TÜRK İSLAM EDEBİYATI Dersi TÜRK-İSLÂM EDEBİYATINDA NAZIM ŞEKİLLERİ soru cevapları:

Toplam 24 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

“Divan Edebiyatı” adlandırmasının sebebi nedir?


CEVAP:

Divan Edebiyatı” olarak adlandırılmasının sebebi, şâirlerin, şiirlerini divan denen kitaplarda toplamış olmalarıdır.


#2

SORU:

Aruz ölçüsü nedir?


CEVAP:

Aruz, esas olarak hecelerin uzunluğu ve kısalığı (Türk aruzunda açıklık kapalılık) temeline dayanan bir şiir ölçüsüdür.


#3

SORU:

Divan Edebiyatında en küçük nazım birimi nedir?


CEVAP:

Son devirlerde dize kelimesiyle karşılanan mısrayı Türk edebiyatı kaynakları, “ölçülü veya ölçüsüz bir satırlık nazım parçası” şeklinde tarif etmektedirler. Divan edebiyatında mısra beytin yarısıdır; mânalı en küçük nazım birimidir.


#4

SORU:

“Mısra-ı berceste” veya “şah mısra” ne demektir?


CEVAP:

Divan edebiyatında bir anlamı en kapsamlı şekilde ifade edebilecek, âhengiyle ve derin manalarıyla zihinlerde yer alacak kadar dikkat çekici bir ustalık ve güzelliğe sahip mısralar vardır. Bu mısralar aynı zamanda zaman zaman atasözü gibi kullanılmaya başlar. İşte bu mısralar “mısra-ı berceste” (son derece latif ve sağlam) veya “şah mısra” adıyla anılmışlardır.


#5

SORU:

“Mısra-ı âzâde” veya “âzâde” ne demektir?


CEVAP:

Herhangi bir manzume içinde yer almadan başlı başına bir şiir gibi yazılmış mısralar bulunmaktadır. Bir manzume içinde yer almayan, bazan diğer mısraları tamamıyla unutulan ve mânaları kendi içlerinde tamamlanan, mısra-ı bercesteler gibi dillerde dolaşan bu tek mısralara “mısra-ı âzâde” veya yalnızca “âzâde” denilmektedir. II. Mahmud’un hekimbaşısı Abdülhak Molla’nın ecza dolabının kapısı üzerine yazdırdığı, “Ne ararsan bulunur derde devâdan gayrı” örneği mısra-ı âzâdedir.


#6

SORU:

Mısra-ı bercesteler ya da azade mısralar divanların hangi kısmında yer alır?


CEVAP:

Genellikle divanların son taraflarında “mesâri’ (mısralar)” adıyla anılan özel bir bölümde yer alır.


#7

SORU:

Beyit nedir?


CEVAP:

Arapça “ev” anlamına gelen beyit iki mısradan oluşan nâzım parçasıdır. Divan edebiyatında nâzım birimi sayılan beyit, anlam bütünlüğüne sahiptir.


#8

SORU:

Beyt-i musarra nedir?


CEVAP:

Beyit, kendi içinde kafiyeli ise “beyt-i musarra” adını alır.


#9

SORU:

“Beytü’l-gazel” ve “beytü’l kaside” ne tür beyitler için kullanılan terimlerdir?


CEVAP:

Bir gazelin en seçme beyti olursa “beytü’l gazel” bir kasidenin en güzel beyti olursa “beytü’l kaside” adını alır.


#10

SORU:

Şairin adının ya da mahlasının bulunduğu beyite ne ad verilir?


CEVAP:

Şairin adının ya da mahlasının bulunduğu beyite “tac beyit” denir.


#11

SORU:

“Matla’ ” ve “makta’ ” terimlerini kısaca açıklayınız.


CEVAP:

Bir kasidenin ya da gazelin ilk beyti ise “matla’ ” son beyti ise “makta’ ” adını alır.


#12

SORU:

Ferd” ya da “müfred” ne demektir?


CEVAP:

Kafiyesiz beyitlere “ferd” ya da “müfred” denir. Divanlarda müfredler müfredat adıyla ayrı bir bölümde toplanır.


#13

SORU:

Nazım terimi olarak bend, ne demektir?


CEVAP:

Nazım terimi olarak da bend, birbirine vezin ve kafiyeyle bağlanmış ikiden çok mısra topluluğudur. Bendler 3-10 mısra olabilir.


#14

SORU:

Beyitlerle yazılan nazım biçimleri nelerdir?


CEVAP:

Beyitlerle yazılan nazım biçimleri gazel, kaside, mesnevi, kıta, nazım ve müstezad'dır. 


#15

SORU:

Bendlerle yazılan nazım biçimleri nelerdir?


CEVAP:
  • Bendlerle oluşmuş nazım biçimlerine genel olarak musammat denir. İki grup musammat vardır.
  • I. grup musammatlar: Bunlar her bendi üç mısradan oluşan “müselles”, her bendi dört mısradan oluşan “murabba”, her bendi beş mısradan oluşan, “muhammes”, her bendi altı mısradan oluşan “müseddes”, her bendi yedi mısradan oluşan “müsebba”, her bendi sekiz mısradan oluşan “müsemmen”, her bendi dokuz mısradan oluşan “mütessa”, her bendi on mısradan oluşan “mu’aşşer”dir.
  • II. grup musammatlar ise “Terkîb-i bend (=terkîb-bend)” ve “tercî’-i bend (=tercî’-bend)”dir.  “Terbî”, “tahmîs”, “tesdîs”, “tesbî”, “tesmîn”, “tetsî”, ta’şîr” ise farklı bir teknikle yazılmış musammatlardır.
  • Dört mısralı nazım şekilleri “rubâ’î” ve “tuyuğ”dur.

