TARİH FELSEFESİ I Dersi TARİH FELSEFESİNİN ORTAÇAĞDAKİ KÖKENLERİ- I: HIRİSTİYAN ORTAÇAĞI VE AUGUSTİNUS soru cevapları:

Toplam 64 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Antikçağ’da Katolik Kilisesi’nin üstlendiği amaç nedir?


CEVAP: Antikçağda var olan kültür değerlerini geleceğe aktarma rolünü üstlenen Katolik Kilisesi, kendine uygun düşünceleri korurken, aykırı olanları uzun süre boyunca tarihin karanlık sayfalarına gömmüştür.

#2

SORU: Collingwood’a göre; Ortaçağ Hıristiyan dünyasında, tarih sürecinin temel amacı nedir?


CEVAP: Collingwood’a göre; Ortaçağ Hıristiyan dünyasında, tarih sürecinin temel amacının insanın iyi olması olduğu ve insanın temel eylemci olduğu bir “Tanrı muradı” olarak görüldüğünü söyleyebiliriz.

#3

SORU: Justiniaus’un Hıristiyanlığa karşı olan düşüncelere karşı izlediği politikasını ünlü felsefe tarihçimiz Macit Gökberk nasıl değerlendirmektedir?


CEVAP: Gökberk’e göre bu durum “Antik felsefenin sona erdiğinin dışsal belirtisi” olarak yorumlanmaktadır.

#4

SORU: Antikçağ’da Hıristiyanlığı kabul etmeyenlere verilen ad nedir?


CEVAP: Antikçağ’da Hıristiyanlığı kabul etmeyenlere “barbar” adı verilir.

#5

SORU: Patristik Felsefe kavramını açıklayınız.


CEVAP: Kilise Babaları’nın Hıristiyan dogmalarını Antikçağ Yunan felsefesinin araçlarıyla şekillendirerek inancı kavramsal hale dönüştürdükleri döneme Patristik Felsefe denir.

#6

SORU: Mistik ne demektir?


CEVAP: Mistik terimi, daha çok, kişiye özel, duyu deneyimlerinin sınırlarını aşan ve metafizik boyutu olan deneyimleri kapsayacak biçimde kullanılır.

#7

SORU: Augustinus’a ilk tarih filozofu yakıştırılmasının yapılmasının nedeni nedir?


CEVAP: Hıristiyan tarih anlayışını, tanrıbilimden de faydalanarak en yetkin biçimde temellendirmiş düşünür Augustinus’tur. Ona “ilk tarih filozofu” yakıştırması yapılmasının nedeni de Hıristiyanlığın ana unsurlarından yararlanarak tarih düşüncesini kendine özgü bir yorumla temellendirmede gösterdiği başarıdır.

#8

SORU: Batı’da tarih bilincinin uyandırılması adına atılan önemli bir adım olan olay nedir?


CEVAP: “Çizgisel” olarak bilinen zaman anlayışında, fizikselden ziyade belli bir başlangıç ve bitişi olan, sonunda insanların ödül-ceza sistemine göre yargılanacağı, başlangıçtan bitişe kadar içinde süreklilik ve gelişim barındıran, tanrı-bilimsel (teolojik) bir anlayış olarak karşımız çıkmaktadır ve Batı’da tarih bilincinin uyandırılması adına atılan önemli bir adımdır.

#9

SORU: Collingwood’un miladi takvimle ilgili yorumu nedir?


CEVAP: Collingwood, günümüzde de zamanı kendisine göre ölçtüğümüz Miladi takvimin “İsa’dan Önce” ve “İsa’dan Sonra” ayrımını, Hıristiyan tarih düşüncesinin bir etkisi olarak yorumlamaktadır.

#10

SORU: Antikçağ Yunan medeniyetinde serpilip ortaya çıkmış ve felsefi- bilimsel niteliği ağır basan kültürün de varlığını tehdit eden olaylar nelerdir?


CEVAP: M.S. 375 yılında Kavimler Göçü ve M.S. 476 yılında Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışı gibi olayların Ortaçağ’ın, , Antikçağ Yunan medeniyetinde serpilip ortaya çıkmış ve felsefi- bilimsel niteliği ağır basan kültürün de varlığını tehdit etmiştir.

#11

SORU: Tanrıbilimsel yaklaşımla ilgili olarak Doğan Özlem’in düşünceleri nelerdir?


CEVAP: Bu teolojik yaklaşım, Doğan Özlem’in haklı olarak belirttiği üzere, felsefe açısından Aristoteles’in yerleştirip yaygınlaştırdığı theoria-historia arasındaki karşıtlığı aşamamıştır. Bununla birlikte, Augustinus’un kendisi bile bilgi alanlarını sınıflarken, tarih yazımına (historiografya) gramerin yanında yer ayırmıştır. Bu etki tüm Ortaçağ’a hâkim olan bir etkidir.

