OSMANLI TARİHİ (1566-1789) Dersi BATILILAŞMA HAMLELERİ VE SON ZAFERLER (1718-1739) soru cevapları:

Toplam 60 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Lale Devri kaç yıl sürmüştür?


CEVAP: Lale Devri 1683’de başlayıp 1730 yılına kadar 12 yıl sürmüş bir dönemdir.

#2

SORU: Lale Devri’nin bu isimle adlandırılması nasıl olmuştur?


CEVAP: Lale Devri, Yahya Kemal, Ahmed Refik Altınay’la bir sohbetleri esnasında Osmanlı tarihinin 18. yüzyıldaki bu dönemini “Lale Devri” olarak adlandırmıştı. O sıralarda bu dönem üzerine bir kitap hazırlayan Ahmed Refik de bu ismi beğenerek, yazdığı eserde kullandı. Ahmed Refik’in kitabına verdiği bu isim daha sonra yaygınlaşarak bu dönemi ifade eden bir ad oldu.

#3

SORU: Lale devri eğlencelerinde neler olmuştur?


CEVAP: Sadrazam İbrahim Paşa Kâğıthâne’de padişahın eğlenmesi için “Sadâbâd” adı verilen yeni bir saray inşa ettirdi. Bu sarayda Fransa Kralı’nın sarayı ve yaşantısı örnek alındı. Devlet ileri gelenleri de bu konuda padişahı taklit ettiler. Devlet ileri gelenleri birbirleriyle lüks yaşam yarışına girmişlerdi. Şairlerin, müzisyenlerin katıldığı büyük eğlenceler tertip ediliyordu. Lale bahçeleri içerisinde geceleri sırtlarına mum konulmuş kaplumbağalar dolaşıyor, çiçeklerle, özellikle laleler ile süslü bahçelerde cins kuşlar bulunuyordu. Devlet ileri gelenlerinin bu durumu halka da yansıdı, kahvehane ve meyhaneler çoğaldı.

#4

SORU: Lale Devri’nin şiir sanatına yansıması nasıl olmuştur?


CEVAP: Eğlence hayatı ile birlikte şiir de ön plana çıktı. Divân edebiyatının önemli isimlerinden Nedim bu dönemde parladı. Şairler şiirlerinde daha çok Türkçe kelime kullanırken, tabiatı ve aşkı övdüler.

#5

SORU: Lale Devri’nin günlük hayata yansıması nasıl olmuştur?


CEVAP: Günlük hayatta Batı tarzı mobilya kullanılmaya başlanıldı. Geleneksel Osmanlı divanlarının yerini, iskemle ve koltuklar aldı. Saray duvarları resimlerle süslendi. Devlet adamlarının portreleri yaptırıldı.

#6

SORU: Lale çiçeğinin Hollanda’ya götürülmesi nasıl olmuştur?


CEVAP: Kanunî döneminde Avusturya elçisi olarak Osmanlı ülkesinde bulunan Busbecq, Viyana’ya dönerken yanında lale soğanları da götürmüştü. Busbecq, bu soğanları imparatorluk bahçeleri sorumlusu arkadaşı Carolus Clusius’e verdi. Clusius, Busbecq’in getirdiği soğanlarla Avusturya’da lale üretmeye başladı. Ancak Protestan olan Clusius, Katolik baskısının artması üzerine 1593’te lale soğanlarını da yanına alarak Leiden’e gidince Hollanda bir lale ülkesi oldu.

#7

SORU: Lale devri yenilikleri nelerdir?


CEVAP: Lale Devri’nde İstanbul baştanbaşa imar edildi. Tercüme heyetleri kurularak, çeşitli dillerden eserler Türkçe’ye çevrildi. Kitapların yangından kurtulması için yeni kütüphaneler kuruldu ve buralara önemli miktarlarda kitap toplandı. İtfaiye teşkilatı olan tulumbacılar yeni bir tarzda örgütlendi. Matbaa kuruldu. Avrupa tarzı asker yetiştirilmesine Üsküdar’da başlandı.

