SİYASET BİLİMİ Dersi SİYASİ DÜŞÜNCELER VE İDEOLOJİLER soru cevapları:
Toplam 62 Soru & Cevap#1
SORU: Mutlakıyetçi düşünce toplumu nasıl bir toplumdur?
CEVAP: : Mutlakıyetçi düşüncenin toplumu, farklılıklardan arınmış, aynı amaçlar ve değerler etrafında bir araya gelmiş, kenetlenmiş ve tek vücut olmuş bir toplumdur. Mutlakıyetçi düşünürler toplumsal farklılaşmayı bir kaos, karmaşa ve tehdit olarak algılarlar. Onlara göre toplum, devlet tarafından dönüştürülmeli ve yeniden yaratılmalıdır.
#2
SORU: On altıncı yüzyıldan itibaren Avrupada "mutlakiyetçi" düşüncenin ortaya çıkmasının nedenleri nelerdir?
CEVAP: Ulus devlet oluşumunu tamamlayamayan parçalı güç merkezlerinin ulus devlete dönüştürülmesi ihtiyacıdır.
#3
SORU: Modern dünyadaki mutlakiyetçi düşünce geleneğini başlatan İtalyan düşünür Niccolo Mahciavelli’in temel amacı neydi
CEVAP: Sınırsız güce sahip mutlak bir prensin şahsında İtalya topraklarında bulunan küçük güç merkezlerini bir araya getirerek güçlü bir İtalyan devleti ortaya çıkarmak.
#4
SORU: Mutlakıyetçi düşüncenin yirminci yüzyıldaki aşırı yorumu nedir?
CEVAP: Mutlakıyetçi düşüncenin yirminci yüzyıldaki aşırı yorumu faşizm olmuştur.
#5
SORU: Modern dünyada farklı ideolojilerin ve siyasi düşüncelerin ortaya çıkışının sebebi nedir?
CEVAP: Roma Katolik Kilisesi’nin Orta Çağ boyunca Avrupa’daki devletler üzerinde süren tekeline son verince ulus devletin gelişme süreci de başlamış oldu. Bu süreç siyaset düşüncesi bakımından farklı arayışların ortaya çıkması anlamına gelmiştir. Modern dünyada devletin insan ve toplum yaşamındaki yeri ve sınırlarıyla ilgili değişik görüşler bu bağlamda ortaya atılmıştır.
#6
SORU: Liberalizm içinde gelişen üç ana akım hangileridir?
CEVAP: • Klasik Liberalizm • Sosyal Liberalizm • Liberteryen Düşünce
#7
SORU: On yedinci yüzyılda ortaya çıkan klasik liberalizmin temel değerleri nelerdir?
CEVAP: • Temel İnsan Hakları • Sınırlı Devlet • Hukukun Üstünlüğü • Serbest Piyasa Ekonomisi vb.
#8
SORU: Mutlakıyetçi düşünce biçimine katkıda bulunan önemli düşünürler kimlerdir?
CEVAP: • Niccolo Machiavelli • Thomas Hobbes • Jean Bodin • Jean J. Rousseau • Wilhelm Friedrich Hegel • Joseph de Maistre
#9
SORU: Alt yapı, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi faaliyet alanları dâhil olmak üzere güvenlik ve adalet dışındaki tüm hizmetleri toplumun kendisine bırakmak gerektiğini düşünen liberal akım hangisidir?
CEVAP: Liberteryen Düşünce
#10
SORU: Klasik liberalizmin iki önemli fikir babası kimlerdir?
CEVAP: • John Locke • Adam Smith
#11
SORU: Liberalizmin temel değerlerinden biri olan özgürlük anlayışı nasıl tarif edilir?
CEVAP: Liberalizmin özgürlük anlayışı bireye müdahalesizliği öngörür. Liberalizm, bireyin her tür zorlamadan ve baskıdan uzak olması gerektiğini savunur. Liberal düşünce bireysel özgürlük için siyasal iktidarın sınırlandırılmasını ve hukukun vesayeti altına alınmasını şart koşar. Liberalizm düşünce, ifade, örgütlenme, inanç, seyahat, katılma ve teşebbüs gibi tüm toplumsal, siyasal ve iktisadi yaşam alanlarında özgürlüğü savunur.
