RADYO VE TELEVİZYON TEKNİĞİ Dersi YERKÜREYİ SARAN TEKNOLOJİ:RADYO soru cevapları:
Toplam 47 Soru & Cevap#1
SORU: Bulundukları dalga bandı bakımından AM ve FM sistemleri ülkemizde ne tür farklılıklar içermektedir?
CEVAP: AM istasyonları uzun dalga, orta dalga ve kısa dalga bantlarında yayınlarını gerçekleştirebilmektedir. Ülkemizde uzun dalga 148.5-283.5 kHz, orta dalga 526.51606.5 kHz ve kısa dalga da 5950-26100 kHz aralığında yer almaktadır. Bu bant aralığında sadece TRT yayın yapmaktadır. FM istasyonları ise, FM bandında 87.5 ile 108 MHz arasında yerleşmiştir.
#2
SORU: M ve FM modülasyon sistemleri sinyal rotaları söz konusu olduğunda ne tür farklar barındırmaktadır?
CEVAP: Yer dalgaları (ground waves) yeryüzü yüzeyinde hareket eden AM’nin öncelikli hizmet alanı olarak tanımlanmaktadır. Yüksek güçlü AM istasyonları gün boyunca yüzlerce kilometre uzaklıktaki dinleyicilerine ulaşabilmektedir. AM dalgalarının aksine FM dalgaları doğrusal olarak ilerlemektedir. FM istasyonları atmosferdeki gece değişikliklerinden etkilenmezler ve genellikle AM istasyonları kadar uzağa sinyallerini taşıyamazlar. Yüksek güçlü bir FM istasyonu dinleyicilerine sinyal zayıfladığı için 80-100 km yarıçapında ulaşır.
#3
SORU: Radyo yayıncılığında sayısal teknolojinin kullanımını hızlandıran gelişmeler nelerdir?
CEVAP: Radyo yayınlarında sayısal teknoloji kullanımının yaygınlaşmasında en büyük etken, sayısal ses ve iletim teknolojilerinin sayısal platforma taşınması olarak tanımlanabilmektedir. 1980’lerin ortasından itibaren, gündelik yaşam içinde tüketiciler sayısal teknoloji ürünlerini kolaylıkla benimsemiş ve MP3, CD gibi sayısal teknoloji ürünlerinin kullanımı yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu durum radyo yayınlarının ses ve iletim teknolojisinde de değişikliklere gidilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmıştır.
#4
SORU: Uluslararası Telgraf Birliği’nin yayın alanı kullanımına ilişkin düzenlenmesi neleri kapsamaktadır?
CEVAP: Bu düzenleme sonucunda, uzun dalga üzerinden yayın yapan istasyonlar öncelikle Avrupa’ya tahsis edilmiş, dünyanın diğer bölgeleri için orta dalganın kullanılması öngörülmüştür. Kısa dalga yayınlar ile sömürgelere ya da dış ülkelere yönelik programlar yayınlanmış, kültürel propaganda için kullanılmıştır. 2. Dünya Savaşı’nın ardından yeni bir dağılma düzeni ortaya çıkmış, FM yayınlarının avantajları görülmüş ve ana ilkeleri 1929 yılında belirlenmiştir.
#5
SORU: Radyo yayın ilkesini oluşturan modülasyon çeşitlerinden en yaygın olanları hangileridir?
CEVAP: • Genlik Modülasyonu (Amplitude Modulation) AM • Frekans Modülasyonu (Frequency Modulation) FM Genlik Modülasyonu (AM) sisteminde bilgi sinyalinin genliğine bağlı olarak, taşıyıcı sinyalin genliği değiştirilmektedir. Frekans Modülasyonu (FM) sisteminde ise, bilgi sinyalinin frekansına bağlı olarak taşıyıcı sinyalin frekansı değiştirilmektedir.
#6
SORU: Sayısal radyo teknolojisinde iletim ne şekilde gerçekleşmektedir?
