TOPLUMSAL YAŞAMDA AİLE Dersi AİLE YAPISI soru cevapları:

Toplam 53 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Ülkemizde adölesans dönemine giren erkek ve kızların durumları nasıldır?


CEVAP: Adölesans dönemine giren erkek, erkekler grubuna katılmakta ve evlendikten sonra bile bu grupla ilişkilerini sürdürmektedir. Kızlara göre daha bağımsız olduklarından daha yoğun akran grubu ilişkileri kurabilmektedirler. Bu ilişkiler arasında spor, birlikte eğlenme, oyun oynama ve sohbetler egemendir. Kızlar için de benzer şeyleri söylemek mümkündür. Erkeklere göre daha çok kısıtlanmakla birlikte onlar da kendi cinsiyetlerinden olan kişilerle iletişim kurabilirler. Burada da birlikte eğlenme ve sohbet imkânları bulunmaktadır.

#2

SORU: Ülkemizde ilk evliliğin sürdürülme eğilimi nasıldır?


CEVAP: İlk evliliğin sürdürülme eğilimi oldukça yüksektir. Boşanma hızlarının son on yılda onbinde onbeş-yirmi dolaylarında artmış olması, batı ülkelerindeki yüksek hızlarla karşılaştırıldığında oldukça düşük sayılabilir. Boşanmaların çoğunlukla evliliğin ilk beş yılı içinde gerçekleştiği, boşanmaların yaklaşık yarısında eşlerin çocuksuz olduğu dikkati çekmektedir.

#3

SORU: Ülkemizde geleneksel ailelerde evlilikte erkeğin ve kadının rolü nasıldır?


CEVAP: Geleneksel ailelerde evlilikte erkeğe “geçimi ve bireylerin güvenliğini sağlama”, kadına ise “ev işleri yapmak, koca ve çocuklarına bakmak” rolü verilmektedir. Kocanın eğitim düzeyi yükseldikçe kadının aile bütçesine katkısı konusunda daha esnek olmaktadır. Rol dağılımında katı sınırların gevşediği görevler ise: çocukların dersine yardım etmek, yaşlı bakımı, alış-veriş yapmaktır. Kadınların rollere bakışı genel olarak erkeklere göre daha esnek, daha çağdaştır.

#4

SORU: Evlilik nedir?


CEVAP: Evlilik, kişinin sosyal açıdan gelişmesinde önemli bir role sahiptir. Evlilik oldukça eski bir kurumdur. Hemen her çağda ve her toplumda evlilik olmuştur ve bu evlilikler toplumdan topluma değişen ritüellere göre yapılmıştır. Evlilik, bugün de hemen her toplumda farklı yapılar gösterebilen, aile kurmayı ve türün devamını sağlayan, iki insanın kalıcı bir beraberlik için bir araya gelerek oluşturdukları, birbirlerine ve çocuklarına karşı ortak sorumluluklarını yerine getirmeye söz verdikleri, birbirine bağlı sistemlerden oluşan evrensel bir kurumdur.

#5

SORU: Evlilik kurumunun sağlıklı mutlu olabilmesi için hangi koşulların yerine getirilmesine gerek duyulmaktadır?


CEVAP: Evlilik kurumunun sağlıklı mutlu olabilmesi için bazı koşulların yerine getirilmesine gerek duyulmaktadır. Bu koşulların başında ailelerde çiftlerin uyumlu olmaları gelmektedir. Mutlu evlilikler için, ayrıca, eşler arasındaki iletişim etkili olmalı, eşler her konuda birbirlerine destek olmalıdır.

#6

SORU: Evlilikteki psikolojik doyumu olumlu yönde etkileyen ögeler nelerdir?


CEVAP: Aile ile ilgili görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinin, çocuklarla ilgilenebilmenin, karşılıklı saygı ve değer vermenin, boş zamanları birlikte paylaşmanın, problemlere birlikte göğüs germenin, eşlerin aileye ekonomik anlamda katkıda bulunmasının ve bir meslek sahibi olmalarının evlilikteki psikolojik doyumu olumlu yönde etkileyen ögeler olduğu bilinmektedir.

#7

SORU: Glenn ve Fowers’a göre evlilik nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP: Glenn, evliliği bireylerin mutluluğunu sağlayan ve kişiliklerinin gelişmesinde önemli rol oynayan bir birim olarak tanımlamaktadır. Fowers ise evliliği bireyin benliğini baş- kasının benliği ile birleştirmesine imkân veren, kişiliğinin gelişmesini ve mutlu olmasını sağlayan bir kurum olarak görmektedir.

#8

SORU: “Aralarında iyi bir ilişki bulunan, çocuklarının geleceğini, güvenliğini düşünen ve geleceğe iyimser bakan, açık iletişim kuran evlilik sisteminin sağlıklı bir aile yapısını temsil ettiğini belirtmektedir” şeklinde ifade eden araştırmacılar kimdir?


