TÜRKİYE'DE FELSEFENİN GELİŞİMİ II Dersi ESTETİK-FELSEFE TARİHİ soru cevapları:

Toplam 24 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Estetik nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Estetik, diğer adıyla sanat felsefesi, Platon ve Aristoteles’ten bu yana felsefenin temel disiplinleri arasında yer almaktadır. Temel konusu sanat eserinin nasıl bir yapıya sahip olduğunu açıklamaktır. Estetik, bunu gerçekleştirmek için, sanatçının kaygıları, duygu durumları, yaratıcılığının şartları, sanat eserinin hangi anlamlara sahip olduğu, ona ne türden değerler yüklendiği, toplumda sanatın yeri ve algılanışı türünden sorunlara açıklamalar getirmektedir.


#2

SORU:

Sanat ontolojisi nedir?


CEVAP:

Sanat ontolojisi, sanat eserlerini varoluşları yönünden inceleyen felsefedir.


#3

SORU:

İsmail Tunalı, Sanat Ontolojisi adlı kitabında, sanatın ontolojisi hakkında neler anlatmaktadır?


CEVAP:

Tunalı, Sanat Ontolojisi adlı kitabında, sanatın ontolojisi hakkında şunları bildirmektedir: Çağdaş sanat felsefelerinden biri olan sanat ontolojisi, sanat eseri denilen var olanı somut bir varlık olarak ele alıp çözümlemek ister. Nasıl maddi, organik ve ruhi var olanlar varsa, aynı şekilde bir şiir, bir resim, bir heykel, bir yapı ve bir müzik parçası gibi sanat eseri dediğimiz var olanlar da vardır. İşte bu sanat eserini, var olan bir şey olarak inceleyecek felsefe, sanat ontolojisi olacaktır. Sanat ontolojisi, sanat eserlerini varoluşları yönünden inceleyen felsefedir. Tunalı, sanat eserinin varoluşunu yani onun ontik yapısını temellendirmek için, öncelikle, ontolojinin ne türden özelliklere sahip olduğu üzerinde durmuştur.


#4

SORU:

Sanat eserinin ontik yapısını araştırmak için gerekli olan nedir?


CEVAP:

Sanat eserinin ontik yapısını araştıran bir ontoloji gereklidir. Bu ontoloji artık yeni bir ad alır, sanat ontolojisi adını alır. Buna göre, sanat ontolojisi, genel ontolojinin sanat eserini, onun ontik yapı ve tabakalarını, estetik değerini araştıran bir kolu olacaktır.


#5

SORU:

İsmail Tunalı, Estetik kitabında sanatın ana ilkelerini nasıl temellendirmiştir?


CEVAP:

Tunalı, Estetik kitabında sanatın ana ilkelerini temellendirmiştir. Ona göre estetik, duyulur algının, duyusallığın sağladığı bilgi ile ilgili bir bilimdir. Bu bilimin temel amacı, sanat alanını ilkeleri çerçevesinde bütünlüklü bir yapı olarak açıklamaktır. Tunalı, estetik fenomeni ontik bütünlüğünde dört temel yapı elemanı üzerine kurmuştur. Bunlar sırasıyla estetik süje, estetik obje, estetik değer ya da güzel ve estetik yargıdır. Estetik fenomen ya da estetik varlık, bu dört öğenin bir ontik bütünlüğü olarak meydana gelir. İşte felsefi estetiğin konusunu bu ontik bütünlük oluşturur. Buradan felsefi estetik ile psikolojik estetik ve sanat felsefesi, güzel felsefesi ve estetik değer mantığı arasındaki ilişkiyi ve ayrılığı yakından görmek mümkün olur. Ancak felsefi estetik bunlardan hiçbirine geri götürülemez. Felsefi estetik, bütün varlık alanını çevreler ve kucaklar. Felsefi estetiğin ödevi, bu estetik varlığı, ontik elemanlar yönünden araştırmaktır. Tunalı, Estetik kitabının geri kalan kısmını bu dört unsuru incelemeye ayırmıştır.


#6

SORU:

Estetik süje nedir?


CEVAP:

Estetik süje, bir estetik objeyi algılayan, onu kavrayan ve ondan estetik olarak hoşlanan, ondan estetik haz duyan bilinç varlığı, ‘ben’ anlamına gelir. Böyle bir estetik süje, bir estetik objeyi kavrarken, ondan haz duyarken bu estetik obje karşısında tavır almış olur.