CEVAP: Sayısal teknolojinin kullanıldığı radyo yayınları, uydu, kablo ve internet üzerinden iletimlerle gerçekleşmektedir. Uydu aracılığı ile radyo yayınlarının iletilmesi, radyo yayın tekniğinde en önemli gelişmelerden biri olarak değerlendirilebilir. Uydu ile radyo yayınları, yeryüzünde bulunan bir vericiden yansıtılan sinyallerin uyduya gönderilmesi ve tekrar uydudan yeryüzüne geri gönderilmesi prensibi ile çalışmaktadır. CD kalitesinde ses sağlayan uydu yayınlarına, çanağa bağlı televizyon ya da radyo alıcısı ile ulaşılabilmektedir.
#7
SORU: HD Radio sistemi ne tür yenilikler getirmiştir?
CEVAP: HD Radio sistemi, karasal verici istasyonları üzerinden yayın yapılmasını sağlamaktadır. Kapsama alanı tıpkı karasal yayında olduğu gibi verici istasyonların yayın alanıyla sınırlı olmaktadır. Bu sınırlılık Wi-Fi yani kablosuz internet altyapısını kullanarak ortadan kaldırılmaktadır. Aynı zamanda, analog ve sayısal yayınlar aynı anda kanallardan yapılabilmesine olanak tanımaktadır.
#8
SORU: DAB teknolojisinin getirdiği avantajlar nelerdir?
CEVAP: Dinleyicinin tercihine göre basit bir yazılı menüden kolay program seçimi • Parazitsiz, geniş bir coğrafi alanda sinyalin kesilmeden ve frekansını değiştirmeden aynı istasyonda kalmasını sağlayan mükemmel radyo yayın alımı • Aynı alıcı üzerinde müzik ve veri hizmetlerinin yanı sıra, video ile grafik hizmetlerinin birleştirilmesi • Genel program bilgilerinin RDS (Radio Data System-Radyo Veri Sistemi) sisteminden daha ayrıntılı bir metin bilgisi halinde gösterilebilmesi • Alıcıların görsel bilgilere ulaşabileceği programla ilişkilendirilmiş verilerin (hava durumu, trafik bilgisi veya borsa fiyatları vb. gibi) ve diğer etkileşimli hizmetlerin yayınlayabilmesine olanak sağlayan bilgi servislerinin bulunması • Hedef kitleye amaçlanan yayınlar doğrultusunda müzik ya da çok büyük miktarda, birbirinden farklı bilgi hizmetlerini sunması • USB, dijital kamera, MP3 player, araba radyoları, televizyon ekranları ve daha fazlasından oluşan geniş alıcı seçenekleri sunması • Sabit, ya da mobil radyo alıcılarının, kişisel bilgisayar ya da bazı mobil telefonların ekranlarına erişimini olanaklı kılması • Alıcıların radyo programları dışında, veri hizmetlerini de yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası kapsamda mobil olarak sinyalin kaybolmadan alınabilme fırsatını sağlaması • Yayıncılara daha düşük maliyetli iletim olanağı sağlaması • Kullanıcılarına, istedikleri programı kaydetme, ileri geri sarma, yeniden dinleme ve depolama seçeneklerini sunması • Geliştirilmiş kapsama alanı • FM standartlarından daha kısa anten yüksekliği, elektrik gücü ve tasarrufunu sağlaması • Varolan AM ve FM frekanslarından yararlanma olanağı
#9
SORU: DAB (Digital Audio Broadcasting-Sayısal Ses Yayıncılığı) ne anlama gelmektedir?
CEVAP: “Eureka Project 147” çerçevesinde sayısal radyo yayıncılığında bir standart oluşturmak üzere geliştirilmiştir. 17 ülke ve Avrupa Birliği tarafından tüm dünyada kullanılması öngörülen bir standart olarak belirlenmiştir. Sayısal radyo yayıncılığı, DRM (Digital Radio Mondial) ve HD Radio (Hybrid Digital Radio) olarak adlandırılan sistemleri kullanmaktadır. DAB yayınları karasal ve uydudan olmak üzere iki biçimde gerçekleştirilmektedir.
