TOPLUMSAL YAŞAMDA AİLE Dersi Aile ve Değerler soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Değer kelimesi nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlüğü’nde “değer” kelimesi şu şekilde tanımlanmaktadır:

  1. Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet 2. Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, kıymet, paha, valör,
    3. Üstün nitelik, meziyet, kıymet.
  2. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse
    5. Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey, 6. Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı.
    7. Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü

Değer, birey ve toplum yaşamının tümünü etkileyen, bireyin istek, amaç ve ihtiyaçlarının oluşmasında önemli olan, birey ve toplumun tercihlerinde rol alan ilke veya inanç olarak tanımlanabilir.


#2

SORU:
  • Değer kavramının özellikleri nelerdir?


CEVAP:
  • Değerler inançlar olarak sadece fikir niteliği taşımazlar. Duygularla da bağlantılıdırlar. Etkinlik kazandıklarında duygularla iç içe geçerler.
  • Değerler bireyin amaçlarıyla ve bu amaca ulaşmada yararlandığı davranışlarla ilişkilidirler.
  • Değerler, eylem ve durumların üzerindedirler.
  • Değerler; davranışların, insanların ve olayların seçilmesi, değiştirilmesi ve yönlendirilmesinde standartlar olarak işlev görürler.
  • Değerler, taşıdıkları öneme göre kendi aralarında sıralanırlar. Dolayısıyla bireyler ve kültürler sergiledikleri değer önceliklerine göre tanımlanabilirler.

#3

SORU:

Değerlerin sınıflandırılmasında Rokeach’in Değerler Envanteri özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Değerler ile ilgili literatürde en çok kabul gören çalışmalardan birisidir. Rokeach, bir değerler seti oluşturmuş ve bu seti iki ana kategoriye ayırmıştır. Bunlar amaçsal değerler; yani bir kişinin yaşamı boyunca başarmayı amaçladığı değerler ile araçsal değerlerdir. Bu değerler envanteri; 18 amaçsal, 18 araçsal değerden oluşan bir formdur. Amaçsal değerler; aile güvenliği, ahret selameti, barış içinde bir dünya, başarı hissi, bilgelik, eşitlik, gerçek dostluk, güzellikler dünyası, heyecanlı bir yaşam, iç huzur, kendine saygı, mutluluk, olgun sevgi, özgürlük, rahat bir yaşam, sosyal onay, ulusal güvenlik, zevk olarak sıralanabilir. Araçsal değerler ise; başarılması istenen hedefler için kullanılan araçları ifade etmektedir. Bu değerler, bireylerin bazı sonuçlara ulaşmasında kullandıkları kabul edilebilir davranışların temsilcisi olarak işlev görürler. Araçsal değerler olarak hırs, dürüstlük, cesaret vb. sayılabilir.


#4

SORU:

Değerlerin sınıflandırılmasında Morris Değerler Sınıflandırması özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Bu sınıflandırmaya göre üç tip değer bulunmaktadır. Birincisi faal değerlerdir. Bunlar bireysel değerleri etkiler ve insanın isteklerini yansıtır. İkincisi kavranmış değerlerdir. Bunlar toplumun arzulanabilir olarak kabul ettiği davranış kavramlarının kültürel olarak paylaşılmasını yansıtır. Üçüncü ve sonuncusu ise amaç değerlerdir. Bunlar da bireysel tercihlerden ve normatif standartlardan bağımsız olarak, bir konu veya olaya yüklenen anlamla nitelendirilir.


#5

SORU:

Değerlerin sınıflandırılması Spranger Değerler Sınıflandırması özellikleri nelerdir ?


CEVAP:

Spranger’in Değerler Sınıflandırması: Spranger ise daha ayrıntılı bir sınıflama yapmıştır. Spranger insanların değer yönelimlerini bireysel değerlerine göre “kuramsal”, “ekonomik”, “estetik”,“sosyal” “politik”, ve “dinsel” değer olarak 6 gruba ayırmıştır.


#6

SORU:

Değerlerin sınıflandırılması Kahle’nin Değerler Listesi özellikleri nelerdir ?


CEVAP:

Kahle’nin Değerler Listesi : 1983 yılında geliştirilen bu değerler listesi, bireylerin değerlerini önem sırasına göre sınıflandırmalarını sağlamaktadır. Bu değerler üç grupta toplanmıştır. Bunlar hazcı yani hedonik değerler, empatik değerler ve kendini gerçekleştirme değerleridir.


#7

SORU:

Toplumsal Değerlerin temel özellikleri nelerdir ?


