RADYO VE TELEVİZYON YAYINCILIĞI Dersi KARASAL TELEVİZYON YAYINCILIĞI soru cevapları:

Toplam 51 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: 21. Yüzyılda sayısal teknolojinin hızlı gelişimi televizyon yayıncılığı açısından ne gibi etkileri olmuştur?


CEVAP: 20. Yüzyılın başlarında hareketsiz resimlerin art arda fotoğraf tekniği kullanılarak kaydedilmesiyle başlayan süreç bir yüzyıl sonrasında elektronik görüntüye dönüşmüş ve tüm dünyayı televizyon yayın ağlarıyla kaplamıştır. Yüksek çözünürlüklü kameralarla yapılan çekimler aynı çözünürlükle sayısal olarak kaydedilmekte, sayısal sesle birlikte yayınlamaktadır. Televizyon sistemleri her geçen gün gelişmekte, televizyon kanalları çoğalmakta ve program çeşitliliği artmaktadır Ayrıca sayısal teknolojinin hızlı gelişimi; ? İletişim ortamlarının çeşitlenmesini, ? İletişim ortamlarının etkileşimli kullanımını, ? Program içerik üretimini arttırmıştır

#2

SORU: Karasal Televizyon yayın sistemi ve temel özelliklerinden bahsediniz?


CEVAP: Karasal televizyon yayını, elektromanyetik dalgalarla bir vericiden yapılan yayındır. Başka bir tanımla; bir televizyon yayın merkezinden görüntü, ses ve verilerin bir arada televizyon verici anteniyle yayınlanmasıdır. Elektro manyetik dalgalar, stüdyoda üretilen programların görüntüsünü sesiyle birlikte belirli mesafelerde bulunan izleyicilere taşır. Televizyon vericilerinden yapılan yayınlar, evlerin çatılarına yerleştirilen antenlerle alınarak izlenir. Yayınların tam olarak alınabilmesi için, çatı antenlerinin, televizyon vericisinin olduğu tarafa yönlendirilmesi ve vericinin anteniyle alıcının bulunduğu çatı anteni arasında, herhangi bir engelin olmaması gerekir. Yayın sırasında elektromanyetik dalgaların herhangi bir engelle karşılaşmaması için televizyon vericisi, yayın yapılacak bölgenin en yüksek yerine yerleştirilir. Yayınların alınabilmesi için, o bölgedeki televizyon alıcı antenlerinin, vericiye yönlendirilmesi gerekir.

#3

SORU: Radyolink sisteminden ve kullanım alanlarından bahsediniz?


CEVAP: Radyolinkler; kablosuz ortamda elektro manyetik dalgalarla ses, görüntü ve verilerin bir noktadan diğer bir noktaya taşındığı sistemdir. İletim ortamı havadır. Radyolinklerin asıl kullanım amacı yüksek frekanslar kullanılarak ses iletişiminin sağlanmasıydı. İletişim uyduları üzerinden televizyon yayınlarının yapılmasından önce, karasal televizyon yayınları için radyolinkler kullanılmaktaydı. Geçmiş yıllarda yaygın olarak telefon haberleşmesi için kullanılmıştır. Günümüzde de fiber optik kablo çekilemeyecek kadar engebeli arazilerde bulunan yerleşim merkezlerinin telefon iletişimini sağlamakta yaygın olarak kullanılmaktadır.

#4

SORU: Radyolinklerin telefon iletişimi için kullanılmasının en önemli nedenlerinden bazılarını açıklayınız.


CEVAP: ? Engebeli arazilerde telefon kablosu döşenmesi oldukça zor bazen de imkânsızdır. ? Uzak mesafelere telefon kablosu döşemesi zor ve maliyeti yüksektir. ? Abone sayısının artması kablo üzerinden telefon iletişimini sınırlamaktadır.

#5

SORU: Radyolinklerin tarihçesinden bahsediniz?


CEVAP: 20. Yüzyılın ikinci yarısında İngiltere, Almanya ve Fransa’da karasal televizyon yayınlarının yaygınlaştığı görülmektedir. Ülkemizde ilk televizyon yayını Ankara’da 1968 yılında siyah beyaz olarak başladı. Diğer şehirlere yayın aktarılamamaktaydı. Buralarda haberler canlı olarak yapılırken, programlar banttan yayınlanmaktaydı. Televizyon yayınlarının ülke genelinde yaygınlaşması ve tek bir merkezden yayın gündeme geldiğinde bu yayınların, başka bir şehirlere aktarılmasında radyolinkler kullanıldı. Örneğin; Ankara’da yapılan TRT televizyon yayınları radyolinkler aracılığı ile diğer şehirlere aktarıldı. Günümüzde televizyon yayınlarına yardımcı olarak geniş kapsamlı olmasa da radyolinkler hala kullanılmaktadır.