CEVAP: Cutlar ve Radford.

#9

SORU: Aile sisteminin anlaşılmasında evliliğin irdelenmesinin aile içindeki zorlukların, problemlerin çocuklar ve ebeveynler arasındaki sorunların anlaşılmasını kolaylaştırabileceğini belirten araştırmacı kimdir?


CEVAP: Farley.

#10

SORU: Evliliği etkileyen unsurlardan en önemlilerinden biri nedir?


CEVAP: Yaşam Doyumudur.

#11

SORU: Yapılan araştırmalara göre bireyin genel yaşam doyumunu nelerin etkilediğini belirtiniz?


CEVAP: • İnsanların psikolojik iyi olma durumlarının onların yaşam doyumlarını olumlu etkilediğini göstermektedir. • Ayrıca gelir, sağlık, eğitim düzeyi, yaş gibi faktörlerin de, insanların psikolojik iyi olma düzeylerini artırdığı ve psikolojik iyi olma düzeyinin artmasının ise bireyin genel yaşam doyumunu artırdığı buna karşılık aksi durumun insan üzerinde olumsuz bir etki ortaya çıkardığı Lykken ve Tellegen tarafından ifade edilmektedir. • Bir çok yazar çalışmalarında özellikle evli çalışan bireylerin, bekar çalışan bireylere göre daha fazla sorun yaşadıklarını, iş ve aile ilişkileri ile evlilik ilişkileri açısından negatif bir etkileşim ve iletişim tarzına sahip olduklarını ve psikolojik iyi olma ve yaşam doyumu düzeylerinin ise düşük olduğunu belirtmektedirler. • İnsanların yaptığı işi ve mesleği benliğine, kişiliğine uygun seçmesinin ve bu doğrultuda eğitim almasının, onların duygusal gelişimlerini, psikolojik iyi olma durumlarını ve yaşam doyumlarını olumlu etkileyebileceği de birçok yazar tarafından öne sürülmektedir. • Mesleğin niteliği, çalışma koşulları, bireyin kendini mesleki anlamda geliştirmesi için sunulan imkânlar, meslekle ilgili stres unsurlarının fazlalığı gibi olumsuz faktörlerin de, kişinin yeteneğine, ilgisine, değerlerine uygun meslek seçmiş olsa bile onun aile yaşantısını, mutluluğunu, yaşama dair aldığı doyumu etkileyebileceğini gözden kaçırmamakta yarar bulunmaktadır. Çalışan bireylerin evlilik doyumunu, sosyal ilişkilerini ve yaşam doyumlarını, iş koşullarının iyi olmaması, maddi kazancın düşük olması gibi faktörler olumsuz etkilemektedir.

#12

SORU: Çalışma yaşamı ve çalışma koşulları evli bireylerin aile ve evlilik ilişkilerini önemli ölçüde ve çoğu zaman neden olumsuz olarak etkilemektedir?


CEVAP: Çünkü birey iş yaşamına ağırlık verir ise ev yaşamı, ev yaşamına ağırlık verir ise iş yaşamı aksamaktadır. Her ikisini de sorunsuz yürütmek ve her ikisinde de doyuma ulaşıp başarılı olmak nerede ise imkânsızdır.

#13

SORU: Monogami ve poligami nedir?


CEVAP: Evlilik bağının yalnızca bir erkek ile bir kadın arasında kurulduğu evliliklere monogami denir. Bunun dışında bir erkeğin birden çok kadınla, ya da bir kadının birden çok erkekle evlendiği durumlara da rastlanmaktadır. Dünyada genel kabul gören evlilik şekli monogami olmakla beraber, bazı ülkelerde görülen bu tür çok eşli evliliklere poligami denir.

#14

SORU: Ülkemizde gerçekleştirilen evliliklerde çiftlerin resmi ve dini nikâh yaptırma oranları nedir?


CEVAP: Ülkemizde gerçekleştirilen evliliklerde çiftlerin %9.7’si sadece resmi nikah, %3.7’si sadece dini nikah, %85.9’u ise hem resmi, hem de dini nikah yaptırır iken, %0.6’lık bir kısım ise hiç nikah yaptırmamaktadır.

#15

SORU: Ülkemizde ilk evlenme yaşı bakımından veriler nasıldır?