#12

SORU: Kilise Babaları kavramının açıklayınız.


CEVAP: Kilise Babaları, Ortaçağ’a temel karakterini kazandıran Hıristiyan felsefesinin zeminini hazırlayan düşünürler için kullanılan bir kavramdır.

#13

SORU: Augustinus’un düşüncesi hakkında bilgi veriniz.


CEVAP: Augustinus’a göre Tanrı, zamanın dışında, O’nun tarafından yaratılmış her şey zamanın içindedir. Zaman, içinde bulunulan anda var olmayan geçmiş, bir boyuttan yoksun olan şimdi ve henüz var olmamış gelecek arasında bulunan ve bundan dolayı yalnızca şimdi yaşamakta olan kişinin anımsaması ve beklentisi sayesinde anlam kazanan bir yapıdır. Ayrıca; İnsan, Tanrı tarafından özgür yaratılmış olsa da hisleri ve gururu, Âdem’de de olduğu gibi günaha sürüklemekte ve kötüye yöneltmektedir. İnsanları, bu günah ve kötülükten yalnızca Tanrı Kayrası (Gratia) kurtarabilir. Iustus Dei, yani Tanrı’nın adaleti, insanı ödüllendirecek veya cezalandıracak en yüksek ölçüttür. Tanrı’nın oğlu İsa Peygamber “seçilmiş” insanlara yani Hıristiyanlara kurtuluşu müjdelemek amacıyla yeryüzünde bedenlenme- Inkarnation olarak görülmüştür. Bu görünme, sonu Eskaton (Tanrı mahkemesi, kıyamet) olan tarihsel sürecin de başlangıcıdır.

#14

SORU: Kilise Babaları döneminin başlıca düşünce akımı ve başlıca düşünürleri hakkında bilgi veriniz.


CEVAP: Bu dönemin başlıca düşünce akımı olarak Gnostisizm, başlıca düşünürleri arasındaysa Kartacalı Tertullianus (160-222), İskenderiyeli Clemens (150-215), Origenes ve Skolastiğe geçişin de sembolü olarak kabul edilebilecek Augustinus yer alır.

#15

SORU: Laiklik ne demektir?


CEVAP: Lâiklik, din işlerini dünya işlerinden ayırmaya dayalı bir siyaset anlayışının adıdır. Avrupa’da Reform sonrasında yerleşmeye başlayan bu anlayış, Katolik Kilisesi’nin ulusal yönetimler üzerindeki tahakkümünü sona erdirmek kaygısından doğmuştur. Atatürk’ün Cumhuriyet’in temel ilkelerinden biri olarak belirlediği lâiklik, 1937 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda da devleti tanımlayan niteliklerden biri olarak yerini almıştır.

#16

SORU: Eski Ahit’de (Tevrat) yer alan dünya tarihi hakkında bilgi veriniz.


CEVAP: Eski Ahit’de (Tevrat) yer alan dünya tarihi, Dinkler’e göre, Tanrı ile Şeytan arasındaki mücadeleyi esas alan, insanın ilk günah yüzünden yeryüzüne gönderilmesiyle devam eden ve tarihin gidişini belirleyen bir anlatıya sahiptir.

#17

SORU: Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta yer alan Tanrı ve tarih ilişkisi hakkında bilgi veriniz.


CEVAP: Yahudilikte Tanrı, tarihe dışardan dâhil olmuş mutlak bir varlık olarak yorumlanırken, Hıristiyanlıkta Tanrı’ya tarihsellik atfedilmiştir.

#18

SORU: Tanrıbilimsel tarih felsefesinin etkileri hangi alanlarda ortaya çıkmaktadır?


CEVAP: Tanrıbilimsel tarih felsefesi, sadece Hıristiyan Ortaçağ’ında değil; Rönesans, Reform ve Aydınlanma gibi süreklerden geçerek gittikçe Dünyevi-laik bir niteliğe bürünen Yeniçağ Avrupa kültüründe ortaya çıkan tarih metafiziklerinde de etkisini göstermiştir.

#19

SORU: Augustinus’un tarih öğretisi hakkında bilgi veriniz.


CEVAP: Augustinus’un tarih görüşünde tarih olaylarının kendi başlarına bir anlamı yoktur, tarihteki olaylar yalnızca Eskaton’da kararlaştırılacak ödülün veya cezanın temeli olmaları bakımından bir anlam ifade eder. Bu yönüyle, Augustinus’un tarih görüşü, bir felsefe olmaktan çok, bir tanrıbilim (teoloji) olma özelliği gösterir

#20

SORU: Plotinos’un savunduğu düşünce nedir?


