OSMANLI İKTİSAT TARİHİ Dersi Tımar ve Vakıf Sistemleri soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

İslâm devletlerinde kamu maliyesinin hangi yönleri vardır?


CEVAP:

İslâm devletlerinde kamu maliyesinin üç yönü vardır:

Bunlardan birincisi rakamları bütçelere yansıyan merkez maliyesi,

ikincisi askerî zümreye maaşlarına karşılık toprak gelirlerinin bağlanmasını ifade eden ikta (ve tımar) ve

üçüncüsü de genellikle yatırım harcamalarını yapan vakıf sistemidir. İktisadî ve sosyal refahı sağlayan en önemli unsur bu yatırımlardır.


#2

SORU:

Osmanlı da genelde otuz yılda bir tapu sayımları yapılırdı.Köylerde yapılan Tapu sayımlarında neler tesbit edilirdi?


CEVAP:

Köylerde yapılan tapu sayımlarında  genellikle tımar sistemi içinde, faal nüfus ve bunların kazanç durumları, başlıca ürünler ve bunların yıllık ortalamaları ile bunlardan devletin payına düşen oranlar hem aynî hem de nakdî olarak belirtilirdi.


#3

SORU:

Selçuklular uzun süre devam edecek kendi  hukukî ve iktisadî nizamlarını kurarken,bir yandan da hangi uygulamaları ile  Bizans’tan kalan feodalizmi de ortadan kaldırıyorlardı?


CEVAP:

Selçuklular devlete ait arazileri işletilmek üzere gelirlerini komutanlara ve kamu görevlilerine vererek İkta sistemini uyguluyorlardı. Böylece devlet, feodalleşmeye çalışan,  saltanat kavgalarına karışan, İktasını iyi idare edemeyen, zulme ve haksızlığa yeltenen yahut güveni kaybedenlerin ellerinden iktalarını alıyor ve bunların aşırı güçlenmelerine izin verilmiyordu. Mülk devletin elindeydi.


#4

SORU:

Selçuklular da  büyük iktalar neden sık sık sahip değiştiriyordu? 


CEVAP:

Büyük ikta sahiplerinin ve özellikle merkezdeki yüksek devlet adamlarının çocukları babaları kadar ehliyetli ve liyakatlı olamadıklarından babalarının iktalarının nezaretine varis olamıyor ellerinden alınıyordu. Yine tehlikeli bir şekilde bağımsızlaşma eğilimi sezilen kumandanlardan da toprakları geri alınıyordu.


#5

SORU:

İkta sisteminin devlete ne gibi yararları vardı?


CEVAP:

Böylece devlet maaş ödemeden büyük bir orduyu beslemekte; mühim bir türkmen kitlesini toprağa bağlayarak iskân etmekte ve sağladığı güvenli ortam içerisinde ziraî üretimin artmasını sağlamaktaydı.


#6

SORU:

Neden, Anadolu haricinde hiç bir zaman Büyük Selçuklu toprakların da ordularına yetecek kadar  mîrî arazi olmamıştır?


CEVAP:

Büyük selçuklu ülkesi tümüyle fethedilen topraklar üzerinde değil   çeşitli hukukî statülere sahip topraklar üzerinde kurulurken ,savaşla fethedilen Anadolu toprakları mîrî yani devlet mülkü sayıldığından buradaki iktalar bu hukukî statüdeki topraklar üzerinde kurulmuştur.


#7

SORU:

Melikşâh ve Sultan Sancar dönemlerin de İkta sistemi içerisinde yer alan ziraî yapının çok gelişmesinin  ve bununla geçinen yeni şehir ve kasabalar kurulmasının nedeni neydi? 


CEVAP:

Irak, Horasan ve Hârezm’de açılan veya imar edilen sulama kanalları ve  tesisleri sayesinde ziraî üretim çok artmıştı.


#8

SORU:

Anadolu Selçuklu Devleti Türkiye’de İkta sistemini nasıl uygulamıştır?


CEVAP:

Küçük ikta sistemini yerleştirmiştir.  İktaları yöneten ve sipahi denen askerler kumandanından erine kadar vergisi kendilerine bağlanan köylerde otururlar ve devletin çağrısı halinde gösterilen hizmeti görürlerdi.


