TÜRKİYE'NİN KÜLTÜREL MİRASI II Dersi TÜRKİYE'DE MODERNLEŞME SÜRECİNDE RESİM VE HEYKEL SANATI soru cevapları:
Toplam 79 Soru & Cevap#1
SORU:
Türkiye’de tarih öncesi ve Antik Çağ uygarlıklarında resim, heykel ve kabartmalara örnek olarak neler verilebilir?
CEVAP:
Türkiye’de tarih öncesi ve Antik Çağ uygarlıklarında çeşitli inançların etkisiyle biçimlenmiş resim, heykel ve kabartmaların zengin örnekleri arasında Neolitik Çağ’dan itibaren görülen ana tanrıça heykelcikleri; tanrı figürleriyle bezenmiş Hitit fildişi heykelleri, tanrı-tanrıça figürlü, hiyerogrifli taş kabartmaları, aslanlı ve sfenksli surları; Likya mezar kabartmaları, heykelcikleri; kaya mimarisinin en özgün eserlerini gerçekleştiren Frig uygarlığının taştan, fildişinden, kemikten yontulmuş Ana Tanrıça Kibele idolleri, kabartmaları; Lidya uygarlığının insan ve hayvan heykelleri, altın gümüş bezemeleri, duvar freskleri ile Urartuların maden, fildişi heykel ve kabartmaları sayılabilir.
#2
SORU:
Türkiye’de Hun zamanında resim, heykel ve kabartmalara örnek olarak neler verilebilir?
CEVAP:
Hun sanatında hayvan mücadeleleri ve insan figürlerini içeren sahnelerin yer aldığı taş kabartmalar; taş, ahşap, maden heykeller ile kumaş, keçe ve halılar üzerindeki bezemeler figüratif resim anlayışının oldukça gelişmiş olduğuna işaret etmektedir.
#3
SORU:
Türkiye’de Göktürk zamanında resim, heykel ve kabartmalara örnek olarak neler verilebilir?
CEVAP:
Göktürk sanatında da Orhun anıtlarında görüldüğü gibi taş heykellerin, balbal denilen insan biçimli mezar anıtlarının yaygın olduğu görülmektedir. Ölen kahraman ya da hükümdarın yendiği, öldürdüğü düşmanları simgelediği düşünülen taştan (ya da zaman zaman ahşaptan) yapılmış bu heykeller 6.-8. yüzyıl Göktürk sanatının karakteristik bir özelliği olarak portre niteliği taşıyan ve ölümden sonraki yaşama ilişkin inançlarına işaret eden betimlemelerdir. Göktürklerde Türk heykel sanatının en eski örneklerinden olan balballar, koç, kaplumbağa ve kartal tasvirli kabartmaların mezar taşı geleneğinin de kökeni oldukları kabul edilir.
#4
SORU:
Türkiye’de Uygurlar zamanında resim, heykel ve kabartmalara örnek olarak neler verilebilir?
CEVAP:
Uygur freskleri, kabartma ve heykelleri Orta Asya’daki Türk resim ve heykel sanatının kökenlerini ortaya koymaktadır. Tapınak duvarlarında, dinî kitaplarda ve ipek kumaşlar üzerinde görülen bu resimlerde ve heykellerde çoğunlukla Manizm, Budizm, Şamanizm gibi inançlarla ilişkili konularla günlük yaşamdan sahneler (din adamları, müzisyenler, prens ve prensesler gibi) ele alınmıştır.
#5
SORU:
Türklerin Anadolu’ya girdiği 1071 tarihinden itibaren Türk resim ve heykel sanatına ait örnekler neler olmuştur?
CEVAP:
Türklerin Anadolu’ya girdiği 1071 tarihinden itibaren Türk resim ve heykel sanatı, Anadolu uygarlıklarının birikimiyle sentezlenerek gelişmiş, daha çok mimariyle bağlantılı figürlü kabartmalar, halı, kumaş ve ahşap bezemeler, duvarları süsleyen çiniler ve resimli el yazmalarda, dönemlere göre farklılaşan anlayışlarla biçimlenmiştir.
#6
SORU:
Bizanslılar döneminde resim ve heykel sanatında ne gibi değişimler ortaya çıkmıştır?
CEVAP:
Bu dönemin resim ve heykel sanatında dinsel konular ve imgeler ön plana çıkmıştır. Özellikle anıtsal heykellere tepki gösterilmesine karşın, dinsel konuları içeren öyküleyici resim, tüm inançlı Hristiyanlarca benimsenmiştir. Bizans resim sanatında başlangıçta Roma sanatının üslupsal özellikleri benimsenmiştir. Özellikle 3. yüzyılın sonlarından itibaren öncelikle evlerin, sonra kiliselerin duvarları -Roma geleneğini devam ettiren- fresk ve mozaiklerle donatılmıştır. 4. yüzyılda resim sanatı tamamen yaygınlaşmış, Iustinianos Dönemi (527-565)’nde imparatorluktaki sanatçılar hem Helen kökenli bir güzellik anlayışını hem de Hristiyan dininin öteki dünyayı öne çıkartan tutumunu sentezlemişlerdir. Böylece Orta Çağ’ın sanat biçimlerinin doğmasına yol açılmış ve Bizans sanatı kendine özgü üslubunu oluşturmuştur.
#7
SORU:
İkonaklazm nedir?
