TÜRKİYE'NİN KÜLTÜREL MİRASI II Dersi TÜRKİYE'DE EL VE KİTAP SANATLARI soru cevapları:

Toplam 75 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

El sanatları nasıl tanımlanabilir?


CEVAP:

Genel olarak basit el aletleri yardımıyla ya da sadece el becerisiyle yapılan, taşınabilir zanaat ürünleri ve etnografik eşyalar el sanatları adı altında tanımlanmaktadır.


#2

SORU:

Seramik sanatı Neolitik Çağ’da nasıl bir gelişme göstermiştir?


CEVAP:

Neolitik Çağ’da yeme içme tarzının değişimiyle birlikte ilk toprak kaplar yapılmaya başlamıştır. Çağlar boyunca doğada hazır bulunabilen toprak boya ve aşı boyalar kullanılmıştır. Bunlar siyah, kımızı ve beyaz renklerdedirler. Geometrik motifler, basit insan ve hayvan figürleri belli başlı bezeme motifleridir.


#3

SORU:

Seramik sanatı Kalkolitik Çağ’da nasıl bir gelişme göstermiştir


CEVAP:

Kalkolitik Çağ’da seramik üretimi Neolitik Çağ’ın devamı niteliğinde sürdürülmüş, Orta Kalkolitikçağ’dan itibaren yapım ve süsleme tekniklerinde değişim ve gelişmeler görülmeye başlanmıştır. Anadolu’da perdahlı, bezemesiz ya da kırmızı, kahverengi ve krem boyalı, geometrik motiflerle süslü çanak-çömlekler bulunmuştur. Bu çağda tarımın yanında madencilik de ekonomik hayatta önemli bir yer edinmeye başladığından, çağın sonlarında metal kaplar (özellikle tunç) ön plana çıkmıştır. Form bakımından gaga ve yonca ağızlı testiler görülürken, kap yüzeylerindeki yivli desenler de dikkat çeker. Ayrıca, Neolitik Çağ’dan beri görülen seramik kadın heykelciklerinin gelişmiş örnekleri de yapılmıştır.


#4

SORU:

Seramik sanatı Tunç Çağı’nda nasıl bir gelişme göstermiştir?


CEVAP:

Tunç Çağı, metale ilginin arttığı, seramik formlarında metal etkisinin görülmeye başladığı dönemdir. Ayrıca bölgeler arası ticaretin geliştiği, buna bağlı olarak iletişim ve etkileşimin arttığı bu dönemde yenilik olarak geometrik ve hayvan figürlü (geyik, kuş, dağ keçileri gibi) boyalı çanak çömlekler üretilmiştir. Dönemin önemli merkezlerinden Troia’da perdahlı, omurgalı kaplar bulunurken, diğer merkezlerde astarlanmış, omurgalı kâseler, gaga ağızlı maşrapalar, testiler, çeşitli formlarda kulplu çanak-çömlekler yaygın görülen örneklerdir.


#5

SORU:

Seramik sanatı Hititlerde nasıl bir gelişme göstermiştir?


CEVAP:

Alacahöyük, Kültepe, Boğazköy, Aslantepe, İkiztepe gibi Hitit merkezlerinde mezar hediyeleri, altın, gümüş gibi metal kaplarla bu kapları taklit eden seramik kaplar ele geçmiştir. Bezemeli veya bezemesiz, daha hızlı çarklarda yapılmış gaga ağızlı testiler, vazolar (depas) emzikli kaplar, maşrapalar, hayvan formunda (antropomorfik-riton) törensel kaplar, tabak ve çanaklar en yaygın kap türleridir.


#6

SORU:

Seramik sanatı Helenistik Dönemde nasıl bir gelişme göstermiştir?


CEVAP:

Helenistik Dönem (MÖ 330-30)’de siyah ve kırmızı figürlü Yunan seramiklerin üretimi sona ermiş, tamamen yeni tekniklerde ve bezeme üsluplarında üretim yapılmıştır. Beyaz astarla kaplı yüzeyin boyandığı uygulamaların yanı sıra kalıpla yapılmış kabartmalı yüzeylere sahip kaplar oldukça yaygınlaşmıştır. Kalıplar kullanılarak üretilen bu kapların yüzeyine siyah veya kırmızı astar sürülmüştür. Madeni kapların form ve süslemedeki etkisi, dönemin seramik kaplarında da görülmektedir.


#7

SORU:

Seramik sanatı Bizans Döneminde nasıl bir gelişme göstermiştir?


CEVAP:

Kültürlerarası alışveriş dolayısıyla etkileşimler her alanda olduğu gibi seramik üretiminde de olmuştur. Bizans seramik sanatı zamanla kendine özgü üretimini ortaya koymayı başarmıştır. Farklı tekniklerde farklı bezemeler önce beyaz hamurlu seramiklerde görülmüştür. Tek renk sırlı, çok renkli boyama, kalıp baskı ve kazıma tekniklerinde üretim yapılmıştır.


#8

SORU:

Bizans döneminde baskı bezeme tekniği nasıl uygulanmıştır?


CEVAP:

Baskı tekniği, beyaz veya pembe renkli hamura sahip seramiklerde yaygın görülen bir bezeme tekniğidir. Az katkılı temiz kil biçimlendirildikten sonra kurumadan önce, motifin oyulduğu kalıbın kap yüzeyine basılmasıyla yapılır. Yüzey yeşil veya sarı sırlıdır. Başlıca motifler arasında; daire içinde yer alan hayvan ve insan figürleri, grifon gibi fantastik yaratıklar, geometrik motifler ile haçlar sayılabilir.


#9

SORU:

Bizans döneminde tek renk sırlı bezeme tekniği nasıl uygulanmıştır?


CEVAP:

Beyaz hamurlu, bezemesiz, astarsız, tek renk sırlı seramiklerde sarı, hardal veya yeşil renkli sır kullanılmış, kapların dış yüzeyleri tamamen sırlanmıştır. Kırmızı hamurlu tek renk sırlı seramikler daha zahmetsiz biçimde seri üretilebildikleri ve daha ucuza satılabildiklerinden günlük kullanım kapları olarak her dönem çok sayıda üretilmişlerdir.


#10

SORU:

Bizans döneminde çok renkli uygulama bezeme tekniği nasıl uygulanmıştır?


