SAYISAL FOTOĞRAFA GİRİŞ Dersi SAYISAL TEKNOLOJİLER soru cevapları:
Toplam 66 Soru & Cevap#1
SORU: Buluşlar ile bilgi birikimi arasında nasıl bir ilişki bulunmaktadır?
CEVAP: Buluşlar, daha önce var olan teknolojilerin önceden bilinmeyen bir şekilde bir araya getirilmesiyle ortaya çıkar. Bu sebeple bir buluşun ortaya çıkmasında daha önce elde edilen bilgiler önemli bir yer tutmaktadır.
#2
SORU: Buluşların gerçekleştirilmesindeki temel amaç nedir?
CEVAP: İnsanların gereksinimlerini gidermek buluşların temel amacıdır.
#3
SORU: Mekanik buluşların insan hayatına etkileri nelerdir?
CEVAP: Mekanik buluşların gelişmesi ile insanın kendi fiziksel gücünün potansiyeli artmaya başlamıştır. Sanayi devri ile bu duruma makine gücünün de eklenmesi sonucunda insanın doğa üzerinde egemenlik kurması gerçekleşmiştir.
#4
SORU: Mekanik teknolojiden sayısal teknolojiye geçiş hangi gelişmeler ile ortaya çıkmıştır?
CEVAP: 1700’lü yılların başında ise mekanik teknolojinin üstüne buhar teknolojisi eklenmiştir. Buhar gücü, makineleri ve fabrikaları çalıştırırken üretimi farklı alanlara yöneltmiştir. Sanayi Devrimi’nin oluşturduğu gelişme süreci içinde 1800’lü yılların sonuna doğru elektrik üretimi ve elektrik ampulü insan yaşamına girmiştir. Elektrik teknolojisi ile birlikte, çok farklı alet ve makineler insan yaşamına girmiştir. 1950’lerden itibaren ise verinin, bilginin, aktarılması, çoğaltılması, saklanması ve kaydedilmesinde ilerleme kaydedilip sayısal teknolojilere geçilmiştir.
#5
SORU: Teknolojinin dönemselleştirilmesinde hangi ölçütler kullanılabilir?
CEVAP: Bir veri ya da bilginin kaydedilmesi, işlenmesi, saklanması aşamalarında kullanılan teknolojileri dönemlere ayırmak mümkündür. Bu anlamda kaynaktan çıkan bir veri olarak sesin ve ışığın kaydedilmesi, saklanması ve işlenmesi düşünüldüğünde, iki temel dönemden söz edilebilir. Bunlar; analog dönem ve sayısal (digital) dönemdir.
#6
SORU: Sayısal teknolojilerin ortaya çıkması ile bilgi arasında kurulan ilişki hangi yönleri ile değişmiştir?
CEVAP: ? Herhangi bir verinin üretilmesi, ? Üretilen verinin kaydedilmesi, Yeniden çoğaltılması, İletilmesinin koşulları değişmiştir.
#7
SORU: Analog ses kaydı nasıl gerçekleşmektedir?
CEVAP: Analog yöntemde kaynaktan çıkan ses dalgaları mikrofonun diyaframına çarpar. Diyafram ise kendisine çarpan dalgaların basıncıyla doğru orantılı ve sürekli bir elektrik akımı üretir. Bu akımın belirli bir değer aralığındaki her değeri alabilecek olması süreklilik olarak adlandırılır. Bu elektrik akımındaki iniş ve çıkışlar, ses dalgalarının şiddetindeki değişimle aynıdır. Bu durumda ses dalgaları ile mikrofonun ürettiği elektrik akımı arasındaki benzerliği ifade etmek için kullanabileceğimiz analoji terimi, analog kavramının da temelinde yatan anlamdır. Analog sistemler veriyi kesintisiz, sürekli bir formda ve olduğu gibi kaydeder.
#8
SORU: Sayısal ses kaydı nasıl gerçekleşir?
CEVAP: Sayısal ortamda kaydedilen ses ya da görüntünün kendisi değildir. Film veya bir plak yüzeyinde olduğu gibi, sayısal verilerin kaydedildiği ortamlar ses ya da görüntüyü üretemezler. Kaydedilen bilginin tekrar üretilebilmesi için bu sayısal verilerin elektronik bir ortamda yorumlanması ve işlenmesi gerekir.
