TÜRK DIŞ POLİTİKASI II Dersi 1997'DEN LÜKSEMBURG ZİRVESİ'NE TÜRK DIŞ POLİTİKASI soru cevapları:

Toplam 72 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği’ni gerçekleştirme kararı aldıktan sonra hangi olumsuz durum meydana gelmiştir?


CEVAP: Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği’ni gerçekleştirme kararı aldıktan sonra Kardak Krizi ortaya çıkmıştır.

#2

SORU: Kardak krizi kimler arasında meydana gelmiştir?


CEVAP: Kardak krizi, Türkiye ve komşusu olan ülke Yunanistan ve Gümrük Birliği anlaşmasını imzaladığı AB arasında meydana gelmiştir. Bu durum Türkiye’nin ilişkilerini uzun süre olumsuz bir şekilde etkilemiştir.

#3

SORU: Soğuk savaş sırasında Türkiye jeopolitik öneminin kaybedileceği düşüncesi oluşmuşken hangi olay/olaylar bu düşünceyi aksi yönde değiştirmiştir?


CEVAP: Körfez savaşının çıkması, Orta Asya ve Kafkaslardaki gelişmeler.

#4

SORU: Soğuk Savaş sırasında Yunanistan ve Türkiye arasındaki gerginlik çözülmesi için yapılan ilk görüşmeler ne zaman ve nerede yapılmıştır?


CEVAP: 1997 Temmuz ayında Madrid’de yapılan NATO zirvesi sırasında gerçekleşmiştir

#5

SORU: Soğuk Savaş sırasında Madrid’de yapılan NATO zirvesi sırasında Türkiye ve Yunanistan arasında gerçekleştirilen görüşmelerin ana maddesini oluşturan maddeler nelerdir?


CEVAP: İki ülke arasında belirlenen altı maddelik mutabakat şunlardır; • Barış, güvenlik ve iyi komşuluk ilişkilerinin devamı için karşılıklı taahhüt • Karşı tarafın egemenlik haklarına saygı • Uluslararası hukuk ilke ve anlaşmalarına saygı • Tarafların güvenlikleri ve milli güvenlikleri açısından büyük öneme sahip Ege’deki meşru, hayati çıkar ve endişelerine karşılıklı saygı • Yanlış anlamalardan kaynaklanan ihtilaflarda kaçınılması ve tek taraflı eylemlerden sakınılması taahhüdü • Anlaşmazlıkların ortak rızaya dayanarak ve kuvvet kullanımı veya kuvvet tehdidi olmadan barışçıl yollardan çözülmesi taahhüdü

#6

SORU: 1996-1998 yılları arasında Türkiye-Yunanistan arasında meydana gelen niteliksel değişme hangi önemli gelişme/ler ile meydana gelmiştir?


CEVAP: 1996-1998 yılları arasında Türkiye-Yunanistan arasında meydana gelen niteliksel değişme şu iki gelişme ile meydana gelmiştir; • 13-14 Aralık 1997 tarihindeki AB Lüksemburg Zirvesi’nden sonra Türkiye’nin AB ile siyasi ilişkilerini kararı almasıdır ki bu karar AB’nin Yunanistan açısından Türkiye ile problemlerini çözme platformu vasfını yitirmesi sonucunu getirmiştir. • Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin asıl değişim ise Türkiye’nin Suriye’ye baskı yaparak Abdullah Öcalan’ı ülkeden çıkarması sonrasında yaşanmıştır ki Öcalan’ın Rusya ve İtalya’nın ardından gittiği Kenya’da yakalanması ve üzerinde Lazaros Mavros adına düzenlenmiş bir Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportunun bulunmuş olması Türkiye-Yunanistan ilişkilerini ciddi krizlerden birine sokmuştur.

#7

SORU: 1996-1997 yıllarında Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi arasında hayata geçirilmeye çalışılan projeler nelerdir?


CEVAP: Kıbrıs’ta meydana gelen görüşme neticesinde iki önemli projenin hayata geçirilmesi amaçlanmıştır. Bunlar; • Adada Yunan hava kuvvetlerinin kullanacağı bir hava üssü kurmak • Rusya’dan satın alınarak adada konuşlandırılması planlanan S-300 füze sistemleridir.

#8

SORU: 20 Ocak 1997 tarihinde Türkiye’nin GKRY’ye yönelik ifade ettiği Türkiye güç kullanmaktan çekinmeyecektir ifadesine neden olan durum nedir?


CEVAP: GKRY’nin Rusya’dan satın almak istediği S-300 füze sistemlerinin Türk askerlerinin güvenliğini tehdit etmesi ayrıca adadaki Rus teknisyenlerinin varlığı adaya yerleştirilmesi planlanan radar sistemiyle de NATO kodlarının kullanıldığı silahlı kuvvetlerin hareket yetenekleri üzerinde olumsuz etkiler yaratma potansiyeline sahip olması gerginliğe neden olmuştur.