#8

SORU: Avrupa’ya elçiler gönderilerek ne amaçlanıyordu?


CEVAP: Osmanlı tarihinde ilk kez Avrupa devletlerine uzun süreli ve gittiği yerler hakkında analiz yapmak için elçi gönderildi. Elçiler sadece askerî ve ticarî antlaşma yapmaya gitmemişlerdi. Avrupalı devletlerin askerî gücü ve devlet yapısı ile ilgili de bilgi edineceklerdi. Elçiler gittikleri yerde gördüklerini anlatan raporlar hazırlayarak, sadrazama sundular. Artık dışarıya bakmayan Osmanlı dönemi sona ermişti.

#9

SORU: Sefaretname kavramı neyi ifade etmektedir?


CEVAP: Sefaretnâme, Osmanlı elçilerinin elçilik görevleri ve bu sırada gittikleri yerlerdeki izlenimlerini ihtiva eden eserlerin adıdır.

#10

SORU: İbrahim Müteferrika’nın ilk Türk matbaasını kurması nasıl olmuştur?


CEVAP: İbrahim Müteferrika, bir matbaa kurmak için uğraşıyordu, ancak bunu başarabilecek maddî ve manevî gücü yoktu. İbrahim Müteferrika’ya matbaa kurması için fırsat onunla aynı düşüncede olan bir başka devlet görevlisinin destek vermesiyle oldu. Babası Yirmisekiz Mehmed Çelebi ile Paris’e giden sadaret mektubî halifelerinden, yani başbakanlık bürokratlarından Mehmed Said Efendi Fransa’da bir matbaayı ziyaret etmiş ve Türkiye’ye döndüğünde bir matbaa açmayı tasarlamıştı. İbrahim Müteferrika ile Mehmed Said Efendi’nin işbirliği yapması sonucu 1727 Temmuz’unun başlarında dönemin padişahı III. Ahmed’in fermanı ve Şeyhülislâm Yenişehirli Abdullah Efendi’nin fetvasıyla ilk Türk ve İslam matbaasını kurma izni alındı.

#11

SORU: Kurulan ilk matbaanın ilk kitabı nedir?


CEVAP: Matbaanın ilk kitabı, basımı 1729 yılının ilk aylarında tamamlanan ve Vankulu Lugatı adıyla bilinen “Sıhahü’l-Cevheri”nin tercümesidir.

#12

SORU: Matbaanın faydaları nelerdir?


CEVAP: İbrahim Müteferrika, matbaanın önemi, gerekliliği ve faydası üzerine 1726’da kaleme aldığı Vesiletü’ttıbâa isimli risâlesinde tarih boyunca bazı istilâlar yüzünden yazma eserlerin nasıl yok olduğunu, daha sonraları doğru düzgün yazı yazacak hattatlar kalmadığından yazmaların birçoğunun yanlışlarla dolu bulunduğunu, hâlbuki matbaa sayesinde yazıların daha okunaklı ve hatasız basılacağını, fiyatlarının ucuzlayacağını, bu sayede de büyük kütüphaneler kurulacağını söylemekteydi.

#13

SORU: Matbaada basılan kitapları kimler almıştır?


CEVAP: Matbaada basılan kitapları genelde kethüda, mektupçu, çavuşbaşı, başhalife, emin gibi Osmanlı saray ve merkez bürokrasisinde çalışanlar ve imam, hatip, müderris, şeyhülislâm, müftü, kadı gibi ulema mensupları almıştır. Özellikle ulemanın kitap alması matbaaya karşı olmadıklarını açıkça ortaya koymaktadır.

#14

SORU: Matbaa neden geç gelmiştir?