CEVAP:

İç ve dış yüzeylerinin çeşitli biçimlerde boyanarak sırlanmasıyla yapılan çok renkli boyama tekniğinde üretilmiş astarlı veya astarsız seramik kapların iç ve dış yüzeylerinde siyah veya mor konturlu farklı renklerde boyanmış desenler yer almaktadır. Beyaz veya pembe hamurlu bu seramiklerin bezemelerinde mavi, yeşil, sarı, kahverengi ve siyah kullanılmıştır. Yüzey kırmızı küçük noktalarla doldurulmuştur. Renksiz, şeffaf, ince sırlıdırlar. Haç, örgü geçmeler, rozet, baklava ve palmetler başlıca motifler olup, az sayıda insan ve hayvan figürleriyle de karşılaşılmaktadır.


#11

SORU:

Bizans seramiklerinde kullanılan en yaygın bezeme tekniği nedir açıklayınız.


CEVAP:

Kırmızı hamurlu seramik yüzeyini kaplayan astarın ve hamurun tam kurumadan bir alet yardımıyla çizilerek ya da kazınarak kaldırılmasıyla, hamur renginin ortaya çıkarıldığı sgraffito tekniği, Bizans seramiklerinde kullanılan en yaygın bezeme tekniğidir.


#12

SORU:

Bizans seramiklerinde kullanılan en yaygın bezeme tekniği sgraffito kaç şekilde uygulanmıştır?


CEVAP:

Bu teknik, kazıma işlemi sırasında kullanılan aletin ince veya kalın uçlu olmasına ve desenleri yapma biçimine göre kendi içinde ince sgraffito (Yüzeyi kaplayan astarın ince uçlu bir aletle ince çizgiler hâlinde kazındığı temiz, pürüzsüz, krem rengi astarlı ve genelde sarı sırlı örneklerdir.), kazıma (incised) (Astarın daha enli uçla, kalın çizgiler biçiminde kazındığı krem rengi astarlı, genelde yeşil ve hardal sarısı sırlı seramiklerdir.) derin oyma (champlevé) (Astarla birlikte hamurun da oldukça derin kazılarak oyulduğu, bazen seramiklerde zemin oyularak, motif kabartma hâlinde bırakılmış, bazen de motif oyularak tam tersi yapılmış, geometrik ve bitkisel motifler, insan ve hayvan figürleri bezemede yoğun olarak kullanılmıştır.) gibi şekillerde uygulanabilmektedir. Bu teknikler; tek, ikili veya üçlü olarak bir arada kullanılmışlardır.


#13

SORU:

Selçuklu döneminde seramik üretminde hangi teknikler kullanılmıştır?


CEVAP:

İslam seramik sanatında 11. yüzyılda bilinen tekniklere ek olarak, sıraltıve sır üstü boyama tekniklerinde seramikler üretilmeye başlanır. Mısır’da geliştiği kabul edilen lüster tekniği, savaşlar nedeniyle göç eden Mısırlı ustalar sayesinde doğuya ulaşmış ve özellikle Suriye ve Irak’ta yayılmıştır.


#14

SORU:

Büyük Selçuklular zamanında seramikte nasıl bir gelişme sözkonusudur?


CEVAP:

Büyük Selçuklular zamanında seramik sanatında çok önemli gelişmeler olmuş, İran’da önemli bir üretim merkezi olan Kaşan’da fritli beyaz hamurlu üretime geçilmiştir. Beyaz hamurlu, birbirinden farklı bezeme tekniklerinde sıraltı (boyama, kazıma, oyma, kabartma), lüster (perdah), minai üretimlerin yapılmasıyla seramikte çeşitlilik artmıştır.


#15

SORU:

Selçuklularda seramik yapımında hangi teknikler kullanılmıştır?


CEVAP:

Seramik yapımında kullanılan hamur, üretim merkezi çevresinde yer alan kil yataklarının özelliklerine göre kırmızı ve tonları, bej, sarımsı veya beyaz olabilmektedir. Bu dönemin en yoğun kullanılmış tekniklerini sırasıyla tek renk sırlı, sıraltı-kazıma, boyalı kazıma, boyama, oyma- sıraltı astar boyama (slip) ile lüks üretim olarak kabul edilen minai ve lüster tekniği oluştururlar.


#16

SORU:

Selçuklularda günlük hayatta seramik hangi alanlarda kullanılmıştır?


CEVAP:

Günlük hayatta kullanılan kap türü yeme-içme kültürüne bağlı olarak kâse, tabak ve çanak yapımı da yoğunlaşır, bunları matara, maşrapa, kavanoz, küp gibi kaplar izler. Yiyecekleri saklama, taşıma depolama veya pişirmek için küp, testi, ibrik gibi kaplar kullanılmıştır. Bunlar ihtiyaca göre sırlı olduğu gibi genelde sırsız olarak kullanılmışlardır.


#17

SORU:

Osmanlı döneminde üretilen tek renk sırlı seramikler nasıl yapılmaktadır?


CEVAP:

Halk için üretilen, seramiklerin en önemli gruplarından biri tek renk sırlı örneklerdir. Fazla basit, fazla emek gerektirmeden biçimlendirilen kabın astarlı yüzeyi üzerine sürülen renkli sırın fırınlanması ile elde edilirler.


#18

SORU:

Osmanlı döneminde üretilen millet tipi seramikler nasıl yapılmaktadır?


CEVAP:

Milet tipi seramikler, Erken Osmanlı Dönemi’nde üretilen en yaygın gruplardan biridir. Renksiz, şeffaf sıraltına kobalt mavi tek renkli uygulamaların yanı sıra, siyah, turkuaz ve mor gibi birden fazla renkli bezemeye uygulamalar da bulunmaktadır. Derin, yarı küresel kâseler ile dışa kıvrık kenarlı, sığ tabakların imalatı yaygındır.


#19

SORU:

Sıraltı boyam tekniği nasıl uygulanmaktadır?


CEVAP:

Sıraltı boyama tekniğindeki ilk uygulamalarda mavi tek renk hâkimiyeti görünümlü olmakla beraber, zamanla şeffaf sır altına sürülen renkler artmıştır. Sıraltı boyama tekniğinin en gelişmiş örnekleri, Rodos işi olarak bilinen çok renkli boyama grubudur. Cluny Müzesi’nin 1865-1875 yıllarında Rodos’tan satın aldığı bir grup eserden dolayı Rodos veya Lindos seramikleri olarak adlandırılmışlardır. Rodos işi seramiklere damgasını vuran renk kırmızıdır. Mercan ya da domates kırmızısı olarak nitelendirilen kırmızı kısa bir süre bu kalitede uygulanabilmiş, 16. yüzyılda kahverengi tona dönüşmüştür. Kırmızıdan başka siyah, yeşil ve mavinin tonları kullanılmıştır. Rodos işi seramiklerin bezemesinde, çiçek motifleri (gül, lale, sümbül, karanfil gibi doğada var olan çiçekler), hatayi, saz yaprakları, palmet ve rumiler kullanılmıştır.


