VERGİ UYGULAMALARI Dersi VERGİ ALACAĞININ TAKİP VE TAHSİLİ,ŞAHISLARIN,ŞİRKETLERİN, ORTAK VE YÖNETİCİLERİN SORUMLULUĞU soru cevapları:
Toplam 43 Soru & Cevap#1
SORU: Gecikme zammı nasıl bir alacaktır?
CEVAP: Gecikme Zammı, Vergi alacağının vadesinde ödenmesi nedeniyle, vade tarihinden ödeme tarihine kadar geçen her ay ve kesirleri için belli oranda hesaplanan bir alacaktır.
#2
SORU: Gecikme faizi nedir?
CEVAP: Gecikme Faizi: Zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler için, sonradan yapılan ikmalen, re’sen veya idarece tarhiyatlarda, verginin normal vade tarihinden son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar hesaplanan bir alacaktır.
#3
SORU: Gecikme zammının oranı ve asgari miktarı ne kadardır?
CEVAP: Kanunda gecikme zammı oranı aylık % 4 olarak belirlenmiştir (AATUHK md. 51/1). Bakanlar Kurulu, gecikme zammı oranını yüzde onuna kadar indirmeye ve iki katına kadar artırmaya yetkilidir. Nitekim Bakanlar Kurulu bu oranı en son aylık %1,40 olarak belirlemiştir. Vergi asıllarının yanı sıra vergi ziyaı cezası için de aynı oran uygulanır. Mahkemeler tarafından verilen ceza niteliğindeki kamu alacaklarında ise bu oranın yarısı ölçüsünde gecikme zammı uygulanır (AATUHK md. 51/3). Bunların dışında kalan genel usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için gecikme zammı hesaplanmaz. Gecikme zammının asgari miktarı için bir alt sınır getirilmiş olup hesaplanan gecikme zammı T1’den az olamaz. Gecikme zammında bir üst sınır ise öngörülmemiştir. Dolayısıyla, gecikme zammı miktarı kaç liraya ulaşırsa ulaşsın borç ödeninceye kadar gecikme zammı işlemeye devam eder.
#4
SORU: Gecikme zammının hesaplanması nasıldır?
CEVAP: Gecikme zammı oranı her aya ayrı ayrı uygulandığı ve ay kesirleri için de günlük olarak hesaplandığı için gecikme zammının hesaplanmasında sürelerin tespiti büyük önem kazanmaktadır. Günlük esasa göre gecikme zammının belirlenmesinde 1 ay 30 gün olarak kabul edilir ve günlük gecikme zammı oranı, geçerli aylık oran otuza bölünmek suretiyle bulunur.
#5
SORU: Gecikme zammı uygulama süreleri nasıl saptanır?
CEVAP: Kural olarak gecikme zammı uygulaması, borç ödeninceye kadar devam eder. Ancak yapılan ödeme, ödemenin yapıldığı tarihe kadar işlemiş olan gecikme zammı ile alacak aslını tümüyle karşılamaya yetmiyorsa ödenen miktar, alacağın aslı ile gecikme zammına orantılı olarak mahsup edilir. Cebri icra yoluyla tahsilde gecikme zammı uygulaması, icra baskısıyla ödemenin yapıldığı tarihte veya haczedilen malın paraya çevrildiği tarihte sona erer. Borçlunun mal varlığının haczedilmesi gecikme zammı uygulamasını durdurmaz. Vergi alacağı tecil edilerek, taksitlere bağlanmışsa tecilin yapıldığı güne kadar gecikme zammı, ondan sonra ise genellikle gecikme zammından daha düşük oranda belirlenen tecil faizi hesaplanır. Borçlunun iflasına karar verilmesi hâlinde iflasın açıldığı tarihe kadar; borçlunun aciz hâline düşmesi durumunda ise aciz hâlinin sabit olduğu güne kadar gecikme zammı uygulanır. Borçlunun ölümü hâlinde üç aylık reddi miras süresi içinde, mirasın reddedilip reddedilmeyeceği belli olmadığından, mirasçılar aleyhine takibat yapılamayacağı gibi gecikme zammı da uygulanmaz. Ayrıca mücbir sebep ve yürütmenin durdurulması süresince de gecikme zammı uygulanmaz.
#6
SORU: Teminat nedir?