CEVAP: Kimi günah diye matbaanın gelişine engel olundu derken, kimi de hattatların boykotundan gelmedi der. Ancak gerçek çok basittir; matbaa okumadığımız için gelmedi. Türkiye’ye matbaanın gelişi ele alınırken toplumsal talebin ve altyapının ne ölçüde olduğunun iyice incelenmesi ve bunun gecikmeye ne kadar tesir ettiğinin belirlenmesi bu konuyu daha iyi açıklar.

#15

SORU: İran Mukasemesi nasıl sonuçlanmıştır?


CEVAP: Ruslar ve Osmanlılar aynı zamanda İran’ın çeşitli bölgelerini ele geçiriyorlardı. İki devlet arasında çatışma ihtimali belirince çeşitli görüşmeler yapıldı ve sonunda antlaşma imzalandı. 24 Haziran 1724’te imzalanan İran Mukasemesi’ne göre Osmanlı İmparatorluğu, Gürcistan, Şirvan ve Azerbaycan’ı, Rusya ise Gilan, Mazendaran ve Esterebad’ı alıyordu.

#16

SORU: Mukaseme sözcüğü neyi ifade etmektedir?


CEVAP: Mukaseme, taksim etme, paylaşma, bölüşme demektir.

#17

SORU: Nadir Şah, Osmanlılar’a karşı üstünlük sağladıktan sonra yapılan barış görüşmelerinde bulunduğu istekler nelerdir?


CEVAP: • İran hacıları için bir emir-i hac tayin edilmesi. • Caferiliğin beşinci mezhep olarak kabulü ve Kâbe’de mezheplerine bir rükün tahsisi. • Osmanlılar’ın İsfahan’da, İranlılar’ın İstanbul’da bir şehbender bulundurması.

#18

SORU: Patrona İsyanının nedenleri nelerdir?


CEVAP: Malî durumun bozulması, vergi yükünün artması, üst düzey devlet adamları arasındaki güç mücadeleleri, İran savaşlarındaki olumsuz gelişmeler bunların başlıcalarıydı. Özellikle İran seferi için büyük hazırlıklar yapılmasına rağmen III. Ahmed ile sadrazamın sefere gitmek istememeleri ve halk arasında seferin iptal edildiği dedikodusunun yayılması isyanı tetikleyen gelişmelerdi. Çünkü sefer için esnaf ve asker ağır malî yüklerin altına girmişlerdi.

#19

SORU: 18. yüzyıldaki Osmanlı-İran mücadelesinin en ilginç yönü nedir?


CEVAP: 18. yüzyıldaki Osmanlı-İran mücadelesinin en ilginç yönü askerî mücadeleler değil, mezhep tartışmalarıdır.

#20

SORU: Patrona sözcüğünün anlamı nedir?


CEVAP: Patrona, Osmanlı donanmasındaki gemilerin ikincisine verilen isimdir. Donanmada kaptanıderyanın kullandığı birinci gemiye “Kapudane”, ikinci gemiye “Patrona”, üçüncü gemiye ise “Riyâle” denilirdi. Patrona Halil, Patrona gemisinde bir müddet leventlik yaptığı için bu lakapla anılmıştır.

#21

SORU: Patrona İsyanı Halil nasıl gelişmiştir?


CEVAP: Patrona Halil ve arkadaşları Bayezid Camii önünde toplanıp “Şer’le davamız vardır. Ümmet-i Muhammed’den olan dükkânlarını kapayıp, bayrak altına gelsin” diyerek önce Kapalıçarşı’ya yöneldiler. Şeriatı tatbik etmek için çarşı halkını kendilerine katılmaya davet edip zorla dükkânları kapattırdılar. Yeniçerilerin bir kısmını da kendilerine katılmaya ikna ettiler. İsyancılar, kendilerine gönderilen elçiye isteklerini ilettiler. İstedikleri devlet adamları kendilerine verilmesine rağmen isyanı bitirmediler, cüretkârlıklarını arttırdılar. III. Ahmed başka çaresi kalmadığını görünce tahtı bırakmaya razı oldu.

#22

SORU: Kazan kaldırma kavramı neyi ifade eder?


