SANAT TARİHİ Dersi Bizans Sanatı soru cevapları:

Toplam 38 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Konstantinopolis ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Roma İmparatoru I. Konstantinos (284-305) Byzantion’u İmparatorluk’un yeni başkenti olarak seçmiş ve Yeni Roma (Latince: Nova Roma) diye tekrar isimlendirmiştir. İlk zamanlarından itibaren yeni başkentin tarihçileri kurucusunun adından dolayı kenti, Konstantinos’un şehri anlamında Konstantinopolis adıyla anmışlardır.


#2

SORU:

Erken Bizans Dönemini açıklayınız.


CEVAP:

Erken Bizans Dönemi yaklaşık olarak 4. yüzyıldan 7. yüzyılın ortasına değin, bir başka değişle İslam’ın yükselişi ve Arap akınlarının Akdeniz’in doğu ve güney kıyılarında belirgin varlık gösterdiği çağa dek uzanmaktadır. Bu dönem kendi içinde Geç Antik ve Erken Hristiyan Dönemi (324-527) ve Iustinianos Dönemi (527-565) olarak ikiye ayrılmaktadır.


#3

SORU:

Orta Bizans dönemini açıklayınız.


CEVAP:

Erken Orta Çağ olarak da adlandırılan 7. yy’da Sasanilerle yapılan savaşlar, Mısır, Filistin, Suriye, Güneydoğu ve Doğu Anadolu topraklarının Müslüman Araplara kaptırılması ve Balkanlar’daki Slav istilası nedeniyle özellikle Anadolu’nun Akdeniz kıyıları için güvensiz ve istikrarsızlık yüzyılı olmuştur. 8. yy başlarında iktidara gelen Isavrian Hanedanlığı (717-802), imparatorluğa yeni bir güç kazandırmışsa da bu döneme ikonaklazma akımı (726-842) damgasını vurmuştur. Anadolu ve Balkanlar’da toprak kayıplarının başladığı 610 yılı ile ikonoklazma akımının bittiği 842 yılı arası, Karanlık Dönem olarak da adlandırılmaktadır. İkonaklazmaya karşı kilisenin zaferi ile başlayan Orta Bizans Dönemi (842-1204), Bizans sanatı açısından ikinci parlak dönem olarak tanımlanmaktadır.


#4

SORU:

İkonaklazma akımı nedir?


CEVAP:

İkonaklazma akımı: Yunancadaki eikon (ikona ya da imge) ve kloa (kırmak ya da yıkmak) sözcüklerinden gelir. İmgelerin kasıtlı olarak yok edilmesi anlamındadır. Bizans sanatına 726-842 yılları arasında hakim olan tasvir kırıcı süreç ikonalast akım olarak tanımlanır.


#5

SORU:

Geç Bizans dönemini açıklayınız.


CEVAP:

İstanbul’un Latinlerden geri alınmasıyla başlayan, Türklere geçmesine kadar süren dönem, Geç Bizans Dönemi olarak adlandırılmaktadır. Bu döneme, Paleologos Hanedanı’nın egemenliğinde geçtiğinden Paleologoslar Dönemi de denilmektedir. Bizans sanatı 14.yy’ın ilk yarısına kadar yeni bir canlanış gösterdiğinden bu dönem ayrıca Paleologos Rönesansı olarak da adlandırılmaktadır. Diğer taraf­tan 1350-1453 arasında sanatta hemen hemen hiç varlık gösterilemediğini söylemek de doğru olur.


#6

SORU:

Milion Taşı nedir?


CEVAP:

Milion Taşı: Ayasofya’nın karşısında Sultanahmet Meydanı’nın kuzeybatı köşesinde bulunan Milion Taşı, Bizans İmparatorluğu’nda başkent İstanbul’a ulaşan tüm Antik Roma yollarının başlangıç noktası ve dünya üzerindeki diğer şehirlerin bu şehre uzaklığının hesaplanmasında kullanılan sıfır noktasıdır.


