ULUSLARARASI İKTİSAT TEORİSİ Dersi Uluslararası Özel ve Resmi Mali Kaynaklar soru cevapları:

Toplam 43 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Para piyasaları nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Para piyasaları kısa vadeli, yani süresi genellikle bir yıla kadar olan nakit fonlarının arz ve talep edildiği piyasalardır. Bu piyasaların temel kurumları ticari bankalardır


#2

SORU:

Yerel kredi kaynakları nelerden oluşur?


CEVAP:

Yerel kredi kaynakları, ticari banka kredileri ile daha sınırlı ölçüde finansman bonolarından oluşur.


#3

SORU:

Ticari bankalar ve ticari banka kredileri nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Ticari banka kredileri, çoğu işletmeler için en önemli kısa vadeli yerel kredi kaynağı, ticari banka kredileridir. Nitekim, yeni sanayileşmekte olan çoğu ülkede bile, oldukça gelişmiş bir ticari bankacılık sistemi bulunmaktadır.
Ticari bankalar, bütün dünyada en başta gelen kısa süreli finansman kaynağı durumundadır. Bu krediler genellikle işletmenin kısa süreli alacaklarını veya stok artışlarını finanse etmek üzere kullanılırlar.
Ticari bankalar ulusal para işlemlerinin yanında, yabancı paralara bağlı mevduat ve kredi işlemleri de yapabilirler. Europara piyasasını oluşturan bu işlemler aşağıda ele alınacaktır.


#4

SORU:

Finansman bonoları nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Finansman bonoları, işletmelerin kısa vadeli ödünç fon sağlamada banka kaynaklarının dışında kullanabilecekleri bir araçtır. Bunlar işletmelerin, tasarruf sahiplerinden doğrudan kaynak sağlamalarına olanak verirler.
Finansman bonoları, genellikle büyük şirketler tarafından çıkartılıp kurumsal yatırımcılara ve öteki şirketlere, belli bir iskonto ile satılan, kısa vadeli borç senetleridir. Bankaların aracılığı olmaksızın doğrudan şirket tarafından çıkartılıp yatırımcıya satılmaları dolayısıyla, finansman bonosu ile kısa süreli finansman sağlanması genellikle banka kredilerine göre daha düşük maliyetlidir.


#5

SORU:

Uluslararası banka kredileri neyi ifade eder? Açıklayınız.


CEVAP:

Bankaların açtıkları sınır ötesi kredileri ifade eder. Uluslararası banka kredileri şu üç şekilden birisine göre yapılmış olabilir:

Yerli bankaların ülkede yerleşik olmayanlara ulusal para cinsinden açtığı krediler: Söz gelişi, İngiliz bankasının İngiltere’den mal satın alan bir Türk firmasına, finansman için sterlin cinsinden açmış olduğu kredi bir uluslararası banka kredisidir.
Yerli bankanın ülkede yerleşik olmayanlara yabancı para cinsinden sağladığı krediler: Yukarıdaki örnekte İngiliz bankasının Türk firmasına sterlin olarak değil, diyelim ki dolar olarak kredi açması durumunda olduğu gibi.
Yerli bankanın yabancı para ile ülkede yerleşik kişilere kredi vermesi: Söz gelişi bir Türk bankasının, bir Türk firmasına ABD’den ithal edeceği malların bedelini ödemesi için dolar üzerinden kredi açması da buna bir örnektir.


#6

SORU:

Euro piyasalar nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Ülkede yabancı paralar cinsinden tutulan mevduat hesapları, ilgili parayı çıkartan ülkenin yetki alanı dışında kalır. Bu fonlar yerel politikacı ve hükümet yetkililerinin müdahalesi olmaksızın ödünç alınabilir veya ödünç verilebilirler. Yapılabilecek hükümet müdahaleleri ise genellikle bu fonları söz konusu kısıtlamaların bulunmadığı başka piyasalara kaçırmaktan başka bir sonuç doğurmayacaktır. İletişim teknolojilerindeki gelişmeler de coğrafi uzaklık faktörünü ortadan kaldırmış, havale ve mahsup işlerinin hız ve etkinliğini artırmış, bu sürece büyük katkılarda bulunmuştur. Europara (eurocurrency) piyasası ve ondan türeyen eurotahvil (eurobond), euro borç senedi (eurocommercial paper) ve eurohisse senedi (euroequity) piyasaları son yarım asrın en önemli mali yeniliklerindendir. 1950’lerin sonlarına kadar hiç bulunmayan europara ve eurotahvil piyasaları bu tarihten sonra çok hızlı bir büyüme göstermiş ve birçok durumda fon sağlama ve yatırım açısından ulusal piyasalara tercih edilen mali merkezler durumuna gelmiştir.


#7

SORU:

Europara piyasası nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Europara piyasası (eurocurrency market) bir ulusal paranın, onu çıkartan ülkenin sınırları dışında oluşan piyasasına verilen isimdir. Bu piyasa daha önce de değinildiği gibi, 1960 başlarında Avrupa’da, özellikle İngiltere’de, bazı ticari bankaların Amerikan doları
cinsinden mevduat kabul etmeleri ve topladıkları bu fonlara dayanarak dolar üzerinden kredi açmalarıyla ortaya çıkmıştır. Önceleri bu işlemler yalnız dolarla yapıldığı için bu piyasalara Avrupa dolar piyasası anlamında “Eurodolar piyasası” denmiştir. Fakat ulusal sınırların ötesinde gerçekleştirilen bu tür işlemler, zamanla öteki sağlam paralar üzerinden de yapılmaya başlanmıştır


#8

SORU:

Europara mevduatı nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Günümüzde Avrupa’da veya dünyanın öteki önemli mali merkezlerindeki büyük ticari bankalar, Europara mevduatı kabul eder ve eurokrediler açarlar. Bu tür işlem yapan bankalar eurobank olarak da adlandırılır. 

