PSİKOLOJİ Dersi Psikolojide Araştırma Yöntemleri soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Günümüzde bilimsel bilginin paylaşımı nasıl olmaktadır?


CEVAP:

Bilimin tüm insanlıkla paylaşılmak amacıyla edinilen bilgilerden oluştuğunu söylemiştik. Bir araştırmacı ne kadar önemli bir bulguya ulaşmış olursa olsun, başkalarıyla paylaşılmadıkça bu bulgunun bir değeri yoktur. Bu paylaşım günümüzde bilimsel dergiler yoluyla olmaktadır. Bilim insanları elde ettikleri bulguları paylaşıma sunmak için makaleler yazıp bu makaleleri dergilerde yayımlatmak için uğraşırlar. Geçmişte dergiler matbaada basılıp kütüphanelere dağıtılıyordu. Günümüzde bu dergilere İnternet üzerinden de ulaşılabilmektedir. Önümüzdeki yıllarda dağıtımın tamamen İnternet üzerine kayması mümkündür. Şimdiden bu eğilim kendini göstermekte, kimi bilimsel dergiler sadece İnternet üzerinde yayımlanmaktadır.


#2

SORU:

Sözdebilim nedir?


CEVAP:

Bilimsel çalışma belli standartları gerektirir. Bilime olan güvenimiz bundan ileri gelir. Sözdebilim, bilimin gerektirdiği standartları taşımadığı ve bilimsel araştırmalarla desteklenmediği halde bilim kılıfı altında bize sunulan bilgi ve pratiklerdir. Sözdebilim, toplumda bilime duyulan saygı ve güvenin kimi kişi ve gruplarca, çoğunlukla maddi çıkar sağlamak amacıyla kötüye kullanılmasıdır.


#3

SORU:

Sözdebilimin özellikleri nelerdir?


CEVAP:
  1. Sözdebilim sıklıkla bilimsel tınılı terimler kullanarak bir bilimsellik kisvesi yaratır.
  2. Sözdebilim test edilip doğruluğu sınanamayacak önermelerde bulunur.
  3. Sözdebilim bilimsel süreçten kopuktur.

#4

SORU:

Bilimsel bir makalede izlenilen metodu açıkça ortaya koymanın gerekçesi nedir?


CEVAP:

Bilimsel bir makale yazarken dikkat edilen önemli bir husus izlenilen metodu açıkça ortaya koymaktır. Araştırmacılar makalelerinde araştırmanın detaylarını ince ayrıntılarıyla ortaya koyarlar ki başkaları bu testleri tekrarlamak isterse ellerinde yeteri kadar bilgi olsun. Metodun açıkça yazılması varılan çıkarımların geçerliliğinin değerlendirilmesini de mümkün kılar. Bu netlik bilimsel önermelerin herkesçe test edilebilir olması ilkesinin bir sonucudur.


#5

SORU:

Kavramsal geçerlik nedir?


CEVAP:

İşlemsel tanımımızın ölçmek istediğimiz kavramı doğru ölçebilme derecesine kavramsal geçerlilik (conceptual validity) denir. Yüksek kavramsal geçerliliği olan bir işlemsel tanım ilgilenilen kavramın farklı değerlerini hassasiyet ve kesinlikle ölçer.


#6

SORU:

Test-yeniden test güvenilirliğini açıklayınız.


CEVAP:

Bir testi belli aralıklarla bir kişiye yeniden uyguladığımızda ne kadar benzer sonuçlar alıyorsak testin test-yeniden test güvenilirliği o kadar yüksektir. Mesela bir zekâ testi bir öğrenciye bir ay arayla iki kere uygulandığında alınan sonuçların birbirine çok yakın olması beklenir. İki farklı ölçümde bambaşka değerler alıyorsak sonuçların doğruluğuna güvenemeyiz. Tabii psikolojik kavramların değeri zaman içinde değişebilir. Örneğin tutum ya da bilgilerimiz hayatımız boyunca aynı kalmaz. Hatta zekâ gibi daha sabit olduğu varsayılan bir özelliğin bile zaman içinde değişebileceği gösterilmiştir. O zaman test-yeniden test güvenilirliği ölçülen kavramın sabit kaldığını varsaydığımız süreler içinde yakın ölçümler alınmasını öngörür.