#9

SORU: 12 Aralık 1997 tarihinde yapılan Lüksemburg Zirvesi’nde yaşanan hangi olay KKTC’nin AB ile özellikle Yunanistan ile ilişikleri etkileyecek siyasi diyaloğu kestiğini ilan etmiştir?


CEVAP: GKRY’nin AB’ye üyeliğinin resmi olarak açıklanması.

#10

SORU: 31 Ağustos 1998 tarihinde yapılan açıklamaya göre Kıbrıs sorununun nihai çözümünün nasıl sağlanabileceği vurgulanmıştır?


CEVAP: Konfederasyon

#11

SORU: 1995 yılı refah partisi genel başkanı kimdir?


CEVAP: Necmettin Erbakan.

#12

SORU: 1995 seçimleri nasıl sonuçlanmıştır?


CEVAP: 1995 seçimleri beş partinin barajı geçtiği sonuçları şu şekildedir; • Refah Partisi : %21.38 • Anavatan Partisi: %19.65 • Doğruyol Partisi: %19.18 • DSP: %14.64 • CHP: 10.71

#13

SORU: 1995 genel seçimleri sonrasında hükümeti kurma görevi kime verilmiş ve nasıl sonuçlanmıştır?


CEVAP: Necmettin Erbakan’a verilmiştir ancak hükümetin kurulması mümkün olmamıştır. Sonrasında ise hükümeti kurma görevi seçimlerde en fazla oyu alan ikinci partiye yani Mesut Yılmaz’a (Anavatan Partisi) verilmiştir. Mesut Yılmaz Doğruyol Partisi ile koalisyon kurmuş fakat meclisten güvenoyu alamamıştır. Hükümet kurma görevi yeniden Necmettin Erbakan’a verilmiş ve Tansu Çiller ile koalisyon kurularak 8 Temmuz 1996’da TBMM’den güvenoyu almak suretiyle hükümet kurulmuştur.

#14

SORU: Refah-Yol koalisyonuna göre başbakanlık ve dışişleri bakanlığında nasıl bir protokol imzalanmıştır?


CEVAP: 8 Temmuz 1996’da kurulan hükümet protokolüne göre ilk 2 yıl Necmettin Erbakan başbakan olacak, Tansu Çiller ise başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanı olarak görev yapacaktı.

#15

SORU: 1996 hükümet programında öncelikle hangi konulara önem verilmiştir?


CEVAP: İslam ülkeleri ile ilişkiler ön planda tutulacak ve Avrupa Birliği ile özellikle gümrük birliği bağlamında bütünleşmeye yer verilmiştir.

#16

SORU: 1996 hükümetinde Necmettin Erbakan ve Tansu Çillerin dış politika uygulamalarındaki rolleri nasıldır?


CEVAP: İslam ülkeleriyle iyi ilişkilerin geliştirilmesini isteyen Necmettin Erbakan İslam ülkeleriyle olan ilişkilerin geliştirilmesinde öncelikli rolü üstlenirken, Batılı ülkelerle olan ilişkilerin geliştirilmesi noktasında ise Tansu Çiller başat rol oynamıştır.

#17

SORU: Necmettin Erbakan ilk yurt dışı seyahatini neden ve nereye yapmıştır?


CEVAP: İslam ülkeleriyle daha yakın ilişkiler kurma politikası doğrultusunda Necmettin Erbakan ilk seyahatini İran’a yapmıştır

#18

SORU: Necmettin Erbakan’ın dış politikada izlediği yol nasıl sonuçlanmıştır?


CEVAP: 28 Şubat olarak ifade edilen MGK toplantısında irticanın devlete terör kadar zararlı olduğu ve hükümetten laikliğin tesisi için yasaların uygulanması talep edilmiştir. Sonrasında ise Refah Partisine kapatma davası açılmış Necmettin Erbakan görevinden istifa etmiştir

#19

SORU: Necmettin Erbakan istifası sonrasında hükümeti kurma görevi kime verilmiştir?


CEVAP: Hükümeti kurduktan 11 ay sonra istifa etmek zorunda kalan Necmettin Erbakan’dan sonra Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel hükümeti kurma görevini Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a vermiş ve Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti ve Demokrat Türkiye Patisinden oluşan ANASOL-D Hükümeti kurulmuştur.

#20

SORU: Hangi dış politika uygulamaları başbakanlığı döneminde Necmettin Erbakan’ın ABD’nin eleştirisine neden olan olmuştur?


