VERGİ CEZA HUKUKU Dersi Vergi Kabahat ve Cezaların Sona Ermesi soru cevapları:

Toplam 22 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Vergi kabahat ve cezalardan kurtulma yolları olarak karşımıza neler çıkmaktadır?


CEVAP:

İster idarî olsun ister dava yolu olsun bunların bazıları sadece kabahatleri; bazıları ise, kabahatlerin cezalarını (kısmen veya tamamen) ortadan kaldırır. Cezalardan kurtulma yolları ödeme, kişiliğin sona ermesi, af, terkin, yanılma, hata, cezalarda indirme, mücbir sebep, zamanaşımı, ceza kesmeden vazgeçme, pişmanlık ve ıslah, uzlaşma ve dava yolu olarak ortaya konulabilir. Örneğin, bunlardan yanılma, mücbir sebep, kişiliğin sona ermesi, pişmanlık ve ıslah, zamanaşımı, ceza kesmekten vazgeçme ceza kesilmesini engelleyen haller olarak karşımıza çıkar.


#2

SORU:

Vergi cezasının en doğal ortadan kalkma yolu nedir?


CEVAP:

Hukuka uygun olarak kesilen vergi cezasının en doğal ortadan kalkma yolu, cezanın usulüne uygun ödenmesidir.


#3

SORU:

Vergi cezalarının ödeme süreleri, kanunda nasıl düzenlenmiştir?


CEVAP:

Vergi cezalarının ödeme süreleri muhatabının işlemi yargı yoluna götürüp götürmemesine göre farklı düzenlenmiştir (VUK m. 368). Kesilen cezaya karşı vergi mahkemesinde dava açılmamışsa cezanın otuz günlük dava açma süresinin sonunu takip eden bir ay içinde, vergi mahkemesinde dava açılmışsa ceza, vergi mahkemesinin davanın kısmen veya tamamen reddine yönelik kararı üzerine vergi dairesince düzenlenecek ihbarnamenin ilgiliye tebliğ tarihinden başlayarak bir ay içinde ödenmesi gerekir.


#4

SORU:

(A)'nın kendisine kesilen vergi cezasını süresi içerisinde ödememesi halinde, nasıl bir çözüm yolu öngörülmektedir? 


CEVAP:

Vergi cezalarının süresi içinde ödenmemesi halinde, vergi dairesi AATUHK hükümlerine göre cebren tahsil yoluna gider. Dolayısıyla vergi dairesi, söz konusu ceza için, (A)'ya karşı AATUHK hükümlerine göre cebren tahsil yoluna gidecektir.


#5

SORU:

Hukukta kişilik nasıl sona ermektedir?


CEVAP:

Hukukta kişiliğin sona ermesi gerçek kişiler için ölümle; tüzel kişiler için tasfiye ile gerçekleşir.


#6

SORU:

Ölüm olayı, vergi cezasını ne şekilde etkilemektedir?


CEVAP:

VUK’da cezaların şahsîliği ilkesine uygun şekilde “ölüm halinde vergi cezası düşer” hükmüne yer verilmiştir (VUK. m. 372). Çünkü cezaların şahsîliği ilkesi cezanın sadece kabahati işleyenin üzerinde kalmasına izin verir. Bu nedenle, cezaların mirasçılardan istenememesi cezalarda şahsîlik ilkesinin bir gereğidir. Ancak, ölümden önce kesilmiş ve ödenmiş cezalar üzerinde ölümün etkisi olmaz.


#7

SORU:

Tasfiye sürecine girmiş tüzel kişiler açısından, vergi cezası kesme işlemi nasıl gerçekleşmektedir?