#10
SORU: İnternet üzerinden yayın yapan radyoların ne gibi avantajları olmaktadır?
CEVAP: Radyo yayınları internet üzerinden iletilmekle kalmamakta, aynı zamanda dinleyici ile etkileşimli bir iletişim kurma olanağı sağlamaktadır. Kullanım kolaylığı ve ses kalitesinin teknolojideki gelişmelerle birlikte gelişen internet radyo yayınları, radyo istasyonlarına artı bir değer katmıştır. Yayın dışında pek çok bilginin, program içeriklerinin yer aldığı internet radyolarının web siteleri, bir radyo istasyonunun yayın dışındaki aktivitelerinin de duyurulmasını sağlamaktadır. Yayın dünyasında yer almak isteyen her kişiye kapılarını açan internet, sınırlar olmadan dünyanın her yerine yayınlarıyla ulaşabilme fırsatını tanımaktadır.
#11
SORU: Elektromanyetik dalgalar yayınımını ne şekilde gerçekleştirir?
CEVAP: Elektromanyetik dalgalar 3 şekilde yayınımını gerçekleştirmektedir. • Direkt Dalga: Alıcı anten ile verici antenin birbirini doğrudan doğruya görmesi ile alıcının aldığı yayınım biçimi. • Yer Dalgası: Yeryüzünün şeklini izleyerek yayılan dalga. Tanımlamalarından da anlaşılacağı üzere uzun dalga frekansları ile uzak yerlere ulaşılırken, kısa dalga ile çok daha uzak yerlere ulaşılabilmektedir. • Gök Dalgası: Atmosferin üst tabakalarından, iyonosferden yansıyarak tekrar yeryüzüne ulaşan dalgadır.
#12
SORU: DRM’nin sağladığı olanaklar nelerdir?
CEVAP: DRM (Digital Radio Mondial) adlı sistem, genlik modülasyonlu vericilerden yayın yapma imkânı tanımaktadır. DAB’ın aksine hem AM hem de FM bandından yayın iletimini, kısa ve orta dalga yayınlarının da FM kalitesinde dinlenebilmesini, mobil haldeyken de mükemmel alımı, DRM alıcısı ile analog FM ve MW (orta dalga), aynı zamanda DAB yayınlarını da dinlemeyi mümkün kılmaktadır.
#13
SORU: DAB teknolojisinin kullanımı ülkemizde ne durumdadır?
CEVAP: DAB teknolojisi Avrupa’nın yanı sıra, Türkiye’de de bir oluşum ve gelişim sürecini yaşamaktadır. DAB, pek çok ülkede düzenli olarak kullanılmakta, bazı ülkeler bu konu ile ilgilenmekte, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu pek çok ülkede test edilmektedir. Yakın tarihte ülkemizde sayısal yayına geçme hazırlıklarının tamamlanması ve Avrupa ülkeleri ile eş zamanlı sayısal yayma geçilmesi düşünülmektedir.
#14
SORU: DAB teknolojisiyle birlikte ülkemizde radyo yayıncılığı ne tür olanaklara kavuşacaktır?
CEVAP: Sayısal radyo yayıncılığında, yapılan anlaşmalar sonucunda kabul edilen DAB teknolojisinin Türkiye’de tamamen kullanıma sunulması halinde, parazitten etkilenmeyen, bitişik kanallardan yayın yapılsa bile birbirini bozmayan yayınlar gerçekleşecektir. Her bölgede aynı frekans kullanılarak, tek frekanslı ağ kurma imkânı, bilgi aktarımı, elektronik program rehber kullanımı gibi üstün sayısal yayıncılık olanaklarına kavuşulacaktır.
#15
SORU: Farklı bantların frekans değer aralıkları ne şekildedir?
CEVAP: • Very Low Frequency(VLF) - 3 kHz-30 kHz • Low Frequency(LF) - 30 kHz-300 kHz • Medium Frequency(MF) - 300 kHz-3 MHz • High Frequency(HF) - 3 MHz-30 MHz • Very High Frequency(VHF) - 30 MHz-300 MHz • Ultra High Frequency(UHF) - 300 MHz-3 GHz
#16
SORU: James Clerk Maxwell’in radyonun icadında da payı olan ne tür çalışmaları olmuştur?