#7

SORU:

Mese neresidir?


CEVAP:

Mese (Orta cadde) bugün İstanbul şehrinin ana yolu ve Bizans İmparatorluğu’nda kullanılan protokol yoludur. Osmanlı Devleti’nde ve günümüzde Divanyolu Caddesi olmuştur.


#8

SORU:

Forum Bovis nedir?


CEVAP:

Forum Bovis (Öküz Meydanı): Öküz Meydanı adını Bergama’dan getirilen öküz başlı fırından almıştır. Bu meydan, seferden dönen Bizans imparatorları için karşılama törenlerinin düzenliği alan olarak da bilinmektedir.


#9

SORU:

Zafer sütunu nedir?


CEVAP:

Romalıların kahramanlarının zaferleri yaşatmak için diktikleri anıtlardır.


#10

SORU:

Zafer takı nedir?


CEVAP:

Zafer Takları: Kökeni Antik Roma’ya dayanan zafer geçidi düzenlemek için yapılan kapılardır.


#11

SORU:

Zafer sütunu ve taklarına İstanbul'dan örnek veriniz.


CEVAP:

Erken Bizans Dönemi’nde imparatorun zaferi ya da diğer önemli olaylar için Roma geleneklerinin devamı olarak zafer sütunları ve zafer takları yapılmış­ tır. Çemberlitaş, Yılanlı Sütun, Obelisk, Kıztaşı, Gotlar Sütunu ve Teodosios Zafer Takı İstanbul’daki önemli örneklerdir.


#12

SORU:

Hippodromları açıklayınız.


CEVAP:

Hippodromlar, imparator ile halkın atlı araba yarışlarının yanı sıra resmî ve dinî törenlerde bir araya geldiği önemli toplantı alanlarıdır. İstanbul’daki hipodrom, devrinin sosyal ve törensel yaşamının en görkemli kent mekânlarından ve anıtlarından biriydi.


#13

SORU:

İstanbul'daki ilk imparatorluk sarayı hangisidir?


CEVAP:

Bizans imparatorları, başlangıç­ tan itibaren İstanbul’daki Büyük Saray ve Blakherna Sarayı’nı imparatorluk sarayı olarak kullanmışlardır. İlk imparatorluk sarayı olan ve 4.-11. yüzyıllar arasında kullanılan Büyük Saray, Ayasofya, hipodrom ve Marmara Denizi arasında uzanmakta ve 100.000 m2 lik bir alan kaplamaktaydı. Roma’daki Palatin, Esquilin Sarayları gibi inşa edilen, yapımını I. Konstantinos’un başlattığı Büyük Saray özellikle I. Iustinianos (527-565) ve Teofilos (829-842) zamanlarında bir çok kez yeniden yapılmış, genişletilmiş ya da onarılmıştır.


#14

SORU:

Tonoz nedir?


CEVAP:

Biçimi alttan içbükey olmak üzere taş ya da tuğla ve harçla örülmüş yarım silindir biçiminde tavan; bir kemerin örülmesiyle meydana gelen örtü. Günümüze sağlam ulaşan Tekfur Sarayı avluya kemerlerle açılan tonozlu bir zemin katı ve üzerinde yer alan iki kattan oluşmaktadır.


#15

SORU:

İstanbul'da yer alan Bizans imparatorlarının syfiye saraylarına örnek veriniz.


CEVAP:

İstanbul’da ayrıca, Bizans imparatorlarının sayfiye sarayları da yer almaktaydı. Yenimahalle-Bakırköy arasındaki Hebdomon’daki Magnaura ve Iukundianae (ya da Secundianae) Sarayları, Küçükçekmece’deki Rhegion Sarayı ve Anadolu yakasındaki Brias Sarayı en önemlileridir.


#16

SORU:

Kubbe nedir?


CEVAP:

Kubbe: Bir kemerin, yayının tepe noktasından inen dikin çevresinde dönmesiyle meydana gelen örtü.