CEVAP: Plotinos, mistik-panteist bir düşünce ortaya koymuş ve her türlü maddeciliğe tutarlı biçimde karşı çıkmış düşünürlerdendir. Plotionos’a göre gerçek maddeden oluşmaz yalnızca tinsel niteliktedir. Ruh da bedenden önce var olmuş temel bir neden veya ilkedir. Fakat Plotinos’un varlık anlayışı, yalnızca ruh öğretisi bakımından değil, tüm var olanların var olmasına olanak tanırken, kendisi başka hiçbir varlığa gereksinmeden var olan “Bir” (To H?n) savı bakımından da özellikle Hıristiyanlığın faydalandığı bir felsefe sistemi olmuştur.

#21

SORU: Hıristiyanların Tanrı inançlarını şekillendirmede Plotinos’tan yararlanmalarının nedenleri nelerdir?


CEVAP: “Bir’in soyut olarak kavranamaması, ne olduğu değil de ne olmadığına ilişkin bilgilere sahip olunması ve her şeyin kendisinden türediği inancıyla “salt iyi” veya “en yüksek” olması çok tanrıcılığı savunanlar kadar Hıristiyanların da Tanrı inançlarını şekillendirmede Plotinos’tan yararlanmalarına sebep olmuştur.

#22

SORU: Justiniaus Hıristiyanlığa karşı olan düşüncelere karşı ne gibi bir yol izlemiştir?


CEVAP: M.S. 529 yılında Doğu Roma (Bizans) İmparatoru Justiniaus, Platon tarafından kurulan ve YeniPlatoncu (Plotinosçu) eğilime sahip olan Akademia’yı kapatarak, Hristiyanlığa aykırı gördüğü Yunan felsefesinin okutulmasının yasaklamış, düşünce özgürlüğü ve farklı görüşlere saygı açısından Hıristiyan Ortaçağının genel tutumunu yansıtan çarpıcı bir örnek ortaya koymuştur.

#23

SORU: Historia rerum gestarum ne demektir?


CEVAP: Historia rerum gestarum, Latince ’de yapılmış işlerin/şeylerin anlatımı, öykülenmesi anlamında kullanılan bir tamlamadır. Bu tamlama, geçmişte yapılmış tüm işlerin yazıya geçirilmesi anlamında kullanılır ve bu kullanım, bizde ‘tarih’ sözcüğüyle karşılanan ‘historia’ sözcüğünün ikinci temel anlamını oluşturur.

#24

SORU: Panteizm nedir?


CEVAP: Panteizm ise, kökeni Yunanca ’ya dayanan panta -yani her şey ve theos- yani tanrı sözcüklerinden oluşan, dilimize tüm tanrıcılık biçiminde de çevrilen bir metafizik anlayışın adıdır. Bu anlayışın felsefe tarihinde bilinen başlıca temsilcilerinden birisi de Plotinos ’tur.

#25

SORU: Tarihselcilik ne demektir?


CEVAP: Tarihselcilik (historismus/historism), insanın düşünce ve emeğinden çıkmış her şeyin tarih içerisinde, bir birliktelik-toplumsallık ortamında oluştuğunu ve bu şeylerin tarihin her döneminde değişikliğe uğradığını savunan görüştür. Bu görüşe göre, bilim, sanat, meslekler, hatta felsefe bile, tarihsel bir temele sahiptir; insanın bu düşünce ve eylem ürünlerinin her biri, insan ve toplum tarih sürecinde değiştikçe değişim gösterir

#26

SORU: Mircea Eliade’ye göre tarihin yeniden “kutsal tarih” haline gelmesine sebep olan olay nedir?


CEVAP: Mircea Eliade’ye göre; İsa’nın, Tanrı’nın yeryüzündeki yansıması olarak yorumlanması ve tarihin Tanrı’nın varlığının başka bir boyut olarak karşımıza çıkması, tarihin yeniden “kutsal tarih” haline gelmesine sebep olmuştur, ancak söz konusu “kutsal tarih”, eski dinlerde bahsedildiği gibi efsanevi bir bakış açısı barındırmaz. Bahsedilen kutsal tarih, Eliade’ye göre, felsefeden ziyade tanrıbilime (teolojiye) ulaşmıştır; çünkü “insanlığın kurtuluşu” olarak ifade edilen tarihin amacı, bu dünyadaki tarihin kendisini araç haline getirmiştir: “Kurtuluş” ile insanın ilk yaşadığı cennet eş anlamlı olarak kabul edildiğinde, “tarihin sonu”, tarih felsefesinden ziyade tanrıbilimin (teolojinin) bir sorunu haline gelmiştir

#27

SORU: Collingwood’un tarihe ilişkin dört temel sorusu nedir?


