TÜRKİYE'DE SOSYOLOJİ Dersi 1960-1980 DÖNEMİNDE TÜRKİYE'DE SOSYOLOJİ soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Türk sosyolojisinde 1950’lerde öne çıkan konuların başında hangileri gelmektedir?


CEVAP:

1950-1960 döneminde sosyoloji disiplinlerine ait birçok çalışma yapılmıştır. 1950’lerde öne çıkan konuların başında köy sosyolojisi, kültür değişmeleri ve Batılılaşma gelmektedir. Bu konular zaten birbirine bağlı ve birbirinin içerisindedir.  


#2

SORU:

1950’lere kadar devlet kurumlarında, liselerde ve kısmen üniversitelerde etkin olan sosyoloji anlayışı nedir?


CEVAP:

1950’lere kadar devlet kurumlarında, liselerde ve kısmen üniversitelerde etkin olan sosyoloji anlayışı; A. Comte, E. Durkheim tarafından geliştirilen ve Türkiye’de Ziya Gökalp’in benimseyip temsil ettiği sosyolojizm ekolüdür.


#3

SORU:

Anglo-Saksonların II. Dünya Savaşı’nı kazanmaları, Türkiye’de hangi ekol doğrultusundaki görüşleri öne çıkarmıştır?


CEVAP:

Anglo-Saksonların II. Dünya Savaşı’nı kazanmaları, Türkiye’de de Science Sociale ekolü doğrultusundaki görüşleri öne çıkarmıştır. 1950’li yıllarda neredeyse tüm sosyologlar Science Sociale ekolünden övgü ile bahsetmişlerdir.


#4

SORU:

"Kültür Değişmeleri, Sosyal Psikoloji Bakımından Bir Tetkik (1951), Maarifimizin Ana Davaları ve Bazı Hal Çareleri (1954), Garplılaşmanın Neresindeyiz (1956)" eserleri kime aittir?


CEVAP:

Mümtaz Turhan ve önemli eserleri: Kültür Değişmeleri, Sosyal Psikoloji Bakımından Bir Tetkik (1951), Maarifimizin Ana Davaları ve Bazı Hal Çareleri (1954), Garplılaşmanın Neresindeyiz (1956)


#5

SORU:

1919’da Science Sociale ekolü temsilcileri tarafından başlatılıp 1930’larda Mehmet Ali Şevki Sevündük tarafından devam ettirilen ve 1940’lı yıllarda Ankara ve İstanbul ekolü sosyologlarının üstlendiği ve 1950’li yıllarda en verimli dönemini yaşayan çalışmalar hangileridir?


CEVAP:

1919’da Science Sociale ekolü temsilcileri tarafından başlatılıp 1930’larda Mehmet Ali Şevki Sevündük tarafından devam ettirilen ve 1940’lı yıllarda Ankara ve İstanbul ekolü sosyologlarının üstlendiği köy sosyolojisi çalışmaları, 1950’li yıllarda en verimli dönemini yaşamıştır.


#6

SORU:

Cahit Tanyol 1950-1960 döneminde  yaptığı köy sosyolojisi çalışmalarında köyleri hangi dört guba ayırmıştır?


CEVAP:

Cahit Tanyol 1950-1960 döneminde  yaptığı köy sosyolojisi çalışmalarında köyleri  ağa köyleri, efendi köyleri, halk köyleri ve karışık köyler şeklinde dört gruba ayırmıştır.


#7

SORU:

Cahit Tanyol'un 1950-1960 döneminde yaptığı köy sosyolojisi çalışmalarında ifade ettiği ağa köyleri, efendi köyleri ve karışık köyleri açıklayınız.


CEVAP:

a köyleri aşiret liderlerinin köyleridir. Efendi köyleri, şehirli tarafından ele geçirilen ve arazisi işletilen köylerdir. Karışık köylerde ise mülkiyetin yarısı efendiye, diğer yarısı halka aittir (Tanyol, 1959: 199).