#20

SORU:

Çanakkale’de seramik üretiminin gelişimi nasıl olmuştur?


CEVAP:

17.yüzyıl sonlarından itibaren üretim yapıldığı bilinen Çanakkale’de sıraltı boyama tekniğinde üretim yapılmıştır. Çanakkale üretiminin en karakteristik bezeme motiflerini silüet hâlindeki cami, köşk gibi mimari tasvirlerle yelkenli ve çiçek demetleri oluşturur. Çok yalın, basit fırça hareketleriyle yapılan desenler tamamen bölgeye özgüdür. Şeffaf sır altına, yeşil, mor, mavi, kahverengi renkler kullanılmıştır. 19. ve 20. yüzyıl başında üretim, farklı olarak tek renk sırlı seramiklerdir. Sırlı yüzeyler altın yaldız ya da boyalarla boyanarak hareketlendirilmeye çalışılmıştır. Bu dönem seramiklerinde çok farklı, abartılı formlar dikkat çekmektedir. Özellikle testi, sürahi gibi bazı kapların üst kısmı kanatlı at, kuşbaşı şeklinde biçimlendirilmiştir. Kap yüzeyine boyama, sır dışında barbutin tekniğinde bazı motifler de monte edilmiştir. 20. yüzyılda Çanakkale’de seramik üretimi sona ermiştir.


#21

SORU:

Çininin kullanım alanları nelerdir?


CEVAP:

Çininin ana malzemesi kil, içindeki birtakım katkılardan arındırıldıktan sonra, bazı kimyasal maddelerin eklenmesiyle özel olarak hazırlanır ve şekillendirilir. Kare, üçgen, dikdörtgen gibi farklı biçimlerdeki ahşap kalıplar yardımıyla çini levhalar oluşturulur. Bu levhaların bir yüzleri çeşitli tekniklerde işlendikten sonra duvar, mihrap, kubbe, alınlık, kemer ve lahit gibi yüzeylerin kaplanmasında kullanılır. Mimaride, duvar yüzeylerini hem süslemek hem de dış etkilerden korumak amacıyla dış kaplama malzemesi olarak çini levhalar, sırlı ve sırsız tuğlalarla birlikte kullanılmışlardır.


#22

SORU:

Selçuklu dönmeinde çiniler kaç şekilde üretilmiştir?


CEVAP:

Çiniler, lüster, minai, tek renk sırlı ve sır altı boyama gibi farklı tekniklerde üretilmiştir.


#23

SORU:

Minai çini tekniği nasıl uygulanır?


CEVAP:

Bu teknikte ısıya dayanıklı mavi, firuze, yeşil gibi renkler sır altına sürülerek; siyah, beyaz, kırmızı ve altın yaldız sır üstüne sürülerek fırınlanmaktadır.


#24

SORU:

Anadolu’da Selçuklu Dönemi’nde en yaygın olarak kullanılan çini tekniği hangisidir?


CEVAP:

Çini mozaik tekniği kullanılmıştır. Yapılacak desene göre tek tek hazırlanan çini parçalarının harç aracılığıyla bir araya getirilmesi ile uygulanan, oldukça uğraştırıcı bir tekniktir. Mimaride mihrap, kubbe, kubbeye geçişler, kemer, alınlık ve duvarlar olmak üzere hemen hemen her yüzeyde ve ayrıca lahitlerde kullanılmıştır. Bu teknik, en yoğun biçimde kubbe ve kubbe geçişleri ile eyvanların duvar, kemer ve tonozlarında kullanılmıştır.


#25

SORU:

Osmanlı döneminde çiniler nerelere uygulanmıştır?


CEVAP:

Çini, ağırlıklı olarak yapı içlerinde, camilerin dış pencere alınlıklarında, türbe girişlerinde kullanılmıştır. Selçuklulardan farklı olarak kubbe yüzeylerinde çini süsleme yer almamıştır. Baninin ya da mimarın tercihine göre çini yapının belirli yerlerinde, mihrap, duvar, pencere, kemer veya desteklerde kullanılmıştır. Bütün yüzeyleri kaplayacak şekilde yoğun uygulandığı örnekler de bulunmaktadır.


#26

SORU:

İlk defa Osmanlı döneminde Anadolu’da uygulanmaya başlayan renkli sır tekniği nasıl yapılmaktadır?


CEVAP:

Renkli sır tekniğinde çini süslemeler ilk defa bu dönemde görülürler. Mavi, turkuaz, siyah, sarı, fıstık yeşili renkli sırlarla boyamanın yapıldığı bu çinilerde, sırların birbirine karışmasını önlemek amacıyla manganezli bir karışımla siyah ya da mumlu bir karışımla kırmızı konturlar yapılmıştır.


#27

SORU:

Cam nedir?


CEVAP:

Cam silis (kum), potasyum (soda), kireç ve diğer katkı maddelerinin karıştırılarak eritilmesi sonucu oluşan, soğuduğunda katılaşan, saydam, yarı saydam (opak) yapay bir maddedir.


#28

SORU:

Cam insan hayatında kaç şekilde yer almaktadır?


CEVAP:

Cam, doğal ve yapay olarak iki şekilde insan hayatında yer almıştır. Volkanik kökenli obsidyen ve yarı saydam, renksiz kaya kristali (kuvars) gibi doğal camlar ok, mızrak ucu, bıçak, ayna gibi farklı işlevlerle Neolitik Çağ’dan itibaren kullanılmıştır. Yapay camın ilk kez nerede, ne zaman ve nasıl yapılmaya başlandığı hâlâ net olarak bilinmemektedir.


#29

SORU:

Cam sanat olarak nerelerde kullanılmaktadır?


CEVAP:

Cam mimaride pencere camı ve vitray olarak iç mekân aydınlatmasında, günlük hayatta ise kadeh, tabak, kandil ya da şişe formunda sıvı saklama kabı olarak kullanılmıştır.


#30

SORU:

Bizans döneminde camdan neler üretilmiştir?


CEVAP:

Özellikle kiliselerde kullanılmak üzere pencere camları, vitraylar için daire veya levha şeklinde düz camlar üretilmiştir. Perdah, yaldızlama tekniğinde süslenmiş cam eserler arasında en bilinenleri renkli veya renksiz cam üzerine mine işçiliği ile yapılmış büyük kandillerdir.


#31

SORU:

Selçuklu dönemine ait cam ürünler nelerdir?