CEVAP: • Ülkemizde ilk evlenme yaşı bakımından veriler incelendiğinde ise ülkemizde yaşayan bireylerin %19.8’nin 18 yaşından daha küçük yaşlarda evlendikleri görülmektedir. % 58.5’lik bir kesim 18-24 yaş aralığında evlenirler iken, %17.5’luk bir oran 25-29 yaş aralığında, % 3.1’lik bir oran 30-34 yaş aralığında evlenmektedir. 35 yaşından daha büyük evlilik yapanların oranı ise %1.2’dir. • Ülkemizde yapılan evlilikler cinsiyete göre ilk evlenme yaşı bakımından incelendiğinde ise kızlarda ilk evlenme yaşının önemli oranda düştüğü görülmektedir. Sözgelimi 18 yaşın altında evlenen erkek oranı sadece %6.9 iken aynı oran kızlarda % 31.7 olmaktadır. • Ortalama ilk evlenme yaşı, ülkemizde 2013 yılında erkekler için 26,8, kadınlar için 23,6 olmuştur. • En düşük ortalama ilk evlenme yaşı ise erkeklerde 25,8 ile Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde, kadınlarda 22,2 ile Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’ndedir.

#16

SORU: 2013 yılında en yüksek kaba evlenme hızı ve en düşük kaba evlenme hızı hangi illerde ne kadar orandadır?


CEVAP: 2013 yılında en yüksek kaba evlenme hızı ‰ 8,63 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde gerçekleşmiştir. Bu bölgemizi ‰ 8,49 ile Kuzeydoğu Anadolu ve ‰ 8,47 ile Orta ve doğu Anadolu Bölgelerimiz izlemektedir. En düşük kaba evlenme hızı ise ‰ 6,78 ile Doğu Karadeniz Bölgemizdedir. Kaba evlenme hızının 2013 yılında en yüksek olduğu il ‰10,12 ile Adıyaman ilimizdir. Adıyaman’ı ‰10,10 ile Kilis, ‰ 9,97 ile Ağrı illerimiz izlemektedir. Kaba evlenme hızının en düşük olduğu illerimiz ise ‰ 6,14 ile Kastamonu ve Tunceli’dir. Bu illerimizi ‰ 6,30 ile Çanakkale, ‰ 6,32 ile Edirne illerimiz izlemektedirler. 2013 yılında en yüksek kaba boşanma hızı ‰ 2,25 ile Ege Bölgemizde görülmektedir.

#17

SORU: Türkiye’deki kaç çeşit aile yapısından söz edilebilir?


CEVAP: Türkiye’de kabaca kırsal aile, kentsel aile ve geçiş ailesinden söz edilebilir.

#18

SORU: Ülkemizde ailenin yapısal özelliklerinin büyük ölçüde kentleşme eğilimleriyle neden ilişkilidir?


CEVAP: Çünkü ülkemizde kentleşme hızla artmaktadır. Kentleşme kırsal kesimden kente göç ile gerçekleşmektedir. Kentleşme ile birlikte kırsal kesimden kente gelen ailelerin yapısında aile büyüklüğünde, değişimlerin de ortaya çıktığı düşüncesi öne sürülmektedir.

#19

SORU: Türkiye istatistik kurumunun veri tabanında bulunan verilerden kent- kır ayrımına göre hane yapısına ilişkin veriler nasıldır?


CEVAP: Türkiye istatistik kurumunun veri tabanında bulunan verilerden kent- kır ayrımına göre hane yapısına ilişkin verilerden Türkiye genelinde tek kişilik hane oranının % 6 olduğu bu oranın kentsel kesimde % 6.2’ye çıktığı ve kırsal kesimde ise %5.7 ye düştüğü görülmektedir. Çekirdek aile oranları ise Türkiye geneli % 80.7 kent kesimi % 83 ve kırsal kesim %76.3’tür. Geniş aile bakımından ise söz konusu bu oranlar yine aynı sıra ile yani Türkiye genelinde %13, kent kesiminde %10.3 ve kırsal kesimde %18’dir.

#20

SORU: Büyüklüklerine göre aile çeşitleri kaça ayrılır?


CEVAP: Büyüklüklerine göre aile çeşitleri geleneksel ya da geniş aile ve çekirdek aile olarak ikiye ayrılmaktadır.

#21

SORU: Geleneksel aile tiplerinde görülen birtakım ortak özellikleri sıralayınız?


CEVAP: Geleneksel aile tiplerinde görülen birtakım ortak özellikleri şu şekilde sıralamak mümkündür; • İlişkiler eşitlikçi değildir. Geniş ailenin en önemli özelliği aile içindeki statü farklılığıdır. Yaşlı gençten, ergin çocuktan, erkek kadından daha yüksek konumdadır. Konumu en düşük grup ise gelin gibi aileye yeni katılan kişilerdir. • Geleneksel ailede iş bölümü cinsiyete göre yapılır. Kadınlar ev içindeki bütün işlerde, erkekler ise tarlada ve işyerlerinde çalışır. Kız çocukları anneye, oğlan çocukları babaya yardım ederler. • Geniş ailede eş seçimi hemen tamamı ile ana baba aracılığı ile yapılır. Akraba ve aynı yöreden kişiler ile olan evlilikler çok erken yaşlarda olmaktadır. Genelde evlenmeler ekonomik değiş- tokuşu gerektirir. • Erkek çocuk tercih edilir. Erkek çocuğun eğitimine daha çok önem verilir. • Evlenen çocuklar yeni bir ev açma yerine baba evini tercih ederler. Erkek çocuk genelde babanın işini devam ettirir. Toplumsal statüsü, aile ve akrabalık sistemi tarafından belirlenir. Bu aile tipinin çok sık görülmesi yerleşik tarım ve mülkiyet hakkı ile açıklanabilir. • Karı-koca ilişkileri belli bir mesafe içindedir. İsimle hitap edilmez. Coşkusal ve duygusal davranışlardan olabildiğince sakınılır. Kadın kocasından hem korkar, hem de sayar. • Baba genel olarak otoritesini korkuya dayandırır ve çocuklar ile karşılıklı ilişkisini en aza indirir.