CEVAP:

Tüzel kişiler canlı varlık olmadıklarından ölmeleri söz konusu değildir. Onların kişilikleri hukuken var olmaya dayandığından kişilikleri de hukuken ortadan kalkar. Tüzel kişiler hukukî varlıklarını tasfiye adı verilen sürecin sonuna kadar sürdürürler. Tasfiye edilmiş ve ticaret sicilinden silinmiş (terkin edilmiş) şirket aleyhine tasfiye sonuna kadar ceza kesme işlemi yapılabilir. Bu noktadan sonra cezalar kanunî temsilcilere kesilir.


#8

SORU:

Af kurumu, vergi cezalarını ne şekilde etkilemektedir?


CEVAP:

Devlet çıkardığı kanunlarla vergi ve/veya cezalarını, süreye; cezanın niteliğine; verginin ve tarhiyatın türüne; vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihe; açılmış veya açılacak davadan feragat etmeye; vergi ve cezanın kesinleşmiş olup olmamasına; cezaların asılları ve/ veya fer’ilerine göre belirleyeceği kapsam ve bağlayacağı şartlarla kısmen veya tamamen ortadan kaldırabilmektedir. Af ile devlet ve ceza muhatabı arasında kurulan ceza veya infaz ilişkisi ortadan kalkar. Kısaca devlet şartlarını kendi koyduğu biçimde verdiği cezalardan tek taraflı olarak feragat edebilmektedir.


#9

SORU:

"Terkin" kavramı ile ne ifade edilmek istenmektedir?


CEVAP:

Terkin, kanunda öngörülen şartların meydana gelmesi halinde vergi ve cezaların Hazine ve Maliye Bakanlığınca kısmen veya tamamen ortadan kaldırılması olarak ifade edilebilir.


#10

SORU:

Vergi cezaları açısından terkinden yararlanmanın şartları nelerdir?


CEVAP:

Terkinden yararlanmanın şartları şunlardır: a) Doğal afete maruz kalınması, b) Varlıkların veya mahsullerin belli ölçüde kaybedilmesi, c) Belirli vergilerin cezalarından olmak.


#11

SORU:

Gelir vergilerinde terkin uygulaması, kaç aşamadan oluşmaktadır?


CEVAP:

Terkinde, biri yararlanmanın tespiti diğeri terkin edilecek miktarın belirlenmesi olmak üzere iki aşama bulunur. 1) Yararlanma durumunun tespiti: Gelir ve kurumlar vergilerinde terkinden yararlanma durumu mükellefin doğal âfet nedeniyle varlıklarının en az üçte birini kaybetmiş olmasına bağlanmıştır. 2) Terkin edilecek miktarın bulunması: Mükellefin terkinden yararlanabileceği anlaşıldıktan sonra sıra cezanın ne kadarının terkin edileceği meselesinin çözümlenmesine gelir. Cezanın terkin edilecek miktarının belirlenmesi doğal âfetlerin verdiği zararla mütenasip olmasına bağlanmıştır.Terkin edilecek ceza doğal âfetlerin verdiği zararla mütenasipliğinin bulunmasında; Ticarî Malvarlığındaki Zarar/Ticarî Malvarlığı rasyosu kullanılır. Bu oran ne ise, ceza da o oranda silinir. Silinecek kısımdan arta kalan tutar olursa o kısım ödenir.


#12

SORU:

Arazi vergilerinde terkin uygulaması, ne şekilde gerçekleşmektedir?


CEVAP:

Arazi vergilerinde, terkinden yararlanma durumunun tespiti doğal âfete uğrayarak kaybedilen varlıklara değil, kaybedilen mahsullere (ziraî ürün) bağlanmıştır. Buna göre, doğal âfetler nedeniyle mahsullerin en az üçte birini kaybeden mükelleflerin âfete uğrayan arazi için zararın meydana geldiği hasat veya devşirme yılına ait tahakkuk ettirilen arazi vergisi borcu ve cezaları terkin edilecektir. Terkin edilecek miktar ise, mahsullerdeki kayıp oranı dikkate alınarak belirlenecektir.


#13

SORU:

Yanılmanın vergi cezası üzerindeki etkisi nedir?


