TOPLUMSAL CİNSİYET ÇALIŞMALARI Dersi Göç, Kentleşme ve Toplumsal Cinsiyet soru cevapları:

Toplam 55 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Göç yoğunlaşmanın temel nedeni nedir? 


CEVAP:

Bu yoğunlaşmanın temel nedeni, bir tarafa Doğu Blokunun yıkılması ile Doğu-Batı arasında yaşanan göç hareketleri, diğer taraftan ise siyasal baskı, şiddet ve savaşlar nedeniyle özellikle Afrika menşeli mülteci ve göçmen hareketleridir.


#2

SORU:

Göçün tanımı nedir? 


CEVAP:

Tarihin her anında ve her toplumda görülen göç, en temelde insanların bulundukları mekândan, ekonomik, siyasal ve kültürel sebepler ile başka mekâna gitmesi durumudur. Türk Dil Kurumu, göç kavramını “Ekonomik, toplumsal, siyasi sebeplerle bireylerin veya toplulukların bir ülkeden başka bir ülkeye, bir yerleşim yerinden başka bir yerleşim yerine gitme işi” olarak tanımlamaktadır.


#3

SORU:

Uluslararası Göç Organizasyonu tarafından hazırlanan sözlükte ise göç nasıl tanımlanmıştır? 


CEVAP:

Uluslararası Göç Organizasyonu tarafından hazırlanan sözlükte ise göç “Uluslararası bir sınırı geçerek veya bir devlet içinde yer değiştirmek; süresi, yapısı ve nedeni ne olursa olsun insanların yer değiştirdiği nüfus hareketleri” olarak tanımlanmıştır. Uluslararası Göç Organizasyonuna göre mülteciler, yerinden edilmiş kişiler, yerinden çıkarılmış kişiler ve ekonomik göçmenler bu tanıma dâhildir.


#4

SORU:

Göç tipleri nelerdir? 


CEVAP:

Göç, mekânsal olarak gerçekleşme, yasal statüye bağlı olup olmama, göç edilen yerde geçirilen süre ve göçteki gönüllülük durumuna göre farklı türlere ayrılmaktadır. Bu tipler açıklanmaya çalışılırken sıklıkla ikili karşıtlıklar kullanılmakta, iç göç-dış göç, daimi göç- geçici göç, düzenli göç-düzensiz göç, gönüllü göç-zorunlu göç olarak göç tipleri oluşturulmaktadır.


#5

SORU:

İç göç nedir? 


CEVAP:

İç göç (internal migration), bireylerin yeni bir ikamete sahip olmak amacıyla ülkenin içindeki bir bölgeden, başka bir bölgesine göç etmesini ifade eder. Bu göç, daimi ya da geçici olarak gerçekleşebilir. Başka bir ifade ile iç göç, bir ülke içindeki idari bir sınırın geçilmesiyle, yani köyden kente, daha küçük yerleşim biriminden kent merkezine ya da kentten kente olarak gerçekleşebilmektedir. Bu anlamda kırsaldan kırsala, kırsaldan kente, kentten kente ve kentten kırsala olarak göç gerçekleşebilir.


#6

SORU:

Dış göç nedir? 


CEVAP:

Dış göç (international migration) ise, kişilerin geçici ya da daimi olarak başka bir ülkeye yerleşmek amacıyla gerçekleştirdiği, ulusal sınırın aşılmasıyla meydana gelen göç tipidir. Ulusal sınırlar aşıldığından, bu göç aynı zamanda uluslararası göç olarak da tanımlanabilmektedir.


#7

SORU:

Göç, yasal statüsüne göre düzenli ve düzensiz göç olarak ikiye ayrılmaktadır. Düzenli göç nasıl olur? 


CEVAP:

Düzenli göç (regular migration), tanınmış, yasal yollar çerçevesinde gerçekleşen göç biçimidir.


#8

SORU:

Düzensiz göç nasıl olur? 


CEVAP:

Düzensiz göç (irregular migration) ise, göçün başladığı ülke ile aracı ve alıcı ülkelerin düzenleme ve normları dışında gerçekleşen göç hareketleri olarak tanımlanmaktadır. Uluslararası alanda düzensiz göçün ortak bir tanımı yoktur. Daha çok, düzensiz göç, kişinin farklı bir ülkeye yasadışı giriş yapması, orada kalması ya da çalışması anlamına gelir. Daha açık ifadeyle, göçmen ilgili ülkenin göç düzenlemeleri çerçevesinde gerekli izin ve belgelere ve gönderici ülkeden geçerli bir pasaport ve seyahat belgesine sahip değildir.


#9

SORU:

Gönüllülük esasına göre göç nedir? 


CEVAP:

Gönüllülük esasına göre göç, gönüllü ve zorunlu göç olarak ikiye ayrılmaktadır. Gönüllü göç, kişinin kendi hür iradesi ile ekonomik eksenli olarak gerçekleştirdiği göç biçimidir. Daha açık ifade ile gönüllü göç, kişinin ister vasıflı ister vasıfsız olsun kendi hür iradesi ile daha iyi bir iş ve gelire sahip olmak amacıyla gerçekleştirdiği göçtür.


#10

SORU:

Zorunlu göç nedir? 


CEVAP:

Zorunlu göç yani zorla göç ise, doğal ya da insan yapımı nedenlerden kaynaklanan ve kişinin yaşamına ve refahına yönelik bir tehdit oluşturan durumların neden olduğu mecburi yer değiştirmeyi ifade eder.


#11

SORU:

Zorunlu göç neden olabilir? 