CEVAP: Necmettin Erbakan’ın İran ve Libya ziyaretleri ve burada yaptığı açıklamalar, Erbakan Hükümeti’nin BM’nin terörist örgütlere destek verdiği gerekçesi ile İran’ı kınayan bir kararına olumsuz vermesi gibi tutumlar ABD ile ilişkilerin negatif yönde gelişmesine neden olmuştur.

#21

SORU: Refah-Yol Partisi döneminde İsrail’le ilişkilerin bazı krizler yaşanmasına rağmen Türkiye-İsrail arasında yapılan anlaşmalar neleri kapsamaktadır?


CEVAP: • Yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması anlaşması • Çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşması • Ekonomik, bilimsel ve teknik işbirliği çerçeve anlaşması • Gümrük idarelerinin karşılıklı yardımlaşması gibi ekonomik ve askeri anlaşmalar.

#22

SORU: Refah-Yol Partisi döneminde İsrail’le yapılan anlaşmalar İslam ülkelerince nasıl karşılanmıştır?


CEVAP: Türkiye’nin İsrail’le anlaşmalar yapmış olması İslam ülkelerince büyük tepkiye yol açmıştır ki buna 1997 yılında Tahran’da yapılan İslam Konferansı Örgüt toplantısında İslam Ülkelerinden Türkiye’ye yönelik yoğun eleştirilerin gelmesine neden olmuştur.

#23

SORU: D-8 neyi ifade etmektedir?


CEVAP: D-8, gelişmekte olan 8 ülkeyi karşılamaktadır. D harfi İngilizce ’deki Developing sözcüğünü ifade etmektedir.

#24

SORU: Necmettin Erbakan’ın İslam ülkeleriyle iş birliği çerçevesindeki kurumsal girişimlerinin en önemli çıktısı nedir?


CEVAP: Gelişmekte olan sekiz ülkenin iş birliğini öngören D-8 örgütüdür.

#25

SORU: D-8 ne zaman ve nerede kurulmuştur?


CEVAP: D-8, 15 Haziran 1997 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilen Devlet ve hükümet Başkanları Zirvesi’nde yayımlanan İstanbul Deklarasyonu ile kurulmuştur.

#26

SORU: D-8’ hangi amaçla kurulmuştur?


CEVAP: D8, üye ülkeler arasında kalkınmaya yönelik iş birliğini geliştirmek, ekonomik ve sosyal ilişkileri zenginleştirmektir gibi amaçları bulunmaktadır.

#27

SORU: D-8’i oluşturan ülkeler hangileridir


CEVAP: D-8; • Türkiye • Pakistan • Nijerya • Mısır • Malezya • İran • Endonezya • Bangladeş ülkelerinden oluşmaktadır. Türkiye, D-8’in kurucusu olduğu ve alternatif Müslüman bir yapılanma olduğu da kamuoyunda genel kabul görmüştür

#28

SORU: D-8 bayrağında yer alan altı yıldız neyi temsil eder?


CEVAP: D-8’in temel ilkelerini yansıtan yıldızların anlamları şu şekilde ifade edilebilir; • Savaş değil, barış • Çatışma değil, diyalog • Çifte standart değil, adalet • Üstünlük değil, eşitlik • Sömürü değil, adil düzen • Bakı ve tahakküm değil, insan hakları hürriyet ve demokrasi

#29

SORU: D-8 yapılanmasında yer verilen zirve, konsey ve komisyon neyi ifade etmektedir?


CEVAP: D-8 yapılanmasındaki; • Zirve; hükümet/devlet başkanlarının iki yılda bir gerçekleştirdikleri toplantılardan oluşur ve örgütün en üst düzey karar alma organıdır. • Konsey; üye ülkelerin dışişleri bakanları arasında gerçekleştirilen toplantılardır. • Komisyon; örgütün yürütme organıdır

#30

SORU: D-8 üyeleri ülkelerin iş birliği bağlamında ülkelerin sektörel görevleri nasıl ayrılmıştır?


CEVAP: İş birliğinin temel olarak sektörel bazda örgütlendiği kuruluşta; • Türkiye; sanayi, sağlık ve çevre, • Bangladeş; kırsal kalkınma, • Endonezya; yoksullukla mücadele ve insan kaynakları, • İran; bilim ve teknoloji, • Malezya; finans, bankacılık ve özelleştirme, • Mısır; Ticaret, • Nijerya; Enerji ve • Pakistan; tarım ve balıkçılık alanında iş birliği çalışmalarını koordine etmektedir.

#31

SORU: NATO ne zaman ve kaç ülkenin katılımıyla kurulmuştur?


CEVAP: NATO, 1949 yılında 12 ülkenin katılımıyla kurulmuştur.

#32

SORU: Türkiye NATO’ya ne zaman dâhil olmuştur?