#7

SORU:

Estetik tavrın gerçekleşmesi için neler gereklidir?


CEVAP:

Estetik tavrın gerçekleşmesi için, seyir, duyum, algı, duygu, özdeşleyim unsurlarının bulunması gerekmektedir. Sıralanan bu unsurlarla elde edilen estetik tavır alma ve estetik algının sonunda bir estetik hoşlanma, ya da estetik haz ile son bulduğu sonucu ortaya çıkar. Estetik tavırla yaklaşılan her obje, kişide hoşlanma ya da estetik haz doğurur. Estetik hoşlanma, ya da estetik haz, estetik tavrın organik bir parçasını oluşturur. Bir yerde estetik tavrın, ya da estetik yaşantının estetik hoşlanma ya da estetik haz amacını güttüğü de söylenebilir.


#8

SORU:

Estetik obje nedir?


CEVAP:

Estetik obje, genel olarak bir estetik süjenin kendisiyle estetik bir ilgi içinde girdiği bir varlık anlamına gelir. Estetik süje, geniş anlamda doğa varlığı ile, bu varlığı oluşturan insan, canlı, inorganik doğa gibi doğa kesimleriyle estetik ilgi kurduğu gibi, sanat yapıtlarıyla, resim, heykel, yapı, şiir, roman gibi unsularla ilgi kurar. İster doğa elemanları isterse sanat yapıtları olsun, bütün bunlar estetik obje denilen varlığı oluştururlar. Bununla birlikte estetik obje dendiğinde, doğal unsurlardan çok sanat ürünleri anlaşılmaktadır. Sanat yapı olarak estetik obje, fenomenoloji, ontoloji ve Marksizm üzerinden incelenmektedir.


#9

SORU:

Fenomenolojik estetik nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Fenomenolojik estetik, şeylere dönelim formülüyle, şeyleri, fenomenleri bir idealite, realiteden sıyrılmış bir öz, eidos olarak anlamakta, nesnelerin real varlığını görmemezlikten gelmektedir. Bu durum sanat eserleri için de geçerli olduğundan, ontolojik açıdan başarılı olamamaktadır. Böylece fenomelojik estetik, estetikte şansını yitirmiştir.


#10

SORU:

Estetik yargı en kısa biçimde nasıl tanımlanabilir?


CEVAP:

Estetik yargı, duyum ve algılar aracılığıyla gelen verilerin bilme süreci içinde dönüştürülerek bilgi haline getirilmesidir.


#11

SORU:

Estetik değer ne demektir?


CEVAP:

Estetik Değer: Estetik gerçekliğin üçüncü ayağı, estetik değerdir. Estetik süje estetik objeyle ilgi kurmakla kalmaz, ona güzel, yüce, trajik, komik gibi değerler de yükler. Estetik objelere yüklenilen bu yüklemler, estetik değerler olarak kabul edilirler.


#12

SORU:

Felsefe tarihçiliğinin kimle başladığı kabul edilir?


CEVAP:

Felsefe tarihçiliği, felsefenin bir dalı olarak Aristoteles’le başlamaktadır. Aristoteles ele aldığı her sorunda, ilkin o sorun hakkında bildirilen görüşleri sıralamış sonra da kendi görüşlerin temellendirmeye geçmiştir. Bu tutumu ve Metafizik kitabının ilk bölümünün felsefe tarihi niteliklerine sahip olması, Aristoteles’i ilk felsefe tarihçisi yapmaktadır.


#13

SORU:

Felsefe tarihi bireylere ne sunmaktadır?


CEVAP:

Felsefe tarihi, bize bağımsız bilimlerin felsefe çerçevesinde nasıl oluştuğunu ve sonradan felsefe ananın kucağından ayrılarak nasıl bir bağımsızlık kazandıklarını gösterir. Bu nedenledir ki felsefe tarihi, felsefeye girişi kolaylaştırır.


#14

SORU:

Türkiye’de felsefe tarihiyle ilgilenme nasıl başlamıştır?


CEVAP:

Türkiye’de felsefe tarihiyle ilgilenme, modern felsefenin Türkiye’ye girme sürecinde başlamış ve devam etmektedir. Felsefe tarihi hakkında çeviri ve telif olmak üzere çok çeşitli yayınlar yapılmıştır.