#22

SORU: Çekirdek aile nedir kısaca açıklayınız?


CEVAP: Çekirdek aile modern toplumdaki aile tipi olarak bilinmektedir. Sanayileşmiş çağdaş toplumlarda, özellikle kentlerde geniş aileler yerini giderek küçük ailelere bırakmıştır. Anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşan bu küçük ailelere çekirdek aile denir. Çekirdek aile, yalnız birey sayısıyla değil yapısıyla da geniş aileden çok farklıdır. Çekirdek aile, kentlerdeki yaşam ve üretim koşullarının ortaya çıkardığı bir aile tipidir.

#23

SORU: Çekirdek ailelerde görülen özellikler sıralayınız?


CEVAP: Çekirdek ailelerde görülen özellikler ise şu şekilde sıralanabilir; • Aile bireyleri arasında iş bölümü vardır. • Kuşaklar arasında özerk ve hoşgörülü ilişki vardır. • Çeşitli roller belirlenmiş olmasına rağmen aile üyeleri arasında dayanışma vardır. • Aile reisliği genellikle belli bir cinsin tekelinde değildir. • Çocuğun sosyal güvence olarak görülme oranı düşmektedir. • Çocuk sayısı azalmakta, doğum aralığı uzamaktadır.

#24

SORU: Yerleşim yerlerine göre aileler genel olarak kaç kategoride incelenir?


CEVAP: Yerleşim yerlerine göre aileler genel olarak kırsal aile, gecekondu ailesi ve kentsel aile olmak üzere üç kategoride incelenmektedir.

#25

SORU: Kırsal kesim ailesini kısaca açıklayınız.


CEVAP: Kırsal kesim ailesi çoğu kez bütün bireylerin birlikte çalışıp birlikte ürettikleri ekonomik bir birimdir. Kırsal kesimde daha çok kadının olmak üzere erkeğin de eğitim olanaklarından yararlanması sınırlıdır. Bu nedenle bu ailede çiftlerin eğitim düzeyleri düşüktür. Kırsal kesim ailesinin başlıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.

#26

SORU: Günümüzdeki kırsal kesim ailesindeki yapıyı kısaca açıklayınız.


CEVAP: Günümüzdeki köklü ve hızlı değişim kırsal kesim ailesinde de heterojen bir yapı ortaya çıkarmaya başlamıştır. Bu durum kırsal kesimde de aile yapılarını farklılaştırmıştır. Bir yandan geleneksel geniş ailelerin yerini çekirdek aileler alırken öte yandan ataerkil yapılanmanın yeni nesil üzerindeki baskısı azalmıştır. Böylece kırsal aile bir taraftan geleneksel ilişkiler içinde varlığını sürdürürken diğer taraftan da ekonomik ve kültürel yönden dünya ile bütünleşerek yeniden yapılanma sürecine girmiştir.

#27

SORU: Gecekondu ailesini kısaca açıklayınız.


CEVAP: Gecekondu ailesi ise son derece fazla özelliği olan ve özellikle ülkemiz için önemli bir aile tipidir. Gecekondu ailesi kırsal kesimden bireylerin başta topraksızlık olmak nedeni ile çeşitli nedenlerden dolayı kente göç etmesi sonucu ortaya çıkan ailelerdir. Özellikle topraksızlık nedeniyle yapılan kente göç ailenin bir defada topluca göç etmesi şeklinde olmamaktadır. Bu tip göç ilk bakışta sanki bireysel bir göçmüş gibi algılanabilecek bir görüntü içerisinde belli bir yol izlemektedir. Bu tür bir göç olayında önce erkekler yalnız veya kardeş, vb. gibi çalışabilecek kişilerle birlikte kente gelmekte, sonra eş, çocuklar, ana baba ve giderek daha uzak akraba ve komşular basamaklı olarak kente taşınmaktadırlar.

#28

SORU: Kentsel kesimde gecekondu bölgelerinde yaşayan düşük sosyoekonomik düzeydeki aileler üzerinde yapılan araştırmalara göre düşük sosyoekonomik düzeydeki ailelerin göç etme nedenleri nedir?