CEVAP:

Alçı çerçeveler içine yerleştirilen renkli cam parçaları mimaride camın kullanım şekli hakkında fikir verirken, ele geçen diğer parçalar kandil, tabak, kadeh ve şişe gibi kaplardır. Bilezik ve boncuk parçaları ise cam takıların varlığına işaret etmekte ve nitelikleri hakkında bilgiler sunmaktadırlar. Cam ustaları üfleyerek şişirme, kalıp tekniğinde yaptıkları cam yüzeylerini mineleme, boyama, cam ipliği bezeme yöntemlerini kullanmışlardır.


#32

SORU:

Osmanlı döneminde yerli üretim cam ürünleri nelerdir?


CEVAP:

Arşiv belgelerinde İstanbul çarşılarında satılan sürahi, kase, maşrapa, şişe, kandil, fanus, ibrik, vazo, ayna gibi cam eşyaların çeşitliliği görülmektedir. 19. yüzyılda İstanbul cam üretimine damgasını vuran ve Beykoz İşi olarak adlandırılan cam üretiminin ilk atölyesi Sultan III. Selim Dönemi’nde (1789-1808) Mehmed Dede tarafından kurulmuş ve bu atölyede üretilen tabak, kâse, fincan, şişe, bardak, vazo, sürahi, kandil, gülabdan gibi karakteristik görünümlü cam kaplar günümüze kadar ulaşmıştır.


#33

SORU:

Beykoz camları ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

19. yüzyılda İstanbul cam üretimine damgasını vuran ve Beykoz İşi olarak adlandırılan cam üretiminin ilk atölyesi Sultan III. Selim Dönemi’nde (1789-1808) Mehmed Dede tarafından kurulmuş bu atölyede, daha sonar da Paşabahçe, Çubuklu, İncirköy’de kurulan diğer atölyeler de üretilen camların hepsine genel olarak Beykoz camları adı verilir.


#34

SORU:

Beykoz camları kaç gruba ayrılır?


CEVAP:

Beykoz camları kendi içinde üç ana gruba ayrılır; bunlar renksiz-renk li camlar, opalin ve çeşmibülbül’dür: Renksiz camlara billur da denilmektedir. Kap yüzeyleri altın yaldız, renkli cam boyalarla ya da kesme tekniğinde bezemelidir. Mavi, kırmızı, yeşil gibi renkli camlarla benzer formda ve bezemede kaplar da üretilmiştir. Opalin camlar içeriğindeki metal oksitler nedeniyle porselene benzemektedirler. Çok farklı formlarda, sürahi, şekerlik, gülabdan, ibrik, şamdan, daldırma, şişe, matara gibi kaplar üretilmiştir. Kap yüzeyleri cam boyalar ve altın yaldızla süslenmiştir. Çeşmibülbüllerteknik olarak Avrupa kökenli Venedik camcılığında görülür olmakla birlikte Osmanlı Dönemi’nde çok sevilmiştir.


#35

SORU:

Hattat ve hüsn-i hatı tanımlayınız.


CEVAP:

Arap alfabesiyle güzel yazı yazma sanatıyla uğraşanlara hattat, sanatsal değeri olan yazıya hüsn-i hat denilmiştir.


#36

SORU:

Hat sanatı nasıl gelişmiştir?


CEVAP:

İslam dininin yayılmasıyla, özellikle de Kur’an yazımının yayılmasıyla birlikte güzel yazı sanatı gelişmiştir. Önceleri Medenî denilen geometrik, dik ve köşeli yazı; sonrasında Küfe şehrinde geliştiğinden Kûfî yazı adını almıştır. Düz ve köşeli çizgilerden oluşan bu yazı birçok yazının da kaynağı olmuş ve 9. yüzyıldan 15. yüzyıl sonuna kadar değişik şekillerde kullanılmıştır.Keskin ve köşeli, net çizgili meşrik kûfisi denilen türüne Selçuklu yazmalarında rastlanılmaktadır.


#37

SORU:

İslam sanatında 13. yüzyılda tespit edilmiş Aklâm-ı sitte denilen kaç çeşit yazı vardır?


CEVAP:

İslam sanatında 13. yüzyılda tespit edilmiş Aklâm-ı sitte denilen altı çeşit yazı; sülüs, nesih, muhakkak, reyhanî, tevkî ve rıka hatlarıdır.


#38

SORU:

Osmanlıda hangi yazılar kullanılmıştır?


CEVAP:

Osmanlının resmî yazılarında divanî, siyâkat, müsennâ gibi el yazıları gelişirken, el yazma eserlerde daha çok sülüs, ta’lik (nestalik) ve nesih kullanılmıştır. Sultan II. Bayezıd zamanında Amasyalı hattat Şeyh Hamdullah sülüs ve nesih yazılarının özelliklerini de kullanarak geliştirdiği kendine özgü yazıyla Osmanlı hat sanatında yeni bir dönem başlatmıştır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında, Ahmed Şemseddin Karahisârî aklâm-ı sitte yazılarından türettiği bir yazı üslubunu yaymıştır. 19. yüzyılda Mustafa Râkım’ın geliştirdiği ve celî sülüs denilen yazı üslubu Mehmed Hâşim, Recâi Efendi, Sami Efendi gibi hattalar ve de onların öğrencileriyle 20. yüzyıl başına kadar sürdürülmüştür.


#39

SORU:

Tezhip ve müzehhip ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Arapçada altın anlamına gelen zeheb kelimesinden türetilen tezhip, el yazma kitaplarda boya ve altın kullanılarak yapılan süslemelere verilen isimdir. Bu sanatla uğraşanlara ise müzehhip denilmiştir.


#40

SORU:

Türk tezhip sanatı nasıl gelişmiştir?


CEVAP:

Türk tezhip sanatının kökeni, Uygur, Karahan ve Gaznelilere ait hem yazma eserlerinin hem de el sanatları ve duvar resimlerinin süslemelerine kadar uzanmaktadır. Büyük Selçuklular zamanında, Kur’an ve bilimsel yazmaları süslemek amacıyla tezhip sanatı gelişmeye başlamış, Tebriz, Herat, Bağdat; Anadolu Selçukluları ve Beylikler Dönemi’nde Konya, Karaman, Sivas gibi merkezlerde yayılmıştır. Gerek geometrik gerekse bitkisel kurgularda dönemin mimari ve el sanatları süslemeleriyle paralellik bulunur.


