TÜRK SOSYOLOGLARI Dersi BEHİCE BORAN VE İBRAHİM YASA soru cevapları:
Toplam 77 Soru & Cevap#1
SORU:
Türk Sosyoloji Tarihi’nde, ilk Toplumsal Yapı ve Değişme çalışması kimin tarafından yapılmıştır?
CEVAP:
Türk Sosyoloji Tarihi’nde, Toplumsal Yapı ve Değişme çalışmaları Mehmet Ali Şevki Bey’in Kurna Köyü incelemeleri ile başlar.
#2
SORU:
Türkiye’ye sosyolojisinin iki temel ekolü hangileridir?
CEVAP:
Ziya Gökalp, Durkheimcı sosyoloji ile temellenen ‘içtimaiyat’ ekolünün banisidir. Bu ekol ile hem metodolojik hem de siyasi çözüm itibariyle farklılaşan ikinci önemli ve sürekliliği devam eden ekol olan, ‘ilm-i içtima’ ekolünün kurucusu ise Prens Sabahattin’dir.
#3
SORU:
İki ekol arasındaki en belirgin farklılıklar nelerdir?
CEVAP:
Ziya Gökalp, Durkheimcı sosyolojiyi yorumlayarak, sentezci ve milliyetçi bir formül önerirken Prens Sabahattin, toplumsal yapının pratikte dönüştürülmesi ile Türk toplumunun Batılılaşacağını savunur. İlki tamamen devletin ve vatandaşının siyasi kimliğinin yeniden tanımlanması ile çözümü bulurken, ikincisi Türk toplumunun yapısal dönüşümünden yana tavır koyar. Yani sadece siyasi kimlik düzleminde bir dönüşümün yeterli olmadığı savlanır. Bu farklılık daha sonra söz konusu ekollerin sosyoloji anlayışlarını ve metodolojilerini belirleyecektir.
#4
SORU:
Behice Boran hangi ekolü temsilcisidir?
CEVAP:
Behice Boran, toplumsal kurumların işleyiş biçimini, bireylerin günlük pratiklerinden çıkarmaya yönelen ‘ilm-i içtima’ ekolünün 1940’lı yıllardaki temsilcisidir. Behice Boran, toplumsal kurumların işleyiş mekanizmalarının ancak günlük hayattan pozitivist metodoloji ile elde edilecek nicel veriler ile ortaya çıkarılabileceğini iddia eder.
#5
SORU:
Behice Boran hangi okullarda eğitim almıştır?
CEVAP:
İstanbul Amerikan Kız Koleji’nden 1931 yılında mezun olan Boran, Aynı yıl Darülfünun Felsefe bölümüne girer ancak buradan mezun olmadan ayrılarak 1933 yılında öğretmenlik yapmaya başlar. Doktora eğitimi için burs alarak gittiği Michigan Üniversitesi’nde 1938 yılında doktor unvanı alır. Yurda döndükten sonra 1939 yılında yeni kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’ne sosyoloji öğretim üyesi olarak atanır. 1942 yılında doçent unvanı alır.
#6
SORU:
Behice Boran’ın akademik kariyeri nasıl sonlanır?
CEVAP:
Behice Boran ve üç arkadaşı 1948 yılında komünist oldukları gerekçesiyle DTCF ile ilişkileri kesilir.
#7
SORU:
Behice Boran’ın siyasi hayatı nasıl geçmiştir?
CEVAP:
Akademiden atılan Boran 1962’de TİP’e girer. 1965’te TİP Urfa milletvekili olur. 1980’ne kadar siyasi faaliyetleri nedeniyle dönem dönem tutuklanarak hapis hayatı yaşar. 1980’de yurt dışına çıkar, 1981’de yurda dön çağrısına uymadığı için vatandaşlıktan çıkarılır. 1987 yılında Brüksel’de vefat eder ve cenaze töreni eski milletvekili olduğu için TBMM’nde yapılarak Zincirlikuyu mezarlığına defnedilir.
#8
SORU:
Behice Boran hangi çalışmasıyla doktor unvanı alır?
CEVAP:
Doktora eğitimi için burs alarak gittiği Michigan Üniversitesi’nde (Bir Mesleki Hareketlilik Çalışması: 1910-1930 (arasında) Birleşik Devletlerde, Meslek Gruplarının Yaş Dağılımının Bir Analizi) adlı çalışma ile doktor unvanını alır.
#9
SORU:
Doktora tezinin konusu ve amacı nedir?
