SPOR VE MEDYA İLİŞKİSİ Dersi TÜRK SPOR MEDYASININ TARİHSEL SÜREÇLERİ soru cevapları:

Toplam 56 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: İnternet gazeteciliğini ve geleneksel gazetecilikten ayıran özellikler nelerdir?


CEVAP: İnternet gazeteciliği, internetin; • Etkileşim, • Hipermetin, • Çoklu medya gibi özelliklerine dayandığı için geleneksel gazetecilik biçimlerinden ayrılır.

#2

SORU: Türk basınında taraftar dergileri nasıl ortaya çıkmıştır?


CEVAP: Türk basınında taraftar dergileri 1930’lu yılların sonlarından itibaren ortaya çıkmıştır. Günlük gazetelerin spora geniş yer vermeleri ve habercilik açısından haftalık dergilere üstün olmaları, spor dergiciliğinin yayın politikasını değiştirmesini gündeme getirmiş ve bazı spor dergileri kulüp dergisi olmaya yönelmiştir.

#3

SORU: Türk spor basınının ilk taraflı dergisi hangisidir ve kimler tarafından yayınlanmıştır?


CEVAP: Fenerbahçe Kulübü Genel Sekreteri Hayri Celal Atamer’in 1937’de Kemal Onan ile birlikte yayınlamaya başladığı Sarı-Lacivert dergisi, Türk spor basınının ilk taraflı dergisi olmuştur.

#4

SORU: Cumhuriyet döneminden sonra spor basınındaki gelişmeler nasıldır? Bu dönemler kaç bölümde ve nasıl incelenebilmektedir?


CEVAP: 1980 Sonrası Türkiye’de iletişim altyapısında da çok önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu dönemdeki özelleştirme ve deregülasyon politikalarının medya alanındaki uygulaması, kitle iletişim alanında kamusal yayın hizmeti gören kuruluşların yanına özel kanalların konulması olmuştur. 1990’lı yıllarda başlayıp 2000’li yıllarda hızla gelişen ağ iletişimi de sporun yer alabileceği yeni bir iletişim aracı olarak interneti yaygınlaştırmıştır. Dolayısıyla Cumhuriyet döneminde spor basınını toplumsal dinamikler açısından; • 1980’e kadar olan ve • 1980’den günümüze kadar olan dönem olmak üzere iki dönemde incelenebilmektedir.

#5

SORU: İnternetteki spor yayıncılığı ne tür uygulamalar içermektedir?


CEVAP: İnternetteki spor yayıncılığı, günlük gazetelerin ve günlük spor gazetelerinin basılı nüshalarını internet üzerinden yayınlamalarının dışında spor portallarıyla da çeşitlenmektedir. Çoğu futbolla ilgili olsa da çeşitli spor dalları konusunda haber ve bilgi veren birçok spor portalı bulunmaktadır. Bunun yanında, taraftar siteleri, kulüp siteleri, forum ve bloglar da spor konusunda kullanıcılara farklı seçenekler sunmaktadır.

#6

SORU: Cumhuriyet öncesi dönemde Türk toplumunda sporun yaygınlaşması neden engellenmiştir?


CEVAP: Osmanlı toplumunda bürokrasi geleneğinin güçlü olması, bürokratları masa başı işlere bağlamıştır. Osmanlı toplum düzeninde boş zaman tekelinin orta sınıf ve genellikle bürokrat ailelerinin çocuklarında bulunduğu görülmektedir. Bu kişilerin yaptıkları spor da okul bahçesi ile sınırlı kalmıştır. II. Abdülhamit de kitle gösterilerine dönüşebileceği korkusuyla spor kulübü kurma girişimlerini bastırmıştır. Bu koşullar, Türk toplumunda sporun yaygınlaşmasını ve geniş kitlelere inmesini engellemiştir.

#7

SORU: Türkiye’de spor muhabirlerinin büyük bölümünün aslında futbol muhabiri olması ne ile ilgilidir?


CEVAP: Türkiye’de spor muhabirlerinin büyük bölümünün aslında futbol muhabiri olması, futbolun ve futbol endüstrisinin Türkiye’de sürekli gelişme kaydeden popüler bir spor olmasının yanında, medya kuruluşlarının ucuz istihdam politikaları ve geçmişe oranla daha dar kadrolarda çalışmalarıyla ilgili olduğu ifade edilebilmektedir.

#8

SORU: Türkiye’deki spor sitelerinin, internetin sağladığı olanaklardan tam olarak yararlanmama nedenleri nelerdir?