CEVAP: Collingwood, tarihe ilişkin dört temel soru sorar: • Tarihin tanımı nedir? • Tarihin nesnesi nedir-yani tarih neyi araştırır? • Tarihin yöntemi nedir? • Tarihin (hem geçmişin tümü olarak hem de bir bilim olarak) ereği nedir? Collingwood’a göre tarihin değeri, insanın ne yapıp ettiğini dolayısıyla ne olduğunu, yani doğasını bize öğretmesindedir.

#28

SORU: Eskaton ne demektir?


CEVAP: Augustinus’a göre İsa Peygamber’in Hıristiyanlara kurtuluşu müjdelemek ve kurtuluşun yolunu göstermek için yeryüzünde beden olarak görünmesi, sonu Eskaton (Tanrı mahkemesi, kıyamet) olan tarih sürecinin başlangıcıdır.

#29

SORU: Augustinus’un geliştirdiği tarih ve zaman öğretisi nedir?


CEVAP: Augustinus, geliştirdiği tarih ve zaman öğretisiyle, tarihin “tekerrürden ibaret” olmak yerine, tekrarı olmayan olaylardan örülü bir defalık bir süreç olduğu düşüncesini Avrupa kültürüne yerleştirmiştir.

#30

SORU: İsa Peygamber’in Tanrı’nın bedenine bürünmesini ifade eden kavram nedir?


CEVAP: İsa Peygamber, Tanrının bedenine bürünmesine Inkarnation adı verilir.

#31

SORU: Ortaçağ düşünürleri Antikçağ’a ilişkin nasıl bir düşünce tarzına sahiptirler?


CEVAP: Ortaçağ düşünürleri, Antikçağ’a ilişkin benimsenen düşünceleri ve felsefeyi, “bulunmuş bir doğru” olarak benimseyip, deyim yerindeyse “hazır paket program” kabul ettikleri bilgi toplamının bazı tutarsızlıklarını gidererek bu toplamın çeşitli kısımlarında onarımlar, düzeltmeler yaparak onları işleme yolunu tercih etmiştir

#32

SORU: Kilise Babaları Dönemi hakkında bilgi veriniz.


CEVAP: Kilise Babaları dönemine ya da Patristik Felsefe’ye verilen bir başka ad da Apolojik Dönem olarak bilinir. Hıristiyanlar, M.S. 313 yılında İmparator Constantinus’un Hıristiyanlığı da diğer dinler yanında resmî bir statüye kavuşturmasına kadar, tektanrıcı inancı, çoktanrıcılığa dayalı resmî Roma dinine karşı savunmak ve kendilerine yöneltilen saldırıları yanıtlamak zorunda kalmışlardır. Hıristiyanların yaklaşık 250 yıl süren kovuşturmaya ve işkenceye uğrama dönemindeki çalışmalarını en iyi özetleyen de Yunanca ’da “özür, gerekçelendirme” gibi anlamlar taşıyan apologia sözcüğüdür

#33

SORU: Augustinus Tanrı Devlet’i nasıl tanımlamıştır?


CEVAP: Augustinus’a göre, Tanrı Devlet, “gelecekte kurtuluşa ermiş insanların kuracağı devlet” şeklinde tanımlanmaktadır. Buna karşılık, Yeryüzü Devleti (Civitas Terrana) ya da Şeytanın Devleti (Civitas Diaboli) bu dünyada günah ve kötülüğe uyanların devleti olarak karşımıza çıkmaktadır. Tarih, tam da böyle iki tür bir devletin birbirlerinden kopuşlarının süreci olarak anlam kazanır.

#34

SORU: Batı’da Ortaçağ için olumsuz tanımlamalar kullanılmasının temelleri neye dayandırılır?


CEVAP: Batı’da Ortaçağ için olumsuz tanımlamalar kullanılmasının temelleri iki unsurla açıklanacaktır. Birincisi, Hıristiyanlığın Ortaçağ kültürü üzerindeki etkilerine ilişkin genel bir özet, ikincisi ise Ortaçağ düşüncesinin ilk dönemini temsil eden Kilise Babaları (veya Patristik) döneminin düşünce yapısının tanınmasına katkı sağlamaktadır.

#35

SORU: Ortaçağ ile ilgili dikkat çekici incelemeleriyle tanınmış düşünür Etienne Gilson’ın, Ortaçağ Felsefesinin Ruhu adlı çalışmasında Hıristiyanlık tarihiyle ilgili sıraladığı başlıca özellikleri nelerdir?


