU:

Dahrendorf'a göre otorite nedir?


CEVAP:

Dahrendorf’a göre otorite normlar tarafından belirlenmiş belirli toplumsal rol ve mevkilere iliştirilmiş meşru güçtür.


#19

SORU:

Dahrendorf otorite dağılımından kaynaklanan kaç tür gruptan bahsetmektedir?


CEVAP:

Dahrendorf otorite dağılımından kaynaklanan karmaşık çıkar ilişkilerini üç tip çıkar grubu altında ele alarak çözümlemeye çalışır: (i) yarı gruplar (quasi-groups), (ii) çıkar grupları ve (iii) çatışma grupları.


#20

SORU:

Literatürde Dahrendorf'a yönelik eleştiriler hangi yöndedir?


CEVAP:

Dahrendorf ’un kuramı da farklı cephelerden önemli eleştiriler almıştır. Bu eleştirilerin başında ise bu kuramın güç ve otorite yarışı dışında kalan toplumsal çatışmaların temellerine ilişkin ayrıntılı bir analiz geliştirmediği yönündeki eleştiri gelmektedir. Marksist cepheden gelen eleştirilerde ise Marx’ın kuramının çağdaş toplumlar için artık geçerli olmadığı iddiasının kabul edilemez olduğu, önemli bir değişim geçirmiş olmakla birlikte bu toplumların hâlâ iki temel sınıf arasında bölünmüş kapitalist toplumlar olduğu, sınıf çatışmasının da hâlâ temel toplumsal çatışmayı oluşturduğu, ayrıca toplumsal eşitsizliklerin dramatik olarak da azalmadığı vurgulanmaktadır.