#9

SORU:

Selçuklular zamanında Anadolu’da gerçekleştirilen en önemli iktisadî dönüşüm ne olmuştur?


CEVAP:

Toprakta özel mülkiyet yerine devlet (mîrî) mülkiyetinin getirilmesidir.


#10

SORU:

Bazı mîrî toprakların hukuksuz olarak vakıf veya nüfuzlu kimselerce geniş mâlikâne haline getirilmesinin en önemli sakıncaları ne olmuştur?


CEVAP:

İktalı sipahi önemini kaybetmiş, bunun sonucunda da devlet hem iktisadî hem de askerî yönden zaafa düşmüştür.


#11

SORU:

Osmanlı Devletin de öşrî toprakların özelliği nedir?


CEVAP:

Öşrî topraklar müslümanların özel mülkiyetleri altındaki topraklardır. Bunların sahipleri elde ettikleri ürünlerinden zekatın bir çeşidi olarak öşür (1/10) vergisi öderler.


#12

SORU:

Osmanlı Devletin de Harâcî  toprakların özelliği nedir?


CEVAP:

Osmanlı da Harâcî toprakların sahipleri  gayrimüslimlerdir. Bunlar 1/10-1/2 arasında harâc vergisi öderler.


#13

SORU:

Osmanlı da tımar  mahiyet itibariyle hangi bölümlere ayrılırdı?


CEVAP:

Eşkinci tımarı (mülk tımar). Mustahfız tımarı. Hizmet tımarı. Mensuhat tımarı. Sepet tımarı. beş bölüme ayrılırdı.


#14

SORU:

Toprağını bırakıp başka bir iş tutan köylünün sipahiye  bir senelik mahsülün karşılığını ödemesi zorunluluğuna ne ad verilirdi?


CEVAP:

Çiftbozan resmi,


#15

SORU:

Osmanlı devletin de zaten etkisizleşmekte olan" tımar sistemi"  hangi dönemde çıkarılan Arazi Kanunnamesi ve nizamnameler ile ortadan kaldırılmıştır?


CEVAP:

Tanzimat döneminde. (1856 Islahat Fermanı, 1841 ve 1847’de çıkarılan iki nizamnameleri, Yine 1849 ve 1858 tarihli kanun ve nizamnameler ,1858 Arazi Kanunnamesi’yle )


#16

SORU:

17.yüzyıla kadar Tımar sistemini ayakta tutan ve 17. yüzyıldan itibaren uyulmayan dolayısı ile tımar sisteminin dağılmasına yol açan temel esaslar nelerdi? 


CEVAP:

Tımar sistemini ayakta tutan üç esas olan  1. alaybeylerinin ehil ve liyakatlı kimseler olması,  2. zeamet ve tımarların yalnız bunların arzları üzerine verilmesi ve  3. sipahilerin sancaklarında oturup sefer zamanlarında alaybeylerinin emirlerine girmeleri idi.


#17

SORU:

1858 Arazi Kanunnamesi nin yol açtığı en önemli sonuç ne olmuştur?


CEVAP:

Ziraî topraklarda özel mülkiyet hukukî meşruiyet kazanmış ve tımar sistemi hukuken de sona ermiştir.


#18

SORU:

Vakıf Sistemi nedir?


CEVAP:

Vakıf sistemi sosyal güvenliğin temel kurumu olduğu kadar eğitim, kültür, diyanet, bayındırlık, sağlık ve sosyal yardım yatırımlarını yürüten malî bir kurumdur.


#19

SORU:

Osmanlı da bilinen ilk para vakıflarının kurucusu hangi padişahdır?


CEVAP:

Para vakıflarının ilk bilineni II. Mehmed (1451-1481) tarafından kurulmuştur. Fatih, geliri yeniçeri ocaklarına verilen etlerin subvansiyonunda kullanılmak üzere  24 000 altın vakfetmiştir.


#20

SORU:

19. yüzyıl başlarında çok dağınık ve karışık görünüm de olan vakıfların islah edilmesi ve belli bir düzene kavuşturulması için Vakıflar hangi kuruma bağlanmıştı? 


CEVAP:

19. yüzyıl da vakıfların Evkâf Nezâreti şemsiyesi altında birleştirilmesi sağlanmıştır.