Europara işlemi yapan bankaların büyük çoğunluğu bu şekilde ana merkezi sanayileşmiş bir ülkede bulunan, çok uluslu bankaların dışarıdaki şubesi durumundadır. Yabancı ülkedeki şubeler, o ülkede ana ülkesinin ulusal parası ile mevduat kabul etmekte ve kredi işlemlerinde bulunmaktadır.

Europara mevduatı (eurocurrency deposits), süresi bir günden bir yıla kadar değişebilen geleneksel vadeli mevduat hesapları (term deposits) biçimindedir. Bu hesaplar belirli bir vadeye sahip, sabit faizli ve devredilemez (non-negotiable) niteliktedir. Euro mevduatlarda kullanılan para, hiç değilse bir taraf için yabancı bir paradır. Bir taraf daima bir banka (eurobank)dır; öbür taraf başka bir ticari banka, çok uluslu şirket, bir ülke hükümeti veya merkez bankası olabilir. 


#9

SORU:

Sendikalı Euro banka kredileri nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Eurokrediler, bankaların içinde bulundukları ülke parasının dışındaki paralarla (euro paralarla) açtıkları kredilerdir. Bu krediler büyük işletmelere, özel kurumlara, egemen devletlere veya uluslararası kuruluşlara sağlanabilir. Söz konusu krediler genellikle bir bankalar sendikasyonu tarafından verilir. Europara piyasasında faaliyet gösteren bankalar toplamış oldukları kısa vadeli euro mevduatı kullanarak çoğunluğu orta vadeli olan eurokrediler açarlar. Böylece kısa vadeli kaynakları orta (hatta bazan uzun) vadeli varlıklara dönüştürmek gibi temel bir mali fonksiyon yerine getirmiş olurlar.

Kredi sendikasyonları aynı borçlanıcıya kredi vermek üzere bir araya gelen banka ve mali kurumların oluşturduğu bir topluluktur. Sendikaya giren banka sayısı 5-10 veya daha yukarı olabilir (100 kadar olanları bile görülmüştür).

Kredi sendikasyonun bir öncü yöneticisi (lead manager) vardır; baştan sona kredinin organize edilmesi sorumluluğunu bu banka üstlenir. Öncü yönetici, genellikle uluslararası alanda tanınmış büyük bir bankadır. Sendikasyona girecek öteki banka ve mali kurumların bulunması onun görevidir. Ödünç alıcı, kredi faizleri, vadeler, garantiler, komisyonlar, vs. gibi genel kredi koşullarını onunla görüşür.


#10

SORU:

İlk europara kredi işlemleri ne zaman ortaya çıkmıştır? Europara kredi işlemlerinin tarihsel sürecini anlatınız.


CEVAP:

İlk sendikalı europara kredi işlemleri 1960’ların sonlarında ortaya çıkmıştır. Aslında, aşağıda inceleyeceğimiz eurotahvil kredilerinin tarihçesi bundan daha eskidir. Fakat eurotahviller, 1960’ların sonlarındaki hızlı faiz artışlarının gerektirdiği değişken faiz uygulamasına yeterince cevap verememiş, bu ihtiyaç değişken faizli euro kredilerle karşılanmıştır. O yüzden, değinilen bu tarihlerden sonra eurotahvil kredilerinde bir gerileme yaşanırken, sendikalı euro kredilerde önemli bir gelişme yaşandı.

1973 Dünya Enerji Krizi ve daha sonraki petrol fiyatı artışları da euro kredileri, gelişmiş ve az gelişmiş birçok ülke hükümeti için dış ödeme açıklarının finansmanında temel bir kaynak durumuna getirdi ve 1982’ye kadar olan dönemde sendikalı eurokredilerin hacminde çok önemli artışlar oldu. Kredi taleplerindeki artış, çok sayıda ticari bankanın piyasaya girmesini özendirdi; bunlar arasındaki rekabet de faiz marjlarını minimum düzeylere indirdi.


#11

SORU:

Eurokredi faizleri nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Eurokredi faizleri değişken oranlıdır ve genellikle LIBOR faizine dayanır; örneğin şu şekilde belirlenir: LIBOR + %3. Bilindiği gibi LIBOR (London Interbank Offer Rate), dünyanın en büyük mali merkezlerinden biri olan Londra’da interbank para piyasası işlemlerinde bankaların uyguladıkları faiz oranıdır. LIBOR faizi uluslararası para piyasalarındaki arz ve talep koşullarına göre değişir. LIBOR’a eklenen marj, ödünç alıcı özel kurum veya hükümetin mali güvenirliliğini yansıtır. Mali güvenirlilik azaldıkça (arttıkça) bu oran artar (azalır), yani kredi maliyeti yükselir (düşer). Kısaca, söz konusu marj, ödünç veren banka (veya bankaların) yüklendikleri riski karşılamaya yönelik bir uygulamadır.