CEVAP: Türkiye’deki spor sitelerine bakıldığında geleneksel medya kuruluşlarının spor sitelerinin genellikle gazete ya da televizyonlarında yer alan spor haberlerinden oluşmakta ve internet gazeteciliğine özgün bir açılım getirememekte olduğu görülmektedir. Spor siteleri ise internetin karşılıklı etkileşim özelliğinden yararlanmamakta, kullanıcılarının iletişim sürecine katılma biçimleri yorum ve anket gibi birkaç basit uygulamadan öteye geçmemektedir. Kullanıcılar, genellikle haberlere ve köşe yazılarına kendi yorumlarını ekleyebilmekte ve başkalarının yorumlarını okuyabilmektedir. Ancak daha gelişkin etkileşimli uygulamalardan örneğin forum ve sohbet gibi uygulamalar çoğu sitede bulunmamaktadır. Bu nedenlerden dolayı Türkiye’deki spor sitelerinin, internetin sağladığı olanaklardan tam olarak yararlanmadığı söylenebilmektedir.

#9

SORU: Günlük basında ilk spor yazısı ne zaman ve nerede yayınlanmıştır?


CEVAP: Günlük basında ilk spor yazısı ise 30 Mart 1895’te Asır gazetesinin İngiltere’de yapılmakta olan at ve bisiklet yarışlarını anlatan “Yeni Bir Müsabaka” başlıklı haberidir. Selanik’te yayınlanan Asır, 16 Aralık 1895 tarihli sayısında ise Atina Olimpiyat Oyunları’na ilişkin ayrıntılı bilgi vermiştir.

#10

SORU: İlk spor gazetesi hangisidir? Bu gazete hangi tarihte ve hangi dilde yayınlanmıştır?


CEVAP: İlk spor gazetesi “Futbol” adıyla 11 Ekim 1910’da Osmanlıca-Fransızca olarak yayınlanmıştır.

#11

SORU: I. Dünya Savaşı öncesinde, Osmanlı basınındaki spor yazılarının konusu nelerden oluşmaktadır?


CEVAP: Spor yazılarının konusunu; • Futbol, • At yarışları, • Boks, • Bisiklet, • Atletizm, • Eskrim, • Denizcilik, • Havacılık, • Halter, • Güreş, • Halat çekme, • İzcilik ve • Beden terbiyesi gibi konular oluşturmuştur

#12

SORU: Türkiye’de iletişim araçlarında ilk gelişmeler ne zaman ortaya çıkmıştır?


CEVAP: Türkiye’de iletişim araçlarında spora ilişkin ilk haber, yazı ve fotoğraflar 1800’lerin sonlarında dergi ve gazetelerde görülmeye başlanmıştır.

#13

SORU: Türk Spor Dergisi’nin Türk spor basını açısından önemi nedir?


CEVAP: 1929’da ise Talat Mithat Hemşehri’nin yayınlamaya başladığı Türk Spor dergisi, spor etkinliklerinin aktarılmasında İstanbul’un egemenliğinin dışına çıkılmasında önemli rol oynamıştır. Ayrıca Türk Spor Dergisi, yalnız İstanbul’daki spor etkinliklerini değil, Anadolu’nun en ücra köşelerinde olup biten spor olaylarını da aktarmaya başlamıştır.

#14

SORU: Türk spor basınında en sık karşılaşılan etik sorunlar nelerdir?


CEVAP: Türk spor medyasında en sık karşılaşılan etik sorunlar şu şekilde ifade edilebilir: • Muhabirlerin bazen yalan haberlere yönelmesi, • Gazetecilerin görevlerini yerine getirirken tarafsız kalamamaları, • Spor yazarlarının kulüp taraftarlıklarını yazılarına yansıtmaları, • Bazı spor yazarlarının bazı yazarların üç büyük kulüpte kongre üyesi olarak ve yönetimde yer alarak, tarafsızlığını güçleştirecek ilişkilere girmesi, • Spor basınında kişilerin özel yaşamının ihlal edilmesi ve incitici yayın yapılması, • Gazeteciliğin, spor endüstriyle bütünleşmesi neticesinde etik ilkelerin geri plana atılması.

#15

SORU: Türk basınında ilk spor yazısı ne zaman ve nerede yayınlanmıştır?


CEVAP: Türk basınında ilk spor yazısı 14 Mart 1891’de, bir edebiyat ve fikir dergisi olan Servet-i Fünun’da yayınlanmıştır. Ali Ferruh Bey’in Paris’ten yolladığı eskrim konusundaki yazı, çağdaş sporla ilgili ilk yazı olmuştur.

#16

SORU: Spor basınının anlatımında teknik bakış açısı düzeyinde önemli görülen durum nedir?


CEVAP: Spor Alemi Dergisinde, Milli Futbol takımının çalıştırıcısı İskoçyalı Billy Hunter’ın yurt dışındaki maçları eleştirmesi ise spor basınının anlatımında teknik bakış açısının gelişmesi bakımından ilk önemli aşama olmuştur.