CEVAP:

Zorunlu göç, ülke içinde ya da ülkeler arası olarak da gerçekleşebilir.  
• Ülke içindeki zorunlu göçlere baktığımızda, doğal, çevresel ya da çeşitli felaketler ile kalkınma projeleri bağlamında gerçekleşen göç hareketleri ön plana çıkmaktadır.  
• Deprem sonrasında insanların deprem bölgesinden kaçması,  
• Terör nedeniyle insanların göçe zorlanması,  
• Baraj yapımı nedeniyle köyün su altında kalması gibi nedenlerle gerçekleşen göçler zorunlu iç göçe örnek olarak verilebilir.  
• Silahlı çatışma, şiddet vakaları ve insan hakları ihlalleri kişileri ülkelerini terk etmeye zorlayabilir.  
• Ayrıca doğal felaketler veya beşeri kaynaklı felaketler sebebi ile insanlar ülkelerini terk etmek zorunda kalabilirler. Bu durum ise zorunlu dış göçlere sebep olmaktadır.  
• Özellikle, savaş ve şiddet ortamında bireyler, ırkı, dini ya da farklı aidiyetleri nedeniyle zulme ve çeşitli baskılara uğrama tehdidi ile karşı karşıya kalabilmektedir. Zulüm ve tehdit korkusuyla göç eden kişiler ulaştıkları ülkeye sığınmacı ya da mülteci olmak için başvururlar. Başvuru sonucuna göre bu iki statüden birini elde edebilirler.  
• Zorunlu göçün bir diğer şekli ise insan ticaretidir. İnsan ticareti, kişinin iradesi dışında zorla kuvvet kullanma tehdidiyle ya da kişilerin açık bir şekilde istismar edilerek kazanç ve çıkar amaçlı olarak bir yerden bir yere taşınmasını ifade etmektedir. 


#12

SORU:

Göçün nedenlerini açıklayınız?


CEVAP:

Bir insanın göç etmesinin birçok farklı nedeni vardır. Göçün nedenleri makro ve mikro perspektiften açıklanabilir. Daha açık ifade ile makro teoriler, göçün nedenini şartların etkisi ve zorlaması boyutunda açıklamaya çalışırken, mikro teoriler ise bireyi aktör olarak ele alır ve göç sürecinde temel karar verici olarak bireyi tanımlar.


#13

SORU:

İtme-çekme teorisi nedir? 


CEVAP:

Göç sürecinde kaynak mekândaki itici ve çekici faktörler ile hedef mekândaki itici ve çekici faktörlere odaklanarak göçün nedenini açıklamaya çalışan teoridir.


#14

SORU:

Everett Lee göçün nedenlerini açıklamaya çalıştığı teorisinde kullandığı dört temel faktör nelerdir? 


CEVAP:

Everett Lee göçün nedenlerini açıklamaya çalıştığı teorisinde dört temel faktöre odaklanmıştır: 
• Kaynak mekân ile ilgili faktörler,  
• Hedef mekân ile ilgili faktörler,  
• Engeller  
• Bireysel faktörler 


#15

SORU:

Göçün nedenlerini Petersen ise beş göç tipi ile açıklar. Bunlar nelerdir? 


CEVAP:

• İlkel göçler: Doğa ve çevreden kaynaklanan olumsuzluklar nedeniyle gerçekleşen göçtür. Petersen ilkel göçü, kuraklık, kötü hava şartları gibi nedenlerden kaynaklı toplu göçleri tanımlamak için kullanmaktadır.  
• Zoraki göçler: Muhtemel göçmenlerin, göç süreci ile ilgili herhangi bir tasarrufu olmadan göç gerçekleşiyor ise bu zoraki göç olarak tanımlanmaktadır. 
• Yönlendirilen göçler: Siyasal ve sosyal ortamdaki çeşitli zorlayıcı unsurlara rağmen göç edip etmeme konusunda inisiyatif var ise bu yönlendirilen göç olarak tanımlanmaktadır. 
• Serbest göç: Kişinin kendi iradesi ile gerçekleştirdiği göçtür. Yukarıdaki nedenlerden üçü de toplu göçlere neden olurken, bu kategori ise bireysel göçü açıklamaktadır. 
• Kitlesel göç: Teknoloji ve ulaşımda yaşanan gelişmeler sonrasında, göçün kolektif hale gelmesidir. İradi bir göç sonrasında göç edilen yerdeki memnuniyet ve bunun yayılması sonrasında gerçekleşen göçtür 


#16

SORU:

Stoufler’in kesişen fırsatlar teorisini açıklayınız. 


CEVAP:

Bu teoriye göre, göç edilecek mesafe, hedefteki imkânlar ve bu imkânların miktarı göçü belirleyen temel öğelerdir. Stouffer mesafeye diğer faktörlere göre daha fazla önem vermektedir. Mesafenin yakınlığı, göç için kişileri cesaretlendirmekte ve göçü olumlu etkilemektedir. Bir bölgede oluşturulan iş imkânları ve oluşturulan cazibe ile yerleşik işçilerin sayısı muhtemel göçün boyutunu etkileyecektir. Nitelikli ya da niteliksiz işgücüne yönelik talep, göçü etkileyen bir diğer husustur.


#17

SORU:

İtme-çekme teorisi göçün nedenini nasıl açıklamaktadır? 