CEVAP:

İdarenin veya yargının görüş veya kararlarına uygun şekilde ödevlerini gerçekleştirenlere sonradan bunlar yanlıştır diyerek ceza kesilmesi ceza siyasetine uygun düşmez. Bir başka ifadeyle, yanılma hali mükellef açısından hukuka uygunluk sebebi oluşturmaktadır. Yanılma sadece cezayı ortadan kaldırır. Vergiyi ortadan kaldırmaz. Vergiye ilişkin gecikme faizi de hesaplanmaz. İdare sadece vergiyi tarh edip tahsil yoluna gider.


#14

SORU:

"Düzeltme" kavramı ile ne ifade edilmek istenmektedir?


CEVAP:

Hatalı cezayı ortadan kaldıran, geri alan ve baştan itibaren sonuçlarını ortadan kaldıran idarî işleme düzeltme adı verilir. Düzeltmenin yapılmasıyla yargıya gitmeden uyuşmazlık çözülmüş olur. Hatanın düzeltilmesine ilgili vergi dairesi müdürü karar verir. Cezadaki hata, cezalandırılan lehine düzeltildiğinde düzeltmeyle sınırlı olarak ceza kısmen veya tamamen ortadan kaldırılarak silinir. Aleyhlerine hatalı işlem yapılanların işlemin iptali için doğrudan dava açmalarına engel yoktur.


#15

SORU:

Hatalı işlemlerin düzeltilmesi için dava açma süresini kaçıran bir kişiye, ne tür bir yola başvurmasını önerirsiniz?


CEVAP:

Hatalı işlemlerin düzeltilmesi için dava açma süresini kaçırmış olanlar varsa üst makamlara başvuru yolunu (şikâyet yolu) kullanarak yargıya gidebilirler. İlgili düzenlemede, vergi mahkemelerinde dava açma süresi geçtikten sonra, fakat zamanaşımı süresi içinde, vergi dairesine yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların, şikâyet yoluyla Hazine ve Maliye Bakanlığına başvurabilecekleri hüküm altına alınmıştır. Dava açma süresi geçtikten sonra vergi dairesine yaptıkları düzeltme talebi reddolunanların dava açabilmeleri için üst makama (Hazine ve Maliye Bakanlığına) başvuru yapmaları zorunlu ve ön şart niteliğinde bir yoldur.


#16

SORU:

Hatalar, kaç farklı şekilde karşımıza çıkmaktadır?


CEVAP:

Hatalar cezalandırma hataları ve hesap hataları şeklinde ortaya konabilir. a) Cezalandırma hataları: Cezalandırılanın şahsında hata (cezanın ceza muhatabı yerine başkasına kesilmesi); cezalandırılan fiilin niteliğinde hata (ceza kesilmemesi gereken fiil nedeniyle ceza kesilmesi); cezanın ait olduğu dönemde hata ve cezalandırılanın mükellefiyetinde hatadan ibarettir. b) Hesap hataları: Ceza miktarının vergi ziyaına bağlı olduğu durumlarda vergi ziyaının veya ceza miktarının hatalı hesaplanmasına sebep olan her türlü durum (tahakkuk etmesi gereken verginin hesaplanmasındaki yanlışlıklar, farklı tarife veya oranla çarpılması veya doğru tarife veya oranla çarpılmakla beraber cezadaki yanlışlık); vergi cezasının vergi ziyaına bağlı olmadığı durumlarda başka yılın maktû tutarları dikkate alınarak ceza miktarının hatalı hesaplanması ve aynı fiile iki defa ceza kesilmesi demek olan mükerrer cezalandırma şeklinde ortaya çıkan durumlardır.


#17

SORU:

Cezalarda indirim, ne tür bir haktır?