CEVAP: Vergi alacağının tahsilinin tehlikeye düştüğü kabul edilen belli sebeplere dayanarak vergi alacaklısının talebi üzerine, vergi borçlusunca borcuna karşılık olarak kanunda öngörülen değerleri güvence olarak göstermesidir.
#7
SORU: Teminat istenecek haller nelerdir?
CEVAP: Teminat istenecek hâller AATUHK’nin 9. maddesinde ikiye ayrılarak düzenlenmiştir: • Birincisi; VUK’un 344. maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesi gereken hâller ile 359. maddesinde vergi kaçakçılığı sayılan hâllere ilişkin olarak bir vergi alacağının tarh edilmesi için gerekli işlemlere başlandığında teminat istenmesidir. Bu durumda vergi incelemesi sonuçlanmadan ve kesin tarhiyat yapılmadan önce tahsil dairesi tarafından teminat istenmek zorundadır. • İkincisi ise Türkiye’de ikametgâhı bulunmayan vergi borçlusunun durumu, vergi alacağının tahsilinin tehlikede olduğunu göstermesi durumunda teminat istenmesidir. Bu durumda ise teminat isteme konusunda tahsil dairesine takdir yetkisi verilmiştir.
#8
SORU: Teminat olarak kabul edilen değerler nelerdir?
CEVAP: • Para, • Bankalar tarafından verilen süresiz teminat mektupları, • Devlet iç borçlanma senetleri (Hazine bonosu ve devlet tahvili), • Hükümetçe belli edilecek millî hisse senetleri (İMKB’de işlem gören tüm hisse senetleri ancak %15 noksanıyla değerlenir), • İlgililer veya ilgililer lehine üçüncü kişiler tarafından gösterilerek alacaklı idare tarafından haczedilen menkul ve gayrimenkul mallar, teminat olarak kabul edilmektedir.
#9
SORU: İhtiyati haciz nedir?
CEVAP: İhtiyati haciz, vergi alacağını güvence altına almak bakımından uygulanan en etkili yollardan birisidir (AATUHK md. 13). İhtiyati haczin var oluş sebebi, ileride tahakkuk edecek ve ödeme vadesi gelecek ya da ödeme emri gönderilecek bir vergi alacağının tahsil güvenliğini sağlamak amacıyla, vergi borçlusu tarafından bazı malların kendi tasarruf alanından çıkarılması yoluyla cebri icradan kaçırılmasına engel olmaktır.
#10
SORU: İhtiyati hacizin sebepleri nelerdir?
CEVAP: • Teminat istenmesini gerektiren durumlar mevcut ise, • Borçlunun belli bir ikametgâhı yoksa • Borçlu kaçmışsa veya kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimâlleri varsa, • Borçludan teminat göstermesi istendiği hâlde belli sürede teminat veya kefil göstermemiş veyahut gösterdiği kefil kabul edilmemişse, • Mal bildirimine çağrılan borçlu belli süre içinde mal bildiriminde bulunmamış veya eksik bildirimde bulunmuşsa, • Hüküm verilmiş olsun ya da olmasın para cezasını gerektiren bir fiil dolayısıyla kamu davası açılmış ise, • Borçlunun iptal davasına konu olabilecek hükümsüz tasarrufları varsa.
#11
SORU: Hangi hallerde vergi alacağının tahsilinin tehlikede olduğu kabul edilerek ihtiyati tahakkuk uygulamasına başvurulmaktadır?
CEVAP: • Teminat istenmesini gerektiren durumların bulunması, • Borçlunun belli bir ikametgâhı olmaması, • Borçlu kaçmışsa veya kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimâllerinin bulunması, • Mal bildirimine çağrılan borçlu belli süre içinde mal bildiriminde bulunmaması veya eksik bildirimde bulunması, • Borçlunun vergi alacağının tahsiline engel olmaya veya zorlaştırmaya yönelik eylemlerde bulunması, • Teşebbüsün muvazaalı olduğu ve gerçekte başkasına ait olduğu hakkında deliller bulunması.
#12
SORU: Rüçhan hakkı nedir?
