OSMANLI DİPLOMASİSİ Dersi Yeniden Yapılanma Dönemi Osmanlı Diplomasisi: Nizam-ı Cedid’ten Tanzimat’a (1792-1839) soru cevapları:
Toplam 20 Soru & Cevap#1
SORU: “Nizam-ı Cedid” hareketinin geniş hedefini ve kapsamı neydi?
“Nizam-ı Cedid” hareketinin geniş hedefini ve kapsamı neydi?
CEVAP: Devlet bünyesindeki bütün kuruluşların gözden geçirilerek zamanın ihtiyaç ve gereksinimlerine göre düzenlenip yenilenmesi “Nizam-ı Cedid” hareketinin geniş hedefini ve kapsamını teşkil etmekteydi.
Devlet bünyesindeki bütün kuruluşların gözden geçirilerek zamanın ihtiyaç ve gereksinimlerine göre düzenlenip yenilenmesi “Nizam-ı Cedid” hareketinin geniş hedefini ve kapsamını teşkil etmekteydi.
#2
SORU: III. Selim dönemine kadar Avrupa devletleri ile ilişkiler nasıl sürdürülmekteydi?
III. Selim dönemine kadar Avrupa devletleri ile ilişkiler nasıl sürdürülmekteydi?
CEVAP: III. Selim dönemine kadar Avrupa devletleri ile ilişkiler, bu devletlerin İstanbul’daki daimî statüdeki diplomatik temsilcilikleri vasıtasıyla sürdürülmekteydi.
III. Selim dönemine kadar Avrupa devletleri ile ilişkiler, bu devletlerin İstanbul’daki daimî statüdeki diplomatik temsilcilikleri vasıtasıyla sürdürülmekteydi.
#3
SORU: 1792 tarihinde uygulamaya konulan Nizam-ı Cedid ıslahatları ile birlikte Avrupa’nın önemli merkezlerinde diplomatik temsilci bulundurulması kararı alındı. Bunun Osmanlı'ya ne gibi faydaları olmuştur?
1792 tarihinde uygulamaya konulan Nizam-ı Cedid ıslahatları ile birlikte Avrupa’nın önemli merkezlerinde diplomatik temsilci bulundurulması kararı alındı. Bunun Osmanlı'ya ne gibi faydaları olmuştur?
CEVAP: Bu tarihten başlayarak Osmanlı dış politikasında köklü değişiklikler yaşanmış ve dış işlerinin yeniden yapılanmasına girişilmişti. Bu dönemde Osmanlı Devleti Avrupa’da cereyan eden hadiseleri daha ya- kından izlemek imkânı bulduğu gibi; İstanbul’da rakip olan ülke elçilerinin yanlış ve kasti yönlendirmelerinden de kurtulmuş oldu.
Bu tarihten başlayarak Osmanlı dış politikasında köklü değişiklikler yaşanmış ve dış işlerinin yeniden yapılanmasına girişilmişti. Bu dönemde Osmanlı Devleti Avrupa’da cereyan eden hadiseleri daha ya- kından izlemek imkânı bulduğu gibi; İstanbul’da rakip olan ülke elçilerinin yanlış ve kasti yönlendirmelerinden de kurtulmuş oldu.
#4
SORU: Modern Türk diplomasisinin kurulmasında en büyük rol kime aitti?
Modern Türk diplomasisinin kurulmasında en büyük rol kime aitti?
CEVAP: Modern Türk diplomasisinin kurulmasında en büyük rol Reisülküttab Mehmed Raşid Efendi’ye aitti. Mehmed Raşid Osmanlı Devleti’nin en zor dönemlerinden biri olan 1788-1791 yılları arasında Osmanlı dış politikasında yaptığı faaliyetler sebebiyle III. Selim’in takdirini kazandı. Bundan dolayı padişah, yenilikçi görüşe sahip olan Mehmed Raşid’i 6 Eylül 1792 tarihinde ikinci kez olarak Reisülküttablığa getirdi.
