TÜRKİYE'DE SOSYOLOJİ Dersi 1950-1960 DÖNEMİNDE TÜRK SOSYOLOJİSİ soru cevapları:
Toplam 20 Soru & Cevap#1
SORU:
Literatürde Türk Devrimi ne şekilde tanımlanmaktadır?
CEVAP:
Türk modernleşme sürecinde Cumhuriyetin ilanı ile başlayan yeni dönem ve hareketler literatürde “Türk Devrimi” olarak adlandırılır. Bu hal bir “kopuş”u işaret etmektedir.
#2
SORU:
Celal Nuri 1926 “Türk İnkılabı” adlı eserinde hangi konuları açıklamaya çalışmıştır?
CEVAP:
Celal Nuri “Türk İnkılabı” adlı eserinde Cumhuriyetin ilanından üç yıl sonra ve devrimlerin bütün hızı ile gerçekleştirildiği bir zaman diliminde devrimi anlamlandırmaya, Avrupa/Batı ve Asya/Doğu uygarlıkları arasındaki farklılıkları formüle etmeye, Batılılaşmanın nasıl gerçekleştirileceğine dair yollar önermeye, neden geri kaldığımızı açıklamaya çabalamıştır.
#3
SORU:
Celal Nuri'nin takip ettiği Taine'nin üçlü şeması nelerdir? Açıklayınız.
CEVAP:
Taine’nin üçlü şemasını takip eden Celal Nuri, zamanın (müttefikler arasında bir uyumun olmaması), coğrafyanın (Doğu ile Batı arasında Batıya yakın Türkiye coğrafyası) ve Türk milletinin özelliklerinin (efendi/egemen olan, başka milletlerin tebaası olamayan) etkisi ile devrimin gerçekleştirildiğini söylemektedir.
#4
SORU:
Celal Nuri'ye göre Türklerin geri kalma nedenleri nelerdir?
CEVAP:
Türklerin geri kalmasının nedeni Osmanlının bilgisizliği, islam’ın durağanlaşması ve çağdaş Batı uygarlığına yol açan üç devrime (Rönesans, reform ve coğrafi keşifler) yabancı kalınmasıdır.
#5
SORU:
Şevket Süreyya Aydemir Türk Devrimi'ni ne şekilde anlamlandırmıştır? Açıklayınız.
CEVAP:
Şevket Süreyya Aydemir Türk Devrimi’ni anti-emperyal bir millî kurtuluş savaşı biçiminde ve iktisadi boyutu öne çıkararak anlamlandırmış, erken Cumhuriyet döneminde devletçi politikaların savunucusu ve devrim sürecinde seçkin-aydın grubunun ideolojik rolünü formüle eden kişi olmuştur.
#6
SORU:
Şevket Süreyya Aydemir'e göre Türk devrimi devletin kurtuluşunun yanı sıra hangi özellikleri taşımaktadır?
CEVAP:
Aydemir'e göre Türk Devrimi sadece yeni bir devletin kuruluşu değildir. Devrim hem anti-emperyalist bir mücadele hem de içerde yeni ve sınıfsız bir millet yapısının tohumlarının atılmasıdır.
#7
SORU:
Şevket Süreyya Aydemir’e göre toplumun devrimi anlaması neden mümkün değildir?
CEVAP:
Aydemir'e göre devrim, toplum düzenine cebri bir müdahale olduğu için toplumun devrimi anlamasını beklemek boşunadır. Devrimin ruhuna kalabalıklar vakıf olamazlar; bu itibarla devrim bilinçli ve devrimci bir kadronun işidir. Bu yönüyle Aydemir’de dönemin seçkin-aydın savunusunu en açık biçimde görmek mümkündür.
#8
SORU:
Şevket Süreyya Aydemir hangi değerlendirmesi bakımından tektir?