#12

SORU:

Tahvil nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Uluslararası banka kredilerinden ayrı olarak dış piyasalardan ödünç sermaye elde etmenin bir yolu da tahvil ihraç etmektir. Bununla birlikte, banka ödünçleri genellikle kısa vadeli iken tahvil sermayesi uzun vadelidir. Bazı tahvillerin vadesi 10 yıl kadardır; bazılarınınki ise 10 yıldan daha da uzundur. Her tahvilin bir nominal değeri (face value) vardır, buna vade değeri (maturity value) de denir ve ödünç verene (tahvil sahibine) vade sonunda yapılacak ödemeyi gösterir. Tahvil yoluyla borçlanmanın karşılığında da bir faiz ödenir. Buna kupon ödemesi de denir. Tahviller sabit veya değişken faizli olabilirler. Birincisinde tahvilin vadesi boyunca faiz oranı değiştirilmez, faiz ödemeleri yıllık olarak yapılır; ikincisinde ise faizler örneğin her altı ayda bir yeniden gözden geçirilir ve piyasa gelişmelerine göre gerekiyorsa ayarlama yapılır.


#13

SORU:

Uluslararası tahvilleri kısaca açıklayınız.


CEVAP:

Uluslararası tahviller, bir özel şirket, hükûmet veya resmî kurum tarafından çıkartılıp, ülke dışında satışa sunulan borçlanma araçlarıdır. Uluslararası tahviller, borçlanan ülkenin ulusal para birimi dışındaki paralar cinsinden uluslararası piyasalardan borç kaynak sağlamasına olanak verirler.


#14

SORU:

Uluslararası tahviller kaç gruba ayrılmaktadır?


CEVAP:

Uluslararası tahviller, yabancı tahviller, Eurotahviller ve global tahviller olmak üzere üç gruba ayrılırlar.


#15

SORU:

Yabancı tahviller nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Yabancı tahviller (foreign bonds), bir şirket, hükûmet veya hükûmet kuruluşunun (belediyeler, kamu iktisadi teşebbüsleri, vs.) belirli bir yabancı piyasada satılmak üzere, o ülkenin ulusal parası ile çıkarttığı ve genellikle bir kredi sendikasyonu veya yükleniciler grubu tarafından piyasaya sunulan uzun vadeli borçlanma araçlarıdır.


#16

SORU:

Eurotahvil piyasası nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Eurotahviller, çok uluslu bir kredi sendikasyonu aracılığıyla, çok sayıda ülke piyasasında satışa sunulmak, dolayısıyla çok sayıda ülkede yerleşik kişilere satılmak üzere çıkartılan uluslararası tahvillerdir.

Eurotahvil borçlarının iki ayırıcı özelliği vardır. Birisi, bunların bir uluslararası kredi sendikasyonunun yükümlülüğü altında çıkartılmaları, diğeri de aynı anda birçok ülkede birden satışa sunulan borç araçları olmalarıdır. Diyelim ki, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığının dolar üzerinden çıkarttığı tahvillerin kredi sendikasyonundaki Alman, Fransız ve Japon bankaları tarafından, her birinin kendi ulusal piyasasında satılması bu tip kredilere bir örnektir. Bu ikinci özellik, eurotahvillerin büyük sayıdaki alıcı kitlesi için yabancı bir paraya (hesap birimine) bağlı olması sonucunu doğurur.


#17

SORU:

Kredi swapları nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Kredi swapları: Euro tahvil piyasasındaki gelişmeyi hızlandıran bir etken de kredi swaplarının yaygınlaşmasıdır. Bugün euro tahvil ihracının yüzde 70’inin swap işlemlerinden kaynaklandığı bilinmektedir. Swapların bir bölümü, daha önce de ayrıntılı biçimde incelendiği gibi, bir ulusal para üzerinden sabit faizli kredinin faizi ile aynı para üzerinden değişken faizli başka bir kredinin faizinin değiş tokuş edilmesi biçimindedir. Buna faiz oranı swapı denilmektedir. Başka bir uygulama da ana para ve faizi bir ulusal paraya bağlı kredi ile başka bir ulusal paraya bağlı kredinin değiştirilmesi yöntemidir. Bu da döviz swapı olarak bilinir.


#18

SORU:

Tek ve birden çok ülke parasına bağlı tahvilleri açıklayınız.


CEVAP:

Tek ve Birden Çok Ülke Parasına Bağlı Tahviller: Eurotahviller tek bir yabancı ulusal paraya bağlanabilecekleri gibi, birden fazla yabancı paraya bağlı olarak da çıkartılabilirler. Geleneksel olarak eurotahvil ihracında Amerikan doları kullanılmıştır. Ancak 1970’lerde Amerikan dolarının döviz piyasalarında uğradığı değer kaybı karşısında Alman markı ve Japon yeni gibi ulusal paralar da eurotahvil ihracında kullanılmıştır. Fakat hangi ulusal para olursa olsun, tek ulusal paranın uğrayabileceği değer kayıpları karşısında, kur riskine karşı güvence için yeni yöntemlerin bulunması gerekmiştir. Buna karşı bulunan çözüm ise iki farklı paraya bağlı tahvil (dual currency bonds) ile çok sayıda paraya bağlı tahvil (multiple currency bonds) çıkartılması olmuştur.


#19

SORU:

Eurotahvillerin kredi notunu açıklayınız.