Modern Türk diplomasisinin kurulmasında en büyük rol Reisülküttab Mehmed Raşid Efendi’ye aitti. Mehmed Raşid Osmanlı Devleti’nin en zor dönemlerinden biri olan 1788-1791 yılları arasında Osmanlı dış politikasında yaptığı faaliyetler sebebiyle III. Selim’in takdirini kazandı. Bundan dolayı padişah, yenilikçi görüşe sahip olan Mehmed Raşid’i 6 Eylül 1792 tarihinde ikinci kez olarak Reisülküttablığa getirdi.
#5
SORU: Mehmed Raşid zamanında diplomasi alanında yapılan ve etkileri günümüze kadar tesir eden yenilikler nelerdir?
Mehmed Raşid zamanında diplomasi alanında yapılan ve etkileri günümüze kadar tesir eden yenilikler nelerdir?
CEVAP: a) Avrupadevletleriileolanilişkilerdedevletlerarasıhukukunbenimsenmesi ve Avrupa’nın önemli merkezlerinde daimî ikamet elçiliklerinin açılması
b) Avrupalı devletlerle olan ilişkilerde mütekabiliyet esasına uyulması ve tayinât usulünün kaldırılması
c) Dışilişkilerdetarafsızlıkpolitikasıilegüçlerdengesiningözönünealınması ve Protestan Kuzey-Batı Avrupa devletleriyle ilişkilerin en üst seviyede geliştirilmesi.
a) Avrupadevletleriileolanilişkilerdedevletlerarasıhukukunbenimsenmesi ve Avrupa’nın önemli merkezlerinde daimî ikamet elçiliklerinin açılması
b) Avrupalı devletlerle olan ilişkilerde mütekabiliyet esasına uyulması ve tayinât usulünün kaldırılması
c) Dışilişkilerdetarafsızlıkpolitikasıilegüçlerdengesiningözönünealınması ve Protestan Kuzey-Batı Avrupa devletleriyle ilişkilerin en üst seviyede geliştirilmesi.
#6
SORU: Babıâli Avrupa’da kuracağı ilk daimî elçilik için hangi ülkeyi seçmiştir?
Babıâli Avrupa’da kuracağı ilk daimî elçilik için hangi ülkeyi seçmiştir?
CEVAP: Babıâli Avrupa’da kuracağı ilk daimî elçilik için eskiden beri çok iyi ilişkiler kurduğu İngiltere’yi seçti. Her ne kadar uzun bir süreden beri Fransa ile iyi ilişkiler mevcut idiyse de bu sırada Avrupa devletlerinin 1792 tarihinden itibaren fiilen İhtilal rejimine karşı Fransa ile mücadeleye girişmeleri, Babıâli’yi Londra’yı tercihe yöneltti.
Babıâli Avrupa’da kuracağı ilk daimî elçilik için eskiden beri çok iyi ilişkiler kurduğu İngiltere’yi seçti. Her ne kadar uzun bir süreden beri Fransa ile iyi ilişkiler mevcut idiyse de bu sırada Avrupa devletlerinin 1792 tarihinden itibaren fiilen İhtilal rejimine karşı Fransa ile mücadeleye girişmeleri, Babıâli’yi Londra’yı tercihe yöneltti.
#7
SORU: 23 Temmuz 1793 tarihinde Londra’ya ilk ikamet elçisi olarak kim tayin edilmiştir?
23 Temmuz 1793 tarihinde Londra’ya ilk ikamet elçisi olarak kim tayin edilmiştir?
CEVAP: Kalyonlar Kâtibi Yusuf Agâh Efendi 23 Temmuz 1793 tarihinde Londra’ya ilk ikamet elçisi olarak tayin edildi ve sonraki gün akşamı Sultan’ın huzurunda kaftan giydi. Babıâli, Yusuf Agâh’ı 6 Ağustos tarihinden itibaren İngiliz elçisinin geçerli rütbe ve statüsü olan Büyükelçi (Ambassador) rütbesiyle payelendirdi. Böylece Babıâli, mütekabiliyet (reciprocal) esasını ilk olarak diplomasi alanında tatbik etmeye başladı.