CEVAP: Türkiye NATO üyeliği 1952’de başlamıştır.

#33

SORU: Türkiye ve Yunanistan hangi ülkelerin NATO üyeliğini veto etmiştir?


CEVAP: Türkiye; Kıbrıs Cumhuriyeti adına NATO’ya üye olmak için başvuruda bulunan Kıbrıs Rum Yönetimi’ni veto ederken, Yunanistan; Makedonya’nın üyelik talebini veto etmiştir.

#34

SORU: AB’nin Soğuk Savaş sonrası genişleme süreci birinci evresini kaç üye ülke ile tamamlamıştır?


CEVAP: 15

#35

SORU: AB Konseyi tarafından genişleme sürecinin değerlendirildiği AB’nin vizyon çalışması olan Gündem 2000 çalışmasında hangi konular değerlendirilmiştir?


CEVAP: Gündem 2000, hem tek tek aday adayı ülkeler siyasi yapıları, ekonomik durumları ve diğer konularda değerlendiriliyor hem de AB’nin vizyonu çerçevesinde öneriler ortaya konuluyordu. Gündem 2000’de AB’nin 2000’li yılların başlarındaki genişleme stratejisinin taslağı çizilmiştir.

#36

SORU: Gündem 2000’de hangi ODA ülkeleri için ayrıntılı değerlendirmeler yer almıştır?


CEVAP: Gündem 2000’de ODA ülkeleri olan şu ülkeler için ayrıntılı değerlendirmeler yapılmıştır; • Bulgaristan • Çek Cumhuriyeti • Estonya • Letonya • Litvanya • Macaristan • Polonya • Romanya • Slovakya ve • Slovenya.

#37

SORU: Gündem 2000’de hangi ülkeler için üyelik işlemlerinin başlatılması için önerilerde bulunulmuştur?


CEVAP: Gündem 2000’de şu ülkeler için üyelik işlemlerinin hemen başlatılması önerilerinde bulunulmuştur; • Macaristan • Polonya • Estonya • Çek Cumhuriyeti ve • Slovenya.

#38

SORU: Gündem 2000’de Türkiye’nin en çok tepkisini çeken noktalardan biri nedir?


CEVAP: Değerlendirmenin Kopenhag Kriterleri doğrultusunda yapılmayışıdır.

#39

SORU: Türkiye’nin 1987’deki AB başvurusunun reddedilmesindeki nedenin ne olduğu düşünülmektedir?


CEVAP: Türkiye’nin başvurusunun reddedilmesindeki gerekçe Ekonomik olarak belirtilmişse de daha çok siyasi nedenlerin olduğuna inanılmaktadır. 40. Gündem 2000’in değerlendirmesi

#40

SORU: Gündem 2000’in değerlendirmesine göre Türkiye’nin üyelik başvurularının red edilmesindeki iç ve dış gerekçeler nelerdir?


CEVAP: Gündem 2000’e göre Türkiye ile ilgili olarak iç politikayı ilgilendiren bireysel özgürlükler ve ifade özgürlüğünün AB standartlarının altında olması, sivil siyasette Milli Güvenlik Kurulu aracılığıyla askerlerin belirgin ağırlıklarının azaltılması ve Bakanlar Kurulunun ön planda olması gerekliliği, makroekonomik dengesizlik konularının önem teşkil ettiği belirtilmektedir. Dış politikada ise, temel konuları Yunanistan ile yaşanan anlaşmazlıklar ve Kıbrıs Adası’nın sorunlu durumundan bahsedilmiştir.

#41

SORU: Gündem 2000 Raporu’nun AB’nin resmi bir belgesi ve politikasına dönüşmesi ne zaman ve nerede kesinleşmiştir?


CEVAP: Gündem 2000 Raporu’nun AB’nin resmi bir belgesi ve politikasına dönüşmesi, AB’nin asıl karar mercii olan Konsey’in (Zirve) 13-14 Aralık 1997’deki Lüksemburg Zirvesinde kesinleşmiştir.

#42

SORU: Türkiye ve AB arasında 12 Aralık 1997’de yapılan hangi demeçle gerilmiştir?


CEVAP: 1997’de yapılan Lüksemburg Zirvesi sonrasında AB dönem başkanı ve Lüksemburg başbakanı Juncker’in verdiği demeçte işkence uygulayan bir ülkeden gelen temsilcinin AB masasında oturması mümkün değildir ifadesi Birlik ve Türkiye arasındaki ilişkileri germiştir.

#43

SORU: 13-14 Aralık Lüksemburg zirvesinde Lüksemburg Grubu olarak ifade edilen ülkeler hangileridir?