#17

SORU: Türkiye’de uygulanan havuz sistemi ve amacı nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Havuz sistemi, televizyon gelirlerinin tek bir elden pazarlanması ve adil bölüşümü esasına dayanmaktadır. Bu sistemle, kulüpler arasında gelir dengesinin sağlanması ve rekabetin devam etmesi amaçlanmaktadır.

#18

SORU: Türk basınında sporla ilgili ilk fotoğraflar kim tarafından çekilmiş ve nerede yayınlanmıştır?


CEVAP: Türk basınında sporla ilgili ilk fotoğraflar Avusturyalı Abdullah Kardeşler tarafından çekilmiş ve Servet-i Fünun’da yayınlanmıştır.

#19

SORU: Türk spor basınında profesyonel spor yazarlarının gelişimi tarihsel süreç içerisinde nasıl olmuştur?


CEVAP: Türk spor basınında profesyonel spor yazarları ise 1930lu yılların sonlarında ortaya çıkmaya başlamıştır. Daha önceleri, gazetede diğer işlerle uğraşan kimseler hafta sonlarında da spor yazarlığı yapmışlar, spor yazarlarının geri kalanları ise, dışarıda başka işleri olup da hafta sonlarında izledikleri maçları yazan kimselerden oluşturmuşlardır. Gazete ve dergiler de spor haberlerinin yazarlarına ancak hafta sonu masraflarını karşılayabilecek ödemeler yapmış, 1930lu yılların sonlarından itibaren, özellikle günlük gazeteler, spor olaylarını gerektiği şekilde izleyebilmek ve okuyucularına aktarabilmek amacıyla kadrolarında yalnızca sporla görevli profesyonel yazarlara yer vermek zorunda kalmışlardır.

#20

SORU: Spor gazetelerinin gelişmesinde spor dergilerinin önemi nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Spor gazeteciliğinin gelişmesinde dikkati çeken nokta, spor basınının spor dergileri aracılığıyla geliştiğidir. Günlük gazetelerin gelişip spor haberlerini günü gününe izlemeye başlamalarına kadar, spor dergileri, spor gazeteciliğinin gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Spor dergiciliğinin spor gazeteciliğine en önemli katkısı ise eleman yetiştirmek olmuştur. Spor dergilerinde, spor muhabirliğini öğrenen insanlar, spor gazetelerinin bugünkü şeklini almasına önemli katkılarda bulunmuşlardır.

#21

SORU: I. Dünya Savaşı öncesinde, Osmanlı basınındaki spor gazeteciliğinin yapısı nasıldır?


CEVAP: I. Dünya Savaşı öncesinde, Osmanlı basınındaki spor gazeteciliği sporu öğretmeyi amaçlayan bir yapıdadır. Gazeteler spor konusunda önceliği “sıhhat ve idman” konusuna vermişlerdir. Gazetelerin spor haberlerinde önce o spor dalının nasıl uygulandığı, ardından da vücuda sağladığı yararlar anlatılmıştır.

#22

SORU: Türk spor basını için Kırmızı-Beyaz dergisinin önemi nedir?


CEVAP: 1937’de ise Talat Mithat Hemşehri tarafından ikinci hamur kağıda basılan sekiz sayfalık Kırmızı-Beyaz dergisi, pazartesi sabahları piyasaya çıkarak Türk spor basınına önemli bir yenilik getirmiştir. O zamana kadar spor dergileri, maç günlerinden iki ya da üç gün sonra yayınlandıkları için günlük gazetelerle rekabet edememiştir. Kırmızı-Beyazla birlikte spor okuyucusu, maçın ertesi sabahı günlük gazetelerle birlikte bir spor dergisi okuyabilme olanağına kavuşmuştur. Ayrıca, gazeteler spor sütunlarında yalnızca bir maçı geniş, diğerlerini sonuç halinde vermekle yetinirken, Kırmızı-Beyaz, tüm maçları ayrıntılarıyla sunarak büyük bir ilgi toplamıştır.

#23

SORU: Türk basınında bir futbol maçı ilk defa günlük bir gazetede hangi yıllarda, kim tarafından ve nerede yayımlanmıştır?


CEVAP: Türk basınında bir futbol maçının ilk defa günlük bir gazetede yayımlanması 1911’de gerçekleşmiştir. Galatasaray Kulübü’nün ilk üyelerinden Abidin Bey (Daver), Tasvir-i Efkar’da Galatasaray-Tamasvar (Macar takımı) ve İstanbul Karması-Tamasvar karşılaşmalarını yayınlatmıştır

#24

SORU: Yeni bir medya aracı olarak internetin gelişim süreci nasıl olmuştur?