CEVAP: Maxwell’in en önemli başarısı, radyonun temellerini oluşturan elektromanyetik dalgalar üzerine yaptığı çalışmadır. Maxwell 1860’lı yıllarda, nesnelerin bir ışık kaynağı tarafından aydınlatıldıkları için göründüğü ve ışık olmadığı zaman başka dalgalardan yararlanarak nesnelerin varlığının saptanabileceğinden yola çıkmış, ışığın bir elektromanyetik dalga olduğunu kanıtlamıştır. Elektromanyetik dalgaların varlığını ortaya koyan Maxwell, beş yıl sonra dalgaların boşlukta ışık hızına yakın (saniyede 300 000 km) hızla hareket etmesi gerektiğini öne sürmüştür.
#17
SORU: Farklı bantların dalga boyu aralıklarına ilişkin değerler nelerdir?
CEVAP: • Very Low Frequency(VLF) – 100 km-10 km • Low Frequency(LF) – 10 km-1 km • Medium Frequency(MF) – 1 km – 100m • High Frequency(HF) – 100m – 10m • Very High Frequency(VHF) – 10 m- 1 m • Ultra High Frequency(UHF) – 1 m – 10 cm
#18
SORU: Kablo yayın teknolojisi ile yapılan radyo yayınlarının avantaj ve dezavantajları nelerdir?
CEVAP: Ses kalitesinin yüksek olduğu bu yayınlar, hem yine uydu aracılığı ile yapılan yayınlarda olduğu gibi belli bir maliyet getirmekte, hem de radyo sinyallerinin çeşitli engellerle karşılaşmadan net bir şekilde belirlenmiş dinleyici kitlesine ulaşmasını sağlamaktadır.
#19
SORU: Alman fizikçi Heinrich Rudolf Hertz’in radyo teknolojisinin gelişimine en büyük katkısı nedir?
CEVAP: Görülebilir ışıktan daha uzun dalga boyu olan elektromanyetik dalgaları elde eden Hertz, 1887’de aslında daha sonra radyo sinyallerinin iletilmesinde kullanılan radyo dalgalarını elde etmeyi başarmıştır. Sesin elektromanyetik dalgalar aracılığıyla boşlukta yayılabileceği ve özel araçlar yoluyla tekrar sese dönüştürülebileceği keşfi, radyo dalgaları ölçüm biriminin de “Hertz” olarak adlandırılmasını sağlamıştır.
#20
SORU: Guglielmo Marconi’nin radyonun keşfini mümkün kılan çalışmaları hangi alandadır?
CEVAP: Marconi’nin yaptığı çalışmanın diğerlerinden farkı, elektromanyetik dalgalarla insan sesinin iletimini sağlamış olmasıdır. 1896 yılında deneylerinde kullandığı Mors Alfabesi ve anten sistemini geliştirmiş ve ilk telsiz telgraf patentini henüz 22 yaşındayken almıştır. 1901 yılına kadar Mors Alfabesi ile mesaj yollama ve kağıt bir şerit üzerinde basılı hale getirme çalışmalarıyla uğraşmıştır. Telsiz aygıtının menzil uzunluğunun birkaç kilometre olması, mesajların çok yavaş iletilebilmesi, istenilen frekansta çalışılamaması gibi sorunları, gerçekleştirdiği yeniliklerle gidermiştir.
#21
SORU: Radyo yayıncılığında modülasyon neyi ifade eder?
CEVAP: Ses sinyalleri ile taşıyıcı radyo dalgalarının üst üste bindirilerek tek bir dalga haline getirilmesi işlemi “modülasyon” olarak tanımlanmaktadır. Radyo yayın tekniğinde, alçak frekanslı sinyallerin doğrudan doğruya elektromanyetik dalgalar şeklinde yayınlanabilmesi için modülasyona ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun nedeni, alçak frekanslı sinyallerin enerjilerinin uzak mesafelere gidebilmek için yeterli enerjiye sahip olmamalarından kaynaklanmasıdır.