CEVAP: • Hıristiyanlık tarih anlayışı, insanı doğaüstü bir amaca sevk ederek, kendi zamanının tarih anlayışını ve tarihsel bakış açısını değiştirmiştir. Zaman anlayışı da, bu amaç temelinde meydana gelmiştir. • Hıristiyanlık, Tanrı’nın başlangıcının belli olmamasının ve sonsuz olması ile varlıkların gelip geçici olması arasında sıkışıp kalmış insana, İsa Peygamber vasıtasıyla, sonsuzluğa kavuşmanın yolunu göstermiştir. • Yunan düşüncesinde var olan döngüsellik ve sonsuz dönüş yerini süreklilik kavramına bırakmıştır. Zaten amacın olmadığı yerde, gelişme sürecinden söz edilemez. • Hıristiyan düşüncesine göre, insanlık tarihinin sürekli gelişme gösterdiği düşüncesi hâkimdir. Ancak bu gelişim, kusursuz bir amaca hizmet eden ve düzenli olayları beraberinde getiren bir tarih olarak kabul edilir.

#36

SORU: Wartenburg’a göre Hıristiyanlığın Yeniçağ Avrupası’nda yaygınlaşmasının temel nedeni nedir?


CEVAP: Wartenburg’a göre, Hıristiyanlığın getirdiği tarih ve zaman anlayış, Antikçağ kültürüne yabancıdır ve bu tarih anlayışı, insanın ve toplumun tarihsel bir temeli olduğu yönlü ön kabulün Yeniçağ Avrupası’nda da yaygınlaşmasının temel nedenidir

#37

SORU: Ortaçağın din temelli düşünce yapısı kim ile başlar?


CEVAP: Ortaçağın din temelli düşünce yapısı bir geçiş dönemi düşünürü sayılan Plotinos ile başlar.

#38

SORU: Theoria etkinliğinin Yunan düşüncesinin gelişimiyle ilgisi nedir?


CEVAP: Antikçağ’da Yunan toplumunun tartışma ve çatışmalarla geliştirdiği düşünce, önce dinden uzaklaşıp salt bilmenin kendisi için bilmeden -yani theoria etkinliğinden- duyulan mutlulukla başlayarak gittikçe praxis’in ahlâk ödevlerinin ve dinsel özlemlerin yörüngesine kayarken; Ortaçağ Hıristiyan dünyasındaki düşüncenin gelişimi Yunan düşüncesiyle ilgili söylenilenlerin tam tersi olarak karşımıza çıkmaktadır.

#39

SORU: Çizgisel zaman ne demektir?


CEVAP: “Çizgisel Zaman”, Yahudi-Hıristiyan tarih anlayışıyla şekillenen yeni zaman anlayışı için sık kullanılan bir addır. Bu anlayışta, tarih olaylarının bir daha tekrar etmeyen, düz bir çizgi üzerinde sürekli belirli bir sona ya da hedefe ilerleyen yapıda oldukları düşüncesi ön plandadır.

#40

SORU: Augustinus’un en önemli yazılı metni nedir?


CEVAP: Augustinus’un en önemli yazılı metni De Civitate Dei (Tanrı Devleti Üzerine) adlı eserdir.

#41

SORU: 19. yüzyılın önemli düşünürlerinden biri olan Wartenburg’a göre Yahudilik ve Hıristiyanlık ne ifade etmektedir?


CEVAP: 19. yüzyılın önemli düşünürlerinden biri olan Wartenburg’a göre Yahudilik ve Hıristiyanlık, toplumun yaşamına ilişkin Antikçağ Yunan düşüncesinde var olmayan yeni ve özel bir zaman anlayışı oluşturmuştur. Ortaya çıkan bu anlayış, Yeniçağ ile birlikte ne kadar dünyevi hale gelmiş olsa da, Batı düşüncesinde hâkim olan anlayış hemen hemen tüm tarih felsefecilerine yansımıştır.

#42

SORU: Augustinus’a göre dünyaya gelmemizin amacı nedir?


CEVAP: Augustinus’a göre dünyaya gelmemizin amacı; insan için bu dünyada Tanrı Devleti gibi tam ve yetkin bir devlet kurma imkânı bulunmasa da insanlar, böyle bir devleti örnek alarak ve “iman dolu bir savaş vererek”, günaha ve kötülüğe değer vermeden, bu dünyadaki hayatlarını “kurtuluş” ile tamamlayacakları eylemleri seçebilirler. Çünkü Tanrı insanı en baştan özgür yaratmıştır

#43

SORU: Yahudilik ve Hıristiyanlık ilişkisi hakkında bilgi veriniz.


CEVAP: Ortaçağ tarih anlayışının bütününü etkilemiş olan Hıristiyanlık tarihi anlayışı, çoğunlukla Yahudilik tarihinden etkilenmiştir. Yahudilik, ilk insanın yaratılışını başlangıç kabul eden ve İsrailoğulları toplumunun Tanrı tarafından yönlendirilmesiyle ilişkili olarak geliştirilmiş ve tarihsellik temeline oturtulmuş bir din olarak karşımıza çıkmaktadır.