CEVAP:

Teori itici ve çekici faktörlere odaklanmaktadır. Göçün belirleyicisi olarak dört hususu tanımlar: Kaynak mekân ile ilgili faktörler, hedef mekân ile ilgili faktörler, engeller ve bireysel faktörler. Bu teoriye göre, hem kaynak mekân/ülke hem de hedef mekânda/ülkede itici ve çekici faktörler vardır. Her iki mekânın da olumlu ve olumsuz taraarı vardır. Kaynak mekândaki itici, hedef mekândaki çekici faktörler fazla olduğunda göç gerçekleşir. Göç burada bireysel bir karar ve tercih ile gerçekleşir. Teoriye göre, herkes için göçün bir nedeni yoktur. Göçün nedeni, bireyin özelliğine göre farklılaşır. Örneğin, çocuklu bir aile çocuğunun eğitim imkanlarını hesaba katarak itici ve çekici faktörleri oluştururken, doktora yapmak isteyen bekar bir kimse ise üniversitenin niteliği, şehirdeki sosyal ve kültürel hayata bakarak itici ve çekici faktörleri belirler.


#18

SORU:

Teorilerde ilk kez ne zaman göç ve kadın ele alınmıştır?


CEVAP:

1970’li yıllara kadar göç teorileri, göçü en temelde bireyin rasyonel kararının ürünü olarak görmektedir. Söz konusu teorilere göre birey, kendisi için daha iyiyi ve avantajlıyı hesaplayarak göç eylemine girmektedir. Dolayısıyla bu teoriler çerçevesinde kadınların göçü de aynı nedenlerle açıklanmıştır. 1970’lerde göç teorileri, Marksizmden beslenen bağımlılık ve dünya sistemi teorileri ile değişim yaşamıştır. Bu teoriler göçün, dünya üzerinde eşitsiz olarak yayılmış olan ekonomik ve siyasal güçlerin sonucu olarak, daha müreffeh coğrafyalar için ucuz emek gücü olmak için gerçekleştiğini ifade etmektedir. Bu analizlerde de toplumsal cinsiyet doğrudan tartışma konusu olmamış, hatta kadınların göçü daha çok eş birleşmesi bağlamında ele alınmıştır. İlk olarak Morokvasic, 1970’lerin ortasında, göçün ekonomik zorluklardan değil, kadınların yaşadıkları toplumda karşılaştıkları “kurumsallaşmış ve baskıcı ataerkil güçlere karşı hesaplanmış” rasyonel bir tercih olarak ortaya çıktığını göstermiştir. 


#19

SORU:

Göçmenlere toplumsal cinsiyet açısından bakıldığında durum nasıldır? 


CEVAP:

Dengeli bir dağılımın olduğu görülmektedir. Küresel göçmenlerin yarısı kadındır. Gelişmiş ülkelerde bu oran daha da artmaktadır. 1970-2000 arasında, Asya’da kadın göçmen oranı %46,6’dan %43,3’e; Kuzey Amerika’da %51,1’den %50,3’e inmişken dünyanın diğer taraarında kadın göçünde bir artış yaşanmıştır. Kadınların göçü Afrika’da %42,7’den %46,7’ye; Okyanusya’da %46,5’ten %50,5’e, Latin Amerika ve Karayipler’de %46,8’den %50,2’ye, Avrupa’da %48’den %51’e yükselmiştir. Kadın göçünde yaşanan artışla birlikte bağımsız olarak göç eden kadın oranı da artmaktadır. Dış göç yani uluslararası göç, 1960 ve 1970’lerde daha çok erkekler tarafından büyük işçi hareketleri kapsamında Avrupa ve Amerika’ya yönelik göç hareketleri şeklinde gerçekleşmişti. Kadın ve çocuklar ise ikinci dalga olarak 1980’lerde ve 90’larda aile birleşmesi çerçevesinde göç ettiler. 1990’lardan sonra kadınlar daha yüksek oranda göç etmeye başlamışlardır. Gönüllü ve zorunlu göç bağlamında hem aile üyesi hem de bağımsız olarak kadın göçü bir olgu olarak artmıştır. Göç eden kadınlar, özellikle ev işleri ve temizlik, çocuk ve yaşlı bakımı gibi işlerde çalışmaya başlamışlardır.


#20

SORU:

Göç eden kadınlar, özellikle hangi işlerde çalışmakta ve neden? 


CEVAP:

Göç eden kadınlar, özellikle ev işleri ve temizlik, çocuk ve yaşlı bakımı gibi işlerde çalışmaya başlamışlardır. Hedef ülkede yaşanan sosyal ve ekonomik dönüşümler, evde bakım ve temizlik konusunda işgücüne duyulan ihtiyacı artırmaktadır. Özellikle kadınların işgücüne katılımı, çocuk bakımı için sunulan kamu hizmetlerinin yetersiz olması ve yaşlılar için sunulan imkânların sınırlılığı, nüfusun artan bir şekilde yaşlanmaya başlaması ve bunun sonucu olarak bakıma muhtaç yaşlı sayısındaki artış, daha önce aile içinde geleneksel olarak kadınlar tarafından yerine getirilen bu bakım ve temizlik gibi konularda düşük ücretli yeni bir işgücü ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Oldukça düşük ücretli olarak bakım ve temizlik işlerini yapmayı kabul eden göçmen kadınlar bu süreçte birçok ülkede görülmeye başlamıştır. Genelde kadınların bu sektörlerde çalışmak zorunda kalmalarının bir önemli nedeni de gidilen ülkede diplomalarının tanınmamasıdır. Mesleğini icra edemeyen göçmen kadınlar, düşük statülü bu işleri icra etmek zorunda kalmaktadır. Bununla birlikte, göçmen kadınların genelinin kaçak olması, yasal işlerde çalışmalarını engellemektedir. Dahası göçmenler, geride kalan akraba, çocuk gibi kişilerin geçimini üstlendikleri ve barınma ile ilgili sorunları olduğu için iş konusunda seçici olamamaktadır. Göçmen kadınların bu işleri piyasaya girmek için bir fırsat olarak görmeleri ve daha nitelikli bir iş için basamak olarak tanımlamaları da, iş konusunda seçici olmalarını engellemektedir. Son tahlilde, göçmen kadınların birçoğu bu sektörde çalışmaya devam etmektedir. 