CEVAP:
  • Her toplumsal değer, kendisiyle ilgili pek çok normun varlığına yol açar. Sözgelimi; yalan söylemek, hem ahlak hem de hukuk kurallarınca yasaklanmıştır.
  • Toplumsal normlar, bireysel normlara göre daha emredici, daha sınırlayıcı ve belirlidir.
  • Bir toplumda bireylerin çok farklı değerleri benimsemeleri, değer çatışmalarına yol açar. Çok belirgin hale gelen çatışmalar ise toplumsal çözülmelere neden olur.
  • Bazı değerler toplumda “egemen değer” durumundadır. Bu, toplumsal değerin uzun bir zamandan beri varlığını sürdürmesi, toplumu oluşturan grup ve kurumlarca benimsenmiş olmasını gerektirir. Toplumsal birliği güçlendirici rolü vardır.
  • Toplumsal değerlerle çatışan hukuk normlarının toplumda varlığını sürdürmesi zordur.

#8

SORU:
  • Değerlerin sınıflandırılması Schwartz’ın Değerler Teorisi özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Schwartz’ın Değerler Teorisi : Schwartz değerler teorisinde; güç, başarı, hedonizm, harekete geçirme, kendini yönetme, evrensellik, bağlılık, gelenek, uyum ve güvenlik olmak üzere 10 temel değer tipini içeren bir değerler yapısını öngörmüştür. Bu değerler bireyi motive etme amacına göre sınıflandırılmaktadır.


#9

SORU:

Toplumsal denetimin temel özelliklerini nelerdir?


CEVAP:
  • Toplumsal denetimin kaynağı toplumsal yaşamın kendisidir ve her toplumda görülür.
  • Toplumsal denetim her türlü toplumsal ilişkiyi kapsamına alır.
  • Toplumsal denetimin amacı toplumsal düzeni korumak ve toplumun sürekli olmasını sağlamaktır.
  • Toplumsal denetim bireylerin toplumsallaşmasını sağlar. Birey, toplum içinde sürekli tekrarlanarak toplumsal alışkanlık haline gelmiş düşünüş ve davranış biçimlerini yani toplumsal davranış kalıplarını hazır bulur ve bu kalıpları toplumsallaşma yoluyla içselleştir.
  • Toplumsal denetim bir toplumdan öteki topluma farklılık gösterir. Yani her toplumun denetim kuralları farklıdır. Toplumsal denetim sadece toplumdan topluma değişmekle kalmaz; aynı toplumda da zaman içerisinde değişir. Çünkü toplumların denetim kuralları sabit değildir. Zaman içerisinde değişir. Dolayısı ile toplumda da yeni denetim kuralları geçerli olur.
  • Toplumsal denetim gücünü dayandığı otoriteden alır. Bu otorite; kamu kurumu, özel kuruluşlar veya bizzat toplumun kendisi olabilir.
  • Toplumsal denetim, toplumsal normlar, toplumsal değerler ve toplumsal kurumlar aracılığıyla kurulur.

#10

SORU:

Toplumsal değerler nasıl nitelendirilmektedir?


CEVAP:

Toplumsal değerler, ortaklaşa kanılar sonucu ortaya çıkmış, toplum üyeleri tarafından algılanmış, benimsenmiş ve kanıksanmış, toplumun iyiliği
ve ihtiyaçlarının karşılanması açısından önemli görülen, özellikle duygularla yakından ilgili olan, maddi ve manevi olguların olumlu ya da olumsuz olarak nitelenmesidir.


#11

SORU:

Toplumsal Sapma nedir ve özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Bireylerin toplumsal normlara uymamasına toplumsal sapma denir. Bireylerin normlara uygun davranmalarına ise, uyma denir. Aslında toplumsal normlar, toplumun düzeni için vardır. Ancak bazı durumlarda birey, değişik nedenlerden dolayı toplumsal normlara uymada zorluk yaşar. Bu durumlarda toplumsal sapma ortaya çıkar. Toplumsal sapmaya neden olan davranışları şu şekilde incelemek mümkündür.


#12

SORU:

Toplumsal uyma nasıl tarif edilir?


CEVAP:

Bireylerin toplumsal normlara uymamasına toplumsal
sapma; aksine normlara uygun davranmalarına ise, uyma denir.


#13

SORU:

Değerlerin kazandırıldığı kurumlarda ailenin rolü nelerdir?