CEVAP:

Eurotahvillerin kredi notu: Tipik olarak euro tahvil alıcıları, tahvili ihraç eden şirketin ne derecede tanınmış olduğunu ve yüklenicilerinin (underwriters) ününü göz önünde bulundururlar. O bakımdan, yaygın biçimde tanınmakta olan çok uluslu şirketlerle büyük ülke hükûmetleri ve uluslararası üne sahip mali kuruluşlar (Dünya Bankası gibi) tahvil ihraç ederek göreceli biçimde düşük faizlerden fon sağlama ayrıcalığına sahiptirler. Tahvillerin güvenirliliğini ölçmek için geliştirilen derecelendirme sistemleri (rating systems) vardır. Bunlardan örneğin ikisi Moody’s ve Standard & Poor’s (S&P’s) tarafından uygulanır. Bu kuruluşlar, özel şirketlere ve hükûmetlere belli bir ücret karşılığı mali güvenirliliği ölçme hizmeti sağlarlar.


#20

SORU:

Global tahviller nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Eurotahvillerin bir türü de global tahviller (global bonds)’dir. Global tahviller de aynı anda birçok ülkede satışa sunulurlar. Örneğin hem ABD’de hem de diğer birçok ülkede pazarlanırlar. Ancak euro tahvillerden farklı olarak global tahviller borsaya kayıtlı menkul değerler (registered security)’dir.

Global tahvil stratejisi, büyük fon gereksinimi bulunan ve olası en geniş yatırımcı kitlesine ulaşma amacında olan ihraççılar için tasarlanmıştır. İhracın miktarının büyüklüğü, piyasalara yaygın dağılışı ve ikincil piyasalarda geniş satış olanakları, bu menkulleri yatırımcılar açısından çok çekici bir duruma getirir. Böyle bir tahvil ihracı, yatırımcı açısından bazı ek masraflar gerektirmekle birlikte, yine de borçlanıcıya düşük maliyetle fon elde etme olanağı sağlarlar.

İlk global tahvil ihracı 1989’da Dünya Bankası tarafından gerçekleştirildi. Ondan sonra çeşitli uluslararası kuruluşlar, hükûmetler, özel şirketler ve kamu kuruluşları da bu kanaldan yaygın biçimde borçlanmışlardır.


#21

SORU:

Portfolyo teorisi nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Portfolyo Teorisi: Portfolyo teorisi açısından yatırımcı bir hisse senedini beklenen getiri ve risk yönleriyle değerlendirir. Yatırımcının amacı, belirli bir risk düzeyinde portfolyosunun getiri oranını yükseltmek veya beklenen getiri oranını düşürmeden riski azaltmaktır. Portfolyo teorisine göre yatırımcı, farklı şirketlerin hisse senetlerini satın alarak portfolyosunu çeşitlendirirse, optimum bir portfolyo oluşturabilir. Çeşitlendirmede menkullerin getirileri arasındaki korelasyonun düşük olması kilit önem taşımaktadır. Aynı ulusal piyasa içinde farklı sektörlere mensup hisse senetlerinin portfolyoya katılması, riski azaltıcı etki yapar. Fakat bunlar yine de aynı ülkeye mensup oldukları için, riski belirli bir düzeyin altına indirme olanağı yoktur. Çeşitlendirme ile giderilemeyen bu risk piyasa riskidir. Oysa uluslararası sermaye piyasalarına açık bir toplumda, yatırımcıların portfolyolarında yabancı menkullere yer vermeleri yalnız ulusal hisse senetlerinden oluşan bir portfolyoya göre riskin daha da azaltılabileceğini göstermektedir. Dolayısıyla yatırımcı bakımından uluslararası hisse senedi satın alımının önemli bir nedeni, portfolyo çeşitlendirilmesi ile riskin azaltılması veya aynı risk düzeyinde daha yüksek bir getiri elde etme beklentileridir.


#22

SORU:

Şirketlerin hisse senedi satışı yaparak uluslararası piyasalardan sermaye fonu toplamalarının yolları nelerdir? Açıklayınız.


CEVAP:

Şirketlerin hisse senedi satışı yaparak uluslararası piyasalardan sermaye fonu toplamalarının çeşitli yolları vardır. Bunlardan bazıları aşağıdaki gibidir:

Yabancı hisse senedi ihracı: Belli bir yabancı piyasadaki yatırımcılara satılmak üzere, o ülkenin yatırım kuruluşları kanalıyla hisse senedi çıkartılmasıdır. Bu tür hisse senetleri çoğunlukla satışa sunulacakları yabancı ülkenin ulusal parası ile çıkartılır ve o yabancı ülke sermaye piyasasında borsaya kaydettirilirler. Özellikle ufak bir piyasada faaliyet gösteren fakat o piyasanın sınırlarını aşan firmalar için önemli bir özsermaye kaynağı oluşturabilir. Yabancı piyasada sermaye ihracı ile birlikte, borsaya çifte kayıt yaptırılması, firma hisse senetlerinin likiditesini artırarak önemli miktarda fon sağlanmasına olanak verebilir.
Euro hisse senedi ihracı: Firmanın çıkarttığı hisse senetlerinin, bir konsorsiyumun taahhüdü altında, aynı anda yurt içi piyasa dahil, dünyanın birçok yöresinde satışa sunulması yöntemidir.


#23

SORU:

Yatırımcılar, kendi ülkelerinde yabancı menkulleri ne gibi yollardan satın alabilirler? Açıklayınız.