#21

SORU:

Kadınlar en çok hangi ülkelerden göç etmektedir? 


CEVAP:

Dünyaya bakıldığında ise, 1990’ların sonunda 1 milyon Filipinli, yarım milyon Endonezyalı ve 40 bin Taylandlı kadının ülkelerinin dışında çalıştığı ve bu sayının gittikçe arttığı görülmektedir. Filipinlerde, Endonezya’da ve Sri Lanka’da kadın göçmen işçi oranı bu ülkedeki tüm göçmen işçiler arasında %60-80 oranındadır. Pakistan’da ve Bangladeş’te kadınların iç göçe katılım oranı erkeklerden daha yüksektir.


#22

SORU:

Göçmen kadınların gittikleri ülkelerden İtalya örneği nedir? 


CEVAP:

İtalya’da 1970’li yıllarda, evde bakım ve temizlik gibi alanlarda çalışmak üzere, İtalya’nın eski sömürgelerinden ve Katolik dinine mensup ülkelerden göç akını yaşanmıştır. Evde bakım, temizlik gibi hizmetler için yüksek bir talebin olduğu İtalya’da istihdam, esnek ve ucuz emek gücü olan göçmen kadınlar tarafından karşılanmaktadır. İtalya’da evde bakım sektöründe çalışan kişiler, çoğunlukla Doğu Avrupalı kadınlardır.


#23

SORU:

Göçmen kadınların gittikleri ülkelerden Türkiye örneği nedir? 


CEVAP:

Türkiye’ye yönelik kadın göçüne bakıldığında dünyada yaşanana benzer bir eğilim görülmektedir. Özellikle kentli ailelerde evde bakım ve temizlik için ucuz işgücü olarak göçmen kadınlar çalıştırılmaktadır. Bu kadınlar düzensiz göç ile Türkiye’ye gelmektedirler. Kadın göçmenler coğrafi yakınlık, esnek vize uygulaması, kayıt dışı ve göçmen kadın emeğine duyulan ihtiyaç nedeni ile Türkiye’yi tercih etmektedirler. Türkiye’deki kadın göçmenlerin çoğunlukla eski Sovyet cumhuriyetlerinden geldiği görülmektedir. 2001 yılı verilerine göre 0-14 yaş dışarıda bırakıldığında, Türkiye’ye en çok göç, Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan ve Moldova’dan gelmektedir. Moldova’dan gelenlerin %75’i, Litvanya ve Kazakistan’dan gelenlerin %69’u, Ukrayna’dan gelenlerin %67’si ve Rusya’dan gelenlerin %64’ü kadındır. Bu kadınlar da genel olarak ucuz ev işleri ve bakım işleri yapmaktadırlar.


#24

SORU:

Kadınların göç sebeplerini sıralayınız? 


CEVAP:

Kadınların göç sebepleri:  
• Fakir ve zengin ülkeler arasındaki açık gelir ve refah düzeyi eşitsizliği.  
• Batı ülkelerinde kadınların işgücüne katılımı, yaşlı ve çocuk bakımında sosyal hizmette yetersiz destek, kadınların geleneksel ev işi ve bakım rollerinden uzaklaşmaları, bu işlerle uğraşacak ucuz işgücüne ihtiyacı artması.  
• Kadın göçünü etkileyen bir diğer faktör de eğitimdir. Eğitim kadının göç etme potansiyelini artırmaktadır. Göçmenler her zaman için daha ucuz bir işgücü olarak tanımlandığı için, eğitimli kadınlar da görece daha düşük ücret ile firmalar tarafından istihdam edilir.  
• Daha iyi sağlık hizmetleri elde etmek, sağlık kuruluşlarının yakınlarına taşınmak isteği kadın göçünü belirleyen bir diğer husustur.  
• Filipinler, Sri Lanka ve Tayland’da yüksek olan kadın göç oranının temel nedeni, kadınların bağımsız karar alabilmeleridir. Bu ülkede kadınlar toplumsal cinsiyet rolleri itibariyle erkeklerden bağımsız karar alabilmekte, kendi tercihleri ile göçü gerçekleştirmektedirler. Dinsel ve kültürel baskıların ve patriarkal yapının hâkim olduğu ortamlarda kadınların özgürlük alanı sınırlı olmakta ve bu ise kadın göçünün daha az olarak gerçekleşmesine neden olmaktadır. Fakat aynı sosyal yapı, dini ve kültürel baskılardan kaçmak isteyen kadınlar için de bir göç nedeni olabilmektedir. 


#25

SORU:

Göçmen kadınlar hangi sektörlerde çalışmaktadırlar? 


CEVAP:

Kadın göçmenler büyük oranda ucuz işgücü olarak ev işleri ve bakım sektörlerinde çalışmaktadırlar. Çoğu örnekte yatılı hizmetçi ya da bakıcı (çocuk ve yaşlı) olarak çalışmaktadırlar. Bu sektörlere ilaveten, kadınlar daha az oranda turizm ve eğlence sektörlerinde çalışmaktadırlar. Bazı kadınlar, giyim ve tekstil sanayiinde ucuz işgücü olarak istihdam edilmektedir.