CEVAP:
Boran, Alba Edwards’ın sosyo-ekonomik statü gruplarını temel referans alarak, ABD’de 1910-1930 arası ücretli mesleklerde çalışan nüfusun, her bir on yılda, meslekler arasındaki akışkanlığını tespit etmeye çalışmıştır. Boran, meslek gruplarını sosyal tabakalar olarak ele alıp, bu toplumdaki tabakalar arası geçişliliğin nasıl olduğunu istatistiki veri ve grafikler ile ortaya koymuştur.
#10
SORU:
Boran, doktora tezinde meslekleri nasıl tanımlar?
CEVAP:
Durkheimcı bir tavır ile meslekleri toplumsal iş bölümü içinde fonksiyonel birlikler olarak tanımlar. Ona göre, mesleki farklılıklar insanlar arasındaki sosyal ilişkileri belirlediği için sosyolojik göstergelerdir. Mesleki farklılıklar dolayısı ile sosyal farklılıkları da beraberinde getirmektedir. Mesleki farklılaşma insanlar arasında ast-üst ilişkilerinin de belirleyicisidir. Mesleki farklılıklar, zenginliğin üretimi, dağıtımı üzerindeki kontrol pozisyonlarını da farklılaştırmaktadır.
#11
SORU:
Boranın meslekleri tanımlamasında Marx’ın fikirleriyle paralellikler nelerdir?
CEVAP:
Boran, meslekleri hem toplum organizmasını oluşturan fonksiyonel birlikler olarak hem de toplumsal tabakalaşmada bir sınıf olarak ele almaktadır. Bilindiği üzere Marks, sınıfı üretim araçlarının mülkiyeti itibariyle tanımlar. Boran, bu mülkiyet ilişkilerinin yerine zenginliğin ve üretimin kontrolü temelinde meslek gruplarını ele alır. Marks, üretim araçlarına sahip olanların daha üst bir sınıf oluşturduğundan bahsederken, Boran ise üretim ve dağıtım sürecinde kontrol sahibi olanları toplumsal hiyerarşinin başına koyar.
#12
SORU:
Tez çalışmasında tarım ve endüstri sektörlerinin yaş yapısı nasıl tespit edilmiştir?
CEVAP:
Tarımsal nüfus endüstriyel nüfusa oranla daha yaşlı çıkmıştır. Böylece Boran, tarımsal sektörde mesleki hareketliliğin daha az ve bu gruptaki mesleklerin daha kapalı olduğu sonucuna varır. Endüstriyel sektördeki yaş yapısı ise daha gençtir. Bu da bu sektördeki mesleklerde hareketliliğin olduğunun bir göstergesi olarak ele alınır. Tarımsal sektörden endüstriyel sektöre doğru bir akış tespit edilir.
#13
SORU:
Doktora tezine göre meslek grupları arasında en kapalı gruplar hangileridir?
CEVAP:
Meslek grupları içinde en yaşlı ve dolayısı ile en kapalı meslek grupları, endüstriyel ve tarımsal sektörlerdeki mülk sahibi (hukuki), profesyoneller (yöneticiler), nitelikli işçiler, çiftlik sahibi ve kiracı gruptur. Bundan çıkan sonuç, ABD’de 1910-1930 periyodunda, üretim üzerinde kontrol sahibi olan üst sınıflarda sosyal hareketlilik daha az görülmektedir. Bu gruplar, sosyal hiyerarşinin altından gelecek olan dikey sosyal hareketliliğe karşı kapalıdır. Yani üst sınıflar hiyerarşik üstünlüklerini koruma eğilimindedirler.
#14
SORU:
Behice Boran temel sosyolojik eseri nedir?
CEVAP:
1941-1942 yılları arasında, öğrencisi Fatma Taşkıngöl Başaran ile birlikte Manisa’ya bağlı sekiz ova köyü (Adiloba, Tepecik, Sarıçam, Kepenekli, Yılmaz, Saruhanlı, Hacı Rahmanlı, Paşa) ve beş dağ köyü (Siyetli, Kuruköy, Dazyurt, Yayla, Kışla) üzerine yapılmış “Toplumsal Yapı Araştırmaları” kitabı Behice Boran’ın temel eseri sayılır.
#15
SORU:
Toplumsal Yapı Araştırmaları kitabında Behice Boran problemi ne olarak belirler?
CEVAP:
Bir topluluğun toplumsal yapısının farklılaştığı fonksiyonel kısımlar arasındaki, özellikle iki kısım (alt yapı ve üst yapı) arasındaki ilişkileri aydınlatmaktır.
#16
SORU:
Boran kurumları nasıl tanımlanır?