#44

SORU: Collingwood’un tarih düşüncesinin Ortaçağ’da yaygın olan tarih yazıcılığını nasıl etkilediği konusunda değinilmesi gereken noktalar nelerdir?


CEVAP: Collingwood’un tarih düşüncesinin Ortaçağ’da yaygın olan tarih yazıcılığını nasıl etkilediği konusunda değinilmesi gereken bazı noktalar şunlardır: 1. Hıristiyan düşüncesinin hâkim olduğu bir dönemde yazılan tarih, insanlığın kökenine kadar inen ve çeşitli insan topluluklarının ortaya çıkmasıyla, dünyanın yaşanabilir bölgelerini canlandırdıkları, uygarlıkların ve devletlerin yükseliş ve çöküşlerini simgeleyen betimsel evrensel (oecumenical) bir tarihtir. 2. Hıristiyan tarih, olayları insanların bilgeliği yerine Tanrının olayların akışını önceden düzenlemesine bağlayacaktır ve bu anlayış tarihi hiçbir karakteri yazarın gözdesi olmayan ve yazarın Tanrı olduğu bir piyes olarak yorumlayacaktır. 3. İsa Peygamber’in tarihsel yaşamını milat olarak kabul ederek, önceki ve sonraki olayları bu bakış açısıyla vahiy öncesi ve vahiy sonrası olarak değerlendirecektir. 4. Vahiy öncesi ve sonrası olarak ayrım yapılması, alt bölümlere ayrılma ihtiyacını da beraberinde getirecek ve tarih, her biri kendine ait özellikleri olan ve kendisinden öncekiyle sınırlı ve “çağ açan olay” olarak adlandırılan çağlardan/dönemlerden oluşan bir olaylar zinciri oluşacaktır.

#45

SORU:

Plotinos' un önemi nedir?


CEVAP:

Ortaçağ’ın din temelli düşnce yapısının, bazı felsefe tarihçilerince, bir geçş dönemi düşnürü sayılabilecek olan Plotinos’tan (203-270) başatıldığını söyleyebiliriz. Plotinos, mistik-panteist bir düşnce ortaya koyarak her türlü maddeciliğe tutarlı biçimde karşı çıkmış düşnürlerdendi.


#46

SORU:

Plotinos' a göre gerçek nedir?


CEVAP:

Plotinos, mistik-panteist bir düşnce ortaya koyarak her türlü maddeciliğe tutarlı biçimde karşı çıkmış düşnürlerdendir . Plotinos’a göre gerçek maddeden oluşmaz, salt tinsel niteliktedir . Ayrıca, gerçek varlığa daha yakın özellikler sergileyen ruh, Plotinos’ta, bedeni bir araç olarak kullanan, bölünemez bir birliğe sahip, anımsamalarına bağlı olarak hep kendisiyle özdeş bileşk bir yapı olan bedenden önce var olmuş bir temel neden ya da ilkedir .


#47

SORU:

“Antik Felsefenin sona erdiğinin dıştan belirtisi” olarak yorumlanan olay nedir?


CEVAP:

İmparatoru Iustinianus’un, Platon tarafından kurulan ve o sıralarda Yeni-Platoncu eğilimi benimsemiş olan Akademia’ yı kapatarak, Hıristiyanlığa aykırı gördüğü Yunan felsefesinin okutulmasını yasaklaması, düşünce özgürlüğü ve farklı görüşlere tahammül açısından Hıristiyan Ortaçağının genel tutumuna ilişkin benzersiz bir örnektir. Gökberk, bu olayı, “Antik Felsefenin sona erdiğinin dıştan belirtisi” olarak yorumlamıştır.


#48

SORU:

Kilisenin "barbar"lar üzerindeki etkisi ne olmuştur?


CEVAP:

Kilise’nin Antikçağ felsefesine ilişkin benimsediklerini, “barbar” kabul ettikleri Roma-Germen toplumlarına öğretmesiyle, Antikçağ düşüncesi, Hıristiyanlaşarak Avrupa’da yayılmaya başlamıştır.


#49

SORU:

Ortaçağ düşünürleri ile Antikçağ düşünürleri arasındaki fark nedir?