#41

SORU:

Minyatür ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Kitap sanatlarının önemli bir parçası da metinleri görsel olarak tamamlayan minyatür denilen resimlerdir. İslam sanatında minyatürlere tasvir, nakş, resim, bu sanatla uğraşanlara da musavvir veya nakkaş denilmiştir.


#42

SORU:

Türkçe’de kullanılan cilt sanatı ile ilgili tanımlar nelerdir?


CEVAP:

Türkçe’de cilt sanatı uygulamalarına teclîd, mesleğe ciltçilik, ciltleme sanatıyla uğraşan ustaya da mücellit adı verilmiştir. Cilt kelimesi aynı zamanda, geniş kapsamlı kitaplarda ayrılmış bölümlerin her biri için de kullanılmaktadır. Genel olarak tanımlamak gerekirse, ciltlerde orta kısımda yapılan süslemeye güneş anlamına gelen şems, onun üstünde ve altında kalan kısımlarındaki daha küçük süslemelere salbek ya da selbek, dört bir köşeyi birbirine bağlayan kısıma köşebend, beşgen şekilli kabın sonladığı kısıma mikleb, mikleb ile alt kapağı birbirine bağlayan ve kitap kalınlığı kadar olan kısma sertâb denilmiştir.


#43

SORU:

Edirnekari ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Deri cildin üzerine çeşitli maddelerden astar sürüldükten sonra motiflerin işlenmesi, ardından rugan denilen maddenin sürülerek deriye sağlamlık ve parlaklık kazandırılmasıyla yapılan cilt örnekleri; ruganî, lake kap veya (17.-18. yüzyıllarda daha çok Edirne’de yaygın olmasından dolayı) Edirnekâri kap olarak adlandırılmıştır.


#44

SORU:

Ebru sanatı nedir?


CEVAP:

Kitreli su üzerine serpilen boyalarla yaratılan desenin kağıt üzerine çıkarılmasıyla yapılan ebrû sanatıdır. Çin, Hindistan, İran gibi ülkelerde uygulanan, 16. yüzyıl sonlarından itibaren İstanbul’da da benimsenen bu sanat oldukça gelişmiş ve diğer Avrupa ülkelerine de yayılarak Türk mermer kâğıdı ya da Türk kâğıdı şeklinde tanımlanmıştır.


#45

SORU:

İlk dönem Osmanlı halıları neden Holbein halıları olarak bilinmektedir?


CEVAP:

14. yüzyılın başından itibaren Türk halıları geometrik motifler ve kufî yazılara ek olarak stilize hayvan figürleriyle zenginleştirilmiş ve ikinci bir döneme geçilmiştir. Bu halılar Selçuklu-Osmanlı arası geçiş dönemi eserleri sayılır. 15. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ise hayvan figürlü halılar yerine geometrik ve bitkisel motifli örnekler yer almaya başlamıştır. İlk dönem Osmanlı halıları denilen Uşak ve Batı Anadolu bölgesinde üretilen bu grup, Rönesans Dönemi’nde ünlü İtalyan ressamlarının tablolarında resmedilmiştir. Ancak özellikle Alman ressam Hans Holbein’in (1497-1543) eserlerinde sıkça yer almalarından dolayı Holbein halıları olarak anılmışlardır.


#46

SORU:

Holbein halıları kaç farklı tipte dokunmuşlardır?


CEVAP:

Holbein halıları (İlk dönem Osmanlı halıları) ikisi Uşak’ta ikisi Bergama bölgesinde olmak üzere dört farklı tipte dokunmuşlardır.
Uşak bölgesinde dokunanlar:

? Kenar şeritlerinde Selçuklu geleneğini sürdüren örgülü kufî tarzlı yazı taklitlerinin bulunduğu, soyut bitkisel motifli baklava dilimleriyle bezenmiş olanlar.
? Tümüyle soyut bitkisel motiflerin yer aldığı halılar. Holbein bu halı tipini resimlememiştir. Ancak İtalyan ressam Lorenzo Lotto tarafından resimlenmiştir. Bunlara bu yüzden Lotto Halıları da denilmektedir.
Bergama bölgesinde dokunduğu düşünülenler:
? Birbirine eşit boyutlarda kare ve dikdörtgenlerin üst üste sıralandığı bir düzende yapılanlar.
? Kenar şeritlerinde Selçuklu geleneğini sürdüren kufî tarzlı yazı taklitlerinin bulunduğu, büyük bir sekizgenin çevresinde küçük sekizgenlerin yer aldığı geometrik desenli halılar.


#47

SORU:

Türk halıları 16. ve 17. yüzyıllarda kaç gruba ayrılıabilir?


CEVAP:

Türk halı sanatının klasik dönemi olarak kabul edilen 16. ve 17. yüzyıllarda madalyon motifi ve çeşitli zengin bitkisel kompozisyonlar kullanılmıştır. Bu dönemin halıları iki gruba ayrılır:
? Uşak halıları: Madalyonlu veya yıldızlı düzenlemeler olmak üzere iki farklı tipte dokunan ve 18. yüzyıl sonuna kadar dokunmaya devam edilen Uşak halıları 16.-17. yüzyıllarda İtalyan, Flaman ve Hollanda ressamlarının tablolarında resmedilmiştir. Bu tür halılarda hayvan postu deseni (kaplan ve panter postu), üç benek ve bulut gibi zengin sembolik motifler yer almıştır. Bazı renkli kısımların kuşa benzetilmesi nedeniyle “kuşlu halı” olarak adlandırılanlar ile çiçekli bazı örnekler de genel olarak Uşak halıları adı altında ele alınmışlardır.
? Osmanlı saray halıları grubu: Türk halı sanatında İran düğümü (diğer adıyla Sine düğümü) denilen yeni bir tekniğin ve yeni bir renk anlayışının uygulandığı, natüralist bitkilerin, yaprakların, lale, sümbül, karanfil gibi çiçeklerin betimlendiği bir gruptur. Zengin bitkisel motiflerin, kıvrımların daha kolay işlenmesine olanak sunan İran düğümlü halılarının yapıldığı ilk yerin Kahire olduğu kabul edilir. Sultan III. Murad zamanında bu tür halılar dokuyan ustalar Anadolu’ya getirilmiş ve İstanbul’da ve/veya Bursa’da saraya bağlı atölyelerde çalıştırılmışlardır. Önceleri Mısır’dan sağlanan ince dokulu yünler kullanılırken daha sonra bu malzeme değişmiştir. Osmanlı saray halıları denilen ve Memluk etkisi taşıyan bu grubun İspanya, Portekiz, İngiltere halı sanatında etkisi olmuştur.


#48

SORU:

Maden sanatı kapsamına hangi ürünler girer?