CEVAP:
İkonoklazm, bir kültürün kendi dini ikona ve diğer sembollerine ya da anıtlarına dinî ya da politik güdülerle planlı saldırısıdır.
#8
SORU:
Bizans sanatını ikonaklazm nasıl etkilemiştir?
CEVAP:
Bizans sanatında ikonaklazm (ikonakırıcı) denilen dönemin resim sanatı açısından önemli bir yeri vardır. 726-843 yılları arasında gelişen bu dönem sanatta tasvir yasağı olarak tanımlanır. Dinsel toplantılarda (konsillerde) yapılan tartışmalar sonucunda 843’te bu yasak kaldırılmış ve resimler serbest bırakılmıştır. Orta ve Geç Bizans Dönemlerinde resim sanatı yeniden canlanmış, antik sanata duyulan ilgiyle oluşan üslupsal bir gelişim izlenmiştir.
#9
SORU:
Türkiye’deki Bizans resim sanatı örneklerini türlerine göre, kaç grupta toplamak mümkündür?
CEVAP:
Türkiye’deki Bizans resim sanatı örneklerini türlerine göre, duvar-tavan resimleri (freskler), mozaikler ve ikonalar olmak üzere başlıca üç grupta toplamak mümkündür.
#10
SORU:
İkona nedir tanımlayınız?
CEVAP:
İkona, Yunanca imge anlamına gelen eikon kelimesinden gelmektedir.
#11
SORU:
Bizans döenminde ikonalara neden önem verilmiştir?
CEVAP:
Bizans döneminde ikonalar, özel bir yaklaşım ve saygıyla tapılması gereken imgeler olmuştur.Bu inanç Ortodoks Kilisesi’nde günümüzde hâlâ sürdürülmektedir.İkonalara saygıyla yaklaşılmasının nedeni, temsil ettikleri kişilerin kutsallıklarını taşımalarıydı.İnsanlar ikonaların önünde eğilir, onlara yakarır, ilahiler söyler, öperler, önlerinde mumlar, kandiller, tütsüler yakarak saygılarını sunarlardı.
#12
SORU:
Bizans sanatında ikonalar hangi malzemelerden
yapılmıştır?
CEVAP:
Bizans sanatında ikonalar ahşap malzemenin yanı
sıra fildişi, maden, taş gibi farklı malzemelerle de
yapılmıştır.
#13
SORU:
Bizans sanatında ahşap üzerine yapılan resimlerde
hangi teknikler kullanılmıştır?
CEVAP:
Ahşap üzerine yapılan resimlerde iki teknik
uygulanmıştır; renklerde bağlayıcı madde olarak
yumurtanın kullanıldığı tempera ve bağlayıcı madde olarak
balmumunun kullanıldığı enkaustik.
#14
SORU:
Bizans resim sanatında kaç tür el yazması vardır?
CEVAP:
İki tür el yazması vardır:
? Rulo şeklinde olanlar: Bunlar rotulus adıyla da
anılır. Yunan ve Roma Dönemlerinde
kullanılmaya başlanmıştır. Yaklaşık 9-10 metre
uzunluğundaki ruloların yapımında malzeme
olarak, (özellikle koyun, keçi, dana, eşek gibi
hayvanların derilerinden elde edilen) parşömen
kullanılmıştır. 4. yüzyıl sonlarından itibaren daha
ucuz bir malzeme olan Mısır’da yetişen papirus
bitkisinden elde edilen papirus yaygınlaşmıştır.
? Kitap şeklinde olan el yazmaları: Bunlara codeks
denir ve 4. yüzyılda yaygınlaşmıştır.
#15
SORU:
El yazmalarında minyatürler nasıl kullanılmıştır?
CEVAP:
Rotuluslarda minyatürler kenarlarda; codekslerde
ya tam sayfa olarak, ya kenarlarda, ya satır aralarında, ya
da ufak yüzeylerde veya sayfa altlarında çerçevesiz olarak
yer alırlar.
#16
SORU:
Bizans sanatında el yazmalarına neler örnek
verilebilir?
CEVAP:
El yazmaları Eski ve Yeni Ahit, mezmurlar,
menologionlar (ortodoks kilise takvimleri), synaksarionlar
(menkıbeler), dua kitapları, homilyeler (aziz yaşamları)
dikkati çeker.
#17
SORU:
Osmanlı resim sanatında Avrupa etkileri ne zaman ve
hangi şekillerde kendini göstermeye başlamıştır?
CEVAP:
17. yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlı resim
sanatında (cilt kapakları, resimli el yazmaları, albümler ve
tek yaprak resimler) Avrupa resminin etkileri görülmeye
başlamıştır. Bu etkiler 18. yüzyıl ortalarından itibaren duvar
resminde de belirginleşmiştir. Topkapı Sarayı’na bu
dönemde yapılan eklemelerde başta İstanbul ve Bursa
olmak üzere, Anadolu ve Balkan şehirlerindeki çeşitli köşk,
yalı, konak ve dinî mimari örneklerinin tavan ve
duvarlarına -ahşap ya da sıva üzerine- ev, çeşme, köprü,
nehir, ağaç içeren figürsüz manzaralar, Mekke Medine
tasvirleri, natürmortlar yapılmış; kalemişlerinin yerini alan
bu resimler, Avrupa etkisinin hissedildiği ve tuval resmine
yaklaşan ilk mimari süslemeler olmuştur.
#18
SORU:
Resim sanatı ders olarak ne zaman ve nerelerde
okutulmaya başlanmıştır?