CEVAP: Bu zirvede üyelik işlemlerinin başlatılmasına karar verilen Çek Cumhuriyeti, Estonya, Slovenya, Kıbrıs, Macaristan ve Polonya Lüksemburg Grubu olarak ifade edilmektedir.

#44

SORU: Lüksemburg grubu ile eş zamanlı olarak üyelik işlemlerinin başlatılmasına karar verilen Helsinki Grubu ülkeleri hangileridir?


CEVAP: Bulgaristan, Letonya, Litvanya, Romanya ve Slovakya Helsinki Grubu olarak adlandırılan ve Lüksemburg Grubu ile eş zamanlı olarak üyelik işlemlerinin başlatılmasına karar verilen ülkelerdir. Helsinki Grubu müzakereleri Aralık 1999’da Helsinki Zirvesinde kararlaştırılmıştır.

#45

SORU: 14 Aralık 1997’deki Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Hükümet ve Dışişleri Bakanlığının yapmış olduğu açıklamalar nelerdir?


CEVAP: Hükümet ve Dışişleri Bakanlığının ayrı ayrı yapmış oldukları açıklamalarda; • İlişkilerimizde siyasi koşul dayatılmasını reddediyoruz • AB’nin tutumu sağlam ve güvenilebilir bir zemin oluşturmaktan uzaktır • Türkiye’nin yerinin alamayacağı tek Avrupa topluluğu, kendisini ayrımcılık ve hoşgörüsüzlük temelinde tanımlayıp ve sınırlayan bir Avrupa topluluğudur ifadeleri yer almıştır.

#46

SORU: Lüksemburg Zirvesi’nde Türkiye için bir Avrupa stratejisinin geliştirilmesine hangi başlıkla ve hangi tarihte karar verilmiştir?


CEVAP: Türkiye için Avrupa Stratejisi, Komisyonunun Uygulamaya Yönelik Ön Tavsiyeleri başlıklı raporla 4 Mart 1998 tarihinde karar verilmiştir.

#47

SORU: Kasım 1998’de Türkiye için İlerleme Raporu’nda Türkiye’nin AB’ye üyeliğine ilişkin değerlendirmelerinin içeriğinde nelere dikkat çekilmiştir?


CEVAP: AB Komisyonunun, Lüksemburg ve Kardif Zirvelerinde belirttiği ve 4 Kasım 1998’de açıklanan İlerleme Raporunda Türkiye için şu noktalara dikkat çekilmiştir; • İnsan hakları ve demokrasi konusundaki eksikliklere dikkat çekilmiştir. • Anayasal bir kurum olan Milli Güvenlik Kurulunun siyasette oynadığı fiili rol eleştirilmiştir. • Türkiye’de demokrasinin düzgün bir şekilde işlemediği belirtilmiştir. Özetle ifade etmek gerekirse, Türkiye’yi siyasi kriterler ana başlığı ve demokrasi ve hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlıkların korunması, Kıbrıs meselesi alt başlıkları, ekonomik kriterler ve üyelik yükümlülüğünü üstlenme yeteneği başlıkları altında değerlendiren 44 sayfalık bir raporu içermektedir.

#48

SORU: İlerleme Raporundan sonraki ilk zirve nerede yapılmıştır ve Türkiye’nin üyeliği için nasıl bir sonuç elde edilmiştir?


CEVAP: İlerleme Raporu sonrasında ilk zirve Köln Zirvesi’nde ve Türkiye’nin üyeliği resmi olarak onaylanmamıştır.

#49

SORU: Türkiye’nin kendisine yönelen teröre destek vermekle suçladığı Suriye ile uzlaşması ne zaman ve nasıl gerçekleşmiştir?


CEVAP: 1998’de Adana Mutabakatı ile gerçekleştirilmiştir.

#50

SORU: Suriye ve Türkiye arasında 1990’lı yıllarda yaşanan gerginliklerin nedenleri nelerdir?


CEVAP: Türkiye ve Suriye arsındaki gerginlikler, suyolları ve sınırlar, Türkiye’nin başlattığı Güneydoğu Anadolu Projesi’nin bölgedeki su kaynakları üzerinde kontrol sağlama potansiyeli, Suriye’nin terör örgütü elemanlarına malzeme ve mühimmat sağlaması bunun yanı sıra terör örgütlerine eğitimi vermesi ve terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’a sığınma yeri vermesi gibi çeşitli alanlarda gerçekleşmiştir.

#51

SORU: OHL, SCHÖDER, FİSCHER 51. Türkiye için Almanya’nın önemini arttıran en önemli faktörlerden biri nedir?


CEVAP: Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkilerin çok yönlülüğü ve Almanya’nın Avrupa Birliği içindeki baskın konumu.

#52

SORU: Demokratların Türkiye’nin AB üyeliği konusunda nasıl bir tutum sergilemişlerdir?