#9
SORU: Sayısal sinyallerin çalışma süreci nasıl gerçekleşir?
CEVAP: Sayısal sinyaller sürekli olmayan basamaklı sinyallerdir. Bilgisayarlar elektrik akımının açık ya da kapalı olmasına göre işlem yapabilir ve bu yüzden sadece 1 ve 0’lardan oluşan 2 tabanına göre düzenlenmiş bir sistem kullanır. Bilgisayar ortamında düzenlenmek, kaydedilmek ve yeniden üretilmek istenen her verinin mutlaka 1 ve 0’lardan oluşan bu sisteme uygun bir sayısal veriye dönüştürülmesi gerekir. Günlük yaşamımızda kullandığımız 10’luk sayı sisteminde her basamak 0 ile 9 arasında 10 farklı değer alabilir. Bu yüzden kullandığımız basamaklar da 10’un katları şeklindedir. 1’ler, 10’lar, 100’ler basamağı gibi. Bilgisayarların kullandığı 2’li sistemde ise basamaklar 2’nin katları şeklindedir.
#10
SORU: Sayısal teknolojilerde bit kavramı neyi ifade etmektedir?
CEVAP: Sayısal teknoloji sistemindeki her bir basamak 0 ve 1 olmak üzere iki farklı değer alabilir ve bu basamaklar bit olarak anılır. Bit terimi İngilizcede ikili basamaklar anlamına gelen binary digits ifadesinden türetilmiştir. 8 bit uzunluğundaki verilere ise byte denir. 8 bitlik veri demetleri olan byte’lar 0 ile 255 arasında 256 farklı değeri ifade edebilir. Byte aynı zamanda sayısal verilerin büyüklüğünü ölçmek için kullandığımız birimlerin de temelidir.
#11
SORU: İkili sistemdeki sayısal veri büyüklükleri nasıl gruplandırılır?
CEVAP: ? 1 Kilo Byte (KB) 1024 Byte ? 1 Mega Byte (MB) 1024 KB ? 1 Giga Byte (GB) 1024 MB ? 1 Tera Byte (TB) 1024 GB
#12
SORU: Yüzey üzerine resmetme açısından teknolojik dönemler nasıl sınıflandırılabilir?
CEVAP: Çizerek, boyayarak ve kazıyarak yüzey üzerine resmetme, mekanik teknoloji döneminden başlayarak gelişmiştir. Mekanik teknoloji döneminin belirgin özelliği, insanın el ve kol gücüdür. Bu dönemin resmetme tekniklerinde de insan eli doğrudan işin içinde olmuştur. Buhar teknolojisi ve Sanayi Devrimi ile birlikte yeni bir resmetme tekniği olarak fotoğrafın dönemi başlamıştır. Dönemin tipik bir özelliği olarak makine yoluyla yani fotoğraf makinesi yoluyla resmetme dönemi başlamıştır. Fotoğrafın hareketlenmiş hâli olan film yani sinema ise elektrik döneminde gelişerek yayılmıştır. Elektronik teknoloji döneminin resmetme tekniği ise elektronik görüntü yani video olmuştur.
#13
SORU: Mekanik resmetme teknikleri ile fotoğrafın resmetme tekniği arasındaki farklılık nedir?
CEVAP: Mekanik teknoloji döneminin belirgin özelliği, insanın el ve kol gücüdür. Bu dönemin resmetme tekniklerinde de insan eli doğrudan işin içinde olmuştur. Buhar teknolojisi ve Sanayi Devrimi ile birlikte yeni bir resmetme tekniği olarak fotoğrafın dönemi başlamıştır. Dönemin tipik bir özelliği olarak makine yoluyla yani fotoğraf makinesi yoluyla resmetme dönemi başlamıştır.
#14
SORU: İnsanlık tarihi içindeki üç temel resmetme tekniği nelerdir?
CEVAP: ? Çizerek, boyayarak ve kazıyarak resmetme tekniği. ? Fotoğrafın (fotografik) resmetme tekniği. Elektronik resmetme tekniği.
#15
SORU: Elektronik teknoloji dönemi kendi içinde nasıl ayrılabilir?