#26

SORU:

Göçün kadın üzerindeki olumlu etkileri nelerdir? 


CEVAP:

• Göç, kadınların özgürleşmesine katkıda bulunmaktadır. Güçlük ve zorluklarına rağmen göç, kadınlara yeni fırsatlar ve finansal bağımsızlık sağlar. Göç sonrasında elde edilen gelir ile kadının evindeki ve toplumdaki saygınlığı artar. Özellikle eğitim düzeyi düşük kadınların, istihdama katılması, kendi geliri olması gibi nedenlerle kadının statüsü yükselmektedir. Benzer şekilde kadının istihdama katılımı ile geliri yükselmekte ve mülk edinebilmektedir.  
• Göç sonrasında kadınların sosyal hak ve yaşam koşulları iyileşmektedir. Özellikle, refah devleti uygulamaları ile öne çıkan ülkelerde göçmen kadınların birçok sosyal hakka sahip olması geldikleri ülkeye göre daha müreffeh hayat sürmelerini mümkün kılmaktadır.  
• Kadınlar erkeklere göre gündelik yaşamda daha fazla dışlanma ile karşılaşmaktadır. Bu dışlanma tecrübesi nedeniyle göçmen kadınlar, erkek göçmenlere kıyasla, göç sonrasında karşılaşılan dışlanma ile daha rahat bir şekilde baş etmektedir.  
• Özellikle uluslararası göç sonrasında dil öğrenen kadın, kurduğu bağlar ve ilişkiler ile yeni bir sosyal ortama dâhil olabilmekte ve daha rahat sosyalleşmektedir. Ancak göç sonrasında, hedef ülkenin dilini öğrenemeyen kadınların ise sosyalleşme imkânları kısıtlanmaktadır.  
• Erkeklere oranla, kadın göçmenler geride kalan yakınlarına maddi destek sağlamakta daha etkilidirler. Bu ise onların statüsünü olumlu etkilemekte, aile ve çevresinde saygınlıklarını arttırmakta, buna ilaveten, ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. 


#27

SORU:

Göçün kadınlar üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir? 


CEVAP:

• Özellikle yalnız göç eden kadınların güvencesiz ve tehlikeli iş sektöründe çalışma riski vardır. Kadınların özellikle vasıfsız işlerde, ağır çalışma koşullarında düşük ücretle çalışması ve sektördeki teknolojik gelişmeler sonrasında işsiz kalma riski de bulunmaktadır.  
• Özellikle yasal olmayan yollarla göç eden kadınların sömürü ve istismara maruz kalma riski yüksektir. 
• Özellikle iş hayatına dâhil olmayan ve dil öğrenemeyen göçmen kadınların sosyal hayatları sınırlanmaktadır.  
• Göçmen kadınların toplumla entegrasyonu erkeklere göre daha güçtür. çünkü, ailevi sorumluluklar, finansal zorluklar ve istihdam biçimleri nedeniyle göç edilen toplum ile bütünleşmede sorun yaşamaktadırlar.  
• Kadın göçmenlerin istihdam alanları, çoğunlukla ev işleri ve eğlence sektörü ile ilgili olduğundan ve kariyer ve beceri elde etme imkânı olmadığından göçmen kadınlarda vasıfsızlaşma görülebilmektedir.  
• Çoğu kadın göçmen ev ve bakım işlerinde çalıştığından ve bu mekanlarda tüm gün yaşadığından dolayı, diğer hemşehrileri ile ilişki ve ağlar kurma imkanları sınırlanmaktadır. Bundan dolayı da hakları konusunda çok az bilgiye sahip olmakta ve sosyal destekten yararlanamamaktadır.  
• İş yasası ve sosyal koruması olmayan işlerde erkeklere kıyasla daha çok kadın çalışmaktadır. Kadın göçmenler, hakları konusunda daha az bilgi sahibidir ve hakkını talep etme konusunda otoritelerden çekinmektedirler. 
• Kadınlar, daha çok yoksulluğu aşmak için göç etmektedirler, ancak gittikleri yerde sözleşmesiz çalıştıklarından ve yasal problemleri olduğundan daha az ücret almaktadır ve dolayısıyla göç süresi uzamaktadır. 


#28

SORU:

Göç sonrasında kadınlar ne tür olumsuz durumlarla karşılaşmaktadırlar? 


CEVAP:

Kadınlar ucuz işgücü olarak ağır çalışma koşulları altında uzun saatler çalışmak zorunda kalabilmektedirler. Buna ilaveten, iş yerlerinde fiziksel ve cinsel istismar ile karşılaş- maktadırlar. Özellikle gittikleri ülkenin dilini öğrenemeyen kadınlar ile yalıtılmış bir ev ortamında çalışan kadınların sosyalleşme, topluma karışma konusunda güçlük yaşadıkları tespit edilebilmektedir.


#29

SORU:

Kentleşmenin kadınlar üzerine etkileri nelerdir?


CEVAP:

Kentleşmenin kadınlarla ilgili olan boyutuna bakıldığında ise, doğum oranlarının azalması ve kadın istihdamının artması gibi iki önemli olgu ortaya çıkmaktadır. Bu iki husus, kentleşmenin toplumsal cinsiyet üzerindeki etkisini ifade etmektedir.


#30

SORU:

Kentin tanımını yapınız. 


