OSMANLI DİPLOMASİSİ Dersi Klasik Dönem Osmanlı Diplomasisi (1299-1606) soru cevapları:
Toplam 20 Soru & Cevap#1
SORU:
Hanefî, Hanbelî ve Malikî hukukçuların çoğunluğuna göre, İslamda savaş hangi hallerde zorunludur?
CEVAP:
Cihadın illet ve sebebi düşmanın fiilen İslâma ve Müslümanlara karşı savaş ve tecavüzüdür.
#2
SORU:
İstanbul'un fethinden sonraki dönemlerde, Osmanlı devletin de gerçek savaş veya büyük cihad (cihad-ı ekber)kavramları ne anlamda kullanılmıştır?
CEVAP:
Osmanlı ülkesinde ilim, imar ve bayındırlık alanın da yapılan hamleler büyük Cihad olarak nitelendirilmiştir.
#3
SORU:
Osmanlıların özellikle gayrimüslim topluluklara karşı uyguladıkları istimâlet denilen ilkenin içeriği neydi?
CEVAP:
“Kendine meylettirmek” anlamına gelen bu kelimenin terim mânası, insanların gönüllerini kazanarak kendi hakimiyetini kurmaktır.
#4
SORU:
Osmanlı da, devletlerle kurulan ilişkiler Divan-ı Hümayun’da karara bağlanır ve oradan çıkan izinle devletler hukuku alanında bugünkü anlamda “tanıma” "ilişki" başlamış olurdu.Divan-ı Hümayun' dan çıkan bu izne ne ad verilirdi?
CEVAP:
İcazetnâme-i Hümayun denilirdi.
#5
SORU:
Osmanlı dış politikanın belirlenmesinde ve diplomasinin yürütülmesinde Divanın temel bürokratik birim haline gelmesi hangi Osmanlı padişahı zamanında olmuştur?
CEVAP:
Orhan Bey zamanında.
#6
SORU:
Kuruluş dönemin de divan’daki yazışmaları yürüten kâtiplerin bağlı olduğu kısmen dış politikanın belirlenmesinde, daha ağırlıklı olarak ise diplomasinin yürütülmesinde ön plana çıkan ve giderek sorumlu olan görevli kimdi
CEVAP:
Nişancı,
#7
SORU:
Osmanlılar, ilk defa hangi padişahı döneminde yabancı ülkelerde daimî elçilikler açmaya başlamıştır?
CEVAP:
III. Selim döneminde.
#8
SORU:
Osmanlı devletin de resmi bir belge olarak kullanılan "Ahidname" nedir?
CEVAP:
Ahidname: Hükümdarların emriyle bazı devlet, zümre ve kişilere özel haklar tanınmak üzere düzenlenen hukukî belgedir.
#9
SORU:
Osmanlıların kuruluş dönemindeki fetih politikalarının en temel ilkeleri nelerdi?
CEVAP:
Komşu ülkelere uygulanan" Müdârâ "(görünüşte de olsa dostça geçinmektir) ve Balkan ülkelerine karşı güdülen" istimalet "(gönül kazanma) siyasetleri temel ilke olarak uygulanmıştır.
#10
SORU:
Osmanlı Beyliği’nin devletleşme sürecinde diğer beyliklere göre daha başarılı olmasının nedenleri ,siyasî ve diplomatik yol ve yöntemleri beceriyle kullanmasıdır. Bu bağlamda gerek Bizans ve gerekse Anadolu beyliklerine karşı kullandığ en belirgin siyaseti ne olmuştur?
CEVAP:
Taht kavgalarından yararlanmak ve Bizans hanedanlarından,Anadolu beyliklerinden kız almak.
#11
SORU:
I. Murad dönemin de, balkanlarda fetihlerin devam etmesinde Osmanlı devletinin işini kolaylaştıran en önemli gelişme neydi?
CEVAP:
Balkanlarda gerçekten de çok parçalanmış bir siyasî yapı vardı. İşte fetihler bu siyasî ortamdan yararlanılarak gerçekleştirilmiştir.
#12
SORU:
II.Murad'ın tahta çıkışı sırasın da Bizans, Osmanlı taht kavgalarına nasıl bir davranışta bulunarak katılmıştır?
CEVAP:
Bizans da tutsak bulunan Şehzade Mustafa’yı serbest bırakıp II.Murad'a karşı destek vererek kardeş kavgasını alevlendirmiştir.