#6

SORU: İletişim uydularının sağladığı, televizyon yayınlarının izleyiciyle buluşmasını aşamaları nasıl gerçekleşmektedir?


CEVAP: İletişim uyduları ekvatora paralel olarak 36.000 Km mesafedeki bir yörüngeye oturtulur. Yüzlerce uydu bu mesafede tespih taneleri gibi belirli aralıklarla yan yana dizilmişlerdir. Bir ülkeden yapılan televizyon yayını uydular aracılığıyla dünyanın herhangi bir yerine aktarılarak izlenebilir. Böylece zaman sınırı olmaksızın haberler, borsa bilgileri ve spor karşılaşması gibi etkinlikler 24 saat boyunca dünyanın her yerine ulaştırılabilir. Uydu vericisine bağlı olan çanak antene, stüdyo çıkış sinyali gönderilir. Dünyadan 36.000 km uzaklıktaki ve ekvatora paralel bir yörüngede bulunan iletişim uydusuna, çanak antenden çıkan sinyal gönderilir. Frekansı değiştirilerek kapsama alanı önceden belirlenen bölgeye, uydu üzerindeki anten gelen sinyali aldıktan sonra yayınlar. Her yerleşim bölgesindeki uydu alıcıları, bu yayını alır ve orada bulunan karasal televizyon vericisine vererek, kente yayın yapılır.

#7

SORU: Bir vericiyle yapılan yayınlarda, anten çıkışındaki elektro manyetik dalgaların yayılımlarını ve bu yayılımların oluş şeklini ve kullanım alanlarından örnekleri söyleyiniz?


CEVAP: Radyo ve televizyon gibi bir vericiyle yapılan yayınlarda, anten çıkışındaki elektromanyetik dalgaların yayılımı; ? Yer Dalgası (Ground Wave) : Yeryüzüne paralel olarak yayılır. ? Uzun Dalga Radyo yayınları Yer Dalgası ile yapılmaktadır. ? Gök Dalgası (Sky Wave) : İyonosfer tabakasından yansıyarak yayılır. ? Orta ve Kısa Dalga Radyo yayınları Gök Dalgası ile yapılmaktadır. ? Direkt Dalga (Direct Wave) : iki nokta arasındaki yayındır. ? Televizyon, FM Radyo yayınlarıyla radyolink ve uydu yayını, Direkt Dalga ile yapılmaktadır.

#8

SORU: Gök Dalgası ve Direkt Dalganın birkaç özelliğini yazınız?


CEVAP: Gök Dalgası iyonosferden yansıyarak uzak mesafelere gönderilir. İyonosfer tabakasındaki yoğunluk, gece ve gündüz arasındaki ısı farkından dolayı değiştiği için ses şiddeti zaman içerisinde azalır ya da çoğalır. Direkt Dalga ile yapılan yayınlar, yüksek frekanslı yayınlardır. Özellikle radyolink ve uydu yayınları, noktadan noktaya yönlendirilmiş yayınlar olup, kullanılan frekans 3-300 GHz aralığındadır.

#9

SORU: Modülasyon tanımlayınız. Modülasyon çeşitlerinden ve kullanım alanlarından bahsediniz?


CEVAP: Modülasyon: iletilecek sinyalin bozulmadan ve özelliğini kaybetmeden, kendisinden daha yüksek frekanslı bir taşıyıcı üzerine yerleştirilerek alıcıya kadar gönderilmesidir. Radyo ve televizyon yayınlarında farklı frekanslar ve modülasyon teknikleri kullanılmaktadır. Değişik modülasyon çeşitleri vardır. Özellikle analog radyo ve televizyon yayınlarında Genlik Modülasyonu ve Frekans Modülasyonu kullanılmaktadır. Genlik Modülasyonu; Uzun, Orta ve Kısa Radyo Yayınlarında kullanılır. PAL televizyon yayın sisteminde Görüntü Genlik Modülasyonu ile yayınlanır. Frekans Modülasyonu FM Radyo yayınlarında kullanılır. PAL televizyon yayın sisteminde ses, Frekans Modülasyonu ile yayınlanır. Bu nedenle PAL sistemiyle yayın yapılan ülkelerde herhangi bir televizyon yayın kanalının sesi iyi bir FM radio alıcısıyla dinlenilebilir.