CEVAP:

Bir ailede anne-babanın önde gelen görevi iyi bir evlat yetiştirmektir. Bu amaçla çocuklarını dinî, millî, ahlâki değerler, örf ve âdetler ve hukuk kuralları çerçevesinde yetiştirmek, onları kötü davranışlardan alıkoymak, engellemek için çocuklarına gerekli eğitimi en iyi bir şekilde vermeleri gerekir. Bu onların görevleridir ve bunu yapmaya da yetkilidirler. Bir ailede anne ve baba bu yetkilerini kullanırlar iken, çocuklarının bedenî, ruhî ve zihnî sağlıklarına da özen göstermelidirler. Günümüzde gelişen ve değişen hukuk kuralları ve psiko-sosyal eğilimlerinin gereği olarak, aile görevini yapar iken yetkilerini zorlayıcı olmaktan çok yönlendirici bir tarzda kullanmaya özen göstermelidir. Bu tarzda bir yetki kullanımı ve eğitim anlayışı için de, anne babanın yeterli eğitimi almış olmalarına gerek duyulur. Ailede kazanılan ve ailenin görevli olduğu başlıca alanlar; ahlâkî, toplumsal ve dinî alanlardır. Aile eğitiminin amacı, kendi imkânları ölçüsünde ve toplumun talebi doğrultusunda bireylerini olumlu davranış sahibi yapmaktır. Ahlâkî görevlerin ana hedefi, olumlu davranışları kazandırmak, kötü davranışlardan ise uzaklaştırmaktır. Ahlâkî görevlerin yapılmaması bireysel ve psikolojik olarak iç huzursuzluk ve tedirginlik, sonucunu ortaya çıkarır. Toplumsal sonucu ise, ayıplanma, dışlanma ve yalnızlığa itilmektir. Ahlâkî görevlerin pek çoğunun yerine getirilmemesinden dolayı hukukî bir sonuç, ortaya çıkmayabilir. Ancak toplumsal yaptırımlar çoğu zaman hukuki yaptırımlardan daha ağırdır. Aile, bireye ahlâkî değerlerini kazandırarak, onu iç dünyasında huzurlu ve mutlu, toplumda ise saygın ve sevilen bir kişi durumuna getirir. Bireylerin birbirine ve devlete karşı olan görevleri, toplumsal görevleridir. Toplumca benimsenmiş ve bu sebeple gelenek-görenek hâline gelmiş sosyal kurumlar, sosyal hayatın temelini oluşturur. Bu davranışların temeli ailede atılır. Sonrasında eğitim kurumlarında pekiştirilip geliştirilir. Birey, dinî konulardaki ilk bilgilerini de ailesinde öğrenir. Ailede verilen dinî eğitim diğer kurumlara göre daha ısındırıcı ve sevdiricidir. Öte yandan toplumun temel sosyal birimi olan ailenin fonksiyonlarını başarı ile yürütebilmesi için devletin de ailelere yardımcı olması gerekir. Aile, sosyal, ekonomik ve hukukî güvenceye kavuşturularak refah, huzur ve güven kaynağı haline getirilmelidir. Aile kurumunun korunmadığı, zayıfladığı ve fonksiyonlarını yapamadığı zamanlarda toplumda hemen her alanda bozulmalar görülür. Aile, kendi değerlerini bilinçli veya bilinçsiz olarak çocuğa aktarır.


#14

SORU:

Değerlerin öğretiminde eğitim kurumların rolü nedir?


CEVAP:

Eğitim kurumları ya da okullar millî ve mânevî değerlerin sistemli bir şekilde, bilimsel gerçekler ışığında öğretildiği yerlerdir. Okulların ortaya çıkış nedeni, insanlararası ilişkilerin artması, teknolojik ilerlemeler, nüfus artışı ve bilgilerin çeşitlenmesidir. Okulun doğuş nedenlerinden biri de aile yapısındaki değişmelerdir. Önceleri çocuğun, bilgi, tutum ve davranışı aile ortamında kazanabilmesi mümkün idi. Günümüzde aile küçülmüştür. Küçülmenin yanında aile endüstri toplumunun yoğun temposuna uyum sağlamaya çalıştığı için evde çocuklara ayrılan zaman oldukça azalmıştır. Günümüzde ailenin yanlış olarak çocuklarına ayırmadığı zamanı eğitim kurumları telafi etmeye başlamıştır. Eğitim kurumları elbette olacaktır ve çocuğa eğitim verecektir. Ancak aile kurumunda özellikle anne baba şartları ne olur ise olsun çocuklarına ailede vermeleri gereken eğitim için ayıracakları zamanı her durumda fazlası ile çocuklarına ayırmak zorundadırlar. Diğer bütün uğraşılarından belli ölçülerde zaman tasarruf ederek, çocuk eğitimine, çocukları ile daha fazla vakit geçirmeye zaman ayırmak gerektiğini hiçbir şekilde unutmamaları ve bu işlemi uygulamaları gerekir.


#15

SORU:

Aile ve değerler arasındaki ilişkiyi açıklayınız?