#12
SORU: Liberalizmin, ikisi bireye, ikisi de toplumsal yaşama ait olmak üzere dört temel değeri nelerdir?
CEVAP: • Bireycilik • Özgürlük • Çoğulculuk • Hoşgörü
#13
SORU: Hans-Hermann Hoppe, Robert Nozick ve Ayn Rand gibi düşünürler tarafından geliştirilen liberal düşünce akımı hanisidir?
CEVAP: Liberteryen Düşünce
#14
SORU: Mutlakıyetçi düşüncede devlet anlayışı nasıldır?
CEVAP: Mutlakıyetçi düşünce bireyi değil, devleti önemser. Toplumsal kargaşayı, ayrışmayı önlemek ve toplumda birlik ve beraberlik ruhunu oluşturmak için güçlü, kuşatıcı bir devlet otoritesine ihtiyaç vardır.
#15
SORU: Liberalizmin, siyasi boyutuyla ilgili önemli değerlerden biri olan sınırlı devlet anlayışı nedir?
CEVAP: Liberal devlet, hukukun üstünlüğü ilkesine göre işlediği için devleti hukukla sınırlandırmıştır. Devletin tüm eylemleri, yetkileri hukukla tanımlanmıştır. Liberal düşünce, devleti aynı zamanda faaliyetleri itibariyle de sınırlı görür. Liberalizme göre devlet toplumsal ve ekonomik faaliyetleri toplumun kendisine devretmelidir.
#16
SORU: Muhafazakar düşüncenin aydınlanma düşüncesine duyduğu tepkinin kaynağı nedir?
CEVAP: Aydınlanmacılara göre akılcılık makul, başka bir deyişle akla uygun olanı bulmak, ona göre davranmak değil; aklı tüm toplumsal değerlerin ve kurumların kaynağı ve referansı haline getirmektir. Aydınlanmacılara göre ideal varlığın kaynağı toplumdan, tarihten, kültürden, dinden ve gelenekten bağımsız olarak akıldır. Oysa muhafazakarlar, toplumsal değerlerin ve kurumların temelinin akla değil, toplumların tarihsel bi
#17
SORU: Muhafazakar düşüncenin sosyalist düşünceye tepki duymasının sebebi nedir?
CEVAP: Sosyalistler özel mülkiyetle birlikte devlet, din, ahlak, hukuk ve aile gibi üst yapısal kurumların tümümün tasfiye edilmesini öngörmekteydiler. Dolayısıyla muhafazakarlara göre sosyalist devrimci düşünceler, toplumun binlerce yıldır devamını sağlayan ana omurgasını kırıp yerine kurgulayıcı akıldan hareketle yenisini ikame etmeye çalışmaktadır ve bu sebeple sosyalist düşünceye karşı çıkar
#18
SORU: Liberalizmin ekonomi anlayışı olan pazar ekonomisi nedir?
CEVAP: Bu ekonomik anlayış devletin engeli olmaksızın her tür mal ve hizmetler özel sektör tarafından serbestçe üretilmeli ve fiyatlar piyasa şartlarında taraflar arasındaki anlaşmaya göre belirlenen ekonomi modelidir
#19
SORU: Muhafazakar düşünce on sekiz ve on dokuzuncu yüzyıllarda hangi önemli gelişmelere tepki olarak doğmuştur?
CEVAP: • Aydınlanma düşüncesi • Fransız Devrimi’nde somutlaşan devrimci siyaset pratiği • Sosyalist hareketler • Sanayi Devrimi sonrasında şekillenen yeni toplumsal yapı
#20
SORU: Sanayi Devriminin muhafazakarların tepkisini çekme sebebi nedir?
CEVAP: Sanayi Devrimi sonrası oluşan yeni sosyolojik yapı muhafazakarların değer verdiği cemaat, aile, akrabalık ve komşuluk ilişkilerinde büyük bir tahribata yol açmıştır. Bu sebeple muhafazakarlar sanayi devrimine ve sonuçlarına tepki duymaktadır.
#21
SORU: Marx ve Engelsin Avrupa tarihini ayırdığı beş aşama nelerdir?