CEVAP:

Ham maddesi altın, gümüş, demir, bakır, pirinç (bakır-çinko alaşımı), sert kalay, tunç (bakırkalay alaşımı) gibi maden olan mutfak eşyaları, aydınlatma gereçleri, hayvan koşum takımları, dinî amaçlı kullanılan eşyalar, askerî malzemeler, takılar, tarım aletleri, süs eşyaları gibi günlük yaşamda kullanılan her türlü el yapımı maden eser bu sanat kapsamına girer.


#49

SORU:

En eski ve yaygın maden teknikleri nelerdir?


CEVAP:

Dövme, döküm ve sıvama sayılabilir. Bu tekniklerden, binlerce yıl öncesinden beri uygulanan dövme, madenin çekiçle dövülerek şekillendirilmesi; döküm ya da dökme, eritilmiş madenin kum ya da kilden hazırlanmış kalıplara dökülüp dondurulması; sıvama ise madenin tornada şekillendirilmesi yöntemleriyle uygulanır.


#50

SORU:

Tarih öncesinden günümüze kadar uygulanan maden eserleri süsleme teknikleri nelerdir?


CEVAP:

? Çalma ve Kazıma
? Kabartma (Çarpma/Çakma)
? Kalıpla Kabartma
? Delikişi (Kesme/Ajur)
? Telkâri, (Filigre/Filigrane)
? Kakma
? Kaplama (Altın Kaplama)
? Savat/Savatlama (Niello)
? Değerli Taş, Cam veya Mineyle Süsleme
? Mine (minai/enamel/emay)


#51

SORU:

Ahşap ürünler yapılırken hangi ağaçlar kullanılmaktadır?


CEVAP:

Bölgelerin coğrafyasına, iklim şartlarına göre ceviz, abanoz, gül, ıhlamur, kestane, elma, armut, sedir, meşe, çam gibi ağaçlardan; kullanım amacına göre ahşabın türü seçilip işlenmiştir. Örneğin minber, dolap, kapı kanadı gibi üzerine bezeme yapılacaklarda ceviz, meşe gibi türler tercih edilirken; temel kazıklarında ya da kemer gergilerde çam türleri tercih edilmiştir.


#52

SORU:

Geleneksel ahşap sanatlarında başlıca uygulanan yapım ve bezeme teknikleri nelerdir?


CEVAP:

? Kündekâri (Hakiki Kündekâri/Çakma Tekniği)
? Sahte (Yalancı) Kündekâri
? Oyma ve Kabartma Tekniği
? Eğri kesim (mail kesim)
? Şebekeli oyma (kafes tekniği/ajur)
? Kakma tekniği
? Ahşap üzerine boyama


#53

SORU:

Ahşap sanatı tarihte hangi alanlarda kullanılmıştır?


CEVAP:

Ahşap el sanatları tarih öncesinden günümüze kadar süren; Eski Mısır, Hitit, Frig, Roma, Bizans gibi birçok uygarlıkta -yukarıda sözü edildiği gibi- hem mimaride, mimari ögelerde, günlük kullanım eşyalarında hem de özel işçilikleriyle dikkati çeken sanat eserlerinde, dekoratif ürünlerde görülür.


#54

SORU:

Türklerde ahşap sanatı nasıl gelişmiştir?


CEVAP:

Türklerde ahşap sanatının kökeni, Orta Asya göçebe uygarlıklarına kadar geri gitmektedir. Bu sanat kolu da İslamiyet’in kabulüyle farklı bir yön izleyerek gelişmiştir. Anadolu’da ahşap sanatı Saltuklular, Mengücekliler ve Artuklularda gelişse de asıl karakterini Selçuklu ve Beylikler Dönemi’nde bulmuştur. Selçuklu ahşap sanatında gerek minber, kapı gibi mimari ögelerde gerekse diğer taşınabilir eserlerde oyma, kabartma, kündekâri ve ahşap boyama gibi teknikler yaygın kullanılmıştır. Diğer sanat türlerine paralel olarak ahşap süslemede de hayvan ve insan figürleri, çeşitli efsanevi yaratıklar, çift başlı kartal, ejder figürleri, geometrik ve bitkisel süslemeler, yazılar, astrolojik işaretler işlenmiştir. Selçuklu ahşap sanatlarının hem teknik hem de bezeme açısından en önemli örnekleri minber, mihrap, pencere, kapı kanatları gibi mimari ögelerle rahle ve sandukalarda görülmektedir.


#55

SORU:

Osmanlılarda ahşap sanatı nasıl bir gelişme göstermiştir?


CEVAP:

Osmanlı Dönemi’nde, Selçuklu ahşap işçiliğinde görülen insan ve hayvan tasvirleri, astrolojik işaretler kullanılmamış; daha çok geometrik, nar, gül, karanfil, lale gibi çiçekler, meyveler, natüralist bitkisel bezemeler ve yazı tercih edilmiştir. Selçuklularda görülen oyma, kabartma, kündekâri ve ahşap üzerine boyama teknikleri Osmanlıda sürmekle beraber bazı üslupsal farklılıklar ve yeni uygulamalar ortaya çıkmıştır. Özellikle sedef, gümüş, bağa, değerli taşlar ve fildişi kakma geliştirilmiş, rahleler, Kur’an mahfazaları, nalın, yazı ve mücevher kutuları, beşik gibi eşyalarda yaygın olarak kullanılmıştır. Osmanlı Dönemi’nde de mimariye bağlı ögelerde ahşap sanatının zengin teknik ve bezemeli örnekleri devam etmiştir. 18. ve 19. yüzyılda diğer sanat dallarında olduğu gibi geleneksel ahşap el sanatlarında da Barok, Rokoko süslemeler (altın yaldızlı istiridye kabuğu, perdeler, püsküller, madalyonlar) etkili olmuş, teknik olarak ahşap boyama yaygınlaşmıştır. Geleneksel Anadolu konutlarında, Topkapı Sarayı’nın geç dönem eklerinde, İstanbul’da Boğaz kıyılarında bulunan (Emirgan Şerifler Yalısı gibi) sivil yapılarda (tavan, dolap, raf, kapı, korkuluk gibi) mimari ögelerde ve diğer taşınabilir eşyalarda dönemin ahşap üzerine boyanmak suretiyle ince işçilikle yapılmış zengin örnekleri bulunmaktadır.


#56

SORU:

Toprak işleri Türkiye coğrafyasında hangi alanlarda kullanılmıştır?