CEVAP: Bu ailelerin göç etme nedenlerinin başında iş bulabilme istek ve beklentisi gelmektedir. Atanma, eğitim, sağlık, vb. gibi zorunlu nedenler ile yapılan göçler dışarıda bırakılırsa, ikinci önemli göç nedeni ise aile ve akrabalara yakın olma isteğidir.

#29

SORU: Ülkemizde Anne-çocuk ve baba-çocuk ilişkileri nasıldır?


CEVAP: Anababa- çocuk ilişkilerinde anne daha fazla sorumluluk almaktadır. Baba-çocuk ilişkileri genellikle mesafelidir. Anne-çocuk ilişkileri daha yakındır. Özellikle de statüsünü yükselten oğul ile annenin iletişimi daha da yakınlaşmaktadır. Baba erkek çocukları ile ilişkilerinde otoriter, resmi ve mesafelidir. Genellikle anababa-çocuk ilişkileri koruma ve kontrol temeline oturmaktadır. Geleneksel ailede koruyuculuk daha belirgindir.

#30

SORU: Kentsel ailesini kısaca açıklayınız.


CEVAP: Bu aile tipide dünyanın hemen her yöresi ve dolayısı ile ülkemiz içinde önemli olan bir aile tipidir. Bu nedenle ayrı bir ünite olarak incelenmiş olmakla beraber bu bölümde de ek bilgiler verilmesine gerek duyulmuştur. Kent ailesi esas olarak tarımdan tamamen kopmuş, geçimini daha çok hizmet sektöründen sağlayan yani işçilik, memurluk, esnaflık gibi işlerde çalışan ailelerdir. Bu aile tipinin en önemli özelliği, çekirdek aile yapısında ve bir tüketim birimi olarak örgütlenmiş olmasıdır. Evlenme yaşı gittikçe yükselmiş, ailedeki üye sayısı ise düşmüştür. Kent ailesinde eş seçimi genellikle bireysel tercihlere bırakılmış, toplumsal baskı ve törelerin gücü azalmış olmakla beraber geleneksel yöntemin etkinliği sürmektedir. Kadınlar yasal haklarını daha iyi bilmektedir. Aile bireyleri arasında paylaşma ve iş bölümü yaygın olarak görülmektedir.

#31

SORU: Parçalanmış aile ve tamamlanmamış aile nedir?


CEVAP: Ayrı yaşama, boşanma, kayıp ve ölüm gibi nedenler ile, aile yapısındaki değişime bağlı olarak ortaya çıkan aile yapısı parçalanmış aile olarak tanımlanmaktadır. Yalnız yaşayan erkek ya da kadın, ayrılıklar sonucu ebeveynlerden yalnızca biriyle yaşayan çocuk/çocuklar tamamlanmamış aile olarak kabul edilmektedir. Sözü edilen bu her iki aile tipi de küçük aile grubunda değerlendirilmektedir.

#32

SORU:

Evlilikte psikolojik doyumu olumlu etkileyen ögeler nelerdir?


CEVAP:

Ailelerde çiftlerin uyumlu olmaları gelmektedir. Mutlu evlilikler için, eşler arasındaki iletişim etkili olmalı, eşler her konuda birbirlerine destek olmalıdır. Aile ile ilgili görev ve sorumlulukların yerine getirilmesi, çocuklarla ilgilenebilme, karşılıklı saygı ve değer verme, boş zamanları birlikte paylaşma, problemlere birlikte göğüs germe, eşlerin aileye ekonomik anlamda katkıda bulunması ve bir meslek sahibi olmaları evlilikteki psikolojik doyumu olumlu yönde etkileyen ögelerdir.


#33

SORU:

Çeşitli açılardan evliliği tanımlayınız.


CEVAP:

Evlilik bireylerin mutluluğunu sağlayan ve kişiliklerinin gelişmesinde önemli rol oynayan bir birim olarak tanımlanabilir. Bir başka tanımda evlilik, bireyin benliğini başkasının benliği ile birleştirmesine imkan veren, kişiliğinin gelişmesini ve mutlu olmasını sağlayan bir kurum olarak görülmektedir. Başka bir tanımda ise evlilik, ailenin kurulmasında ilk evreyi oluşturan eşler arasındaki ilişki biçimi olarak ifade edilebilir


#34

SORU:

Sağlıklı bir aile yapısını temsil eden koşullar nelerdir?


CEVAP:

Aralarında iyi bir ilişki bulunan, çocuklarının geleceğini, güvenliğini düşünen ve geleceğe iyimser bakan, açık iletişim kuran evlilik sistemi sağlıklı bir aile
yapısını temsil eder.


#35

SORU:

Bir sistemin evlilik olarak nitelendirilmesi hangi koşullara bağlıdır?


CEVAP:

Birbirlerine karşı sorumluluk duygusu taşıyan, birbirlerini sosyal açıdan destekleyen, birlikte isteyerek zaman geçiren üyeler arasında açık
iletişim olan, kriz durumunda birbirine kenetlenen bireylerin oluşturduğu sistem evlilik olarak nitelendirilebilir.