CEVAP: İlkel-komünal aşama • Köleci aşama • Feodal aşama • Kapitalist aşama • Sosyalist aşama
#22
SORU: Fransız Devriminin muhafazakarların tepkisini çekme sebebi nedir?
CEVAP: Fransız Devrimi, kademeli ve yavaş değişim modelini bir kenara bırakarak toplumsal dengeyi ve ahengi alt üst edecek, toplumun binlerce yıla dayalı organik yapısını bozacak köklü bir dönüşüm hareketi olduğu için muhafazakârların tepkisini çekmiştir.
#23
SORU: Muhafazakâr düşünürlere göre bilginin yanı sıra toplumsal düzenin de kaynağını oluşturan kavram nedir? açıklayınız
CEVAP: Tecrübedir. Tecrübe, içinde beşeri eylemin temeli olan gelenekleri, görenekleri, örf ve adetleri, alışkanlıkları, teamülleri kısaca teorik aklın altından kalkamayacağı sosyal ve tarihsel pratikleri barındırır.
#24
SORU: Toplumun yaşayan kutsal bir organizma olduğunu ve bireyler olarak onu ahlaken koruma ödeviyle yükümlü olduğumuzu savunan düşünce modeli hangisidir?
CEVAP: Muhafazakar Düşünce.
#25
SORU: Marxın "Üretim İlişkisi" diye tanımladığı ilişkiyi açıklayınız
CEVAP: Marxa göre ekonomik alt yapıda iki sınıf bulunur. Bunlardan birisi “sermaye” sınıfı, biri de “emekçi” sınıfıdır. Sermaye sınıfı, üretim araçlarına (toprak, fabrika, para, kaynaklar, vs.) sahip olan sınıftır. Emekçi sınıf ise sadece emeğini satarak geçinmek zorunda kalan sınıftır. İki sınıf arasındaki ilişkiye Marx “üretim ilişkileri” der. Üretim ilişkileri bir çatışma ilişkisidir. Çünkü iki sınıfın çıkarları birbirinden keskin biçimde farklıdır. Çıkarları birbirinden ayrıldığı gibi iki sınıfa mensup insanların değer yargıları, dünya görüşleri, bilinçleri, kültürleri de birbirinden farklıdır.
#26
SORU: Muhafazakarların, liberal düşünürlerin siyasi iktidarın meşruiyeti için gerekli gördükleri sözleşme ve rıza kavramlarına itibar etmeme sebepleri nedir?
CEVAP: Muhafazakarlara göre toplumsal meşruiyet için rıza şarttır ancak rızanın temeli sözleşme değil, sadakattir. Birey, herhangi bir çıkar beklemeksizin siyasi otoriteye, yasalara ve topluma mutlak anlamda itaat etmeli ve sadakatle bağlı kalmalıdır.
#27
SORU: Avrupa’da gerçekleşen sanayi devrimine karşı bir tepki olarak sosyalizm düşüncesinin ortaya çıkmasının nedeni nedir?
CEVAP: Avrupa’da Sanayi Devrimi sonrasında sosyal sınıflar arasındaki uçuruma varan gelir dağılımı dengesizliğine tepki olarak, sömürünün olmadığı, devletten, sosyal sınıflardan ve özel mülkiyetten arınmış eşitlikçi sosyalist bir toplum arayışından dolayı sosyalizm düşüncesi ortaya çıkmıştır.
#28
SORU: Liberal muhafazakarlar ve Otoriter muhafazakarları birbirinden ayıran düşünce nedir?
CEVAP: Liberal muhafazakarlar sınırlı bir otoritenin yanı sıra, bireyle devlet arasındaki ilişkide bireyin haklarının sağlanacağı bir denge kabul ederler. Bununla birlikte, liberal muhafazakarlar devletin topluma, toplumun değişim sürecine ve ekonomiye müdahale etmesini istemezler. Oysa otoriter muhafazakarlar, devletin topluma müdahalesini gerekli görür ve önemserler. Öte yandan hak ve yükümlülükler dengesinde liberal muhafazakarlar hakları öne çıkarırken otoriter muhafazakarlar yükümlülükleri daha fazla önemserler.