CEVAP: Kazan kaldırma, Patrona İsyanı sırasında asiler, yeniçerilerin birinci bölüğünün çorba kazanını alarak meydana getirmişlerdi. Bu, isyan ettiklerinin sembolik bir ifadesiydi. Bu duruma kazan kaldırma denirdi.

#23

SORU: III. Ahmed isyan sonrası nasıl bir hayat yaşamıştır?


CEVAP: III. Ahmed isyanla elde ettiği tahtı yine bir isyanla kaybetmişti. III. Ahmed tahttan indirildikten sonra 24 Haziran 1736’da ölene kadar Topkapı Sarayı’nda hapis hayatı yaşamıştır.

#24

SORU: III. Ahmed’in kişisel özellikleri nelerdir?


CEVAP: III. Ahmed sanatı seven ve sanatkârı koruyan bir padişahtı. Birçok hattat ve şairi himaye etmiştir. III. Ahmed, Osmanlı tarihinin en iyi hattatlarındandır. Ayrıca iyi ok ve tüfek atardı. Seksen beş adımdan tek atışta bir altın dinarı tüfekle vurmuştu. Yaklaşık 600-650 metre uzaklığa ok atmış ve adına Okmeydanı’nda nişantaşı dikilmişti.

#25

SORU: Patrona Halil ve asilerin sonu nasıl olmuştur?


CEVAP: Asiler idareyi ellerine aldıktan sonra İstanbul’da zulümlere başladılar. I. Mahmud, İstanbul’da asayişi temin etmek girişimlere başladı. Önce anlaşma yoluna gidildi. Ancak prensipte anlaşmalarına rağmen devlet işlerine hem kendileri, hem de onların adına müdahale artarak devam etti. Artık asileri ve onların adına iş yapanları kontrol etmek mümkün değildi. Kargaşanın önünü almanın en kestirme ve kesin yolu Patrona Halil ve diğer asi liderlerini ortadan kaldırmaktı. Patrona Topkapı sarayına gitmeye ikna edildi ve öldürüldüler.

#26

SORU: I. Mahmud dönemindeki yeni isyan teşebbüsü nasıl engellenmiştir?


CEVAP: I. Mahmud, bütün devlet ricalini Topkapı Sarayı’na davet etti. Sadrazam daha önceki isyanda bu tür gecikmelerin nasıl sonuçlandığını iyi bildiğinden vakit kaybedilmeden sancağı şerif çıkarılmasında ısrar etti. Saraydaki askerler de silahlandırıldı ve sabah Etmeydanı’ndaki asilerin ortadan kaldırılması kararlaştırıldı. Sancağı Şerif dışarı çıkarılıp, bütün Müslümanlar sancağın altına çağrıldı. Patrona İsyanı’nın tam aksine, bu ilânı duyan şehir halkı ellerine geçirdikleri silahlarla sancak altına akın etti. Sancak-ı şerif önde, sadrazam, saray askerleri ve İstanbul halkı arkada Etmeydanı’na doğru yürümeye başladılar. Asiler halkın üzerine ateş açtılar fakat halk dağılmayınca bu defa da sancak-ı şerife ateş ettiler. Bunun üzerine halk galeyana geldi. Asilerden kaçabilenler kaçtı, kaçamayanlar ise halk tarafından linç edildi.

#27

SORU: I. Mahmud döneminde Ayasofya’nın tamiri olarak neler yapılmıştır?


CEVAP: I. Mahmud, o zamana kadarki en büyük tamir ve ek bina inşaatını başlattı. 1739-1740 yılları arasında süren bu çalışmalar sırasında Ayasofya’nın içindeki mozaikler kalın bir sıva ile kapatıldı, şadırvan, aşhane-imâret, sıbyan mektebi, kütüphane, yeni bir mihrap ve hünkâr mahfili yapıldı.

#28

SORU: Humbaracı Ahmet Paşa kimdir?