#36

SORU:

Evlilik ve yaşam doyumu arasındaki ilişkiyi açıklayınız.


CEVAP:

Evliliği etkileyen unsurlardan en önemlilerinden biri yaşam doyumudur. Bu konuda yapılan çalışmalar insanların psikolojik iyi olma durumlarının onların yaşam doyumlarını olumlu etkilediğini göstermektedir. Ayrıca gelir, sağlık, eğitim düzeyi, yaş gibi faktörlerin de, insanların psikolojik iyi olma düzeylerini artırdığı ve psikolojik iyi olma düzeyinin artmasının ise bireyin genel yaşam doyumunu artırdığı buna karşılık aksi durumun insan üzerinde olumsuz bir etki ortaya çıkardığı belirtilmektedir.


#37

SORU:

Evlilik türlerinden biri olan monogami nedir? Tanımlayınız.


CEVAP:

Evlilik bağının yalnızca bir erkek ile bir kadın arasında kurulduğu evliliklere monogami denir.


#38

SORU:

Evlilik türlerinden biri olan poligami nedir? Tanımlayınız.


CEVAP:

Bir erkeğin birden çok kadınla ya da bir kadının birden çok erkekle evlendiği durumlara poligami denir. 


#39

SORU:

Çok eşli evlilikler açısından Türkiye'deki durumu açıklayınız.


CEVAP:

Ülkemizde çok eşlilik 1926’da yasaklanmıştır. Ancak oransal olarak miktarı çok az da olsa ülke genelinde, doğu Anadolu ve güneydoğu Anadolu bölgelerimizde ise daha yüksek
oranda olmak üzere günümüzde de çok eşli evliliklere rastlanabilmektedir.


#40

SORU:

Bir ailenin yapısını ve özelliklerini belirleyen etmenler nelerdir?


CEVAP:

Bir ailenin yapısını ve özelliklerini, ait olduğu sosyal sınıf, hane halkı, kırsal ya da kentsel yerleşim özellikleri, dinsel, kültürel, ekonomik,vb. etkenler gibi çok değişik ve fazla sayıda parametreler belirleyebilmektedir.


#41

SORU:

Türkiye'de kaç tip aileden söz edilebilir?


CEVAP:

Türkiye’de kabaca,

  • Kırsal aile,
  • Kentsel aile
  • Geçiş ailesinden söz edilebilir.
    Ülkemizde ailenin yapısal özellikleri büyük ölçüde kentleşme eğilimleriyle ilişkilidir. Çünkü ülkemizde kentleşme hızla artmaktadır. Kentleşme kırsal kesimden kente göç ile
    gerçekleşmektedir. Kentleşme ile birlikte kırsal kesimden kente gelen ailelerin yapısında aile büyüklüğünde, değişimlerin de ortaya çıktığı düşüncesi öne sürülmektedir

#42

SORU:

Büyüklüklerine göre aile çeşitleri nelerdir?


CEVAP:

Büyüklüklerine göre aile çeşitleri geleneksel ya da geniş aile ve çekirdek aile olarak ikiye
ayrılmaktadır.


#43

SORU:

Geleneksel ailelerin ortak özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Geleneksel ya da geniş aile genellikle kırsal ya da geleneksel toplumların bir kurumudur. Bu aile tipi kişinin özgürlüğünü kısıtlayıcı ve buna bağlı olarak da toplumsal gelişmeyi engelleyici olduğu düşüncesi yaygın kabul görmektedir.
Geleneksel aile tiplerinde görülen  ortak özellikler:
• İlişkiler eşitlikçi değildir. Geniş ailenin en önemli özelliği aile içindeki statü farklılığıdır. Yaşlı gençten, ergin çocuktan, erkek kadından daha yüksek konumdadır.
Konumu en düşük grup ise gelin gibi aileye yeni katılan kişilerdir.
• Geleneksel ailede iş bölümü cinsiyete göre yapılır. Kadınlar ev içindeki bütün işlerde, erkekler ise tarlada ve işyerlerinde çalışır. Kız çocukları anneye, oğlan çocukları
babaya yardım ederler.
• Geniş ailede eş seçimi büyük ölçüde ana baba aracılığı ile yapılır. Akraba ve
aynı yöreden kişiler ile olan evlilikler çok erken yaşlarda olmaktadır. Genelde evlenmeler ekonomik değiş-tokuşu gerektirir.
• Erkek çocuk tercih edilir. Erkek çocuğun eğitimine daha çok önem verilir.
• Evlenen çocuklar yeni bir ev açma yerine baba evini tercih ederler. Erkek çocuk
genelde babanın işini devam ettirir. Toplumsal statüsü, aile ve akrabalık sistemi
tarafından belirlenir. Bu aile tipinin çok sık görülmesi yerleşik tarım ve mülkiyet
hakkı ile açıklanabilir.
• Karı-koca ilişkileri belli bir mesafe içindedir. İsimle hitap edilmez. $oşkusal ve
duygusal davranışlardan olabildiğince sakınılır. Kadın kocasından hem korkar,
hem de sayar.
• Baba genel olarak otoritesini korkuya dayandırır ve çocuklar ile karşılıklı ilişkisini
en aza indirir.