CEVAP: Hristiyan Demokratlar, Avrupa Birliği’ni daha çok din ve kültür birliği olarak değerlendirerek Türkiye’yi AB’den dışlayan ve Türkiye’nin AB için uygun kriterlere sahip olmadığı gibi sübjektif bir yaklaşımla değerlendirirken, Sosyal Demokratlar ise AB’nin bir din birliği değil değerler ve çıkarlar birliği olduğunu vurgulayarak Türkiye’nin bir anlamda AB için önemli bir müttefik olduğuna dikkat çekerek Türkiye’nin AB üyeliğinin değerlendirilmesinde yalnızca objektif değerlendirilmesinin gerekliliğine vurgu yaparak bir anlamda Türkiye’nin AB üyeliğini destekler nitelikte bir tutum geliştirmiştir.

#53

SORU:

Yunanistan Başbakanı Simitis'in, önceki Başbakan Papandreu'ya göre Türkiye ile ilişkileri nasıl farklılaşmıştır?


CEVAP:

Yunanistan’ın özellikle Balkanlar’da izlediği politikaların AB ve ABD tarafından pek de sıcak karşılanmamasının da etkisiyle Başbakan Simitis, Türkiye ile olan sorunlarını hem Papandreu’ya göre çok daha yumuşak bir üslupla ele almaya hem de Türkiye’nin AB’ye olan ilgisini değerlendirerek iki ülke arasındaki sorunlara ilişkin Yunan tezlerini Ankara’ya Türkiye’nin AB sürecindeki aşamalarında kabul ettirmeye yönelmiştir (Sönmezoğlu, 2006: 610).


#54

SORU:

13-14 Aralık 1997 tarihindeki AB Lüksemburg Zirvesi’nden sonra Türkiye’nin AB ile siyasi ilişkilerini kesme kararı alması sonrasında Yunanistan hangi gerekçeyle Türkiye’ye ilişkin politikalarını değiştirmiş ve AB içerisinde Türkiye’ye daha az muhalif olmaya başlamıştır?


CEVAP:

1996-1998 arasında Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde meydana gelen niteliksel değişme iki önemli gelişme ile gerçekleşti. Bunlardan ilki 13-14 Aralık 1997 tarihindeki AB Lüksemburg Zirvesi’nden sonra Türkiye’nin AB ile siyasi ilişkilerini kesme kararı almasıydı. Çok kısa zamanda Yunanistan, Türkiye’yi AB’den uzaklaştırmanın, doğrudan kendisine yönelik bir tehdit doğurduğunu görmüş oldu. AB ile ağlarını koparmış bir Türkiye, Yunansitan’la ilgili sorunları çok daha sert önlemlerle çözmeye kalkışabilirdi. Bu nedenle özellikle 1998 yılı sonlarından itibaren Yunanistan, Türkiye’ye ilişkin politikalarını değiştirmiş ve AB içerisinde Türkiye’ye daha az muhalif olmaya başlamıştır.


#55

SORU:

Türkiye'nin Yunanistan'ı "terörü destekleyen ülke" olarak suçlamasının önünü açan Türkiye-Yunanistan krizinin Öcalan ile ilişkisi neydi?


CEVAP:

Öcalan’ın Rusya ve İtalya’nın ardından gittiği Kenya’da Yunan Büyükelçiliğinde saklandığının anlaşılması ve 15 Şubat 1999’da Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye getirildiğinde üzerinde Lazaros Mavros adına düzenlenmiş bir Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportunun bulunmuş olması, bir anda Türkiye-Yunanistan ilişkilerini en ciddi krizlerden birine soktu.


#56

SORU:

Yunanistan ve GKRY arasında 1993 yılında imzalanan Ortak Savunma Doktrini çerçevesinde 1996-97 yıllarında Kıbrıs’ta, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi arasında hayata geçirilmeye çalışılan iki önemli proje nelerdir?


CEVAP:

Bunlardan ilki, adada Yunan hava kuvvetlerinin kullanacağı bir hava üssü kurmak, diğeri ise Rusya’dan satın alınarak adada konuşlandırılması planlanan S-300 füze sistemleridir.


#57

SORU:

12 Aralık 1997 tarihinde yapılan Lüksemburg Zirvesi’nde Türkiye ve KKTC’de büyük bir  hayal kırıklığı ve öf­ke yaratan gelişme neydi?


CEVAP:

12 Aralık 1997 tarihinde yapılan Lüksemburg Zirvesi’nde GKRY’nin üyeliği resmî olarak açıklandığında, Türkiye ve KKTC’de büyük bir  hayal kırıklığı ve öf­ke yaşandı.


