OSMANLI DEVLETİ YENİLEŞME HAREKETLERİ (1703-1876) Dersi TANZİMAT VE OSMANLILIK PROJESİ soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Osmanlı tarih literatüründe Tanzimat ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Tanzimat dönemi geleneksel Osmanlı siyaset kültüründen ve tavır alışından kesin hatlarıyla bir kopuşu ve aynı zaman da Avrupa medeniyet dairesine doğru yönelişi temsil etmesidir.


#2

SORU:

Tanzimat dönemi ne zaman başlamıştır?


CEVAP:

Dönem, her ne kadar genelde 3 Kasım 1839’da ilân edilen Gülhane Hatt­ı Hümayunu’yla (Tanzimat Fermanı) başlatılırsa da, son araştırmalar başlangıcın II. Mahmud devrine, 1830’lu yılların başlarına kadar indirilebileceğini ortaya koydu.


#3

SORU:

En çok kabul gören görüşe göre Tanzimat dönemi ne zaman sona ermiştir?


CEVAP:

Tanzimat döneminin sonu ise başlangıcına göre daha tartışmalıdır. Dönemin, Sadrazam Âli Paşa’nın öldüğü tarih olan 1871’le, Midhat Paşa’nın sürgü ne gönderildiği tarih olan 1877’yle, Osmanlı parlamentosunun kapatıldığı tarih olan 1878’ ve ya Duyun­ı Umumiyye İdaresi’nin kurulduğu tarih olan 1881’le sona erdiği yönün de görüşler mevcut ise de, genelde kabul edilen görüş, 1878’de parlamentonun kapatılmasıyla birlikte bu dönemin sona erdiği yönündedir.


#4

SORU:

Caize ne demektir?


CEVAP:

Üst düzey görevlere atanan kişilerin bu atama karşılığında padişaha, sadrazama ve maiyetine vermeleri gelenek olan ayni veya nakdi hediyeler için kullanılan bir tabirdi. Verilecek caizenin miktarı tevcih edilen makama göre değişir; caize, bazen tayinden önce de verilebilirdi. Bu uygulamanın ne zaman başladığı belli değildir; ancak, 17. ve 18. yüzyıllarda artık yerleşmiş bir gelenek olduğu açıktır. Rüşveti çağrıştırması ve çeşitli dedikodulara sebep olması yüzünden zaman zaman eleştirilip terkedilmekle beraber, uygulama Tanzimat dönemine kadar devam etmiştir.


#5

SORU:

Tanzimat fermanı kim tarafından ve ne zaman ilan edilmiştir?


CEVAP:

Hariciye Nazırı Mustafa Reşid Paşa, 3 Kasım 1839’da Topkapı Sarayı’nın bahçesindeki Gülhane meydanında, vükelâ, rical, ulema, Rum ve Ermeni patrikleri, hahambaşı, esnaf temsilcileri, sefirler ve diğer davetlilerin huzurunda Tanzimat Fermanı’nı okudu. Sultan Abdülmecid töreni Gülhane Köşkü’nden izledi.


#6

SORU:

Adaletname nedir?


CEVAP:

Halkın can ve mal emniyetini sağlamak, merkez ve taşrada devleti temsil eden üst düzey görevlilerin fazla vergi talebiyle halka zulmetmelerini ve görevlerini kötüye kullanmalarını önlemek amacıyla, kadı, beylerbeyi ve sancakbeylerine hitaben çıkan padişah fermanlarına adaletname denirdi. Adaletnameler, mevcut kanunları ilgililere hatırlatmak amacıyla yayımlanabileceği gibi, bazen de yeni hükümler getirebilir; daha ziyade buhranlı dönemlerde halkı korumak amacıyla neşredilirlerdi.


#7

SORU:

Tanzimat fermanına dış kamuoyunun tepkisi ne olmuştur?


CEVAP:

Tanzimat Fermanı, dış kamuoyunda farklı tepkiler aldı. Nitekim, İngiliz ve Fransız kamuoyu fermanı olumlu buldu; Avusturya ve Rusya ise, olumsuz ve ihtiyatla karşıladı. Padişahın ve yönetici elitin yetkilerinin bu fermanla sınırlandırıldığını gören Avusturya Başbakanı Prens Metternich, ülkesinde de benzer isteklerle karşılaşabileceği endişesiyle ilân edilen reformları eleştirdi. Rusya ise, iç ve dış siyasette Osmanlı Devleti’ne güç katacağı ve İngiltere’yle Fransa’nın bu ülkedeki etkinliklerini arttıracağı gerekçesiyle yeni kararlara karşı olumsuz bir tavır takındı.


#8

SORU:

Tanzimat fermanı iç kamuoyuna nasıl ilan edilmiştir?