CEVAP:

Kırdan farklılaşma ekseninde ele alınmaktadır. Bu anlamda kent, kırsal alandan farklı olarak, üretim ve istihdamın tarım ve hayvancılığa dayanmadığı; toplumsal ilişkiler, kültürel alanlar ve nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu mekânlar olarak tanımlanabilir.


#31

SORU:

Kentleşme nedir? 


CEVAP:

Kentleşme; “Sanayileşme ve ekonomik gelişmeye bağlı olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplum yapısında, artan oranda örgütlenme, işbölümü ve uzmanlaşma yaratan, insan davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikim sürecidir.”


#32

SORU:

Kentler üzerine göçün etkileri nelerdir? 


CEVAP:

Göç, yoğun ve kontrolsüz bir şekilde gerçekleştiğinde kentler üzerindeki baskı önemli oranda artmakta ve kentsel mekânda hızlı ve hazırlıksız dönüşümler gerçekleşmektedir. Göç sadece mekânlar arasında yer değiştirmeyi ifade eden bir nüfus hareketi değildir. Göçün ayrıca ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal yaşamda önemli etkileri vardır. Göç ile birlikte mekânda ve sosyal alanda önemli değişimler görülür. Göçmenler geldikleri kültürü yeni yerleştikleri yerlere aktarırlar ve yeni yerleştikleri yerde yeni bir kültür ile karşılaşırlar. Bu iki kültürün karşılaşması ile kültürel etkileşimler gerçekleşir. Bu karşılaşmalar, etkileşimler ve iletişimler, hem göçmenin yaşamında, hem de göç edilen kentsel mekânda önemli değişimlere neden olmaktadır. Göç ile birlikte farklı kültürlerin karşılaşması sonrası iki durumdan biri ortaya çıkar: Öğrenmeye açık toplumsal ortamlarda farklı kültürler birbirinden bir şeyler öğrenerek bir entegrasyona giderken, farklılıkların belirgin olduğu toplumlarda ise göç sonrasında entegrasyondan ziyade ayrışma ortaya çıkar. 


#33

SORU:

Büyük çaplı göçler ile birlikte, göçün kentsel mekândaki en önemli etkisi nedir? 


CEVAP:

Yeni gelenler için barınma ihtiyacını karşılamaya yönelik hâlihazırdaki konutların yetersizliğidir. Göçler sonucunda, kentlerdeki konut sayısı, yeni gelen büyük nüfusun talebini karşılama yamamaktadır. Buna ilaveten, özellikle kent merkezi ve buna yakın alanlardaki konut ve kira fiyatlarının yüksek olması nedeniyle, yeni göçmen kentin çeperlerine doğru yerleşmeye başlar. Bunun sonucunda çarpık bir yapılaşma ile gecekondu tarzındaki ev yapımları gerçekleşir. Ev yapım sürecinde ise özellikle yeşil alanlar tahrip edilmektedir. Bu durum Türkiye’de 1950’lerden sonraki büyük göç dalgaları sonrasında İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerde görülmüştür.


#34

SORU:

Kentleşmenin göçmen kadınlar üzerindeki etkileri nelerdir? 


CEVAP:

Göçmen kadınların kent tecrübesi erkeklere göre farklılaşmaktadır. Öncelikli olarak, erkeklerle benzer ortamda kentsel yoksulluğu daha yakından yaşamaktadırlar. Kentsel yoksulluk sürecinde kişisel bakım, hijyen ve çocuk bakımı konusunda kadınların karşılaştıkları güçlükler olmaktadır. Özellikle, evlerde tuvalet ve su hizmetleri olmadığı takdirde, ortak alandaki tuvaletlerin kullanımında hijyen sorunu kadınları daha fazla etkilemekte ve bulaşıcı hastalıklarla karşılaşma ihtimalleri ortaya çıkmaktadır. Buna ilaveten, kadınlar tuvalet ihtiyacı için gece dışarı çıktıklarında fiziksel ve cinsel saldırılarla karşılaşmaktadırlar. Son olarak, daha önce ifade edildiği üzere, göçmen kadınlar ucuz işgücü kapsamında daha çok ev işleri ve bakım işlerinde çalışmaktadır. Bu işlerde uzun süre çalışan kadınlar, ev ve ailesine daha az vakit ayırmak durumunda kalmaktadır. 


#35

SORU:

Kentleşmenin göçmen kadınlar için olumlu yönleri nelerdir? 


CEVAP:

Kentleşme göçmen kadın için her zaman negatif olarak işlememektedir. Buna ilaveten, özellikle yoksul göçmen kadınlar için bazı pozitif etkilerinden söz edilebilir. Kentleşme ile birlikte, kadınların eğitim seviyesi yükselmekte, evlilik yaşı yükselmekte ve bunun sonucu olarak kadınlar daha geç yaşta çocuk sahibi olmaya başlamaktadır. Son olarak şunu vurgulamak gerekir ki; kentli kadınların çocuk sayısı, kırdakilere göre daha azdır. Bunun temel nedeni, çalışmak zorunda olan kadının çocuk yapmayı ertelemeyi ya da çocuk yapmamayı tercih etmesidir.


#36

SORU:

Uluslararası göçün en yoğun gerçekleştiği ülkeler nelerdir?


CEVAP:

Uluslararası göçün en yoğun gerçekleştiği ülkeler, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika ülkeleridir.


#37

SORU:

Göç olgusunun daha yoğun bir şekilde gündemde yer almasını sağlayan nedenler nelerdir?