CEVAP: 1990’lı yıllardan itibaren geleneksel medyanın yanında internet yeni bir medya olarak gelişmeye başlamıştır. İnternetin gelişmesi ve kullanımının yaygınlık kazanmasıyla 1995’te gazeteler internetten yayın yapmaya başlamış, gazetelerin ardından, haber portalları yayına girmiştir. 2000’li yıllarda ise internet gazeteciliği olarak adlandırılan gazetecilik türü geleneksel medyanın karşısında giderek güçlenmeye başlamıştır.

#25

SORU: Türk basınında tam sayfa spor haberlerine yönelik gelişmeler ne zaman, nasıl, kim tarafından ve hangi gazete ile başlamıştır?


CEVAP: II. Dünya Savaşı’na giden yıllarda Türk basınında ilk defa Haber gazetesi, 1934 yılında, son sayfasını tamamen spora ayırdı. Zamanının en iyi futbol hakemlerinden biri olan İzzet Muhiddin (Apak), çalışmakta olduğu Haber isimli akşam gazetesinin son sayfasını tamamen spora ayırarak günümüze kadar gelen bir sayfa düzenlemesi sisteminin kurucusu ve öncüsü oldu. 1940’tan sonra da Vatan Gazetesi, arka sayfasını spora ayırmaya başlamış, Cumhuriyet, Akşam ve Son Posta da Vatanı spora ayırdıkları sütunları artırarak izlemişlerdir.

#26

SORU: Türkiye’nin ilk günlük spor gazetesi ve Spor Haberleri Ajansı ne zaman yayına başlamışlardır?


CEVAP: İlk “Spor Haberleri Ajansı” 1953 Yılında; Türkiye’nin ilk günlük spor gazetesi olan “Türkiye Spor” ise 1954’te yayına başlamıştır.

#27

SORU: Türk basınında spor dergiciliğinin sona ermesinin nedeni ne olarak görülmektedir?


CEVAP: Günlük gazetelerin 1960’lı yıllarda spora giderek daha fazla önem vermesi, Türk basınında spor dergiciliğinin de sonu olmuştur. Günlük gazeteler spor haberlerini günü gününe verdikleri için haftalık spor dergileri güncelliklerini ve önemlerini yitirmişlerdir.

#28

SORU: 1980 Sonrası Dönemde Türkiye’deki Spor Basını değişimi nasıl olmuştur?


CEVAP: 1980’li yıllarda devletin spor politikaları değişmiştir. Bu yıllara kadar yürütülen spor politikalarının dayandığı katılımcı veya kitle sporlarını geliştirme projesi, 1980’lerde yerini izleyici sporlarına ağırlık veren bir yaklaşıma bırakmıştır. Spor geniş kitleleri etkileme gücüne sahip popüler bir olgu olarak görüldüğünden, devletin spor politikaları, popüler izleyici sporlarını geliştirme anlayışına dayanan faydacı bir yaklaşımla biçimlenmeye başlamıştır. Türkiyede 1980li yıllardan başlayarak seyirci sporlarının ticarileşme süreci hızlanmıştır. Özellikle de seyirci sporlarının en popüleri olan futbol, eğlence endüstrisinin önemli bir sektörü haline gelmiştir. Aynı zamanda medya da bu süreci güçlendirmiştir.

#29

SORU: 1980 sonrası dönemde gazetelerin spor sayfalarının içeriği nasıl şekillenmiştir?


CEVAP: Gazeteler spor sayfalarında büyük oranda futbola yer vermektedirler. Spora ilişkin köşe yazılarının da neredeyse tamamı futbolla ilgilidir. Gazetelerdeki köşe yazılarının sayısı da 1980 yılından itibaren artmaya başlamıştır. Birinci lig takımlarının maçlarında, haberde yalnızca maçın skoru ve golleri kaçıncı dakikada kimin ya da kimlerin attığı verilmekte, maçın diğer ayrıntıları ise maçı izleyen muhabirler yerine yorumcular tarafından anlatılmaktadır. Olayların aktarılışında haberden çok yorum öğesi ağırlık kazanmıştır. Yorumcular ise nesnel ölçütlerden çok, duygusal ve kişisel bir üslup kullanmaktadırlar.

#30

SORU: 1980 sonrası dönemde spor basınının söylem özellikleri nasıl değerlendirilebilir?