#44

SORU:

Çekirdek aile nedir?


CEVAP:

Anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşan küçük ailelere çekirdek aile denir. Sanayileşmiş çağdaş toplumlarda, özellikle kentlerde geniş aileler yerini giderek küçük ailelere bırakmıştır.  Çekirdek aile, yalnız birey sayısıyla değil yapısıyla da geniş aileden çok farklıdır. Çekirdek aile, kentlerdeki yaşam ve üretim koşullarının ortaya çıkardığı bir aile tipidir. 


#45

SORU:

Çekirdek ailelerin ortak özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Çekirdek ailelerin ortak özellikleri:

  • Aile bireyleri arasında iş bölümü vardır.
  • Kuşaklar arasında özerk ve hoşgörülü ilişki vardır.
  • Çeşitli roller belirlenmiş olmasına rağmen aile üyeleri arasında dayanışma vardır.
  • Aile reisliği genellikle belli bir cinsin tekelinde değildir.
  • Çocuğun sosyal güvence olarak görülme oranı düşmektedir.
  • Çocuk sayısı azalmakta, doğum aralığı uzamaktadır.

#46

SORU:

Yerleşim yerlerine göre aileler kaç kategoride incelenir?


CEVAP:

Yerleşim yerlerine göre aileler genel olarak kırsal aile, gecekondu ailesi ve kentsel aile olmak üzere üç kategoride incelenmektedir.


#47

SORU:

Kırsal kesim ailesinin özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Kırsal kesim ailesi çoğu kez tüm aile bireylerinin birlikte çalışıp birlikte ürettikleri ekonomik bir birimdir. Kırsal kesimde daha çok kadının olmak üzere erkeğin de eğitim olanaklarından yararlanması sınırlıdır. Bu nedenle bu ailede çiftlerin eğitim düzeyleri düşüktür. Kırsal kesim ailesinin başlıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Ailede gelirin ortak olması aile üyelerini bir arada yaşamaya zorlar. Bu nedenle kırsal kesim ailesinde büyük ve ataerkil yapı uzun yıllar varlığını korumuştur. Kırsal kesim ailesinde, genellikle baba soyuna dayalı bir yapı vardır. Ailede üye sayısı her durumda ülke ortalamasının üzerindedir. Ailede çocuk, işgücü ve sosyal güvence unsuru olarak görülür. Gerek ailenin kuruluşu, gerekse
yaşatılmasında gelenek, ve göreneklerin etkisi fazladır. Akrabalık ve komşuluk ilişkileri ile yardımlaşma ve dayanışma kentlerden farklı bir özellik taşır. 


#48

SORU:

Gecekondu ailesinin özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Gecekondu ailesi ise son derece fazla özelliği olan ve özellikle ülkemiz için önemli
bir aile tipidir. Gecekondu ailesi kırsal kesimden bireylerin başta topraksızlık olmak nedeni ile çeşitli nedenlerden dolayı kente göç etmesi sonucu ortaya çıkan ailelerdir. Özellikle topraksızlık nedeniyle yapılan kente göç ailenin bir defada topluca göç etmesi
şeklinde olmamaktadır. Bu tip göç ilk bakışta sanki bireysel bir göçmüş gibi algılanabilecek bir görüntü içerisinde belli bir yol izlemektedir. Bu tür bir göç olayında önce erkekler yalnız veya kardeş, vb. gibi çalışabilecek kişilerle birlikte kente gelmekte, sonra eş, çocuklar, anababa ve giderek daha uzak akraba ve komşular basamaklı olarak kente taşınmaktadırlar. Akraba ve komşuları kapsayan göç süreci sonunda özellikle kentlerin gecekondu bölgesinde yaşayan kişiler, bazan aynı avlu içinde kapıları ayrı, bazan aynı apartmanda farklı dairelerde yaşamakta, ancak değişen ölçülerde geniş aile geleneklerini sürdürmektedirler.  Bu şekilde birarada yaşayanların bir kısmı geniş ailenin bireyleridirler. Bir kısmı akraba, bir kısmı da aynı köyden olan ama geniş aile içerisinde kabul edilmesi söz konusu olmayan bireylerdir. Çiftler biran önce kendi ayrı evlerine çıkmak istemektedirler.