#10

SORU: Analog yayın sisteminin Türkiye’de ki kullanımının aşamalarını yazınız?


CEVAP: Türkiye’deki analog yayın sistemi PAL (Phase Alternating Line) 1967 yılında PAL sistemi renkli olarak Almanya’da var olan siyah beyaz televizyon sistemiyle uyumlu bir renkli televizyon sistemi olarak kabul edildi.

#11

SORU: PAL (Phase Alternating Line)sisteminin temel özelliklerinden bahsediniz?


CEVAP: PAL sisteminin özelliği, saniyede 25 kare göstermesidir. Çünkü Almanya dâhil Avrupa’da şehir şebeke frekansı 50 Hz’dir. Her karede görüntü 625 satırla taranır. Sistem 625/50 olarak tanımlanır. PAL yayın sisteminde karasal televizyon vericileri kullanılmaktadır. Yayın sinyali içindeki görüntü genlik modülasyonu, ses ise frekans modülasyonu ile yayınlanmaktadır. Televizyon yayınlarında VHF (174-223 MHz) ve UHF(470-862 MHz) bantlarındaki frekans aralıkları kullanılmaktadır. Kanal bant genişlikleri VHF bandı için 7 MHz, UHF bandı için de 8 MHz’dir.

#12

SORU: Analog yayın sisteminin kullanım tarihçesinden bahsediniz?


CEVAP: Yirminci yüzyılın başlarında, İngiltere, Almanya, Fransa ve ABD’de televizyon yayınları için değişik çalışmalar yapılmıştır. Bu ülkelerde geliştirilen ilk televizyon sistemleri siyah beyazdı. O yıllarda renkli sistemlerde tasarlanmıştı Fakat mevcut teknolojiyle renkli bir sistemin gerçekleşmesi oldukça zordu. 1953 yılında ABD’de siyah beyaz televizyon sisteminden renkli sisteme geçildi. Televizyon yayınlarının başlamasıyla birlikte, birçok ülkede, kısa bir süre sonra televizyon vericileri kurularak, geniş bir televizyon yayın ağı oluşturuldu. Televizyon alıcısı üreten fabrikalar kuruldu ve milyonlarca alıcı piyasaya sürüldü. Renkli televizyon sistemi çalışmaları sonucunda, dünya genelinde, NTSC, PAL ve SECAM olarak üç analog televizyon sistemi standart olarak kabul edildi.

#13

SORU: Nationel Television System Commitee (NTSC) sisteminin teknik özelliklerinden ve tarihsel kullanım geçmişinden bahsediniz.


CEVAP: NTSC sisteminin özelliği, saniyede 30 kare gösterilmesidir. Çünkü ABD’de şehir şebeke frekansı 60 Hz’dir. Her karede görüntü 525 satırla taranır. Sistem 525/60 olarak tanımlanır. 1935 yılında ABD’de renkli yayına geçildi. Renkli NTSC sistemiyle yapılan yayın, var olan siyah beyaz televizyon alıcıları ile alınabilmekte fakat renkli yayınlar siyah beyaz seyredilmekteydi. NTSC sisteminin kullanıldığı ülkeler ABD, Kanada, Japonya, Filipinler ve Güney Kore’dir

#14

SORU: Analog sistemlerinden NTSC, PAL ve SECAM sistemlerinin ortak özelliklerini ve ayrıştıkları yönlerden birini yazınız?


CEVAP: Ortak özellikleri; En boy oranı(aspect ratio): 4:3 (1.33) Seyretme açısı(view angie): 10 Derece Ekran yüksekliği (hight) : H Seyretme mesafesi (view distance): 7H Ses (audio) : Mono NTSC sisteminin çözünürlüğü, PAL / SECAM sistemlerinin çözünürlüğünden daha azdır.

#15

SORU: Analog yayın sistemlerinin teknik sorunları nelerdir?