CEVAP:
Resim sanatı açısından, 18. yüzyıl ikinci yarısından
itibaren askerî okullarda resim dersi verilmeye başlanmış,
donanmaya geometri ve coğrafya bilen, haritadan anlayan,
gemi yapımında bilgili subaylar yetiştirmek amacıyla
1773’te kurulan Mühendishane-i Bahri-i Hümayun’da
verilen teknik çizim dersleri, Türk ressamların yetişmesi
açısından önemli bir başlangıç olmuştur. Askerî okulların
yanı sıra 1868’de kurulan Galatasaray Mektebi (Mekteb-i
Sultani) gibi lise düzeyinde eğitim veren kurumlarda da
resim derslerine yer verilmeye başlanmıştır.
#19
SORU:
Portre sanatı ile ilgili padişalar neler yaptırmıştır?
CEVAP:
Sultan III. Selim poz verip portresini yaptıran ve
dağıtılmak üzere bastıran ilk padişah olmuştur. Ardından
Sultan II. Mahmud portrelerini devlet dairelerine astırmış,
tasvir-i hümâyun nişanı denilen madalyon portrelerini
yaptırarak devlet adamlarına, elçilere dağıtmıştır. 19.
yüzyıl başından itibaren Avrupa tarzı bir ikonografya ile
yapılan padişah portreleri 20. yüzyıl başına kadar
yaygınlığını korumuş ve bunlar Avrupa hükümdarlarına
armağan olarak ya da Avrupa’daki elçiliklere konulmak
üzere gönderilmiştir.
#20
SORU:
19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı
sarayında Avrupalı sanatçılara neden daha çok görev
verilmiştir?
CEVAP:
Osmanlı resim sanatının gelişim sürecinde;
İstanbul’da, özellikle Pera (Beyoğlu)’da atölye açıp resim
dersleri veren Avrupalı ressamların da yeri büyüktür.
Özellikle yabancı elçiliklerin 18. yüzyıldan itibaren
İstanbul’da artması ve bunların kültür ve sanat ortamını
canlandırmasıyla gittikçe sayıları artan Avrupalı sanatçılara
19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren (daha çok padişah
portreleri ve Osmanlı tarihi ile ilgili resimler yapmaları
için) Osmanlı sarayında da görev verilmiş ve sarayda resim
koleksiyonu oluşturulmaya başlanmıştır.
#21
SORU:
Saray için resim yapan ressamlar kimlerdir?
CEVAP:
? Sultan II. Mahmud Dönemi’nde (1808-1839)
İngiliz Charles Eastlake, Alman asıllı Fransız
Henri Guillaume Schlesinger
? Sultan Abdülmecid Dönemi’nde (1839-1861)
İngiliz David Wilkie, Alman Hermann
Kretzschmer, İtalyan Luigi Rubio, Fransız
Camille Rogier
? Sultan Abdülaziz Dönemi’nde (1861-1876)
Polonyalı Stanislaw Chelebowski, Fransız Piérre
Désire Guillemet saray için resim yapan
ressamlardan bazılarıdır.
#22
SORU:
Sultan Abdülhamid Dönemi’nde (1876-1909) resim
sanatı ile ilgili hangi gelişmelerden söz edilebilir?
CEVAP:
Sultan Abdülhamid Dönemi (1876-1909)’nin en
önemli gelişmelerinden biri müze oluşturma girişimidir. Bu
dönemde yerli ve yabancı sanatçılara daha önceki
padişahların yağlıboya portreleri sipariş edilmiş ve bunların Yıldız Sarayı içinde (halı, çini, mücevher, sikke gibi eserlerle beraber) sergilendikleri bir müze kurulmuştur.1897’de saray ressamı olarak atanan İtalyan Fausto Zonaro, Fransız Hippolyte Berteaux, Alman Wilhelm Reuter, Sultan Abdülhamid için çalışmış ünlü ressamlardan bazılarıdır.
#23
SORU:
İlk kez Osmanlı sanatçıları eserleriyle hangi sergide yer almışlardır?
CEVAP:
1867’de gerçekleştirilen Paris Uluslararası Sergisi’nde ise, ilk kez Osmanlı sanatçıları yağlıboya, çizim ve fotoğraflarla yer almışlardır. Şeker Ahmed Paşa bu sergiye karakalem bir Sultan Abdülaziz portresiyle katılmıştır.
#24
SORU:
İlk kez hangi padişah heykel yaptırmıştır?
CEVAP:
Avrupa’ya ilk giden padişah Sultan Abdülaziz orada gördüğü heykellerden etkilenerek İngiliz heykeltraş Charles Fuller’a büst ile at üstünde heykellerini sipariş etmiştir. Beylerbeyi Sarayı’na konulan tunçtan yapılmış atlı heykelinin döküm işi Viyana’da gerçekleştirilmiştir.
#25
SORU:
Fotoğraf sanatının ressamların çalışmalarına nasıl bir etkisi olmuştur?
CEVAP:
Ressamlar için önemli bir yenilik olan fotoğrafla birlikte, resim yapma tekniklerinde de bazı yenilikler olmuştur. Fotoğrafın yaygınlaşması ile fotoğraflar yağlıboya ile renklendirilmiş ya da fotoğraftan yararlanılarak resimler yapılmıştır. Sultan Abdülaziz’in saray fotoğrafçısı olan Abdullah Biraderler’e ait, fotoğraf üzerine boyama ve fotoğraftan yararlanarak yapılmış Sultan Abdülaziz portreleri bilinmektedir.