CEVAP: Haciz ve iflas yoluyla takipte vergi idaresine alacağın tahsili bakımından rüçhan hakkı adı verilen bir ayrıcalık tanınmıştır (AATUHK md. 21). Rüçhan hakkı ile vergi alacağı, borçlunun diğer borçları karşısında üstün tutulmuş ve bazı durumlarda vergi alacağının tahsili konusunda tahsil idaresine öncelik tanınmıştır. Böylece, vergi alacağının korunması açısından kendisine önemli bir avantaj sağlanmıştır. AATUHK’nin 21. maddesine göre, üçüncü bir kişi tarafından İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre haczedilen mallar paraya çevrilmeden önce, o mal üzerine vergi alacağı için de haciz konabilir. Böylece vergi alacağı da hacze iştirak eder ve haczedilen malın satış bedeli, üçüncü kişi alacakları ile tahsil dairesi alacağı arasında garameten paylaşılır. Garameten paylaşma, aynı dereceye kayıtlı alacakların tamamının ödenmesinin mümkün olmadığı durumlarda, ödemenin alacaklar oranında yapılmasını ifade eder.
#13
SORU: Vergi alacağı hacizle nasıl tahsil edilir?
CEVAP: Haciz yolu ile takip, vergi borçlusunun menkul ve gayrimenkul malları ile alacak ve haklarına vergi alacaklısı tarafından zorla el konulduktan sonra satılarak paraya çevrilmesi yolu ile vergi alacağının tahsiline olanak sağlayan bir cebren tahsil yoludur. Haciz yoluyla takipte borçlunun tüm mal varlığına değil, vergi alacağını karşılayacak kadarlık miktarına zorla el konulması söz konusudur. Borçlunun mal varlığına haciz uygulanabilmesi için vadesinde ödenmeyen vergi alacağının ödenmesi için borçluya bir ödeme emrinin tebliğ edilmesi gerekir. Ödeme emri tebliğinde borçluya tanınan 7 günlük ödeme süresi içinde de borç ödenmez ise haciz yoluyla takibata gidilir.
#14
SORU: Ödeme emri ile vergi alacağını vadesinde ödemeyenlere nasıl bir yaptırım uygulanır?
CEVAP: Ödeme emri ile vergi alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gerektiği bildirilir. Ödeme emrinde borcun asıl ve fer’ilerinin nitelik ve miktarları, nereye ödeneceği, süresinde ödemediği veya mal bildiriminde bulunmadığı takdirde borcun zorla tahsil ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı, gerçeğe aykırı bildirimde bulunursa hapis ile cezalandırılacağı yazılır.
#15
SORU: Ödeme ermine karşı nasıl dava açılır?
CEVAP: Ödeme emrine karşı idari dava, kendisine ödeme emri tebliğ edilen, yani ödeme emrine muhatap olan kişi tarafından açılır. Kendisine ödeme emri tebliğ edilen vergi borçlusu, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde, alacaklı tahsil dairesinin bulunduğu yer vergi mahkemesine dava açabilir.
#16
SORU: Ödeme emri tebliğ edilen vergi borçlusunun önünde kaç seçenek vardır?
CEVAP: Kendisine ödeme emri tebliğ edilen vergi borçlusunun önünde üç seçenek vardır: • İki ödeme emrinde yazılı vergi alacağını ödemek, • İkincisi ödeme emrine karşı dava açmak ve • Üçüncüsü de mal bildiriminde bulunmaktır. Ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen, borcunu ödemeyen veya dava açmayan vergi borçlusunun 7 gün içinde mal bildiriminde bulunması zorunludur. Mal bildiriminde esas olan borcu karşılayacak miktarda bir mal varlığının bildirilmesidir. Bu durumda, borca yetecek kadar mal varlığı olanlar bunu bildirirler, olmayanlar ise borcu karşılayacak malları olmadığı ve ayrıca yaşayış tarzına göre geçim kaynaklarını ve buna nazaran borçlarını nasıl ödeyeceklerini bildirirler. MLY406U-VERGİ UYGULAMALARI Ünite 8: Vergi Alacağının Takip ve Tahsili, Şahısların, Şirketlerin, Ortak ve Yöneticilerin Sorumluluğu 3 Mal bildirimi, bir servet beyanı değildir. Bu yüzden borcu karşılamaya yetecek ölçüde bildirim yapılması yeterlidir. Ancak, alacaklı tahsil dairesi bildirilen malın vergi alacağını karşılayamayacağına veya haciz ve satışının güç olacağına kanaat getirirse borçludan ek bildirimde bulunmasını isteyebilir.
#17
SORU: Haciz uygulamasında dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?