#22
SORU: Boşluk tüpüyle diyot tüpünün radyo yayıncılığında nasıl bir rolü olmuştur?
CEVAP: Ses sinyallerinin devamlı olmasını sağlayan boşluk tüpü ile radyo yayıncılığının temellerini atılmıştır. 1883’te Edison’un keşfi üzerine çalışmalar yapan Sir John Ambrose Fleming 1904’te diyot tüpünü geliştirmiş, böylece boşluk tüpü ile radyo lambalarını daha ileri bir aşamaya taşıyarak, zayıf sinyallerin güçlendirebilmesini sağlamıştır.
#23
SORU: Radyonun bir iletişim aracı olarak kitlelere ulaşması ne zaman mümkün olmuştur?
CEVAP: 1. Dünya Savaşı sonrası önemi gittikçe artan radyo, 1920’lerde yayınlarını kitlelere ulaştırmaya başlamış ve 1930’lu yıllarda hem Avrupa hem de Amerika’da bir kitle iletişim aracı olarak tanınmaya başlamıştır. Türkiye’de ise, 6 Mayıs 1927 radyo yayınlarının başlangıç tarihi olmuştur.
#24
SORU: Radyonun temel çalışma prensibi nasıl özetlenebilir?
CEVAP: Elde edilen sesin bir anten aracılığıyla havaya gönderilmesi ve bir başka noktadan yine anten aracılığıyla alınarak insan kulağının sesi duyulacak şekle getirebilmesi olarak ifade edilebilir. Kuşkusuz sesin bu iletiminde sadece alıcı ve verici iki ana unsuru oluşturuyor gibi görünse de arada bağlantıyı kuran pek çok başka unsur da bulunmaktadır.
#25
SORU: Radyo frekanslarının alıcıya ulaşabilmesi nasıl mümkün olmaktadır?
CEVAP: Radyo frekanslarının bir radyo istasyonundan alıcıya ulaşabilmesi için öncelikle ses dalgalarının farklı frekanslarda titreşmesi prensibinden yola çıkılır. Ses titreşimleri radyo stüdyosunda mikrofonda toplanarak elektrik sinyallerine dönüştürülür. Bu sinyaller amplifikatörlerden (güçlendirici) geçirilerek güçlendirilir. Ses sinyalleri, verici tarafından üretilen daha yüksek frekanslı radyo dalgaları üzerine bindirilir.
#26
SORU: Radyo dalgalarının frekans dağılım aralığı ne şekildedir?
CEVAP: Bunlar ana band dalgaların iletim özelliklerine bağlı olarak belirlenmiştir: • Çok Alçak Frekans (VLF- Very Low Frequency) • Alçak Frekans (LF-Low Frequency) • Orta Frekans (MF-Medium Frequency) • Yüksek Frekans (HF-High Frequency) • Çok Yüksek Frekans (VHF-Very High Frequency) • Ultra Yüksek Frekans (UHF-Ultra High Frequency) • Süper Yüksek Frekans (SHF-Super High Frequency) • Çok Süper Yüksek Frekans (EHF-Extremely High Frequency)
#27
SORU: Radyo yayıncılığında elektromanyetik tayfın rolü nedir?
CEVAP: Radyo yayınlarını gerçekleştirmek için, elektromanyetik tayf’tan (electromagnetic spectrum) yararlanılmaktadır. Elektromanyetik tayf içinde kozmik ışınlar, gamma ışınları, x-ışınları, morötesi ışınlar, kızılötesi, görünür ışık ve radyo dalgaları bulunmaktadır. Radyo yayıncıları şüphesiz amaçlarına yönelik olarak sinyallerini iletmek için tayfta yer alan radyo dalgalarını kullanmaktadırlar.
#28
SORU:
Bugün radyonun düğmesine dokunarak istediğimiz radyo istasyonunu dinleme fırsatını tanıyan çalmaların öncüsü kimdir?
