XIV-XV. YÜZYILLAR TÜRK EDEBİYATI Dersi Türk Şiirinde Nazire soru cevapları:
Toplam 20 Soru & Cevap#1
SORU:
Nazire nedir? Açıklayınız.
CEVAP:
Nazire, bir şairin tanınmış bir şiirine veya şiirlerine sonradan başka bir şair veya şairin kendisi tarafından, kafiyeleri veya kafiye ve redifleri aynı olan, aynı vezin ve konuda yazılan, çoklukla gazel ve kasidelerde görülen benzer şiirlerdir. Cevap da denilen nazirenin, aynı dilde ve şivelerde olması gerekir.
#2
SORU:
Fars edebiyatında ise, nazire yerine başka terimler de kullanılmıştır. Bunlar nelerdir? Yazınız.
CEVAP:
Fars edebiyatında ise, nazire, “cevâb” kelimesi ile karşılanmış, ayrıca “istikbâl” ve “tazmîn” gibi terimler de kullanılmıştır.
#3
SORU:
Zemîn (=Model) Şiir nedir? Yazınız.
CEVAP:
Kendisi örnek alınarak benzeri yazılan şiire “zemîn” veya “model” şiir denir.
#4
SORU:
Nazire'nin Anadolu’da başlayan Batı Türk edebiyatında Yûnus Emre (ö. 1320) ile ortaya çıktığını söylemek mümkündür. Ancak, Yûnus’tan önce bu türün ilk şairleri arasında yer vereceğimiz Türk şairi Hakîm Süleyman Ata’dır. Yunus Emre ve Hakîm Süleyman Ata (ö. 1194), kimin şiirlerine karşılık nazireler söylemiştir?
CEVAP:
Yunus Emre ve Hakîm Süleyman Ata Ahmed-i Yesevî’nin şiirlerine nazireler söylemiştir.
#5
SORU:
“Nazire yazmak”, “tanzîr etmek” veya “nazîre demek” nedir? Açıklayınız.
CEVAP:
Edebiyatta şairlerin yetişmeleri, güzel şiirlerin taklit edilmesi ve sanatkârın kendini her yönü ile geliştirerek ortaya özgün eserler koyması ile sağlanmıştır. Bu açıdan bakınca nazirelerin edebiyatta büyük bir itici güç olduğu görülür. Şair, bu ilk devrinde bir çırak gibidir. Ancak şiir bilgisinin genişlemesi, hayat tecrübe ve şartlarının sanata yönelmesi, bulunduğu ortamın hatta şairler meclisine devamı veya çok okumakla kalfalık devrini de geçerek ustalık dönemine ayak basmış olur. Bütün bunlarda, dili ne şekilde kullanması gerektiğini öğrendiği gibi kelime bilgisi zenginleşir, kafiyenin dar ve geniş zeminlerine de vâkıf olur. Gönlü, aklı ve kulağı da ses ile kelimeye karşı ilgili olur, hatta hafızası genişler. Büyük sanatkârlara karşı duyduğu hayranlık ve saygı, şairi onların şiirlerine yönlendirir. İşte şair, bu kazanımlarla sanat dünyasına girer. Böylece, güzel bulup beğendiği şiirlere, hayranlık ve saygı duyduğu şairlerin şiirlerine, aynı konu, aynı vezin, aynı kafiye ve redif ile şiirler yazar. Buna “nazire yazmak”, “tanzîr etmek” veya “nazîre demek” adları verilir.
#6
SORU:
Müşâ’are ne anlama gelmektedir? Yazınız.
CEVAP:
Müşâ’are; aynı zaman içinde söylenen şiirlerdir. Bu yönü ile müşâ’are, nazirenin yaşanan zamandaki canlı örneği olarak görülmektedir. İşte bütün bu uğraşlar nazirenin Türk şiirindeki tesir ve gücünü de göstermektedir.
#7
SORU:
Ahmed Paşa tarafından tanzir edilen, daha sonra, başta Cem Sultan ve Necâtî olmak üzere, diğer bazı şairlerimiz tarafından da nazireler yazılan kasidenin ismi nedir?
CEVAP:
“Kerem Kasidesi”
#8
SORU:
Nakize ne anlama gelmektedir? Açıklayınız.
CEVAP:
Nakîze, bir şiir esas alınarak onunla aynı vezin ve kafiyede, fakat anlamca zıt konuda olan ve bir nevi zemin şiire reddiyye olarak yazılan şiirlere denmektedir.
#9
SORU:
Bugünkü bilgilerimize göre, Türk edebiyatında yazılan ilk nazire mecmuasının yazarının ve bu eserin ismi nedir?
CEVAP:
Bugünkü bilgilerimize göre, Türk edebiyatında yazılan ilk nazire mecmuası Ömer b. Mezîd’in ortaya koyduğu Mecmû’atü’n-nezâ’ir adlı eserdir
#10
SORU:
Nazire mecmuaları neden öenmlidir? Nazire mecmuaları ile ilgili bilgi veriniz.
CEVAP:
Türk edebiyatında ortaya çıkan ve şiirimizi açarak genişleten, edebî faaliyetlerin canlılığını devam ettiren nazirecilik neticesinde, yeni eserlerin yazılması da gerekirdi. İşte bunun sonunda, Türk edebiyatında nazire mecmuaları ortaya çıkmış oldu. Nazire mecmuaları, yazılan şiirleri edebî bir zevke göre ele alıp, onlara ilgi duyarak devam ettiren şairleri vermeleri ve sevilen şiirleri ortaya koymaları açısından önemlidir. Her şeyden önce edebiyat tarihinde adları geçmeyen, ancak şiirleri ile kendini gösteren, hayatları hakkında bilgimizin bulunmadığı şairlerimizin böyle mecmualarda yer alması, edebî zenginliğimizi de göstermektedir. Unutulmuş ve eserleri kaybolmuş bu şairler sayesinde, nazire mecmualarımız zenginlik kazanmıştır. Ancak nazire mecmualarına geçmeden, kimi şairlere yer veren ve onlardan beyitler alan ilk şair ve yazar Şeyhoğlu Mustafâ’dır.Edebiyat tarihimizin kaynaklarından olan nazire mecmuaları, daha sonra yerlerini tezkiretü’ş-şuarâ genel adı ile anılan eserlere bırakacaklardır.