CEVAP: Fransız soylularından olup, asıl ismi ClaudeAleksandre Comte de Bonnevale’di. Kont de Bonnevale, küçük yaşlarda orduya girdi fakat Fransa Kralı XIV. Louis ile arası açılınca, ordudan ihraç edildi. Avusturya’ya giderek, kendisi gibi Fransız olan Prens Eugene’in hizmetine girdi ve Fransa’ya karşı savaştı. Osmanlılar’ın mağlup olduğu Petervaradin Muharebesi’ne katıldı. Sert mizaçlı biri olduğundan Prens Eugene ile anlaşamadı ve hapse atıldı. Daha sonra Avusturya’dan kaçan Kont de Bonnevale, İspanya ve Lehistan’dan kabul görmeyince 1729’da Osmanlı İmparatorluğu’na sığındı. Lale Devri devam etmekteydi bu yüzden Kont Bonnevale, Osmanlı hükümeti nezdinde itibar görmedi. Kont Bonnevale, Müslüman olmadan dikkate alınmayacağını görünce din değiştirerek, Ahmed ismini aldı. Ancak onun Müslüman olmasına hep şüpheyle bakıldı.

#29

SORU: Humbaracı Ahmet Paşa Osmanlı ordusunda ne gibi yenilikler yapmıştır?


CEVAP: Humbaracı Ahmed Paşa, yetenekli bir askerdi. Osmanlı ordusunda Avrupaî tarzda yenilikler yapmak istiyordu. Bir zamanlar, Avrupa’daki tek profesyonel güç olan yeniçeriler artık bu özelliklerini kaybettikleri için Osmanlılar’da askerliği tekrar bir meslek hâline getirmeyi hedefliyordu. Aylıklar düzenli ödenecek, emeklilik sistemi kurulacak ve yeniçeriler küçük birliklere bölünerek, Humbaracı Ahmed Paşa’nın yetiştireceği subayların komutasında olacaklardı. Ancak bu radikal düşüncelerini uygulama fırsatı bulamadı. Sadece Humbaracı Ocağı’nı ıslah edebildi.

#30

SORU: Humbaracı Ahmet Paşa’nın yurtdışı başarıları nelerdi?


CEVAP: Humbaracı Ahmed Paşa, Avusturya karşısında başarılı olunan 1736-1739 Savaşı’nda önemli roller oynadı. Devlet ricaline sunduğu layihalarla Avrupa’daki gelişmeleri anlattı. Bern ve Zürih’teki Protestanlar’ın Osmanlı Rumelisi’ne iskânı için uğraştı. Hint ticaretinden imparatorluğun daha fazla pay alması için projeler üretti.

#31

SORU: İbrahim Müteferrika’nın ıslahat projesi olarak sunduğu eseri nedir?


CEVAP: İbrahim Müteferrika’nın Mahmud’a sunduğu ve 1732’de yayımlanan Usulü’l-Hikem fi Nizâmi’l Ümem, yani Milletlerin Düzeninde Tutulacak Ilmî Usüller isimli kitabı siyasetnâme türünde bir eserdir

#32

SORU: İbrahim Müteferrika’nın ıslahat projesi olarak sunduğu eserinin içeriği nedir?


CEVAP: Bu eser devlet düzeni ve askerlik sanatıyla ilgilidir. Müteferrika, Sultan I. Mahmud’a bir nevi ıslahat projesi gibi sunduğu eserinde Avrupa’daki devlet yönetimi şekillerinden bahseder, eserde ayrıca fizik, astronomi ve coğrafya ilimlerinin devlet yönetimindeki önemi üzerinde durarak, bu ilimlerin gelişmediği bir ülkede sağlam bir devlet düzeninin kurulamayacağını söyler. Bunun yanında “nizâm-ı cedid”, yani “yeni düzen” tabirini kullanarak, Osmanlı İmparatorluğu’nun da 18. yüzyıl Avrupa’sında gelişen yeni askerlik düzenlerini mutlaka alıp uygulaması gerektiğini ifade eder.