#26
SORU:
Türk resim sanatının ilk tuval ressamları olarak tanınan, Asker Ressamlar, Primitifler, İlk Yağlıboya/Tuval Ressamları ya da Foto Yorumcularının ortak özelliği nedir?
CEVAP:
Birçoğunun askerî okuldan olması, fotoğraftan yararlanarak tuval resimleri yapmaları, konularını daha çok göller, köşkler, köprüler, Yıldız Sarayı bahçesi gibi figürsüz durgun manzaralardan seçmeleri bu sanatçıların ortak özelliğidir.
#27
SORU:
Sanayi-i Nefise Mektebi’nde (Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi) hangi sanatın kurumsallaştırıldığı bir okul olmuştur?
CEVAP:
Plastik sanatlar eğitiminin kurumsallaştırılması yönünde ilk adım, Sanayi-i Nefise Mektebi’nin (Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi) kurulmasıyla atılmıştır.
#28
SORU:
Sanayi-i Nefise Mektebi (Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi) daha sonra hangi isimleri almıştır?
CEVAP:
1926’da Güzel Sanatlar Akademisi, 1969’da İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ismini almış, 1982’de de Mimar Sinan Üniversitesi’ne dönüştürülmüştür.
#29
SORU:
Sanayi-i Nefise Mektebi’nde (Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi) kimler ders vermiştir?
CEVAP:
Paris’teki Güzel Sanatlar Akademisi’nin örnek alındığı bu kurumda önceleri yabancılar, daha sonra Avrupa’da eğitim almış Türk ressamlar, mimarlar ve heykeltıraşlar eğitim vermiş, dolayısıyla Avrupa’yla iletişimin kurulduğu öncü bir sanat kurumu olmuştur.
#30
SORU:
Sanayi-i Nefise Mektebi’nde (Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi) kimler eğitim almıştır?
CEVAP:
Çağdaş Türk resim sanatının ilk eğitim kurumu olan bu okulda Osman Asaf, Şevket Dağ, Sami Yetik, Nazmi Ziya Güran, Hüseyin Avni Lifij gibi sanatçılar öğrenim görmüştür.
#31
SORU:
Osmanlı Ressamlar Cemiyeti hangi amaçla kurulmuştur?
CEVAP:
1909 yılında Türk resim sanatında değişim ve canlılık yaratma amacıyla Türk sanatçılar tarafından kurulmuştur.
#32
SORU:
Osmanlı Ressamlar daha sonar hangi isimleri almıştır?
CEVAP:
Osmanlı Ressamlar Cemiyeti ile ilk kez ortak bir sanatçı hareketi oluşturulmuş, bu örgütlenme 1921’de Türk Ressamlar Cemiyeti, 1927’da Güzel Sanatlar Birliği adını almıştır.
#33
SORU:
Çallı Kuşağı ya da Türk izlenimcileri diye adlandırılan grupta hangi ressamlar vardır?
CEVAP:
İbrahim Çallı, Avni Lifij, Ruhi Arel, Namık İsmail, Hikmet Onat, Nazmi Ziya Güran, Sami Yetik, Feyhaman Duran, Ali Sami Bayar bu ressamlardandır.
#34
SORU:
Çallı Kuşağı sanatçıları ülkeye döndüklerinde eserlerinde hangi konuları ele almışlardır?
CEVAP:
Avrupa’da kübizm, soyut yönelimler yayılırken Çallı Kuşağı sanatçıları ülkeye döndüklerinde genelde Fransız empresyonizmi ve realizm etkisinde manzaralar, portreler ve toplumsal olayları konu alan eserler yapmışlardır. Bu tür yönelimleri, Türkiye’de daha sonra ortaya çıkacak modern sanat akımlarında da etkili olmuştur.
#35
SORU:
İnas Sanayi-i Nefise Mektebi ne amaçla kim tarafından açılmıştır?
CEVAP:
1914 yılında ilk Türk kadın ressamlarından Mihri Müşfik (Besim) öncülüğünde kız öğrencilerin sanat alanında (resim, heykel, müzik dallarında) eğitim alabileceği ilk yüksekokul İnas Sanayi-i Nefise Mektebi adıyla açılmıştır.
#36
SORU:
İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde kimler ders vermiştir?
CEVAP:
Ali Sami Boyar, Ahmet Ziya Akbulut gibi isimler hocalık yapmıştır.
#37
SORU:
İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde mezun olan ressemlar kimlerdir?
CEVAP:
Resim bölümünden Müzdan Said Hanım, Muide Esad, Belkız Mustafa, Nazire Osman, Güzide Duran, Nazlı Ecevit, Fahrünnisa Zeid, Hale Asaf gibi ressamlar yetişmiştir.
#38
SORU:
İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde mezun olan heykeltraşlar kimlerdir?
CEVAP:
Sabiha Bengütaş ve Nermin Faruki de okulun ilk heykeltıraş mezunlarındandır.
#39
SORU:
Harbiye Nezareti Resim Atölyesi/Şişli Atölyesi’ndeki Türk ressamları eserlerinde hangi konuları işlemişlerdir?