CEVAP:
Kurumlar, toplumun yapısını oluşturan fonksiyonel birimlerdir. Bu kurumlar insanlar arası yerleşmiş, tekrarlı ve devamlı ilişkiler şekli veya ilişkiler sistemidir. Boran’a göre kurumlar iki kısımdır; toplum-doğa ilişkilerinden kaynaklı insanlar arası ilişkiler sistemi ve doğrudan toplum-doğa ilişkilerinden doğmayan insanlar arası ilişkiler sistemi. Birincisi, insanın doğayı kendi ihtiyaçlarının tatmini için işletmesinden doğan insanlar arası ilişkilerdir. İkincisi ise bu ilişkilerden doğanlardır.
#17
SORU:
Boran, sosyolojide kontrollü gözlemin nasıl yapılması gerektiğini savunur?
CEVAP:
Boran’a göre, sosyal olayları laboratuvara sokamayacağımız için inceleyeceğimiz olayı, ona etki eden şartların sabit kaldığı birimlerde incelersek, kontrollü gözleme yakın bir durum elde etmiş oluruz. Sosyolojik araştırmalarda dikkat edilmesi gereken nokta, problemimizi doğrudan etkileyen diğer olayları belirleyerek gözlem birimlerini buna göre seçmektir.
#18
SORU:
Boran, köylerin şehirleşmesini nasıl yorumlar?
CEVAP:
Boran köylerin şehirleşerek değişme sürecini dışla ilişkilere indirger. Köy kasabalaşarak şehirleşmektedir. Fakat kasabaların eski, tutucu, ‘müslüman kasaba’, yerli yanına doğru değişmektedir. Kasabalar ve şehirler eski ve yeni arasında bir ikilik yaşamaktadır. Boran, bir öngörüde bulunarak bu ikiliğin zaman içinde daha da keskinleşeceğini ifade etmektedir.
#19
SORU:
Karışık aile nedir?
CEVAP:
Boran, Tek çiftli ve diğer akrabaların karıştığı aileye ‘karışık aile’ demektedir.
#20
SORU:
Dikine mürekkep aile nedir?
CEVAP:
Boran, anne-baba ve evli kardeşlerden oluşan aileleri dikine mürekkep aile olarak tanımlar.
#21
SORU:
Yanlama mürekkep aile nedir?
CEVAP:
Boran, evli kardeşlerden oluşan aileleri yanlama mürekkep aile olarak tanımlar.
#22
SORU:
Boran, toplumsal değişmeyi nasıl kavramlaştırır?
CEVAP:
Boran, toplumsal değişmeyi, Marksist bir şekilde, üretim araçlarının ve kullanılan enerji türünün değişmesi ile birlikte yaşanan evrensel bir toplum hadisesi olarak kavramlaştırır. Toplumlar, sanayileştikçe kapalılıklarını yitirmekte ve daha geniş bir bütüne ait iş bölümünün bir parçası olmaktadırlar. Üretim araçlarının birikerek değişmesi bağlamında da toplumsal değişmeyi bir evrimsel süreç olarak kavramlaştırmaktadır.
#23
SORU:
Boran’ın evrim konusundaki görüşleri nelerdir?
CEVAP:
Boran, evrensel bir sosyal evrimin, aile ve din gibi sosyal şekillerde olmasa dahi, insanın biyolojik ihtiyaçlarını tatmin etmek üzere kullandığı, teknoloji alanında var olduğunu, savunan, temelde Marksist değişim düşüncesini savunmaktadır. Ancak Marks ile ayrıldığı nokta, evrimsel erekselciliği reddetmesidir. Ona göre, evrimin seyri ve hızı değişebilir.
#24
SORU:
Boran’a göre toplumlar arası ilişkinin araçları nelerdir?
CEVAP:
Toplumlar bir bütünün parçalarıdır, iç ve dış değişimler birbirlerini ideolojik olarak etkilemektedirler fikri savunan Boran, toplumlar arası ilişkinin araçlarının ekonomik süreçler, ulaşım ve iletişim olduğunu öne sürer.
#25
SORU:
Boran, kapitalizmin yayılmasını nasıl ele almaktadır?
CEVAP:
Boran, II. Dünya Savaşının toplumlar arası ilişkilerde kimin iktidar olacağını belirleyeceğini savunur. Ancak kim hakim olursa olsun bu süreç, bizim gibi, bağımlı ülkeler için bir fırsat olarak, değerlendirilmektedir. Bağımlı ülkeler, iktidar savaşı esnasında kendi kalkınmalarını tamamlayabilirler. Boran, Dünya Sistemi ölçeğinde kapitalizmin yayılmasını toplumsal değişme de bir amil olarak ele almaktadır.