CEVAP: ? Ses tek seslidir. Ses kalitesi iyi değildir. ? Görüntü çözünürlüğü düşüktür. ? Her televizyon kanalı için ayrı bir verici kullanmak gerekmektedir. ? Her bölgede farklı bir frekans kullanılması, yayınların birbirlerini bozmalarına yol açar. ? Veri yayını çok sınırlı sayıda yapılmaktadır. ? Etkileşimli yayın yapılmamaktadır.

#16

SORU: Sayısal teknolojilerle yapılabilen işlemleri ve getirdiği yenilikleri yazınız.


CEVAP: Resim ve ses kaliteleri bozulmadan, değişik sıkıştırma teknikleri kullanılarak sıkıştırılabilir. Sıkıştırma yapıldığında, belleklere daha fazla veri kaydı yapılabilir. Böylece kaydın yapıldığı belleğin kapasitesini arttırmak olanaklıdır. Benzer sıkıştırma teknikleri kullanılarak, zengin içeriklerin, resim ve ses kalitesi bozulmadan, yüksek hızlarda kullanıcının erişimine sunulması olanaklıdır. Sayısal teknoloji, etkileşimli ve isteğe bağlı video izlemeyi uygulamaya geçirmiştir. Sayısal teknolojinin getirdiği yeniliklerden bazıları; Yüksek çözünürlü kameralar, yüksek çözünürlü alıcılar, görüntü sıkıştırma sistemleri, elektronik kayıt ortamları, mobil alıcılar.

#17

SORU: Dünya genelinde, kabul edilen üç sayısal televizyon sistemlerini yazınız?


CEVAP: ? DVB (Digital Video Broadcasting): Avrupa’da geliştirilmiştir. Türkiye dâhil olmak üzere Avrupa, Avustralya, Singapur ve Hindistan gibi ülkelerin kabul ettiği sayısal televizyon sistemidir. ? ATSC (Advanced Television System Committe): ? ABD tarafından geliştirilmiştir. ABD, Kanada, Meksika ve Güney Kore’nin kabul ettiği sayısal televizyon sistemidir. ? ISDB (Integrated Services Digital Broadcasting): Japonya tarafından geliştirilmiştir. Japonya’da kullanılmaktadır.

#18

SORU: Sayısal karasal yayıncılığın üstün özelliklerini sıralayınız?


CEVAP: ? Stereo ses kalitesine sahiptir. ? Görüntü çözünürlüğü yüksektir. HD yayın imkânı sağlamaktadır. ? Ekran en boy oranı 16:9 dur. Ekran 30 derecelik bir açı ile izlenebilmektedir. ? 7 veya 8 MHz’lik bant genişliğinden en az dört kanal SD ve bir HD yayın yapılabilir. ? Mobil cihazlarla hareket halinde televizyon yayını alınabilmektedir. ? Televizyon yayınları içinde veri yayını yapılabilmektedir. ? Etkileşimli yayınlar yapılabilmektedir. ? Her kanal için ayrı bir verici kullanılması gerekmektedir. Tek bir televizyon anteniyle birden fazla kanal yayınlanabilmektedir. Böylece daha az verici kullanılmaktadır. ? Tek Frekans Ağı teknoloji kullanılması. Televizyon kanalları her yayın bölgesi için tek frekans kullanmaktadır. Böylece frekanslar etkin ve verimli kullanılabilmekte ve kanallar birbirlerini etkileyip bozmamaktadır.

#19

SORU:

21.yüzyılda sayısal teknolojinin hızlı gelişimi ile iletişimde ne gibi gelişmeler yaşanmıştır?


CEVAP:

21.yüzyılda sayısal teknolojinin hızlı gelişimi;
• İletişim ortamlarının çeşitlenmesini
• İletişim ortamlarının etkileşimli kullanımını
• Program içerik üretimini artırmıştır.


#20

SORU:

Karasal yayınlar gelişimi nasıl gerçekleşmiştir?


CEVAP:

Yaklaşık yüz yıl önce Avrupa’da başlayan Karasal Televizyon Yayını (Terrestrial Television Broadcasting) günümüzde de önemini koruyarak devam etmektedir. Uzun yıllar Analog olarak yapılan yayınlar artık yerini sayısal yayınlara bırakmış ve Karasal Sayısal Yayınlar (Digital Terrestrial Television Broadcasting) olarak devam etmektedir.