CEVAP:
Burada Çallı Kuşağı ve aynı zamanda Osmanlı Ressamlar Cemiyeti üyesi olan Türk ressamları tarafından yapılacak resimlerin Viyaya ve Berlin’de sergilenmesi öngörülmüştür. Halife Abdülmecid Efendi’nin destek verdiği bu grubun eserlerinde daha çok Çanakkale Savaşı, siperde askerler, yaralılar gibi millî duyguları yansıtan konular ele alınmıştır. Bunun için atölye çevresine askerler, silahlar, atlar, top arabaları gibi savaş ortamını yansıtan platformlar hazırlanmış, ressamların modelle çalışmaları sağlanmıştır.
#40
SORU:
Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği kimler tarafından ve hangi amaçla kurulmuştur?
CEVAP:
1920’li yıllarda Paris, Münih gibi Avrupa merkezlerinde eğitim gören sanatçıların, kendilerinden önceki kuşağın sanat anlayışına karşı çıkarak, yeni kurulmuş olan Cumhuriyet’i temsil eden ulusal bir sanata yön vereceklerini açıkladıkları Cumhuriyetin ilanından sonra kurulan ilk sanat topluluğudur.
#41
SORU:
Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği’nin faaliyetleri neler olmuştur?
CEVAP:
1927-1928’de sergiler gerçekleştirmelerine karşılık daha çok 1929’da Ankara Etnografya Müzesi’nde açtıkları sergiyle gündeme gelmişlerdir. 1929-1948 arasında İstanbul, Ankara ve diğer Anadolu şehirlerini gezerek çok sayıda sergi açmıştır. Gittikleri şehirlerin halkevleriyle iş birliği yaparak düzenledikleri bu sergilerle sanatı geniş kitlelere ulaştırma çabasında olmuşlardır.
#42
SORU:
Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği çalışmalarında nelere yer vermiştir?
CEVAP:
Daha çok kübizm etkisi taşıyan inşacı bir tutuma sahip olmuş; balolar, yıl dönümleri, konserler, ulusal bayramlar, eğlenceler, toplantılar gibi dönemin çağdaş Türkiye’sini, Cumhuriyetin getirdiği modern yaşamı yansıtan konulara yer vermişlerdir.
#43
SORU:
Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği üyeleri sanatçılar kimlerdir?
CEVAP:
Ali Avni Çelebi, Zeki Kocamemi, Refik Epikman, Cevat Dereli, Mahmud Cuda, Şeref Akdik, Nurullah Berk, Hale Asaf gibi ressamlar ve Ratip Aşir Acudoğu, Ali Hadi Bora, Zühtü Müridoğlu, Muhittin Sebati gibi heyketraşlar bu birliğin üyeleridir.
#44
SORU:
Resim sanatında yerel yönelimler hangi olaylardan sonra artmıştır?
CEVAP:
1938’den itibaren ressamlar, halkevleriyle iş birliği içine girilerek yurt gezilerine gönderilmiş; böylelikle sanatçılara farklı şehirleri, yaşamları, ülke gerçeklerini yakından tanıma olanağı sağlanmıştır. 1944’e kadar devam eden yurt gezileriyle resim sanatında yerel yönelimler artmıştır.
#45
SORU:
Cumhuriyet Dönemi’nde heykel sanatında ne gibi gelişmeler ortayaçıkmıştır?
CEVAP:
Cumhuriyet Dönemi’nin ilk yıllarında heykel sanatında da önemli gelişmeler olmuş, özellikle yeni düşünceyi temsil eden anıtlar, Atatürk başta olmak üzere asker kahramanların ve komutanların büstleri yapılmıştır. Bu dönemin ilk heykeltıraşları arasında 1920’li yıllarda Avrupa’da eğitim alıp yurda dönen Ratip Aşir Acudoğu, Nusret Suman, Ali Hadi Bara, Zühtü Müridoğlu, Kenan Yontuç, Nermin Faruki, Sabiha Bengütaş sayılabilir. Türkiye’de Cumhuriyet’in ilk yıllarında Avrupalı heykeltıraşlar da eserleriyle büyük katkıda bulunmuştur.
#46
SORU:
Cumhuriyet Dönemi heykel sanatının yabancı heykeltraşlar tarafından yapılan ilk örnekleri nelerdir?
CEVAP:
1926 yılında ilk Atatürk heykelini (İstanbul-Sarayburnu’na dikilen) yapan Viyanalı Heinrich Krippel, aynı zamanda 1927’de Ankara Ulus Meydanı Atatürk anıtını, 1931’de Samsun’daki Atlı Atatürk anıtını ve 1936’da Afyon Zafer anıtını yapmıştır. İtalyan Heykeltıraş Pietro Canonica 1927 yılında Ankara Etnografya Müzesi önündeki Atlı Atatürk anıtını, 1928’de İstanbul Taksim Cumhuriyet anıtını, 1931’de İzmir Atlı Atatürk heykelini yapmıştır. Bu yıllarda etkin olan diğer heykeltıraşlar arasında 1935’te Ankara Kızılay Güven anıtını yapan Anton Hanak, Josef Thorak ve daha sonraları Güzel Sanatlar Akademisi’nin heykel bölümü başına getirilen alman heykeltıraş Rudolf Belling sayılabilir.
#47
SORU:
Cumhuriyet Dönemi heykel sanatının Türk heykeltraşlar tarafından yapılan ilk örnekleri nelerdir?