CEVAP: Elektronik teknolojisinin öncesi için analog dönem, sonrası için sayısal dönem denilebilir. Bu ayrım tabii ki sınırları kesin olan bir dönem ayrımı değildir. Bu ayırım, yüzey üzerine resmederken verilerin, nasıl işlendiğini belirlemekle ilgili bir ayrımdır.
#16
SORU: Fotoğraf analog olarak yüzey üzerine nasıl resmeder?
CEVAP: Fotoğrafın resmetme tekniğinin belirleyici ögesi ışıktır. Işık dalgaları, fotoğraf makinesinin objektifinden girerek ışığa duyarlı yüzey üzerinde görüntüyü oluşturur. Işığa duyarlı yüzey olarak filmin kullanılması, görüntünün kesintisiz bir süreç içinde ortaya çıkmasını sağlar.
#17
SORU: Analog ile sayısal fotoğraf makineleri arasında ne tür farklılıklar bulunmaktadır?
CEVAP: Analog ve sayısal fotoğraf makineleri büyük oranda aynıdır. Çalışma prensipleri, süreçleri, netleme ve pozlama ile ilgili kontrol sistemleri ve makineyi kullanabilmek için gerekli olan beceriler çok farklılık göstermez. Farklılığın en büyük ve en belirleyici olduğu aşama, objektiften içeri giren ışığın kaydedilmesi aşamasıdır. Bir diğer farklılık olarak fotoğrafçılık, Sanayi Devrimi döneminin bir buluşu olarak, yüzey olarak filmi kullanmıştır.
#18
SORU: Analog fotoğrafta görüntü hangi kimyasal süreç sonucunda ortaya çıkar?
CEVAP: film üzerine düşen ışık kimyasal bir reaksiyona neden olur. Objektif tarafından odaklanan ışık, selüloit ya da polyester bir taban üzerinde yer alan ince bir ışığa duyarlı emülsiyon üzerine düşer. Bu emülsiyon içerisindeki mikroskobik kristaller görüntünün bir kaydını oluşturur. Fotoğraf filminde görüntüyü oluşturan birimler ışığa duyarlı gümüş kristalleridir. Bu kimyasal süreç içerisinde görüntü, ışığa duyarlı film yüzeyinin ışıkla teması sonucu meydana gelen kimyasal değişimler sayesinde kaydedilir.
#19
SORU: Analog fotoğrafta grenlerin işlevi nedir?
CEVAP: Grenler görüntüyü oluşturan en küçük temel elemanlardır.
#20
SORU: Sayısal fotoğraf makinelerinde grenlerin yerine ne kullanılmaktadır?
CEVAP: Sayısal fotoğraf makinelerinde kullanılan algılayıcılarda grenlerin yerini ışığa duyarlı hücreler almıştır.
#21
SORU: Sayısal fotoğraf makinelerinde filmin yerine hangi unsur kullanılmaktadır?
CEVAP: Sayısal fotoğraf makinelerinde filmin yerini algılayıcılar almıştır.
#22
SORU: Sayısal fotoğraf makinelerinde algılayıcıların işlevi nedir?
CEVAP: Algılayıcı üzerine düşen ışık mikro mercekler aracılığı ile ışığa duyarlı hücreler ya da pikseller üzerine yoğunlaştırılır. Bu hücreler üzerlerine düşen ışığın parlaklığı ile doğru orantılı bir elektrik akımı oluşturur. Bu aşamada ortaya çıkan veri, basamaklı yani sayısal bir veri olmayıp sürekli ve analog bir veridir. Bu analog sinyal bir analog-sayısal dönüştürücü tarafından sayısal veriye dönüştürülür.
#23
SORU: Analog fotoğrafta görüntü film üzerine kaydedilirken, sayısal fotoğrafta görüntü nereye kaydedilmektedir?
CEVAP: Sayısal fotoğrafta görüntüyü kaydetmek için hafıza kartları kullanılır.
#24
SORU: Film görüntüsü ile sayısal görüntü arasında nasıl bir farklılık bulunmaktadır?
CEVAP: Film görüntüsü elle tutulabilen şeffaf bir yüzey üzerinde ortaya çıkar ve yansıtılabilir yani ışığa tuttuğumuzda gözle görülebilir. Optik ve kimyasal süreçlerle kart üzerine basılabilir. Sayısal sistemin ürettiği görüntü ise algılayıcı üzerinde elle tutulup gözle görülemez, sayısal olarak kaydedilebilir ve ancak bir sayısal sistem yoluyla yeniden üretilebilir. Sayısal fotoğrafların görüntülenmesi, düzenlenmesi ve basılması; bilgisayar yazılımları ve elektronik donanımlar aracılığı ile mümkündür.