CEVAP:
Aydemir, dönem içinde devrimi bir iktisadi kurtuluş hareketi biçiminde alt-yapısal olarak değerlendiren tek isimdir. Diğer ideolog ve düşünürler üst-yapısal ve siyasi temeller üzerine devrimi manalandırmaktadırlar.
#9
SORU:
Recep Peker Türk Devrimini nasıl tanımlamıştır?
CEVAP:
Recep Peker’e göre ise Türk Devrimi; yeryüzünün en arı ve “bay” olan Türk milletini yokluktan varlığa düşkünlükten üstünlüğe çıkaran evrensel bir hadisedir. Hemen dikkati çeken, diğerlerinde olduğu gibi Türk milletinin “efendi” (siyasi egemen ve bağımsız) olarak, tanımlanması ve devrimin bu milletin varlığı için elzem olduğudur.
#10
SORU:
Recep Peker'in Osmanlı'ya ilişkin görüşlerini açıklayınız.
CEVAP:
Osmanlı Türkleri ezmiş olandır. Burada da diğerlerinde olduğu gibi Osmanlıya yaklaşımı menfidir. Osmanlı yüzünden Türk milleti düşmüştür. Peker’de de bir “zillet” anlayışı vardır. Bay/egemen/haysiyetli olan Türkleri, zillet/utanç/bağımlı kılan Osmanlıdır.
#11
SORU:
Peyami Safa kendinden önce devrimi ele alan çalışmaları hangi yönlerden eksik bulmaktadır? Açıklayınız.
CEVAP:
Safa kendinden önce Türk Devrimi'ni ele alan çalışmaların din, kültür, medeniyet üzerinde durmadan sadece hukuki ve siyasi boyuta vurgu yaptıklarını söyleyerek, Türk Devrimini anlama çabalarının eksikliğine gönderme yapmaktadır. Safa, Türk düşünürleri hakkında şimdide de geçerli olabilecek bir eleştiri yapar. Ona göre, Türk düşüncesi kendine Batılı filozofların aynasından bakmaktadır ve yerli düşünce gelişememektedir.
#12
SORU:
Peyami Safa'ya göre Atatürk İnkılabının değişmez iki prensibi hangileridir?
CEVAP:
Peyami Safa'ya göre Atatürk İnkılabının değişmez iki prensibi Milliyetçilik ve Medeniyetçiliktir.
#13
SORU:
Safa’ya göre, Atatürk'ün islamcılık ve Turancılık kadar insaniyetçiliğin de hayal olduğunu görmesinin sonuçları nelerdir?
CEVAP:
Safa’ya göre, Atatürk islamcılık ve Turancılık kadar insaniyetçiliğin de hayal olduğunu görmüştür ve Türk milliyetçiliğini “reel bir politika” olarak beyan etmiştir.
#14
SORU:
Mahmut Esat Bozkurt devrimi ne şekilde tanımlamaktadır?
CEVAP:
Bozkurt, devrimin aklın soyutluğundan değil reel şartların zarureti ile ortaya çıktığı, devrim ile yeniden Türk milletinin tarihin öznesi olmaya başladığı, ödev ahlakı ve Batı’dan üç yıl geri kaldığımız gibi konularda dönemin genel anlayışlarını paylaşmaktadır. Ona göre 20. asır motor medeniyetidir. Medeni millet, motor yapan millettir. Tek eksiğimiz olan motor yapma kudretini bize devletçilik uygulamaları verecektir.
#15
SORU:
Peyami Safa Türkiye'nin Doğu ve Batı arasındaki konumunu ne şekilde yorumlamaktadır? Açıklayınız.
CEVAP:
Türk düşüncesinin değişmeyen eğilimi, kendimizi ne orada ne burada konumlandıramayışımız ve yeni fikirler üretemeyince “hiç olmazsa bunu yapalımın” etkisi ile motive olan, “sentezcilik” Safa’da da ortaya çıkmaktadır. Safa, bilimci gördüğü Batı ile sezgici gördüğü Doğu arasında, bilimi sezgi ile sentezlemeye ve her iki medeniyeti yaratan düşüncelerin kaynaklarının aynı olduğunu izah etmeye çalışacağını, ifade etmektedir.