#7

SORU:

İçsel güvenirliği açıklayınız.


CEVAP:

Bir kavramı sayısallaştırmak istiyorsak ölçeğimizdeki soruların her biri bu kavramı ölçmelidir, o zaman sorulara verilen cevaplar arasında tutarlılık olur. Eğer bir ölçeğin farklı sorularına verilen cevaplar birbirine paralelse o ölçeğin yüksek içsel güvenilirliğe sahip olduğu söylenebilir.


#8

SORU:

Kirlenmiş işlemsel tanım nedir?


CEVAP:

Aynı anda ilgilenilen kavramın dışında kavramları da ölçen bir işlemsel tanıma kirlenmiş işlemsel tanım denir. Böyle bir tanım kullanıyorsak bir kavramı ölçtüğümüzü sanırken daha başka bir kavramı ölçüyor olabiliriz.


#9

SORU:

Korelasyon nedir?


CEVAP:

İki kavram arasında düzenli bir ilişki var mı görmek için kullanılan en temel istatistiksel yöntem korelasyondur. Eğer değişkenlerden birinin aldığı değerler artarken diğeri de düzenli olarak artıyor ya da azalıyorsa bu iki değişken arasında bir korelasyon vardır. Bu korelasyonun değeri sayısal olarak belirlenebilir. Korelasyon katsayısı -1 ile 1 arasında bir sayıdır ve iki değişken arasındaki doğrusal ilişkinin kuvvetini gösterir. Eğer iki değişken arasında hiçbir doğrusal ilişki yoksa korelasyon katsayısı 0 değerini alır. Eğer değişkenlerden biri artarken diğeri de artıyorsa katsayı pozitif bir değer alır.


#10

SORU:

Arasında bir korelasyon olan A ve B değişkenleri arasındaki ilişki neler olabilir?


CEVAP:
  • A değişkeni B’nin sebebi olabilir.
  • B değişkeni A’nın sebebi olabilir.
  • A ve B karşılıklı olarak birbirlerine sebep olabilir.
  • Hem A hem de B’ye sebep olan bir C değişkeni olabilir.

#11

SORU:

Bağımsız değişken nedir?


CEVAP:

Deneyde etkisini incelediğimiz değişkene bağımsız değişken denir. Bağımsız değişkeni sebep olarak düşünebiliriz.


#12

SORU:

Bağımlı değişken nedir?


CEVAP:

Bağımsız değişkene bağlı olarak değişmesi beklenen değişkene bağımlı değişken denir. Bağımlı değişkeni sonuç olarak düşünebiliriz.


#13

SORU:

Deneysel grup ve kontrol grubunu açıklayınız.


CEVAP:

Etkisini incelediğimiz bağımsız değişkene maruz kalan gruba deneysel grup adı verilir. Bağımsız değişken uyguladığımız deneysel grupla kıyaslayacağımız gruba kontrol grubu denir.


#14

SORU:

Deneylerde iki grubun birbirine denk olması nasıl sağlanır?


CEVAP:

Gruplar arası denkliğin sağlanması için psikologlar rastgele tahsis (random assignment) adı verilen yöntemi kullanırlar. Bu yöntemde denekler deneysel gruba veya kontrol grubuna rastgele tahsis edilir. Örneğin, bir deneğin hangi gruba dahil olacağı yazı tura atarak belirlenirse ortalamada bir grubun diğer gruptan farklı olması için bir sebep olmaz. Bu yöntemle gruplar arasında sistematik farklar olmasının önüne geçilmeye çalışılır.


#15

SORU:

İç geçerlilik nedir?


CEVAP:

İç geçerlilik bir deneyin sonuçlarını manipüle ettiğimiz bağımsız değişkene güvenle bağlayabilme derecemizdir. Bir başka deyişle bir deneyin yüksek iç geçerliliğe sahip olması için bağımsız değişkenle bağımlı değişken arasında nedensel bir bağ olduğunu güvenle söyleyebilmemiz gerekir. Bunun için bağımsız değişkenin bağımlı değişken üzerindeki etkisini açıklayabilecek bağımsız değişken dışında bir etken olmaması gerekir. Ancak tüm diğer alternatif açıklamaları bertaraf edebilirsek kurduğumuz nedensellik ilişkisine güvenebiliriz.