#33

SORU: 18. Yüzyıl ıslahatlarının özelliği nelerdir?


CEVAP: Bu yüzyılda Lale Devri ile birlikte Osmanlı ilk defa yüzünü Batı’ya döndü. Avrupa’daki gelişmeler örnek alınmaya başlandı. 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yeni müesseseler kurulmaya başlandı. Fransa olmak üzere, birçok ülkeden Avrupalı uzmanlar getirildi. Osmanlı İmparatorluğu, daha önceki dönemlerde de “Taife-i Efrenciyan” adı altında top ve diğer silahların yapımı, gemi inşası gibi alanlarda Avrupalı uzmanları istihdam etmekteydi. Ancak bunlar teknisyen olarak görev yapıyorlardı. 18. yüzyılda gelen uzmanlar imparatorluğun askerî yapısını değiştirdiler. 18. yüzyıl ıslahatlarının en önemli özelliklerinden biri devamlılığının olmamasıdır. Tehlike kapıya dayandığı zaman ıslahat yapıldı; tehlike uzaklaştığında, bunlardan vazgeçildi.

#34

SORU: Rusya’ya savaş ilanı nasıl gelişmiştir?


CEVAP: Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya, Lehistan’a kral seçimi yüzünden karşı karşıya gelmiş, ancak İran savaşı yüzünden meseleye müdahale edilememişti. Daha sonraki yıllarda Fransa’nın İstanbul’daki elçisi Osmanlı İmparatorluğu’nu Rusya’ya karşı savaş açması için kışkırtırken, Ruslar’ın İstanbul’daki elçisi de yazdığı raporlarla Çariçe Anna’yı sürpriz bir savaşa davet etti. Rusya, Bâbıâli’ye bir nota vererek, ülkesine Kırım Tatarları’nın yaptığı akınlar yüzünden Prut Antlaşması’nı tanımadığını bildirdi. Osmanlı yönetiminden kabul edilemeyecek isteklerde de bulundu. İyice gerginleşen ortamda İngiliz ve Hollanda elçileri iki devletin arasını bulmaya çalışırken, Fransa elçisi Osmanlı yönetimini savaşa yönlendirdi. Sonunda 2 Mayıs 1736’da Rusya’ya savaş ilân edildi.

#35

SORU: Şark Meselesi milletlerarası bir kavram olarak tarih sahnesinde nasıl yer almıştır?


CEVAP: Şark Meselesi’nin başlangıç tarihi hakkında birçok farklı görüş vardır. Albert Sorel, “Türkler, Avrupa’ya ayak bastığı andan itibaren bir şark meselesi meydana geldi” der. Attilla’nın 5. yüzyılın ortalarında Avrupa’yı tehdit etmesi, Selçuklular’ın 11. yüzyılın ikinci yarısında Anadolu’yu fetihleri, Osmanlılar’ın 14. yüzyılın ortalarında Rumeli’ye geçişi, 1683’teki İkinci Viyana Kuşatması ve bozgunu, 1699 Karlofça Antlaşması, 1737 Nemirov Kongresi, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması gibi hadiseler Şark Meselesi’nin başlangıç tarihi olarak gösterilir.

#36

SORU: Nemirov Kongresinin amacı nedir?


CEVAP: Avusturya’nın girişimleriyle 1737 Nisan’ında Ukrayna’da küçük ve tarafsız bir Polonya kasabası olan Nemirov’da barış görüşmelerinin yapılması kararlaştırılmıştı. Kongre barış getirmedi ve diğer devletler tarafından tam bir komedi olarak algılandı. Bu yüzden “Barış Yok Kongresi” diye de adlandırılmıştı. Avusturya ve Rusya’nın, Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki taleplerini zorla kabul ettirmelerini engelleyen şey, iki devletin diplomatik baskıyı uygulatabilecek askerî güçten mahrum olmalarıydı.