CEVAP:

Savaşlar ve iç çatışmalar, çeşitli siyasal baskılar, ülkeler arası ekonomik ve sosyal refah düzeyi
arasındaki açık uçurum gibi nedenler, göç olgusunun daha yoğun bir şekilde gündemde
yer almasını sağlamaktadır.


#38

SORU:

Göç nedir?


CEVAP:

Göç, en temelde insanların bulundukları mekandan, ekonomik, siyasal ve kültürel sebepler ile başka mekana gitmesi durumudur.


#39

SORU:

Uluslararası Göç Organizasyonu tarafından hazırlanan sözlükteki göç tanımına dahil olan kişiler kimlerdir?


CEVAP:

Uluslararası Göç Organizasyonuna göre mülteciler, yerinden edilmiş kişiler, yerinden çıkarılmış kişiler ve ekonomik göçmenler bu tanıma dahildir.


#40

SORU:

Göç tipleri nelerdir?


CEVAP:

Göç tipleri; iç göç-dış göç, daimi göç- geçici göç, düzenli göç-düzensiz göç, gönüllü göç-zorunlu göç olarak oluşturulmaktadır.


#41

SORU:

İç göç-Dış göç nedir?


CEVAP:

İç göç (internal migration), bireylerin yeni bir ikamete sahip olmak amacıyla ülkenin içindeki bir bölgeden, başka bir bölgesine göç etmesini ifade eder. Dış göç (international migration) ise, kişilerin geçici ya da daimi olarak başka bir ülkeye yerleşmek amacıyla gerçekleştirdiği, ulusal sınırın aşılmasıyla meydana gelen göç tipidir.


#42

SORU:

Düzenli Göç-Düzensiz Göç nedir?


CEVAP:

Düzenli göç (regular migration), tanınmış, yasal yollar çerçevesinde gerçekleşen göç biçimidir. Düzensiz göç (irregular migration) ise, göçün başladığı ülke ile aracı ve alıcı ülkelerin düzenleme ve normları dışında gerçekleşen göç hareketleri olarak tanımlanmaktadır.


#43

SORU:

Gönüllü Göç-Zorunlu Göç nedir?


CEVAP:

Gönüllü göç, kişinin kendi hür iradesi ile ekonomik eksenli olarak gerçekleştirdiği göç biçimidir. Zorunlu göç yani zorla göç ise, doğal ya da insan yapımı nedenlerden kaynaklanan
ve kişinin yaşamına ve refahına yönelik bir tehdit oluşturan durumların neden olduğu
mecburi yer değiştirmeyi ifade eder.


#44

SORU:

Zorunlu göçün bir diğer şekli olan insan ticareti ne demektir?


CEVAP:

İnsan ticareti, kişinin iradesi dışında zorla kuvvet kullanma tehdidiyle ya da kişilerin açık bir şekilde istismar edilerek kazanç ve çıkar amaçlı olarak bir yerden bir yere taşınmasını ifade etmektedir.


#45

SORU:

Göçün nedenini açıklamaya çalışan teorilerden en çok bilinen teori hangisidir?


CEVAP:

Literatürde göçün nedenini açıklamaya çalışan teorilerden en çok bilineni itme-çekme
teorisidir.


#46

SORU:

Everett Lee'nin göçün nedenlerini açıklamaya çalıştığı teorisinde yer alan dört temel faktör nelerdir?


CEVAP:

Everett Lee göçün nedenlerini açıklamaya çalıştığı teorisinde dört temel faktöre odaklanmıştır: Kaynak mekan ile ilgili faktörler, hedef mekan ile ilgili faktörler, engeller ve bireysel faktörler.


#47

SORU:

Petersen'in göçün nedenlerini açıkladığı beş göç tipi nelerdir?


CEVAP:

Göçün nedenlerini Petersen beş göç tipi ile açıklar:

İlkel göçler: Doğa ve çevreden kaynaklanan olumsuzluklar nedeniyle gerçekleşen
göçtür. Petersen ilkel göçü, kuraklık, kötü hava şartları gibi nedenlerden kaynaklı
toplu göçleri tanımlamak için kullanmaktadır.


Zoraki göçler: Muhtemel göçmenlerin, göç süreci ile ilgili herhangi bir tasarrufu
olmadan göç gerçekleşiyor ise bu zoraki göç olarak tanımlanmaktadır.

Yönlendirilen göçler: Siyasal ve sosyal ortamdaki çeşitli zorlayıcı unsurlara rağmen
göç edip etmeme konusunda inisiyatif var ise bu yönlendirilen göç olarak tanımlanmaktadır.

Serbest göç: Kişinin kendi iradesi ile gerçekleştirdiği göçtür. Yukarıdaki nedenlerden
üçü de toplu göçlere neden olurken, bu kategori ise bireysel göçü açıklamaktadır.

Kitlesel göç: Teknoloji ve ulaşımda yaşanan gelişmeler sonrasında, göçün kolektif
hale gelmesidir. İradi bir göç sonrasında göç edilen yerdeki memnuniyet ve bunun
yayılması sonrasında gerçekleşen göçtür.


#48

SORU:

Göçün kadın üzerindeki olumlu etkiler nelerdir?


