OSMANLI DEVLETİ YENİLEŞME HAREKETLERİ (1703-1876) Dersi İKTİSADİ MODERNLEŞME soru cevapları:
Toplam 20 Soru & Cevap#1
SORU:
II. Mahmud zamanında kurulan fabrikalar hangileridir?
CEVAP:
1826 yılında kundura kısmı ilâve edilen Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası; yeni ordunun personeliyle halkın fes ihtiyacını karşılamak amacıyla 1833’te Tunus’tan getirtilen ustalar gözetiminde Kadırga’da fes üretimine ve 1839’da taşındığı Haliç kıyısında 1842 yılında kumaş imaline de başlayan Feshane; Tersane’nin yelken ve yeni ordunun elbise, iç çamaşırı ve diğer ihtiyaçlarını karşılamak üzere 1827’de Eyüp Bahariye’de üretime geçen İplikhane; orduya kumaş ve iplik üretmek amacıyla 1836’da kurulan İslimye Çuha Fabrikası bunlar arasında sayılabilir.
#2
SORU:
Sultan Abdülmecid döneminde de sürdürülen sanayileşme hareketleri içerisinde İzmit Çuha fabrikası ne zaman faaliyete geçmiştir üretim yelpazesi nedir?
CEVAP:
1843’te ordu için kumaş ve fes üretmek üzere İzmit’te kurulan İzmit Çuha Fabrikası ertesi yıl tamamlanarak padişahın da katıldığı bir törenle faaliyete geçti. Başta yünlü askeri kumaşlar, daha sonra ise çarşaf, havlu, çorap ve eldiven üreten bu fabrika için Avrupa’dan ustalar getirtildi. En büyük müşterisi askeri kurumlar olan bu fabrikanın ürettiği kumaşlar kaliteli ve yabancı ürünlerle rekabet edebilecek bir düzeydeydi.
#3
SORU:
Demir işleme fabrikası ne zaman ve nerede kuruldu?
CEVAP:
1843 yılında Zeytin burnu’nda boru, ray, pulluk, top, kılıç, süngü, vapur ve fabrika aksamı gibi her türlü demir alet ve eşyayı üretmek üzere bir demir fabrikasının kurulması kararlaştırıldı ve gerekli alet, makine ve ustalar Belçika’dan getirtildi. Üç yıl süren bir inşaat döneminden sonra tamamlanan eritme fırınında demir cevheri işlenmeye başlandı.
#4
SORU:
Osmanlı Devleti kurduğu bu fabrikalara ham madde temin etmek için ne gibi tedbirler aldı?
CEVAP:
Devlet bu dönemde sadece fabrika kurmakla yetinmedi; fabrikaların ihtiyacı olan kömür, demir, pamuk, ipek ve yün gibi ham maddelerin daha uygun koşullarda temini için de bazı tedbirler aldı. Fabrikaların teknik donanımıyla araç gereçleri ve bunları işletecek olan teknik personelini Avrupa’dan getirtti.
#5
SORU:
Sanayileşmenin yanında elde edilen sınai ve tarımsal ürünleri uluslararası arena da hangi yollarla tanıtılmıştır ve bu ürünler nelerdir?
CEVAP:
Osmanlı Devleti, bir yandan bu faaliyetlerde bulunup sanayileşme hamleleri yaparken, bir yandan da 1851’den itibaren uluslararası sergilere katılıp ülkede üretilen sınai ve tarımsal ürünleri uluslararası arenada sergilemekten geri durmadı. Sergilere gönderilen ürünler genel olarak deri, porselen, tekstil, tarım, madencilik ve kâğıt gibi günümüzde de söz sahibi olunan sektörlere aitti. Devlet, bununla da yetinmeyip 1863’te Sergi-i Umumi-i Osmani adıyla uluslararası bir sergiyi İstanbul’da organize etme başarısını gösterdi.
#6
SORU:
II. Mahmud döneminden itibaren uygulanan Devlet Eliyle Sanayileşme siyasetinden neden vazgeçildi?
CEVAP:
II. Mahmud döneminden beri sürdürülen sanayi tesislerinin devlet eliyle kurulması yönündeki siyaset, bu fabrikaların hazinenin sırtına yüklediği maliyet ve Kırım Savaşı’nın bütçe dengelerini sarsması yüzünden 1860’lar dan itibaren terkedildi. Öte yandan devletçi sanayileşme siyaseti 1838 Baltalimanı Ticaret Antlaşması’nın liberal fikir ve hükümleriyle de çelişmekteydi.
#7
SORU:
Devlet eliyle sanayileşme siyasetinin terk edilmesinde Avrupalı tüccarların rolü nedir?