CEVAP:

Yabancı borsalara kayıt ettirilmiş hisse senetlerinin o piyasalardaki yatırımcılar tarafından alım satımı, yatırımcının kendi ulusal piyasasında yaptığı borsa işleminden farksızdır. Ancak yatırımcılar, kendi ülkelerinde yabancı menkulleri başka şu gibi yollardan satın alabilirler:
Yabancı menkullerin doğrudan ait oldukları borsalardan satın alınması: Yatırımcılar,
kendi ülkelerinden de yabancı borsalara kayıtlı menkulleri satın alabilirler. Ama bu yol daha çok büyük kurumsal yatırımcılara açıktır. Çünkü yabancı menkulün satın alınmasından ayrı olarak, onun muhafazası, temettülerin tahsili, yeni hisse tahsisinin izlenmesi, yabancı ülkenin vergi mevzuatına göre vergilerin ödenmesi, vs. gibi birçok işlemi birlikte gerektirir.
Amerikan Emanet Makbuzları-ADR’ler (American Depository Receipts): Amerikan yatırımcıları için yabancı hisse senedi satın almanın bir yoludur. Uluslararası menkul değer yatırımının çoğu güçlüklerini azaltan bir uygulamadır. Piyasada alınıp satılan varlıklar yabancı hisse senetleri değil, bunları temsil eden sertifikalar, yani ADR’lerdir. ADR çıkartılabilmesi için ABD’deki banka tarafından yabancı ülkedeki şirketlerin hisse senetlerinin satın alınıp o bankada muhafaza altına alınması gerekir. Daha sonra, banka bu hisse senetlerine karşılık olarak ADR’ler çıkartır. ADR sahipleri, diledikleri taktirde ellerindeki ADR’leri temsil ettikleri gerçek yabancı menkullerle değiştirebilirler. Böyle bir arbitraj olanağının tanınmış olması, ADR’lerle bunların dayandıkları yabancı hisse senedi
fiyatlarının az çok birbiriyle aynı olmasını gerektirir.
Yatırım Fonları: Yabancı hisse senetlerine yatırım olanağı sağlayan önemli bir araç da yatırım fonlarıdır (mutual funds). Yatırım fonu yöneticileri, ufak bireysel yatırımcılardan veya büyük kurumsal yatırımcılardan toplanan mali kaynakları farklı ülkelerdeki şirketlerinin menkul değerlerine yatırarak bir hisse senetleri portfolyosu oluştururlar. Uzman veya profesyonel kişiler tarafından yönetilen bu fonlar, özellikle küçük yatırımcılar için yabancı menkullere yatırım yapma güçlüklerini yenmenin ve geniş bir menkul değerler portfolyosuna çabucak erişebilmenin en kolay yoludur.


#24

SORU:

ABD’de yabancı hisse senetlerine yatırımla uğraşan ne gibi fonlar bulunmaktadır?


CEVAP:

ABD’de yabancı hisse senetlerine yatırımla uğraşan şu gibi fonlar bulunmaktadır:

  • Global fonlar: Portfolyosunda Amerikan hisse senetleri ile birlikte yabancı hisse senetlerini içeren fonlardır.
  • Uluslararası fonlar: Yalnızca ABD-dışı hisse senetlerine yatırım yaparlar.
  • Yeni gelişen piyasa fonları: Yeni sanayileşmekte olan ülkelerdeki şirketlerin hisse senetlerine yatırım konusunda faaliyet gösterirler. Bu ülkeler arasında örneğin Arjantin, Çek Cumhuriyeti, Endonezya, Malezya, Hindistan, Çin, vs. bulunmaktadır.
  • Bölgesel fonlar: Yatırımları, belirli bir coğrafi bölgedeki şirketlerin hisse senetlerine yöneliktir. Söz gelişi Güney Asya, Lâtin Amerika, Orta ve Doğu Avrupa yöresindeki şirketler gibi.
  • Ülke fonları (country funds): Portfolyolarını yalnızca belirli bir ülkeye ait şirketlerin hisse senetlerinden oluştururlar. Türkiye, Çin, Japonya, Almanya, Hindistan yatırım fonu gibi.
  • Özel fonlar (specialty funds): Yalnızca, telekomünikasyon, bankacılık, turizm, vs. gibi belirli bir sektörün veya yeni özelleştirilen şirketlerin hisse senetlerinden oluşturulur.

#25

SORU:

Proje kredileri ve program kredileri nelerdir? Açıklayınız.


CEVAP:

Proje kredileri, kalkınma planları ve yıllık yatırım programlarında yer alan çeşitli kamu kesimi projelerinin dış finansman ihtiyacını karşılamaya yöneliktir. Bunlar projeye bağlıdırlar, yani ancak alındıkları projelerin finansmanında kullanılabilirler. Proje kredileri bazan projenin dış finansmanının yanında, ulusal para ile ilgili harcamalarının karşılanması amacıyla da sağlanmış olabilir. Az gelişmiş ülkenin kendi iç tasarruflarıyla karşılanamayacak kadar büyük projelerinin finansmanında buna gerek olabilir. Çünkü açık finansmana gidilmesi ülkede enflasyonu azdırır. Bir projeye bağlı olmadan, ödemeler dengesi darboğazlarının hafifletilmesi ya da genel olarak kalkınmanın dış finansman ihtiyacının karşılanması için verilen kredilere de program kredisi ya da proje dışı krediler denmektedir.


#26

SORU:

Bağlı ve serbest krediler nelerdir? Açıklayınız.