#17

SORU:

Su yapılarını açıklayınız.


CEVAP:

İlk çağlarda İstanbul’un su ihtiyacı, sarnıçlarla (yağmur suyu biriktirmeye yarayan kâgir yer altı deposu) sağlanmış, şehrin ilk su tesisleri Roma İmparatorluğu zamanında yapılmıştır. Erken Bizans Dönemi’nde diğer kentlerde olduğu gibi İstanbul’da da Antik Çağ’ın su kemer ve kanalları kullanılmıştır. İmparator Valens (364-378)’in yaptırdığı, Türk Dönemi’nde Bozdoğan Su Kemeri olarak adlandırılan su kemeri önemli örneklerden biridir. Trakya’da Gümüşpı­ nar, Keçigerme gibi yerlerde görülen bir çok su kemeri Geç Roma su şebekelerinin parçalarıdır. I. Iustinianos Dönemi’nde inşa edilen Yerebatan ve Binbirdirek sarnıçları kapalı sarnıçların en önemlileridir. Genellikle Roma hamamlarının kullanıldığı bu dönemde yeni hamamlar da inşa edilmiştir. Hamamlar Hristiyan yaşam tarzına aykırı görüldüklerinden özellikle 6. yüzyıldan sonra kullanılmaz olmuşlardır. İnşasına Septimus Severus (193-211) zamanında başlanan, I. Konstantinos zamanında tamamlanan, Nika Ayaklanması (532)’nda tamamen yıkılan İstanbul Zeuxippos Hamamı önemli bir örnektir.


#18

SORU:

Bizans dönemi dini mimariyi açıklayınız.


CEVAP:

Erken Bizans Dönemi’nde Hristiyanlığa bağlı olarak mimari uygulamalar gerçekleştirilmişse de 200 yılı öncesine tarihlenen dinî nitelikli bir yapı, henüz tespit edilememiştir. 232/233 yıllarına tarihlenen Dura Europos’taki (Suriye-Salihiye) bir ev-kilise bu döneme tarihlenen tek örnektir. Kiliseye çevrilen bu ev, Hristiyanların kolaylıkla buluştuğu ve litürjik gereksinimlerini karşıladıkları bir yapıdır. Avrupa’da ise Erken Hristiyanlık Dönemi için bilinen erken örnekler katakomplardır. 200 yılında Roma piskoposu Zephyrinus’un Diakon Callixtus’a Hristiyanlar için bir mezarlık oluşturulması görevini vermesiyle Roma’da katakompların yapımına ve duvarlarının resmedilmesine başlanmıştır.


#19

SORU:

Litürji nedir?


CEVAP:

Litürji: Bir dinîn törenlerine ve tapınma biçimine ilişkin kuralların tümüdür. Litürjik sözcüğü ise litürjiye ilişkin oguları niteler.


#20

SORU:

Katakomp nedir?


CEVAP:

Roma’da ilk Hristiyanların içinde toplanıp tapındıkları yer altı mezarlarının genel adıdır. Erken Hristiyanlar “katakomp- catacomb” kelimesini kullanmamaktaydı. Kelime Yunanca “deliğin yakınında- near the hollow” demektir. Katakomplar “fossores” (“mezar kazıcıları”) adı verilen ve bir loncaya bağlı kişiler tarafından yapılmaktaydı.


#21

SORU:

Bazilika nedir?


CEVAP:

Bazilika: Roma Dönemi’nde, yargı ve ticaret amacıyla kullanılan, genellikle üç bölüme (nef) ayrılmış, yarım dairesel apsisi (yargıcın oturduğu bölüm) olan, dikdörtgen planlı toplantı salonu. Erken Bizans Dönemi bazilikaları, örtü sistemi ve mimari özelliklerine göre 4’e ayrılırlar: 1- Ahşap Örtülü (Helenistik) Bazilika; 2- Tonoz Örtülü Bazilika; 3- Kubbeli Bazilika; 4- Transeptli Bazilika. 


#22

SORU:

Martyrion nedir?