#29
SORU: Ütopik bir düşünce biçimi olarak gelişen sosyalist düşünceye katkı yapan önemli ütopik sosyalist düşünürler kimlerdir?
CEVAP: • Saint Simon • Charles Fourier • Robert Owen
#31
SORU: Sosyalist rejimlerin ortak özellikleri nelerdir?
CEVAP: Sosyalist rejimlerde genel olarak tek partili bir sistem hakimdir. Demokratik toplumlardaki çok partili hayata burada izin verilmez. Sosyalist ülkelerde sistemi kontrol eden Komünist Partiler aynı zamanda devletle bütünleşmiştir. Sosyalist rejimlerde toplumsal farklılaşmaya da izin verilmez. Tüm toplumun sosyalist ideolojiye göre değiştirilip dönüştürülmesi öngörülmüştür. Bu da doğal olarak Komünist Parti eliyle olmuştur. Sosyalist rejimlerde sistemin meşruiyeti hukukun üstünlüğüne veya insan haklarına değil, sosyalist ideolojiye dayanmıştır. Sosyalist ideolojiye uygun olmayan yasalara ve politikalara izin verilmemiştir. Sosyalist rejimlerde mülkiyet ve üretim devlete geçmiştir. Devlet, tüm üretim süreçlerine karar veren bir mekanizmadır.
#32
SORU: Sosyolog Anthony Giddens tarafından geliştirilen üçüncü yol kavramını açıklayınız.
CEVAP: Üçüncü Yol, liberal ekonomi anlayışı ile sosyal demokrat sosyal devlet anlayışını sentezleyen bir düşünce biçimidir.
#33
SORU: . Sosyal demokrasi kavramının kaynaklarından biri olan Fabianizm düşüncesini açıklayınız.
CEVAP: Fabianizm, İngiltere’de gelişmiş, başta sanayi olmak üzere, devleti her yere yaymayı, özel mülkiyeti devlete vermeyi ve demokrasiyi reforma tabi tutmayı öngören yumuşak bir sosyalizm fikrini savunmuştur.
#34
SORU: Faşizmin düşünsel temellerini Antik Yunan düşünürü Platondan aldığı varsayılan görüşler nelerdir?
CEVAP: insanların doğuştan altın, gümüş veya demir karakterlerden biriyle dünyaya geldiğini savunan Platon, yönetimin altın karakterli filozoflar tarafından üstlenmesini öngörmüştür. Platon, ailenin ve özel mülkiyetin ortadan kaldırılarak bütün her şeyin devletin kontrolünde olmasını savunmuştur.
#35
SORU: Sosyal demokrasi kavramını açıklayınız
CEVAP: Karl Marx gibi radikal devrimci bir yoldan sosyalizme gitmek yerine kapitalizm ve demokrasi içinde kalarak sosyal kesimler arasında eşitlik temelinde bir düzen geliştirmeyi amaçlayan düşüncedir.
#36
SORU: Devlet sosyalizmi düşüncesini açıklayınız
CEVAP: Almanya’da gelişen ve devlet eliyle eşitliği sağlamayı amaçlayan devlet sosyalizmi sermayeyi geniş kitlelere yayarak eşitlik temelinde bir düzen öngörmüştür.
#37
SORU: Sosyal demokrasi kavramının kaynaklarından biri olan Hristiyan sosyalizmi düşüncesini açıklayınız.
CEVAP: Avrupa’nın değişik ülkelerinde gelişmiş, kolektif mülkiyet, karşılıklı saygı ve sevgi ilkelerine dayanan bir düşüncedir.
#38
SORU: Sosyal demokrasi kavramının öncü düşünürleri kimlerdir?
CEVAP: • Eduard Bernstein • Karl Kautsky
#39
SORU: Sosyal demokrasinin savunduğu değerler nelerdir?