#26
SORU:
Boran hangi dergilerin yayıncısı olmuştur?
CEVAP:
Boran, DTCF’den arkadaşları ile birlikte Yurt ve Dünya dergisini çıkarmış, bu dergide yayın müdürlüğü ve dergi sahibi olarak görev almıştır. 1943 yılında bu dergideki görevlerinden ayrılarak Adımlar dergisini kurmuştur.
#27
SORU:
Boran, sanatı ve edebiyatı nasıl ele almıştır?
CEVAP:
Boran’ın sanatı ve edebiyatı ele alışı, Marksist sosyoloji itibariyledir. Fakat öncelikle sanat eserini ve sanatçıyı toplumsal bir ürün ve birey olarak ele almaktadır.
#28
SORU:
1940’lı yılların popüler olan Kerime Nadir, Muazzez Tahsin Berkand ve Mebrure Sami gibi kadın romancılar, Boran tarafından nasıl eleştirilmişlerdir?
CEVAP:
Boran bu yazarları ‘şekerli şurup gibi bayıltıcı’ bir duygusallık içeren romanlarından ötürü eleştirmektedir. Okurları olan genç kızların da ruhsal gelişimi tamamlanmamış ve edebi terbiyelerinin eksik olduklarını, söyler. Boran, bu romanların toplumsal gerçekliğin sorunlarını yansıtmadığını ve köy ve şehirdeki kitlelere inemediğini belirtmektedir. Boran’ın bu eleştirilerinden anlaşılan, onun, Türk Edebiyatının ve sinemasının önemli bir yaklaşımı olan toplumsal gerçekçilik akımından yana tavır koyduğudur.
#29
SORU:
İbrahim Yasa, akademik kariyerini hangi okullarda yapmıştır?
CEVAP:
İstanbul Üniversitesi Felsefe şubesine 1933’de kayıt yaptıran Yasa, 1934’de Sosyoloji eğitimi için ABD’ye gider, köy sosyolojisi alanında uzmanlaşır. 1940 yılında doktorasını verir ve 1942’de ülkeye döner. 1953 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde Sosyal Siyaset kürsüsünü kurar. Yasa, 1982-1986 yıllarında ODTÜ sosyoloji bölümünde hocalığa devam etmiştir.
#30
SORU:
İbrahim Yasa’nın çalışmalarını kaç ana başlıkta sınıflandırabiliriz?
CEVAP:
Eserlerini iki ana başlıkta toplamak mümkündür: “Toplumsal Yapı ve Değişme” ve “Aile Yapısı”
#31
SORU:
İbrahim Yasa’nın çalışmalarının öne çıkan özellikleri nelerdir?
CEVAP:
Yasa çalışmalarında nicel tekniklere önem vermekle beraber bu sonuçlardan nitel ve kültürel sonuçlar da çıkarabilmiştir. Bu özellik onun sosyolojisinin en temel niteliğidir. Asla nicel-sayısal veri ile yetinmemiştir. Toplumsal yapının kurumsal işleyişini gündelik hayata dair pratikleri sayısallaştırırken toplumsal yapının bir de değerler ve kültür yanının olduğunun farkındadır.
#32
SORU:
Hasanoğlan köyü çalışmasının hedefi nedir?
CEVAP:
Yasa, Hasanoğlan Köyü’ne tren istasyonu yapılan 1915’den itibaren çalışmanın yapıldığı 1944 yılına kadar geçen yaklaşık 30 yıl sürecinde topluluğun değişim seyrini tespit etmeyi hedefler.
#33
SORU:
Yasa’nın temel hipotezi nedir?
CEVAP:
Yasa’ya göre, ulaşımın geliştiği yerler Türk devriminin etkisinin en fazla olduğu yerlerdir. Onun temel hipotezi: ulaşım ve sanayileşmenin geliştiği merkezlerin civarındaki köylerde sosyal ve ekonomik değişmeler, olduğudur. Tren yolunun geçmesi ile söz konusu köy kapalı köyden, açık köy haline geçmiştir.
#34
SORU:
Hasanoğlan köyü araştırmasında ele alınan konular nelerdir?
CEVAP:
Araştırma kapsamında ele alınan konular şunlardır: Köyün doğal çevresi, köyün sosyal yapısı, köyün üretim biçimi, köyün kültürel durumu, sosyo-ekonomik faaliyetlerde değişme ve gelişmeler.
#35
SORU:
Hasanoğlan köyünün tarımsal üretimi konusundaki bulgular nelerdir?