CEVAP:

Martyrion: Bir din şehidinin (martyr) mezarı üzerine inşa edilen merkezî planlı Erken Hristiyan yapısı.


#23

SORU:

Vaftizhane nedir?


CEVAP:

Vaftiz sözcüğü Grekçe “suya batırma daldırma” anlamı taşımaktadır. İsa’ya iman edip, İncil’i Tanrı sözü olarak kabul eden kişi vaftiz edilir. 3. yüzyıldan itibaren imparatorluk topraklarında bu amaca hizmet eden mekânlar inşa edilmiştir. 6. yüzyıldan sonra ise artık sadece çocuklar vaftiz edildiğinden büyük vaftizhaneler işlevi kaybetmiş ve kullanılmaz olmuştur.


#24

SORU:

Ayasofya Kilisesi ne zaman yapılmıştır? Açıklayınız.


CEVAP:

I. Iustinianos Dönemi yapılarının en önemlisi ve Bizans sanatı içinde benzersiz ve tek kalmış olanı, merkezî 32,37 m çaplı kubbe örtülü, üç nef­li kubbeli bazilika plan tipli İstanbul Ayasofya Kilisesi (532-537)’dir.

532’deki Nika Ayaklanması sonrası, I. Iustinianos tarafından Trallesli (Aydın) Anthemios ve Miletoslu (Milet) İsodoros isimli iki mimara yaptırılmıştır. Günümüzde görülen Ayasofya binası aslında aynı yere üçüncü kez inşa edilmiş kilisedir. İlk evresi: İnşaasına 4. yüzyılda başlanmış, kilise II. Konstantinos Dönemi’nde 360 yılında açılmış ve 404 yılında çıkan isyanda yanmıştır. Kaynaklara göre Birinci Ayasofya sütunlu bazilika olup, çatısı ahşaptı ve önünde bir atrium yer almaktaydı. İkinci evresi: II. Teodosios Dönemi’nde, 415 yılında yeniden inşa edilmiş ancak bu yapıda da 532’de yanmıştır. Mimar Rufinos tarafından inşa edilen ikinci Ayasofya da yine bazilika planlı, ahşap çatılı ve beş nefliydi. Üçüncü evresi: 532-537’de I. Iustinianus tarafından yeniden inşa edilmiştir. 557’de kubbesi çökmüştür.


#25

SORU:

Karanlık Dönem'i (610-850) açıklayınız.


CEVAP:

I. Iustinianos Dönemi sonrasındaki Karanlık Dönem (610-850) adıyla da anı­ lan süreçte mimari alanında; sur ve su sistemlerinde, 740’da yan nef­leri tonozları başlangıcından itibaren üst yapısı yeniden inşa edilen İstanbul Aya İrini Kilisesi gibi çoğu kez var olanın onarılmasıyla yetinilmiştir. Bu dönemde özellikle 8. yüzyılda İznik Koimesis Kilisesi (Şekil 4.8), Selanik Ayasofya Kilisesi, Ankara Aziz Klemens Kilisesi, Myra’daki (Demre) Aziz Nikolaos Kilisesi ve Likya’da Dereağzı Kilisesi gibi bir grup kubbeli bazilikanın merkezî mekânında haç şeması vurgulanmıştır.


#26

SORU:

Pandandif nedir?


CEVAP:

Bir kubbeyi taşıyan kemerler ile kubbe kaidesinin arasını kapatan kare bir plandan kubbenin dairesel kaidesine geçmeyi sağlayan küresel üçgen yüzey.


#27

SORU:

Anitsal Resim sanatını açıklayınız.