CEVAP: • Borçlunun ve ailesinin yaşamını ve ekonomik varlığını devam ettirilmesi için gerekli olan ve haczedilemeyecek mallar niteliğindeki mal ve haklar haczedilemez. • Kısmen haczedilebilen gelirler kanunda sınırlı olarak sayılmış olup bunlar: Aylıklar, ödenekler, her çeşit ücretler, intifa hakkı ve hasılatı, ilama bağlı olmayan nafakalar, sigorta ve emeklilik sandıkları tarafından bağlanan gelirlerdir. • Haczedilecek mallar seçilirken taşınması, muhafazası ve paraya çevrilmesi en kolay olanlara öncelik verilir. Mülkiyeti tartışmalı olan ve istihkak iddiası ileri sürülen malların haczi en sona bırakılır. Bu sıraya hacizde tertip denir. • Haciz işlemi sırasında, tahsil dairesinin alacaklı idare ile borçlunun menfaatlerini en iyi şekilde telif etmesi gerekir.
#18
SORU: Menkul mallarda haciz işlemi nasıl yapılır?
CEVAP: Menkul malların haczi kural olarak iş günlerinde ve güneşin doğuşundan batışına kadar geçen süre içinde haciz memuru tarafından yapılır. Haczedilecek mallar ayırt edildikten sonra, bunların cinsi, türü, niteliği, markası, sayı ve miktarı haciz tutanağına yazılır. Haczedilen menkul malların değeri, haciz memuru tarafından tespit edilir. Yapılan haciz sırasında, haczi yapan memurun isteği üzerine borçlu veya üçüncü kişi, kilitli ve kapalı yerleri açmaya ve diğer eşyaları göstermeye mecburdur. Gerekirse bu yerler zorla açtırılır, kilit ve her türlü tertipler kırılabilir.
#19
SORU: Gayrimenkul mallarda haciz işlemi nasıl yapılır?
CEVAP: Her türlü gayrimenkul mallar, madenler ve gemilerin haczi sicillerine işlenmek üzere haciz keyfiyetinin tapuya veya gemi sicilinin tutulduğu daireye tebliğ edilmesi suretiyle yapılır. Haczedilen gayrimenkul açık arttırma sonunda en fazla artırana satılır. Şu kadar ki artırma bedeli gayrimenkul için biçilmiş değerin % 75’ini bulmalıdır. İlk artırmada bu şartın gerçekleşmemesi hâlinde artırma uzatılmakta ve birinci artırma gününden itibaren 7. günü aynı yer ve saatte ikinci artırma yapılır. Birinci artırmada en çok pay veren kişinin teklifi de dikkate alınarak ikinci artırma sonucunda en yüksek teklifi yapana ihale verilir.
#20
SORU: Teminat nasıl paraya çevrilir?
CEVAP: Vergi alacağının teminata bağlanması hâlinde, teminata konu olan alacağın tahsil edilebilir hâle gelmesini takiben, tahsil dairesi öncelikle borcun 7 gün içinde ödenmesini, aksi hâlde teminatın paraya çevrileceğini borçluya bir ödemeye çağrı mektubu ile bildirir. Ödemeye çağrı mektubunu alan borçlu 7 gün içinde borcunu ödemediği takdirde, verilen teminat paraya çevrilerek vergi alacağı tahsil edilir.
#21
SORU: İflas nedir?
CEVAP: İflas, borçlunun tüm mal varlığının, iflas organları tarafından alacaklıların alacağının tahsili amacıyla gerçekleştirilen cebri bir tasfiye usulüdür. İflas yoluyla takipte borçlunun tüm mal varlığı bütün borçlarına karşılık oluşturur. İflas yolunda ilke olarak bütün alacaklıların borçluya karşı birlikte hareket etmesi esastır. Bilindiği gibi haciz yolunda borçlunun alacaklıları birbirlerinden bağımsız olarak borçlunun sahip olduğu mal varlığı parçalarına el koyarlar. Bu yüzden iflas yolu bir külli icra yolu olarak nitelenirken haciz yolu cüz’i icra yolu olarak nitelenir.
#22
SORU: Mirasçıların vergi sorumluluğu nasıldır?
