VIII-XIII. YÜZYILLAR TÜRK EDEBİYATI Dersi XII-XIII. Yüzyıllar Batı Türk Edebiyatı II: XII-XIII. Yüzyıllarda Anadolu’da Gelişen Tasavvufî Türk Edebiyatı soru cevapları:
Toplam 20 Soru & Cevap#1
SORU:
Anadolu’da ortaya çıkan dini tasavvufi edebiyatın ilk temsilcileri kimlerdir?
CEVAP:
Anadolu’da ortaya çıkan dini tasavvufi edebiyatın ilk temsilcileri Mevlana, Sultan Veled ve Yunus Emre’dir.
#2
SORU:
Horasan bugünkü sınırlara göre hangi ülkelerin şehirlerinden oluşmaktaydı?
CEVAP:
Horasan, bugünkü sınırlara göre Türkmenistan’daki Merv, İran’daki Nişabur ve Afganistan’daki Herat ve Belh şehirlerinden oluşmaktaydı.
#3
SORU:
Mevlana'nın "Rumî" lakabı nereden gelmektedir?
CEVAP:
Mevlana çocukluk döneminin dışındaki yıllarının neredeyse tamamını, önceki asırlardaki isimlendirmeyle "Diyâr-ı Rûm"da geçirdiği ve bölgedeki Konya'yı vatan edindiği için "Rumî" (Rum ülkesinden;Anadolulu) sıfatıyla anılmıştır.
#4
SORU:
Mevlana'nın en önemli iki eseri nedir?
CEVAP:
Mevlana'nın en önemli iki eseri, her ikisi de manzum olarak yazılan Mesnevî (Mesnevî-i Ma'nevî) ile Divan-ı Kebir'dir. Bunların dışında kalanları ise başkaları tarafından derlenen mensur eserlerdir.
#5
SORU:
Mesnevîhân ne anlama gelmektedir?
CEVAP:
Anadolu’da asırlar boyunca birlikte okunan Farsça önemli birkaç kitaptan biri, Mevlana’nın Mesnevî’sidir. Türkçeye çok sayıda çevirisi yapılan ve şerhler yazılan Mesnevî’yi ezberleyip icazet aldıktan sonra dinleyicilere okuyup açıklayan kişilere
Mesnevîhân (Mesnevi okuyan) unvanı verilmiştir.
#6
SORU:
Osmanlı döneminde Mesnevî’nin tamamını tercüme veya şerh eden isimler kimlerdir?
CEVAP:
Osmanlı döneminde Mesnevî’nin tamamını tercüme veya şerh edenler; Sürurî (öl. 1562), Sudî (16. yy.), Şem’î (öl. 1600’den sonra), İsmail Rüsuhî Dede (Ankaravî) (öl.1631), Yusuf Dede (öl. 1669), Nahifî (öl. 1738), Şakir Mehmed (öl. 1836), MehmedMurad (öl. 1847)’dır.
#7
SORU:
Sultan Veled Anadolu Türklüğünün yetiştirilmesine nasıl katkı sağlamıştır?
CEVAP:
Sultan Veled, eserlerini Farsça yazmakla birlikte epeyce Türkçe şiirleri de bulunmaktadır. Bu açıdan O, Ahmed Fakih ile birlikte, Anadolu Türk edebiyatında bir öncü durumundadır. Ayrıca Sultan Veled’in sistemli bir tarikat haline getirdiği Mevlevilik, Anadolu Türklüğünün yetiştirilmesinde ve terbiye edilmesinde önemli rol oynamış, Mevlevî dergâhları bir okul gibi halkın aydınlatılmasında büyük hizmetler görmüştür. Tarikatın ilk şeyhi de Hüsameddin Çelebi olmuş, 1284 yılında vefat etmesi ile yerine Sultan Veled geçmiştir.
#8
SORU:
Sultan Veled hangi eserleri kaleme almıştır?
CEVAP:
Sultan Veled’in Divan’ı başta olmak üzere İbtidâ-nâme, Rebâb-nâme, İntihâ-nâme mesnevileri ile nesir olarak yazdığı Ma’ârif adlı eserleri vardır.
#9
SORU:
Mevlana Celaleddin Rumî'nin "Mevlana" lakabı ne anlama gelmektedir?
CEVAP:
Mevlana, İslam dünyasında hürmet belirtmek için önemli kişilerin isimlerinin önünde kullanılmakta ve “efendimiz” anlamına gelmektedir. “Mevlana” lakabı, Mevlana Celaleddin Muhammed’le birlikte özel bir isme dönüşmüştür.
#10
SORU:
Seyyid Burhaneddin-i Tirmizî'nin Mevlana'nın hayatında nasıl bir yeri vardır?