#21

SORU:

Karasal televizyon yayınını hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

Karasal televizyon yayını (terrestrial broadcasting), elektromanyetik dalgalarla bir vericiden yapılan yayındır. Elektromanyetik dalgalar, stüdyoda üretilen programların görüntüsünü sesiyle birlikte belirli mesafelerde bulunan izleyicilere taşır. Televizyon vericilerinden yapılan yayınlar, evlerin çatılarına yerleştirilen antenlerle alınarak izlenir. Yayınların tam olarak alınabilmesi için, çatı antenlerinin, televizyon vericisinin olduğu tarafa yönlendirilmesi gerekir. Ayrıca, vericinin anteniyle alıcının bulunduğu çatı anteninin arasında, herhangi bir engelin de olmaması gerekir.


#22

SORU:

Karasal Televizyon yayını kavramını tanımlayınız.


CEVAP:

Karasal Televizyon yayını şöyle tanımlanabilir: Bir televizyon yayın merkezinden görüntü, ses ve verilerin bir arada televizyon verici anteniyle yayınlanmasıdır


#23

SORU:

Karasal televizyon yayını için televizyon vericisi nereye yerleştirilmelidir?


CEVAP:

Karasal televizyon yayını için televizyon vericisi , yayın yapılacak bölgenin en yüksek yerine yerleştirilir. Bunun nedeni yayın sırasında elektromanyetik dalgaların herhangi bir engelle karşılaşmamasıdır.Yayınların alınabilmesi için, o bölgedeki tüm televizyon alıcı antenlerinin, vericiye yönlendirilmesi gerekir. Bir başka deyişle, verici antenle alıcı antenlerin birbirlerini görmeleri gerekir.


#24

SORU:

Televizyon yayınları ile ilgili bilgi verelim.


CEVAP:

Televizyon yayınları uzun, orta ve kısa dalga radyo yayınlarınlarında olduğu gibi uzaklara mesafelere gidemez. Örneğin; bir UHF (Ultra High Frequency) vericisi ile yapılan yayın ancak o vericinin yayın yaptığı yerleşim bölgesiyle sınırlıdır. Televizyon vericileri sınırlı bir bölgeye yayın yapabilirler.


#25

SORU:

Karasal televizyon yayınının çalışma prensibini bir örnekle anlatınız.


CEVAP:

Ankara’daki karasal bir televizyon vericisinin sinyalleri, Eskişehir’deki bir televizyon alıcısı tarafından alınamaz. Bu nedenle karasal televizyon yayınlarının tüm ülkede alınabilmeleri için her yerleşim yerindeki en yüksek tepeye televizyon vericilerinin kurulması gerekir. Örneğin, Eskişehir’de 15 televizyon kanalı izlenecekse ve yayın analog ise 15 televizyon vericisinin kurulması gerekir.


#26

SORU:

Radyolinklerin kullanım amacını açıklayınız.


CEVAP:

Radyolinklerin asıl kullanım amacı yüksek frekanslar kullanılarak (GHz) ses iletişiminin sağlanmasıydı.


#27

SORU:

Radyolink kullanımının nedenleri nelerdir?


CEVAP:

Radyolink kullanımının, geçen yüzyılın imkanları göz önüne alındığında, en önemli nedenlerinden bazıları şöyle açıklanabilir:
• Engebeli arazilerde telefon kablosu döşenmesi oldukça zor bazen de imkansızdır.
• Uzak mesafelere telefon kablosu döşenmesi zor ve maliyeti yüksektir.
• Abone sayısının artması kablo üzerinden telefon iletişimini sınırlamaktadır.


#28

SORU:

20.yüzyılda karasal radyo yayıncılığı hangi ülkelerde gelişmiştir?


CEVAP:

20. yüzyılın ikinci yarısında İngiltere, Almanya ve Fransa’da karasal televizyon yayınlarının yaygınlaştığı görülmektedir.


#29

SORU:

Ülkemizde ilk televizyon yayını nerede hangi tarihte başlamıştır?


CEVAP:

Ülkemizde ilk televizyon yayını Ankara’da 1968 yılında siyah beyaz olarak başladı. Diğer şehirlere yayın aktarılamıyordu. Buralarda haberler canlı olarak yapılırken, programlar banttan yayınlanmaktaydı. Televizyon yayınlarının ülke genelinde yaygınlaşması ve tek bir merkezden yayın gündeme geldiğinde bu yayınların, başka şehirlere aktarılmasında radyolinkler kullanıldı. Örneğin; Ankara’dan yapılan TRT televizyon yayınları radyolinkler aracılığı ile diğer şehirlere aktarıldı.