CEVAP:
1923 yılından 1938’e kadar eserler (Kurtuluş Savaşı, Atatürk, komutanlar, askerler, savaş kahramanları gibi) Cumhuriyet Dönemi heykel sanatının ilk örnekleridir. Türk heykeltıraşlar tarafından yapılan ilk anıt ise Nijat Sirel’in 1929’da yaptığı Atatürk heykelidir. Daha sonra Kenan Yontuç (Çorum ve Edirne’deki Atatürk anıtları), Ratip Aşir Acudoğu (Ankara Ziraat Fakültesi Atatürk heykeli); Ali Hadi Bara (Adana anıtı) gibi sanatçılar daha çok ulusal bayramların, toplantıların yapıldığı meydanlar için önemli anıtlar ve heykeller gerçekleştirmişlerdir.
#48
SORU:
D Grubu sanatçı birliği kimler tarafından ve hangi amaçlarla kurulmuştur?
CEVAP:
Ressamlardan Nurullah Berk, Cemal Tollu, Elif Naci, Zeki Faik İzer, Abidin Dino ve heykeltıraş Zühtü Müridoğlu tarafından kurulmuştur. Çağdaş sanatı toplumla buluşturma amacıyla çeşitli sergiler, etkinlikler, konferanslar düzenleyip yazılar yazan bu sanatçılar Avrupa’da gelişen akımları takip eden -şematik olsa da- bu akımlara uyan eserler gerçekleştirme çabasında olmuşlardır.
#49
SORU:
D Grubu sanatçı birliği üyeleri eserlerinde hangi eğilimler ön planda tutulmuştur?
CEVAP:
Eğitim aldıkları Avrupalı (André Lhote, Fernand Léger, Marcel Gimond, Hans Hofmann gibi) ressamların etkisiyle inşacı, realist, kübist eğilimler ağırlıkta olmuş ve bu açıdan bağımsızlarla benzemesine rağmen onların Cumhuriyeti temsil eden tutumlarının dışına çıkarak millî duyguları uyandıran/duygu yüklü eserler yerine daha ‘akılcı’ bir tutum benimsemişlerdir. Gruba daha sonra katılanların etkisiyle Anadolu kırsal kesimi ve köylüleri de inşacı, realist, kübist bir biçimde işlenmiştir.
#50
SORU:
Yeniler Grubu kimler tarafından kurulmuştur?
CEVAP:
1940’lı yıllardan itibaren D grubunun Avrupa akımlarını, tekniklerini benimseyen tutumunun karşısında olanlar, Yeniler Grubu adıyla ortaya çıkmıştır. Ressamlardan Nuri İyem, Selim Turan, Agop Arad, Avni Arbaş, Turgut Atalay, Nejat Devrim, Kemal Sönmezler; heykeltıraş Faruk Morel, afiş sanatçısı Yusuf Karaçay, fotoğrafçı İlhan Arakon ile D Grubu’ndan ayrılan ressam Abidin Dino bu grubun üyeleri arsında yer almıştır.
#51
SORU:
Yeniler Grubu üyeleri hangi eğilimleri benimsemişlerdir?
CEVAP:
Sanatın ulusal özellik taşıması ve ülkenin içindeki gerçekleri yansıtması gerektiğini savunarak, konu edindikleri yerel konularla toplum sorunlarıyla yakından ilgilenen, dolayısıyla toplumcu gerçekçiliği benimsemişlerdir.
#52
SORU:
Yeniler Grubu üyeleri eserlerinde hangi konuları işlemişlerdir?
CEVAP:
Yeniler Grubu’nun 1941’de İstanbul’da düzenlenen ilk sergisinde liman konusu ele alınmıştır. Bu nedenle Liman Ressamları olarak da anılmışlardır. Avrupa etkisindeki D grubun biçimciliğine karşı duran sanatçılar, İstanbul limanı ve çevresindeki yoksul yaşamı, balıkçıları, işçileri, yaşam mücadelelerini konu edindikleri toplumsal içerikli bir sergi gerçekleştirmişlerdir. 1942’de açtıkları sergide kadın temasını ele almışlardır.
#53
SORU:
Yeniler Grubu üyelerine neden Liman Ressamları denmiştir?
CEVAP:
Yeniler Grubu’nun 1941’de İstanbul’da düzenlenen ilk sergisinde liman konusu ele almalarından dolayı Liman Ressamları olarak da anılmışlardır.
#54
SORU:
On’lar Grubu kimler tarafından ve hangi amaçla kurulmuştur?
CEVAP:
1947 yılında Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun öğrencileri tarafından On’lar Grubu kurulmuştur. Hulusi Sarptürk, Turan Erol, Fahrünnisa Sönmez, Ivy Stangali, Mustafa Esirkuş, Nedim Günsür, Orhan Peker, Mehmet Pesen, Fikret Otyam, Leyla Gamsız’ın yer aldığı grubun amacı Avrupa resim sanatının çağdaş biçimleriyle geleneksel Anadolu motif, bezeme ve nakışlarını kaynaştırmaktı.
#55
SORU:
Sanatta soyut yönelimler ne zaman ortaya çıkmıştır?
CEVAP:
1950’lerde sanatta soyut yönelimler güçlenmeye başlamıştır. Soyut sanat akımlarına ilgi duyan sanatçılar bunu halka benimsetmek için sergiler ve etkinlikler düzenlemiş, çeşitli yazılar yazmışlardır. Devlet Resim ve Heykel Sergilerine de ilk soyut çalışmalar girmiştir.
#56
SORU:
1950’li yıllardan sonar sanatta hangi eğilimler ön plana çıkmıştır?