Kalyonlar Kâtibi Yusuf Agâh Efendi 23 Temmuz 1793 tarihinde Londra’ya ilk ikamet elçisi olarak tayin edildi ve sonraki gün akşamı Sultan’ın huzurunda kaftan giydi. Babıâli, Yusuf Agâh’ı 6 Ağustos tarihinden itibaren İngiliz elçisinin geçerli rütbe ve statüsü olan Büyükelçi (Ambassador) rütbesiyle payelendirdi. Böylece Babıâli, mütekabiliyet (reciprocal) esasını ilk olarak diplomasi alanında tatbik etmeye başladı.
#8
SORU: Yusuf Agâh hangi tarihte Londra'ya gitmek için İstanbul'u terk etmiştir?
Yusuf Agâh hangi tarihte Londra'ya gitmek için İstanbul'u terk etmiştir?
CEVAP: Yusuf Agâh maiyetiyle birlikte kara yolu ile 14 Ekim 1793’te İstanbul’dan ayrıldı. Viyana’daki İngiliz elçisi Sir Morton Eden, Yusuf Agâh ve maiyetinin kalacak yerlerini ve ihtiyaçlarını sağladı ve elçilik heyeti 29 Kasım 1793’te Viyana’dan ayrıldı. 21 Aralık 1793’te Londra’ya ulaşıldı.
Yusuf Agâh maiyetiyle birlikte kara yolu ile 14 Ekim 1793’te İstanbul’dan ayrıldı. Viyana’daki İngiliz elçisi Sir Morton Eden, Yusuf Agâh ve maiyetinin kalacak yerlerini ve ihtiyaçlarını sağladı ve elçilik heyeti 29 Kasım 1793’te Viyana’dan ayrıldı. 21 Aralık 1793’te Londra’ya ulaşıldı.
#9
SORU: Yusuf Agâh ve Mahmud Raif bir diplomat olarak, İngiliz erkânı ve diğer heyetler ile görüştükleri zaman hangi dili kullanmışlardır?
Yusuf Agâh ve Mahmud Raif bir diplomat olarak, İngiliz erkânı ve diğer heyetler ile görüştükleri zaman hangi dili kullanmışlardır?
CEVAP: Yusuf Agâh ve Mahmud Raif bir diplomat olarak, İngiliz erkânı ve diğer heyetler ile görüştükleri zaman Türkçenin dışında hiç bir dil kullanmamışlardır.
Yusuf Agâh ve Mahmud Raif bir diplomat olarak, İngiliz erkânı ve diğer heyetler ile görüştükleri zaman Türkçenin dışında hiç bir dil kullanmamışlardır.
#10
SORU: Yusuf Agâh’ın elçiliğinin İngiltere’deki faaliyetleri genel anlamda nelerden oluşuyordu?
Yusuf Agâh’ın elçiliğinin İngiltere’deki faaliyetleri genel anlamda nelerden oluşuyordu?
CEVAP: Yusuf Agâh’ın elçiliğinin İngiltere’deki faaliyetleri genel anlamda:
- Osmanlı Devleti ile İngiltere arasındaki diplomatik ilişkilerin yürütülmesi
- İngiltere ve Avrupa ile ilgili haberlerin Babıâli’ye iletilmesi
- Osmanlı Devleti’nin askerî alanda ihtiyaç duyduğu hammaddelerin ve uzman ve teknisyenlerin temin edilmesi
- Londra’da bulunan diğer diplomatlarla temas kurulması
- Yarı-diplomatik faaliyetler
olarak sıralanabilir.