CEVAP: Medya futbolu, yaşamın diğer alanlarında karşılaşılan sorunları, sıkıntıları, başarısızlıkları telafi etme aracı, her türlü hoşnutsuzluğu yatıştırma aracı olarak sunmakta, böylece futbolun bir tür güvenlik sübabı gibi işlev görmesinin koşullarını sağlamaktadır. Avrupa Birliğine tam üyelik konusunun siyasal iktidarların gündeminin ilk sıralarına yerleştiği dönemlerde yapılan uluslararası maçlara, sporun çok ötesinde bir anlam yüklendiği görülmektedir. Bir yandan, kendini Avrupa’ya kabul ettirme, Avrupalı olma çabası diğer yandan taklit edilen modelle farklılıkların yarattığı gerilimler ve taklit edilen modelin standartlarına ulaşmadaki yetersizliklerin beslediği eziklik duygusunun husumete dönüşmesi, spor karşılaşmalarının bir hesaplaşma arenası olarak algılanmasına yol açmaktadır. Sporda başarı, medyanın da kışkırtmasıyla ulusal prestij haline dönüştürülerek, siyasal bir zafer gibi yaşanırken, başarısızlık "hüsran, hüzün ve yas" anlamına gelmektedir.

#31

SORU: Türkiye’de radyo yayıncılığı hangi dönemler dâhilinde incelenebilir?


CEVAP: Türkiye’de radyo yayıncılığı; • TRT öncesi ve • TRT sonrası dönem olmak üzere iki dönem altında incelenebilmektedir.

#32

SORU: Türkiye’de radyo spor yayıncılığı hangi tarihlerde ve hangi yayınlar ile başlamıştır?


CEVAP: Radyo spor yayıncılığı 1933’te İstanbul’daki Türkiye-İtalya güreş müsabakasının naklen verilmesiyle başlamıştır. 1934’te de Fenerbahçe-Avusturya WAC takımı arasındaki maç telefon aracılığıyla naklen verilmiştir.

#33

SORU: Televizyonun spor olayları konusundaki etkisi nasıl olmuştur?


CEVAP: Televizyon spor olaylarının eşzamanlı ses, görüntü ve hareketini sağlamıştır. İzleyicinin televizyon karşısında yaşadığı deneyim, evden ayrılmadan “orada bulunma” duygusuna çok benzemeye başlamıştır. Eğlence, gerilim ve dramanın mükemmel bir uyarlaması biçiminde ortaya çıkan televizyon futbolu, televizyona da bir medya olarak olağanüstü bir çekicilik kazandırmıştır. Televizyonla birlikte, bir zamanlar toplumsal bir olay olan karşılaşmalar, kamusal boyutundan koparılarak gollere, isimlere ve sonuçlara indirgenmiştir.

#34

SORU: Türkiye’de ilk televizyon yayını ve naklen yayın nerede ve hangi kurum tarafından gerçekleştirilmiştir?


CEVAP: Türkiye’de ilk televizyon yayını 9 Temmuz 1952’de İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından yapılıp İstanbullulara az çok televizyon izlettirilmişti. TRT bünyesinde ilk televizyon deneme yayınları ise 31 Ocak 1968’de Ankara’da başladı. 1971 Akdeniz Oyunlarıyla televizyonda ilk naklen yayın gerçekleştirildi ve bunu izleyen yıllarda yurt içi ve yurt dışı spor yayınları çok hızlı bir gelişme gösterdi.

#35

SORU: Türkiye’de sporun kitle iletişim açısından yaşadığı önemli değişmelerin kaynağı nedir?


CEVAP: 1980 sonrası TRT’nin çok kanallı olması, renkli yayına geçmesi ve özel televizyon kuruluşlarının yayına başlamasıyla Türkiye’de sporun kitle iletişim araçlarıyla ilişkisinde niteliksel değişimler meydana gelmiştir. Böylece spor, kitle iletişim araçları sayesinde daha geniş kitlelere ulaşma olanağı bulmuştur. Aynı zamanda görsel kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması, sporun seyirlik özelliğinin vurgulanmasına ve ön plana çıkmasına da neden olmuştur.

#36

SORU: Televizyonun medya ve izleyici açısından yaşattığı farklılıklar neler olmuştur?


CEVAP: Televizyon, görüntü avantajı ve maç naklen yayınları ile spor basınını yeni rekabet üstünlükleri aramaya zorlarken, bir yandan da naklen yayınlarla spor gazetecilerine kolaylık sağlamıştır. Spor yazarları, gitmelerine olanak bulunmayan maçları televizyon sayesinde değerlendirme olanağına kavuşmuşlardır. Ayrıca, bir gol anını farklı açılardan izleme fırsatını yakaladılar. Bu gelişmeler ise gazetelerdeki gol fotoğraflarının azalmasına neden oldu. Onun yerine, spor sayfalarında foto muhabirlerinin bilgi ve becerileri doğrultusunda çektikleri ikili, üçlü pozisyonlar yer almaya başlamıştır. Televizyon, spor yazarlarını da maç, televizyondan yayınlandığı için yorumlarında daha dikkatli olmaya ve daha ılımlı yazmaya zorlamıştır.