#15

SORU:

Macit Gökberk, Felsefenin Evrimi (1979) adlı kitabında neleri ele almaktadır?


CEVAP:

Felsefenin Evrimi (1979) adlı kitabının Önsöz’ünde felsefe anlayışına ilişkin ipuçları vermiştir. Felsefe tarihi neden gerekli? sorusunu cevaplamak için, felsefe nedir? sorusunu öne çıkarmış ve bu sorunun yanıtının kolay olmadığını belirtmiştir. Ona göre felsefe, felsefeye özgü olan, iyi, doğru, güzel nedir gibi bir takım soruları, özel bir tutumla ele alır. Felsefede görülen tutum da, hep temele kadar gitmek, sonuna kadar gitmek çabasıdır.


#16

SORU:

Nicolai Hartmann, tarihi düşüncenin önündeki ön yargıları nasıl belirlemiştir?


CEVAP:

Nicolai Hartmann, tarihi düşüncenin önünde üç ön yargının bulunduğunu belirtmiştir: 1. Bir düşünürün öğrettiği her şey eşit değildir. 2. Fichte’nin şu sözüyle ilişkilendirilmiştir: “Ne türlü bir felsefe seçeceğimiz, ne türlü bir insan olduğumuza bağlıdır”. Ayrıca “Felsefe çağının çocuğudur” düşüncesi de felsefeyi çağına bağlayarak öznel bir uğraş haline getirir 3. Sistemlerdeki önemli olan her özelliğin felsefe dışı bir kaynaktan geldiği anlayışı. Bu önyargılardan kurtulmak gerekmektedir ve bunun için de problemlerle uğraşılmalıdır.


#17

SORU:

Takiyettin Mengüşoğlu, tarihin problem olarak karşımıza çıktığı yeri nasıl açıklamıştır?


CEVAP:

Tarihin problem olarak karşımıza çıktığı yer, felsefe sahasıdır. Çünkü bu sahada tarihin fonksiyonunun ne olduğu henüz kesin bir karakter kazanmamıştır. Bilimlerdeki gibi bilgilerin sürekliliği felsefe de bulunmaz. Felsefe her olayda, o sürekliliği yeniden belirlemek durumundadır. Ayrıca her olay tarihi bir karakter taşımaz; tarihi karaktere sahip olanlar etkili olanlardır. Felsefede de durum aynıdır. Etkili olan düşünceler aynı zamanda tarihilik özelliğini de kazanırlar. Kimya tarihi, kimyacı tarafından yazılırken, felsefe tarihi, çok defa filozof olmayanlar, sadece felsefe ile meşgul olanlar tarafından yazılır. Felsefenin sahasının çok geniş olması da göz ardı edilmemesi gereken sorunlar arasındadır.


#18

SORU:

Takiyettin Mengüşoğlu’na göre felsefede esas olan nedir?


CEVAP:

Felsefede esas olan sistem kurmaktır. Ve her sistemin belli bir çerçevesi vardır. Filozofun fikirleri ya bu çerçevenin içine sığabilir veyahut da onu aşar. Sığdığı zaman filozof, tutarlıdır; yani fikirleri arasında bir tutarlılık vardır. Sığmadığı zaman filozof söylediklerini çürüten, tutarsız, fikirleri birbirini tutmayan bir filozoftur. Böyle bir felsefe tarihi görüşünün tam olabilmesi için, bu sistemlerin de tasnif edilmesi gerekmektedir. Tasnif, bu sistemleri, realizm, idealizm, pozitivizm gibi belli ‘ism’lere ayırmak suretiyle yapılır. Felsefe tarihçisi, filozofları bu tasnif ilkelerine göre sınıflandırır, bir filozofun eksik bıraktığı fikrin diğeri tarafından tamamlandığını gösterir.


#19

SORU:

Takiyettin Mengüşoğlu, felsefe tarihinin nasıl olması gerektiğini söylemektedir?