CEVAP:

Antikçağ’da Yunan toplumunun tartışmalarla, çatışmalarla geliştirdiği düşünce, önce dinden uzaklaşıp salt bilmenin kendisi için bilmeden-yani theoria etkinliğinden- duyulan mutlulukla başlayıp gitgide praxis ’in ahlâk ödevlerinin ve dinsel özlemlerin yörüngesine doğru evrilirken; Ortaçağ Hıristiyan dünyasındaki düşüncenin gelişimi, Yunan düşüncesiyle ilgili söylediklerimizin tam tersine bir yolu izlemiştir: Ortaçağ düşünürleri, Antikçağ’a ilişkin benimsenen düşünceleri ve felsefeyi, “bulunmuş bir doğru” olarak benimseyip, deyim yerindeyse “hazır paket program” kabul ettikleri bilgi toplamının bazı tutarsızlıklarını gidererek bu toplamın çeşitli kısımlarında onarımlar, düzeltmeler yaparak işleme yolunu seçmişlerdir.


#50

SORU:

Patristik Felsefe nedir?


CEVAP:

Kilise Babaları, Ortaçağ’a temel karakterini veren Hıristiyan felsefesinin zeminini hazırlayan düşünürler için kullanılan bir addır. Kilise Babaları’nın Hıristiyan dogmalarını Antikçağ Yunan felsefesinin araçlarıyla biçimlendirerek inancı da kavramsal bir forma dönüştürdükleri bu döneme Patristik Felsefe de denir.


#51

SORU:

Kilise Babaları Dönemi’nin önemi nedir?


CEVAP:

Ortaçağ felsefesinin ilk ana bölümünü oluşturan bu dönemde yazılanların önemli çoğunluğunu Hıristiyanlığı diğer inançlara karşı savunan, genel dinler tarihi ve Hıristiyan dogmalarının tarihini ilgilendiren metinler oluşturmuş olsa da Kilise Babaları Dönemi’nin felsefeye değinen, felsefeyle ilgili yönlerin de bulunduğu bir düşünce çığırı olduğunu söyleyebiliriz .


#52

SORU:

Kartacal› Tertullianus' a göre iman nedir?


CEVAP:

Kartacalı Tertullianus, gnostiklere karşı olan bir düşünürdür. Felsefe tarihinde en iyi bilinen sözü,“Credo quia absurdum est”-yani “Akıl almaz olduğu için inanıyorum” olan Tertullianus’a göre gerçek îman, kişinin Tanrı önünde kibrini kırması ve nefsini alçaltmasıdır. Bu anlayışa göre, tanrısal sırların bilinçte veya akılda doğmasını beklemek, Tanrı’ya karşı en büyük küstahlıktır.


#53

SORU:

Clemens’e göre insanın nihai ereği nedir?


CEVAP:

Hıristiyan Gnostiklerinden olan İskenderiyeli Clemens’e göre, inanmak, bilmekten önce gelir ve bilmenin temelini oluşurur, fakat insanın nihai ereği, Tanrı hakikatini anlamaktır.


#54

SORU:

Ortaçağ Avrupa düşüncesinde Yahudiliğin yeri nedir?


CEVAP:

Ortaçağ Avrupa düşüncesinin bütününü belirlemiş olan Hıristiyanlığın tarih anlayışı, önemli ölçüde Yahudiliğin tarih anlayışından etkilenmiştir . Yahudilik, insanın yaratılışını başlangıç noktası kabul eden ve İsrailoğulları toplumunun Tanrı tarafından yönlendirilmesiyle ilişkili biçimde geliştirilmiş, dolayısıyla tarihsellik temeline oturtulmuş bir din olma özelliği gösterir.


#55

SORU:

Wartenburg’a göre dinlerin önemi nedir?


CEVAP:

19. yüzyıl düşünürlerinden Wartenburg’a göre Yahudilik ve Hıristiyanlık, insantoplum yaşamına ilişkin Antikçağ Yunan düşüncesinin tanışık olmadığı yeni ve özel bir zaman anlayışı geliştirmiştir ve bu zaman anlayışı, Yeniçağ ile birlikte ne kadar dünyevîleşmiş olsa da, Batı düşüncesindeki neredeyse tüm tarih felsefecilerinin düşüncelerine sinmiştir .


#56

SORU:

“Çizgisel Zaman" nedir?


CEVAP:

“Çizgisel Zaman”, Yahudi Hıristiyan tarih anlayışıyla şekillenen yeni zaman anlayışı için sık kullanılan bir addır. Bu anlayışta, tarih olaylarının bir daha tekrar etmeyen, düz bir çizgi üzerinde sürekli belirli bir sona ya da hedefe ilerleyen yapıda olduklaro düşüncesi ön plandadır.


#57

SORU:

Etiénne Gilson' a göre  Hıristiyan tarih anlayışının başlıca nitelikleri nelerdir?