CEVAP:
Bu siyasetin terk edilmesinin nedenlerinden biri de, devlet fabrikalarının, kapitülasyonları gerekçe gösteren ve imparatorlukta imtiyazlı bir konumda bulunan Avrupalı tüccarların sattıkları mallarla giriştikleri eşitsiz rekabete dayanamamaları; bir diğeri de, devletin, bu dönemde imtiyaz verdiği Avrupalı girişimcilerin kurduğu anonim şirketlerden hizmet almayı tercih edip daha ziyade yatırımları düzenleyici bir rol üstlenmesiydi. Avrupalı yatırımcılarla özel sektör, imtiyazlı şirketlerin dışında, iplik, halı, çırçır, pamuk balyalama, un, meyan kökü, zeytin yağı, sabun gibi farklı ve kârlı sektörlerde de faaliyet gösterdi.
#8
SORU:
Islah-ı Sanayi Komisyonu ne zaman ve hangi amaçla kuruldu?
CEVAP:
Islah-ı Sanayi Komisyonu ve Esnafı Şirketleştirme Girişimi: Devletin sanayi girişimlerinden vazgeçmesinden sonra, 1864’te sanayii desteklemek ve girişimcilere yol göstermek üzere Islah-ı Sanayi Komisyonu kuruldu. Hükümet, geleneksel yöntemlerle iş gören ve Avrupa ürünleriyle rekabet neticesinde giderek küçülen Osmanlı esnafıyla girişimcilerini güçlendirmek amacıyla kurduğu bu komisyon aracılığıyla esnafla küçük sermayedarları bir araya getirterek Avrupa mallarıyla rekabet edebilecek derecede güçlü ve kaliteli üretim yapabilecek şirketler oluşturmayı amaçlamıştı.
#9
SORU:
Islah-ı Sanayi Komisyonu faaliyetleri ne zaman sona ermiştir ve sonuçları ne olmuştur?
CEVAP:
Hükümetin bütün iyi niyet ve teşviklerine rağmen, ilgili esnafın destek vermemesi yüzünden Simkeşler, Sarraçlar ve Dökümcüler Şirketleri başarılı olmadı; Debbağlar, Kumaşçılar ve Demirciler Şirketleri ise sorunsuz faaliyetlerini sürdürdü. İyi düşünülmüş bir girişim olan Islah-ı Sanayi Komisyonu’nun 8 Ağustos 1874’te ortadan kaldırılmasıyla esnaf tekrar kendi haline terkedilmiş oldu.
#10
SORU:
Sanayileşme siyasetinin eğitim-öğretim üzerinde ne gibi yansımaları olmuştur?
CEVAP:
Kasım 1868’de, demircilik, marangozluk, dokumacılık, makinecilik, mimarlık, terzilik, kunduracılık ve ciltçilik gibi meslekleri öğretmek üzere eğitime başlayan Islah-ı Sanayi Mektebi’nin bu sanayileşme siyasetinin bir yansıması olarak ortaya çıkmıştır.
#11
SORU:
Tarımla ilgili çalışmalar yapmak ve tarımsal üretimi artırmak için kurulan komisyon hangisidir?
CEVAP:
1843 yılında doğrudan tarımla ilgili çalışmalar yapmak ve tarımsal üretimi arttırmak amacıyla kurulan Ziraat Meclisi’nin önerisi üzerine, bulundukları yerlerde tarım ve iktisadi gelişmelerle ilgili çalışmalar yapmak amacıyla taşraya ziraat müdürleri atandı.
#12
SORU:
Devlet çiftçilere teşvik sağlamak için çiftçilere verilecek özel ve resmi kredileri düzenlemek amacıyla hangi adımları attı?
CEVAP:
1848’de özel krediler için pilot bölge olarak seçtiği Kütahya’da kredi faizinin en fazla %8 olmasını kararlaştırdı ve herhangi bir aksaklık ve ödeyememe durumunda faize faiz yürütülmesini yasakladı. Devlet üç sene sonra bu uygulamayı ülke geneline yaygınlaştırdığı gibi, özel kredilere alternatif oluşturabilme adına çiftçiye resmi kredi vermek için de bazı düzenlemeler yaptı.
#13
SORU:
Kapitülasyonlar ve Osmanlı-Rus savaşından kaynaklanan mali sorunları aşmak için bir uygulanan Yed-i Vahid ne anlama gelmektedir?