CEVAP:
Köyde arazi boldur ancak köyde kiralama ve ortakçılık usulü ile tarımsal üretim yapılmaktadır. Köyde tarımsal üretim araçları oldukça ilkeldir. Topraksız köylüler köye sonradan yerleşenlerdir. Yeni iş imkânlarının açılması tarımsal üretimi olumsuz etkilemiştir. Öyle ki, 1944 yılında köylü yiyeceklerini dışardan edinmek zorunda kalmıştır. Köyde gittikçe sosyal dayanışma da zayıflamaktadır.
#36
SORU:
Köylünün dini inançları ne yönde değişmiştir?
CEVAP:
Köylünün dini inanç ve pratikleri konusunda ise Yasa’nın tespitine göre, tren yolunun gelmesi ile birlikte gittikçe azalan bir özene sahiptir. Köylü zor durumlarında Tanrı’ya sığınmaktadır. Kadınların dini inançları erkeklere oranla daha güçlüdür.
#37
SORU:
Yasa köye tren yolunun gelmesinden itibaren geçen 30 yıllık süreçte toplumsal değişmeleri nasıl özetler?
CEVAP:
Tren yolu ile yeni ve modern meslekler köye girmiştir. Köy halkı gündelik ve sosyal davranışları konusunda modernleşmiştir. Köylüler arasında bireyselleşme artmıştır. Sosyal dayanışma zayıflamıştır. Ev dekorasyonları şehirleşmiştir. Mahalle mektebinin yerini ilkokul almıştır. Köyde haberleşme ağı modernleşmiştir. Ticari usul trampadan para ekonomisine geçmiştir. Medeni kanun köyde resmî nikâhın ve veraset kanunun uygulanmasını sağlamıştır.
#38
SORU:
Yasa 1968 yılında Hasanoğlan köyü çalışmasını tekrarladığında tespit ettiği değişiklikler nelerdir?
CEVAP:
Köyün nüfusu artmış ve bir kasaba topluluğu haline gelmiştir. Aile başkanlarının Ankara gidiş-geliş sıklıkları artmıştır. Şehre yerleşen ailelerin sayısı artmıştır. Evlenme adetleri ortadan kalkmamıştır. Akraba evliliği azalmıştır. İki çocuklu aile sayısı tüm aileler içinde dörtte birlik bir oranı teşkil etmektedir. Aile başkanları eskisinden daha fazla çocuklarının eğitimi ile meşguldür. Köyde çiftçi olanların sayısı düşmüş memur ve işçi olanların sayısı artmıştır. Sağlık- temizlik alışkanlıkları modernleşmiştir. Din konusu hariç köyde ciddi bir nüfus hareketliliği ve modernleşme, şehirleşme dikkat çekmektedir.
#39
SORU:
Yasa’nın 1969 yılında çalışma yaptığı Sindel köyünün öne çıkan özelliği nedir?
CEVAP:
Sindel Köyü bir Batı Anadolu köyüdür. Sindel, Yörük göçebe halkın yerleştirilmesi ile oluşmuş bir köydür. Köyde hayvancılığa dayalı bir geçim ekonomisi söz konusudur.
#40
SORU:
Sindel köyü araştırmasının temel amacı nedir?
CEVAP:
Yasa, göçebe aşiretten yerleşik hayata geçme sürecinde yaşanan toplumsal değişmeleri tespit etmek üzere araştırmasını gerçekleştirmiştir.
#41
SORU:
Yasa, Sindel köyünün toplumsal ve ekonomik yapısını nasıl ortaya koymuştur?
CEVAP:
Yasa’ya göre, bir köyün toplumsal ve ekonomik yapısını ortaya çıkarmak için ilk önce iş-güç tarzı ile ekolojiye bakılmalıdır. Sindel Köyü’nün temel iş-gücü tarımsaldır. Toprağın yüzde sekseni işleyen köylüye aittir. Sindel Köyü’nün önceki iş-gücü ise çobanlıktır. Araştırmanın temel hipotezi, köyün iş-gücünün değişimi ile toplumsal değişimin meydana geldiğidir. Köylülerin başlangıçtan beri üç aşamalı bir iş-güç değişimi olmuştur: çobanlık, devecilik ve ortakçılık.
#42
SORU:
Sindel köyü araştırması hangi temel araştırma soruları üzerinden yürütülmüştür?
CEVAP:
Çalışma üç temel araştırma sorusu çerçevesinde yürütülmüştü:
• Sindel Köyü’nün doğal çevresinin sosyal organizasyona etkisi nedir?