CEVAP:

Önceleri günlük kullanım kapları, dini tören eşyası, defin hediyesi daha sonraları zemin kaplaması, örtü malzemesi, duvar kaplaması biçiminde tuğla, seramik ve çini uygulamaları olarak varlığını sürdüren toprak işleri, Türkiye coğrafyasında hem Anadolu’nun yerli kültürü hem İslam hem de Türk geleneğinden beslenerek gelişimini sürdürmeyi başarmıştır. Türk seramik ve çini sanatı Orta Çağ’dan bu yana Büyük Selçuklular, Anadolu Selçukluları, Beylikler ve Osmanlı Dönemlerinde çok kaliteli ürünlerle varlığını sürdürmüştür.


#57

SORU:

Seramiğin temel özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Seramik ve çininin ana malzemesi olan kil, suyla karıştırılarak yoğrulduğunda plastik özelliği sayesinde kolayca şekillendirilebilen ve bu şekli bozmadan koruyabilen özelliğe sahiptir. İnsanlığın en önemli buluşlarından biri olan seramik, doğada var olan kilin amaca uygun şekil verilip pişirilmesinden sonra, yeme-içme, pişirme, su taşıma, depolama ihtiyaçlarının yanı sıra dini törenlerde, ölü gömme, su kanalları oluşturma (künk), oyuncak ve müzik aleti gibi, günlük yaşamın pek çok alanında kullanılmıştır.


#58

SORU:

Seramik sanatında "perdah" ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Perdah: Seramik kapların pişirilmeden önce, yüzeylerine taş, ahşap veya kumaşla yapılan düzeltme işlemine perdah adı verilir. Kap yüzeyi bu sayede daha parlak ve düzgün olur


#59

SORU:

Astarlama ne demektir?


CEVAP:

Astarlama: Seramik kapların daha düzgün ve pürüzsüz olması için astar adı verilen sulandırılmış kille yüzeyin tamamı veya bir kısmının kaplanması işlemidir.


#60

SORU:

Terra sigillata ne demektir?


CEVAP:

MÖ 60’da başlayan Anadolu’daki Roma egemenliği zamanında kalıp baskı seramik üretimine devam edilmiştir. Terra sigillata adı verilen, kilin kalıba sıvanmasıyla şekillendirilen, kırmızı astarlı kaplar bu döneme damgasını vurmuştur.


#61

SORU:

Sgraffito tekniğini açıklayınız. 


CEVAP:

Sgraffito tekniği, Bizans seramiklerinde kullanılan en yaygın bezeme tekniğidir. Bu tekniğinin, kazıma işlemi sırasında kullanılan aletin ince veya kalın uçlu olmasına ve desenleri yapma biçimine göre kendi içinde ince sgraffito, kazıma (incised), derin oyma (champlevé) gibi çeşitlemeleri vardır. Bu teknikler; tek, ikili veya üçlü olarak bir arada kullanılmışlardır


#62

SORU:

Anadolu Selçukluları döneminde en çok kullanılan teknikler nelerdir?


CEVAP:

Seramik yapımında kullanılan hamur, üretim merkezi çevresinde yer alan kil yataklarının özelliklerine göre kırmızı ve tonları, bej, sarımsı veya beyaz olabilmektedir. Bu dönemin en yoğun kullanılmış tekniklerini sırasıyla tek renk sırlı, sıraltı-kazıma, boyalı kazıma, boyama, oyma- sıraltı astar boyama (slip) ile lüks üretim olarak kabul edilen minai ve lüster tekniği oluştururlar


#63

SORU:

Özellikle erken Osmanlı döneminde tek renkli mavi-beyaz seramiklerde hangi üsluplar kullanılmıştır?


CEVAP:

Tek renkli mavi-beyaz seramiklerde Babanakkaş üslubu, Mavi-beyaz üslubu, Haliç işi üslubu gibi farklı bezeme üsluplarında süslemeler bulunmaktadır. Seramiklerin desenleri saray nakkaşhanesinde hazırlandığından, başkentte hakim olan bezeme üsluplarının seramiklere yansıması doğaldır.


#64

SORU:

Çininin Türk Devletleri tarafından ilk olarak kullanımı ne amaçla ve nasıl gerçekleşmiştir? 


CEVAP:

Mimaride, duvar yüzeylerini hem süslemek hem de dış etkilerden korumak amacıyla dış kaplama malzemesi olarak çini levhalar, sırlı ve sırsız tuğlalarla birlikte kullanılmışlardır. Gazne, Karahanlı, Büyük Selçuklu ve İlhanlı yapılarında kare, dikdörtgen, sekiz kollu yıldız ve haç biçimli çini levhalardan yapılmış süslemeler görülür. Tek renk sırlı ve baskı kalıp tekniğinde kabartma bezemeli bu çinilerde, krem, sarı, kobalt mavi, yeşil ve turkuaz renklerde sır kullanılmıştır. Baskı tekniğindeki çinilerde, av sahneleri, hayvan figürleri ve yazı bezemeleri görülmektedir.


#65

SORU:

Osmanlı Dönemi çinilerinin adlandırılmasında araştırmacılar tarafından yanlışın sebebi nedir?


CEVAP:

Osmanlı Dönemi çinileri, yabancı müzeciler ve araştırmacılar tarafından ilk defa çinilerin keşfedildiği veya satın alındığı yere göre adlandırılmıştır. Bu şekilde yapılan Kütahyalı Abraham, Rodos İşi, Şam İşi, Haliç İşi gibi yanlış adlandırmalar hâlâ devam eden önemli bir sorundur. Bunlar İznik ve Kütahya üretimi olan, sır altı boyama tekniğinde yapılmış çini ve seramiklerdir. Aralarındaki fark, renk ve değişik üsluplarda yapılmış motif ve kompozisyonlardır


#66

SORU:

Doğal ve yapay camların kullanım alanlar nelerdir? 


CEVAP:

Cam, doğal ve yapay olarak iki şekilde insan hayatında yer almıştır. Volkanik kökenli obsidyen ve yarı saydam, renksiz kaya kristali (kuvars) gibi doğal camlar ok, mızrak ucu, bıçak, ayna gibi farklı işlevlerle Neolitik Çağ’dan itibaren kullanılmıştır. Yapay camın ilk kez nerede, ne zaman ve nasıl yapılmaya başlandığı hâlâ net olarak bilinmemektedir. Cam silis (kum), potasyum (soda), kireç ve diğer katkı maddelerinin karıştırılarak eritilmesi sonucu oluşan, soğuduğunda katılaşan, saydam, yarı saydam (opak) yapay bir maddedir. Cam mimaride pencere camı ve vitray olarak iç mekân aydınlatmasında, günlük hayatta ise kadeh, tabak, kandil ya da şişe formunda sıvı saklama kabı olarak kullanılmıştır


#67

SORU:

Osmanlının son dönemlerine doğru cam sanatına damgasını vuran gelişme nedir? 