#30

SORU:

Radyolinklerin çalışma prensibi nasıldır?


CEVAP:

Radyolinkler; kablosuz ortamda elektromanyetik dalgalarla ses, görüntü ve verilerin bir noktadan diğer bir noktaya taşındığı sistemdir. İletim ortamı havadır. Geçmiş yıllarda yaygın olarak telefon haberleşmesi için kullanılmıştır. Radyolinkler, günümüzde de fiber optik kablo çekilemeyecek kadar engebeli arazilerde bulunan yerleşim merkezlerinin telefon iletişimini sağlamakta yaygın olarak kullanılmaktadır.


#31

SORU:

İletişim uyduları nasıl konumlandırılmaktadır?


CEVAP:

İletişim uyduları ekvatora paralel olarak 36.000 Km mesafedeki bir yörüngeye oturtulur. Yüzlerce uydu bu mesafede tespih taneleri gibi belirli aralıklarla yan yana dizilmişlerdir. Bir ülkeden yapılan televizyon yayını uydular aracılığıyla dünyanın herhangi bir yerine aktarılarak izlenebilir. Böylece zaman sınırı olmaksızın haberler, borsa bilgileri ve spor karşılaşmaları gibi etkinlikler 24 saat boyunca dünyanın her yerine ulaştırılabilir.


#32

SORU:

Karasal televizyon yayınlarda radyolink kullanımı ne şekilde gerçekleşir?


CEVAP:

Stüdyo çıkışı sinyali, uydu vericisine bağlı olan çanak (up link) antene gönderilir. Çanak antenden çıkan sinyal, dünyadan 36.000 kilometre uzaklıkta ve ekvatora paralel bir yörüngede bulunan iletişim uydusuna gönderilir. Uydu üzerindeki anten gelen sinyali alır, frekansını değiştirerek kapsama alanı önceden belirlenen bölgeye yayınlar (down link). Her yerleşim bölgesinde bulunan uydu alıcıları, bu yayını alır ve orada bulunan karasal televizyon vericisine vererek, kente yayın yapılır. Bu sistem, tüm ülke genelinde belirli yükseltilerde bulunan vericilerin olduğu yerde yapılır.


#33

SORU:

Radyo ve televizyon gibi bir vericiyle yapılan yayınlarda, anten çıkışındaki elektromanyetik dalgaların yayılımı ne şekildedir?


CEVAP:

Radyo ve televizyon gibi bir vericiyle yapılan yayınlarda, anten çıkışındaki elektromanyetik dalgaların yayılımı şöyledir: 

• Yer Dalgası (Ground Wave)
• Gök Dalgası (Sky Wave)
• Direkt Dalga (Direct Wave)


#34

SORU:

Yer Dalgası nasıl yayılır?


CEVAP:

Yer Dalgası, yeryüzüne paralel olarak yayılır.


#35

SORU:

Gök Dalgası nasıl yayılır?


CEVAP:

Gök Dalgası, İyonosfer tabakasından yansıyarak yayılır.


#36

SORU:

Direkt Dalga ile yapılan yayınlar hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

Direkt Dalga ile yapılan yayınlar, yüksek frekanslı yayınlardır. Özellikle radyolink ve uydu yayınları, noktadan noktaya yönlendirilmiş yayınlar olup, kullanılan frekans 3- 300 GHz aralığındadır.


#37

SORU:

Modülasyon nedir?


CEVAP:

Modülasyon kısaca söyle tanımlanabilir: İletilecek sinyalin bozulmadan ve özelliğini kaybetmeden, kendisinden daha yüksek frekanslı bir taşıyıcı üzerine yerleştirilerek alıcıya kadar gönderilmesidir.


#38

SORU:

Genlik Modülasyonu nedir?


CEVAP:

Genlik Modülasyonu (Amplitude Modulation), Uzun, Orta, ve Kısa Radyo Yayınlarında kullanılır. PAL televizyon yayın sisteminde Görüntü (Video) Genlik Modülasyonu ile yayınlanır.


#39

SORU:

Frekans Modülasyonu nedir?


CEVAP:

Frekans Modülasyonu (Frequency Modulation), FM Radyo yayınlarında kullanılır. PAL televizyon yayın sisteminde Ses (Audio), Frekans Modülasyonu ile yayınlanır. Bu nedenle PAL sistemiyle yayın yapılan ülkelerde, herhangi bir televizyon yayın kanalının sesi iyi bir FM radio alıcısıyla dinlenilebilir.