CEVAP:

Anıtsal Resim Sanatı: Duvarlarda yer alan freskolarla duvarlar ve döşemelerde kullanılan mozaik teknikleri anıtsal resim sanatı içinde ele alınmaktadır. Erken Hristiyanlık Dönemi’nde, kilise ve yer altı mezar odası olan hipojelerle sivil ve resmî yapılarda anıtsal resim uygulamaları görülür. En erken fresko örnekleri Suriye-Dura Europos’daki kiliseye dönüştürülen evde ve Roma katakomplarında bulunmaktadır. Dura Europos’daki yapının (232-233) duvarlarına genellikle Tevrat konulu sahneler işlenmiştir. Roma katakomp resimlerinin en erken örnekleri 2. yüzyıla tarihlenmektedir. Bu resimlerde, Tevrat ve İncil kaynaklı dinî konuların yanı sıra burada mezarları bulunan aziz ve azizelerin portreleri, bitkisel ve geometrik bezemeler ve haç gibi sembolik tasvirler yer almaktadır. Hristiyanlığa özgü yeni inancın görüşünü ifade etme ve inananlara kutsal kitaptan anımsatmalar yapma amacıyla yapılan Antik Dönem’in ideal güzelliğini yansıtan klasik estetikten uzak olan bu resimler farklı estetik değerlere sahiptir. Anadolu’da bilinen en erken tarihli anıtsal resim sanatı örnekleri İznik Elbeyli köyündeki hipojede (4. yy) ve Efes-Yamaç evlerinde (3.-7. yy) bulunmaktadır. 


#28

SORU:

Orta Bizans döneminde anıtsal resim sanatını açıklayınız.


CEVAP:

Orta Bizans Dönemi’nde (842-1204), Bizans anıtsal resim sanatında canlanma yaşanmıştır. İmparator III. Mikhael (842-867), I. Basileios (867-8886) ve VI. Leon (886-912) zamanları Bizans resim sanatının en verimli çağlarıdır. Yaklaşık 866-867 yıllarında tamamlanan, İstanbul Ayasofya Kilisesi apsis yarım kubbesinde yer alan Meryem ve bema tonozu içindeki başmelek mozaikleri bu dönemin eserleridir. Makedonya Rönesansı’nın klasik sanattan etkilenen üslubu bu örneklerde izlenebilmektedir. Ayasofya’nın iç narteksindeki imparator kapısının alınlığındaki tahta oturan Pantokrator İsa ile birlikte tasvir edilen VI. Leon mozaiğinde (886-912), klasik sanatın tersine sert hatlı, çizgisel üslup hakimdir. Selanik Ayasofya Kilisesi ana kubbesinde ilk kez tasvir edilen anıtsal boyutlardaki İsa’nın Göğe Yükselişi sahnesinde de (Resim 4.5) İstanbul Ayasofya Kilisesi’nde betimlenen VI. Leon moziğinde oldu­ ğu gibi ağır görünümlü, iki boyutlu, bodur figürler ve kaba yüz hatları dikkat çeker. 


#29

SORU:

Üç Müneccim Kraşın Tapınması sahnesini anlatınız.


CEVAP:

Ihlara Ağaçaltı Kilisesi’nde tasvir edilen Üç Müneccim Kralın Tapınması sahnesinde Kral Hirodes zamanında, İsa Beytüllahim’de doğduğu zaman, Doğu’dan üç gökbilimci gelir. Gökyüzünde takip ettikleri yıldız İsa’nın bulunduğu yerde durur. Üç kral adı verilen gökbilimciler İsa’yı görüp secde ederler. Sonra yanlarında getirdikleri hazineleri açıp İsa’ya altın, buhur ve mür aramağan ederler.


#30

SORU:

Koimesis'i açıklayınız.


CEVAP:

Khora Manastırı (Kariye Camii) Kilisesi’nde Batı girişin üzerinde yer alan Koimesis (Meryem’in Ölümü) sahnesi naosdan günümüze gelen tek parçadır. İsa’nın ölümünden sonra Meryem Tanrı’ya yalvarır, kendisini de oğlunun yanına almasını ister. Bunun üzerine bir melek Meryem’e görünür, ona bir Palmiye dalı verir öldüğünde mezarına dikilsin diye. Meryem Palmiyeyi havari Yahya’ya verir ve bütün havarilerin ölümünde hazır bulunmalarını ister. Bu nedenle, Meryem’in ölümü sahnesinde yatağının çevresinde havariler yer almaktadır.