CEVAP:

Hakiki anlamda felsefe tarihi, felsefenin yüzyıllardan beri ortaya koyduğu bilginin bir tarihi olmalıdır. Tıpkı kimya ve fizik tarihlerinde olduğu gibi. Bilimlerde birikerek devam eden bilgi durumu tarihçiliği kolaylaştırırken, felsefede, her filozof önceden kurulan problemi yeniden kurmak durumundadır. Kimyacı gibi, yaşadığı dönemin sorunlarından hareketle geçmişe yönelmelidir. Bilgi olanlarla olmayanları, hakikat ile hatayı birbirinden ayırarak geçmişi anlatabilmelidir. Felsefe tarihi tasnif kategorilerinden vazgeçmeli, sistemlere bağlanmamalıdır. 20. yüzyılda felsefe sistemleri yadırganmağa başlanmış, felsefe, sorunlara ve fenomenlere yönelerek önemli tavır değişiklikleri göstermiştir. Felsefe tarihi, başlangıçtan beri bütün problem sahalarına ait yalnız bilgi karakterine sahip olan fikirleri ele almalıdır. Bu bilgiler felsefenin bütün sahalarına ait olmalıdırlar.


#20

SORU:

Nermi Uygur, felsefe tarihi hakkındaki düşüncelerini nasıl ele almıştır?


CEVAP:

Nermi Uygur, felsefe tarihi hakkındaki düşüncelerini ilkin Felsefe ve Tarihi adlı yazısında ele almıştır. Sonra bu yazı Felsefenin Çağrısı (1971) adlı kitabında, değiştirilerek yeniden kullanılmıştır.


#21

SORU:

Nermi Uygur’a göre her araştırma neye yönelmelidir?


CEVAP:

Uygur’a göre her araştırma, ne çeşitten olursa olsun, belli bir “olay”ı kuruluşu bakımından bilmeye yönelir. Araştırmada amaç, salt bilgileri, yanlışlardan arınmış belirlenimleri, en çok sayıda elde etmektir.


#22

SORU:

Uygur’a göre hangi sorular felsefe sorusuna dayanır?


CEVAP:

Felsefe araştırmasının kendi geçmişi ile ilişkisi nedir? Bu ilişki hangi gereksinimlerden doğar? Bu gereksinimin giderilmesiyle ne gerçekleştirilir? Felsefenin geleceğinden neler beklenebilir? Uygur’a göre bu sorular nihai olarak felsefe nedir? sorusuna dayanır. Felsefenin dünü ve yarınına duyulan ilgi, felsefenin ne olduğunu belirtmeye yarar. Ancak felsefenin ne olduğu da, onun dünü ve yarını hakkında sahip olunan bilgelerle bilinebilmektedir.


#23

SORU:

Nermi Uygur, felsefe anlayışının gerekliliğini nasıl anlatmaktadır?


CEVAP:

Felsefe anlayışının gerekliliği, felsefenin geçmişine duyulan ilgide kökleşir. Felsefe tarihçisinin (gerçek bir felsefe tarihçisiyse), felsefenin dününe duyduğu ilgi, doğrudan doğruya felsefeden ötürü, felsefe için, felsefeye olan ilgidir. Felsefe tarihçisinin dikkati, felsefenin geçmişinde değil, geçmişteki felsefede yoğunlaşır. Felsefe tarihçisi geçmişe değil, felsefeye çevrilmiştir. Bunun da koşulu felsefe anlayışıdır. Geçmişteki felsefeyi anlamak için, bu felsefeyle felsefe olarak ilgilenmek; bu felsefeyi yeniden düşünmek; bu felsefeyi düpedüz bir tarihçi olarak değil, filozof olarak anlamak, felsefe tarihçisinin benimseyeceği kaçınılmaz bir tutumdur.


#24

SORU:

Nermi Uygur, felsefenin geleceği bağlamındaki düşüncelerini nasıl ele almıştır?


CEVAP:

Uygur, felsefenin geleceği bağlamında da felsefe tarihini ele almıştır. Ona göre hep geçmişe bakan bir filozof, bugününe daha önce bilinmeyen yeni bir bilgi katamaz. Felsefenin bugününde yapılanlar, gelecekte yapılacaklara, geleceğin felsefesine bir öndür. Gelecek sorumluluğundan yüz akıyla çıkabilmek için de, filozofun, kendisine kapalı olan geleceği zorlayıp kendi bugününde işini elden geldiği yetkinlikle yerine getirmesi gerekir. Bugününde felsefenin dünü ile yarınını birleştiren filozofların başarısı, felsefe yapmalarına, yaptıkları felsefeye bağlıdır. Felsefenin kaderi filozofların elindedir.