#37

SORU:

Türkiye'de spor ilk kez görüldüğü lise aşağıdakilerden hangisidir?


CEVAP:

İngiltere’de spor, ancak soylu aile çocuklarının gittikleri Eton, Oxford, Cambridge gibi okullarda geniş çaplı yapılıyordu. Türkiye’de de aynı biçimde sporun ilk kez Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) ve Robert Kolej’de başladığı görülmektedir.


#38

SORU:

İlk spor gazetesinin adı nedir? Bilgi veriniz.


CEVAP:

İlk spor gazetesi ise Futbol adıyla 11 Ekim 1910’da Osmanlıca-Fransızca olarak yayınlanmıştır. Mustafa Ziya tarafından çıkarılan bu ilk spor gazetesi yedi sayı sonra ilgisizlik nedeniyle kalmışsa da II. Meşrutiyet’in sağlamış olduğu özgürlük havası içinde yeni yayınların çıkmasına ve yaygınlaşmasına öncülük etmiştir. Dört sayfa ve her sayfası üç sütuna ayrılmış gazetenin ilk sayısında futbolun geleneksel spor dallarının dışında sosyal etkinlikler içerisinde yeni yeni yer almaya başladığı belirtilerek tutucu kesimler tarafından “gavur icadı” olarak algılandığı anlatılmıştır. Futbola karşı yönetimsel ve toplumsal zihniyet değişiminin henüz oluşmadığı bir dönemde futbolla ilgili bir gazetenin yayın hayatına başlaması ister istemez tiraj sorununu da beraberinde getirmiştir. Futbol bu nedenle gazeteyi satın alarak, abone olarak futbol severlerin gazeteye sahip çıkmasını istemiştir.


#39

SORU:

II. Abdülhamit spor klübü kurma girişimlerini neden engellemiştir?


CEVAP:

Osmanlı toplumunda bürokrasi geleneğinin güçlü olması, bürokratları masa başı işlere bağlamıştır. Osmanlı toplum düzeninde boş zaman tekelinin orta sınıf ve genellikle bürokrat ailelerinin çocuklarında bulunduğu görülmektedir. Bu kişilerin yaptıkları spor da okul bahçesi ile sınırlı kalmıştır. II. Abdülhamit de kitle gösterilerine dönüşebileceği korkusuyla spor kulübü kurma girişimlerini bastırmıştır. Bu koşullar, Türk toplumunda sporun yaygınlaşmasını ve geniş kitlelere inmesini engellemiştir.


#40

SORU:

Türk basınında yazılan ilk spor yazısı hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

Türk basınında ilk spor yazısı 14 Mart 1891’de, bir edebiyat ve fikir dergisi olan Servet-i Fünun’da yayınlandı. Ali Ferruh Bey’in Paris’ten yolladığı eskrim konusundaki yazı, çağdaş sporla ilgili ilk yazı oldu.


#41

SORU:

Günlük basında çıkan ilk spor yazısı hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

Günlük basında ilk spor yazısı ise 30 Mart 1895’te Asır gazetesinin İngiltere’de yapılmakta olan at ve bisiklet yarışlarını anlatan “Yeni Bir Müsabaka” başlıklı haberidir. Selanik’te yayınlanan Asır, 16 Aralık 1895 tarihli sayısında ise Atina Olimpiyat Oyunları’na ilişkin ayrıntılı bilgi veriyordu.


#42

SORU:

cumhuriyet öncesi dönemde spor basınında haberleri destekleyen spor fotoğraflarının özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Gazetelerdeki spor yazıları daha çok Avrupa kaynaklı fotoğraflarla desteklenmiştir. Servet-i Fünun dergisi zamanla spor konulu yayınlarını klişelerle de süslemeye başlamıştır. Türk basınında sporla ilgili ilk fotoğraflar ise Avusturyalı Abdullah Kardeşler tarafından çekilmiş ve yine Servet-i Fünun’da yayınlanmıştır. Daha sonraları Ferit İbrahim ve ardından Burhan Felek de foto muhabirliği yapmaya başladılar. Basında uzmanlaşmanın ve spor fotoğrafçılığının henüz gelişmediği bu dönemlerde foto muhabirlerinin tümü, gazetelerin günlük işleri arasında spor fotoğrafları da çeken kişilerdi. Yine bu dönemlerde, foto muhabirleri çektikleri filmleri kendi paralarıyla alırlardı. Bu nedenle fazla film sarf etmemeye özen gösterirlerdi.