• Sindel Köyü’nün Bergama kasabası ile etkileşimi nasıldır?
• Sindel köyü ile civar köyler arasında benzerlik var mıdır?
#43
SORU:
İbrahim Yasa’nın, Türkiye’nin toplumsal yapısı ve değişme konusundaki en önemli çalışması olan kitabı hangisidir?
CEVAP:
1970 yılında yayınlanan “Türkiye’nin Toplumsal Yapısı ve Temel Sorunları” isimli kitap alanında kapsamlı ve önemli tespitleri barındırır. Bu eserinde Yasa, nicel bir araştırma yapmamış ancak akademik hayatı içinde gerçekleştirdiği araştırmaların sonuçlarına ve diğer toplumsal yapı çalışmalarına dayanarak Türk toplumsal yapısı hakkında önemli değerlendirme ve tespitlerde bulunmaktadır.
#44
SORU:
Kitapta Türkiye genel olarak nasıl konumlandırılır?
CEVAP:
Yasa’ya göre, Türkiye az gelişmiş bir Doğu ülkesidir. Kırsal alanlar dâhil ülkede kanaatkâr bir dünya görüşünden vazgeçilmektedir. Kentlerde ise yeni kuşakların huzursuzlukları dikkat çekmektedir. Ona göre, tüm az gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bizde de ekonomik sömürü düzeni devam ettiği için demokratik bir rejim de kurulamamaktadır. Türkiye henüz mayası tutmamış ve yolunu arayan bir ülke konumundadır.
#45
SORU:
Yasa, Türkiye’nin temel sorunlarının kaynağının hangi sorun olduğunu öne sürer?
CEVAP:
Türkiye’nin temel sorunlarının altında hızlı nüfus artışı vardır. Nüfusun genel ve etnik yapısı nüfusu incelerken üzerinde durulması gereken konulardır.
#46
SORU:
Yasa, evrensel olarak herhangi bir toplumu belirleyen evrensel kültür unsurlarını nasıl sıralamıştır?
CEVAP:
Yasa’ya göre kültürel ögeler toplumun yapısını belirler. İlkel toplumlarda yerel değerler çağdaş toplumlarda evrensel değerler kültürü belirlemektedir. Evrensel olarak herhangi bir toplumu belirleyen evrensel kültür unsurları şunlardır: aile ve akrabalık, dil, tarih ve gelenekler, din, eğitim ve siyasal örgüt. İlkel toplumlarda toplumsal yapıyı belirleyen unsur aile ve akrabalıktır. Kültürün sürekliliğini ise dil sağlamaktadır.
#47
SORU:
Etnik yapı, İbrahim Yasa tarafından nasıl açıklanır?
CEVAP:
Yasa’ya göre etnik yapı; bir topluluğun ırk, dil, din, kültür unsurlarının karşılıklı etkileşimi ile ortaya çıkan bir kavramdır. Etnik birlik ise, toplumsal ve kültürel bir homojenitedir. Ancak Yasa’ya göre böylesi bir birlik sadece hayalidir. Bununla birlikte aynı dili konuşan, aynı dine bağlı, aynı gelenek ve göreneklere saygı duyan toplumları etnik birlikler olarak tanımlayabiliriz.
#48
SORU:
Yasa, toplumsal tabakayı nasıl tanımlar?
CEVAP:
Toplumsal tabaka, bir toplumun iş bölümün sonucu ortaya çıkan gruplaşmalardır. Buna göre tabakalaşma meslekleşme ile bağlantılıdır.
#49
SORU:
Yasa, toplumsal sınıfı nasıl tanımlar?
CEVAP:
Toplumsal sınıf, bir toplumun farklı kriterlere göre ayrımlaşması ile oluşan gruptur ki bu kriterlerin en önemlisi ekonomik düzeydir.
#50
SORU:
Yasa, Türk toplumunun siyasi rejimle ilişkisini nasıl konumlandırır?
CEVAP:
Türk toplumu üzerinde merkeziyetçi mutlak monarşinin etkisi halen devam etmektedir. Bu hal halk içinde “adam sendecilik” davranışına yol açmaktadır. Reformlara yukarıdan aşağı uygulandığı için halk etken olamamıştır. Ancak demokrasiye geçilme ile halk içinde siyasal katılım istemi artmıştır.
#51
SORU:
Yasa, Türk toplumundaki aile yapılarını kaç başlıkta inceler?
CEVAP:
Yasa, Türk toplumunda görülen aile yapısına ilişkin türleri dörde ayırmaktadır: göçebe ailesi, köy ailesi, kent-kasaba ailesi, gecekondu ailesi ve taygeldi ailesi.