#11
SORU:
Terim olarak nazire yerine başka terimler de kullanılmıştır? bunlar nelerdir?
CEVAP:
Terim olarak nazire yerine “mu’âraza” yanında “ihtizâ” ve “muhâkât” kelimeleri de kullanılmış, çok sonraları “taklîd”, “nazîr” ve “mesîl” terimlerine de yer verilmiştir.
#12
SORU:
Nazirenin çokluk şekli ve nazireyi yazan şair için kullanılan terimler nedir?
CEVAP:
Nazirenin çokluk şekli “nezâ’ir veya nezâyir (= nazireler)”dir. Nazireyi yazan şair de “nazîre-gû” veya “nazîre-perdâz” olarak anılır.
#13
SORU:
Türk edebiyatında “nazire” kelimesi ilk kez kim tarafından ve hangi eserde kullanılmıştır?
CEVAP:
Türk edebiyatında “nazire” kelimesini, “nazireler” anlamında ilk defa Fahreddîn bin Mahmûd Behcetü’l-Hadâ’ik fî-mev’izeti’l-Halâ’ik adlı eserinde kullanmıştır.
#14
SORU:
Gazelin kıt’a ve murabba ile tanzir edildiği, nazire mecmualarında pek çok örnekle ortaya konmuştur. Bunun nedeni ne olabilir?
CEVAP:
Bu, gazel nazım şeklinin diğer şekillere göre daha kısa oluşundan veya sanatkârın keyfî davranışından kaynaklanmış olabilir. Ancak her şairin düşkün olduğu ve tabiatına uygun gelen bir nazım şeklinin varlığı da düşünülebilir.
#15
SORU:
Birden çok şairi olan gazellere ne ad verilir?
CEVAP:
Birden çok şairi olan gazellere, “Gazel-i müşterek (=ortak gazel)” denilir.
#16
SORU:
Ahmed Fakîh’in Çarh-nâme’si, eksik ve kayıp da olsa, ayrıca Yûnus Emre ve Nesîmî gibi şairlerin divanlarında bulunmayan bazı şiirleri hangi mecmuada toplanmıştır?
CEVAP:
Ahmed Fakîh’in Çarh-nâme’si, eksik ve kayıp da olsa, sadece Câmi’ü’n-nezâ’ir’de yer almaktadır. Ayrıca Yûnus
Emre ve Nesîmî gibi şairlerin divanlarında bulunmayan bazı şiirleri de bu mecmuada toplanmıştır.
#17
SORU:
Câmi’ü’n-nezâ’ir nedir? bununla ilgili bilgi veriniz.
CEVAP:
Bir nazire mecmuasıdır. Mecmû’atü’n-nezâ’ir’den 76 sene sonra, 1512 yılında, yazılan Câmi’ü’n-nezâ’ir, daha çok şaire
yer vermiş ve 266 şairden 2824 şiir almıştır. Sultan II. Bâyezîd’in öldüğü ve I. Selîm’in tahta çıktığı senede yazılan Câmi’ü’n-nezâ’ir, Eğirdirli Hacı Kemâl’in eseridir.
#18
SORU:
Metâli’ü’n-nezâ’ir nedir? Bununla ilgili bilgi veriniz.
CEVAP:
XVII. yüzyılda yazılan Metâli’ü’n-nezâ’ir, derleyeni belli son nazire mecmuasıdır. Budinli Hisâlî (ö. 1062/1652) tarafından derlenen bu mecmua, şiirlerin sadece matla beyitlerine yer verilmesinden dolayı diğerlerinden farklıdır. Bundan dolayı mecmuaya Matâli’ü’n-nezâ’ir adı verilmiştir. Hisâlî’nin kendi matlalarının da bulunduğu mecmuadaki beyitler, vezinlere ve kafiyelere göre sıralanmıştır. Bu mecmuanın müellif hattı nüshası 2 cilt hâlinde Nuruosmaniye Kütüphanesi 4245 ve 4253 numarada kayıtlıdır.
#19
SORU:
Pervâne Bey Mecmuası kim tarafından yazılmıştır? Bu mecmua ile ilgili bilgi veriniz.
CEVAP:
Yazarı, Kanunî Sultan Süleyman’ın bendelerinden Pervâne Bey’dir. Pervâne Bey’in 968/1560-61 tarihinde derlediği ve günümüzde daha çok Pervâne Bey Mecmuası diye anılan mecmuanın bilinen tek nüshası, Topkapı Sarayı Kütüphanesi, Bağdat Nu. 406’da kayıtlıdır. 641 varak olan nüshanın, baştan bir yaprağı eksiktir.
#20
SORU:
Edebiyatımızda XVI. yüzyıldan sonra görülmeye başlayan, nazire yazan kimi şairlerin hangi şairin
şiirini tanzir ettiklerini, genellikle şiirin belirli bir beytinde zikrederler. Bu beyitin ismi nedir?
CEVAP:
Nazire yazan kimi şairler, hangi şairin şiirini tanzir ettiklerini, genellikle makta beytinde zikrederler.