CEVAP:
Bugün radyonun düğmesine dokunarak istediğimiz radyo istasyonunu
dinleme fırsatını tanıyan çalışmaların öncüsünün, matematikçi James Clerk
Maxwell (1831-1879) olduğu söylenebilir.
#29
SORU:
Özgün düşünceleri ve matematik bilgisi ile pek çok başarılı çalışmalar gerçekleştiren Maxwell’in en önemli başarısı nedir?
CEVAP:
Özgün düşünceleri ve matematik bilgisi ile pek çok başarılı çalışmalar gerçekleştiren Maxwell’in en önemli başarısı, radyonun temellerini oluşturan elektromanyetik dalgalar üzerine yaptığı çalışmadır. Maxwell 1860’lı yıllarda, nesnelerin bir ışık kaynağı tarafından aydınlatıldıkları için göründüğü ve ışık olmadığı zaman başka dalgalardan yararlanarak nesnelerin varlığının saptanabileceğinden yola çıkmış, ışığın bir elektromanyetik dalga olduğunu kanıtlamıştır. Elektromanyetik dalgaların varlığını ortaya koyan Maxwell, beş yıl sonra dalgaların boşlukta ışık hızına yakın (saniyede 300 000 km) hızla hareket etmesi gerektiğini öne sürmüştür.
#30
SORU:
Alman fizikçi Heinrich Rudolf Hertz'in radyonun keşfindeki rolü nedir?
CEVAP:
James Clerk Maxwell’in elektromanyetik dalgalar ile ilgili buluflunu bir adım öteye taşıyan ve kuramsal boyuttan çıkaran diğer bir isim ise, Alman fizikçi Heinrich Rudolf Hertz (1857-1894) olmuştur. Maxwell’in bulufllarından sonra birçok fizikçinin de elektromanyetik dalga üretme çabasında, elektrik aletleri aracılığı ile dalgaların elde edilebileceği düşüncesi Hertz tarafından gerçeklefltirilmiştir. Görülebilir ışıktan daha uzun dalga boyu olan elektromanyetik dalgaları elde eden Hertz, 1887’de aslında daha sonra radyo sinyallerinin iletilmesinde kullanılan radyo dalgalarını elde etmeyi başarmıştır. Sesin elektromanyetik dalgalar aracılığıyla boşlukta yayılabileceği ve özel araçlar yoluyla tekrar sese dönüştürülebileceği keşfi, radyo dalgaları ölçüm biriminin de “Hertz” olarak adlandırılmasını sağlamıştır.
#31
SORU:
Elektromanyetik dalgalarla insan sesinin iletimini sağlayan radyonun öncüsü kimdir?
CEVAP:
İtalyan Guglielmo Marconi
#32
SORU:
Mors Alfabesi ve anten sistemini İngiltere’ye giderek geliştiren ve ilk telsiz telgraf patentini henüz 22 yaşındayken alan bilim adamı kimdir?
CEVAP:
İtalyan Guglielmo Marconi
#33
SORU:
Ses sinyallerinin devamlı olmasını sağlayan vacuum tube (boflluk tüpü) ile radyo yayıncılığının temellerini atan radyonun öncüsü kimdir?
CEVAP:
Lee de Forest (1873-1961)
#34
SORU:
Diyot Tüpü (Diode Tube) nedir?
CEVAP:
Elektrik akımını sadece tek yöne gönderen iki terminalli yarı iletkendir.
#35
SORU:
Diyot tüpünü kim, ne zaman geliştirmştir?
CEVAP:
1883’te Edison’un keşfi üzerine çalışmalar yapan Sir John Ambrose Fleming’in 1904’te diyot tüpünü geliştirmifl, böylece boşluk tüpü ile radyo lambalarını daha ileri bir aşamaya taşıyarak, zayıf sinyallerin güçlendirebilmesini sağlamıştır.
#36
SORU:
İlk yayın çalışmasını Paris’te Eyfel Kulesi’ne yerlefltirdiği bir anten ile deneyen, Amerika’da çalışmalarını devam ettirerek 1. Dünya Savaşı sırasında Fransız askerlerine moral amaçlı yayınlarını ileten ve “radyonun babası” unvanını alan bilim adamı kimdir?