#58

SORU:

8 Temmuz 1996’da TBMM’den güvenoyu alan “Refah- Yol” Hükûmeti için yapılan koalisyon protokolüne göre başbakanlık nasıl planlanmıştır?


CEVAP:

8 Temmuz 1996’da TBMM’den güvenoyu alan “Refah- Yol” Hükûmeti için yapılan koalisyon protokolüne göre Necmettin Erbakan 2 yıl süre ile Başbakanlık yapacak, ardından da Tansu Çiller Başbakanlığı üstlenecekti. Erbakan’ın Başbakanlığı döneminde ise Tansu Çiller Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı  olacaktı.


#59

SORU:

8 Temmuz 1996’da TBMM’den güvenoyu alan “Refah-Yol” Hükûmeti, açıklanan hükûmet programında Avrupa Birliği'ne nasıl yer vermiştir?


CEVAP:

8 Temmuz 1996’da TBMM’den güvenoyu alan “Refah-Yol” Hükûmeti, açıklanan hükûmet programında Avrupa ile ilişkilerin aksayacağına ilişkin beklentilerin aksine İslam ülkeleri ile ilişkiler ön planda olmakla birlikte Avrupa Birliği ile özellikle gümrük birliği bağlamında bütünleşmeye de yer verilmiştir. Programın dış politika uygulamalarında ise Başbakan Necmettin Erbakan İslam ülkeleri ile ilişkilere yoğunlaşırken Batılı ülkelerle olan ilişkiler ise genellikle Tansu Çiller tarafından yürütülmüştür.


#60

SORU:

Refah-Yol hükümeti dönemindeki hangi gelişmeler “28 Şubat Süreci” denilen sürecin başlamasına neden olmuştur.


CEVAP:

İslam ülkeleri ile daha yakın ilişkiler kurma politikası doğrultusunda Başbakan Erbakan’ın ilk yurt dışı seyahatini İran’a yaparak ABD’nin açık muhalefetine rağmen bir dizi ekonomik ve siyasi iş birliği anlaşmaları imzalaması, 2 Ekim’de başlayıp 8 Ekim’de sona eren Mısır-Libya ve Nijerya gezisi yapmasıyla başlayan dış politika tercihi iç ve dış politikada büyük tartışmalara neden olmuştur. (Erdoğan, 2006: 164-165). Dış politika tercihine yönelik bu tepkiler zamanla daha da hararetlenmiş ve devamında “28 Şubat Süreci” denilen sürecin başlamasına neden olmuştur.


#61

SORU:

Gelişmekte olan sekiz ülkenin iş birliğini öngören D-8 örgütünün üyeleri hangi ülkelerdir?


CEVAP:

Örgüt, gelişmekte olan sekiz ülke olan Bangladeş, Endonezya, İran, Malezya, Mısır, Nijerya, Pakistan ve Türkiye’den oluşmaktadır.


#62

SORU:

D-8’in bayrağında yer alan ve D-8’in temel ilkelerini sembolize eden altı adet yıldızın anlamları nelerdir?


CEVAP:

Bu yıldızların anlamları şunlardır: Savaş değil, barış; çatışma değil diyalog; çifte standart değil, adalet; üstünlük değil, eşitlik; sömürü değil, adil düzen; baskı ve tahakküm değil, insan hakları, hürriyet ve demokrasi.


#63

SORU:

D-8’in neredeyse G-8’le aynı şekilde dizayn edilen yapılanmasında yer alan “Zirve”, “Konsey” ve “Komisyon” arasından "Zirve" neyi ifade etmektedir?


CEVAP:

D-8’in neredeyse G-8’le aynı şekilde dizayn edilen yapılanmasında “Zirve”, “Konsey” ve “Komisyon”a yer verilmiştir. Zirve, hükûmet/devlet başkanlarının iki yılda bir gerçekleştirdikleri toplantılardan oluşur ve örgütün en üst düzey karar alma organıdır.


#64

SORU:

Soğuk Savaş’ın bitimi ve “Demir Perde”nin ortadan kalkmasıyla Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin genelinin güvenlik ekonomik kalkınma, demokrasi ve insan hakları konusunda eğilimi nasıl olmuştur?


CEVAP:

Soğuk Savaş’ın bitimi ve “Demir Perde” olarak adlandırılan SSCB’nin yoğun etkisi altındaki Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde (ODA ülkeleri) komünist-sosyalist rejimlerin ortadan kalkması ile yepyeni bir siyasi coğrafya ile karşı karşıya kalındı. Neredeyse bütün ODA ülkeleri, güvenlikleri için NATO; ekonomik kalkınma, demokrasi ve insan hakları için de AB’ye üye olma çabası içine girdiler.