CEVAP:

Ferman, Takvim-i Vekayi’de yayımlanmak ve birer kopyası vilâyetlere gönderilmek suretiyle bütün iç kamuoyuna duyuruldu. Hükümet, halkın ilerigelenlerini meydanlarda toplayıp fermanı okumalarını, içeriğini bütün taşra halkına anlatmalarını ve ayrıntıları daha sonra belirlenecek olan vergi ve askerlik dışındaki maddelerini hemen uygulamaya koymalarını valilerden istedi.


#9

SORU:

Tanzimat fermanında karalaştırılan reformların öncelikle nerelerde uygulanmasına karar verildi?


CEVAP:

Hükümet, Tanzimat reformlarını uygulama bağlamında hazırlıklı olmadığı için öngörülen ıslahatları ülkenin tamamında değil, öncelikle Edirne, Bursa, İzmir, Ankara, Aydın, Konya ve Sivas gibi nisbeten merkeze yakın ve yapılanların kolaylıkla denetlenebileceği yerlerde uygulamaya konulmasını kararlaştırdı. Trabzon eyaleti önce bu kapsama alındıysa da, bölgede ortaya çıkan tepkiler üzerine Tanzimat’ın burada uygulanması ertelendi.


#10

SORU:

Yurtluk-Ocaklık ifadeleri ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Çoğu kere beraber kullanılan bu iki terim toprağa tasarruf şeklini ifade eder. Yurtlukta, her hangi bir yerin gelirinin hayat boyu kullanılması; ocaklıkta, bu gelirin ve tasarrufun irsen çocuklara intikal ettirilebilmesi söz konusudur. Yurtluk-ocaklık ise, her iki şartı da içerir. Yurtlukocaklık mutasarrıfları, sadece arazinin kullanım hakkına ve gelirlerine sahip olup araziyi satamaz, bağışlayamaz ve vakfedemezdi. Daha ziyade devletin doğu sınırlarında uygulanan bir toprak sistemiydi. Mutasarrıfın soyunun sona ermesi durumunda, devlet toprağı istediğine verebilirdi.


#11

SORU:

Tanzimat Fermanına karşı nerelerde ayaklanmalar çıkmıştır?


CEVAP:

Siyasi ve stratejik açıdan merkezle bağları sorunlu olan yerlerde Tanzimat’ın uygulanması zamana yayıldı; zira, hükümetin korkusu, isyan çıkarmak için çalışanların yeni sistemi bahane ve kendilerine vesile etmesiydi. Nitekim, bu endişeyle uygulamanın geciktirildiği hemen heryerde hükümetin öngördüğü üzere isyanlar ve ciddi sorunlar meydana geldi. Nitekim, Mart 1845’ten itibaren Erzurum ve Diyarbekir eyaletlerinin de Tanzimat kapsamına alınması üzerine Van ve civarında isyanlar çıktı. Cizre çevresinde başgösteren Bedirhan Bey isyanı bastırıldıktan sonra bölgenin idari durumu yeniden düzenlenebildi. Bölgede Tanzimat’a tepkiler, daha ziyade yurtluk-ocaklık sistemiyle toprağa tasarruf eden gruplardan geldi.


#12

SORU:

Tanzimat'ın en önemli maddelerinden biri hangisidir?


CEVAP:

Tanzimat’ın en önemli maddelerinden biri, iltizamın kaldırılmasına ve çeşitli isimler altında alınan vergiler yerine, herkesten geliri oranında bir “vergi”nin tahsiline yönelik tespitti. Merkezi bir mali yönetimin kurulabilmesi, yani, gelirlerin hazinede toplanıp harcamaların da yine buradan yapılabilmesi için merkez ve taşra teşkilâtının buna göre düzenlenmesi ve öncelikle de halkın mal ve mülküyle yıllık gelirinin belirlenmesi gerekiyordu.


#13

SORU:

Tanzimat Döneminde Maliye Nezareti ne zaman ve hangi amaçla yeniden kurulmuştur?


CEVAP:

Tanzimat Fermanı’nda belirlendiği üzere, valilere sadece eyaletin güvenliğiyle ilgili konular bırakılarak iltizam usulü kaldırıldı; vergi toplama görevi ise, merkezden geniş yetkilerle gönderilen muhassıllara verildi. Bu düzenlemelere uygun olarak 19 Ocak 1840’ta Tanzimat’ın uygulandığı yerlerin (dâ hil-i daire-i Tanzimat) mali işleriyle ilgilenmek üzere Maliye Nezareti yeniden kuruldu;


#14

SORU:

İltizamın kaldırılmasından kaynaklı vergi kaybı nasıl telafi edilmiştir?


CEVAP:

İltizamın kaldırılmasından dolayı oluşacak olan vergi kaybını telâfi etmek için halktan peşin bir verginin alınıp bu miktarın daha sonra belirlenecek olan gerçek vergiden düşülmesi kararlaştırıldı.