CEVAP:
Babası Bahaeddin Veled’in öğrencisi olan Seyyid Burhaneddin-i Tirmizî, Mevlana’ya tasavvufla ilgili bilgileri öğretmiş ve onun düşünce dünyasının şekillenmesinde etkili olmuştur. Seyyid Burhâneddin-i Tirmizî’nin 1240 yılında Kayseri’ye dönüşünden sonra Mevlana, Konya’da dersler vermiş ve onun tavsiyesi üzerine yeniden Şam ve Haleb’e giderek eğitimini tamamlayıp Konya’ya dönmüştür. Mevlana, Seyyid Burhâneddin-i Tirmizî’nin ölümünden sonra içine kapanarak çevresinden kopmuş ve yalnız kalmayı tercih etmiştir.
#11
SORU:
Mevlana'nın hayat hikayesinde Şemsi Tebrizî'nin nasıl bir yeri vardır?
CEVAP:
Mevlana’nın hayat hikâyesinde Tebrizli Şems’in özel bir yeri vardır.Şemseddin Muhammed-i Tebrizî, Konya’ya ilk olarak 29 Kasım 1244’te gelmiştir. Şems ile tanışmasından sonra, Mevlana’nın maneviyatı üzerinde büyük değişiklik meydana gelmiş, onun eski sufiyane anlayışlarında değişiklikler olmuştur. Hatta yalnız Şems’in dostluğu ile yetinmeye başlamıştır. Şems'in Konya'dan ayrılmasıyla kendisini daha fazla şiire veren Mevlana, bu hasretle 48 bin beyti bulan Divan-ı Kebir’i yazmaya başlamıştır.
#12
SORU:
Divan-ı Kebir'in Divan'ı Şems olarak anılmasının nedeni nedir?
CEVAP:
Şems’den ayrılmanın üzüntüsüyle kendisini daha fazla şiire veren Mevlana, bu hasretle 48 bin beyti bulan Divan-ı Kebir’i yazmaya başlamıştır. Şems’e olan sevgisinden eserinde Şems ve Hâmûş kelimelerini mahlas olarak kullanmıştır. Divan’ı, Şems’e izafeten Divan-ı Şems adı ile anılmıştır.
#13
SORU:
Mevlana Şems'in ardından yaşadığı arayış ve üzüntülerden sonra kendisine “naib ve halife” olarak kimi seçmiştir?
CEVAP:
Mevlana, arayış ve üzüntülerden sonra kendisine “naib ve halife” olarak Konyalı kuyumcu Şeyh Selahaddin’i seçti. Onunla on yıl bir arada bulundu ve bu arada oğlu Sultan Veled’i Şeyh’in kızı Fatıma Hatun’la evlendirdi.
#14
SORU:
Mecâlis'i Sebâ eserinin başlıca özellikleri nelerdir?
CEVAP:
Mecâlis'i Sebâ Mevlana’nın yedi vaazının yakın çevresi tarafından kaydedilip bir
araya getirilmesiyle meydana gelen bir eserdir. Her vaazda ele alınan bir hadis, çeşitli örnekler ve hikâyelerle açıklanmıştır. Mevlana’nın bu eseri, gerek üslup ve gerekse konular yönünden diğer eserleriyle benzerlik ve bütünlük taşımaktadır. Eserde Divan-ı Kebir’den ve Mesnevî’den beyitler de bulunmaktadır.
#15
SORU:
Türk edebiyatında yazılmış ikinci Türkçe Mesnevi hangisidir?
CEVAP:
Kitâbu Evsâfı Mesâcidi’ş-şerîfe, Ahmed Fakih’in ikinci eseridir. Aslı Londra, British
Museum’da olan bu eser Hasibe Mazıoğlu tarafından bulunmuş ve yayımlanmıştır. Tek
nüsha olan eser 347 beyitlik küçük bir mesnevidir. Yapı bakımından Kutadgu Bilig ile benzerlik gösteren eser, Türk edebiyatında yazılmış ikinci Türkçe mesnevidir. Anadolu Türk edebiyatında ise bir ilk olarak karşımıza çıkmaktadır.
#16
SORU:
Anadolu’da İslamiyeti Türkçe olarak anlatan bir dil ile buna dayalı bir tasavvuf edebiyatı ortaya çıkmasının nedeni nedir?