#65

SORU:

Soğuk Savaş’ın bitimi ve “Demir Perde”nin ortadan kalkmasıyla Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin genelinin NATO'ya girme çabası içine girmesi üzerine NATO'nun tavrı nasıl olmuştur?


CEVAP:

ABD liderliğindeki NATO, bu talebi Rusya Federasyonu’ndan gelen bazı itirazlara rağmen memnuniyetle kabul etti ve bu ülkelerin NATO’ya dahil edilmesi için derhâl çalışmalara başlandı. 1949’da 12 üye ile kurulan, 1952’de Türkiye ve Yunanistan, 1982’de İspanya’yı üyeliğe alarak Soğuk Savaş döneminde 15 üyeye ulaşan NATO, Soğuk Savaş sonrasında hızla genişledi ve 2009’da 28 üyeye ulaştı.


#66

SORU:

Soğuk Savaş döneminde “bağımsız-bağlantısız” konumları nedeni ile AB ile de mesafeli bir ilişki kurmuş olup 1995’de AB'ye üye olan 3 ülke hangileridir?


CEVAP:

Soğuk Savaş döneminde “bağımsız-bağlantısız” konumları nedeni ile AB ile de mesafeli bir ilişki kurmuş 3 ülke daha 1995’de AB'ye üye oldu ve AB üye sayısı 15'e yükseldi. Bu süreçte üye olan ülkeler Avusturya, İsveç ve Finlandiya'dır.


#67

SORU:

Lüksemburg Grubu nedir ve hangi ülkelerden oluşmaktadır?


CEVAP:

Lüksemburg Grubu: Üyelik müzakereleri Aralık 1997’deki Lüksemburg Zirvesi’nde kararlaştırılan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Kıbrıs, Macaristan, Polonya ve Slovenya’nın kastedildiği altı ülkeye verilen isim.


#68

SORU:

Lüksemburg Zirvesi'nde Türkiye’ye aday statüsü verilmemesinin nedeni olarak hangi gerekçe gösterilmiştir?


CEVAP:

Türkiye’ye aday statüsü verilmemesinin nedeni olarak da politik ve ekonomik durumlar gösterilmiş ama Türkiye’nin önemi dolayısıyla mümkün olduğu kadar Avrupa Birliği’ne her alanda yakınlaştırma stratejisi izleneceği de belirtilmiştir.


#69

SORU:

Lüksemburg Zirvesi’nde Türkiye’ye “aday” statüsü verilmediği hâlde “Türkiye İçin Avrupa Stratejisi” başlığı altında çerçevesi çizilen strateji nedir?


CEVAP:

İlgili bölümde Konsey, Ankara Anlaşması’nda öngörülmüş bulunan imkânların geliştirilmesi, Gümrük Birliğinin güçlendirilmesi, mali işbirliği ve mevzuat uyumu gibi unsurlara yer verilmesi ve gelişmelerin düzenli olarak “ilerleme raporları” ile Ankara Anlaşması’nın bir biçimde üyelik perspektifini içinde barındıran 28. maddesi, Kopenhag Kriterleri ve AB’nin 29 Nisan 1997 tarihli deklarasyonu çerçevesinde gözden geçirilmesi öngörülmüştür.


#70

SORU:

Lüksemburg kararlarını kabul edilemez olarak gören 55. Hükûmet, AB üyeliğini Antlaşma gereği bir hak olarak görmüştür? 


CEVAP:

AB üyeliğini, 1963 Ankara Antlaşması gereği bir hak olarak gören Hükûmet, Lüksemburg kararlarını kabul edilemez bulmuştur (Çalış, 2006: 345).


#71

SORU:

Türkiye'nin Lüksemburg Zirvesi sonrası AB'ye yönelik tutumu nasıl olmuştur?


CEVAP:

Gündem 2000’den itibaren AB odaklı bir dış politika izleyen Türkiye, Lüksemburg Zirvesi’nden sonra AB ile siyasi diyalogu kesmiş ve bir yandan da alternatif politikalar aramaya başlamıştır. Bu konuda Rusya Devlet Başkanı’nın Türkiye ziyareti, ABD ve İsrail ile yapılan dış  politika tercihleri ön plana çıkarılmıştır.


#72

SORU:

Türkiye’nin kendisine yönelen teröre destek vermekle suçladığı Suriye ile uzlaşması 1998 ne zaman olmuştur?


CEVAP:

Türkiye’nin kendisine yönelen teröre destek vermekle suçladığı Suriye ile uzlaşması 1998 “Adana Mutabakatı”na kadar mümkün olamadı. Ortak bir antlaşmadan çok Türkiye’nin isteklerinin Suriye tarafından kabul edildiği bir mutabakat metni olan “Adana Mutabakatı” ile bir uzlaşı sağlanmıştır.