#40

SORU:

Analog karasal yayının temel özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Türkiye’deki analog yayın sistemi PAL (Phase Alternating Line)’ dır. PAL sistemi renkli olarak 1967 yılında Almanya’da var olan siyah beyaz televizyon sistemiyle uyumlu bir renkli televizyon sistemi olarak kabul edildi. PAL sisteminin özelliği, saniyede 25 kare gösterilmesidir. Çünkü; Almanya dahil Avrupa’da, şehir şebeke frekansı 50 Hz’dir. Her karede görüntü 625 satırla taranır. Sistem 625/50 olarak tanımlanır. Birçok Avrupa, Afrika ve Asya ülkesinde PAL sistemi kullanılmaktadır.


#41

SORU:

NTSC sisteminin özellikleri nelerdir?


CEVAP:

NTSC sisteminin özelliği, saniyede 30 kare gösterilmesidir. Çünkü; ABD’de şehir şebeke frekansı 60 Hz’dir. Her karede görüntü 525 satırla taranır. Sistem 525/60 olarak tanımlanır. NTSC sisteminin kullanıldığı ülkeler ABD, Kanada, Japonya, Filipinler ve Güney Kore’dir.


#42

SORU:

PAL (Phase Alternating Line) sisteminin özellikleri nelerdir?


CEVAP:

1967 yılında Almanya’da renkli yayına geçildi. PAL sisteminin özelliği, saniyede 25 kare gösterilmesidir. Almanya dahil Avrupa’da şehir şebeke frekansı 50 Hz’dir. Her karede görüntü 625 satırla taranır. Sistem 625/50 olarak tanımlanır. Türkiye’de PAL sistemi kullanılmaktadır. PAL sistemi, birçok Avrupa, Afrika ve Asya ülkesinde kullanılmaktadır.


#43

SORU:

SECAM (“Séquentiel couleur à mémoire”, “Sequential Color with Memory”) Sisteminin özellikleri nelerdir?


CEVAP:

1967 yılında Fansa’da renkli yayına geçildi. SECAM sisteminin özelliği saniyede 25 kare gösterilmesidir. Avrupa’da şehir şebeke frekansı 50 Hz’dir. Her karede görüntü 625 satırla taranır. Sistem 625/50 olarak tanımlanır.SECAM sistemi Fransa gibi bazı Avrupa ülkelerinde, Rusya’da, Orta Asya Cumhuriyetleri ve bazı Afrika ülkelerinde kullanılmaktadır.


#44

SORU:

NTSC, PAL ve SECAM sistemlerinin ortak özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Kameralarda ve alıcılarda görüntü en boy oranı 4 :3’ dür. Ekranın eni 4 birim, yüksekliği 3 birimdir. Bu oranın değeri 1.33’dür. Benzer oran bazı sinema filmlerinde de aynıdır. Bunun nedeni, filmin televizyonda gösterilişinde, karelerde görüntü kaybının olmamasıdır. Ekrandaki görüntü 10 derecelik bir açıyla seyredilir. Ekrandaki görüntünün,rahat algılanabilmesi için, ekran yüksekliğinin 7 katı bir mesafeden seyredilmesi daha uygundur. Üretilen ve alıcılarda dinlenen ses mono (tek ses)’dir.


#45

SORU:

Analog televizyon yayın sistemlerinde yaşanan sorunlar nelerdir?


CEVAP:
  • Ses Mono, bir başka deyişle tek seslidir. Ses kalitesi iyi değildir.
    • Görüntü çözünürlüğü (kalitesi) düşüktür.
    • Ekranın en boy oranı (aspect ratio) 4:3’ dür. Ekran 10 derecelik dar bir açı
    ile izlenebilmektedir.
    • Her televizyon kanalı için ayrı bir verici kullanmak gerekmektedir.
    • Televizyon kanalları, her yayın bölgesi için, farklı bir frekans kullanmak
    zorundadır. Her bölgede farklı frekansların kullanılması, yayınların birbirlerini bozmalarına yol açmaktadır.
    • Her bir kanalın bant genişliği 7 veya 8 MHz’dir. Yayın sayısı arttıkça kanal
    sıkıntısı baş göstermektedir. Bu bant genişliğinden ancak, bir kanal, yayın
    yapılabilmektedir. Sistem analog olduğu için, sıkıştırma teknikleri kullanılarak, kanal sayısı artırılamamaktadır.
    • Veri yayını çok sınırlı olarak yapılabilmektedir.
    • Etkileşimli yayın yapılamamaktadır

#46

SORU:

Sayısal karasal yayının temel özellikleri nelerdir?