#31

SORU:

İkona nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

İkona İsa, Meryem, Azizler ve Azizlerin yaşamlarının canlandırıldığı taşınabilir nitelikte resim levhaları olarak tanımlanmaktadır. İkonalarda yaygın olarak ahşap malzeme kullanılmıştır. Mermer, fildişi, metal (bronz, gümüş, altın), mine, seramik ve mozaik gibi malzemelerin de kullanıldığı görülür. Genellikle dikdörtgen pano şeklinde olan ikonaların yanında açılıp kapanabilir nitelikte iki levhalı (diptikon) ya da üç levhalı (triptikon) olanları da bulunmaktadır. Ahşap levha üstüne ankostik daha sonra tempera tekniği ile yapılmış Geç Antik Çağ Mısır mumyalarının portreleri (1.-4.yy) ikonaların öncüleri arasındadır


#32

SORU:

El yazmalarının çeşitleri nelerdir?


CEVAP:

El yazmalarını; 1. Dinî El Yazmaları (Oktateuch, Mezmurlar ve Meseller, Evangeliar, Lektionar, Perikop, Menelogya, Homilye), 2. Tarihi Eserler, 3. Kronikler, 4. İmparatorluk Fermanları ve 5. Bilimsel El Yazmaları (Tıp, Astronomi, Farmakoloji, Topaoğrafya) olmak üzere beş başlık altında toplamak mümkümdür.


#33

SORU:

Resimli el yazmalarını açıklayınız. 


CEVAP:

Resimli el yazmaları genellikle manastır kitaplıklarında, saray ve kiliselerde korunduğu için, Erken Bizans Dönemi anıtsal resim sanatı ve ikona örneklerinin tersine günümüze ulaşabilmişlerdir. Manastırlarda bir ekip tarafından üretilen el yazmaları İstanbul’un yanı sıra Antakya, İskenderiye, Kayseri ve Kudüs gibi merkezlerde de üretilmişlerdir. Prenses Anicia Juliana tarafından yaptırılan, bugün Viyana’da bulunan Dioskorides’in Meteria Medica adlı eserin kopyası, saray atölyelerinde üretilmiş en eski örnektir.


#34

SORU:

Maden sanatında kullanılan malzemeleri ve kullanım alanlarını açıklayınız.


CEVAP:

Bizans maden eserleri altın, gümüş, bakır, bronz, demir ve pirinç gibi malzemelerden üretilmiştir. Altın ve gümüş eserler cam, fildişi ve ipek gibi imparatorluğun lüks objeleri arasında sayılmaktadır. Altın malzeme taç, bilezik, yüzük, kemer, madalyon, kolye, küpe gibi süs eşyalarında tercih edilirken gümüş daha çok imparatorların hükümdarlık yıl dönümü kutlamalarında yapılan hediyelik eşyalarda ve Ökaristi Ayini’nde kullanılan litürjik maden eserlerin üretiminde tercih edilmiştir. Bronz ya da bakır malzemeden üretilmiş eserler ise ucuz ve kolay satın alınabilmeleri nedeniyle hem sivil hem de dinî alanda küçük eşya yapımında kullanılmıştır


#35

SORU:

Seramik sanatını açıklayınız.