#8

SORU:

Köy sosyoloji çalışmalarının temel amacı nedir?


CEVAP:

Köy sosyoloji çalışmalarının temel amacı; köylerde süren yaşam biçimlerini incelemek, toplumsal değişme düzeylerini belirlemek, hangi köylerin değişmeye daha yatkın olduğunu tespit etmektir.


#9

SORU:

1950-1960 dönemi sosyologlarının batılılaşma ile ilgili fikirlerinin kapsamı nedir?


CEVAP:

Bu dönemin sosyologları, Batılılaşmanın beklenilen sonuçları veremediği konusunda görüş birliği içerisindedirler. Sosyologlar, Batılılaşmayı engelleyen faktörlerin neler olduğunu, hangi hatalardan dolayı yeterince Batılılaşılamadığı, hangi yöntemler uygulanırsa daha başarılı bir Batılılaşma performansı sağlanabileceğini, Batı’nın hangi özelliklerinin alınması gerektiği, Batı’nın kısmen mi yoksa toptan mı örnek alınması gerektiği gibi konularda görüş ve önerilerini ortaya koymuşlardır.


#10

SORU:

1950’li yıllarda toplumsal değişme, Batılılaşma konusunda öne çıkan ve döneme egemen olan zihniyeti temsil eden isim hangisidir?


CEVAP:

1950’li yıllarda toplumsal değişme, Batılılaşma konusunda öne çıkan ve döneme egemen olan zihniyeti temsil eden isim Mümtaz Turhan'dır.


#11

SORU:

Kültür değişmeleri başlığı altında incelenen temel konu nedir?


CEVAP:

Kültür değişmeleri başlığı altında incelenen temel konu, Batılılaşma doğrultusunda toplumsal değişme hızını belirlemektir.


#12

SORU:

Mümtaz Turhan’a göre, serbest ve zorunlu kültür değişmeleri nelerdir?


CEVAP:

Mümtaz Turhan’a göre, serbest kültür değişmesi, bir toplumsal grup veya cemiyetin yabancı bir kültürel grup veya cemiyetle ilişkiye girdiği zaman, hiçbir iç ve dış etki altında bulunmaksızın, o kültürün tamamını ya da bir kısmını benimsemedir. Zorunlu veya empoze kültür değişmesi ise, farklı kültürlere sahip iki toplumsal grup veya cemiyetten birinin kendi kültürünü tamamen ya da kısmen kabul etmesi için diğerine baskı yapması veya çoğunluğun muhalefetine rağmen iktidara mensup bir grubun yabancı bir kültürü kendi toplumuna zorla kabul ettirmesidir (Turhan, 1987: 51-52).


#13

SORU:

Mümtaz Turhan’a göre, Batılılaşmak için gereken nedir?


CEVAP:

Mümtaz Turhan’a göre, Batılılaşmak için Batı’dan bilim, bilimsel zihniyet ve tekniğin ülkemize aktarılması gerekir. Bu yol dışındaki her şey taklit, yapma, kısır ve iğreti kalır. Buna yapmak zorundayız. İstesek de istemesek de Batı ile ülkemiz arasında bir sentez vardır ve bu sentezi ortadan kaldıramayız. Türkiye, Batı medeniyeti karşısında Batı’dan bir şeyler alacak, kendisinden de Batı’ya bir şeyler verecektir (Kaçmazoğlu, 1998: 45).


#14

SORU:

1950-1960 döneminde sosyologlara göre eğitimin ana sorunları ile bugünkü uygarlık seviyesinde bir ulus olmanın ilişkisi nedir?


CEVAP:

Sosyologlara göre, eğitimin ana sorunları; ülkenin kalkınma, ilerleme, bugünkü uygarlık seviyesinde bir ulus olma sorunları ile aynıdır. Uygar, ileri bir ulus demek, gerçek bilime, bilimsel zihniyete ve bunlarla donatılarak yetiştirilmiş düşünürlere sahip olmak demektir (Turhan, 1954: 5).