CEVAP:

Kredi açan ülkenin mallarının satın alınması koşuluyla verilen kredilere bağlı krediler (tied credits), böyle bir kayda bağlı olmadan sağlananlara da serbest krediler denir. Krediyi ihraç mallarının satınalımına “bağlamak”la kredi veren ülke, dış satımını geliştirme ve ödemeler dengesini iyileştirme amacı güder. Sanayileşmiş ülkeler, yaptıkları dış yardımları giderek artan oranlarda kendi ihraç mallarının satın alımı kaydına bağlamaya yönelmişlerdir. Fakat bağlı kredilerle, yardım verenin pahalı ve düşük kaliteli mallarını satın almak zorunda bırakılmaları az gelişmiş ülkeler açısından, dış yardımların ekonomik değerini azaltır. Sanayileşmiş ülkelerin serbest piyasa koşullarına göre pahalı ve düşük kaliteli mallarını bu yolla satmaya çalışmalarının geçmişte pek çok örneklerine rastlanmıştır.


#27

SORU:

İki yanlı hükümet kredileri ve çok yanlı krediler nelerdir? Açıklayınız.


CEVAP:

Hükümet kredileri iki yanlı (bilateral) niteliktedir, diğer bir deyişle bunlar, gelişmiş bir ülke hükûmetinin az gelişmiş bir ülke hükûmetine, ekonomik kalkınma amacıyla sağladığı, düşük faizli ve uzun süreli kredilerdir. Program veya proje kredisi şeklinde olabilirler. Bu tür krediler özellikle yardımı veren ülkenin ihraç mallarının satınalımı kaydına bağlanırlar. Örneğin, ABD Hükûmeti iki yanlı kredileri, Uluslararası Kalkınma Ajansı (AID) kanalıyla vermektedir.
Çeşitli uluslararası ekonomik ve mali kuruluşlardan sağlanan kredilere de çok yanlı (multilateral) krediler denmektedir. Kalkınma amacıyla çok yanlı kredi veren kuruluşların başında Dünya Bankası gelir. Uluslararası Para Fonu, daha çok dış dengeyi sağlama amacına yönelik, kısa süreli fon sağlayan bir finansman kuruluşudur.


#28

SORU:

Mali yardımlar ve teknik yardımlar nelerdir? Açıklayınız.


CEVAP:

İster proje, ister program yardımı olsunlar ithalatın finansmanı amacıyla sağlanan resmî kaynaklara mali yardım (financial aid) adı verilir. Buna karşılık, üretim veya yönetimle ilgili teknik bilgi aktarılması, proje ve danışmanlık hizmetinde bulunma ve az gelişmiş ülke elemanlarının eğitimi gibi destekleyici faaliyetler de teknik yardımları (technical assistance) oluşturur.


#29

SORU:

Gıda maddeleri yardımı nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Gıda yardımı, az gelişmiş ülkelere gıda maddeleri sağlanması biçimindeki yardımlardır. Bu yardımların tipik bir örneğini ABD’nin, P.L.480 programı çerçevesinde az gelişmiş ülkelere sağladığı tarımsal ürün fazlaları oluşturur. Aslında bu yardımlar sözü edilen gıda maddelerinin, az gelişmiş ülkelere, onların kendi ulusal paraları (genellikle konvertibil olmayan) karşılığında satılması biçiminde yapılmaktadır.


#30

SORU:

Dış yardım konsorsiyumları nelerdir? Açıklayınız.


CEVAP:

Resmî konsorsiyumlar, belirli bir az gelişmiş ülkenin kalkınmasına finansman sağlamak üzere, o ülkeye iki yanlı kredi vermek isteyen gelişmiş ülkelerle uluslararası mali kuruluşların oluşturdukları kredi birlikleridir. Bu alandaki ilk örnek 1950’de Dünya Bankası yönetiminde kurulan Hindistan’a Yardım Konsorsiyumu’dur. Onu, 1960’da yine aynı kurumun yönetiminde oluşturulan Pakistan’a Yardım Konsorsiyumu ve 1962’de bu kez OECD gözetiminde Türkiye’ye Yardım Konsorsiyumu’nun kurulması izlemiştir. Bununla birlikte Türkiye bugün geçmiştekinin tersine yardım alan değil, kendisi de yardım yapan bir ülke durumuna gelmiştir.


#31

SORU:

Eximbank kredileri nelerdir? Açıklayınız.


CEVAP:

Resmî ihracat kurumları, ait oldukları ülkelerin ihracatını geliştirmek amacıyla faaliyet gösteren resmi kredi kuruluşlarıdır. Örneğin ABD Eximbank, Japon Eximbank, Japon OECF, Kanada EDF, Alman KFW ve Türk Eximbankı, vs gibi. Bu kanaldan sağlanan krediler genellikle hükûmet kredileri kadar uygun koşullu değildir. Bununla birlikte, ticari kredilere göre daha düşük faizlidirler; genellikle orta vadeli olarak verilirler.
Eximbank kredileri, alıcı kredisi veya satıcı kredisi biçiminde verilebilir. Eximbankın, ülke mallarını satın alabilmesi için yabancı ithalâtçılara açtığı kredilere “alıcı kredisi” (buyer’s credit) adı verilir. Krediyi öngörüldüğü biçimde geri ödemek ve diğer kredi koşullarını yerine getirmek, tümüyle yabancı alıcının sorumluluğundadır. Bu da onun mali gücüne ve ticari itibarına bağlıdır.


#32

SORU:

Dünya Bankası'nın kuruluşuna ilişkin bilgi veriniz.