Yusuf Agâh’ın elçiliğinin İngiltere’deki faaliyetleri genel anlamda:
- Osmanlı Devleti ile İngiltere arasındaki diplomatik ilişkilerin yürütülmesi
- İngiltere ve Avrupa ile ilgili haberlerin Babıâli’ye iletilmesi
- Osmanlı Devleti’nin askerî alanda ihtiyaç duyduğu hammaddelerin ve uzman ve teknisyenlerin temin edilmesi
- Londra’da bulunan diğer diplomatlarla temas kurulması
- Yarı-diplomatik faaliyetler
olarak sıralanabilir.
#11
SORU:
Yusuf Agah'ın İsveç elçisi M. de Asp ile kolayca dostluk kurabilmesinin sebeb nedir?
CEVAP: Yusuf Agâh, resmî olsun veya olmasın, katıldığı toplantılarda sadece diplomatik konularla ilgilenmemiş sosyal ve kültürel içerikli hususlarda da sohbet etme imkanı bulmuştur. Boş zamanlarında tiyatro ve opera gibi sanatsal faaliyetlerle de ilgilenmiştir. Londra’daki dost ülkelerin elçileriyle samimi arkadaşlıklar geliştirmiştir. İsveç elçisi M. de Asp Londra’ya gelmeden evvel İstanbul’da elçilik yaptığından dolayı İsveç elçisi ile kolayca dostluk kurmuştur.
Yusuf Agâh, resmî olsun veya olmasın, katıldığı toplantılarda sadece diplomatik konularla ilgilenmemiş sosyal ve kültürel içerikli hususlarda da sohbet etme imkanı bulmuştur. Boş zamanlarında tiyatro ve opera gibi sanatsal faaliyetlerle de ilgilenmiştir. Londra’daki dost ülkelerin elçileriyle samimi arkadaşlıklar geliştirmiştir. İsveç elçisi M. de Asp Londra’ya gelmeden evvel İstanbul’da elçilik yaptığından dolayı İsveç elçisi ile kolayca dostluk kurmuştur.
#12
SORU:
Yusuf Agah elçilikte kaç yıl tamamladıktan sonra Babıali'den yeni bir elçi atanmasını istedi?
CEVAP: Üç yılını elçilikte tamamladıktan sonra yerine yeni bir elçi atanmasını Babıâli’den istedi.
Üç yılını elçilikte tamamladıktan sonra yerine yeni bir elçi atanmasını Babıâli’den istedi.
#13
SORU:
Babıali Yusuf Agah'tan sonra kimi Londra'ya elçi olarak atamıştır?
CEVAP: Babıâli, İsmail Ferruh Efendi’yi Kasım 1796’da Londra’ya elçi olarak atayıp Yusuf Agâh’a İsmail Ferruh’un Londra’ya varmasından sonra ayrılabileceği bildirildi.
Babıâli, İsmail Ferruh Efendi’yi Kasım 1796’da Londra’ya elçi olarak atayıp Yusuf Agâh’a İsmail Ferruh’un Londra’ya varmasından sonra ayrılabileceği bildirildi.
#14
SORU: Yusuf Agâh’ın elçiliği başta olmak üzere daimî ikamet elçilerinden amaçlanan görev, beklentiler ve hizmetler nelerdir?
Yusuf Agâh’ın elçiliği başta olmak üzere daimî ikamet elçilerinden amaçlanan görev, beklentiler ve hizmetler nelerdir?
CEVAP: a) Babıâli’yi diplomatik olarak temsil ederek mutad elçilik işlerini yürütmek.
b) Maiyet memurlarının görgü ve bilgilerini artırarak bunları hem Osmanlı bürokrasisinde kullanmak hem de geleceğin Osmanlı hariciyesine eleman yetiştirmek.
c) Batılıların Osmanlı ülkesinde uyguladıkları gibi, bulundukları ülkelerdeki Osmanlı tebaası tacirlerin haklarını korumak.
d) Osmanlı Devleti’nin hizmetinde çalıştırılmak üzere, bulundukları ülke ve diğer Avrupa ülkelerindeki uzman mühendisler ve askerî teknisyenleri ile Osmanlı donanması ve kara ordusunda kullanılmak için gerekli hammaddeyi sağlamak.