CEVAP: Ölüm hâlinde mükellefin ödevleri, mirası reddetmemişl kanuni ve mansup mirasçılara geçer ve mirasçılardan her biri ölenin vergi borçlarından miras payları oranında sorumlu olurlar (VUK md. 12). Di¤er taraftan ölüm, iş bırakma hükmünde olduğundan ölen mükellefin şekli ve maddi ödevleri mirasçılarına geçer (VUK md. 164). Vergi hukukunda maddi ödevlerden dolayı mirası reddetmemiş kanuni ve mansup (atanmış) mirasçılar miras hisseleri oranında sorumlu olurlar. Buna karşılık, şekli ödevlerin miras hisseleri oranında dağıtılması mümkün olmadığından müteselsil sorumluluk söz konusudur.
#23
SORU: Müteselsil sorumluluk nedir?
CEVAP: Vergi dairesine vergi alacağının bir kısmı veya tamamı için sorumlulardan dilediğine müracaat edebilme ve aynı anda her birini ayrı ayrı takip edebilme imkânı sağlayan sorumluluk türüdür.
#24
SORU:
Gecikme zammı nedir?
CEVAP:
Gecikme zammı, vergi alacağının vadesinde ödenmesi nedeniyle, vade tarihinden ödeme tarihine kadar geçen her ay ve kesirleri için belli oranda hesaplanan bir alacaktır. Gecikme zammı, vergi borcunun geç ödenmesinin bir yaptırımıdır ve cezai niteliği yoktur. Bu nedenle gecikme zammı, fer’i bir kamu alacağı niteliğindedir.
#25
SORU:
Gecikme zammının alınma nedenleri nelerdir?
CEVAP:
Devlet tarafından gecikme zammı alınmasının iki nedeni vardır. Birincisi, devlet vergi alacağının ödenmemesi nedeniyle ihtiyaç duyduğu kaynakları alternatif maliyetlerle elde edebilmektedir. İkincisi ise vade tarihi ile ödeme tarihi arasında vergi alacağının reel değeri aynı kalmayıp enflasyon nedeniyle düşmektedir. Bu kayıpları telafi etmek için gecikme zammı uygulanmaktadır.
#26
SORU:
Gecikme faizi hangi durumlarda alınan bir kamu alacağıdır?
CEVAP:
Gecikme faizi, zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler için, sonradan yapılan ikmalen, re’sen veya idarece tarhiyatlarda, verginin normal vade tarihinden son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar hesaplanan bir alacaktır. Gecikme zammı gibi gecikme faizi de fer’i alacak niteliğindedir ve ekonomik temele dayanmaktadır. Gecikme zammı ve gecikme faizinin oranları birbirine eşittir.
#27
SORU:
Gecikme zammı hangi oranda uygulanmaktadır?
CEVAP:
Kanunda gecikme zammı oranı aylık % 4 olarak belirlenmiştir. Ancak, Cumhurbaşkanı, gecikme zammı oranını yüzde onuna kadar indirmeye ve iki katına kadar artırmaya yetkilidir. Nitekim Cumhurbaşkanı 62 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 05.09.2018 tarihinden itibaren uygulanmak üzere bu oranı aylık % 2 olarak belirlemiştir. Vergi asıllarının yanı sıra vergi ziyaı cezası için de aynı oran uygulanır.
#28
SORU:
Ocak 2019 dönemine ait 200.000 TL KDV borcunu vade tarihinden 2 ay sonra ödeyen bir şirketin ne kadar gecikme zammı ödemesi gerekir?
CEVAP:
62 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 05.09.2018 tarihinden itibaren gecikme zammı oranı aylık % 2 olarak uygulanmaktadır. Bu durumda 200.000 *%2=4.000 TL aylık gecikme zammı tutarıdır. Gecikme tam iki ay olduğu için bu tutar iki ile çarpılır (4.000*2) ve sonuçta 8.000 TL mükellefin ödemesi gereken gecikme zammı olarak hesaplanır.
#29
SORU:
Cebri icra yoluyla tahsilde gecikme zammı uygulanır?
CEVAP:
Cebri icra yoluyla tahsilde gecikme zammı uygulaması, icra baskısıyla ödemenin yapıldığı tarihte veya haczedilen malın paraya çevrildiği tarihte sona erer. Borçlunun mal varlığının haczedilmesi gecikme zammı uygulamasını durdurmaz.
#30
SORU:
Vergi alacağının korunması ve tahsilatın kolaylaştırılması amacıyla öngörülen önlemler nelerdir?