CEVAP:

Dünya Bankası, 1944 yılında IMF ile birlikte Bretton Woods Konferanslarında Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (International Bank for Reconstruction and Development: IBRD) adıyla kuruldu. IMF’nin “ikiz kardeşi” olarak kabul edilir. 1946 yılında resmen faaliyete başladığında üye sayısı 38 idi. 1950’lerde ve 1960’larda bağımsız ülkelerin sayısı hızla arttı. Yeni ülkelerin katılmalarından sonra üye sayısında büyük artışlar oldu ve 2011’de bu sayı 187’ye ulaştı. Kuruluşunun ilk yıllarında Batı Avrupa ekonomilerinin onarımı için finansman sağlama fonksiyonunu üstlenmişti. Daha sonraları ise az gelişmiş ülkelere kalkınma kredisi sağlamaya başlamıştır.


#33

SORU:

Yeni Binyıl Kalkınma Hedefleri nelerdir?


CEVAP:

2000 yılında yapılan bir Birleşmiş Milletler toplantısında Yeni Binyıl Kalkınma Hedefleri (MDGs) benimsenmiş ve imzalanan Yeni Binyıl Deklarasyonu ile dünya ülkelerinin çoğu 2015 yılına kadar dünyada yoksulluğu yarı yarıya azaltma yükümlülüğünü kabul etmişlerdir. Yeni Binyıl Kalkınma Hedefleri aynı zamanda Dünya Bankası tarafından da kalkınma öncelikleri olarak kabul edilmiş bulunmaktadır. Hatırlanacağı gibi, bu hedefler arasında, aşırı yoksulluk ve açlık sorununu azaltma dışında, tüm çocuklara ilköğrenim olanağı, kadınlara eşit haklar sağlama, anne sağlığının korunması, çocuk ölümlerinin azaltılması, salgın hastalıklarla mücadele, çevre korunması, vs. yer almaktadır.


#34

SORU:

Dünya Bankası'nın yönetimine ilişkin kısaca bilgi veriniz.


CEVAP:

Dünya Bankasının yönetimi IMF’nin yakın bir benzeridir. Her üye ülkenin, ekonomik ağırlığı ile paralel olarak belirlenmiş bir kotası vardır. Kotalar, hem üyelik aidatını, hem de alınacak kararlarda ülkelerin oy ağırlığını belirler. Buna göre hâlen (2013) en büyük oy ağırlığına sahip beş ülke sırasıyla ABD (yüzde 16.7), Japonya (yüzde 6.6), Almanya (yüzde 6.1), İngiltere (yüzde 4.5) ve Fransa (yüzde 4.5)’dır.

Bankanın en üst karar alma organı Guvernörler Kurulu (Board of Govern-ers)’dur. Yıllık normal toplantılarını, IMF ile birlikte yapar. Üye ülkeler kurulda bakanlar düzeyinde (genellikle maliye bakanları) temsil edilirler. Günlük işler ise sürekli faaliyet gösteren İcra Direktörleri Kurulu (Board of Directors) tarafından görülür. Beş büyük ülkenin her biri tarafından kendi ülkelerini temsil etmek üzere atanan İcra Direktörleri (Executive Directors) vardır. Diğer ülkelerin tümü ise sınırlı sayıda direktör ile temsil edilir. En büyük ülke olarak ABD’nin atadığı direktör, İcra Direktörleri Kurulunun (dolayısıyla Dünya Bankasının) da başkanıdır. Kredi ve garantileri, ülke destek programlarını ve idari bütçeyi onaylamak, İcra Direktörleri Kurulunun başlıca görevleri arasındadır.


#35

SORU:

Dünya Bankası Grubu (World Bank Group) oluşturan kuruluşlar hangileridir? Sıralayınız.


CEVAP:
  • Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD),
  • Uluslararası Kalkınma Birliği (International Development Association: IDA),
  • Uluslararası Finans Kurumu (International Finance Corporation: IFC),
  • Çok Yanlı Yatırım Garanti Kurumu (Multilateral Investment Guarantee Agency: MIGA),
  • Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözüm Merkezi (International Center for Settlement of Investment Disputes: ICSID).

#36

SORU:

Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası'nın rolünü kısaca açıklayınız.


CEVAP:

Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası-IBRD: Dünya Bankası Grubundaki kurumların en eskisi ve Grubun temel kredi kaynağıdır. Yoksulluğu azaltmak ve yaşam standartlarını yükseltmek üzere, orta ve üst gelir grubunda bulunan, dolayısıyla belirli bir mali güvenirliğe sahip gelişmekte olan ülkelere kredi ve kalkınma yardımları verir. Mali destek dışında, danışmanlık hizmetleri de sağlar.


#37

SORU:

Uluslararası Finans Kurumu'nun rolünü kısaca açıklayınız.


CEVAP:

Uluslararası Finans Kurumu (IFC): 1956 yılında kurulmuştur. Dünya Bankası Grubunun özel sektöre yönelik yatırım kuruluşu durumundadır. Az gelişmiş ülkelerde ve dönüşüm ekonomilerindeki özel işletmelere hükûmet garantisi olmadan yatırım finansmanı sağlar. Ayrıca özel işletmelere ve hükümetlere teknik yardımda bulunur ve danışmanlık hizmetleri sunar. Yukarıda değinildiği gibi, Dünya Bankası’nın özel kesime doğrudan açacağı kredilerde hükûmetin güvence vermesi istenir; IFC kredilerinde ise bu tür garantilere gerek yoktur.