#15

SORU:

Tanzimat Döneminde Cizye'nin toplanma usulüne ne şekilde uygulanmıştır?


CEVAP:

Cizye'nin toplanmasında ise, daha önce yer yer uygulanmakta olan maktu,yani, kişilerden belirli bir meblağın alınması usulü, Tanzimat’la birlikte bütün ülkeye yaygınlaştırılarak cizyedarlık memuriyeti kaldırıldı. Böylece, gayri müslimlerin gelirlerine göre, fakir (edna), orta halli (evsat) ve zengin (âlâ) olmak üzere üç derece üzerinden merkezde düzenlenecek olan cizye defterlerinin muhassıllara verilmesi ve onlarında kocabaşılar vasıtasıyla bu vergileri toplayıp merkeze göndermeleri usulü benimsendi.


#16

SORU:

İlk Osmanlı kağıt parası ne zaman piyasaya sürüldü?


CEVAP:

Hükümet, maliyede gelirler aleyhinde ortaya çıkan açığı, kâğıt para (kaime, kavaim-i nakdiyye) çıkararak kapatmak istedi ve Ocak 1840’ta yıllık %12,5 faiz veren ilk Osmanlı kâğıt paraları piyasaya sürüldü.


#17

SORU:

Tanzimat döneminde hükümet yeni düzenlemeleri ve uygulamaları halka ve yetkililere hangi yollarla ulaştırmıştır?


CEVAP:

Hükümet, yaptığı düzenleme ve yeni uygulamaları resmi gazete olan Takvim-i Vekayi ve 31 Temmuz 1840’tan itibaren İngiltere uyruklu W. Churchill tarafından devletin de desteğiyle çıkarılmaya başlanan Ceride-i Havadis’le halka ve yetkililere ulaştırmaya çalıştı; ayrıca, önemli düzenlemeleri “varaka-­i mahsusa” denilen tek yapraklık ekler bastırarak kamuoyuyla paylaştı.


#18

SORU:

Redif Askerleri kimlerdir?


CEVAP:

II. Mahmud döneminde Asakir-i Mansure Ordusu’na destek olmak üzere 1834’te oluşturulan ihtiyat askerinin genel adıdır. Redif birliklerinin her sancağın 23-32 yaşları arasındaki gençleri arasından kur’a ile belirlenerek oluşturulması kararlaştırılmıştı. Serasker Hüsrev Paşa’nın bu birliklerin teşkilinde büyük katkısı oldu. Anadolu ve Rumeli’deki redif taburları 1836’da müşirlerin idaresine verildi.


#19

SORU:

Avrupa Devletlerinin gayrimüslimlerle ilgili baskılara daha fazla dayanamayan Osmanlı Devleti  Sultan Abdülmecid’in 28 Mart 1855 tarihli iradesiyle onaylan kararlar nelerdir?


CEVAP:

Bu ortamda uluslararası baskıları artık geçiştiremeyeceğini anlayan hükümet, 24 ve 26 Mart 1855 tarihlerinde Meşveret Meclisi’ni toplayarak Hıristiyanların şahitliği, devlet memuriyetine alınmaları, kilise tamir ve inşası, cizye ve askerlik gibi son derece ciddi ve stratejik konuları ele aldı. Neticede meclisin aldığı kararlar Sultan Abdülmecid’in 28 Mart 1855 tarihli iradesiyle onaylandı. Böylece, Hıristiyanların memuriyette birinci rütbeye (rütbe-i ûlâ) kadar yükselmelerine, elçiliklerde istihdam edilmelerine, kilise tamir ve inşası konusuna daha hoşgörülü yaklaşılmasına imkân tanındı.


#20

SORU:

Rusya ve İngiltere, kendi bakış açılarına göre birer proje sunarak Osmanlı Devleti’nin yapması gereken ıslahatları sıraladı. Özellikle İngiltere’nin projesi gayet ağır şartları taşımaktaydı. İngiltere'nin yapılmasını istediği ıslahatlar neydi?


CEVAP:

İngiltere, Meclis-i Vâlâ ile Meclis-i Tanzimat’ın birleştirilerek oluşturulacak meclise müslim ve gayrimüslimlerin üye olması, yeni meclisin adliye sistemiyle gayrimüslimlerin şahitliğinin kabulünü sağlayacak düzenlemeleri yapması, açılacak yeni okullarda müslim ve gayrimüslim çocuklarının beraberce okutulması, elçilerin şikâyetçi olduğu devlet memurlarının bu mecliste yargılanması ve valilerin maiyetine birer gayrimüslim müsteşar atanması gibi, bir kısmı hakikaten ağır şartlar öneriyordu. Rusya’nın teklifi ise, uluslararası bir tahkikat komisyonunun kurulmasıydı.