CEVAP:
Devletin Yeniçeri Ocağı’nı kaldırıp Asakir-i Mansure ordusunu kurmasından sonra hazineye gelir temin etmek üzere kereste, kömür, palamut, afyon, hububat gibi bazı maddelerin ticaretini bizzat yapmak üzere piyasaya girmesi ve müdahalesi anlamında kullanılan bir tabirdir.
#14
SORU:
Baltalimanı Anlaşmasına göre liman şehirlerinden yapılacak ithalat ve ihracat için nasıl bir vergi sistemi getirildi?
CEVAP:
Liman şehirlerinden yapılacak ithalat ve ihracat vergileri %3 olarak korundu ve 1826’dan itibaren çeşitli isimler altında alınan vergiler kaldırılıp yerlerine %9 oranında tek bir vergi konuldu. Ülkenin iç kesimlerinde malı satın alan yerli veya yabancı tüccarın bu vergiyi vermesi gerekiyordu. Sahilden iç kesimlere götürülecek mallara uygulanacak fazladan ithalat vergisi ise %2’ydi. Böylece ortaya iç kesimlerden ihraç edilecek ürünler için %3+9=12 ve yurt dışından getirilip ülkenin iç kesimlerine intikal ettirilecek ürünler için de %3+2=5 oranı ortaya çıktı. Bu anlaşma takip eden bir kaç yıl içerisinde diğer Avrupa devletleriyle de imzalandı.
#15
SORU:
17. yüzyılın ortalarından itibaren Avrupalı tüccarların Osmanlı piyasalarına taşıdığı paraya ne ad verilir?
CEVAP:
Mağşuş sikke: İçeriğindeki değerli maden miktarı azaltılmış ve tağşiş edilmiş sikke için kullanılan bir tabirdir. Alım gücü sınırlı olduğu ve alışverişlerde kabul edilmek istenmediği için sorunlara ve zaman zaman da isyanlara neden olmuştur. 19. yüzyıl Osmanlı piyasalarının da en önemli sorunlarından birisiydi.
#16
SORU:
Daha çok 18. yüzyılda kullanılan bir yöntem olan tağşiş ne demektir?
CEVAP:
Tağşiş: Madeni paranın (sikke) içerisinde bulunan değerli maden miktarını azaltma işlemine tağşiş denirdi. Bu operasyon neticesinde elde edilen değerli madenlerle yeni para basılır ve bu şekilde elde edilen miktar hazinenin kârı olurdu. Sıkıntıya girdikçe bu tedbire başvuran hazine, bir finansman aracı olarak kullandığı bu yöntemle bir yerde halkın elindeki paraya el koymuş olurdu.
#17
SORU:
Osmanlı Devletinde ilk kağıt para (kaime) ne zaman çıkarıldı?
CEVAP:
Osmanlı maliyesinde kâğıt para Tanzimat’ın hemen ardından, Tanzimat’la birlikte verilen sözlerin yerine getirilebilmesi, yani reformların finanse edilebilmesi için çıkarıldı. Piyasada sikkeyi temsilen tedavül edecek olan kaimeler paraya olan âcil ihtiyaç yüzünden kalıplarının hazırlanması beklenmeden Ocak 1840’ta el yazılı olarak çıkarıldı.
#18
SORU:
İltizam Sistemi nedir?
CEVAP:
Bu sistemin özü güncel ifadeyle devletin vergi sistemini özelleştirmesidir. Maliyenin, kendisine ait belli bir geliri (mukataa) belirli bir süre ve yıllık bir bedel karşılığında kârı ve zararı kendisine ait olmak ve bedelin bir bölümünü peşin almak koşuluyla ve müzayedeyle özel bir şahsa devretmesidir. Bu işi yapan kişiye mültezim denirdi. Bu sistem Tanzimat’ın ardından iki yıl kadar kaldırıldı; ancak, 1842’de tekrar uygulanmaya konularak devletin sonuna kadar varlığını sürdürdü.
#19
SORU:
Osmanlı zamanında avans neye denirdi?
CEVAP:
19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı maliyesinin devlet çarkını döndürebilmek için Galata bankerlerinden aldığı kısa vadeli ve yüksek faizli borçlara avans denirdi. Bu iç borçlar dış borçlara göre hazineye daha pahalıya mal olurdu.
#20
SORU:
Osmanlı Ülkesinde ilk banka ne zaman kuruldu?
CEVAP:
Osmanlı ülkesindeki ilk banka olan Dersaadet Bankası, devletin Avrupa’da ki harcama ve ödemelerinde bir sterlin 110 kuruş üzerinden ödeme yapmayı üstlenen Galata’nın iki ünlü bankeri Jacques Alléon ve Emmanuel Baltazzi’nin maliye ile olan ilişkileri neticesinde kuruldu.