#52
SORU:
Taygeldi ailesinin yapısı nasıldır?
CEVAP:
Taygeldi ailesi; karşı cinsten çocukları olan dul insanların evlenmesi ile oluşmaktadır. Karşı cinsten çocuklara “tay” adı verilmektedir. Bu genç çocuklardan tarımsal üretim alanında yararlanılması onlara bu ismin verilmesinin nedenidir. Dul bireyler evlenmeden karşı cinsten genç çocuklarını evlendirirler. Böylece bu çocukların birbirlerini konumlandırma sorunlarının ötesine geçmek amaçlanmaktadır.
#53
SORU:
Yasa, Türk toplumsal yapısının özelliklerini nasıl değerlendirir?
CEVAP:
Yasa, toplumsal yapının özelliklerini şu şekilde saymaktadır: otoriteye ve birincil gruplara bağlılık, toprağa bağlılık, sihirsel ve dinsel inançlara bağlılık. Bu özelliklerin inşa ettiği kişiliklerin özellikleri ise; içe dönüklük, kuşkuculuk ve güvensizlik, bencilliktir.
#54
SORU:
İbrahim Yasa gecekondu ailesinin doğuşunu hangi nedenlere bağlar?
CEVAP:
Yasa, gecekondu ailesinin doğuşunu, oluşumunu, gelişimini ele aldığı 1966 tarihli çalışmasında, Türkiye’de gecekondulaşmanın altında yatan nedenin köyden şehre göç olduğunu ifade eder ve göçün nüfus ve ekonomik nedenlerini irdeler. Buna göre, eşitsiz toprak dağılımı ve işsizlik, artan nüfusu besleyemeyen küçük toprak dağılımı, tarımda makineleşme göçe ve dolayısı ile gecekondulaşmaya neden olmaktadır. Tüm bu etkenler ülkemizde 1945 sonrası iç göçün artışına neden olmuştur.
#55
SORU:
Yasa’ya göre şehre göçen aileler hangi aşamaları takip eder?
CEVAP:
Köy ailesi şehre göçerken üç aşamadan geçer; şehrin yaşam koşullarını araştırma, iş bulma ve ailenin getirilmesi son olarak bir gecekonduya sahip olma.
#56
SORU:
Gecekondu aileleri çocuklarının hangi meslek kolunda olmalarını isterler?
CEVAP:
Gecekondu ailelerinde çocuklarının ilerideki mesleklerinin memur olmasını isterler. Yasa, bunun nedenini Osmanlıdan beri toplumun yöneten ve yönetilen olarak ayrılmasından kaynaklanmakta olan efendilik kompleksine bağlar.
#57
SORU:
Yurt dışından dönen işçiler, çocuklarının hangi meslek grubuna dahil olmasını isterler?
CEVAP:
Yasa’nın 1979 yılında Almanya’dan yurda dönen işçi aileleri üzerine yaptığı araştırmaya göre kesin dönüş yapan işçi aileleri artık çocuklarının memur değil serbest girişimci olmalarını arzu etmektedirler.
#58
SORU:
Behice Boran, Türk sosyolojisi içinde iki temel ekolden hangisine dahildir ve neyi iddia eder?
CEVAP:
İlm-i içtima ekolüne dahil olan Behice Boran, toplumsal kurumların işleyiş mekanizmalarının ancak günlük hayattan pozitivist metodoloji ile elde edilecek nicel veriler ile ortaya çıkarılabilineceğini iddia eder.
#59
SORU:
Behice Boran doktora eğitimini hangi üniversitede tamamlamıştır?
CEVAP:
Michigan Üniversitesi’nde
#60
SORU:
Behice Boran, burslu olarak gittiği Michigan Üniversitesi’nde yaptığı doktora tezi ne ile ilgilidir?
CEVAP:
Mesleki hareketlilik ile ilgilidir.
#61
SORU:
Behice Boran'ın temel sosyolojik eseri nedir?
CEVAP:
‘Toplumsal Yapı Araştırmaları’dır
#62
SORU:
Behice Boran’a göre toplum nedir?
CEVAP:
Farklılaşmış birbirine bağlı birimlerin meydana getirdiği bir bütündür. Toplum, bir kurumlar topluluğudur.
#63
SORU:
Boran köylerin feodalitenin baskısında kurtulma sürecini hangi olay ile başlatır?
CEVAP:
I.Dünya savaşı ile, ve yeni düzenin kurulmasını yine bir siyasi olay olan Cumhuriyet ile başlatır.