#25
SORU: Görüntü işleme programları hangi amaç ile kullanılmaktadır?
CEVAP: Görüntü işleme programları fotoğraflar üzerinde düzenleme yapmak için kullanılır.
#26
SORU: Görüntü işleme programları gibi teknolojik imkânlar göz önünde bulundurulduğunda analog fotoğraf ile sayısal fotoğraf arasında nasıl bir farklılık bulunmaktadır?
CEVAP: Analog fotoğrafta film denildiğinde el marifeti, ağır işleyen ve zaman alan uzun süreçler ve bu süreçler sonucunda ortaya çıkan üründen söz edilirken sayısal fotoğrafta ise el değil bilgisayar teknolojilerinin marifetiyle, hızlı ve kolay işleyen, zaman almayan süreçler sonucunda elde edilen ürün anlaşılır.
#27
SORU: Sayısal fotoğrafçılığın temel kavramlarından piksel nedir?
CEVAP: Sayısal görüntünün en küçük elemanına piksel denir. İngilizcede resim parçası anlamına gelen picture element’’ sözcüklerinin kısaltılarak birleştirilmesinden oluşur. Piksel terimi sayısal bir imajı ya da ekrandaki bir görüntüyü oluşturan en küçük birim ya da bir algılayıcı üzerindeki ışığa duyarlı hücreler için kullanılır.
#28
SORU: Sayısal fotoğrafçılığın temel kavramlarından çözünürlük nedir?
CEVAP: Çözünürlük, birim uzunlukta ya da alandaki piksel sayısı olarak tanımlanır ve birim uzunluk ise 1 inç’tir. Yani bir inç’lik uzunlukta yer alan piksel sayısı çözünürlüktür. 72 piksel/inçlik çözünürlük değeri, 300 piksel/inçlik çözünürlük değerine göre 1 inçlik alanda daha az sayıda piksel olacağı anlamına gelir. Toplam çözünürlük; bir sayısal fotoğraf makinesinde, algılayıcı üzerindeki toplam piksel sayısıdır ve megapiksel cinsinden ifade edilir.
#29
SORU: Efektif çözünürlük nedir?
CEVAP: Bir fotoğraf makinesindeki algılayıcı üzerindeki tüm pikseller görüntüyü oluşturmak için kullanılmaz. Görüntüyü oluşturmak için kullanılan piksel sayısına efektif çözünürlük denir.
#30
SORU: Sayısal bir görüntünün çözünürlüğü hangi birim ile ifade edilir?
CEVAP: Sayısal bir görüntünün çözünürlüğü inç başına düşen piksel sayısı anlamındaki PPI (pixels per inch) ile tanımlanır.
#31
SORU: Görüntünün çözünürlüğü ile piksellerin arasında nasıl bir orantı vardır?
CEVAP: Çözünürlük arttıkça piksellerin boyutu küçülürken, çözünürlük azaldıkça bu boyut büyür.
#32
SORU: RGB renk modeli nedir?
CEVAP: RGB renk modeli kırmızı, mavi ve yeşil renklerin birbirine eklenerek diğer renkleri oluşturduğu toplamsal bir renk modelidir. Model, adını üç ana rengin İngilizce’deki karşılığı olan kelimelerin ilk harflerinden alır. Bu modelin ana amacı televizyon ve bilgisayar gibi elektronik sistemlerde görüntünün algılanması ve gösterilmesidir.
#33
SORU: DPI (dots per inch) terimi hangi alanda kullanılmaktadır?
CEVAP: İnç başına düşen nokta sayısı anlamındaki DPI terimi aslında nokta vuruşlu yazıcıların çözünürlüğünü tanımlamak için kullanılır ve kâğıt üzerine yapılan baskının çözünürlüğünü ifade eder.
#34
SORU: Elektronik ortamda pikseller farklı renkleri nasıl verirler?