CEVAP:
? 1950’lerde bu soyut yönelimler sürerken bazı Türk sanatçıları da başka arayışlar içinde olmuş, örneğin toplumsal gerçekçi anlayışa sahip eserler üretilmiştir.
? 1960’lı yıllarda toplumsal içerikli konulara ilgi artarak sürmüştür.
? 1970’li yıllardan itibaren sanatta çoğulcu bir döneme geçilmiştir. Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerde sanat galerileri açılmış, plastik sanat dergileri artmış; basın, sanat haberlerine ve yazılarına daha fazla yer vermeye başlamıştır. Bu yıllarda toplumsal içerikli eserler ve soyut yönelimler devam ederken, diğer yandan figüratif-soyut bireşiminde ve başka yeni arayışlarla yapıtlar üretilmiştir.
? 1980’lerden itibaren yeni dışavurumculuk anlayışında eserler gerçekleştirilmiştir.
? 1990’lardan itibaren, dijital gelişmelerin sanattaki etkisi -diğer ülkelerde olduğu gibi- Türkiye’de de artmıştır.
#57
SORU:
Türk resim ve heykel sanatının kökleri hangi uygarlıklara kadar uzanmaktadır?
CEVAP:
Türk resim ve heykel sanatının Hun, Göktürk, Uygurlara kadar uzanan bir geçmişi vardır.
#58
SORU:
Türklerin Anadolu’ya girdiği 1071 tarihinden itibaren Türk resim ve heykel sanatı nasıl biçimlenmiştir?
CEVAP:
Türklerin Anadolu’ya girdiği 1071 tarihinden itibaren Türk resim ve heykel sanatı, Anadolu uygarlıklarının birikimiyle sentezlenerek gelişmiş, daha çok mimariyle bağlantılı figürlü kabartmalar, halı, kumaş ve ahşap bezemeler, duvarları süsleyen çiniler ve resimli elyazmalarda, dönemlere göre farklılaşan anlayışlarla biçimlenmiştir.
#59
SORU:
Türkiye’deki Bizans resim sanatı örnekleri türlerine göre nelerdir?
CEVAP:
Türkiye’deki Bizans resim sanatı örnekleri türlerine göre, duvar-tavan resimleri(freskler), mozaikler ve ikonalar olmak üzere başlıca üç grupta toplanmaktadır.
#60
SORU:
Ayasofya Kilisesi’nin en ünlü mozaiklerinden birisi hangisidir? Açıklayınız.
CEVAP:
En ünlü mozaiklerden biri; Ayasofya’da güney galerinin doğu duvarında tahtta oturan İsa, iki yanında İmparator IX. Konstantinos Monomakhos ile İmparatoriçe Zoe’yi konu alan mozaiktir.
#61
SORU:
Osmanlıda tuval resmi kimin döneminde ve hangi ressamlarla başlamıştır?
CEVAP:
Fatih Sultan Mehmed Dönemi’nde saraya davet edilen Gentile Bellini, Constanza da Ferrara gibi İtalyan ressamları sayesinde Avrupa tuval resmi yakından tanılmaya başlanmıştır.
#62
SORU:
Osmanlı resim sanatının modern anlayışta gelişmesi hangi yüzyıllarda başlamıştır?
CEVAP:
Osmanlı resim sanatının modern anlayışta gelişmesi 18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyılda olmuştur.
#63
SORU:
Türk ressamların yetişmesi açısından önemli başlangıç noktası olan kurum hangisidir?
CEVAP:
1773’te kurulan Mühendishane-i Bahri-i Hümayun’da verilen teknik çizim dersleri, Türk ressamların yetişmesi açısından önemli bir başlangıç olmuştur.
#64
SORU:
Tuvalde resim yapmanın yaygınlaşmaya başlamasında Sultan III. Selim'in önemi nedir?
CEVAP:
Şövale üzerinde tuvalde resimler yapmanın yaygınlaşmasında özellikle padişah portrelerinin ayrı bir yeri vardır. Sultan III. Selim poz verip portresini yaptıran ve dağıtılmak üzere bastıran ilk padişah olmuştur.
#65
SORU:
Sultan Abdülhamid Dönemi (1876-1909)’nin en önemli gelişmelerinden biri hangisidir?
CEVAP:
Sultan Abdülhamid Dönemi (1876-1909)’nin en önemli gelişmelerinden biri müze oluşturma girişimidir. Bu dönemde yerli ve yabancı sanatçılara daha önceki padişahların yağlıboya portreleri sipariş edilmiş ve bunların Yıldız Sarayı içinde (halı, çini, mücevher, sikke gibi eserlerle beraber) sergilendikleri bir müze kurulmuştur.
#66
SORU:
Sanayi-i Nefise Mektebi'nin önemi nedir?
CEVAP:
Plastik sanatlar eğitiminin kurumsallaştırılması yönünde ilk adım, Sanayi-i Nefise Mektebi’nin(Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi) kurulmasıyla atılmıştır. Bu okul, Sultan II. Abdülhamid Dönemi’nde 1883 yılında, Osman Hamdi Bey’in ve Mithat Paşa, Ahmet Vefik Paşa gibi dönemin devlet adamlarının öncülüğünde açılmıştır.
#67
SORU:
Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin kuruluş amacı nedir?
CEVAP:
1909 yılında Türk resim sanatında değişim ve canlılık yaratma amacıyla bir meslek birliği kurma çabasına giren Türk sanatçılar Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’ni kurmuşlardır.