e) Bulundukları ülkedeki ve Avrupa’daki gelişmeleri gözlemek, özelikle de basını yakından takip ederek, haberlerin ve söylentilerin çevirilerini düzenli olarak İstanbul’a göndermek,
f) Atandıkları ülkenin idarî, malî, iktisadî, ticarî, askerî, siyasî, sosyal, kültürel ve eğitim sistem ve kurumlarını incelemek,
g) Bulundukları ülkenin dilini öğrenmekle birlikte milletlerarası diplomasi dili olan Fransızcayı öğrenmek,
h) Bulundukları ülkedeki diğer misyon şefleriyle ilişkiye geçerek Osmanlı Devleti’nin dış dünyaya tam olarak açılmasını sağlamak, arabuluculuk yapmak ve onların Türkiye aleyhindeki propagandalarını çürütmek için karşı tezler üretmek,
ı) Babıâli’nin izlemiş olduğu haricî ve dahilî politikalar hakkında gerektiğinde tenkit ve uyarı babında görüş ve düşüncelerini iletmek,
j) Elçiye veya maiyet memurlarından birine yolculuklarına, bulundukları ülkenin siyasî, askerî, idarî, malî, sosyo- ekonomik ve kültürel sistem ve kurumları ile hatta başkentlerine dair edindikleri bilgi ve tecrübelerini toplu olarak gösteren sefaretname hazırlatmak.
a) Babıâli’yi diplomatik olarak temsil ederek mutad elçilik işlerini yürütmek.
b) Maiyet memurlarının görgü ve bilgilerini artırarak bunları hem Osmanlı bürokrasisinde kullanmak hem de geleceğin Osmanlı hariciyesine eleman yetiştirmek.
c) Batılıların Osmanlı ülkesinde uyguladıkları gibi, bulundukları ülkelerdeki Osmanlı tebaası tacirlerin haklarını korumak.
d) Osmanlı Devleti’nin hizmetinde çalıştırılmak üzere, bulundukları ülke ve diğer Avrupa ülkelerindeki uzman mühendisler ve askerî teknisyenleri ile Osmanlı donanması ve kara ordusunda kullanılmak için gerekli hammaddeyi sağlamak.
e) Bulundukları ülkedeki ve Avrupa’daki gelişmeleri gözlemek, özelikle de basını yakından takip ederek, haberlerin ve söylentilerin çevirilerini düzenli olarak İstanbul’a göndermek,
f) Atandıkları ülkenin idarî, malî, iktisadî, ticarî, askerî, siyasî, sosyal, kültürel ve eğitim sistem ve kurumlarını incelemek,
g) Bulundukları ülkenin dilini öğrenmekle birlikte milletlerarası diplomasi dili olan Fransızcayı öğrenmek,
h) Bulundukları ülkedeki diğer misyon şefleriyle ilişkiye geçerek Osmanlı Devleti’nin dış dünyaya tam olarak açılmasını sağlamak, arabuluculuk yapmak ve onların Türkiye aleyhindeki propagandalarını çürütmek için karşı tezler üretmek,
ı) Babıâli’nin izlemiş olduğu haricî ve dahilî politikalar hakkında gerektiğinde tenkit ve uyarı babında görüş ve düşüncelerini iletmek,
j) Elçiye veya maiyet memurlarından birine yolculuklarına, bulundukları ülkenin siyasî, askerî, idarî, malî, sosyo- ekonomik ve kültürel sistem ve kurumları ile hatta başkentlerine dair edindikleri bilgi ve tecrübelerini toplu olarak gösteren sefaretname hazırlatmak.
#15
SORU: Bütün Avrupa ülkeleri Fransız İhtilali sonrasında Fransa’ya karşı ortak olarak hareket ederken Osmanlı'nın bu konudaki tutumu nasıl olmuştur?