#16
SORU:
Köy monografiçalışmalarının ilk örnekleri hangileridir?
CEVAP:
Köy monografi çalışmalarından ilk örneği DTCF hocalarından Niyazi Berkes’e ait olan ve 1942’de basılmış “Bazı Ankara Köyleri Üzerinde Bir Araştırrma” adlı eserdir. Diğeri ise Hilmi Ziya Ülken’in öğrencileri ile birlikte gerçekleştirdiği ve 1943’de Sosyoloji dergisi’nde yayınlanan “Garbi Anadolu Köy Monografileri” dir.
#17
SORU:
Berkes ve Ülken’in öğrencisi Nedim Göknil ile beraber gerçekleştirdikleri ancak Göknil’in kaleme aldığı ilk köy monografilerini sonradan gelenlerden farklılaştıran unsurlar nelerdir?
CEVAP:
Berkes ve Ülken’in öğrencisi Nedim Göknil ile beraber gerçekleştirdikleri ancak Göknil’in kaleme aldığı ilk köy monografilerini sonradan gelenlerden farklılaştıran nitel gözlem, görüşme ve örnek olay analizi teknikleri ile nicel olmayan bir teknik bütününü seçmiş olmalarıdır.
#18
SORU:
Berkes ve Boran’ın köy monografilerine en önemli katkıları nelerdir?
CEVAP:
Berkes ve Boran’ın köy monografilerine en önemli katkıları sosyoloji, bilim ve metodoloji üzerine özdüşünümsel açılımlar getirmiş olmalarıdır. Boran, pozitivist metodolojinin incelikleri hakkında bizi bilgilendirirken Berkes, sosyolojinin bilim olarak sınır ve kapsamı üzerine tartışma yürütür.
#19
SORU:
1940-1950 arası Türk sosyolojisinin genel özellikleri nelerdir?
CEVAP:
1940-1950 arası Türk sosyolojisinin genel özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
1. Türk sosyolojisi Fransız etkisinin yanı sıra Amerikan sosyolojisine eğilim
göstermeye başlamıştır.
2. Ankara DTCF Sosyoloji bölümünün oluşumu ile İstanbul sosyoloji ekolü tek
olma ayrıcalığını yitirmiştir.
3. 1940’lı yıllarda Marksizme eğilim artmıştır.
4. Köy ve şehir araştırmaları ivme kazanmıştır.
5. Amaçlanan ise toplumsal değişme yani modernleşme/Batılılaşma yolunda
ne kadar ilerlediğimizi tespit etmektir.
6. Artık Türk sosyolojisi resmi ideoloji savunusu yapmayıp Türk toplumuna
dair somut araştırmalar yapmaya başlamıştır.
#20
SORU:
Ülken ve öğrencisinin “Garbi Anadolu Köy Monografileri'nin Berkes’in çalışmasıyla benzerlik ve farklılıkları nelerdir?
CEVAP:
Garbi Anadolu Köy Monografileri'nde Berkes’in çalışmasında olduğu gibi, nitel teknikler uygulanmıştır. Bilecik ve Edremit civarından köyler incelenmiştir. Berkes’in çalışması daha analitik olmakla beraber bu ikinci çalışma daha özet niteliğindedir. Ancak aynı biçimde aynı alanlarda köy incelenmiştir. Köylerin görünüşü, üretim biçimleri, iş bölümü, nüfus, ticaret öncelikle yer almaktadır. İşlevselci yaklaşıma uygun analizlerin yapıldığı görülmektedir. Buna göre, köyde herkes aynı işi yaptığı için, mesleki iş bölümü olmadı¤ı için sosyal tabakalaşma da yoktur