CEVAP:

Bizans seramik sanatı halkın ekonomik durumu ve beğenilerine göre şekillenmiştir. Nüfusun büyük bölümü tarafından kullanılan seramiklerin büyük bir kitelesi ve pazarı vardı. Sırlı seramikler daha çok ticari bir mal olarak değerlendirilmektedir. Sırsız seramikler daha çok tahıl ve yağ gibi ürünlerin depolanmasında, yağ ve şarap gibi ürünlerin nakliyesinde ve mutfak gereçlerinde kullanılmış, artan talep ile birlikte gelişmiştir. Erken Bizans Dönemi’nde, yoğun olarak Kırmızı Astarlı Seramikler adı verilen seramikler üretilmiştir. 7-9. yüzyıllar arasında kırmızı astarlı seramik üretimi son bulmuş, beyaz hamurlu seramikler ortaya çıkmıştır. Yeşil, kahverengi ya da sarı sırlı olan bu seramiklerde renk vermesi için sır içeriğinde kurşun kullanılmıştır. Arkeolojik kazılar İstanbul, Ege ve Balkanlar’da bu grup seramiklerin 11. yüzyıla kadar üretildiğini göstermiştir. Beyaz hamurlu seramikler kendi içinde sırlı beyaz ve polikrom (çok renkli) beyaz olmak üzere iki grup altında incelenmektedir. 12. yüzyıl ortalarından itibaren Komnenoslar Dönemi’nin sosyal ve askerî yaşamını belgeleyen insan figürlü sahnelerde artış görülür. Geç Bizans Dönemi’nde İstanbul’da üretildiği düşünülen Zeuksippos Seramikleri görülmektedir. Anadolu’da gerçekleştirilen son yüzey araştırmaları ve kazı­ larda da bu grubun örnekleri ile karşılaşılmaktadır. 


#36

SORU:

Fildişi işçiliğini açıklayınız.


CEVAP:

Fildişi işçiliği genellikle fil, suaygırı, gergedan ya da geyik gibi hayvanların dişlerinden üretilen heykelcik, süs ya da günlük eşya üretimi kapsamında değerlendirilmektedir. Elle oyulan fildişinin çene kemiğine bağlanan bölümünün içi boştur. Bu boşluk fildişinin ucuna doğru yok olur. Bu nedenle fidişinden yaklaşık en fazla 45x15x25 cm’lik levha ya da içi dolu bölümünden yaklaşık 76 cm’lik bir heykelcik elde edilebilir. Dolayısıyla fildişi küçük boyutlu objelerin yapımı için uygundur.


#37

SORU:

Cam sanatını açıklayınız.


CEVAP:

İmparatorluğun lüks objeleri arasında yer alan cam, yazılı kaynaklar ve arkeolojik verilerden anlaşıldığına göre, aydınlatma araçları, pencere camı, boncuk, şişe, bilezik, tessera ya da günlük kullanım objeleri olarak da üretilmiştir.


#38

SORU:

Tekstil sanatını açıklayınız.


CEVAP:

Tekstil Bizans’ın şehir ve kırsal kesiminin en önemli faaliyetlerinden biridir. Elde dokunmuş sepet, urgan ve döşemelikler kırsal üretimin eserleridir. İtalya, Anadolu ve Yunanistan’da üretildiği bilinen keten, pamuk, yünlü kumaşlar, halılar ve yüksek statü sembolü olan ipek tekstil ürünleri içindedir. Erken Bizans Dönemi’nde ham ipek Çin’den satın alınmış ve altın simli kumaşlar hâline getirilerek uluslararası pazarda yüksek fiyatlarda satılmıştır. I. Iustinianos (527-565) ile birlikte ipek imalatı, devlet tekeline girmiş ve sadece imparatorluğa ait atölyelerde işlenerek satılmıştır. Bu dönemden günümüze gelen bir örnek bulunmamaktadır. Günümüze gelen en erken örnekler, İmparator Heraklios (610-640) zamanı ve sonrasından kalmıştır. Bu kumaşlar üzerinde av, aslan, boğa mücadelesi ve dört atlı yarış arabası sahneleri görülmektedir. Erken Bizans Dönemi’nde dinsel konulara oldukça ender rastlanır. 800 yılına tarihlenen ve bugün Vatikan Müzesi’nde bulunan Meryem’e Müjde sahneli ipek dokuma bunlardan biridir. Orta Bizans Dönemi’nde özellikle 11. ve 12. yy’da kaliteli ipeğe talep artmış ve bu durum üretimi de arttırmıştır.