CEVAP:

1. Hıristiyanlığın getirdiği tarih anlayışı daha çok ereklidir. Hıristiyanlık, doğanın bir parçası olan insanı doğaüstü bir amaca yönlendirerek, kendi zamanındaki tarih kavrayışını ve tarihsel bakış açısını değiştirmiştir , zaman anlayışı da bu erek temelinde oluşturulmuştur 

2. Hıristiyanlık, Tanrı’nın başlangıçsızlığı ve sonsuzluğu ile varlıkların gelip geçiciliği arasında salınıp duran insana, İsa Peygamber aracılığıyla, sonsuzluğa kavuşmanın yolunu açmıştır 

3. Yunan düşüncesindeki döngüsellik ve sonsuz dönüşün yerini süreklilik kavramı almıştır: zaten ereğin-amacın olmadığı bir yerde, gelişme sürecinden söz etmenin anlamı olmaz 

4. Hıristiyan düşüncesinde, insanlık tarihinin toptan bir gelişme sürecinde olduğu fikri baskındır. Fakat bu, belirsiz ve sınırsız bir süreçte gelişen değil, kusursuz bir ereğe doğru ilerleyen, düzenli olaylardan örülü bir tarihtir 


#58

SORU:

Collingwood' a göre "çağ açan olay" nedir?


CEVAP:

Anlatı, İsa Peygamber’in tarihsel yaşamını önceki ve sonraki tüm tarih olaylarının kendisine göre yorumlanacağı bir ölçüt olarak kabul edecek ve tarihi, bu bakış açısıyla, vahiy öncesi ve vahiyden sonra olmak üzere iki ana bölüme ayıracaktır. Geçmişi vahiy öncesi ve sonrası olarak ikiye ayırmak, diğer alt bölümlere ayrımın da yolunu açacak; böylelikle tarih, her biri kendine özgü nitelikleri olan ve her birinin kendisinden öncekiyle sınırı, bu çeşit tarih yazımının dilinde, “çağ açan olay” denen bir olayla çizilmiş çağlardan/dönemlerden ibaret bir olaylar zinciri olarak anlaşılacaktır


#59

SORU:

Augustinus’un önemi nedir?


CEVAP:

Hıristiyan tarih anlayışını, tanrıbilimden de faydalanarak en yetkin biçimde temellendirmiş düşünür Augustinus’tur. Ona “ilk tarih filozofu” yakıştırması yapılmasının nedeni de Hıristiyanlığın ana unsurlarından yararlanarak tarih düşüncesini kendine özgü bir yorumla temellendirmede gösterdiği başarıdır.


#60

SORU:

Augustinus’a göre zaman nedir?


CEVAP:

Augustinus’a göre Tanrı, zamanın dışında, O’nun tarafından yaratılmış her şey zamanın içindedir. Zaman, içinde bulunulan anda var olmayan geçmiş, bir boyuttan yoksun olan şimdi ve henüz var olmamış gelecek arasında bulunan ve bundan dolayı yalnızca şimdi yaşamakta olan kişinin anımsaması ve beklentisi sayesinde anlam kazanan bir yapıdır .


#61

SORU:

"Tanrı Kayrası"  nedir?


CEVAP:

İnsan, Tanrı tarafından özgür yaratılmış olsa da güdüleri ve gururu, Adem’den bu yana onu günaha sürüklemiş, ilk günahtan bu yana insan hep kötüye yönelmiştir. Bu günah batağından insanı yalnızca Tanrı Kayrası (Gratia) kurtarabilir.


#62

SORU:

Eskaton nedir?


CEVAP:

Iustus Dei, yani Tanrı’nın adaleti, insanı yaptıklarından dolayı ödüllendirecek veya cezalandıracak olan en yüksek ölçüttür. Ödül, günahtan kurtulmadır ve “Tanrı’nın oğlu” İsa Peygamber, “seçilmiş” insanlara-yani Hıristiyanlar’a kurtuluşu müjdelemek ve kurtuluşun yolunu göstermek için yeryüzünde beden olarak görünmüştür (bedenlenme-Inkarnation). Bu görünme, sonu Eskaton (Tanrı mahkemesi, kıyâmet) olan tarih sürecinin de başlangıcıdır.


#63

SORU:

Augustinus, Tanrı Devleti’ni nasıl tanımlar?


CEVAP:

Augustinus, Tanrı Devleti’ni, “gelecekte kurtuluşa ermiş olan insanların kuracağı devlet” olarak tanımlar


#64

SORU:

Augustinus’a göre  bu dünyadaki mücadelenin anlamı nedir?


CEVAP:

İnsan için bu dünyada Tanrı Devleti gibi tam ve salt yetkin bir devlet kurma olanağı bulunmasa da insanlar, böyle bir devleti örnek alarak, “iman dolu bir savaş vererek”, güdülerin ve bedenin yönlendirdiği kötülüklere değer vermeyerek, bu dünyadaki hayatlarını “kurtuluş” ile noktalayacakları eylemleri seçebilirler, çünkü Tanrı insanı en başından özgür yaratmıştır.