#16

SORU:

Plasebo nedir?


CEVAP:

Bir ilacın iyileştirici etkisi var mı tespit etmek için tasarlanan bir deney düşünelim.Deneysel gruba hapımızı verip de kontrol grubuna hiçbir şey vermezsek iki grup arasında ilacın vücuttaki kimyasal etkisi dışında bir başka fark daha olur. İlaç verilen grup psikolojik olarak iyileşme beklentisi içine girecektir. Bu durumda bu psikolojik beklenti bir kirletici değişken olur. Bu kirletici değişkeni bertaraf etmek için bu tür araştırmalarda kontrol grubuna plasebo adı verilen sahte bir hap verilir.


#17

SORU:

Dış geçerlik nedir?


CEVAP:

Dış geçerlilik deneyde elde edilen sonuçları başka kişi, yer ve zamanlara genelleyebilme derecemizdir. Deneklerimiz genelleme yapmak istediğimiz grubu ne kadar temsil ediyorsa yapacağımız genelleme o kadar geçerli olacaktır. Örneğin, deneyimize sadece üniversite öğrencileri katıldıysa sonuçlarımızın daha ileri yaşlardaki insanlara genellenip genellenemeyeceği bir soru işaretidir. Bir kültürde elde edilen sonuçların bir diğer kültürde gözlemlenip gözlenmeyeceği de dış geçerlilikle ilgili bir sorudur.


#18

SORU:

Boylamsal ve enlemsel çalışmaları açıklayınız.


CEVAP:

Aynı kişilere zaman içinde tekrar tekrar ölçüm yapılan çalışmalara boylamasına çalışma denir. Boylamasına çalışmalarda aynı kişiler belli bir zaman dilimi içinde tekrar ölçümlenirken enlemesine çalışmalarda aynı zaman dilimi içinde farklı gruplara ölçüm yapılır. Örneğin bir araştırmacı evliliklerin nasıl ve neden boşanma ile sonuçlandığı ile ilgileniyor olsun.


#19

SORU:

Psikolojide neden korelasyonel çalışmalar yapılır?


CEVAP:

Kimi zaman ilgilendiğimiz kavramları deneysel olarak manipüle edebilmemiz imkânsızdır. Örneğin, gelir dağılımındaki eşitsizliğin bir toplumun fertleri arasındaki ilişkileri nasıl etkilediğini araştıran bir psikoloğun gelir dağılımını manipüle edebilmesi imkânsızdır. Kimi zaman da psikologlar neden-sonuç ilişkileri ile değil var olanı tasvir etmekle ilgilenirler. Örneğin, kişilik yapısıyla politik yönelimler arasındaki ilişkileri ya da cinsiyet ile mesleki yönelim arasındaki ilgiyi inceleyen bir psikolog korelasyonel çalışmalarla var olan ilişkileri betimler. Kısaca, deneysel yöntem neden-sonuç ilişkisi kurmamıza imkân sağlaması açısından ideal olsa da neden-sonuç ilişkisi kuramayan (yani korelasyonel) çalışmaların da psikolojide önemli yeri vardır. Bunun nedeni deneysel çalışmaların her zaman mümkün veya arzu edilir olmamasıdır.


#20

SORU:

Araştırmalarda izlenmesi gereken temel etik ilkeler nelerdir?


CEVAP:

• Araştırmalara katılım gönüllüdür. Araştırma öncesi olası katılımcılara araştırma hakkında bilgi verilip araştırmaya dahil olmak istediklerine dair onaylarının alınması gerekir.
• Katılımcılar araştırmadan istedikleri zaman çıkabilirler.
• Kişilerden edinilen bilgilerin gizliliğinin korunması gerekir.
• Katılımcılara daima nezaket ve saygıyla davranılır.
• Katılımcılara araştırmanın sonunda araştırma hakkında bilgi edinme olanağı verilir.