CEVAP:


• Göç, kadınların özgürleşmesine katkıda bulunmaktadır. Güçlük ve zorluklarına rağmen göç, kadınlara yeni fırsatlar ve finansal bağımsızlık sağlar. Göç sonrasında elde edilen gelir ile kadının evindeki ve toplumdaki saygınlığı artar. Özellikle eğitim düzeyi düşük kadınların, istihdama katılması, kendi geliri olması gibi nedenlerle kadının statüsü yükselmektedir. Benzer şekilde kadının istihdama katılımı ile geliri yükselmekte ve mülk edinebilmektedir.
• Göç sonrasında kadınların sosyal hak ve yaşam koşulları iyileşmektedir. Özellikle, refah devleti uygulamaları ile öne çıkan ülkelerde göçmen kadınların birçok sosyal hakka sahip olması geldikleri ülkeye göre daha müreffeh hayat sürmelerini mümkün kılmaktadır.
• Kadınlar erkeklere göre gündelik yaşamda daha fazla dışlanma ile karşılaşmaktadır. Bu dışlanma tecrübesi nedeniyle göçmen kadınlar, erkek göçmenlere kıyasla, göç sonrasında karşılaşılan dışlanma ile daha rahat bir şekilde baş etmektedir.
• Özellikle uluslararası göç sonrasında dil öğrenen kadın, kurduğu bağlar ve ilişkiler ile yeni bir sosyal ortama dahil olabilmekte ve daha rahat sosyalleşmektedir. Ancak göç sonrasında, hedef ülkenin dilini öğrenemeyen kadınların ise sosyalleşme imkanları kısıtlanmaktadır.
• Erkeklere oranla, kadın göçmenler geride kalan yakınlarına maddi destek sağlamakta daha etkilidirler. Bu ise onların statüsünü olumlu etkilemekte, aile ve çevresinde saygınlıklarını arttırmakta, buna ilaveten, ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır.


#49

SORU:

Göçün kadınlar üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir?


CEVAP:


• Özellikle yalnız göç eden kadınların güvencesiz ve tehlikeli iş sektöründe çalışma riski vardır. Kadınların özellikle vasıfsız işlerde, ağır çalışma koşullarında düşük ücretle çalışması ve sektördeki teknolojik gelişmeler sonrasında işsiz kalma riski de bulunmaktadır.
• Özellikle yasal olmayan yollarla göç eden kadınların sömürü ve istismara maruz kalma riski yüksektir.
• Özellikle iş hayatına dahil olmayan ve dil öğrenemeyen göçmen kadınların sosyal hayatları sınırlanmaktadır.
• Göçmen kadınların toplumla entegrasyonu erkeklere göre daha güçtür. Çünkü, ailevi sorumluluklar, finansal zorluklar ve istihdam biçimleri nedeniyle göç edilen toplum ile bütünleşmede sorun yaşamaktadırlar.
• Kadın göçmenlerin istihdam alanları, çoğunlukla ev işleri ve eğlence sektörü ile ilgili olduğundan ve kariyer ve beceri elde etme imkanı olmadığından göçmen kadınlarda vasıfsızlaşma görülebilmektedir.
• Çoğu kadın göçmen ev ve bakım işlerinde çalıştığından ve bu mekanlarda tüm gün yaşadığından dolayı, diğer hemşehrileri ile ilişki ve ağlar kurma imkanları sınırlanmaktadır. Bundan dolayı da hakları konusunda çok az bilgiye sahip olmakta ve sosyal destekten yararlanamamaktadır.
• İş yasası ve sosyal koruması olmayan işlerde erkeklere kıyasla daha çok kadın çalışmaktadır. Kadın göçmenler, hakları konusunda daha az bilgi sahibidir ve hakkını talep etme konusunda otoritelerden çekinmektedirler.
• Kadınlar, daha çok yoksulluğu aşmak için göç etmektedirler, ancak gittikleri yerde sözleşmesiz çalıştıklarından ve yasal problemleri olduğundan daha az ücret almaktadır ve dolayısıyla göç süresi uzamaktadır.


#50

SORU:

Kentleşme nedir?


CEVAP:

Kentleşme, istihdam ve üretimin tarımsal ve kırsal faaliyetlerden uzaklaşıp, endüstri ve hizmet sektörüne dönüşme sürecidir.


#51

SORU:

Kent nedir?


CEVAP:

Kent, kırsal alandan farklı olarak, üretim ve istihdamın tarım ve hayvancılığa dayanmadığı; toplumsal ilişkiler, kültürel alanlar ve nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu mekanlar olarak tanımlanabilir.


#52

SORU:

Gecekondulaşma nedir?


CEVAP:

Kente yoğun göç sonrasında kentin çeperlerinde enformel olarak başlayan yapılaşma süreci gecekondulaşma olarak tanımlanır.


#53

SORU:

Kentsel yoksulluk nedir?


CEVAP:

Kentsel yoksulluk; gelir yetersizliği dışında, düşük statüye sahip kentsel mekânlarda yaşama, dışlanma ve marjinalleşme, barınma, sağlık, eğitim, adalet, istihdam vb. olanaklara erişimde
dezavantajlı konumda olma durumuyla tanımlanmaktadır.


#54

SORU:

Lee, teorisinde göçün belirleyicisi olarak hangi nedenlere odaklanmaktadır? 


CEVAP:

Lee, teorisinde göçün belirleyicisi olarak kişisel (mikro) ve kişisel olmayan (makro)
nedenlere odaklanır.  


#55

SORU:

Mülteci nedir?


CEVAP:

Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme’nin 1A (2) maddesinde yapılan 1967 yılındaki değişiklik ile mülteci ırkı, dini, tabiiyeti, belirli bir sosyal gruba mensubiyeti ve siyasi görüşleri yüzünden haklı bir zulüm korkusu nedeniyle vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve söz konusu korku yüzünden, ilgili ülkenin korumasından yararlanmak istemeyen kişi olarak tanımlanmıştır.