#16

SORU:

Kasidenin bölümleri nelerdir?


CEVAP:

Kasidenin bölümleri şunlardır:

1. Nesib/Teşbib

2. Girizgah

3. Medhiye

4. Tegazzül

5. Fahriye

6. Dua


#17

SORU:

Kasideler kaç şekilde adlandırılmıştır?


CEVAP:

Kasideler üç şekilde adlandırılmıştır: Bunlardan ilki teşbîb veya methiyede ele alınan konuya göre yapılan adlandırmadır. Kasidelerin ikinci şekil adlandırması redifindeki kelimeye göre yapılır. Son adlandırma şekli Arap edebiyatında olduğu gibi kafiye harfine göre yapılandır.


#18

SORU:

Gazel, kaç beyit ile yazılabilir?


CEVAP:

Türk edebiyatında gazellerin beyit sayısı genellikle dört-on beş arasında değişir. Dört beyitli gazellere çok az rastlanır. En çok yazılanlar beş ve yedi beyitli gazellerdir. Bakî’nin gazelleri genellikle beş, Fuzûlî’nin yedi beyitlidir. Şeyh Gâlib’de daha uzun, on bir-on beş beyitli gazellerle karşılaşılır. Gazeller genellikle beş, yedi, dokuz, on bir gibi tek sayılı beyitlerle söylenmiştir. Sayıları az olmakla beraber on beş beyitten uzun gazellere “gazel-i mutavvel” adı verilir. Ahmedî ve Nesîmî’nin otuz ve elli beyte kadar uzayan gazelleri vardır.


#19

SORU:

Müstezad ne demektir?


CEVAP:

Divan edebiyatında her mısra veya beytin sonunda aynı veznin bir cüzüyle yazılmış birer kısa mısra bulunan manzumelerdir.Müstezadların asıl vezni “mef’ûlü mefâîlü mefâîlü feûlün” kalıbıdır. Bu vezinde ziyade mısralar “mef’ûlü feûlün” cüzüyle yazılır.


#20

SORU:

Türk edebiyatında ilk mesnevi hangi eserdir?


CEVAP:

Türk edebiyatında ilk mesnevi Yûsuf Has Hâcib’in (ö. 1077) Kutadgu Bilig adlı eseridir.


#21

SORU:

Kıta ne demektir?


CEVAP:

Türk edebiyatında kıta daha çok iki veya nadiren üç-beş beyitten meydana gelmiş bir nazım şekli olup matla’ ve mahlası (taç beyti) bulunmayan bir gazel gibi beyitlerinin ikinci mısraları birbiriyle kafiyelidir.


#22

SORU:

Rubâînin kafiyelenişi kısaca anlatınız.


CEVAP:

Rubâîyi oluşturan mısralardan üçüncüsü serbest diğerleri birbirleriyle kafiyelidir. Diğer bir ifadeyle rubâînin kafiye düzeni a a x a şeklindedir; ancak sonraları kafiyelenişi x a x a şeklinde olan veya bütün mısraları birbiriyle kafiyeli rubâîler de ortaya çıkmıştır. Bunlara rubâî-i musarraa denilmektedir.


#23

SORU:

Rübai'nin aruz kalıpları hakkında kısaca bilgi veriniz.


CEVAP:

“Mef’ûlü” ile başlayan on iki kalıba “ahreb”, “mef’ûlün” ile başlayan on iki kalıba da “ahrem” denir. Türk şairleri daha çok ahreb kalıplarını tercih etmiş, ahremin yalnız ilk iki kalıbıyla rubâî yazmıştır. Türkçe rubâîlerde kullanılan sekiz kalıp şunlardır:

Ahreb. 1. Mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlün/ fâ’. 2. Mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûl. 3. Mef’ûlü / mefâilün / mefâîlün / fâ’. 4. Mef’ûlü / mefâilün / mefâîlün / feûl. 5. Mef’ûlü / mefâîlün / mef’ûlün / fâ’. 6. Mef’ûlü / mefâîlün / mef’ûlü / feûl.

Ahrem. 1. Mef’ûlün / fâilün / mefâîlün / fâ’. 2. Mef’ûlün / fâilün / mefâîlü / feûl.


#24

SORU:

Koşmanın biçim özellikleri nelerdir?


CEVAP:
  • Türk edebiyatında hece vezninin kullanıldığı şiirler içinde ilk sırada yer alan koşmanın kafiye şeması birinci dörtlük abab (veya aaab ve bbab), diğer dörtlükler ise cccb/dddb... şeklinde düzenlenir.
  • Baştan sona kadar devam eden ana kafiye (b) şekil birliğini sağlar.
  • Ana kafiyenin bulunduğu mısralara “bağlama mısraı” denir.
  • Koşmanın diğer özellikleri değişse bile bağlama mısraı ve kafiyesi değişmez.
  • Buradaki bağlama mısraı bazan nakarat da olabilir.
  • Hece vezninin genellikle 4 + 4 + 3 = 11’li veya 6 + 5 = 11’li kalıbıyla yazılan koşmanın değişik hece kalıplarıyla olan örnekleri de vardır.
  • Âşık edebiyatı ile bazı tekke edebiyatı mensuplarının koşmalarında son dörtlükte şairin adı ve mahlası geçer.
  • Dörtlük sayısı çoğunlukla üç olmakla birlikte dört, beş ve daha fazla da olabilir.