#68
SORU:
1911 yılında yayımlanmaya başlayan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti Mecmuası'nda yer alan konular nelerdir?
CEVAP:
Osmanlı Ressamlar Cemiyeti Mecmuası'nda; sanatçılar ve cemiyetle ilgili haberlere, etkinliklere, sanat tarihi, sanat felsefesi, mimarlık tarihi, resim teknikleri, müzecilik, sanat eğitimi gibi çok çeşitli konularda makalelere yer verilmiştir.
#69
SORU:
20. yüzyıl başlarında kadınların eğitimine ilişkin hangi girişimlerde bulunulmuştur?
CEVAP:
İlk kez kadın dergileri ve kadın örgütlenmelerinin ortaya çıktığı II. Meşrutiyet ortamında kız öğrencilerin eğitim alabileceği yükseköğretim kurumlarının kurulması yönünde çalışmalar olmuştur. 1914 yılında ilk Türk kadın ressamlarından Mihri Müşfik öncülüğünde kız öğrencilerin
sanat alanında (resim, heykel, müzik dallarında) eğitim alabileceği ilk yüksekokul İnas Sanayi-i Nefise Mektebi adıyla açılmıştır.
#70
SORU:
Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği ressamlarının sanatsal tavırları nelerdir?
CEVAP:
Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği sanatçıları, kendilerinden önceki kuşağın sanat anlayışına karşı çıkarak, yeni kurulmuş olan Cumhuriyet’i temsil eden ulusal bir sanata yön vereceklerini açıklamışlardır.
#71
SORU:
Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği ressamlarının çalıştıkları konular nelerdir?
CEVAP:
Ressamlar resimlerinde, balolar, yıldönümleri, konserler, ulusal bayramlar, eğlenceler, toplantılar gibi dönemin çağdaş Türkiye’sini, Cumhuriyetin getirdiği modern yaşamı yansıtan konulara yer vermişlerdir.
#72
SORU:
Cumhuriyet döneminin ilk heykeltraşları kimlerdir?
CEVAP:
Ratip Aşir Acudoğu, Nusret Suman, Ali Hadi Bara, Zühtü Müridoğlu, Kenan Yontuç, Nermin Faruki, Sabiha Bengütaş dönemin ilk heykeltraşları arasındadır.
#73
SORU:
D Grubu sanatçıları hangi tarzda eserler ortaya çıkartmışlardır?
CEVAP:
Avrupa’da gelişen akımları takip eden -şematik olsa da- bu akımlara uyan eserler gerçekleştirme çabasında olmuşlardır. Eğitim aldıkları Avrupalı (André Lhote, Fernand Léger, Marcel Gimond, Hans Hofmann gibi) ressamların etkisiyle inşacı, realist, kübist eğilimler ağırlıkta olmuş ve bu açıdan bağımsızlarla benzemesine rağmen onların Cumhuriyeti temsil eden tutumlarının dışına çıkarak millî duyguları uyandıran/ duygu yüklü eserler yerine daha ‘akılcı’ bir tutum benimsemişlerdir.
#74
SORU:
D grubu sanatçıları kimlerdir?
CEVAP:
D grubu sanatçıları Nurullah Berk, Cemal Tollu, Elif Naci, Zeki Faik İzer, Abidin Dino ve heykeltıraş Zühtü Müridoğlu'dur.
#75
SORU:
Yeniler Grubu’nun "Liman Ressamları" olarak anılmasının nedeni nedir?
CEVAP:
Yeniler Grubu’nun 1941’de İstanbul’da düzenlenen ilk sergisinde liman konusu ele alınmıştır. Bu nedenle Liman Ressamları olarak da anılmışlardır. Avrupa etkisindeki D grubun biçimciliğine karşı duran sanatçılar, İstanbul limanı ve çevresindeki yoksul yaşamı, balıkçıları, işçileri, yaşam mücadelelerini konu edindikleri toplumsal içerikli bir sergi gerçekleştirmişlerdir.
#76
SORU:
On’lar Grubu'nda hangi sanatçılar yer almaktadır?
CEVAP:
On'lar Grubunda Hulusi Sarptürk, Turan Erol, Fahrünnisa Sönmez, Ivy Stangali, Mustafa Esirkuş, Nedim Günsür, Orhan Peker, Mehmet Pesen, Fikret Otyam ve Leyla Gamsız yer almaktadır.
#77
SORU:
On'lar Grubunun amacı nedir?
CEVAP:
Grubun amacı Avrupa resim sanatının çağdaş biçimleriyle geleneksel Anadolu motif, bezeme ve nakışlarını kaynaştırmaktır.
#78
SORU:
Cumhuriyet Dönemi'nde soyut anlayışa yönelen ilk sanatçılar kimlerdir?
CEVAP:
Nejat Devrim, Cemal Bingöl, Ferruh Başağa, Halil Dikmen, Arif Kaptan, Lütfü Günay, Adnan Turani, Adnan Çoker soyut anlayışa yönelen ilk sanatçılardan olmuşlardır.
#79
SORU:
1970’li yıllardan itibaren sanat ortamı nasıl olmuştur?
CEVAP:
1970’li yıllardan itibaren sanatta çoğulcu bir döneme geçilmiştir. Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerde sanat galerileri açılmış, plastik sanat dergileri artmış; basın, sanat haberlerine ve yazılarına daha fazla yer vermeye başlamıştır. Dolayısıyla sanat ortamı canlanmıştır.