#15

SORU:

1950’li yıllarda siyasal nedenlerle Köy Enstitüleri’nin kapatılmasından sonra dönemin bazı sosyologları tarafından önerilen imam-öğretmen modelinin gerekçesi nedir?


CEVAP:

Bu siyasal zihniyet dönüşümüne paralel olarak, dönemin bazı sosyologları da köylerdeki öğretmen açığını kapatmak ve yine köylerdeki öğretmen-köylü yabancılaşmasını gidermek için imam-öğretmen modeli önermişlerdir. Buna göre, geçmişte köylerde hoca-öğretmen ikiliği ortaya çıkmıştır. Köylüler öğretmenleri bir türlü sevememişlerdir. Bunu gidermek için, ilahiyat liselerinden çıkan öğrencilerin bir veya iki yıllık mesleki formasyondan sonra köylere öğretmen olarak atanmaları, köylüleri sevecekleri, benimseyecekleri, güvenecekleri öğretmenlere kavuşturacak ve sorun çözülecektir (Turhan, 1959: 125).


#16

SORU:

1950-60 dönemi sosyologlarının dil merkezli tartışmalarının başında hangi konu gelmektedir?


CEVAP:

1950-60 dönemi sosyologlarının dil merkezli tartışmalarının başında, dil devriminin gerekli olup olmadığı, dile getirdikleri ve götürdükleri konusu gelmektedir. Bir başka anlatımla, dilin sadeleştirilip sadeleştirilmemesi konusunda sosyologlar iki gruba ayrılmış durumladırlar.


#17

SORU:

1950-60 dönemi sosyologlarından Hilmi Ziya Ülken'in dil konusuna yaklaşımı nasıldır?


CEVAP:

Dönemin sosyologlarından Hilmi Ziya Ülken ise dil konusuna farklı yaklaşmakta ve adeta bir dil sosyolojisi kurmaya çalışmaktadır. Ülken’e göre, konuşulan dil, yazı dili, uzmanların meslek dili, şifreli dil, toplumsal hayattaki her türlü ilişkiyi yansıttığı için sosyal bir kurumdur. O nedenle dil toplumsal bir fenomen olarak görülmeli ve diğer toplumsal fenomenlerle ilişkileri, etkileşimleri sosyolojik açıdan incelenmelidir.


#18

SORU:

1950-1960 döneminde sosyologların göç konusunda araştırmalar yapmalarının başlıca nedenleri nelerdir?


CEVAP:

O yıllarda özellikle Bulgaristan’dan ve Yugoslavya’dan Türkiye’ye doğru akan yoğun dış göçler, Türkiye’den başka ülkelere ve özellikle İsrail’e yönelik göçler ve yine ülkenin çeşitli bölgeleri arasında sosyo-ekonomik nedenlerle yaşanan iç göçler ve bu göçlerin yarattığı çeşitli toplumsal sorunlar bu araştırmaların başlıca nedenleri arasındadır.


#19

SORU:

Hilmi Ziya Ülken’e göre, endüstrinin gelişmesi ile göç arasında nasıl bir ilişki vardır?


CEVAP:

Ülken’e göre, endüstrinin gelişmesi işçi ihtiyacını artırdığı için bu nüfus hareketleri bir bakıma zorunludur. Ona göre, tren bir bölgenin içinden geçiyorsa, bölgenin ekonomik durumu iyileşmekte ve göç önemli bir sorun olmamaktadır. Ancak tren bölgenin yakınlarından geçiyorsa göç oranı artmaktadır (Ülken, 1953: 4-5).


#20

SORU:

Cahit Tanyol'a göre efendi ve ağa köylerine traktörün girmesinin göç konusunda nasıl bir etkisi olmuştur?


CEVAP:

Traktörün bu köylere girmesiyle topraksız köylüler açıkta kalmakta ve sonuçta köyden kente bir nüfus hareketi başlamaktadır.