CEVAP:
Vergi alacağının korunması ve tahsilatın kolaylaştırılması amacıyla öngörülen önlemlerin başında; teminat isteme, ihtiyati haciz, ihtiyati tahakkuk ve rüçhan hakkı gelmektedir.
#31
SORU:
Teminat nedir?
CEVAP:
Teminat, vergi alacağının tahsilinin tehlikeye düştüğü kabul edilen belli sebeplere dayanarak vergi alacaklısının talebi üzerine, vergi borçlusu tarafından borcuna karşılık olarak kanunda öngörülen değerleri güvence olarak göstermesidir.
#32
SORU:
Teminat isteme nedenleri nelerdir?
CEVAP:
Teminat istenecek haller AATUHK’nun 9. maddesinde ikiye ayrılarak düzenlenmiştir: Birincisi; vergi ziyaı cezası kesilmesi gereken haller ile vergi kaçakçılığı sayılan hallere ilişkin olarak bir vergi alacağının tarh edilmesi için gerekli işlemlere başlandığında teminat istenmesidir. Bu durumda vergi incelemesi sonuçlanmadan ve kesin tarhiyat yapılmadan önce tahsil dairesi tarafından teminat istenmek zorundadır. İkincisi ise Türkiye’de ikametgahı bulunmayan vergi borçlusunun durumu, vergi alacağının tahsilinin tehlikede olduğunu göstermesi durumunda teminat istenmesidir.
#33
SORU:
İhtiyati haciz hangi amaçla uygulanmaktadır?
CEVAP:
İhtiyati haciz, vergi alacağının korunması amacıyla, kanunda belirtilen hallerden herhangi birinin varlığında borçlunun haczedilebilen mal varlığına el konulmasıdır. İhtiyati haczin amacı, belirli bir cebri takibin sonuçsuz kalmasının önüne geçerek alacaklı idarenin hak ve menfaatini korumaktır. İhtiyati haciz vergi alacağının tahsilinin tehlikeye girmesinin engellenmesi için geliştirilmiş bir müessesedir.
#34
SORU:
İhtiyati hacze hangi makam karar verir?
CEVAP:
İhtiyati haciz uygulanabilmesi için, ihtiyati haciz sebeplerinin ve buna dayanılarak yetkili organ tarafından alınmış bir ihtiyati haciz kararının bulunması gerekir. İhtiyati haciz, Vergi Dairesi Müdürlüğünün talebi üzerine Vergi Dairesi Başkanlığı bulunan yerlerde Vergi Dairesi Başkanının kararıyla, bulunmayan yerlerde mahalli en büyük memurunun kararıyla derhal uygulanır. Mahalli en büyük memuru illerde vali, ilçelerde ise kaymakamdır.
#35
SORU:
Haklarında ihtiyati haciz uygulananlar, haczin uygulanması karşı dava açabilirler mi?
CEVAP:
Haklarında ihtiyati haciz uygulananlar, haczin uygulanması, gıyapta yapılan hacizlerde ise haciz tutanağının tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde ihtiyati haciz uygulamasının usulüne uygun olarak yapılmadığı ve/veya ihtiyati haciz hallerin varlığı olmaksızın ihtiyati haciz uygulandığı iddiası ile alacaklı tahsil dairesinin görev alanı içinde bulunan vergi mahkemesine dava açabilirler.
#36
SORU:
İhtiyati tahakkuk nedir?
CEVAP:
Vergi alacağının korunması amacıyla, kanunda belirtilen hallerin varlığında normal tahakkuk süreci beklenmeksizin idari bir kararla vergi borcunun önceden tahakkuk ettirilmesidir. İhtiyati tahakkuk, kamu alacakları içerisinde sadece vergi ve benzeri mali yükümlülükler için öngörülen bir koruma önlemidir.
#37
SORU:
Hangi hallerde ihtiyati tahakkuk uygulanmasına başvurulmaktadır?
CEVAP:
Aşağıda belirtilen hallerin varlığında vergi alacağının tahsilinin tehlikede olduğu kabul edilerek ihtiyati tahakkuk uygulanmasına başvurulmaktadır:
1. Teminat istenmesini gerektiren durumların bulunması,
2. Borçlunun belli bir ikametgahı olmaması,
3. Borçlunun kaçması veya kaçma, mallarını kaçırma ve hileli yollara sapma ihtimalleri bulunuyorsa,
4. Mal bildirimine çağrılan borçlu belli süre içinde mal bildiriminde bulunmaması veya eksik bildirimde bulunması,
5. Borçlunun vergi alacağının tahsiline engel olmaya veya zorlaştırmaya yönelik eylemlerde bulunması,
6. Teşebbüsün muvazaalı olduğu ve gerçekte başkasına ait olduğu hakkında deliller bulunması.
#38
SORU:
Rüçhan hakkı nedir?