#13
SORU:
Osmanlıların Balkanlardaki siyasî rakipleri, kendi aralarında birliği sağlama ve hep birlikte Osmanlının karşısına çıkmak için en çok neyi diplomatik ve siyasî araç olarak kullandılar?
CEVAP:
Osmanlıların Balkanlardaki siyasî rakipleri devrin anlayışına uygun olaraken çok "hristiyanlık dinini" bir diplomatik ve siyasî araç olarak kullandılar.
#14
SORU:
II.Murad'ın Segedin’de Macar Kralı ve Sırp despotu ile barış yaptıktan sonra tahtı oğluna bırakıp padişahlıktan ayrılması nasıl bir gelişmeye neden olmuştur?
CEVAP:
Bu antlaşmadan sonra II. Murad tahttan çekilip yerine küçük yaştaki oğlu II. Mehmed’i geçirince Haçlılar durumdan yararlanmak için barışı bozup yeniden Osmanlı topraklarına saldırdılar.
#15
SORU:
Osmanlılar, gerek hükümdar cüluslarındaki kritik dönemi atlatmak gerekse planladıkları bir harekat öncesinde rakipleri arasında ittifak kurulmasını önlemek için nasıl bir siyasi hamle yaparlardı?
CEVAP:
Bu kritik durumu atlatmak veya rakiplerinin ittifakını önlemek için tarafların biriyle barış antlaşması yapma siyasetini geniş biçimde uygularlardı.
#16
SORU:
Osmanlı Devletinin,1482’de Venedik ile antlaşma yapmasının ayrıca, kurulan bir casus ağından elde edilen bilgilerin yakından izlenmesinin ve bazı Avrupa hükümdarlarına - Papa’ya çeşitli elçiler ve hediyeler gönderilmesinin nedeni neydi?
CEVAP:
Ağabeyi II. Bayezid’e karşı giriştiği taht mücadelesini kaybedince Rodos şövalyelerinin eline geçen ve daha sonra da Papalık ve Avrupa devletleri tarafından Osmanlı Devleti’ne karşı siyasî bir koz olarak kullanılan Şehzade Cem tehlikesini önlemek.
#17
SORU:
İstanbul'un fethinden sonra Osmanlı topraklarında kurulan "balyos" neydi?
CEVAP:
Balyos: Bailos, balyoz imlalarıyla da yazılan, genellikle Venedik Cumhuriyeti’nin Osmanlı Devleti nezdindeki daimî temsilcilerine verilen addır. Zamanla diğer devlet temsilcileri için de konsolos karşılığında kullanılmıştır. Balyos, diplomatik görevinin yanında Osmanlı ülkesindeki Venedik vatandaşlarınınher türlü işini yönetme, aralarındaki meselelerde yargılama yapma gibi hak ve yetkilere sahipti.
#18
SORU:
XVI.yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren, batı dünyasında Türklere ve Müslümanlara karşı ön yargılar devam etmekle birlikte, siyasî ve diplomatik arenada, Osmanlılara karşı salt dine dayalı bir Haçlı politikası izlenmesinin etkisini kaybetmesine yol açan gelişme neydi?
CEVAP:
Avrupa’da feodalizmin çöküşüyle beraber laik temellere dayalı millî monarşilerin ortaya çıkışı ve Protestanlığın ortaya çıkışıyla Hıristiyan dünyasının bir kez daha bölünmesidir.
#19
SORU:
Germiyan Beyliği 1428 yılında Osmanlı devletine nasıl katılmıştır?
CEVAP:
Germiyan Beyi II. Yakub çocuğu olmadığı için ölümünden sonra mülkünü Osmanlılara vasiyet ettiğinden ölümünü müteakip bu beylik ortadan kalkmıştır (1428).
#20
SORU:
Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren Osmanlı devleti ile Memlük Devletinin arasının bozulmasının gerçek nedeni neydi?
CEVAP:
Gerçek neden, İslâm dünyasının liderliği mücadelesiydi. Memluklular Abbasî halifesini ve Kutsal şehirleri himayeleri altında bulun duruyor, Fatih ise İstanbul’un fethiyle birlikte kendisini İslâm âleminin lideri olarak görüyordu. Bunun bir göstergesi de, o zamana kadar Osmanlı hükümdarları Memluk sultanlarına “babam” diye hitap ederken Fatih’in Kayıtbay’a “karındaşım Mısır Sultanı” diye hitap etmesidir.