#64
SORU:
Dikine mürekkep aile nedir?
CEVAP:
Anne-baba ve evli kardeşlerden, yanlama mürekkep aile ise evli kardeşlerden oluşur.
#65
SORU:
Behice Boran’ın ontolojik yaklaşımı nedir?
CEVAP:
Genel olarak holistiktir. Ancak bu holistik yaklaşımın içinde tek boyutlu değildir. Sosyal olgu ve kurumları analiz ederken marksist ve işlevselci sosyoloji kuramlarını birlikte kullanmaktadır.
#66
SORU:
Behice Boran'ın topluluk içinde iktidar için rekabet eden grupların varlığını ifade etmesi neyi göstermektedir?
CEVAP:
Onun toplum anlayışının uyumcu değil çatışmacı olduğunu göstermektedir.
#67
SORU:
Behice Boran’ın Adımlar, Yurt ve Dünya dergi yazılarının ağırlıklı konusu nedir?
CEVAP:
Toplumsal değişme bağlamında şehirleşme ve sorunları ile birlikte köy kalkınmasıdır.
#68
SORU:
Behice Boran'ın evrim konusunda Marks ile ayrıldığı nokta nedir?
CEVAP:
Evrimsel erekselciliği reddetmesidir. Ona göre, evrimin seyri ve hızı değişebilir.
#69
SORU:
Boran, edebiyat ve sanat sosyolojisine dair ilk yazılarını nerede yayınlamıştır?
CEVAP:
Sahibi ve yayın müdürü olduğu, DTCF’den arkadaşları ile birlikte çıkardığı Yurt ve Dünya dergisinde yayınlamıştır.
#70
SORU:
Boran’ın sanatı ve edebiyatı nasıl ele alır?
CEVAP:
Marksist sosyoloji itibariyledir. Fakat öncelikle sanat eserini ve sanatçıyı toplumsal bir ürün ve birey olarak ele almaktadır.
#71
SORU:
Boran'ın 1940’lı yılların popüler kadın romancıları olan Kerime Nadir, Muazzez Tahsin Berkand ve Mebrure Sami’ye dair düşünceleri nelerdir?
CEVAP:
Onları ‘şekerli şurup gibi bayıltıcı’ bir duygusallık içeren romanlarından ötürü eleştirmektedir. Boran, bu eserlerde, toplumsal çevre tahlilini aramanın beyhude olduğunu söyleyerek, bu romanların toplumsal gerçeklikten uzak olduklarını vurgulamaktadır.
#72
SORU:
İbrahim Yasa kimdir?
CEVAP:
Türkiye’de toplumsal yapı ve değişme alanında önemli çalışmaları gerçekleştirmiş modern Türk sosyolojisinin oluşumuna katkılarda bulunmuş bir sosyologdur.
#73
SORU:
İbrahim Yasa'nın eserleri hangi başlıkta toplanabilir?
CEVAP:
İki ana başlıkta toplamak mümkündür: Toplumsal yapı ve değişme ve aile yapısı.
#74
SORU:
Türk sosyolojisinde kuramsal olarak marksist ve işlevselci sosyolojik yaklaşımlar nasıl başlamıştı
CEVAP:
Pozitivist metodoloji ve nicel tekniklerle mikro alan çalışmaları köy monografileri ile başlamıştır.
#75
SORU:
Köyün doğal çevresi ile ilişkileri konusunda Yasa'nın tespitleri nedir?
CEVAP:
Köyde köy enstitüsünün yapımı ile birlikte çevresel değişimlerin olduğunu bildirmektedir. Yasa’nın tespitlerine göre, köyün sosyo-ekonomik yapısına en fazla etki eden tren yolunun köyden geçmesi ile köyün dış temasının artmasıdır.
#76
SORU:
İbrahim Yasa’nın göre, Türkiye'ye dair görüşleri nedir?
CEVAP:
Türkiye az gelişmiş bir Doğu ülkesidir. Kırsal alanlar dâhil ülkede kanaatkâr bir dünya görüşünden vazgeçilmektedir. Kentlerde ise yeni kuşakların huzursuzlukları dikkat çekmektedir. Ekonomik sömürü düzeni devam ettiği için demokratik bir rejim de kurulamamaktadır. Türkiye henüz mayası tutmamış ve yolunu arayan bir ülke konumundadır
#77
SORU:
İbrahim Yasa'ya göre, toplumsal sorunları anlayabilmek için ne gerekir?
CEVAP:
İleri toplumlarda uygulanan yöntemlerin toplumsal yapıya uygun olup olmadığı tartışılmalıdır.