#43

SORU:

Türk Spor dergisi hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

1929’da ise Talat Mithat Hemşehri’nin yayınlamaya başladığı Türk Spor dergisi, spor etkinliklerinin aktarılmasında İstanbul’un egemenliğinin dışına çıkılmasında önemli rol oynadı. Türk Spor, yalnız İstanbul’daki spor etkinliklerini değil, Anadolu’nun en ücra köşelerinde olup biten spor olaylarını da aktarmaya başladı.


#44

SORU:

Kırmızı- Beyaz beyaz dergisi hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

1937’de ise Talat Mithat Hemşehri, 1956’ya kadar yayınını sürdürecek olan ve spor gazetecisi yetiştirme bakımından basın tarihinde önemli bir yeri olan Kırmızı- Beyaz dergisini çıkardı. İkinci hamur kağıda basılan sekiz sayfalık Kırmızı-Beyaz, pazartesi sabahları piyasaya çıkmakla önemli bir yenilik getirdi. O zamana kadar spor dergileri, maç günlerinden iki ya da üç gün sonra yayınlandıkları için günlük gazetelerle rekabet edemiyorlardı. Kırmızı-Beyaz'la birlikte spor okuyucusu, maçın ertesi sabahı günlük gazetelerle birlikte bir spor dergisi okuyabilme olanağına kavuştu. Ayrıca, gazeteler spor sütunlarında yalnızca bir maçı geniş, diğerlerini sonuç halinde vermekle yetinirken, Kırmızı-Beyaz, tüm maçları ayrıntılarıyla sunarak büyük bir ilgi topladı.


#45

SORU:

Türkiye’nin ilk günlük spor gazetesi hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

1954’te Türkiye’nin ilk günlük spor gazetesi olan Türkiye Spor yayına başladı. “Saha muhabirliği”ne işlerlik getiren Türkiye Spor, Türk basınında en yüksek tirajlı gazetelerin 40 bin bastıkları yıllarda 50 bin satıyordu. Türkiye Spor, 1954’te Türk Milli Takımı’nın İspanya’yı eleyerek Dünya Kupası Final Grubu’na katıldığı maçın ertesi günü de, tüm gazeteler arasında en yüksek satışa ulaştı. Ardından 1956’da Günlük Spor gazetesi yayınlanmaya başlandı. Günlük Spor da o zamana kadar düşünülmemiş foto röportajlar, idman fotoğrafları, spor karikatürleri ve spor tefrikaları yayınladı.


#46

SORU:

1980 sonrasın dönemde gazetelerin spor sayfalarının içeriği hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

Gazeteler spor sayfalarında büyük oranda futbola yer  vermektedirler. Spora ilişkin köşe yazılarının da neredeyse tamamı futbolla ilgilidir. Gazetelerdeki köşe yazılarının sayısı da 1980 yılından itibaren artmaya başlamıştır. Birinci lig takımlarının maçlarında, haberde yalnızca maçın skoru ve golleri kaçıncı dakikada kimin ya da kimlerin attığı verilmekte, maçın diğer ayrıntıları ise maçı izleyen muhabirler yerine yorumcular tarafından anlatılmaktadır. Olayların aktarılışında haberden çok yorum öğesi ağırlık kazanmıştır. Yorumcular ise nesnel ölçütlerden çok, duygusal ve kişisel bir üslup kullanmaktadırlar.


#47

SORU:

1980 sonrasın dönemde gazetelerin futbol haberleri hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

Türkiye'de en çok ilgi çeken takım sporları futbol, basketbol, voleybol ve hentboldür. Ancak, sporun günlük gazetelerde yer alışı incelendiğinde, en fazla futbola yer verildiği görülmektedir. Gazetelerin spor sayfalarının içeriğinde en fazla alanı kaplayan futbol haberlerinin takımlar bazında değerlendirildiğinde ise futbol haberlerinin çoğunluğu, dört büyükler olarak nitelendirilen GS, FB, BJK ve Trabzonspor takımlarıyla ilgilidir. Basında, dört büyük futbol takımının haberlerinin ağırlık kazanmasında, futbolun popülerliğinin giderek artması ve büyük bir ekonomik sektör olmasının yanında, basının tiraj kaygısı yine önemli bir etken olmaktadır. Türkiye'de her üç gazeteden biri İstanbul'da satılmaktadır. İstanbul'da da spora meraklı önemli oranda bir gazete okuyucusu vardır. Bu durumda, basının İstanbul takımlarının haberlerine ağırlık vermesinin gazete tirajlarıyla ilgisi açıkça ortaya çıkmaktadır.