CEVAP: • Sosyal demokratlar kapsayıcı bir devlet anlayışı savunurlar. Devleti adalet, güvenlik ve savunma gibi temel işlevlerin yanı sıra sağlık, alt yapı, eğitim, sosyal refah gibi alanlarda da sorumlu tutarlar. • Devletçi veya karma bir ekonomik anlayışı savunurlar. Sosyal demokratların bu tarz bir ekonomi anlayışını savunmalarının nedeni refahın devlet eliyle dağıtılması düşüncesidir. • Özgürlüğü savunurlar. Sosyal demokratlar, özgürlüğün bireylerin kendilerine bırakılmaması gerektiğini, devletin bireyler için iyi olana belirleme hakkına sahip olduğunu düşünürler. Sosyal demokratlara göre birey toplum ve devlet düzeniyle ne kadar bütünleşirse o kadar sosyalleşir, dolayısıyla o denli özgür olma kapasitesine ulaşır
#40
SORU: Faşist ideoloji, Avrupa’da Birinci Dünya Savaşından sonra ortaya çıkıp hızla iktidara gelmiş olmasının sebebini açıklayınız
CEVAP: Birinci Dünya Savaşı’nın sonuçlarına karşı bir tepki olarak doğmuştur. Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan Almanya’ya kabul ettirilen Versay Anlaşması, Alman topraklarının komşu ülkeler tarafından paylaşılmasını öngörmüştür. Alman topraklarının önemli bir kısmı, bu anlaşmaya göre Fransa, Polonya ve Belçika gibi ülkelere verilirken bir kısmı da Milletler Cemiyeti’nin kontrolü altına geçmiştir. Anlaşma, ayrıca Almanya’nın sömürgelerden vazgeçip kendi topraklarıyla sınırlı kalmasını zorunlu hale getirmiş, Alman ordusunu 100 bin askerle sınırlandırmış, Almanya’yı silahsızlandırmayı öngörmüş ve Almanya’ya ağır savaş tazminatı yüklemiştir. Bu anlaşma Almanya’da genişçe bir kesim tarafından ihanet olarak kabul edilmiştir. Hitler’in ortaya çıkışını sağlayan nedenlerin başında bu anlaşmanın geldiğini söyleyebiliriz. İtalyan Faşist Partisi de benzer biçimde Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkmıştır. İtalya’daki sol sendikal hareket içinde yetişen Benito Mussolini, İtalyan sosyalistleri arasında hızla yükselerek Sosyalist Parti’nin önemli isimlerinden biri hâline gelmiştir. Birinci Dünya Savaşı esnasında savaşa katılıp katılmama konusunda süren tartışmaların sonucunda Sosyalist Parti, milliyetçilerle sosyalistler arasında ikiye bölünmüştür. Milliyetçi cephede yer alan Mussolini, 1919’da kendi partisi olan Nasyonal Faşist Partisi’ni kurmuştur.
#41
SORU: Modern dünyada faşist ideolojiye ilham veren düşünürler ve temel görüşleri nelerdir?
CEVAP: • Machiavelli, Hükümdarı mutlak bir otorite olarak kabul etmiştir. • Hobbes, devleti bir canavar gibi toplumu yutup bağrında hazmetmesi gerektiğini düşünmüştür. • Maistre, otorite ve hiyerarşiye kutsal anlam yüklemiştir. • Friedrich W. Nietzsche, gücün üstünlüğüne inanmıştır. • Hegel, metafiziksel aşkın bir devlet öngörmüştür. Bu düşünürler faşist liderler için önemli ilham kaynakları olmuşlardır.
#42
SORU: Faşizmin savunduğu değerler nelerdir?
CEVAP: Faşizmin başlangıç noktası, insanların eşitsizliği düşüncesidir. Faşistler insanların tabiatları itibariyle farklı olduklarını, bazılarının üstün olarak yaratıldığını, dolayısıyla doğal olarak yönetme hakkının bunlara ait olması gerektiğini savunurlar. Faşist ideoloji bununla birlikte bireyciliğe, toplumsal farklılaşmaya, sosyal hareketlere, çok partili sisteme karşı çıkar. Faşist ideoloji, lider-parti-devlet toplum dörtlüsüne inanır. Faşizme göre toplumun ve siyasi yaşamın en tepe noktasında lider bulunur. Liderin altında yer alan ve onun öğretisi doğrultusunda hareket eden Faşist Parti vardır. Devlet, tek parti tarafından yönetilir. Faşizm, organik bir toplum yapısına inanır. Organik toplum, farklılıklardan arındırılmış, sınıfların ve zümrelerin bulunmadığı, kaynaşmış, yekvücut olmuş ve aynı hedefe kitlenmiş olan bir toplumdur.