CEVAP: Elektronik ekranlarda her piksel kırmızı, mavi ve yeşil renkte üç hücreye ya da alt piksele bölünmüştür. Bu alt pikseller birbirlerinde bağımsız olarak kontrol edilebilir ve böylelikle her piksel milyonlarca farklı renk oluşturabilir. LCD ekranlar her bir pikseli oluşturan kırmızı, yeşil ve mavi renkteki alt pikseller sayesinde renkli görüntü oluştururlar.
#35
SORU: Ren derinliğinin işlevi nedir?
CEVAP: Bir pikselin ne kadar çok bilgi depolayabileceğim, daha net bir ifade ile kaç bitlik bilgi barındırabileceğini, renk derinliği (bit derinliği) belirtir. Renk derinliği yükseldikçe, pikseli tanımlamak için kullanılan bilgi miktarı ve renk sayısı artar. Bu anlamda, piksellerin renk derinliği arttıkça renklerin görüntülenmesi o kadar daha geniş bir yelpaze içinde gerçekleşir.
#36
SORU: Bir pikselin sahip olabileceği renk derinliği hangi unsur tarafından belirlenir?
CEVAP: Bir pikselin sahip olabileceği renk derinliği kullanılan dosya formatı ile belirlenir. Farklı renk derinliklerini destekleyen farklı dosya formatları vardır.
#37
SORU: Ton nedir?
CEVAP: Negatif ya da pozitif fotoğrafta, karanlık ya da ışıklı alanlardaki ayırt edilebilen belli bir yoğunluğa ton denir.
#38
SORU: Bitin olası tonlama değerleri nelerdir?
CEVAP: 2 bitlik bir görüntü 224 ton, 4 bitlik bir görüntü 2416 ton, 8 bitlik bir görüntü 28256 ton, 16 bitlik bir görüntü ise 21665536 tona sahiptir.
#39
SORU: RGB formatındaki JPG dosyalarında renkli görüntüler hangi renk derinliğinde kaydedilir?
CEVAP: Renkli görüntüleri kaydedebilmek için üç ana renk kanalına ait bilgilerin kaydedilmesi gerekir. Bu yüzden örneğin RGB formatındaki JPG dosyalarındaki renkli görüntülerde, her bir renk kanalı 8 bitlik gri tonlardaki bir resim olarak kaydedilir. Bu durumda (3 x 8 bit) 24 bitlik bir renk derinliği kullanırlar.
#40
SORU: Baskı amaçlı kullanılan CMYK modelindeki dosyalar, kaç renk kanalından oluşmakta ve hangi renk derinliğine sahiptirler?
CEVAP: CMYK modelindeki dosyalar 4 renk kanalından oluştuğu için 32 bitlik bir renk derinliğine sahiptir.
#41
SORU: Sayısal fotoğraf makinelerinde yağın olarak kullanılan dosya formatları nelerdir?
CEVAP: Sayısal fotoğraf makineleri, algılayıcı tarafından algılanan ve sayısal veriye dönüştürülen görüntüyü kaydetme aşamasında yaygın olarak JPEG, TIFF ve RAW kullanır.
#42
SORU: JPEG formatının temel özellikleri nelerdir?
CEVAP: JPEG aslen bir dosya biçimi değil bir sıkıştırma algoritmasıdır. Görüntüde insan gözü tarafından algılanma olasılığı en düşük bölümleri atar ve verileri sıkıştırarak kaydeder. Bu formatta kaydedilen görüntüler her düzenlemenin ardından veri kaybına uğrar.
#43
SORU: TIFF formatının temel özellikleri nelerdir?
CEVAP: TIFF görüntünün kayıpsız sıkıştırma kullanılarak ya da sıkıştırılmadan kaydedildiği dosya formatıdır. Veri kaybı olmadığı için görüntüler kalite kaybı olmaksızın düzenlenip tekrar kaydedilebilir. Dezavantajı, dosya boyutlarının büyük olmasıdır. Hafıza kartına kaydedilmesi uzun sürdüğü için ardı ardına hızlı çekim yapılmasını engeller.
#44
SORU: RAW formatının temel özellikleri nelerdir?
CEVAP: RAW formatında algılayıcı üzerine düştükten sonra sayısal hâle getirilen veriler işlenmeden kaydedilir. Yüksek görüntü kalitesine sahiptir ve renk ve ton düzeltmeleri için geniş olanaklar sağlar.