Bütün Avrupa ülkeleri Fransız İhtilali sonrasında Fransa’ya karşı ortak olarak hareket ederken Osmanlı'nın bu konudaki tutumu nasıl olmuştur?
CEVAP: Nizam-ı Cedid döneminin en önemli diplomasi stratejilerinden birisi de Avrupa devletleri arasında çıkan ihtilaflarda tarafsızlık (Neutrality) politikası izlenmesidir. Bu yüzden bütün Avrupa ülkeleri Fransız İhtilali sonrasında Fransa’ya karşı ortak olarak hareket etmelerine mukabil Osmanlı Devleti kendisinin bu hadisede İngiltere, Avusturya ve Prusya’nın baskılarına rağmen tarafsız olduğunu ilân etmişti.
Nizam-ı Cedid döneminin en önemli diplomasi stratejilerinden birisi de Avrupa devletleri arasında çıkan ihtilaflarda tarafsızlık (Neutrality) politikası izlenmesidir. Bu yüzden bütün Avrupa ülkeleri Fransız İhtilali sonrasında Fransa’ya karşı ortak olarak hareket etmelerine mukabil Osmanlı Devleti kendisinin bu hadisede İngiltere, Avusturya ve Prusya’nın baskılarına rağmen tarafsız olduğunu ilân etmişti.
#16
SORU: Osmanlı, 1792 Eylül’ünde kurulan Fransa’daki cumhuriyeti resmî olarak tanımamakla birlikte İstanbul başta olmak üzere bütün Osmanlı topraklarında cumhuriyetçilerin faaliyetlerine neden müsaade etmişti?
Osmanlı, 1792 Eylül’ünde kurulan Fransa’daki cumhuriyeti resmî olarak tanımamakla birlikte İstanbul başta olmak üzere bütün Osmanlı topraklarında cumhuriyetçilerin faaliyetlerine neden müsaade etmişti?
CEVAP: 1792 Eylül’ünde kurulan Fransa’daki cumhuriyeti resmî olarak tanımamakla birlikte İstanbul başta olmak üzere bütün Osmanlı topraklarında cumhuriyetçilerin faaliyetlerine müsaade etmişti. Zira III. Selim başlattığı ıslahatların aksatılmadan sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve uygulanması için her şeyden çok barışa muhtaçtı.
1792 Eylül’ünde kurulan Fransa’daki cumhuriyeti resmî olarak tanımamakla birlikte İstanbul başta olmak üzere bütün Osmanlı topraklarında cumhuriyetçilerin faaliyetlerine müsaade etmişti. Zira III. Selim başlattığı ıslahatların aksatılmadan sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve uygulanması için her şeyden çok barışa muhtaçtı.
#17
SORU: Venedik Cumhuriyeti nasıl ortadan kalktı?
Venedik Cumhuriyeti nasıl ortadan kalktı?
CEVAP: I. Koalisyon Savaşı’nın 17 Ekim 1797’de Campo Formio Antlaşması ile Fransa lehine neticelenmesi sonucunda Venedik Cumhuriyeti, Fransa ile Avusturya ara- sında taksim edilerek ortadan kaldırıldı.
I. Koalisyon Savaşı’nın 17 Ekim 1797’de Campo Formio Antlaşması ile Fransa lehine neticelenmesi sonucunda Venedik Cumhuriyeti, Fransa ile Avusturya ara- sında taksim edilerek ortadan kaldırıldı.
#18
SORU: Tarihinde ilk defa Osmanlılar ne zaman kendi topraklarını işgal eden bir ülkeye karşı diğer Avrupalı devletlerle işbirliğine girerek ittifak yapmışlardır?
Tarihinde ilk defa Osmanlılar ne zaman kendi topraklarını işgal eden bir ülkeye karşı diğer Avrupalı devletlerle işbirliğine girerek ittifak yapmışlardır?