#43
SORU:
İngiltere ve Fransa'da mutlakiyetçi düşüncenin gelişimini ana hatlarıyla özetleyiniz.
CEVAP:
İngiltere’de geleneksel aristokratlarla yeni yetişme sosyal sınıflar arasında sivil savaş baş göstermiş, bu savaşların sonucunda 1648 ve 1688 devrimleri gerçekleşmiştir. İngiltere’deki iç karışıklığın ancak sınırsız yetkilere sahip güçlü bir otorite ile aşılabileceğini düşünen Thomas Hobbes, bireylerin tüm haklarını devrettiği sınırsız
güce sahip, mutlak bir devlet yapısı öngörmüştür. Benzer bir düşünce biçiminin Fransa’da da geliştiğini görüyoruz. Fransa’da on yedinci yüzyıl boyunca Protestanlar ve dinde reform yanlılar aleyhine sürdürülen katliamlar burada da güçlü merkezî bir otoriteye ihtiyaç hissettirmiştir.
#44
SORU:
Mutlakiyetçi düşüncenin insana bakışı hakkında neler söylenebilir ?
CEVAP:
Mutlakiyetçi düşünceyi savunan düşünürler insanı bencil, aç gözlü, doyumsuz ve saldırgan bir varlık olarak kabul ederler. Thomas Hobbes, bu düşünceyi “insan insanın kurdudur” ifadesiyle dile getirmiştir. Hobbes’a göre doğası itibariyle saldırgan ve bencil olan insan, mutlak bir siyâsî güç olmadan başkasıyla barış içinde bir arada yaşayamaz.
#45
SORU:
Mutlakiyetçi düşüncede devletin ve otoritenin yeri nedir?
CEVAP:
Mutlakiyetçi düşünce bireyi değil, devleti önemser. Toplumsal kargaşayı, ayrışmayı önlemek ve toplumda birlik ve beraberlik ruhunu oluşturmak için güçlü, kuşatıcı bir devlet otoritesine ihtiyaç vardır.
#46
SORU:
Milli irade ne demektir?
CEVAP:
Bir toplumda tek tek herkesin iradesinin toplamı anlamına gelir. Demokratik toplumlarda Millî İrade seçimler aracılığıyla oluşur. Seçimler sonucunda ortaya çıkan tablo Millî İrade’yi yansıtır.
#47
SORU:
Diyalektik ne demektir?
CEVAP:
Zıt kutupların birbiriyle çatışma halinde olduğunu öne süren kavramdır.
#48
SORU:
Liberalizmin bireye ve topluma bakışı ne durumdadır?
CEVAP:
Liberalizmin, ikisi bireye, ikisi de toplumsal yaşama ait olmak üzere dört temel değeri bireycilik, özgürlük, çoğulculuk ve hoşgörüdür. Liberalizm, her şeyden önce bireyci bir düşünce biçimidir. Liberalizm bireyi, sivil hakların, sosyal düzenin, iktisadi ve siyâsî yaşamın temel birimi olarak kabul eder. Liberalizm, temel insan haklarını birey ekseninde formüle ettiği gibi, birey-devlet ilişkisini de bireyi esas alarak kurgular.
#49
SORU:
Liberalizm siyasi yapı ve demokrasi hakkında nasıl bir tutum takınmaktadır?
CEVAP:
Liberalizm, demokratik bir siyâsî yapıyı öngörür. Modern dünyadaki demokrasinin, liberalizmin siyâsî projesi olarak geliştiğini söyleyebiliriz. Demokrasinin temel değerleri olan hukukun üstünlüğü, güçler ayrımı, çok partili sistem, temsili sistem, serbest seçimler, özgürlük, hukuk önünde eşitlik gibi değerler liberalizme ait değerlerdir.
#50
SORU:
Liberalizmin ekonomik boyutunu ve Smith'in temel düşüncelerini açıklayınız.