CEVAP:

19. yüzyılda İstanbul cam üretimine damgasını vuran ve Beykoz İşi olarak adlandırılan cam üretiminin ilk atölyesi Sultan III. Selim Dönemi’nde (1789-1808) Mehmed Dede tarafından kurulmuştur. Bu atölyede üretilen tabak, kase, fincan, şişe, bardak, vazo, sürahi, kandil, gülabdan gibi karakteristik görünümlü cam kaplar günümüze kadar ulaşmıştır. Daha sonra Paşabahçe, Çubuklu, İncirköy’de başka atölyeler de kurulmuştur. Bu atölyelerde üretilen camların hepsine genel olarak Beykoz camları adı verilir. Beykoz İşi üretiminde yapım tekniği üfleyerek şişirme yöntemidir.


#68

SORU:

Hat sanatına damgasını vuran yazım türleri hangileridir? 


CEVAP:

Önceleri Medenî denilen geometrik, dik ve köşeli yazı; sonrasında Küfe şehrinde geliştiğinden Kûfî yazı adını almıştır. Düz ve köşeli çizgilerden oluşan bu yazı birçok yazının da kaynağı olmuş ve 9. yüzyıldan 15. yüzyıl sonuna kadar değişik şekillerde kullanılmıştır. Keskin ve köşeli, net çizgili meşrik kûfisi denilen türüne Selçuklu yazmalarında rastlanılmaktadır. İslam sanatında 13. yüzyılda tespit edilmiş Aklâm-ı sitte denilen altı çeşit yazı; sülüs, nesih, muhakkak, reyhanî, tevkî ve rıka hatlarıdır. Daha sonraları ortaya çıkan ta’lik yazı ise Türk hat sanatında 18. yüzyıl sonuna kadar kullanılmıştır


#69

SORU:

Kitap sanatlarında minyatür terimi ne anlamda kullanılmaktadır?


CEVAP:

Minyatür: Orta Çağ Avrupa el yazma kitaplarının konu başlıklarındaki ilk harflerin Latince minium denilen kurşun oksitten üretilen kırmızı bir renk ile boyanması ve bu boya ile yapılan harfleri tanımlamak için kullanılan miniatura kelimesinden gelmektedir. Minyatür kelimesi daha sonraları Latince küçük anlamına gelen minor kelimesinden dolayı-hem küçük anlamında hem de kitap resimlerini tanımlamak için kullanılmaya başlamıştır.


#70

SORU:

Doğu ve İslam geleneğinde kitap ciltlerinde kullanılan terimler hangileridir?


CEVAP:

Genel olarak tanımlamak gerekirse, ciltlerde orta kısımda yapılan süslemeye güneş anlamına gelen şems, onun üstünde ve altında kalan kısımlarındaki daha küçük süslemelere salbek ya da selbek, dört bir köşeyi birbirine bağlayan kısıma köşebend, beşgen şekilli kabın sonladığı kısıma mikleb, mikleb ile alt kapağı birbirine bağlayan ve kitap kalınlığı kadar olan kısma sertâb denilmiştir. Sertâb ve mikleb kısmının yapılmadığı örnekler de olmakla beraber genel olarak Doğu ve İslam geleneğinde kitap ciltleri bu şekildedir


#71

SORU:

Ebru sanatı nedir?


CEVAP:

Kitreli su üzerine serpilen boyalarla yaratılan desenin kağıt üzerine çıkarılmasıyla yapılan ebrû sanatı, Çin, Hindistan, İran gibi ülkelerde uygulanan ve 16. yüzyıl sonlarından itibaren İstanbul’da da benimsenen bir sanattır. Diğer Avrupa ülkelerine de yayılarak Türk mermer kağıdı ya da Türk kağıdı şeklinde tanımlanmıştır. 


#72

SORU:

Pazırık halısının önemi nedir?


CEVAP:

Güney Sibirya’da, Altay Dağlarındaki Pazırık’ta Hun döneminden kalma beşinci kurgandan çıkarılan MÖ 3.-1. yüzyıllar arasına tarihlenen sık dokulu ve 1.89 x 2 m ölçülerindeki Pazırık halısı, hem 10 cm2 de 36000 adet Türk Düğümü (diğer adıyla Gördes düğümü) denilen tekniğiyle hem de dekoratif özellikleriyle Türk dokumacılığının ilerlemiş olduğunu gösteren bilinen en eski örneklerden biridir


#73

SORU:

Türk el sanatlarında dokuma alanında halı dışında öne plana çıkan türler nelerdir?


CEVAP:

Türk el sanatlarında dokuma alanında keçe, kilim gibi yaygılar ve örtüler de geniş yer kaplamaktadır. Orta Asya’da çadır kaplamada kullanılan ve koyunlardan elde edilen yünün sıkıştırılması veya dövülmesi ile yapılan keçenin yanı sıra zengin desenleriyle başlı başına ayrı bir dal olarak gelişimini sürdüren Anadolu kilimleri, yine binlerce yıllık geçmişi olan el sanatları ürünleri arasındadır. Diğer yandan, kumaş sanatı köklü bir geçmişin uzantısı olarak Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu ve Osmanlılarda hem desen hem de malzeme çeşitliliğiyle gelişimini sürdürmüştür. İpekçilik merkezi olan Bursa ve sonrasında İstanbul, kumaş dokumanın önemli merkezleri hâline gelmiştir.


#74

SORU:

Tarih öncesinden günümüze kadar uygulanan maden eserleri süsleme teknikleri nelerdir?


CEVAP:

Tarih öncesinden günümüze kadar uygulanan maden eserleri süsleme teknikleri arasında; çalma, kazıma, kabartma, kalıpla kabartma, delikişi, telkâri, kakma, kaplama, savatlama, degerli taş, cam veya mineyle süsleme sayılabilir.


#75

SORU:

Geleneksel ahşap sanatlarında başlıca uygulanan yapım ve bezeme teknikleri nelerdir?


CEVAP:
  • Kündekâri (Hakiki Kündekâri/Çakma Tekniği)
  • Sahte (Yalancı) Kündekâri
  • Oyma ve Kabartma Tekniği
  • Eğri kesim (mail kesim)
  • Şebekeli oyma (kafes tekniği/ajur)
  • Kakma tekniği
  • Ahşap üzerine boyama