#45
SORU: Sayısal fotoğrafçılık ile bilgisayar teknolojileri arasında nasıl bir ilişki bulunmaktadır?
CEVAP: Sayısal fotoğrafçılık, optik süreçler ve fotoğraf makinesinin genel çalışma prensipleri açısından geleneksel fotoğrafçılığa çok benzer. Ancak görüntünün elektronik bir algılayıcı tarafından yakalanması ve sayısal veriye dönüştürülmesini izleyen tüm süreçler; fotoğrafların işlenmesi, kaydedilmesi, baskı alınması, bilgisayar ağları ve internet üzerinden paylaşılması hep bilgisayarlar ya da elektronik sistemler sayesinde mümkün olur.
#46
SORU:
Buluş nedir?
CEVAP:
Buluş; bilinen bilgilerden yararlanılarak daha önce bilinmeyen yeni bir bulguya ulaşılmasıdır. Bir şeyin bulunuşundan söz edildiğinde, aniden bir gün içinde ortaya çıkan bir şey anlaşılmamalıdır. Buluşlar, daha önce var olan teknolojilerin önceden bilinmeyen bir şekilde bir araya getirilmesiyle ortaya çıkar.
#47
SORU:
Elektrik üretimi ve elektrik ampulü insan yaşamına hangi yıllarda girmiştir.
CEVAP:
Sanayi Devrimi’nin oluşturduğu gelişme süreci içinde 1800’lü yılların sonuna doğru elektrik üretimi ve elektrik ampulü insan yaşamına girmiştir.
#48
SORU:
Hangi tarihte yarı iletkenlerin geliştirilmesiyle elektronik teknoloji dönemi başlamıştır.
CEVAP: - Dünya Savaşı sonrasında 1950’lerden itibaren ise yarı iletkenlerin geliştirilmesiyle elektronik teknoloji dönemi başlamıştır. Mekanik, buhar ve elektrik teknolojileri dönemlerindeki büyük hacimli makineler ve üretim sistemlerinin yerini elektronik teknoloji döneminde 4-5 milimetrekarelik silikon çipler almıştır. Elektronik teknoloji döneminin araç ve gereçleri insan yaşamının her alanına girmiştir.
#49
SORU:
Kaynaktan çıkan bir veri olarak sesin ve ışığın kaydedilmesi, saklanması ve işlenmesi düşünüldüğünde, kaç dönemden söz edilir. Bunlar; nelerdir?
CEVAP:
Kaynaktan çıkan bir veri olarak sesin ve ışığın kaydedilmesi, saklanması ve işlenmesi düşünüldüğünde, iki temel dönemden söz edilir. Bunlar; analog dönem ve sayısal (digital) dönemdir.
#50
SORU:
Bit, byte terimi nedir? Açıklayınız?
CEVAP:
Bilgisayarların kullandığı 2’li sistemde ise basamaklar 2’nin katları şeklindedir. Bu sistemdeki her bir basamak 0 ve 1 olmak üzere iki farklı değer alabilir ve bu basamaklar “bit” olarak anılır. Bit terimi ingilizcede “ikili basamaklar” anlamına gelen “binary digits” ifadesinden türetilmiştir. 8 bit uzunluğundaki verilere ise “byte” denir. 8 bitlik veri demetleri olan byte’lar 0 ile 255 arasında 256 farklı değeri ifade edebilir. Byte aynı zamanda sayısal verilerin büyüklüğünü ölçmek için kullandığımız birimlerin de temelidir.
#51
SORU:
Fotoğrafçılıkta Analog sistemler nasıl çalışır?
CEVAP:
Analog yöntemde kaynaktan çıkan ses dalgaları mikrofonun diyaframına çarpar. Diyafram ise kendisine çarpan dalgaların basıncıyla doğru orantılı ve sürekli bir elektrik akımı üretir. Bu akımın belirli bir değer aralığındaki her değeri alabilecek olması “süreklilik” olarak adlandırılır. Bu elektrik akımındaki iniş ve çıkışlar, ses dalgalarının şiddetindeki değişimle aynıdır. Bu durumda ses dalgaları ile mikrofonun ürettiği elektrik akımı arasındaki benzerliği ifade etmek için kullanabileceğimiz “analoji” terimi, analog kavramının da temelinde yatan anlamdır. Analog sistemler veriyi kesintisiz, sürekli bir formda ve olduğu gibi kaydeder.