CEVAP:
Liberalizmin önemli değerlerinden biri de ekonomik alanda görülür. On yedinci yüzyılda Adam Smith ile başlayan iktisadi liberalizmin temel felsefesi “laissez faire, laissez passer” düşüncesiyle dile getirilen “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” öğretisidir. Adam Smith, firmaların devletin sınırlamasına maruz kalmaksızın rahatça yatırım ve üretim yapabildikleri ve bu ürünleri gümrük engeline takılmadan dünyaya pazarlayabildikleri bir toplumda zenginlik ve refahın gelişeceğini ileri sürmüştür.
#51
SORU:
Pazar ekonomisi ne anlama gelmektedir?
CEVAP:
Serbest piyasa ilkelerine göre işleyen ekonomi modeli. Bu ekonomik anlayışa göre devletin engeli olmaksızın her tür mal ve hizmetler özel sektör tarafından serbestçe üretilmeli ve fiyatlar piyasa şartlarında taraflar arasındaki anlaşmaya göre belirlenmelidir.
#52
SORU:
Fransız devrimi hakkında bilgi veriniz.
CEVAP:
1789 yılında Paris’teki Bastille cezaevinde çıkan isyanın ardından gerçekleşen Fransız Devrimi Avrupa tarihinde bir dönüm noktası olup Fransa’da mutlak monarşinin yıkılıp yerine cumhuriyet rejiminin kurulmasını sağlamıştır. Fransız Devrimi’nden sonra bu devrimin geliştirdiği eşitlik ve özgürlük gibi değerler sadece Avrupa’da değil, dünyanın diğer ülkelerinde de yaygınlaşmıştır.
#53
SORU:
Kurgulayıcı akıl kavramı neyi ifade etmektedir?
CEVAP:
Toplumu, tarihten ve kültürden bağımsız, masa başında mühendislikçi biçimde tasarlamayı öngören yaklaşımdır.
#54
SORU:
Muhafazakar düşüncenin insana bakışı hakkında neler söylenebilir?
CEVAP:
Muhafazakâr düşünce, genel olarak insanın sınırlı bir varlık olduğunu kabul eder. Muhafazakârlar, insanların toplumu ve otoriteyi oluşturmadığını aksine toplumun insanın yapısını, kapasitesini, düşüncesini, ahlaki değerlerini, inançlarını oluşturduğunu ileri sürerler.
#55
SORU:
Muhafazakar bakış açısı toplumu ne şekilde değerlendirir?
CEVAP:
Toplum, keyfî biçimde müdahale edebileceğimiz, istediğimiz şekle sokabileceğimiz, sözleşme sonucu oluşturduğumuz mekanik bir araç değildir. O hepimizi kuşatan, bizlerin toplamından daha büyük, daha kapsayıcı ve kompleks bir varlıktır. Toplum, sadece mevcut insan kümelerinden müteşekkil olmayıp geçmişten geleceğe uzanacak olan canlı, karmaşık, kompleks ve karşılıklı ilişkiler bütününden meydana gelen bir organizmadır.
#56
SORU:
Sosyalizmin tarihsel altyapısı hakkında bilgi veriniz.
CEVAP:
Sosyalizm, Avrupa’da gerçekleşen sanayi devrimine karşı bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Avrupa’da Sanayi Devrimi sonrasında sosyal sınıflar arasındaki uçuruma varan gelir dağılımı dengesizliğine tepki olarak, sömürünün olmadığı, devletten, sosyal sınıflardan ve özel mülkiyetten arınmış eşitlikçi sosyalist bir toplum arayışı ortaya çıktı.
#57
SORU:
Artık değer nedir?
CEVAP:
Bir işçinin ürettiği tüm değerin, işçinin kendisinde kalmayan kısmı. Sözgelimi bir işçi günde 10 birimlik bir değer ürettiğinde, bunun 3 birimini maaş olarak alıyorsa geriye kalan 7 birimlik değer artık değer olur.
#58
SORU:
Sosyalist rejimlerin özellikleri nelerdir?
CEVAP:
Sosyalist rejimlerde genel olarak tek partili bir sistem hakimdir. Demokratik toplumlardaki çok partili hayata burada izin verilmez. Sosyalist ülkelerde sistemi kontrol eden Komünist Partiler aynı zamanda devletle bütünleşmiştir. Sosyalist rejimlerde toplumsal farklılaşmaya da izin verilmez. Tüm toplumun sosyalist ideolojiye göre değiştirilip dönüştürülmesi öngörülmüştür. Bu da doğal olarak Komünist Parti eliyle olmuştur. Sosyalist rejimlerde sistemin meşruiyeti hukukun üstünlüğüne veya insan haklarına değil, sosyalist ideolojiye dayanmıştır.