CEVAP: Babıâli, Fransa’ya karşı 2 Eylül 1798’de savaş açmayı kararlaştırdı ve bunu 12 Eylül’de İstanbul’daki bütün yabancı diplomatik temsilcilere bir beyannameyle duyurdu. Mısır Meselesi Osmanlıları düşmanı Rusya ile 23 Aralık 1798’de ittifak antlaşması yapmaya itti. 5 Ocak 1799’da ise benzer şartlarda İngiltere ile ittifak antlaşması yapıldı. Babıâli, benzer şartlarda İstanbul’da 21 Ocak 1799’da Sicilyateyn (Napoli) Krallığı ile savunma ittifakı antlaşmasını imzaladı. Böylece Fransızların Osmanlı Mısırı’na saldırmaları üzerine Babıâli de Fransa’ya karşı oluşturulan II. Koalisyon savaşlarına katılmış oldu. Tarihinde ilk defa Osmanlılar kendi topraklarını işgal eden bir ülkeye karşı diğer Avrupalı devletlerle işbirliğine girerek ittifak yapıyordu.
Babıâli, Fransa’ya karşı 2 Eylül 1798’de savaş açmayı kararlaştırdı ve bunu 12 Eylül’de İstanbul’daki bütün yabancı diplomatik temsilcilere bir beyannameyle duyurdu. Mısır Meselesi Osmanlıları düşmanı Rusya ile 23 Aralık 1798’de ittifak antlaşması yapmaya itti. 5 Ocak 1799’da ise benzer şartlarda İngiltere ile ittifak antlaşması yapıldı. Babıâli, benzer şartlarda İstanbul’da 21 Ocak 1799’da Sicilyateyn (Napoli) Krallığı ile savunma ittifakı antlaşmasını imzaladı. Böylece Fransızların Osmanlı Mısırı’na saldırmaları üzerine Babıâli de Fransa’ya karşı oluşturulan II. Koalisyon savaşlarına katılmış oldu. Tarihinde ilk defa Osmanlılar kendi topraklarını işgal eden bir ülkeye karşı diğer Avrupalı devletlerle işbirliğine girerek ittifak yapıyordu.
#19
SORU:
1803 yılında Rusya ve Osmanlı ilişkileri neden gerildi?
CEVAP: 1803 yılında Rusya’nın Balkanlardaki Ortodoks halk üzerindeki etkisi Rusya ile Osmanlıların arasındaki ilişkileri germişti.
1803 yılında Rusya’nın Balkanlardaki Ortodoks halk üzerindeki etkisi Rusya ile Osmanlıların arasındaki ilişkileri germişti.
#20
SORU: 14 Eylül 1829’da Edirne Antlaşması'nda hangi kararlar alındı?
14 Eylül 1829’da Edirne Antlaşması'nda hangi kararlar alındı?
CEVAP: - Ruslar, Balkanlarda ve Kafkaslarda işgal ettikleri önemli yerlerin büyük bir kısmından çekilecekti.
- Sırbistan, Yunanistan ve Eflak-Boğdan voyvodalıklarına verilmiş olan haklar genişletiliyordu.
- Ruslara verilmiş olan ticarî imtiyazlar da genişletilmişti.
Bu antlaşmayı takip eden yıl içerisinde yine Avrupalı güçler 8 Nisan 1830’da Yunanistan’ın tam bağımsızlığı için Osmanlıları zorlamaya başladılar ve 24 Nisan’da Babıâli Yunanistan’ı tanıdı.
- Ruslar, Balkanlarda ve Kafkaslarda işgal ettikleri önemli yerlerin büyük bir kısmından çekilecekti.
- Sırbistan, Yunanistan ve Eflak-Boğdan voyvodalıklarına verilmiş olan haklar genişletiliyordu.
- Ruslara verilmiş olan ticarî imtiyazlar da genişletilmişti.
Bu antlaşmayı takip eden yıl içerisinde yine Avrupalı güçler 8 Nisan 1830’da Yunanistan’ın tam bağımsızlığı için Osmanlıları zorlamaya başladılar ve 24 Nisan’da Babıâli Yunanistan’ı tanıdı.