#52
SORU:
İnsanlık tarihi içinde kaç çeşit resmetme tekniğinden sözedilir?
CEVAP:
insanlık tarihi içinde üç temel resmetme tekniğinden söz edebiliriz:
(1) Çizerek, boyayarak ve kazıyarak resmetme tekniği
(2) Fotoğrafın (fotografik) resmetme tekniği
(3) Elektronik resmetme tekniği
#53
SORU:
Fotoğrafçılıkta elektronik algılayıcılar kullanılmaya başlanmasıyla görüntü nasıl bir veri haline gelmiştir?
CEVAP:
Elektronik teknoloji döneminin buluşlarıyla birlikte, fotoğrafçılık alanında da elektronik teknolojinin olanakları kullanılmaya başlanmıştır. Bu anlamda üzerinde durulması gereken önemli konu, sayısal teknolojinin fotoğrafçılıkta kullanılmasıdır. Böylece ışığa duyarlı yüzey olarak elektronik algılayıcılar kullanılmaya başlanmıştır. Işığa duyarlı yüzey olarak algılayıcıların kullanılması, görüntünün de bir dizi sayısal veri olarak ortaya çıkmasını sağlar.
#54
SORU:
Fotoğrafçılık, Sanayi Devrimi döneminin yani mekanik ve buhar teknoloji döneminin buluşu olarak, yüzey olarak neyi kullanmıştır?
CEVAP:
Fotoğrafçılık, Sanayi Devrimi döneminin yani mekanik ve buhar teknoloji döneminin buluşu olarak, yüzey olarak filmi kullanmıştır.
#55
SORU:
Fotoğrafçılıkta analog sistem nedir?
CEVAP:
Filmin ışığa duyarlı yüzey olarak kullanılması fotoğrafçılıkta elektrik ve elektronik aygıtların yer aldığı dönemde de devam etmiştir. Film yoluyla yüzey üzerinde görüntü elde etmek, veri olarak ışığı kesintisiz olarak nesneden geldiği şekliyle kaydetmektir. İşte bu bir analog sistemdir.
#56
SORU:
Fotoğrafçılıkta ışığa duyarlı yüzey olarak filmin yerini ne almıştır?
CEVAP:
Fotoğrafçılıkta ışığa duyarlı yüzey olarak filmin yerini sayısal teknolojinin bir elemanı olan algılayıcıların almasıyla birlikte, fotoğrafçılık açısından yeni bir durum söz konusu olmuştur. Elektronik donanımlar, mikro işlemciler ve yazılımlar fotoğraf makinelerinin içlerindeki yerlerini almıştır. Filmin yerini elektronik algılayıcıların aldığı bu süreçte veri olarak ışık, nesneden gelerek fotoğraf makinesinin içine girdikten sonra (1) ve (0)’lar şeklinde işlenerek kaydedilir.
#57
SORU:
Analog fotoğraf çekimi nasıl gerçekleşmektedir?
CEVAP:
Analog fotoğrafta makinenin örtücüsünün açılmasıyla film üzerine düşen ışık kimyasal bir reaksiyona neden olur. Objektif tarafından odaklanan ışık, selüloit ya da polyester bir taban üzerinde yer alan ince bir ışığa duyarlı emülsiyon üzerine düşer. Bu emülsiyon içerisindeki mikroskobik kristaller görüntünün bir kaydını oluşturur. Bu kimyasal süreç içerisinde görüntü, ışığa duyarlı film yüzeyinin ışıkla teması sonucu meydana gelen kimyasal değişimler sayesinde kaydedilir.
#58
SORU:
Sayısal fotoğraf makinelerinde filmin yerini ne almıştır ve sayısal veriye nasıl dönüştürülür?
CEVAP:
Sayısal fotoğraf makinelerinde filmin yerini algılayıcılar almıştır ve algılayıcılar sayısal fotoğrafın en önemli bileşenidir. Algılayıcı üzerine düşen ışık mikro mercekler aracılığı ile ışığa duyarlı hücreler ya da pikseller üzerine yoğunlaştırılır. Bu hücreler üzerlerine düşen ışığın parlaklığı ile doğru orantılı bir elektrik akımı oluşturur. Bu aşamada ortaya çıkan veri, basamaklı yani sayısal bir veri olmayıp sürekli ve analog bir veridir. Bu analog sinyal bir analog - sayısal dönüştürücü tarafından sayısal veriye dönüştürülür.