#59
SORU:
Sosyal demokrasi hangi değerleri savunur?
CEVAP:
Sosyal demokratlar her şeyden önce liberallerden farklı olarak devleti adalet, güvenlik ve savunma gibi temel işlevlerin yanı sıra sağlık, alt yapı, eğitim, sosyal refah gibi alanlarda da sorumlu tutarlar. Sosyal demokratlara göre devlet toplumsal kesimler arasında eşit imkân ve fırsatları sağlamak zorundadır. Bireyler ancak bu zemin üzerinden gerçek anlamda özgür olabilirler. Devletle birey ilişkisi söz konusu olduğunda liberallerin daha çok özgürlüğe, sosyal demokratlarınsa eşitliğe önem verdiğini belirtmek gerekir. Buradan hareketle liberal demokratlar sınırlı bir otorite ve devlet anlayışını savunurken sosyal demokratlar kapsayıcı bir devlet anlayışını savunurlar. Kapsayıcı devlet, bireyin ve toplumun tüm yaşamını kuşatan bir devlettir. Devletin bireyin yaşamında yer alması ona pozitif katkı sağlaması içindir. Devlet bireyin yaşamında yer alarak bir yandan onun potansiyelini ortaya çıkarır, bir yandan da ona eşitlik temelinde imkân ve fırsatlar yaratır.
#60
SORU:
Üçüncü yol kavramını açıklayınız.
CEVAP:
İgiltere’de sosyolog Anthony Giddens tarafından geliştirilen ve İşçi Partisi’ne bir yol haritası oluşturan Üçüncü Yol, liberal ekonomi anlayışı ile sosyal demokrat sosyal devlet anlayışını sentezleyen bir düşünce biçimidir.
#61
SORU:
Versay antlaşması hakkında bilgi veriniz.
CEVAP:
Birinci Dünya Savaşı sonrasında, savaştan galip çıkan İngiltere, Fransa ve Rusya gibi İtilaf Devletleri’nin Almanya’ya 1919 yılında kabul ettirdiği ve Almanya için ağır yaptırımlar getiren anlaşma. Savaştan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu’na da Versay Anlaşması’na benzer bir anlaşma olan Sevr Anlaşması dayatılmıştır.
#62
SORU:
Faşizm hangi değerleri savunur ?
CEVAP:
Faşizmin başlangıç noktası, insanların eşitsizliği düşüncesidir. Faşistler insanların tabiatları itibariyle farklı olduklarını, bazılarının üstün olarak yaratıldığını, dolayısıyla doğal olarak yönetme hakkının bunlara ait olması gerektiğini savunurlar. Faşist ideoloji bununla birlikte bireyciliğe, toplumsal farklılaşmaya, sosyal hareketlere, çok partili sisteme karşı çıkar. Faşist ideoloji, lider-parti-devlettoplum dörtlüsüne inanır. ‹talyan faşizmine göre Mussolini, her şeye mutlak anlamda gücü yeten, her şeyin üstünde olan, her şeyi en iyi bilen ebedi şef Duçe’dir. Benzer biçimde Almanya’da da Hitler, en üstün özellikleri şahsında toplayan, toplumuna yol gösteren ve toplumunu peşinden sürükleyen bir Führer’dir. Faşizme göre toplumun ve siyâsî yaşamın en tepe noktasında lider bulunur. Liderin altında yer alan ve onun öğretisi doğrultusunda hareket eden Faşist Parti vardır. Devlet, tek parti tarafından yönetilir. Gerek Mussolini, gerek Hitler, gerekse Franco iktidara geldikten sonra diğer partileri tasfiye ederek tek partili sistemler kurmuşlardır. Faşizmde hiyerarşi çok önemlidir. Bir toplumdaki hiyerarşik yapı toplum-devlet-parti-lider şeklinde olmalıdır. Hiyerarşinin en tepe noktasında lider yer alır