CEVAP:
XIII. yüzyılda tekkelerin yaygınlaşmasını sağlayan siyasî ve sosyal gelişmelerin yanında Arapça ve Farsça ile İslam kültürünü iyi öğrenmiş aydınların bulunması, Anadolu’da
dinî-tasavvufî edebiyatın başlayıp gelişmesini ve bu edebiyatın önemli temsilcilerinin yetişmesini sağlamıştır. Bu dönemde ilmî eserlerin Arapça ve edebî eserlerin de Farsça yazılması, bu dilleri bilmeyen Türk halkına dini ve tasavvufu kendi dilleriyle öğretme ihtiyacını doğurmuştur.
#17
SORU:
Mevlana nasıl bir tahsil hayatı görmüştür?
CEVAP:
İlk eğitimini babasından alan Mevlana, ciddi bir tahsil görmüş ve tasavvufî bir terbiyeden geçmiştir. Belh’ten Anadolu’ya gelirken uğradıkları Şam’da Muhyiddin-i Arabî, Sadeddin-i Hamavî, Osmanü’r-Rumî, Necmeddin-i Kübrâ’nın müridlerinden olan Evhadüddin-i Kirmanî ve Sadreddin-i Konevî gibi sufîlerle sohbet etmiş, onlardan dersler almıştır. Arapça ve lugatla ilgili ilimler başta olmak üzere, fıkıh, hadis ve tefsir gibi ilimleri tahsil ederek zamanın önde gelen âlimleri arasında yerini alan Mevlana, yukarıda adı geçen bilginlerden başka yine Şam’da iken Mevlana Kemaleddin bin Adim’den de ders almıştır. Mevlana, babası hayattayken 1221-1228 yılları arasında eğitimini tamamlamak için Halep ve Şam’a gitmiştir.Burhaneddin-i Tirmizî, Mevlana’ya tasavvua ilgili bilgileri öğretmiş ve onun düşünce dünyasının şekillenmesinde etkili olmuştur. Seyyid Burhâneddin-i Tirmizî’nin 1240 yılında Kayseri’ye dönüşünden sonra Mevlana, Konya’da dersler vermiş ve onun tavsiyesi üzerine yeniden Şam ve Haleb’e giderek eğitimini tamamlayıp Konya’ya dönmüştür.
#18
SORU:
Mevlana'nın şiirlerinde nasıl bir üslûp bulunmaktadır?
CEVAP:
Mevlana'nın şiiri, Horasan üslubu veya Türkistan tarzı diye bilinen Moğol öncesi Horasan ve
Maveraünnehir şairlerinin üslubunun özelliklerini taşımaktadır. Ancak kelime ve cümle
yapıları itibariyle Horasan üslubunun özellikleri Mevlana’nın şiirinde öne çıksa da bazı dil
özellikleriyle muhteva ve anlam zenginliği bakımından Irak üslubuyla buluştuğu noktalar
da vardır. Mevlana’nın şiiri, genel üslup özelliklerinin yanında kendine ait hususiyetlere de sahiptir. Onun şairlik amacıyla şiir söylemediği, şiirine özen gösterip beyitlerini süslemediği, vezin ve kafiyeye takılıp kalmadığı araştırmacılarca hep söylenegelmiştir. O, çok iyi
bildiği edebî geleneği de pek önemsememiştir. Kullanılmayan bazı sözcük ve tabirler onun
şiirinde yer bulmuştur.
#19
SORU:
Türk edebiyatında kaç tane Ahmet Fâkih bulunmaktadır?
CEVAP:
Yapılan araştırmalara ve çeşitli görüşlere göre Türk edebiyatında birkaç Ahmed Fakih adı ile karşılaşmaktayız. Bunların birincisi Konya’da yaşayan ve 1221 yılında vefat eden Hoca Fakih veya Fakih Ahmed’dir. İkincisi 1251 yılında ölen ve Bahaeddin Veled’in öğrencisi olan Ahmed Fakih’tir. Ancak bunlardan başk XIV. yüzyılda yaşamış olan üçüncü (Karamanlı) Ahmed Fakih ile ne zaman öldüğü bilinmeyen ve Akşehir (Konya)’de mezar taşı bulunan dördüncü Fakih Ahmed de bulunmaktadır.
#20
SORU:
Sultan Veled'in Anadolu Türk edebiyatında öncü olarak kabul edilmesinin nedeni nedir?
CEVAP:
Sultan Veled, eserlerini Farsça yazmakla birlikte epeyce Türkçe şiirleri de bulunmaktadır. Bu açıdan O, Ahmed Fakih ile birlikte, Anadolu Türk edebiyatında bir öncü durumundadır. 1312 tarihinde vefat eden Sultan Veled, az da olsa, gerçek manada Türkçe gazel yazan ilk şairdir. İlk olması bakımından bazı aksaklıklar bulunsa da bu şiirler edebî yönden önemlidir.