CEVAP:
Rüçhan Hakkı: Bir hakkın aynı derece ve nitelikteki diğerlerine göre öncelikli olması veya üstün tutulmasıdır. Haciz ve iflas yoluyla takipte vergi idaresine alacağın tahsili bakımından “rüçhan hakkı” tanınmıştır. Rüçhan hakkı ile vergi alacağı, borçlunun diğer borçları karşısında üstün tutulmuş ve bazı durumlarda vergi alacağının tahsili konusunda tahsil idaresine öncelik tanınmıştır. Böylece, vergi alacağının korunması açısından kendisine önemli bir avantaj sağlanmıştır.
#39
SORU:
Vergi alacaklarında haciz nasıl uygulanmaktadır?
CEVAP:
Borçlunun mal varlığına haciz uygulanabilmesi için vadesinde ödenmeyen vergi alacağının ödenmesi için borçluya bir ödeme emrinin tebliğ edilmesi gerekir. Ödeme emri tebliğinde borçluya tanınan 15 günlük ödeme süresi içinde de borç ödenmez ise haciz yoluyla takibata gidilir.
#40
SORU:
Vergi alacağının cebren tahsiline başlanabilmesi için öncelikle hangi işlemin yapılması gerekir?
CEVAP:
Vergi alacağının cebren tahsiline başlamadan önce borçluya bir ödeme emri tebliğ edilmesi gerekir. Böylelikle vergi borçlusuna vadesi geçmiş borcunu ödemesi için bir kez daha davette bulunulur ve son bir uyarı yapılır. Vergi alacağının vadesi dolmuş olsa bile, usulüne uygun olarak borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden cebren tahsile başlanması mümkün değildir.
#41
SORU:
Ödeme emrine karşı kaç gün içinde ve nereye dava açılabilir?
CEVAP:
Kendisine ödeme emri tebliğ edilen vergi borçlusu, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde, alacaklı tahsil dairesinin bulunduğu yer vergi mahkemesine dava açabilir.
#42
SORU:
Haciz işlemi nedir?
CEVAP:
Ödeme emri tebliğ edilmiş ve 15 gün geçmiş olmasına rağmen vergi borçlusu borcunu ödemezse icra dairesi sıfatıyla alacaklı tahsil dairesi cebri tatbikata haciz işlemi ile başlar. Genel olarak haciz işlemi, kesinleşmiş bir icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının tahsilini sağlamak için, alacaklı lehine söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara icra dairesi tarafından el konulmasıdır.
#43
SORU:
Mükellef (A)’nın vefatından sonra mirasçılarına 1.000.000 TL tutarında miras kalmıştır. Ölen (A)’nın % 10 mirasçısı durumunda olan (B) mirası reddetmemiş ve 100.000 TL pay almıştır. Daha sonra vergi dairesi (A)’ya ait 200.000 TL vergi borcu, 50.000 TL gecikme zammı ve 100.000 TL vergi ziyaı cezası bulunduğunu tespit etmiştir. Bu durumda mirasçı (B)’nin sorumlu tutulabileceği tutar ne kadardır?
CEVAP:
Ölüm halinde mükellefin ödevleri, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılara geçer ve mirasçılardan her biri ölenin vergi borçlarından miras payları oranında sorumlu olurlar. Cezaların kişiselliği ilkesi gereği ölümle birlikte vergi ziyaı cezası ortadan kalkar. Vergi borcu ve gecikme zammı ise mirası reddetmemiş mirasçılara geçer. Dolayısıyla Mükellef (A)'nın 200.000 TL vergi borcu ile 50.000 TL gecikme zammı borcu mirasçılarına geçer. Vergi ziyaı cezası için mirasçılara geçmez. Mirasçılara geçen vergi borçları, mirasçıların payları oranında mirasçılardan tahsil edilir. Mirasçı (B)'nin toplam ödeyeceği borç miktarı 250.000 TL'nin %10'udur. O da 25.000 TL'dir.