CEVAP:
  • Resim ve ses kaliteleri bozulmadan, değişik sıkıştırma teknikleri kullanılarak sıkıştırılabilir (MPEG-2, MPEG-4, MJPEG, JPEG gibi). Sıkıştırma yapıldığında, belleklere daha fazla veri kaydı yapılabilir. Böylece kaydın yapıldığı belleğin kapasitesini artırmak olanaklıdır.
  • Benzer sıkıştırma teknikleri kullanılarak, zengin içeriklerin, resim ve ses kalitesi bozulmadan, yüksek hızlarda kullanıcının erişimine sunulması olanaklıdır.

#47

SORU:

İzleyicilerin talepleri nelerdir?


CEVAP:

İzleyicilerin talepleri genel olarak şunlardır:
• Etkileşimli program,
• Yüksek çözünürlü görüntü,
• Daha fazla kanal izleme,
• Stereo ses.


#48

SORU:

Program üreticilerinin genel talepleri nelerdir?


CEVAP:

Program üreticilerinin genel talepleri şunlardır:
• Yüksek çözünürlü elektronik program,
• Yüksek çözünürlü kayıt,
• Yüksekçözünürlü efekt,
• Yüksek çözünürlü kurgu,
• Yüksek çözünürlü program çoğaltım ve dağıtımı.


#49

SORU:

Sayısal teknolojinin getirdiği yenilikler nelerdir?


CEVAP:

Sayısal teknolojinin getirdiği yeniliklerden bazıları şunlardı:
• Yüksek çözünürlü kameralar,
• Yüksek çözünürlü alıcılar,
• Görüntü sıkıştırma sistemleri,
• Elektronik kayıt ortamları (disk, hard disk ve flash bellek gibi),
• Mobil alıcılar


#50

SORU:

Dünya genelinde kabul edilen sayısal televizyon sistemleri nelerdir?


CEVAP:

Dünya genelinde, üç sayısal televizyon sistemi kabul edilmiştir.
• DVB (Digital Video Broadcasting): Avrupa’da geliştirilmiştir. Türkiye dahil
olmak üzere Avrupa, Avustralya, Singapur ve Hindistan gibi ülkelerin kabul ettiği sayısal televizyon sistemidir.
• ATSC (Advanced Television System Committte): ABD tarafından geliştirilmiştir. ABD, Kanada, Meksika ve Güney Kore’nin kabul ettiği sayısal televizyon sistemidir.
• ISDB (Integrated Services Digital Broadcasting): Japonya tarafından geliştirilmiştir. Japonya’da kullanılmaktadır.


#51

SORU:

Sayısal Karasal Yayıncılığın üstünlükleri nelerdir?


CEVAP:

Sayısal Karasal Yayıncılığın üstünlükleri şöyle özetlenebilir:
• Stereo ses kalitesine sahiptir.
• Görüntü çözünürlüğü yüksektir. HD (High Definition) yayın imkanı sağlamaktadır.
• Ekran en boy oranı 16:9 dur. Ekran 30 derecelik bir açı ile izlenebilmektedir.
• 7 veya 8 MHz’lik bant genişliğinden en az dört kanal SD (Standard Definition) ve bir kanal HD yayın yapılabilir.
• Mobil cihazlarla hareket halinde televizyon yayını alınabilmektedir
(DVB-H).
• Tek Frekans Ağı (SFN) teknolojisi kullanması. Televizyon kanalları her yayın bölgesi için tek frekans kullanmaktadır. Böylece frekanslar etkin ve verimli kullanılabilmekte ve kanallar birbirlerini etkileyip bozmamaktadır.
• Her kanal için ayrı bir verici kullanılması gerekmemektedir. Tek bir televizyon anteniyle birden fazla kanal yayınlanabilmektedir.Böylece daha az
verici kullanılmaktadır..
• Televizyon yayınları içinde veri yayını yapılabilmektedir.
• Etkileşimli yayınlar yapılabilmektedir.