#38

SORU:

Uluslararası Kalkınma Birliği'nin rolünü kısaca açıklayınız.


CEVAP:

Uluslararası Kalkınma Birliği (IDA): En yoksul durumdaki az gelişmiş ülkelere daha uygun koşullardan finansman sağlamak üzere 1960’da kurulmuştur. IDA’nın finansman desteğinden yararlanabilecek ülkelerin sayısı bugün 80 dolayındadır. IDA, bu ülkelere faizsiz veya çok düşük faizli kredi, hibe ve oldukça uzun vadeli (örneğin, ilk 10 yılı ödemesiz dönem olmak üzere 35-40 yıl vadeli) krediler sağlar. Söz konusu ülkeler için bu finansman çok önemlidir; çünkü bu ülkelerin ticari koşullarla dünya piyasalarından borçlanabilme olanakları ya hiç yoktur, ya da çok sınırlıdır. Bu yardımların finansmanı zengin ülkelerin (ve bazı gelişmekte olan ülkelerin) katkılarıyla karşılanmaktadır. IDA kredileri yoksul ülkelerde ekonomik kalkınmayı desteklemek, yoksulluğu azaltmak ve yaşam koşullarını iyileştirmek gibi amaçlarla verilmektedir.


#39

SORU:

Çok Yanlı Yatırım ve Garanti Kurumu'nun rolünü kısaca açıklayınız.


CEVAP:

Çok Yanlı Yatırım ve Garanti Kurumu (MIGA): Dünya Bankası Grubu’nun diğer bir organı olan Çok Yanlı Yatırım ve Garanti Kurumu, 1988’de kurulmuştur. Az gelişmiş ülkelerdeki dolaysız yabancı sermaye yatırımlarına, ticari olmayan risklere karşı garanti vererek, bu ülkelere yapılacak doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını özendirme amacına hizmet eder. Ticari olmayan risklere örnek olarak millileştirme, ulusal paranın konvertibilitesini yitirmesi (dolayısıyla yabancı şirketlerin kâr transferi yapamamaları), sözleşmelere uyulmaması, savaş ve iç karışıklıklar, vs. gösterilebilir. MIGA ayrıca, az gelişmiş ülkelerde yatırım fırsatlarını geliştirmek üzere onlara teknik destek sağlar ve olası yatırım engellerini azaltmak üzere yasal girişimlerde bulunur.


#40

SORU:

Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözümü Merkezi'nin rolünü kısaca açıklayınız.


CEVAP:

Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözümü Merkezi (ICSID): Yabancı yatırımcılarla, onların içinde faaliyet gösterdikleri ülkelerin hükümetleri arasında yatırımlar konusunda çıkabilecek anlaşmazlıkları çözümlemek üzere 1966’da kurulmuştur. Tarafsız bir uluslararası hakem statüsünde olması dolayısıyla yatırımcı ve ev sahibi ülke hükûmeti arasında karşılıklı bir güven ortamı yaratarak doğrudan yabancı yatırımları özendirici etki yapar.


#41

SORU:

Dünya Bankası'nın açtığı kredi türleri nelerdir?


CEVAP:

Dünya Bankası üç tip kredi açar. Bunlar, proje kredileri, program kredileri ve ulusal para kredileridir. Bankanın kredi politikası proje kredileri üzerine kurulmuştur. Diğer krediler fazla yaygın değildir. Kredi değerlendirmesinde, sağlanacak fonların borçlu ülkenin üretim kapasitesine ve ekonomik verimliliği üzerinde yapacağı katkılar temel alınır.


#42

SORU:

Dünya Bankası'ndan kredi almak için gerekli olan proje hazırlama adımını açıklayınız.


CEVAP:

Normal finansman faaliyetleri çerçevesinde Dünya Bankasından kredi alabilmek için, ilk aşamada kabul edilebilir projeler hazırlanması gerekir. Ancak Bankanın rolü, yalnızca projeleri kabul veya reddetmekten ibaret değildir. Bunun yanında, projenin hazırlanması konusunda ilgili ülkeye önerilerde bulunur, ona danışmanlık hizmeti sağlar ve hatta Banka uzmanları doğrudan doğruya projenin hazırlanmasında görev alabilirler. Başka bir deyişle Dünya Bankası mali yardımla birlikte teknik yardımda da bulunur. Projeler konusunda Banka tarafından belirlenen ve uyulması gerekli öncelikler, en düşük kapasite sınırları ve benzeri standartlar vardır.
Proje kredisi verilmesinde, banka uzmanları önerilen projeleri ekonomik, mali ve teknik yönlerden incelerler. Yapılan inceleme ve araştırmalar yalnızca bireysel projelerle sınırlı kalmaz, ülkenin uyguladığı genel ekonomik ve mali politikalar da ayrıntılı olarak gözden geçirilir. Kredi alabilmek için temel ilke, üye ülkenin yeterli bir geri ödeme gücüne sahip bulunmasıdır.


#43

SORU:

IBRD kredilerinde geri ödeme sistemi nasıl işler? Kısaca açıklayınız.


CEVAP:

IBRD, genellikle 4-6 yılı ödemesiz dönem olmak üzere, 17-20 yıl süreli kredi verir. 1982 yılına kadar sabit faiz oranları uygularken o tarihten sonra altışar aylık dönemler için ve fonların kendisine mal oluşuna göre belirlenen, dalgalı faiz oranları uygulamaya başlamıştır.