CEVAP:

Cezalarda indirim ceza muhatabının tek taraflı irade ile kullanabildiği yenilik doğuran nitelikte bir haktır. Cezalarda indirim talebini reddetme konusunda idarenin takdir hakkı bulunmamaktadır. Mükellefin cezalardan indirimden yararlanabilmesi için gereklerini yerine getirmesi yeterlidir. Cezalarda indirim müessesesi adından da anlaşılacağı gibi sadece cezalarla ilgili sonuç doğurur. Müessese sadece cezalarda belli oranlarda indirim yapılmasına imkân verir.


#18

SORU:

Vergi hukuku açısından "mücbir sebep" kavramı, ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Vergi hukuku açısından mücbir sebebin anlamı, “vergi ödevlerinin yapılmasına engel olacak şekilde, mükellef iradesi dışında meydana gelen ve katlanılması gerekmeyen dış baskılar” şeklindeki durumun vergi ve cezalar üzerindeki etkilerinin ne olacağıdır. Gerçekten günlük hayatta mükelleflerin oluşumunda katkısının bulunmadığı, iradesi dışında kalan, karşı konulmaz ve katlanılmak zorunda kalınan öyle haller vardır ki, bunlar vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olur. Bu gibi hallerde çoğu zaman mükellefin aklına vergi ödevi gelmez, gelse bile gereğini yerine getiremez. Mücbir sebep hallerinin var olduğu durumda mükellef kabahatin işlenmesinde kendisine ait bağımsız bir iradeden yoksun olduğu için kabahat oluşmaz. Dolayısıyla oluşmayan kabahatin cezası da söz konusu olmaz.


#19

SORU:

Vergi ziyaı kabahatinde ceza kesme zamanaşımı ne kadardır?


CEVAP:

Vergi ziyaı kabahatinde ceza kesme zamanaşımı: Vergi ziyaı, vergi aslına bağlı olarak işlenen bir kabahattir. Bu durum dikkate alınarak zamanaşımı süresi kabahatin bağlı olduğu vergiyle ilişkilendirilmiştir. Vergi ziyaı kabahatinde zamanaşımı süresi, kabahatin bağlı olduğu vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın birinci gününden başlayarak beş yıldır. Bu süre içinde kesilip ilgilisine tebliğ edilmeyen cezalar zamanaşımına uğrar.


#20

SORU:

Ceza kesme zamanaşımını durduran ve kesen haller nelerdir?


CEVAP:

Vergi dairelerince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı, komisyon kararının vergi dairesine iletildiği günü takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam eder. Vergi dairesi tarafından mükellefe ceza ihbarnamesinin gönderilmesi ceza kesme zamanaşımını keser. Zamanaşımının kesilmesiyle o zamana kadar işlemiş olan süre yanar ve süre yeni baştan işlemeye başlar.


#21

SORU:

Vergi ve vergi ziyaı kabahati için uzlaşma yoluna başvurabilmenin şartları nelerdir?


CEVAP:

Vergi ve vergi ziyaı kabahati için uzlaşma yoluna başvurabilmek mükellefçe kanunda belirtilen sebeplerden en az birinin ileri sürülmesine ve bunun varlığına bağlıdır. Bu sebepler; • Vergi ziyaına sebebiyet verilmesinin kanun hükümlerine yeterince nüfuz edilememesinden kaynaklanması, • Mükellefin “yanılma” hali içinde bulunması, • Tarhiyatın vergi hatasını içermesi, • Yargı ile idarenin görüş farklılığı içinde bulunması. 


#22

SORU:

Vergi mahkemesi kararlarına karşı gidilen olağanüstü kanun yolları nelerdir?


CEVAP:

Olağanüstü Kanun Yolları: Olağanüstü kanun yolları, kanun yararına bozma ve yargılamanın yenilenmesinden ibarettir. Kanun yararına temyiz, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş buluna kararların niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı sonucu ifade edenler, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından temyiz olunabilir. Yargılamanın yenilenmesi, mahkemelerin kesinleşmiş kararlarının sonucunu etkileyen nitelikteki sebeplerin ortaya çıkması durumunda başvurulan bir yoldur.