#37

SORU: Belgrad’ın yeniden fethi nasıl olmuştur?


CEVAP: Avusturya hücumunu durduran Osmanlı orduları karşı saldırıya geçtiğinde Belgrad ve Tuna’daki Adakale iki önemli hedefti. Sadrazam Serasker Hacı İvaz Paşa komutasında Belgrad’a hareket eden Osmanlı ordusu, Hisarcık Boğazı’nda Avusturya ordusunu mağlup etti. Ruslar’ın Hotin ve Yaş’ı alarak ilerledikleri haberinin gelmesine rağmen Belgrad kuşatmasına devam edildi. Hekimoğlu Ali Paşa da yardıma gelerek, kuşatmaya destek verdi. Osmanlı donanması da Tuna sahillerine hakim oldu. 40 gün kadar süren kuşatmanın ardından iki taraf arasında yapılan görüşmelerde Belgrad’ın teslimi ve ardından da barış antlaşması imzalanması kararlaştırıldı. 7 Eylül 1739’da Belgrad, Osmanlılar’a teslim edildi.

#38

SORU: Belgrad Antlaşması hangi tarihte imzalanmıştır?


CEVAP: Osmanlı İmparatorluğu, Avusturya ile 18 Eylül 1739’da Belgrad Antlaşması’nı imzaladı.

#39

SORU: Belgrad Antlaşması nasıl sonuçlanmıştır?


CEVAP: • Osmanlı İmparatorluğu’nun da Prusya’yla yakınlaşması ve İsveç’le ticaret antlaşması imzalamasıyla, durum Avusturya ve Rusya’nın aleyhine gelişti. • Avusturya, Osmanlılar’la antlaşma imzalayarak savaştan çekilince Rusya, Hotin’i ele geçirmiş olmasına rağmen, Bâbıâli ile antlaşmak zorunda kaldı. • Osmanlı İmparatorluğu, Belgrad ve Şebeş’i aldı ve iki devlet arasında Tuna ve Sava hudut oldu. • Bâbıâli ile Avusturya arasında arabuluculuk yapan Fransız Elçisi, Rusya’yla da antlaşma imzalanmasını sağladı. • Rusya işgal ettiği Osmanlı topraklarından geri çekildi. Azak Kalesi yıkılıp, arazisi tarafsız hâle getirildi. Büyük ve Küçük Kabartay topraklarının bağmsızlığı kabul edildi. • Ruslar, Kazak baskınlarını sona erdirirse, Kırım Tatarları da Rusya’ya akın yapmayacaktı.

#40

SORU: Belgrad Antlaşması’nda elimize geçen Adakale’nin önemi nedir?


CEVAP: Tuna Nehri’nin Transilvanya Alpleri ile Balkan Dağları arasındaki Demirkapı geçidinin dört kilometre yukarısında bulunan Adakale, Edirne’nin ötesindeki bütün Rumeli’nin kaybedildiği yıllarda bile elimizde kalmış ve Lozan Antlaşması’yla Romanya’ya bağlanmış bir yerdi.

#41

SORU:

Sadrazam Nevşehirli İbrahim Paşa’nın (1718) Pasarofça Antlaşması’ndan sonra yaklaşık 35 yıldır süren savaş dönemine son vermesiyle, barış, eğlence ve yenilenme dönemini başlatmasıyla hangi dönemi başlatmıştır ?


CEVAP:

Lale Devri


#42

SORU:

Lale Devri’nde Fransız olup daha sonra Müslüman olan Davud Ağ,a başında olduğu ilk defa düzenli bir itfaiye teşkilatını kurmuştur. Bu teşkilatın adı nedir


CEVAP:

Tulumbacı Ocağı


#43

SORU:

Osmanlı elçilerinin elçilik görevleri ve bu sırada gittikleri yerlerdeki izlenimlerini ihtivâ eden eserlerin adı nedir ?