#49

SORU:

Kentsel ailenin özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Bu aile tipi de dünyanın hemen her yöresi ve dolayısı ile ülkemiz içinde önemli olan bir
aile tipidir. Kent ailesi esas olarak tarımdan tamamen kopmuş, geçimini daha çok hizmet sektöründen sağlayan yani işçilik, memurluk, esnaflık gibi işlerde çalışan ailelerdir. Bu aile tipinin en önemli özelliği, çekirdek aile yapısında ve bir tüketim birimi olarak örgütlenmiş olmasıdır. Evlenme yaşı gittikçe yükselmiş, ailedeki üye sayısı ise düşmüştür. Uzun öğrenim yılları iyi iş ve yüksek yaşam standardı beklentisi, evlenme yaşının yükselmesinin önemli nedenleridir. Kentlerde farklı kültür gruplarının bulunması nedeniyle aile yapılarında farklılıklar gözlenir. Eğitim düzeyi, geçim kaynakları, yaşam tarzları ve aile ilişkileri bu farklılıkların başlıcalarıdır.


#50

SORU:

Parçalanmış ya da tamamlanmamış aile nedir? Tanımlayınız.


CEVAP:

Ayrı yaşama, boşanma, kayıp ve ölüm gibi nedenler ile, aile yapısındaki değişime bağlı
olarak ortaya çıkan aile yapısı parçalanmış aile olarak tanımlanmaktadır. Yalnız yaşayan
erkek ya da kadın, ayrılıklar sonucu ebeveynlerden yalnızca biriyle yaşayan çocuk/çocuklar tamamlanmamış aile olarak kabul edilmektedir.


#51

SORU:

Eşlerin kendi ailelerinden ayrışma ve bireyselleşme sorunları hangi sonuçları ortaya çıkarmaktadır?


CEVAP:

Eşlerin kendi ailelerinden ayrışma ve bireyselleşme sorunları, çoğunlukla ikinci kuşağın da benzer biçimde yetiştirilmesi eğilimlerini ortaya çıkarmaktadır. Köken aileden
ayrışıp eşiyle diyalog kuramayan anne, oğluyla kuşaklararası koalisyon yapma eğilimindedir. Koca da benzer nedenlerle eşi ve çocuklarıyla mesafelidir. Bu öğeler, dışarıdan kontrol edilen özerkliği kısıtlı bireyler yetiştirmede etkili olur.


#52

SORU:

Geleneksel ailelerde, aile içerisinde karar verme süreçleri ne şekilde işler?


CEVAP:

Karar verme konusunda sanıldığının aksine geleneksel ailelerde kadın ve erkeklerin birlikte davrandığına ilişkin veriler mevcuttur. Kadının çalışması, gündelik alışveriş ve çocuk bakımı konusundaki kararlar kadınlar tarafından alınmaktadır. Ziyaret, giyim alışverişi, çocukların eş seçimi, doktora gitme, oy kullanma kararları genellikle birlikte alınmaktadır. Görüşler ne olursa olsun özellikle kırsal kesimde ve az eğitimlilerde daha belirgin olmak üzere cinsiyetlere dayalı rollerin ayrımı iyi yapılmaktadır. Geleneksel ailelerde evlilikte erkeğe “geçimi ve bireylerin güvenliğini sağlama”, kadına ise “ev işleri yapmak, koca ve çocuklarına bakmak” rolü verilmektedir. Kocanın eğitim düzeyi yükseldikçe kadının
aile bütçesine katkısı konusunda daha esnek olmaktadır.


#53

SORU:

Ülkemizde aile tiplerine göre  eşlerin rolleri ne şekilde oluşur?


CEVAP:

Ülkemizde kurulan ailelerde, genellikle eşler arasında roller net sınırlarla ayrılmıştır ve bireyselleşmeye fazla izin verilmez. Geleneksel Türk ailesinde özerklik ve bireysellik yerine grup bağları ve sadakat gibi daha kollektif öğeler egemendir. Oysa çağdaş ailelerde yaşam, bireyselleşmeye daha çok izin verir ve ilişkiler daha eşitlikçi temellerde gerçekleşir. Sosyokültürel düzey yükseldikçe kadınlar evle ilgili geleneksel rolleri reddetme eğilimindedir. Özellikle kadının çalışma yaşamına katılması ile roller arasındaki
keskin sınırlar esner. Ülkemizde kurulan ailelerde, genellikle eşler arasında roller net sınırlarla ayrılmıştır ve bireyselleşmeye fazla izin verilmez. Geleneksel Türk ailesinde özerklik ve bireysellik yerine grup bağları ve sadakat gibi daha kollektif öğeler egemendir. Oysa çağdaş ailelerde yaşam, bireyselleşmeye daha çok izin verir ve ilişkiler daha eşitlikçi temellerde gerçekleşir. Sosyokültürel düzey yükseldikçe kadınlar evle ilgili geleneksel rolleri
reddetme eğilimindedir. Özellikle kadının çalışma yaşamına katılması ile roller arasındaki
keskin sınırlar esner.