#59
SORU:
Sayısal fotoğrafta görüntüyü kaydetmek için ne kullanılır?
CEVAP:
Sayısal fotoğrafta görüntüyü kaydetmek için hafıza kartları kullanılır.
#60
SORU:
Piksel nedir?
CEVAP:
Sayısal görüntünün en küçük elemanına piksel denir. Piksel terimi sayısal bir imajı ya da ekrandaki bir görüntüyü oluşturan en küçük birim ya da bir algılayıcı üzerindeki ışığa duyarlı hücreler için kullanılır. Demek ki sayısal görüntü denildiğinde, piksellerden oluşan bir yapı anlaşılmalıdır.
#61
SORU:
Çözünürlük nedir?
CEVAP:
Çözünürlük, sayısal fotoğrafçılığın en önemli kavramlarından biridir. Algılayıcı üzerindeki pikseller, film üzerindeki grenlere benzetilebilir. Tıpkı düşük ASA’lı bir filmdeki ince ve yoğun grenlerin daha keskin bir görüntü oluşturması gibi, üzerinde daha çok piksel barındıran bir algılayıcı da daha kaliteli bir sayısal görüntü elde etmemizi sağlar. Çözünürlük, birim uzunlukta ya da alandaki piksel sayısı olarak tanımlanır ve birim uzunluk ise 1 inç’tir. Yani bir inç’lik uzunlukta yer alan piksel sayısı çözünürlüktür. 72 piksel/inçlik çözünürlük değeri, 300 piksel/inçlik çözünürlük değerine göre 1 inçlik alanda daha az sayıda piksel olacağı anlamına gelir.
#62
SORU:
PPI nedir?
CEVAP:
Sayısal bir görüntünün çözünürlüğü inç başına düşen piksel sayısı anlamında- ki PPI (pixels per inch) ile tanımlanır. Ancak burada göz önünden bulundurulması gereken şey, bir pikselin standart bir büyüklüğünün olmamasıdır. Çözünürlük arttıkça piksellerin boyutu küçülürken, çözünürlük azaldıkça bu boyut büyür.
#63
SORU:
RGB renk modeli nedir? Açıklayınız.
CEVAP:
RGB renk modeli kırmızı, mavi ve yeşil renklerin birbirine eklenerek diğer renkleri oluşturduğu toplamsal bir renk modelidir. Model, adını üç ana rengin ingilizce’deki karşılığı olan kelimelerin ilk harflerinden (red - green - blue) alır. Bu modelin ana amacı televizyon ve bilgisayar gibi elektronik sistemlerde görüntünün algılanması ve gösterilmesidir. Ancak elektronik çağından önce de RGB modeli insanın renkleri algılayışını açıklayan sağlam bir teorik arka plana sahipti.
#64
SORU:
Sayısal fotoğraf makineleri kaç farklı Dosya Formatı sunar bunlar nelerdir?
CEVAP:
Sayısal fotoğraf makineleri, algılayıcı tarafından algılanan ve sayısal veriye dönüştürülen görüntüyü kaydetme aşamasında yaygın olarak üç farklı dosya formatı sunar. Bunlar; JPEG, TIFF ve RAW’dır.
#65
SORU:
JPEG dosya biçimi nedir?
CEVAP:
JPEG aslen bir dosya biçimi değil bir sıkıştırma algoritmasıdır. Görüntüde insan gözü tarafından algılanma olasılığı en düşük bölümleri atar ve verileri sıkıştırarak kaydeder. Bu formatta kaydedilen görüntüler her düzenlemenin ardından veri kaybına uğrar.
#66
SORU:
TIFF formatı nedir? Avantajları ve dezavantajları nelerdir?
CEVAP:
TIFF görüntünün kayıpsız sıkıştırma kullanılarak ya da sıkıştırılmadan kaydedildiği dosya formatıdır. Veri kaybı olmadığı için görüntüler kalite kaybı olmaksızın düzenlenip tekrar kaydedilebilir. Dezavantajı, dosya boyutlarının büyük olmasıdır. Hafıza kartına kaydedilmesi uzun sürdüğü için ardı ardına hızlı çekim yapılmasını engeller.