CEVAP:

Sefaretnâme


#44

SORU:

Lale Devri’nde Avrupa’ya gönderilen elçilerimizden özellikle hangisnin Osmanlı İmparatorluğu’nun batıya bakışının değişmesinde önemli rol oynamıştır ?


CEVAP:

Yirmisekiz Mehmet Çelebi


#45

SORU:

İbrahim Müteferrika’nın matbaanın önemi, faydası üzerine kaleme aldığı, matbaa sayesinde yazıların daha okunaklı ve hatasız basılacağından bahsettiği risâlesi hangisidir ?


CEVAP:

 Vesiletü’t Tıbbâa


#46

SORU:

24 Haziran 1724’de imzalanan İran Mukasemesi’ne göre Osmanlı İmparatorluğu nereleri alıyordu ?


CEVAP:

Şirvan, Gürcistan, Azerbeycan


#47

SORU:

İran Şahı Nadir Şah’ın Osmanlılara karşı üstünlük sağladıktan sonra yapılan barış görüşmelerindeki hangi isteği Osmanlı İmparatorluğu tarafından kabul edilmemiştir ?


CEVAP:

Caferi’liğin beşinci mezhep olarak kabul edilmesi


#48

SORU:

İsyanla taht elde eden ve yine isyanla tahtını kaybeden padişah kimdir ?


CEVAP:

III. Ahmed


#49

SORU:

“Patrona” Osmanlı İmparatorluğu’nda neye verilen addır ?


CEVAP:

: Osmanlı donanmasındaki gemilerin ikincisine verilen addır


#50

SORU:

“Lale Devri” hangi isyanla kapanmıştır ?


CEVAP:

Patrona Halil İsyanı


#51

SORU:

Hangi komutanın girişimleriyle 1736’da topçu askerlerinin eğitimi için kara mühendishanesi (hendesehane) kurulmuştur


CEVAP:

Humbaracı Ahmed Paşa


#52

SORU:

17.yy ıslahatları özellikle hangi padişah dönemindeki ıslahatları örnek almıştır ?


CEVAP:

Kanuni Sultan Süleyman


#53

SORU:

1736-1739 Osmanlı, Rusya –Avusturya savaşlarında Ruslar, Hotin ve Bender’i işgal ettiler. Lakin Eflak’ı işgal edememelerinin ve  Rusya’nın ilerleyişinin durmasının nedeni nedir ?


CEVAP:

Avusturya’nın savaştan çekilmesi


#54

SORU:

Osmanlılar Avrupa’dan çıkarılırken topraklarını paylaşma meselesi ve avrupanın büyük devletlerinin kendi aralarındaki güç dengesini korumak gayesiyle zayıflayan Osmanlıların topraklarını bir denge unsuru olarak kullanmaları hangi isimle adlandırıldı ?


CEVAP:

Şark meselesi


#55

SORU:

Osmanlı İmparatorluğu ile Avusturya arasında imzalanan Belgrad Antlaşması’yla Osmanlı İmparatorluğu nereleri almıştır ?


CEVAP:

Belgrad ve Şebez


#56

SORU:

Osmanlı – Avusturya arasında imzalanan Belgrad Antlaşmasında, Türkiye- Avusturya hududu ne olarak belirlendi ?


CEVAP:

Tuna ve Sava


#57

SORU:

1727 de Şeyhülislam’ın fetvası ve padişahın fermanı ile izinler alınarak devlet desteği ile faaliyete geçen matbaanın ilk bastığı kitabı nedir ?


CEVAP:

Vankulu Lügatı


#58

SORU:

Osmanlı İmparatorluğu’nun nereyi geri almasıyla Karadeniz’deki üstünlüğünü tekrar ele geçirmiştir ?


CEVAP:

 Belgrad


#59

SORU:

17.yy ilk çeyreğinde hangi ülkeyi lale çılgınlığı sarmıştır ?


CEVAP:

Hollanda


#60

SORU:

Paylaşma, bölüşme, taksim etme demek olan kavram hangisidir ?


CEVAP:

Mukaseme