CEVAP:

Allah sevgisi, insan sevgisi,millî duygular, örfler ve adetler, feragat, fedakârlık, güven, doğruluk, dostluk, cömertlik, edep, hoşgörü, sabır, iyilik, kanaat, alçakgönüllülük, yardımlaşmak gibi güzel davranış ve değerler ile ilk kez karşılaşılan ve bu değerlerin ilk bilgilerinin alınıp öğrenildiği yer ailedir.


#16

SORU:

Sosyal değerlerin bozulması nasıl açıklanır?


CEVAP:

Hızlı toplumsal dönüşüm dönemlerinde değerler sistemi ve normatif yapının toplumsal yapı ile ilişki ve uyumu bozulur. Toplumu oluşturan bireylerin davranış, düşünce ve eylemleri üzerindeki belirleyici ve yönlendirici niteliğinin yitirilmesi durumu sosyal değerlerin bozulması yani anomi olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlamada tek bir bireyin yönelimlerinden ötede toplumsal yapının bireyler üzerindeki yönlendirici etkisi söz konusudur. Doğal olarak sosyalleşme tüm bireyleri benzer kılmaz. Her toplumda, kültürce normalin sınırı olarak belirtilen çizgiyi aşan bireysel davranışlara rastlanır. Bu durum da “sosyal sapma” olarak bilinir.


#17

SORU:

Yabancılaşma nedir?


CEVAP:

Kavram olarak yabancılaşma, bireyin, üyesi olduğu toplumun mânevî değerlerine karşı tavır alması ve ondan uzaklaşması demektir. Geniş anlamda yabancılaşma, bir insanın veya insan grubunun çeşitli nedenlerle kendi tarihine, kültür ve medeniyetine, içinde yaşadığı toplum ve toplum değerlerine uzak düşmesi anlamına gelir.


#18

SORU:
  • Seeman beş ayrı yabancılaşma kategorisi nelerdir?


CEVAP:
  1. Güçsüzlük duygusu: Bireylerin kendi ürünleri ve üretim sürecinde kullandığı araçların sonuçları üzerinde kontrol hakkının olmamasıdır.
  2. Anlamsızlık duygusu: Bireyin, nelerin doğru olduğunu, nelere inanacağını ve bağlanacağını bilememesi durumudur.
  3. Normsuzluk: Toplumsal normların belirlediği başarı hedeflerine ulaşmak için toplum tarafından onaylanmayan davranışların benimsenmesidir.
  4. Tecrit edilme duygusu: Özellikle aydınlar için geçerli olan bu durum, halk kültürünün bireysel beklenti ve yönelimlerle çelişmesini ifade eder.
  5. Kendine yabancılaşma: Bireyin belirli bir davranışının geleceğe yönelik beklentileri ile kesişmemesi, sonucu kendi varlığına yabancılaşmasıdır.

#19

SORU:

Beyin göçü nedir?


CEVAP:

Günümüzde yetişmiş, nitelikli insan gücü stratejik öneme sahiptir. Bu nedenle süper güçler söz konusu yetişmiş, nitelikli insan gücünü ülkelerinde çalışmaya ikna etmek için büyük gayret göstermektedirler. Buna karşılık gelişmekte olan ülkeler, sadece fizikî sermaye yönünden değil, aynı zamanda insan kaynakları açısından da sıkıntı yaşamaktadırlar. Beyin göçüne konu olan insan unsurunun, göç olgusu içinde yer alması, çağımızda eğitimin sosyal hareketlilik üzerinde etkili olmasıyla ortaya çıkmıştır. İnsan gücü kaynaklarının gerek sayı gerek nitelik olarak gelişmişliği sosyal gelişmişliğin de bir göstergesi hâline gelmiştir . Beyin göçünü “nitelikli insan gücünün, ülkesinin sosyal ve ekonomik kalkınması, kültürü ve menfaatleri karşısında pasifleştirilmesi süreci” olarak tarif edebiliriz. Gelişmiş ülkelerin büyük oranda beyin göçü almaları sadece geniş istihdam imkânlarına bağlanamaz. Kültürel etkide önemli yer tutar.


#20

SORU:

Kimlik krizi nedir?


CEVAP:

Kimlik, millî kültür unsurlarını ihtiva eder. Kültür, kendini bireyde temsil ettirir. Ona kimlik kazandırır. Birey, sosyalleşme yoluyla aile ve okul başta olmak üzere arkadaşlık, iş, dernekler vb. vasıtasıyla kültür unsurlarını öğrenir. Bu doğrultuda davranış kalıpları kazanır. Böylece sosyal kimliği oluşur. Toplumu meydana getiren bireylerin, aidiyet duygusunu azamî ölçüde yitirmesi veya yanlış tavırlar geliştirmesine ise kimlik krizi denir.