#48

SORU:

1980 sonrasın dönemde gazetelerin spor sayfalarında görüntü kullanımı hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

1980 yılından itibaren gazetelerin spor sayfalarında kullanılan fotoğraf sayısı giderek artmıştır. Gazeteler, 1980’li yılların başlarında az sayıda ancak büyük boyutlarda fotoğraf kullanırken, zaman içinde daha küçük boyutlarda ama daha çok sayıda fotoğraf kullanmaya başlamışlardır. Bu da fotoğraf kullanımında çeşitliliğin artması anlamına gelmektedir. Bunun yanında, haber başlık ve spotları daha büyük puntolarla verilmeye, ayrıca bazı haberlerde görüntü ile metnin iç içe geçtiği bir mizanpaj tekniği kullanılmaya başlanmıştır. Haber sayısı artarken haber metni kısalmıştır. 1990’lı yıllardan itibaren özel televizyon kanallarının yayına başlamalarının yarattığı rekabet de gazetelerin görüntü ögesini ön plana çıkarmalarında etkili olmuştur.


#49

SORU:

Türkiye'de radyo yayınlarının başlangıcını kısaca anlatınız.


CEVAP:

Türkiye’de radyo yayınları Mart 1927’de İstanbul’da başladı. Düzenli yayına ise İstanbul Radyosu’nda 6 Mayıs 1927’de geçildi. Ankara’da ise kesin tarihi bilinmemekle birlikte aynı yıl içinde radyo yayınına başlandı. İlk yayınlar günde 4-5 saati geçmiyordu. Radyo ilk on yıl içinde teknik ve örgütlenme yönünden gelişemediği gibi program personeli de oluşturamadı. Radyo vericileri güçsüz radyo alıcıları da az sayıda ve pahalı olduğu için kitlesel bir yaygınlık kazanamadı. 1936’da ülkede yalnızca 10 bin kadar alıcı vardı.


#50

SORU:

Radyoda spor yayıncılığı ilk olarak hangi yayınla birlikte başlamıştır?


CEVAP:

Radyo spor yayıncılığı 1933’te İstanbul’daki Türkiye-İtalya güreş müsabakasının naklen verilmesiyle başladı. 1934’te de Fenerbahçe Avusturya WAC takımı arasındaki maç telefon aracılığıyla naklen verildi.


#51

SORU:

Türkiye'nin ilk spor radyosu hangisidir? kısaca bilgi veriniz.


CEVAP:

Anayasanın 1993’te değiştirilmesiyle özel radyo ve televizyon yayınları serbest bırakılınca çok sayıda özel radyo istasyonu yayına başladı. Ancak, sporla ilgili yayın yapan tematik radyoların yayınları 2000’li yıllarda başlamıştır. Türkiye’nin ilk spor radyosu olan Radyospor, 2005 yılında Saran Holding bünyesinde kuruldu. Radyonun yayın akışının tamamı futbol ağırlıklı spor programları ve canlı spor yayınları üzerinedir.


#52

SORU:

Lig radyo hakkında kısaca bilgi veriniz.


CEVAP:

Lig Radyo 2006’da yayına başladı. 2007’de yapılan Süper lig maçlarının radyo naklen yayın ihalesini Alem FM-Lig Radyo ortaklığı kazandı. Lig Radyo Marmara bölgesinde 10 merkezdeki yayınında, daha çok futbol programları yayınlamaktadır.


#53

SORU:

Türkiye'de ilk televizyon yayını hangi kurum yada kuruluş tarafından yapılmıştır?


CEVAP:

Türkiye’de ilk televizyon yayını 9 Temmuz 1952’de İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından yapılıp İstanbullulara az çok televizyon izlettirilmişti.


#54

SORU:

TRT bünyesinde yapılan ilk televizyon yayınları hakkında kısaca bilgi veriniz.


CEVAP:

TRT bünyesinde ilk televizyon deneme yayınları ise 31 Ocak 1968’de Ankara’da başladı. 1971 Akdeniz Oyunlarıyla televizyonda ilk naklen yayın gerçekleştirildi ve bunu izleyen yıllarda yurt içi ve yurt dışı spor yayınları çok hızlı bir gelişme gösterdi.


#55

SORU:

TRT renkli televizyon yayınlarına hangi tarihte geçmiştir?


CEVAP:

Türkiye’de, 1982’den beri siyah beyaz televizyon yayınları arasında renkli yayın denemeleri yapan TRT, 1 Temmuz 1984’te tamamen renkli televizyon yayınlarına geçti.


#56

SORU:

1913 de İzmir'de yayınlanan ve spor haberlerine yer veren gazeteler hangileridir?


CEVAP:

Spor haberlerine ilgi yalnızca İstanbul basını ile sınırlı kalmamıştır. 1913’de İzmir’de yayınlanan Ahenk, Anadolu ve Köylü gazeteleri de futbol haberlerine yer vermişlerdir.