CEVAP:
Lee de Forest (1873-1961)
#38
SORU:
Elektromanyetik tayfın görevi nedir?
CEVAP:
Radyo yayınlarını gerçekleştirmek için, elektromanyetik tayf’tan (electromagnetic spectrum) yararlanılmaktadır. Elektromanyetik tayf içinde kozmik ışınlar, gamma ışınları, x-ışınları, morötesi ışınlar, kızılötesi, görünür ışık ve radyo dalgaları bulunmaktadır. Radyo yayıncıları şüphesiz amaçlarına yönelik olarak sinyallerini iletmek için tayfta yer alan radyo dalgalarını kullanmaktadırlar.
#39
SORU:
Binlerce yayın yapan radyo istasyonlarının farklı frekanslardan yayın yapmalarının nedeni nedir?
CEVAP:
Binlerce yayın yapan radyo istasyonlarının farklı frekanslardan yayın yapmalarının nedeni, tek bir radyo istasyonunun yayınlara ulaşılmasını sağlamaktır.
#40
SORU:
İyonosferden yansıtma yoluyla ilerleyen, verici yayın alanı çok geniş, işletme maliyeti yüksek dalgalar hangisidir?
CEVAP:
Çok alçak frekans (dalga aralığı)
#41
SORU:
"Kısa dalga" olarak da tanımlanan frekans hangisidir?
CEVAP:
Yüksek frekans (dalga)
#42
SORU:
Ses sinyali ve taşıyıcı bir dalganın hava içinde yayılımına ne ad verilir?
CEVAP:
Modülasyon
#43
SORU:
Radyo yayın tekniğinde, alçak frekanslı sinyallerin doğrudan doğruya elektromanyetik dalgalar şeklinde yayınlanabilmesi için modülasyona ihtiyaç duyulmasının nedeni nedir?
CEVAP:
Bunun nedeni, alçak frekanslı sinyallerin enerjilerinin uzak mesafelere gidebilmek için yeterli enerjiye sahip olmamalarından kaynaklanmasıdır.
#44
SORU:
Radyo yayın ilkesini oluşturan modülasyon çeşitlerinden en yaygın olanları nelerdir?
CEVAP:
Genlik Modülasyonu (Amplitude Modulation) AM
Frekans Modülasyonu (Frequency Modulation) FM
#45
SORU:
Genlik Modülasyonu ve Frekans Modülasyonu arasındaki temel fark nedir?
CEVAP:
Genlik Modülasyonu (AM) sisteminde bilgi sinyalinin genliğine bağlı olarak, taşıyıcı sinyalin genliği değiştirilmektedir. Frekans Modülasyonu (FM) sisteminde ise, bilgi sinyalinin frekansına bağlı olarak taşıyıcı sinyalin frekansı değiştirilmektedir.
#46
SORU:
Elektromanyetik dalgaların yayınımı nasıl olur?
CEVAP:
Elektromanyetik dalgalar 3 şekilde yayınımını gerçekleştirmektedir.
1. Direkt Dalga: Alıcı anten ile verici antenin birbirini doğrudan doğruya görmesi ile alıcının aldığı yayınım biçimi.
2. Yer Dalgası: Yeryüzünün şeklini izleyerek yayılan dalga. Tanımlamalarından da anlaşılacağı üzere uzun dalga frekansları ile uzak yerlere ulaşılırken, kısa dalga ile çok daha uzak yerlere ulaşılabilmektedir.
3. Gök Dalgası: Atmosferin üst tabakalarından, iyonosferden yansıyarak tekrar yeryüzüne ulaşan dalgadır.
#47
SORU:
Radyo yayınlarında sayısal teknoloji kullanımının yaygınlaşmasında en büyük etken nedir?
CEVAP:
Radyo yayınlarında sayısal teknoloji kullanımının yaygınlaşmasında en büyük etken sayısal ses ve iletim teknolojilerinin sayısal platforma taşınması olarak tanımlanabilmektedir.